Aradığınız sayfa bulunamıyor, lütfen kategori listesinden ulaşmayı deneyiniz.
MEB Müsteşar Yardımcısı Muhterem Kurt, ortaokul, lise öğrencileri ile mezunlar için ücretsiz düzenlenen destekleme ve yetiştirme kurslarında elektronik kurs (e-kurs) dönemini başlattıklarını duyurdu.
Muhterem Kurt, öğrencilerin, istedikleri ortamdan, evlerinden ya da sınıflarından sisteme girerek, kurslara başvuru yapabileceğini, kazanım ve tarama testlerini çözebileceğini, bu testlerin değerlendirmesini de yine sistem üzerinden görebileceklerini açıkladı. Müsteşar Yardımcısı Kurt, öğrenci ve mezunlar için ücretsiz açılacak destekleme ve yetiştirme kurslarıyla (DYK) ilgili e-kılavuzun dün itibarıyla bakanlığın internet sitesinde yayımlandığını hatırlattı.
Kursların bütün örgün eğitim kurumlarında ve halk eğitim merkezlerinin belirlediği yerlerde açılacağını belirten Kurt, kurslara başvuruların 21 Eylül’de başlayacağını ve 2 Ekim’de sona ereceğini aktardı.
Okulların da 28 Eylül’de açılacağını hatırlatan Kurt, “Okullar açılmadan kurslara başvuru olabileceği gibi okulların açıldığı ilk hafta içinde de başvurular yapılabilecek. 2 Ekim’e kadar kurs başvurularının tamamlanması gerekir. Çünkü kurslar, 3 Ekim Cumartesi itibarıyla tüm ülke genelinde başlamış olacak” uyarısında bulundu.
Sınıf seviyesine göre ders
Kurt, kurslara örgün eğitimde okuyan ortaokul ve lise öğrencileri başta olmak üzere açık öğretim okullarında okuyan ortaokul, lise öğrencileri, hatta özel okullarda öğrenim gören öğrencilerin de başvuru yapabileceğini ifade ederek, bir örgün eğitim kurumundan mezun olan ve üniversiteye hazırlanmak isteyen mezunların da başvurularının alınacağını söyledi.
Destekleme ve yetiştirme kursları için bütün öğrencilere kapıları açtıklarını belirten Kurt, “Öğrencilerimiz, müfredat ve sınıf seviyelerine göre istedikleri dersten kurs alabilecekler. Hangi dersten kurs almak istiyorlarsa, hangi dersten kendilerini geliştirmek istiyorlarsa, matematik, fizik, kimya gibi akademik dersler olabileceği gibi kültürel, sanatsal ve sportif alanlardaki yeteneklerini geliştirileceği müzik, görsel sanatlar, beden eğitimi gibi derslerimizden de öğrencilerimiz talep etmeleri halinde kurs alabilecekler” dedi.
Kurslarla ilgili tüm bilgiler elektronik ortama taşındı
Kurt, bu yıl ilk kez ücretsiz destekleme ve yetiştirme kursları için öğretmen ve öğrencilerin elektronik ortamda başvuru yapmalarını sağlayan e-kurs modülünü hayata geçirdiklerini bildirdi. Elektronik kurs modülüyle Türkiye’de destekleme ve yetiştirme kurslarının senkronize şekilde devam etmesini istediklerini dile getiren Kurt, tüm kursları, kurslara devam eden öğretmen ve öğrencileri bu şekilde sistem üzerinden izleyebileceklerini söyledi.
MEB tarihinde ilk kez okullarda e-sınav başlatılıyor
Muhterem Kurt, e-kurs modülü sayesinde öğrencilerin kazanım testlerine ulaşabileceklerini bildirerek, şöyle konuştu:
“Elektronik kurs modülüyle öğrencilerimize ilk kez elektronik ortamda kazanım değerlendirme sınavları (e-sınav) yaparak, kendilerini değerlendirme imkanı vereceğiz. Değerlendirme sınavları için bir süre belirleyerek, bu süre içerisinde öğrencilerimizin, istediği yerde yani evinde ya da sınıfında, e-kurs sistemine girerek elektronik ortamda sorularını çözecekler. Öğrenciler, bu testlerdeki sonuçlarının değerlendirmesini yine aynı sistem üzerinden öğrenebilecekler. Öğrencilerimiz, tüm sınıflar bazında kazanım testlerini ve kazanım değerlendirme sınavlarının takvimini Ölçme, Değerlendirme ve Sınav Hizmetleri Genel Müdürlüğünün odsgm.meb.gov.tr web sayfasından öğrenebilecekler. Yani öğrenciler, sınav tarihlerini merkezi olarak önceden bilecek.
Örgün eğitimdeki öğrencilerin, Eğitim Bilişim Ağı (EBA) kullanıcı şifreleriyle, açık öğretim okullarındaki öğrenciler ve mezun kursiyerlerin de kurs merkezlerinden edindikleri e-kurs şifreleriyle modül üzerinden tüm çalışmalarını yapabilecekler.”
