Aradığınız sayfa bulunamıyor, lütfen kategori listesinden ulaşmayı deneyiniz.
KAÜ öğretim üyesi Doç. Dr. Engin, "Sosyal paylaşım sitelerinden öğretmeniyle arkadaşlık kuran öğrencinin sınıf ortamında diğer öğrencilerle sosyalleşmesi, paylaşması olumsuz etkileniyor. Diğer öğrencileri kendisine denk, paydaş görmüyor. Bu da öğrencinin birlikte öğrenme başarısını olumsuz etkiliyor" dedi.
Kafkas Üniversitesi (KAÜ) Eğitim Fakültesi Eğitim Bilimleri Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ali Osman Engin, öğretmen ve öğrencinin sosyal paylaşım siteleri üzerinden arkadaş olmasına ilişkin, "Sosyal paylaşım sitelerinden öğretmeniyle arkadaşlık kuran öğrencinin sınıf ortamında diğer öğrencilerle sosyalleşmesi, paylaşması olumsuz etkileniyor. Diğer öğrencileri kendisine denk, paydaş görmüyor. Bu da öğrencinin birlikte öğrenme başarısını olumsuz etkiliyor" dedi.
Doç. Dr. Engin, AA muhabirine yaptığı açıklamada, öğretmenlik mesleğinin profesyonel uzmanlık mesleği olup, öğretmen ve öğrenci arasında kendine has davranış ve üslup özellikleri ile kendini gösteren iletişim süreçleri bulunduğunu söyledi.
Tüm dünyada olduğu gibi Türkiye'de de sosyal medya ve paylaşım sitelerinin yarattıkları sahte imajlarıyla oldukça bozuk sicillere sahip olduğuna vurgu yapan Engin, "Öğrenci sosyal paylaşım sitesinde kesinlikle gerçek kimliği ve benliğini saklamış, sahte imajlarla ortama girmiştir. Hiç olmadığı gibi davranacak öğrencinin uydu bir benlik ve kimlik geliştirmesi kaçınılmaz olacaktır. Artık sanal da olsa öğretmeninin arkadaşı olmak, sınıf arkadaşlarına tepeden bakmayı ve onlarla iletişim kurmayı anlamlı kılmayacaktır. Her ne kadar yeni öğretmen ve öğrenci profillerine bu durumlar çok yakıştırılsa da sürecin olumsuzlukları üzerinde de durulması yararlı olacaktır" diye konuştu.
"Öğretmen paylaşımını sınıfta bütün öğrencileriyle birlikte yapmalı"
Engin, öğretmeniyle sosyal paylaşım sitesi üzerinden arkadaş olan bir öğrencinin sınıfa girdiği zaman kibre büründüğüne dikkati çekerek, "Ben öğretmenimle arkadaşım" duygusuna kapılan öğrencinin komplekse kapıldığını kaydetti.
Bu tarz öğrencinin, sınıf arkadaşlarını küçük gördüğünü, sosyalleşemediğini, sağlıklı etkileşim kuramadığını ve kendisini yalnızlığa ittiğine değinen Engin, şunları kaydetti:
"Öğrenci, öğretmenine olan yakın ilişkisinden dolayı dersini de önemsemiyor. Bu durum öğrenme başarısını doğrudan etkiliyor. Facebook'tan öğretmeniyle arkadaşlık kuran öğrencinin sınıf ortamında diğer öğrencilerle sosyalleşmesi, paylaşması olumsuz etkileniyor. Diğer öğrencileri kendisine denk, paydaş görmüyor. Bu da öğrencinin birlikte öğrenme başarısını olumsuz etkiliyor. Diğer öğrenciler de bu olumsuzluk karşısında öğretmene karşı olan olumlu iletişim duygularını zayıflatıyor. Bu tür şeyler çok önemli bir ihtiyaç değil. Öğretmen bu tür paylaşımları sınıf ortamında diğer öğrencilerle beraber, yüz yüze, aktif olarak yapması lazım."
Engin, sosyal paylaşım sitesinde yaşananların birebir gerçekler olmadığını savunarak, "Bunların hepsi sanal gerçekler. Sanal gerçeklikle kurulan iletişim, öğrenciye öğrenme başarısı getirmiyor" ifadelerini kullandı.
