Aradığınız sayfa bulunamıyor, lütfen kategori listesinden ulaşmayı deneyiniz.
Milli Eğitim Bakanlığı’nın ‘Okullar Hayat Olsun’ projesiyle, ders sonunda kapısına kilit vurulan okullar, ailelere açılıyor. Bahçelere yapılacak ağaçlandırma, geleneksel ve eğitici oyun çizimleri, konferans salonlarında verilecek kişisel eğitim seminerleri ve kurslarla okullar artık veliler ve çocukların buluşma yeri oluyor.
Bahçesi düz bir asfalttan oluşan ve ders sonrası kapısına kilit vurulan okullar artık halka açılıyor. Başta öğrenciler olmak üzere okul bahçesinden konferans salonlarına, kütüphanelerden bilgisayar sınıflarına kadar birçok yer ailelere de hizmet verecek. Milli Eğitim Bakanlığı’nın (MEB) ‘Okullar Hayat Olsun’ sloganıyla hayata geçirdiği projeyle okul bahçeleri yeşillendiriliyor ve geleneksel oyunlarla daha aktif hale getiriliyor. Pilot uygulaması İstanbul Sultangazi’deki Orhangazi İlköğretim Okulu’nda hayata geçiriliyor. Proje ile okullar hafta sonu ve tatillerde çeşitli kültürel ve eğitim etkinliklerine açılarak, okulun sürekli eğitim merkezi haline gelmesi amaçlanıyor.
Milli Eğitim Bakanlığı, Orman ve Su İşleri Bakanlığı, Türkiye Belediyeler Birliği ve gönüllü kurumlarca hayata geçirilen proje kapsamında NT Mağazaları da 7 bölgede 35 okulu hazırlıyor. Okul bahçelerine çizimlerle oyunlar hazırlanacak, Türkçe-İngilizce eğitici grafikler ve şekiller çizilecek. Okul kütüphanesinin öğrenci ve velilerin hafta içi ve hafta sonu kullanımına açık olması, bilgisayar laboratuvarlarının ders dışında da ödev hazırlama ve araştırma yapılması için açık tutulması ve konferans salonlarının eğitim ve seminerler için halka açık tutulması da projede yer alıyor. Çalışmalarına Orhangazi İlköğretim Okulu ile başlayan NT, tedarikçilerini de projeye dâhil etmek istiyor. Proje kapsamında unutulmaya yüz tutmuş sokak oyunları yeniden hayat buluyor. Okul bahçesinin bazı bölümleri oyun sahasına dönüştürülerek teneffüslerde çocukların düzenli oyun oynamaları sağlanıyor. ‘Sek sek’, ‘yakan top’, ‘köşe kapmaca’, ‘yağ satarım bal satarım’ gibi oyun alanlarının oluşturulacağı çalışma ile çocuklara, dikkatli olma, hızlı ve doğru karar verme, kavram ve şekilleri öğrenme, vücut dilini kullanma gibi yetenekler kazandırılması amaçlanıyor. İngilizce figürler, sayı ve renkler yazılarak İngilizcenin daha kolay öğrenilmesine de katkı sağlanıyor. Öğrencilere sağlanacak bu imkânların yanı sıra sınıflarda ve spor salonlarında açılacak yabancı dil, müzik, ebru gibi çeşitli kurslarla aileler de okullu oluyor. Akşam 21.00’e kadar açık olacak bilgisayar sınıflarına öğrencilerle birlikte veliler de gelebilecek. Okul bahçelerinde Orman ve Su İşleri Bakanlığı ve TEMA Vakfı’nın hazırlayacağı doğa bahçeleri de ailelerin yeşille iç içe olacakları sosyal yaşam alanları haline gelecek.
NT Mağazaları aracılığıyla projeye destek verecek firmalardan birisi de Fatih Kalem. Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Ercan Çiftçioğlu, Fatih Kalem olarak öğrencilerin eğitimlerinde her zaman yanlarında olmak istediklerini söylüyor. “Öğrencilerimizin geleceğine sosyal sorumluluk bilinci ile biz de katkı sağlayarak her bölgede 5 tane olmak üzere 7 bölgede toplam 35 okula destek vereceğiz.” diyen Çiftçioğlu, ‘Okullar Hayat Olsun’ projesinin kültürel değerler ve çocuklara yeni oyun alanları oluşturması açısından çok önemli olduğunu belirtiyor.
Orhangazi İlköğretim Okulu’nun açılışı 15 Kasım’da Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer, İstanbul Valisi Hüseyin Avni Mutlu, İstanbul İl Milli Eğitim Müdürü Muammer Yıldız, NT Mağazacılık Genel Müdürü Murat Kara, Fatih Kalem Yönetim Kurulu Başkanı Ercan Çiftçioğlu, Sultangazi Belediye Başkanı Cahit Altunay ve diğer protokol üyelerinin katılımıyla yapılacak.
(zaman)
Üst Kategori: ROOT Kategori: Gündem
Milli Eğitim Bakanlığı’nın ‘Okullar Hayat Olsun’ projesiyle, ders sonunda kapısına kilit vurulan okullar, ailelere açılıyor. Bahçelere yapılacak ağaçlandırma, geleneksel ve eğitici oyun çizimleri, konferans salonlarında verilecek kişisel eğitim seminerleri ve kurslarla okullar artık veliler ve çocukların buluşma yeri oluyor.