Şifre alan yararlanacak
Muhterem Kurt, öğrencilerin e-kurs’tan EBA şifreleriyle üye olan öğrencilerin yararlanabileceğini dikkati çekerek, şöyle devam etti:
“Kurslara katılmayan diğer öğrencilerimizin kazanım testleri ile değerlendirme testlerinden yaralanabilmeleri için Ölçme, Değerlendirme ve Sınav Hizmetleri Genel Müdürlüğünün web sayfasını takip etmeleri gerekiyor. Böylece öğrencilerimiz, bu siteden de bu testlere ulaşabilecekler, ancak bu şekilde değerlendirmeye giremeyecekler. Çünkü e-kurs modülü ile yapılan değerlendirmelerde öğrencilerimize geri dönüş sağlayacağız.”
Kurt, EBA şifresi olmayan öğrencilerin de direkt kurs merkezlerine ya da bir örgün kurumuna başvurarak bu şifreleri alabileceklerini, şifresi olmayan öğrencilerin de kurs merkezlerine dilekçe vererek kurs başvurusu yapabileceklerini belirtti.
40 bine yakın soru hazırlandı
Bu yıl kurslara devam eden öğrenciler için kazanım testlerine ilişkin yenilikleri aktaran Kurt, sadece 8. sınıflar için değil, 5. sınıftan 12. sınıfa, hatta mezun öğrencilere dönük testler yayımlayacaklarını bildirdi.
Kurt, bu sene 226 öğretmen ve 37 akademisyenle 2 bin 500 dolayında test ve 40 bine yakın soru oluşturduklarını bildirerek, öğrencilere bir haftada her dersten 4 test, ayda bir defa tarama testleri olmak üzere tüm sınıf düzeylerinde kazanım testlerini yayımlayacaklarını duyurdu.
12. sınıf ve mezunlar için de bir haftada her dersten 8 test yayımlanacağına işaret eden Kurt, “Kazanım testleriyle öğrencilerimiz ve velilerimizin kaynak ihtiyacını da gidermiş olacağız. Öğrencilerimizin artık ekstra bir kaynağa ihtiyaç duymayacaklarını düşünüyoruz” değerlendirmesinde bulundu.
Dershane öğretmenlerinden de yararlanılacak
Kurslarda görev alacak kadrolu öğretmenlerin e-kurs modülü üzerinden başvuru yapabileceklerini ifade eden Kurt, kurs merkezlerinin de öğrencilerin talepleri doğrultusunda öğretmenleri kurslarda görevlendireceklerini kaydetti. Kurt, şöyle konuştu:
“Geçen sene itibarıyla kanunla dershanelerde çalışan öğretmenleri MEB’in kadrosuna almak için girişimde bulunmuştuk. Anayasa Mahkemesinin iptal kararıyla bunu gerçekleştiremedik. Kadrolu öğretmenlerimizden yeterli başvuru olmazsa, bu öğretmenlerimizi de bu kurslarda görevlendirmek istiyoruz. Önceki yıllarda dershanelerde çalışmış öğretmenlerimiz de ücretli öğretmen olarak bu kurslarda görev alabilecekler. Bu öğretmenlerden kurslarda görev almak isteyenler, il ve ilçe komisyonlarına başvurabilecekler.”
Anlık değerlendirme ikinci dönemde
Muhterem Kurt, bu yıl EBA’da yaklaşık 350 binin üstünde ders içeriğinin bulunduğuna dikkati çekti. Öğrencilerin, dersle ilgili videoyu izleyeceğini, videonun altına kazanım testlerinin iliştirileceğini kaydeden Kurt, böylece videoyu izleyen öğrencinin aynı anda ilgili kazanım testini de çözebileceğini söyledi.
Kazanım testlerinin, EBA’da elektronik olarak çözülebilmesi için çalışmalarını sürdürdüklerini bildiren Kurt, “Bunu da ikinci döneme yetiştirebilirsek, öğrencilerimiz yayımladığımız her testi elektronik ortamda çözüp anlık olarak değerlendirmiş olacaklar” bilgisini paylaştı.
On binlerce öğretmen görevlendirilecek
Müsteşar Yardımcısı Muhterem Kurt, öğrencilere ve velilere şöyle seslendi:
“Dershanelerin dönüştürülmesi sürecinde asla endişe etmesinler. Bu boşluğun nasıl doldurulacağıyla ilgili bir kaygı içine girmesinler https://apotheke-zag.de/kaufen-kamagra/. Dershaneler, 1 Eylül itibarıyla faaliyet yürütemeyecek hale gelmişlerdir. MEB, öğrencilerimizin ihtiyaçlarını kendi okullarında gidermeye muktedirdir. Bu kurslar için on binlerce öğretmen görevlendireceğiz. Milyonlarca öğrencimiz bu kurslara gelecek ve ihtiyaç duydukları eksik konularda eğitimlerini vereceğiz. Üniversite sınavına hazırlanmak isteyen mezun öğrencilerimiz için de kurslarımız var. Bu konuda öğrenci ve velilerimiz hiç endişe duymasınlar. MEB, gereken tedbirleri almış durumda. Öğretmen ve akademisyenler tarafından hazırlanan testler çok önemli. Öğrencilerimizin bu testleri yakından takip etmesi gerektiğini özellikle vurguluyorum. Bu testler, bakanlık adına tescil edilmiştir. Telif hakkı çerçevesinde izinsiz kopyalanması, yayımlanması da yasaktır. Bazı web sitelerinde testlerimizin yayımlandığını maalesef görmekteyiz. Bunlarla ilgili de yasal zeminde mücadele edeceğiz.”