Üst Kategori: ROOT Kategori: Gündem
KAÜ öğretim üyesi Doç. Dr. Engin, "Sosyal paylaşım sitelerinden öğretmeniyle arkadaşlık kuran öğrencinin sınıf ortamında diğer öğrencilerle sosyalleşmesi, paylaşması olumsuz etkileniyor. Diğer öğrencileri kendisine denk, paydaş görmüyor. Bu da öğrencinin birlikte öğrenme başarısını olumsuz etkiliyor" dedi.
Kafkas Üniversitesi (KAÜ) Eğitim Fakültesi Eğitim Bilimleri Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ali Osman Engin, öğretmen ve öğrencinin sosyal paylaşım siteleri üzerinden arkadaş olmasına ilişkin, "Sosyal paylaşım sitelerinden öğretmeniyle arkadaşlık kuran öğrencinin sınıf ortamında diğer öğrencilerle sosyalleşmesi, paylaşması olumsuz etkileniyor. Diğer öğrencileri kendisine denk, paydaş görmüyor. Bu da öğrencinin birlikte öğrenme başarısını olumsuz etkiliyor" dedi.
Doç. Dr. Engin, AA muhabirine yaptığı açıklamada, öğretmenlik mesleğinin profesyonel uzmanlık mesleği olup, öğretmen ve öğrenci arasında kendine has davranış ve üslup özellikleri ile kendini gösteren iletişim süreçleri bulunduğunu söyledi.
Tüm dünyada olduğu gibi Türkiye'de de sosyal medya ve paylaşım sitelerinin yarattıkları sahte imajlarıyla oldukça bozuk sicillere sahip olduğuna vurgu yapan Engin, "Öğrenci sosyal paylaşım sitesinde kesinlikle gerçek kimliği ve benliğini saklamış, sahte imajlarla ortama girmiştir. Hiç olmadığı gibi davranacak öğrencinin uydu bir benlik ve kimlik geliştirmesi kaçınılmaz olacaktır. Artık sanal da olsa öğretmeninin arkadaşı olmak, sınıf arkadaşlarına tepeden bakmayı ve onlarla iletişim kurmayı anlamlı kılmayacaktır. Her ne kadar yeni öğretmen ve öğrenci profillerine bu durumlar çok yakıştırılsa da sürecin olumsuzlukları üzerinde de durulması yararlı olacaktır" diye konuştu.
"Öğretmen paylaşımını sınıfta bütün öğrencileriyle birlikte yapmalı"
Engin, öğretmeniyle sosyal paylaşım sitesi üzerinden arkadaş olan bir öğrencinin sınıfa girdiği zaman kibre büründüğüne dikkati çekerek, "Ben öğretmenimle arkadaşım" duygusuna kapılan öğrencinin komplekse kapıldığını kaydetti.
Bu tarz öğrencinin, sınıf arkadaşlarını küçük gördüğünü, sosyalleşemediğini, sağlıklı etkileşim kuramadığını ve kendisini yalnızlığa ittiğine değinen Engin, şunları kaydetti:
"Öğrenci, öğretmenine olan yakın ilişkisinden dolayı dersini de önemsemiyor. Bu durum öğrenme başarısını doğrudan etkiliyor. Facebook'tan öğretmeniyle arkadaşlık kuran öğrencinin sınıf ortamında diğer öğrencilerle sosyalleşmesi, paylaşması olumsuz etkileniyor. Diğer öğrencileri kendisine denk, paydaş görmüyor. Bu da öğrencinin birlikte öğrenme başarısını olumsuz etkiliyor. Diğer öğrenciler de bu olumsuzluk karşısında öğretmene karşı olan olumlu iletişim duygularını zayıflatıyor. Bu tür şeyler çok önemli bir ihtiyaç değil. Öğretmen bu tür paylaşımları sınıf ortamında diğer öğrencilerle beraber, yüz yüze, aktif olarak yapması lazım."
Engin, sosyal paylaşım sitesinde yaşananların birebir gerçekler olmadığını savunarak, "Bunların hepsi sanal gerçekler. Sanal gerçeklikle kurulan iletişim, öğrenciye öğrenme başarısı getirmiyor" ifadelerini kullandı.
Son Güncelleme: Pazar, 03 Kasım 2013 11:27
Gösterim: 1734
İçişleri Bakanı Güler, Yeni çipli kimlik kartlarıyla sürücü belgelerinin 2014’ten itibaren kullanılmaya başlanacağını belirtti. Güler, 6 aylık eğitimle de ilk etapta toplam 10 bin koruma memuru alınacağını ifade etti.