Bahçesi düz bir asfalttan oluşan ve ders sonrası kapısına kilit vurulan okullar artık halka açılıyor. Başta öğrenciler olmak üzere okul bahçesinden konferans salonlarına, kütüphanelerden bilgisayar sınıflarına kadar birçok yer ailelere de hizmet verecek. Milli Eğitim Bakanlığı’nın (MEB) ‘Okullar Hayat Olsun’ sloganıyla hayata geçirdiği projeyle okul bahçeleri yeşillendiriliyor ve geleneksel oyunlarla daha aktif hale getiriliyor. Pilot uygulaması İstanbul Sultangazi’deki Orhangazi İlköğretim Okulu’nda hayata geçiriliyor. Proje ile okullar hafta sonu ve tatillerde çeşitli kültürel ve eğitim etkinliklerine açılarak, okulun sürekli eğitim merkezi haline gelmesi amaçlanıyor.
Milli Eğitim Bakanlığı, Orman ve Su İşleri Bakanlığı, Türkiye Belediyeler Birliği ve gönüllü kurumlarca hayata geçirilen proje kapsamında NT Mağazaları da 7 bölgede 35 okulu hazırlıyor. Okul bahçelerine çizimlerle oyunlar hazırlanacak, Türkçe-İngilizce eğitici grafikler ve şekiller çizilecek. Okul kütüphanesinin öğrenci ve velilerin hafta içi ve hafta sonu kullanımına açık olması, bilgisayar laboratuvarlarının ders dışında da ödev hazırlama ve araştırma yapılması için açık tutulması ve konferans salonlarının eğitim ve seminerler için halka açık tutulması da projede yer alıyor. Çalışmalarına Orhangazi İlköğretim Okulu ile başlayan NT, tedarikçilerini de projeye dâhil etmek istiyor. Proje kapsamında unutulmaya yüz tutmuş sokak oyunları yeniden hayat buluyor. Okul bahçesinin bazı bölümleri oyun sahasına dönüştürülerek teneffüslerde çocukların düzenli oyun oynamaları sağlanıyor. ‘Sek sek’, ‘yakan top’, ‘köşe kapmaca’, ‘yağ satarım bal satarım’ gibi oyun alanlarının oluşturulacağı çalışma ile çocuklara, dikkatli olma, hızlı ve doğru karar verme, kavram ve şekilleri öğrenme, vücut dilini kullanma gibi yetenekler kazandırılması amaçlanıyor. İngilizce figürler, sayı ve renkler yazılarak İngilizcenin daha kolay öğrenilmesine de katkı sağlanıyor. Öğrencilere sağlanacak bu imkânların yanı sıra sınıflarda ve spor salonlarında açılacak yabancı dil, müzik, ebru gibi çeşitli kurslarla aileler de okullu oluyor. Akşam 21.00’e kadar açık olacak bilgisayar sınıflarına öğrencilerle birlikte veliler de gelebilecek. Okul bahçelerinde Orman ve Su İşleri Bakanlığı ve TEMA Vakfı’nın hazırlayacağı doğa bahçeleri de ailelerin yeşille iç içe olacakları sosyal yaşam alanları haline gelecek.
NT Mağazaları aracılığıyla projeye destek verecek firmalardan birisi de Fatih Kalem. Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Ercan Çiftçioğlu, Fatih Kalem olarak öğrencilerin eğitimlerinde her zaman yanlarında olmak istediklerini söylüyor. “Öğrencilerimizin geleceğine sosyal sorumluluk bilinci ile biz de katkı sağlayarak her bölgede 5 tane olmak üzere 7 bölgede toplam 35 okula destek vereceğiz.” diyen Çiftçioğlu, ‘Okullar Hayat Olsun’ projesinin kültürel değerler ve çocuklara yeni oyun alanları oluşturması açısından çok önemli olduğunu belirtiyor.
Orhangazi İlköğretim Okulu’nun açılışı 15 Kasım’da Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer, İstanbul Valisi Hüseyin Avni Mutlu, İstanbul İl Milli Eğitim Müdürü Muammer Yıldız, NT Mağazacılık Genel Müdürü Murat Kara, Fatih Kalem Yönetim Kurulu Başkanı Ercan Çiftçioğlu, Sultangazi Belediye Başkanı Cahit Altunay ve diğer protokol üyelerinin katılımıyla yapılacak.
(zaman)
Son Güncelleme: Salı, 13 Kasım 2012 08:34
Gösterim: 2436
Van'da geçen yıl meydana gelen depremlerin ardından Vehbi Koç Vakfı tarafından kentteki öğretmenler için inşa edilen lojmanların açılışı yapıldı.
Vehbi Koç Vakfı, kentte 23 Ekim ve 9 Kasım 2011 tarihlerinde yaşanan depremler sonrasında, ilde görevli öğretmenlerin kalabileceği lojmanların yapımı için çalışma başlattı.
Milli Eğitim Bakanlığı ile imzalanan protokol kapsamında, mayıs ayında temeli atılan 128 lojman, 6 ayda tamamlanarak faaliyete geçti.
Lojmanların açılış töreninde konuşan Vali Münir Karaloğlu, bir yıl önce yaşanan depremleri anımsatarak, 76'sı öğretmen 644 vatandaşın yaşamını yitirdiği depremlerde, ciddi maddi ve manevi kayıpların da olduğunu söyledi.
Depremlerin ardından 76 milyon insanın tek yürek olarak Van'a yardıma koştuğuna, özel sektörde önemli yeri olan Koç grubunun da tüm şirketleri ile Van'ın ve Vanlının yanında yer aldığına dikkati çeken Karaloğlu, Vehbi Koç Vakfı'nın, kente kalıcı şeyler bırakmak ve hayatını kaybeden öğretmenlerin anısını yaşatmak adına lojman yaptırma kararı aldığını ifade etti.