İçişleri Bakanı Güler, hassas yerlerin, binaların, tesislerin, kişilerin korunmasıyla ilgili emniyet hizmetleri sınıfı içerisinde "koruma memurluğu" adı altında yeni bir sınıf oluşturduklarını hatırlattı. Bu konudaki çalışmalarını tamamladıklarını belirten Güler, Bakanlar Kurulu'na sunmayı planladıklarını bildirdi.
Koruma memurlarında fiziki niteliklerin ön plana çıktığını, polisi koruma işiyle meşgul etmek istemediklerini vurgulayan Güler, "Bunlar statlarda korunacak görevleri de üstlenecek. Bugün polisimizin değişik ihtisas alanları var, 253 bin kişilik bir teşkilatın 30 bine yakın bölümünü biz binalarla, tesislerle, kişilerle veya özel güvenliğin yapamadığı yerlerdeki alınan tedbirlerle meşgül ediyoruz. Halbuki polisin başka ihtisas alanları var" diye konuştu.
En az lise mezunu, 172 metre boyundaki erkeklerle, 165 metre boyundaki kadınların koruma memurluğuna başvurabileceğini ifade eden Güler, sınav tarihinin belirlenmesi için ilgili kanunun çıkmasını beklediklerini söyledi.
6 yıl görev yapana polislik imkanı
Güler, "Bizim niyetimiz yıl sonuna kadar, tabii bütçe görüşmelerindeki takvimi de dikkate alarak en kısa zamanda, Bakanlar Kuruluna sunarak, kanunlaştırmak istiyoruz. Hemen 2014'ün başından ilk fırsatta 4 aylık bir eğitim, 2 aylık da tatbiki bir eğitim olmak üzere ilk planda 10 bin kişiyi bir yıl içinde düşünüyoruz. Maaşları polislerden çok az farklı olacak. Arkadaşlarımız 6 yıllık başarılı görev sürelerini bitirirlerse polis de olabilecekler" dedi.
Çipli nüfus cüzdanları yılbaşından itibaren dağıtılmaya başlanacak
İçişleri Bakanı Muammer Güler, uluslararası standartlara uygun çipli ve çok gelişmiş güvenlik ögelerini içeren kimlik kartlarının yılbaşından itibaren 3 yıl içerisinde bütün vatandaşlara dağıtılacağını, yeni sürücü belgelerinin de Gölbaşı'ndaki Emniyet Genel Müdürlüğünde bir baskı merkezinden basılarak, kişilerin adreslerine gönderileceğini söyledi.
Bakan Güler, AA muhabirine, Bakanlığının yürüttüğü önemli projeler arasında yer alan çipli nüfus cüzdanının, uluslararası standartlara uygun ve çok gelişmiş güvenlik ögelerini içeren kimlik kartları olduğunu söyledi.
Türkiye'deki bütün nüfus kimlik kartlarını 3 yılda değiştirmeyi planladıklarını anlatan Güler, "2014'ten itibaren başlayacak, 3'te biri 2014, 3'te biri 2015 ve 2016 olmak üzere her yıl 25-30 milyon aralığında, yeni ürettiğimiz nüfus cüzdanlarını dağıtmış olacağız" dedi.
Güler, Nüfus Kanunu'nda uluslararası standartları öngören bir değişikliğe gidilmesinin planlandığını dile getirerek, çalışmaları en kısa zamanda tamamlayıp, Bakanlar Kuruluna sunmayı amaçladıklarını ifade etti.
Bakan Güler, sürücü belgelerinin de şekil, içerik ve güvenlik unsurları açısından AB kriterlerine uygun hale getirildiğini anlattı.
Yeni sürücü belgesi
Sürücü belgelerinin tek merkezden basımı için Gölbaşı'ndaki Emniyet Genel Müdürlüğü tesislerinde bir baskı merkezi oluşturulduğunu dile getiren Güler, "Bastırılan hüviyetler, aynı zamanda barkod niteliği de taşıyacak, bunlarda çip yok, barkod var. Bunlar kimliklendirilerek şahısların adreslerine gönderilecek" diye konuştu.
Üst Kategori: ROOT Kategori: Gündem
İçişleri Bakanı Güler, Yeni çipli kimlik kartlarıyla sürücü belgelerinin 2014’ten itibaren kullanılmaya başlanacağını belirtti. Güler, 6 aylık eğitimle de ilk etapta toplam 10 bin koruma memuru alınacağını ifade etti.
İçişleri Bakanı Güler, hassas yerlerin, binaların, tesislerin, kişilerin korunmasıyla ilgili emniyet hizmetleri sınıfı içerisinde "koruma memurluğu" adı altında yeni bir sınıf oluşturduklarını hatırlattı. Bu konudaki çalışmalarını tamamladıklarını belirten Güler, Bakanlar Kurulu'na sunmayı planladıklarını bildirdi.
Koruma memurlarında fiziki niteliklerin ön plana çıktığını, polisi koruma işiyle meşgul etmek istemediklerini vurgulayan Güler, "Bunlar statlarda korunacak görevleri de üstlenecek. Bugün polisimizin değişik ihtisas alanları var, 253 bin kişilik bir teşkilatın 30 bine yakın bölümünü biz binalarla, tesislerle, kişilerle veya özel güvenliğin yapamadığı yerlerdeki alınan tedbirlerle meşgül ediyoruz. Halbuki polisin başka ihtisas alanları var" diye konuştu.
En az lise mezunu, 172 metre boyundaki erkeklerle, 165 metre boyundaki kadınların koruma memurluğuna başvurabileceğini ifade eden Güler, sınav tarihinin belirlenmesi için ilgili kanunun çıkmasını beklediklerini söyledi.
6 yıl görev yapana polislik imkanı
Güler, "Bizim niyetimiz yıl sonuna kadar, tabii bütçe görüşmelerindeki takvimi de dikkate alarak en kısa zamanda, Bakanlar Kuruluna sunarak, kanunlaştırmak istiyoruz. Hemen 2014'ün başından ilk fırsatta 4 aylık bir eğitim, 2 aylık da tatbiki bir eğitim olmak üzere ilk planda 10 bin kişiyi bir yıl içinde düşünüyoruz. Maaşları polislerden çok az farklı olacak. Arkadaşlarımız 6 yıllık başarılı görev sürelerini bitirirlerse polis de olabilecekler" dedi.
Çipli nüfus cüzdanları yılbaşından itibaren dağıtılmaya başlanacak
İçişleri Bakanı Muammer Güler, uluslararası standartlara uygun çipli ve çok gelişmiş güvenlik ögelerini içeren kimlik kartlarının yılbaşından itibaren 3 yıl içerisinde bütün vatandaşlara dağıtılacağını, yeni sürücü belgelerinin de Gölbaşı'ndaki Emniyet Genel Müdürlüğünde bir baskı merkezinden basılarak, kişilerin adreslerine gönderileceğini söyledi.
Bakan Güler, AA muhabirine, Bakanlığının yürüttüğü önemli projeler arasında yer alan çipli nüfus cüzdanının, uluslararası standartlara uygun ve çok gelişmiş güvenlik ögelerini içeren kimlik kartları olduğunu söyledi.
Türkiye'deki bütün nüfus kimlik kartlarını 3 yılda değiştirmeyi planladıklarını anlatan Güler, "2014'ten itibaren başlayacak, 3'te biri 2014, 3'te biri 2015 ve 2016 olmak üzere her yıl 25-30 milyon aralığında, yeni ürettiğimiz nüfus cüzdanlarını dağıtmış olacağız" dedi.
Güler, Nüfus Kanunu'nda uluslararası standartları öngören bir değişikliğe gidilmesinin planlandığını dile getirerek, çalışmaları en kısa zamanda tamamlayıp, Bakanlar Kuruluna sunmayı amaçladıklarını ifade etti.
Bakan Güler, sürücü belgelerinin de şekil, içerik ve güvenlik unsurları açısından AB kriterlerine uygun hale getirildiğini anlattı.
Yeni sürücü belgesi
Sürücü belgelerinin tek merkezden basımı için Gölbaşı'ndaki Emniyet Genel Müdürlüğü tesislerinde bir baskı merkezi oluşturulduğunu dile getiren Güler, "Bastırılan hüviyetler, aynı zamanda barkod niteliği de taşıyacak, bunlarda çip yok, barkod var. Bunlar kimliklendirilerek şahısların adreslerine gönderilecek" diye konuştu.