Karaloğlu, yaklaşık 6 ay gibi kısa bir sürede tamamlanan lojmanların bugünkü törenle milli eğitim camiasına bağışlandığını bildirerek, lojmanların yapımında son teknoloji inşaat malzemelerinin kullanıldığını ve yer olarak sağlam bir zemin seçildiğini dile getirdi.
Lojmanlarla birlikte içerisindeki beyaz eşyaların da vakıf tarafından tahsis edildiğine işaret eden Karaloğlu, ''Bu, Koç topluluğunun sosyal sorumluk ve toplumsal duyarlılığının bir gereğidir. Van halkı ve eğitim camiamız bunu hiçbir zaman unutmayacak ve her zaman minnetle, şükranla bu güzel yatırımı hatırlayacaktır. Van halkı adına bu yatırımı yapanlara teşekkür ediyorum'' dedi.
Koç Holding Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Koç ise kentte yaşanan depremlerin ardından Van'ın yeniden kalkınması sürecine katkı sunmaya çalıştıklarını vurgulayarak, inşa edilen lojmanların da bölgedeki eğitimin gelişmesine katkı sağlayacağını kaydetti.
''Ümit ederim ki geçmişte olduğu gibi gelecekte de güzel ilimiz Van, özverili eğitimcilerimizle başarılı nesillerin yetişmesine katkı sağlayacak'' diyen Koç, Türk milletinin birlik ve beraberlik ruhunun ülkeyi ayakta tutan en önemli unsur olduğunu belirtti.
Öğretmenler için gereken konfor, yaşam alanları ve gereçlerle donatılan lojmanların, deprem yönetmeliğine uygun inşa edildiğini anlatan Koç, lojmanların hayırlı olmasını temenni etti.
Konuşmaların ardından Vali Karaloğlu ile Mustafa Koç ve diğer katılımcılar açılış kurdelesini kestikleri lojmanlarda incelemede bulundu.
Üst Kategori: ROOT Kategori: Gündem
Van'da geçen yıl meydana gelen depremlerin ardından Vehbi Koç Vakfı tarafından kentteki öğretmenler için inşa edilen lojmanların açılışı yapıldı.
Vehbi Koç Vakfı, kentte 23 Ekim ve 9 Kasım 2011 tarihlerinde yaşanan depremler sonrasında, ilde görevli öğretmenlerin kalabileceği lojmanların yapımı için çalışma başlattı.
Milli Eğitim Bakanlığı ile imzalanan protokol kapsamında, mayıs ayında temeli atılan 128 lojman, 6 ayda tamamlanarak faaliyete geçti.
Lojmanların açılış töreninde konuşan Vali Münir Karaloğlu, bir yıl önce yaşanan depremleri anımsatarak, 76'sı öğretmen 644 vatandaşın yaşamını yitirdiği depremlerde, ciddi maddi ve manevi kayıpların da olduğunu söyledi.
Depremlerin ardından 76 milyon insanın tek yürek olarak Van'a yardıma koştuğuna, özel sektörde önemli yeri olan Koç grubunun da tüm şirketleri ile Van'ın ve Vanlının yanında yer aldığına dikkati çeken Karaloğlu, Vehbi Koç Vakfı'nın, kente kalıcı şeyler bırakmak ve hayatını kaybeden öğretmenlerin anısını yaşatmak adına lojman yaptırma kararı aldığını ifade etti.
Karaloğlu, yaklaşık 6 ay gibi kısa bir sürede tamamlanan lojmanların bugünkü törenle milli eğitim camiasına bağışlandığını bildirerek, lojmanların yapımında son teknoloji inşaat malzemelerinin kullanıldığını ve yer olarak sağlam bir zemin seçildiğini dile getirdi.
Lojmanlarla birlikte içerisindeki beyaz eşyaların da vakıf tarafından tahsis edildiğine işaret eden Karaloğlu, ''Bu, Koç topluluğunun sosyal sorumluk ve toplumsal duyarlılığının bir gereğidir. Van halkı ve eğitim camiamız bunu hiçbir zaman unutmayacak ve her zaman minnetle, şükranla bu güzel yatırımı hatırlayacaktır. Van halkı adına bu yatırımı yapanlara teşekkür ediyorum'' dedi.
Koç Holding Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Koç ise kentte yaşanan depremlerin ardından Van'ın yeniden kalkınması sürecine katkı sunmaya çalıştıklarını vurgulayarak, inşa edilen lojmanların da bölgedeki eğitimin gelişmesine katkı sağlayacağını kaydetti.
''Ümit ederim ki geçmişte olduğu gibi gelecekte de güzel ilimiz Van, özverili eğitimcilerimizle başarılı nesillerin yetişmesine katkı sağlayacak'' diyen Koç, Türk milletinin birlik ve beraberlik ruhunun ülkeyi ayakta tutan en önemli unsur olduğunu belirtti.
Öğretmenler için gereken konfor, yaşam alanları ve gereçlerle donatılan lojmanların, deprem yönetmeliğine uygun inşa edildiğini anlatan Koç, lojmanların hayırlı olmasını temenni etti.
Konuşmaların ardından Vali Karaloğlu ile Mustafa Koç ve diğer katılımcılar açılış kurdelesini kestikleri lojmanlarda incelemede bulundu.
Son Güncelleme: Pazartesi, 12 Kasım 2012 15:38
Gösterim: 1683
Yükseköğretim Kurulu, (YÖK) yeni yükseköğretim yasa taslağıyla ilgili iç ve dış paydaşların fikrini almak için 'Yükseköğretim Meydanı-Yeni Yasa 2012" toplantıları düzenleyecek.