Son Güncelleme: Cumartesi, 02 Kasım 2013 11:47
Gösterim: 1771
Üniversiteye girme hakkı kazanan 460 Suriyeli sığınmacı, 1 ay içinde öğrenim görmeye başlayacak. Öğrencilere devlet yurtlarında barınma ve aylık 300 TL burs verilecek. Burslar gelecek yıl da devam edecek
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın talimatıyla Yurtdışı Türkler ve Akraba Toplulukları Başkanlığınca (YTB) hazırlanan burs programı kapsamında 460 Suriyeliye, Gaziantep, Yüzüncü Yıl ve Korkut Ata Üniversiteleri başta olmak üzere eğitim, devlet yurtlarında barınma ve aylık 300 TL burs ödemesi imkanı verilecek.
Başkanlık tarafından Suriye vatandaşlarına yönelik hazırlanan eğitim burs programı kapsamında, ülkelerindeki olaylar nedeniyle Türkiye'ye kaçan ve bazı şartları taşıyan Suriyelilere, eğitim ve burs imkanı sağlanması amaçlandı. Geçen yıl başlayan programa 2 bin Suriyeli öğrenci başvurdu. Başvuruların sonucunda TÖMER'de Türkçe eğitimi alan 460 öğrenci, üniversitelere doğrudan girişe hak kazandı.
Adayların burs programından yararlanabilmeleri için Suriye vatandaşı olmaları, 1990 ve sonrasındaki yıllarda doğmuş olmaları şartı arandı. Çifte vatandaşlıklarından biri Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığı olanların başvuruları kabul edilmedi. Türkiye'de bulunmasında kanuni bir engelinin olmaması gereken adaylardan bursu alabilmeleri için en az yüzde 60 başarı ile lise diplomasına sahip olmaları istendi. Ayrıca, adayların Türkçelerinin c1 seviyesinde olması ve başkanlık tarafından verilen Türkiye burslarından yararlanmamış olmamaları da aranan şartlar arasında yer aldı.
"İktisat, işletme, mühendislik gibi alanlarda öğrenim görecekler"
YTB Başkanı Kemal Yurtnaç, konuyla ilgili AA muhabirine yaptığı açıklamada, Gaziantep Üniversitesi'ni pilot üniversite olarak seçtiklerini belirterek, "Bu yıl 460 öğrenciyi burslandırdık. Bu sene içinde YÖK ile beraber bölgedeki üniversitelerde seçtikleri alanlarda eğitimlerine başlayacaklar. İktisat, işletme, mühendislik gibi alanlarda öğrenimlerini görecekler. Mesela tıp alanında öğrenim göremeyecekler. Çünkü tıp, biraz daha fen bilimleri açısından iyi eğitimi gerektiriyor. Çocukları, okuyabilecekleri alanlara yönlendirmek daha güzel. Kredi Yurtlar Kurumu'nun yurtlarında kalacaklar. Türkiye Bursları'na benzer bir burslandırma yöntemiyle burslarını alacaklar" diye konuştu.
Van Yüzüncü Yıl ve Osmaniye Korkut Ata Üniversitelerinin de kapılarını Suriyeli öğrenciler için açtığını kaydeden Yurtnaç, bu yıl yalnızca lisans öğrencilerini burslandırdıklarını belirtti. Yüksek lisans öğrencisi kabul edebilmeleri için lisans diploması gerektiğini bildiren Yurtnaç, bu konuda belli sorunlar olduğunu ifade etti. Yurtnaç, "Öğrenciler, okula önümüzdeki günler içinde başlayacaklar. İşlemleri bitiyor. Aynı sınıfta Türk arkadaşlarıyla beraber ders alacaklar" diye konuştu.
Önümüzdeki yıl da burslar devam edecek
Önümüzdeki yıl Türkiye'de üniversite okumak isteyen ve lise diploması olan Suriyeliler için imkanları devam ettireceklerine vurgu yapan Yurtnaç, şunları kaydetti:
"Öğrencilere yine Türkçe eğitim vereceğiz. Eğer üniversite okumak isteyenler varsa onları destekleyeceğiz. Onlar bizim misafirimiz. Ülkelerinde savaş var ama eğitimlerini burada bizim yaptırmamız gerekiyor. Savaş biterse de eğitimlerine devam edebilecekler. Eğitimi gözardı etmemek lazım. O ülkeyi tekrar imar edecek insanlar eğitilmiş insanlar olmalı. O amaçla eğitimlerine önem veriyoruz."
Üst Kategori: ROOT Kategori: Gündem
Üniversiteye girme hakkı kazanan 460 Suriyeli sığınmacı, 1 ay içinde öğrenim görmeye başlayacak. Öğrencilere devlet yurtlarında barınma ve aylık 300 TL burs verilecek. Burslar gelecek yıl da devam edecek
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın talimatıyla Yurtdışı Türkler ve Akraba Toplulukları Başkanlığınca (YTB) hazırlanan burs programı kapsamında 460 Suriyeliye, Gaziantep, Yüzüncü Yıl ve Korkut Ata Üniversiteleri başta olmak üzere eğitim, devlet yurtlarında barınma ve aylık 300 TL burs ödemesi imkanı verilecek.
Başkanlık tarafından Suriye vatandaşlarına yönelik hazırlanan eğitim burs programı kapsamında, ülkelerindeki olaylar nedeniyle Türkiye'ye kaçan ve bazı şartları taşıyan Suriyelilere, eğitim ve burs imkanı sağlanması amaçlandı. Geçen yıl başlayan programa 2 bin Suriyeli öğrenci başvurdu. Başvuruların sonucunda TÖMER'de Türkçe eğitimi alan 460 öğrenci, üniversitelere doğrudan girişe hak kazandı.
Adayların burs programından yararlanabilmeleri için Suriye vatandaşı olmaları, 1990 ve sonrasındaki yıllarda doğmuş olmaları şartı arandı. Çifte vatandaşlıklarından biri Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığı olanların başvuruları kabul edilmedi. Türkiye'de bulunmasında kanuni bir engelinin olmaması gereken adaylardan bursu alabilmeleri için en az yüzde 60 başarı ile lise diplomasına sahip olmaları istendi. Ayrıca, adayların Türkçelerinin c1 seviyesinde olması ve başkanlık tarafından verilen Türkiye burslarından yararlanmamış olmamaları da aranan şartlar arasında yer aldı.
"İktisat, işletme, mühendislik gibi alanlarda öğrenim görecekler"
YTB Başkanı Kemal Yurtnaç, konuyla ilgili AA muhabirine yaptığı açıklamada, Gaziantep Üniversitesi'ni pilot üniversite olarak seçtiklerini belirterek, "Bu yıl 460 öğrenciyi burslandırdık. Bu sene içinde YÖK ile beraber bölgedeki üniversitelerde seçtikleri alanlarda eğitimlerine başlayacaklar. İktisat, işletme, mühendislik gibi alanlarda öğrenimlerini görecekler. Mesela tıp alanında öğrenim göremeyecekler. Çünkü tıp, biraz daha fen bilimleri açısından iyi eğitimi gerektiriyor. Çocukları, okuyabilecekleri alanlara yönlendirmek daha güzel. Kredi Yurtlar Kurumu'nun yurtlarında kalacaklar. Türkiye Bursları'na benzer bir burslandırma yöntemiyle burslarını alacaklar" diye konuştu.
Van Yüzüncü Yıl ve Osmaniye Korkut Ata Üniversitelerinin de kapılarını Suriyeli öğrenciler için açtığını kaydeden Yurtnaç, bu yıl yalnızca lisans öğrencilerini burslandırdıklarını belirtti. Yüksek lisans öğrencisi kabul edebilmeleri için lisans diploması gerektiğini bildiren Yurtnaç, bu konuda belli sorunlar olduğunu ifade etti. Yurtnaç, "Öğrenciler, okula önümüzdeki günler içinde başlayacaklar. İşlemleri bitiyor. Aynı sınıfta Türk arkadaşlarıyla beraber ders alacaklar" diye konuştu.
Önümüzdeki yıl da burslar devam edecek
Önümüzdeki yıl Türkiye'de üniversite okumak isteyen ve lise diploması olan Suriyeliler için imkanları devam ettireceklerine vurgu yapan Yurtnaç, şunları kaydetti:
"Öğrencilere yine Türkçe eğitim vereceğiz. Eğer üniversite okumak isteyenler varsa onları destekleyeceğiz. Onlar bizim misafirimiz. Ülkelerinde savaş var ama eğitimlerini burada bizim yaptırmamız gerekiyor. Savaş biterse de eğitimlerine devam edebilecekler. Eğitimi gözardı etmemek lazım. O ülkeyi tekrar imar edecek insanlar eğitilmiş insanlar olmalı. O amaçla eğitimlerine önem veriyoruz."