Uygulama, bugün araştırma görevlilerinin katılımıyla yapılacak toplantıyla başlayacak. Toplantılar kapsamında, hafta boyunca yardımcı doçentler, doçentler, profesörler, üniversite idari personeliyle ayrı ayrı bir araya gelinecek. Daha sonra da sivil toplum kuruluşu, sendika ve kamu kurum temsilcilerinin de katıldığı toplantılar düzenlenecek.
'Yükseköğretim Meydanı" toplantılarında YÖK'ün yeni yükseköğretim yasa taslağına ilişkin görüşler alınacak, taslağın son halinin verilmesine yönelik çalışmalar yürütülecek. Toplantılar yeniyasa.yok.gov.tr adresinden hafta içi her gün 14.00-18.00 saatlerinde canlı izlenebilecek.
Toplantıların gündem konularını üniversitelerin statüleri, rektörlük seçimi ve atama modelleri, üniversite idari teşkilatlanma usulleri, yeni yasa taslağında Türkiye Yükseköğretim Kurulu'nun konumu, ÖYP sistemi, atama ve yükselme kriterleri oluşturacak. Toplantılarda ayrıca katılımcılar farklı konularda görüşlerini bildirebilecek.
YÖK Başkanı Çetinsaya ilgiden memnun
YÖK Başkanı Gökhan Çetinsaya ve kurul üyeleri, taslak öneriye ilişkin rektörlerle yüz yüze görüşmelere de başladı. Rektörlerle yapılacak görüşmeler ay boyunca sürecek.
Taslağa üniversitelerden gelen öneri ve değerlendirmeler de yeniyasa.yok.gov.tr adresinden yayımlanmaya başlandı.
YÖK Başkanı Çetinsaya'nın, sitedeki "ne düşünüyorsunuz" bölümüne yeni taslağa ilişkin tüm kesimlerden gelen yorumlardan memnun olduğu belirtildi.
Yeni yasa çalışmaları sosyal medya kullanıcılarının da görüşlerine açıldı. Bu kapsamda sosyal paylaşım sitesi Tvvitter'da oluşturulan "yeniyasayadogru" kullanıcı hesabıyla düzenli bilgi aktarılıyor, gelen görüşler değerlendirilmek üzere tasnif ediliyor.
Üst Kategori: ROOT Kategori: Gündem
Yükseköğretim Kurulu, (YÖK) yeni yükseköğretim yasa taslağıyla ilgili iç ve dış paydaşların fikrini almak için 'Yükseköğretim Meydanı-Yeni Yasa 2012" toplantıları düzenleyecek.
Uygulama, bugün araştırma görevlilerinin katılımıyla yapılacak toplantıyla başlayacak. Toplantılar kapsamında, hafta boyunca yardımcı doçentler, doçentler, profesörler, üniversite idari personeliyle ayrı ayrı bir araya gelinecek. Daha sonra da sivil toplum kuruluşu, sendika ve kamu kurum temsilcilerinin de katıldığı toplantılar düzenlenecek.
'Yükseköğretim Meydanı" toplantılarında YÖK'ün yeni yükseköğretim yasa taslağına ilişkin görüşler alınacak, taslağın son halinin verilmesine yönelik çalışmalar yürütülecek. Toplantılar yeniyasa.yok.gov.tr adresinden hafta içi her gün 14.00-18.00 saatlerinde canlı izlenebilecek.
Toplantıların gündem konularını üniversitelerin statüleri, rektörlük seçimi ve atama modelleri, üniversite idari teşkilatlanma usulleri, yeni yasa taslağında Türkiye Yükseköğretim Kurulu'nun konumu, ÖYP sistemi, atama ve yükselme kriterleri oluşturacak. Toplantılarda ayrıca katılımcılar farklı konularda görüşlerini bildirebilecek.
YÖK Başkanı Çetinsaya ilgiden memnun
YÖK Başkanı Gökhan Çetinsaya ve kurul üyeleri, taslak öneriye ilişkin rektörlerle yüz yüze görüşmelere de başladı. Rektörlerle yapılacak görüşmeler ay boyunca sürecek.
Taslağa üniversitelerden gelen öneri ve değerlendirmeler de yeniyasa.yok.gov.tr adresinden yayımlanmaya başlandı.
YÖK Başkanı Çetinsaya'nın, sitedeki "ne düşünüyorsunuz" bölümüne yeni taslağa ilişkin tüm kesimlerden gelen yorumlardan memnun olduğu belirtildi.
Yeni yasa çalışmaları sosyal medya kullanıcılarının da görüşlerine açıldı. Bu kapsamda sosyal paylaşım sitesi Tvvitter'da oluşturulan "yeniyasayadogru" kullanıcı hesabıyla düzenli bilgi aktarılıyor, gelen görüşler değerlendirilmek üzere tasnif ediliyor.
Son Güncelleme: Pazartesi, 12 Kasım 2012 14:23
Gösterim: 1396
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Rize'de Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi'nin 2012-2013 akademik yıl açılış törenindeki konuşmasında, “onlar hala yasakları savunurken biz 40 bini aşkın uluslararası öğrenciye eğitim veriyoruz” dedi
Başbakan Erdoğan, ''Onlar hala üniversitelerde yasakları savunurken biz hiçbir ayrım yapmadan üniversiteleri, milletin üniversiteleri olarak dünya milletlerinin hizmetine açtık. Onlar hala başörtüsüne, sakala, bıyığa, kılık kıyafete takılmış oradan bir adım ileri gidemezken biz bugün 155 ülkeden 40 bini aşkın uluslararası öğrenciye bu ülkede eğitim veriyoruz'' dedi.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Rize'de Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi'nin 2012-2013 akademik yıl açılış törenindeki konuşmasında, kendisine tevdi edilen fahri doktora unvanından dolayı üniversite senatosuna şükranlarını sundu.