Son Güncelleme: Cuma, 01 Kasım 2013 12:21
Gösterim: 2483
Samsun Ondokuz Mayıs Üniversitesi’nde Kredi ve Yurtlar Kurumu’na (Yurt-Kur) bağlı öğrenci yurdunda kalan öğrencilerden bazılarının Taksim Gezi Parkı protestolarına katıldıkları gerekçesiyle yurttan atıldıkları belirtildi.
Yurt-Kur Samsun Bölge Müdürü İsmail Kasapoğlu, olayı doğrulayarak "Ancak sayı belirtildiği gibi 82 değil daha az" dedi. Geçen 1 Haziran tarihinde İstanbul Taksim Gezi Parkında meydana gelen olaylarla İlgili, olayları protesto etmek amacıyla Samsun’daki gösteri yürüyüşünde bulunup, ’görevli memura mukavemet, direnme ve yaralama, kamu malına zarar verme’ suçlarından Cumhuriyet Savcılığı talimatı ile İl Emniyet Müdürlüğü tarafından gözaltına alınıp, serbest bırakılan Samsun Ondokuz Mayıs Üniversitesi’nde okuyan bazı öğrencilerin süseriz olarak Yurt-Kur’a ait yurttan çıkarılıdı.
Karar, öğrencilere geçen 25 Ekim’de tebliğ edildi. Ondokuz Mayıs Üniversitesi öğrencisi D.B., Gezi Parkı protestosuna katıldığı için yurttan atıldığını belirterek "Karar belgesi geçtiğimiz hafta bana ulaştı. Önceki gün Genel Müdürlüğe itirazımı yaptım. Bunun dışında cezanın iptali için yargı yoluna da gideceğim" dedi. Yurt- Kur Samsun Bölge Müdürü İsmail Kasapoğlu da olayı doğrulayarak, "Ancak sayı belirtildiği gibi 82 değil daha az. Samsun’da bir kaçtane var. Konuyla ilgili muhtemelen Bakan Bey açıklama yapacak" diye konuştu.
Üst Kategori: ROOT Kategori: Gündem
Samsun Ondokuz Mayıs Üniversitesi’nde Kredi ve Yurtlar Kurumu’na (Yurt-Kur) bağlı öğrenci yurdunda kalan öğrencilerden bazılarının Taksim Gezi Parkı protestolarına katıldıkları gerekçesiyle yurttan atıldıkları belirtildi.
Yurt-Kur Samsun Bölge Müdürü İsmail Kasapoğlu, olayı doğrulayarak "Ancak sayı belirtildiği gibi 82 değil daha az" dedi. Geçen 1 Haziran tarihinde İstanbul Taksim Gezi Parkında meydana gelen olaylarla İlgili, olayları protesto etmek amacıyla Samsun’daki gösteri yürüyüşünde bulunup, ’görevli memura mukavemet, direnme ve yaralama, kamu malına zarar verme’ suçlarından Cumhuriyet Savcılığı talimatı ile İl Emniyet Müdürlüğü tarafından gözaltına alınıp, serbest bırakılan Samsun Ondokuz Mayıs Üniversitesi’nde okuyan bazı öğrencilerin süseriz olarak Yurt-Kur’a ait yurttan çıkarılıdı.
Karar, öğrencilere geçen 25 Ekim’de tebliğ edildi. Ondokuz Mayıs Üniversitesi öğrencisi D.B., Gezi Parkı protestosuna katıldığı için yurttan atıldığını belirterek "Karar belgesi geçtiğimiz hafta bana ulaştı. Önceki gün Genel Müdürlüğe itirazımı yaptım. Bunun dışında cezanın iptali için yargı yoluna da gideceğim" dedi. Yurt- Kur Samsun Bölge Müdürü İsmail Kasapoğlu da olayı doğrulayarak, "Ancak sayı belirtildiği gibi 82 değil daha az. Samsun’da bir kaçtane var. Konuyla ilgili muhtemelen Bakan Bey açıklama yapacak" diye konuştu.
Son Güncelleme: Cumartesi, 02 Kasım 2013 09:53
Gösterim: 1780
Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) ile Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’nca internet kafe işletenlere eğitim verilecek. Bunun için de öncelikle eğitimleri düzenleyecek öğretmenlere konuyla ilgili bilgi verilecek.
MEB ve Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı ile yapılan ortak çalışma sonucu, 81 ilden katılacak uzman ve öğretmenlere yönelik “İnternet Salonu İşletmecileri ve Yöneticileri Uyum Eğitimi Semineri” başladı.