Akıllı tahtalar 3 yıl içinde tüm okullara gelecek
Öğrencilerin dönem başlarında kitaplarını sıralarında bulduğunu hatırlatan Başbakan Erdoğan, ''İnşallah üç yıllık bir programla bütün okullarımız akıllı tahtasına ve tablet bilgisayarına kavuşacak'' diye konuştu. Başbakan Erdoğan, şunları kaydetti:
''Dün Rize'nin köylerine ulaşılmıyordu, bugün Kenya'nın köylerine, Filistin'in köylerine, Bosna'nın köylerine kadar ulaşıyor, Türkiye üniversitelerinde okumak için can atan çocukların mülakatlarını yapıyoruz. Bir dönem bize, bizim şahsımızda millete, milletin öz evlatlarına ikinci sınıf vatandaş muamelesi yapılıyordu. Bizler o dönemi yaşadık, bize 'gerici' dediler. Bize 'yobaz' dediler, bize 'niçin cenaze yıkayıcısı olacaksınız-' dediler. Öğretmenlerimiz dedi bunu. 'Softa' dediler, 'bunlar anlamaz, bunlar bilmez' dediler. 'Yapamaz, başaramaz' dediler. Bizi, bizim şahsımızda milletin kendisini, tutucu olmakla, gerici olmakla, daha da ileri giderek karanlıkla, cahillikle özdeşleştirmek istediler. Şu anda kimin ak kimin de kara olduğu çok net bir biçimde ortaya çıktı. Dikkat edin, onlar hala üniversitelerde yasakları savunurken biz hiçbir ayrım yapmadan üniversiteleri, milletin üniversiteleri olarak dünya milletlerinin hizmetine açtık. Onlar hala başörtüsüne, sakala, bıyığa, kılık kıyafete takılmış oradan bir adım ileri gidemezken biz bugün 155 ülkeden 40 bini aşkın uluslararası öğrenciye bu ülkede eğitim veriyoruz. Onlar hala milletin öz evlatları için okul yollarını kapatmanın mücadelesini verirken biz okul yollarını açıyor, tercihleri çoğaltıyor, tercih özgürlüğünü genişletiyoruz.''
İmam hatiplerde okuyanlara öcü muamelesi yaptılar
''On yıllar boyunca bu ülkede meslek liselerine neler çektirdiler'' diyen Başbakan Erdoğan, şöyle devam etti:
''İmam hatipleri hep tartışma konusu yaptılar. Sabah akşam bu okulları konuştular. Bu okulları 'öcü' gibi gösterdiler, bu okulları 'gerici yuvası' gibi gösterdiler. Bu okullarda okuyan çocuklara adeta bu ülkede 'öcü' muamelesi yaptılar. Peki soruyorum, Allah aşkına ne oldu- 80'ler, 90'lar boyunca en büyük tehdit olarak gösterdiğiniz o imam hatip okulları Allah aşkına Türkiye'ye hangi zararı verdi- O imam hatip okullarının mezunları şu anda Türkiye'yi yeni baştan inşa ediyorlar. O imam hatip okullarının mezunları şu anda 75 milyona efendilik için değil, hizmetkar olmak için bir mücadele veriyorlar. Daha bu sene kademeli eğitime geçiş düzenlemesi sırasında o bildik ezberleri dile getirdiler. O bildik sanal tehditleri savurdular. Peki ne oldu- İmam hatip okullarını açtık, milletin evlatlarının önüne tercihleri koyduk, tercih özgürlüğünü koyduk. Bu süreç şimdi tıkır tıkır işliyor. Eğitimden, öğrenimden korkanlar, kusura bakmayın, eğitime bu kadar yatırım yapmazlar. Okuldan, okumaktan, bilimden korkanlar, Türkiye'nin eğitim öğretim altyapısında böyle devrim niteliğinde düzenlemeleri gerçekleştiremezler. Onlar geriye dönüp baktıklarında kendi geçmişlerindeki yasakları, baskıları, zulümleri, kendi tarihlerindeki toplum mühendisliğini görecekler ama biz geriye baktığımızda bu ülkeye kazandırdığımız hizmetleri, eserleri, yatırımları göreceğiz. Daha bugünden bunları görüyoruz. Çünkü biz bu milletin gençlerini, çocuklarımızı çok seviyoruz.''
Eğitim yatırımlarının sonuçlarının uzun vadede alındığını belirten Erdoğan, Türkiye'yi eğitim, sağlık, adalet ve emniyet konularında yükseltmek için yola çıktıklarını söyledi. Başbakan Erdoğan, ''Bunlar üzerinde Türkiye şu anda yükseliyor. İnşallah şu son 10 yılda yaptığımız yatırımlar Türkiye'nin çehresini çok köklü şekilde değiştirecek, zaten değişmeye başladı'' dedi.
Gençlere hiçbir zaman umutsuzluğa, karamsarlığa kapılmamalarını söyleyen Erdoğan, toplantıya katılan öğretim üyelerinden de Rize'de göreve başlayıp biraz hizmet verdikten sonra kenti bırakmamalarını istedi. Erdoğan, ''İnanın, Rize'nin çocukları, öğrencileri bir harf öğretenin kölesidir. Çok sever ama burayı, bizi bırakmayın. Şu üniversitemize hep birlikte sahip çıkalım'' diye konuştu.
21. yüzyıl Türkiye yüzyılı olacaktır
Üniversitenin fiziki imkanlarının süratle giderilmesine yönelik çalışmaların yapıldığını ifade eden Erdoğan, şöyle konuştu:
''Fiziki imkanlar noktasında eksiklerinin süratle giderildiği bir Recep Tayyip Üniversitesi burada inanıyorum ki, sizin daha huzurlu hizmet vermenize fırsat vereceği gibi çok daha fazla öğrencimizi Rize'ye çekme noktasında da bir cazibe merkezi oluşturacaktır. Özellikle gençlerimize, öğrencilerimize, Rizeli genç kardeşlerimize, üniversitemizin öğrencilerine umutsuzluktan, yeisten, karamsarlıktan özenle kaçınmalarını rica ediyorum. On yılda olmazları olur hale getirdik, 'yapılamaz' denilenleri başardık. Azimle, sabırla, sebatla çok daha fazlasını hep birlikte yapacağız. Bir kere bu ülkenin her bir ferdi gönülden, yürekten şuna inanacak, 21. yüzyıl hiç şüpheniz olmasın bir Türkiye yüzyılı olacaktır. 2023 hedeflerini Allah'ın izniyle tutturacağız. Bizden sonra gelecek nesiller de yani henüz doğmamış veya yeni doğmuş nesiller de 2071 hedeflerine sımsıkı sarılacak, o hedefleri de inşallah tutturacaklar. Çünkü Alparslan'ın torunları inşallah yan gelip yatmayacaklar. Ben inanıyorum ki çok çalışacaklar. Ecdadımız nasıl yaptıysa, nasıl başardıysa biz de başaracağız. Bir kere daha başaracağız, bir kere daha dünyanın en güçlü ülkeleri arasında yer alacağız. Önce kendimize inanacağız ondan sonra da bu adımları atacağız.''
Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi'nin yapılacak çalışmalarla Türkiye genelinde bilimsel rekabetteki yerinin çok daha yükseklere çıkarılacağı yönündeki inancını belirten Erdoğan, ''Rize'den aldığımız dersle, Karadeniz'den aldığımız ilhamla, Türkiye için, dünya için, biz ve bizden sonra gelenler inşallah çok daha güzel, çok daha büyük hizmetler üretecekler. İnşallah Rize'ye mahcup olmayacağız, Rizeli kardeşlerimizi de mahcup etmeyeceğiz'' diye konuştu.
Üniversitenin yeni akademik yılının hayırlı olması temennisinde bulunan Erdoğan, kendisine tevdi edilen fahri doktora ünvanı için de rektöre, üniversite senatosuna, öğretim üyelerine, öğrencilere ve Rizelilere şükranlarını sundu. kararlılıkla sürdürmek durumundayız.
40 bini aşkın uluslararası öğrenciye eğitim veriyoruz
Başbakan Erdoğan, ''Onlar hala üniversitelerde yasakları savunurken biz hiçbir ayrım yapmadan üniversiteleri, milletin üniversiteleri olarak dünya milletlerinin hizmetine açtık. Onlar hala başörtüsüne, sakala, bıyığa, kılık kıyafete takılmış oradan bir adım ileri gidemezken biz bugün 155 ülkeden 40 bini aşkın uluslararası öğrenciye bu ülkede eğitim veriyoruz'' dedi.
Üst Kategori: ROOT Kategori: Gündem
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Rize'de Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi'nin 2012-2013 akademik yıl açılış törenindeki konuşmasında, “onlar hala yasakları savunurken biz 40 bini aşkın uluslararası öğrenciye eğitim veriyoruz” dedi
Başbakan Erdoğan, ''Onlar hala üniversitelerde yasakları savunurken biz hiçbir ayrım yapmadan üniversiteleri, milletin üniversiteleri olarak dünya milletlerinin hizmetine açtık. Onlar hala başörtüsüne, sakala, bıyığa, kılık kıyafete takılmış oradan bir adım ileri gidemezken biz bugün 155 ülkeden 40 bini aşkın uluslararası öğrenciye bu ülkede eğitim veriyoruz'' dedi.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Rize'de Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi'nin 2012-2013 akademik yıl açılış törenindeki konuşmasında, kendisine tevdi edilen fahri doktora unvanından dolayı üniversite senatosuna şükranlarını sundu.
Akıllı tahtalar 3 yıl içinde tüm okullara gelecek
Öğrencilerin dönem başlarında kitaplarını sıralarında bulduğunu hatırlatan Başbakan Erdoğan, ''İnşallah üç yıllık bir programla bütün okullarımız akıllı tahtasına ve tablet bilgisayarına kavuşacak'' diye konuştu. Başbakan Erdoğan, şunları kaydetti:
''Dün Rize'nin köylerine ulaşılmıyordu, bugün Kenya'nın köylerine, Filistin'in köylerine, Bosna'nın köylerine kadar ulaşıyor, Türkiye üniversitelerinde okumak için can atan çocukların mülakatlarını yapıyoruz. Bir dönem bize, bizim şahsımızda millete, milletin öz evlatlarına ikinci sınıf vatandaş muamelesi yapılıyordu. Bizler o dönemi yaşadık, bize 'gerici' dediler. Bize 'yobaz' dediler, bize 'niçin cenaze yıkayıcısı olacaksınız-' dediler. Öğretmenlerimiz dedi bunu. 'Softa' dediler, 'bunlar anlamaz, bunlar bilmez' dediler. 'Yapamaz, başaramaz' dediler. Bizi, bizim şahsımızda milletin kendisini, tutucu olmakla, gerici olmakla, daha da ileri giderek karanlıkla, cahillikle özdeşleştirmek istediler. Şu anda kimin ak kimin de kara olduğu çok net bir biçimde ortaya çıktı. Dikkat edin, onlar hala üniversitelerde yasakları savunurken biz hiçbir ayrım yapmadan üniversiteleri, milletin üniversiteleri olarak dünya milletlerinin hizmetine açtık. Onlar hala başörtüsüne, sakala, bıyığa, kılık kıyafete takılmış oradan bir adım ileri gidemezken biz bugün 155 ülkeden 40 bini aşkın uluslararası öğrenciye bu ülkede eğitim veriyoruz. Onlar hala milletin öz evlatları için okul yollarını kapatmanın mücadelesini verirken biz okul yollarını açıyor, tercihleri çoğaltıyor, tercih özgürlüğünü genişletiyoruz.''