Yarın sona erecek seminerdeki eğitimin hedef kitlesini, her ilden valilikler kanalıyla görevlendirilen bilişim teknolojileri öğretmeni, rehberlik ve psikolojik danışmanlık öğretmeni ve alan uzmanından oluşan, her ilden 3 olmak üzere toplamda 243 katılımcı oluşturuyor.
Söz konusu seminere katılıp sertifikalarını alanlar, illerine döndüklerinde, internet salonu işletmecilerine ve yöneticilerine yönelik, Hayat Boyu Öğrenme Genel Müdürlüğü web sayfasında yayımlanan 8 saatlik “İnternet Salonu İşletmecileri ve Yöneticileri Uyum Eğitimi” kurs programını düzenleyecek.
Güvenli internet kafe ortamları ele alınacak
Başkent Öğretmenevinde düzenlenecek seminerde; İçişleri Bakanlığı Bilgi İşlem Dairesi, Emniyet Genel Müdürlüğü, Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı, Gazi Üniversitesi ve İnternet Kafe Odaları ile işbirliği içerisinde çeşitli konular ele alınacak.
5651 sayılı “İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesi ve Bu Yayınlar Yoluyla İşlenen Suçlarla Mücadele Edilmesi Hakkında Kanun”un içeriğinin anlatılacağı seminerde, Türkiye uyuşturucu ve uyuşturucu bağımlılığı izleme, siber suçlarla mücadele, olası risk ve istismarlara karşı farkındalık oluşturma, toplumun huzurunu koruyucu davranışlar kazanma, güvenli internet kafe ortamları, konusu suç oluşturan içeriklere erişimi önleyici tedbirler, dünyada ve Türkiye'de dijital oyun sınıflandırma uygulamaları, farklı yaş gruplarına uygun oyunların seçimi ile ergen psikolojisi konuları de ele alınacak.
Üst Kategori: ROOT Kategori: Gündem
Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) ile Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’nca internet kafe işletenlere eğitim verilecek. Bunun için de öncelikle eğitimleri düzenleyecek öğretmenlere konuyla ilgili bilgi verilecek.
MEB ve Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı ile yapılan ortak çalışma sonucu, 81 ilden katılacak uzman ve öğretmenlere yönelik “İnternet Salonu İşletmecileri ve Yöneticileri Uyum Eğitimi Semineri” başladı.
Yarın sona erecek seminerdeki eğitimin hedef kitlesini, her ilden valilikler kanalıyla görevlendirilen bilişim teknolojileri öğretmeni, rehberlik ve psikolojik danışmanlık öğretmeni ve alan uzmanından oluşan, her ilden 3 olmak üzere toplamda 243 katılımcı oluşturuyor.
Söz konusu seminere katılıp sertifikalarını alanlar, illerine döndüklerinde, internet salonu işletmecilerine ve yöneticilerine yönelik, Hayat Boyu Öğrenme Genel Müdürlüğü web sayfasında yayımlanan 8 saatlik “İnternet Salonu İşletmecileri ve Yöneticileri Uyum Eğitimi” kurs programını düzenleyecek.
Güvenli internet kafe ortamları ele alınacak
Başkent Öğretmenevinde düzenlenecek seminerde; İçişleri Bakanlığı Bilgi İşlem Dairesi, Emniyet Genel Müdürlüğü, Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı, Gazi Üniversitesi ve İnternet Kafe Odaları ile işbirliği içerisinde çeşitli konular ele alınacak.
5651 sayılı “İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesi ve Bu Yayınlar Yoluyla İşlenen Suçlarla Mücadele Edilmesi Hakkında Kanun”un içeriğinin anlatılacağı seminerde, Türkiye uyuşturucu ve uyuşturucu bağımlılığı izleme, siber suçlarla mücadele, olası risk ve istismarlara karşı farkındalık oluşturma, toplumun huzurunu koruyucu davranışlar kazanma, güvenli internet kafe ortamları, konusu suç oluşturan içeriklere erişimi önleyici tedbirler, dünyada ve Türkiye'de dijital oyun sınıflandırma uygulamaları, farklı yaş gruplarına uygun oyunların seçimi ile ergen psikolojisi konuları de ele alınacak.
Son Güncelleme: Cuma, 01 Kasım 2013 11:14
Gösterim: 1442