İmam hatiplerde okuyanlara öcü muamelesi yaptılar
''On yıllar boyunca bu ülkede meslek liselerine neler çektirdiler'' diyen Başbakan Erdoğan, şöyle devam etti:
''İmam hatipleri hep tartışma konusu yaptılar. Sabah akşam bu okulları konuştular. Bu okulları 'öcü' gibi gösterdiler, bu okulları 'gerici yuvası' gibi gösterdiler. Bu okullarda okuyan çocuklara adeta bu ülkede 'öcü' muamelesi yaptılar. Peki soruyorum, Allah aşkına ne oldu- 80'ler, 90'lar boyunca en büyük tehdit olarak gösterdiğiniz o imam hatip okulları Allah aşkına Türkiye'ye hangi zararı verdi- O imam hatip okullarının mezunları şu anda Türkiye'yi yeni baştan inşa ediyorlar. O imam hatip okullarının mezunları şu anda 75 milyona efendilik için değil, hizmetkar olmak için bir mücadele veriyorlar. Daha bu sene kademeli eğitime geçiş düzenlemesi sırasında o bildik ezberleri dile getirdiler. O bildik sanal tehditleri savurdular. Peki ne oldu- İmam hatip okullarını açtık, milletin evlatlarının önüne tercihleri koyduk, tercih özgürlüğünü koyduk. Bu süreç şimdi tıkır tıkır işliyor. Eğitimden, öğrenimden korkanlar, kusura bakmayın, eğitime bu kadar yatırım yapmazlar. Okuldan, okumaktan, bilimden korkanlar, Türkiye'nin eğitim öğretim altyapısında böyle devrim niteliğinde düzenlemeleri gerçekleştiremezler. Onlar geriye dönüp baktıklarında kendi geçmişlerindeki yasakları, baskıları, zulümleri, kendi tarihlerindeki toplum mühendisliğini görecekler ama biz geriye baktığımızda bu ülkeye kazandırdığımız hizmetleri, eserleri, yatırımları göreceğiz. Daha bugünden bunları görüyoruz. Çünkü biz bu milletin gençlerini, çocuklarımızı çok seviyoruz.''
Eğitim yatırımlarının sonuçlarının uzun vadede alındığını belirten Erdoğan, Türkiye'yi eğitim, sağlık, adalet ve emniyet konularında yükseltmek için yola çıktıklarını söyledi. Başbakan Erdoğan, ''Bunlar üzerinde Türkiye şu anda yükseliyor. İnşallah şu son 10 yılda yaptığımız yatırımlar Türkiye'nin çehresini çok köklü şekilde değiştirecek, zaten değişmeye başladı'' dedi.
Gençlere hiçbir zaman umutsuzluğa, karamsarlığa kapılmamalarını söyleyen Erdoğan, toplantıya katılan öğretim üyelerinden de Rize'de göreve başlayıp biraz hizmet verdikten sonra kenti bırakmamalarını istedi. Erdoğan, ''İnanın, Rize'nin çocukları, öğrencileri bir harf öğretenin kölesidir. Çok sever ama burayı, bizi bırakmayın. Şu üniversitemize hep birlikte sahip çıkalım'' diye konuştu.
21. yüzyıl Türkiye yüzyılı olacaktır
Üniversitenin fiziki imkanlarının süratle giderilmesine yönelik çalışmaların yapıldığını ifade eden Erdoğan, şöyle konuştu:
''Fiziki imkanlar noktasında eksiklerinin süratle giderildiği bir Recep Tayyip Üniversitesi burada inanıyorum ki, sizin daha huzurlu hizmet vermenize fırsat vereceği gibi çok daha fazla öğrencimizi Rize'ye çekme noktasında da bir cazibe merkezi oluşturacaktır. Özellikle gençlerimize, öğrencilerimize, Rizeli genç kardeşlerimize, üniversitemizin öğrencilerine umutsuzluktan, yeisten, karamsarlıktan özenle kaçınmalarını rica ediyorum. On yılda olmazları olur hale getirdik, 'yapılamaz' denilenleri başardık. Azimle, sabırla, sebatla çok daha fazlasını hep birlikte yapacağız. Bir kere bu ülkenin her bir ferdi gönülden, yürekten şuna inanacak, 21. yüzyıl hiç şüpheniz olmasın bir Türkiye yüzyılı olacaktır. 2023 hedeflerini Allah'ın izniyle tutturacağız. Bizden sonra gelecek nesiller de yani henüz doğmamış veya yeni doğmuş nesiller de 2071 hedeflerine sımsıkı sarılacak, o hedefleri de inşallah tutturacaklar. Çünkü Alparslan'ın torunları inşallah yan gelip yatmayacaklar. Ben inanıyorum ki çok çalışacaklar. Ecdadımız nasıl yaptıysa, nasıl başardıysa biz de başaracağız. Bir kere daha başaracağız, bir kere daha dünyanın en güçlü ülkeleri arasında yer alacağız. Önce kendimize inanacağız ondan sonra da bu adımları atacağız.''
Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi'nin yapılacak çalışmalarla Türkiye genelinde bilimsel rekabetteki yerinin çok daha yükseklere çıkarılacağı yönündeki inancını belirten Erdoğan, ''Rize'den aldığımız dersle, Karadeniz'den aldığımız ilhamla, Türkiye için, dünya için, biz ve bizden sonra gelenler inşallah çok daha güzel, çok daha büyük hizmetler üretecekler. İnşallah Rize'ye mahcup olmayacağız, Rizeli kardeşlerimizi de mahcup etmeyeceğiz'' diye konuştu.
Üniversitenin yeni akademik yılının hayırlı olması temennisinde bulunan Erdoğan, kendisine tevdi edilen fahri doktora ünvanı için de rektöre, üniversite senatosuna, öğretim üyelerine, öğrencilere ve Rizelilere şükranlarını sundu. kararlılıkla sürdürmek durumundayız.
40 bini aşkın uluslararası öğrenciye eğitim veriyoruz
Başbakan Erdoğan, ''Onlar hala üniversitelerde yasakları savunurken biz hiçbir ayrım yapmadan üniversiteleri, milletin üniversiteleri olarak dünya milletlerinin hizmetine açtık. Onlar hala başörtüsüne, sakala, bıyığa, kılık kıyafete takılmış oradan bir adım ileri gidemezken biz bugün 155 ülkeden 40 bini aşkın uluslararası öğrenciye bu ülkede eğitim veriyoruz'' dedi.
Son Güncelleme: Pazartesi, 12 Kasım 2012 14:46
Gösterim: 1464
Anayasa Mahkemesi'nden memurlara kötü haber. 8 Eylül 1999'dan önce memuriyetten ayrılan, bu tarihten sonra istifa ettiğinde 15 yıl sigortalılık ve 3600 prim gün sayısı bulunmayanlar bu hizmetleri için ikramiye alamayacak.
CHP, milletvekili emekli aylıklarının da düzenlendiği Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapan Kanun'un bazı maddelerinin iptali ve yürürlüğünün durdurulması için Anayasa Mahkemesi'ne başvurmuştu.
Anayasa Mahkemesi 8 Kasım'da yaptığı toplantıda, söz konusu düzenlemelerin Anayasa'ya aykırı olmadığından iptal isteminin reddine karar verdi.
Yüksek Mahkeme'nin kararına göre, istifa ederek görevinden ayrılan veya memuriyetine son verilenlerden daha sonra SSK veya Bağ-Kur'a tabi çalışarak emekliye ayrılanların memuriyet hizmetlerine emekli ikramiyesi ödenmesi ancak 1475 sayılı İş Kanununun 14'üncü maddesinde belirtilen kıdem tazminatına hak kazanma şartlarının varlığı halinde söz konusu olacak.
Hizmet süreleri ne olursa olsun 8 Eylül 1999 tarihinden önce memuriyet hizmetinden istifa edenler, emekli olduklarında emekli ikramiyesi alamayacak. Yine 8 Eylül 1999 tarihinden sonra istifa eden ve istifa ettiği tarihte 15 yıl sigortalılık süresi ve 3600 prim ödeme gün sayısı bulunmayan emeklilerin de ikramiye almaları mümkün olmayacak.
Kanunda sayılan şartları sağlayan ve ödemeye hak kazananlar da hangi tarihte emekliye ayrıldılarsa o tarihlerdeki değerler üzerinden emekli ikramiyesi alacak.
Üst Kategori: ROOT Kategori: Gündem
Anayasa Mahkemesi'nden memurlara kötü haber. 8 Eylül 1999'dan önce memuriyetten ayrılan, bu tarihten sonra istifa ettiğinde 15 yıl sigortalılık ve 3600 prim gün sayısı bulunmayanlar bu hizmetleri için ikramiye alamayacak.
CHP, milletvekili emekli aylıklarının da düzenlendiği Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapan Kanun'un bazı maddelerinin iptali ve yürürlüğünün durdurulması için Anayasa Mahkemesi'ne başvurmuştu.
Anayasa Mahkemesi 8 Kasım'da yaptığı toplantıda, söz konusu düzenlemelerin Anayasa'ya aykırı olmadığından iptal isteminin reddine karar verdi.
Yüksek Mahkeme'nin kararına göre, istifa ederek görevinden ayrılan veya memuriyetine son verilenlerden daha sonra SSK veya Bağ-Kur'a tabi çalışarak emekliye ayrılanların memuriyet hizmetlerine emekli ikramiyesi ödenmesi ancak 1475 sayılı İş Kanununun 14'üncü maddesinde belirtilen kıdem tazminatına hak kazanma şartlarının varlığı halinde söz konusu olacak.
Hizmet süreleri ne olursa olsun 8 Eylül 1999 tarihinden önce memuriyet hizmetinden istifa edenler, emekli olduklarında emekli ikramiyesi alamayacak. Yine 8 Eylül 1999 tarihinden sonra istifa eden ve istifa ettiği tarihte 15 yıl sigortalılık süresi ve 3600 prim ödeme gün sayısı bulunmayan emeklilerin de ikramiye almaları mümkün olmayacak.
Kanunda sayılan şartları sağlayan ve ödemeye hak kazananlar da hangi tarihte emekliye ayrıldılarsa o tarihlerdeki değerler üzerinden emekli ikramiyesi alacak.
Son Güncelleme: Pazartesi, 12 Kasım 2012 13:25
Gösterim: 1335