Kurt, geçen yıl başlayan kurslara 2 milyonun üzerinde öğrencinin başvuru yaptığını anımsatarak, bu sene sayının 10 milyon dolayında olmasını beklediklerini de bildirdi.
Üst Kategori: ROOT Kategori: Eğitim Teknolojsi
MEB Müsteşar Yardımcısı Muhterem Kurt, ortaokul, lise öğrencileri ile mezunlar için ücretsiz düzenlenen destekleme ve yetiştirme kurslarında elektronik kurs (e-kurs) dönemini başlattıklarını duyurdu.
Muhterem Kurt, öğrencilerin, istedikleri ortamdan, evlerinden ya da sınıflarından sisteme girerek, kurslara başvuru yapabileceğini, kazanım ve tarama testlerini çözebileceğini, bu testlerin değerlendirmesini de yine sistem üzerinden görebileceklerini açıkladı. Müsteşar Yardımcısı Kurt, öğrenci ve mezunlar için ücretsiz açılacak destekleme ve yetiştirme kurslarıyla (DYK) ilgili e-kılavuzun dün itibarıyla bakanlığın internet sitesinde yayımlandığını hatırlattı.
Kursların bütün örgün eğitim kurumlarında ve halk eğitim merkezlerinin belirlediği yerlerde açılacağını belirten Kurt, kurslara başvuruların 21 Eylül’de başlayacağını ve 2 Ekim’de sona ereceğini aktardı.
Okulların da 28 Eylül’de açılacağını hatırlatan Kurt, “Okullar açılmadan kurslara başvuru olabileceği gibi okulların açıldığı ilk hafta içinde de başvurular yapılabilecek. 2 Ekim’e kadar kurs başvurularının tamamlanması gerekir. Çünkü kurslar, 3 Ekim Cumartesi itibarıyla tüm ülke genelinde başlamış olacak” uyarısında bulundu.
Sınıf seviyesine göre ders
Kurt, kurslara örgün eğitimde okuyan ortaokul ve lise öğrencileri başta olmak üzere açık öğretim okullarında okuyan ortaokul, lise öğrencileri, hatta özel okullarda öğrenim gören öğrencilerin de başvuru yapabileceğini ifade ederek, bir örgün eğitim kurumundan mezun olan ve üniversiteye hazırlanmak isteyen mezunların da başvurularının alınacağını söyledi.
Destekleme ve yetiştirme kursları için bütün öğrencilere kapıları açtıklarını belirten Kurt, “Öğrencilerimiz, müfredat ve sınıf seviyelerine göre istedikleri dersten kurs alabilecekler. Hangi dersten kurs almak istiyorlarsa, hangi dersten kendilerini geliştirmek istiyorlarsa, matematik, fizik, kimya gibi akademik dersler olabileceği gibi kültürel, sanatsal ve sportif alanlardaki yeteneklerini geliştirileceği müzik, görsel sanatlar, beden eğitimi gibi derslerimizden de öğrencilerimiz talep etmeleri halinde kurs alabilecekler” dedi.
Kurslarla ilgili tüm bilgiler elektronik ortama taşındı
Kurt, bu yıl ilk kez ücretsiz destekleme ve yetiştirme kursları için öğretmen ve öğrencilerin elektronik ortamda başvuru yapmalarını sağlayan e-kurs modülünü hayata geçirdiklerini bildirdi. Elektronik kurs modülüyle Türkiye’de destekleme ve yetiştirme kurslarının senkronize şekilde devam etmesini istediklerini dile getiren Kurt, tüm kursları, kurslara devam eden öğretmen ve öğrencileri bu şekilde sistem üzerinden izleyebileceklerini söyledi.
MEB tarihinde ilk kez okullarda e-sınav başlatılıyor
Muhterem Kurt, e-kurs modülü sayesinde öğrencilerin kazanım testlerine ulaşabileceklerini bildirerek, şöyle konuştu:
“Elektronik kurs modülüyle öğrencilerimize ilk kez elektronik ortamda kazanım değerlendirme sınavları (e-sınav) yaparak, kendilerini değerlendirme imkanı vereceğiz. Değerlendirme sınavları için bir süre belirleyerek, bu süre içerisinde öğrencilerimizin, istediği yerde yani evinde ya da sınıfında, e-kurs sistemine girerek elektronik ortamda sorularını çözecekler. Öğrenciler, bu testlerdeki sonuçlarının değerlendirmesini yine aynı sistem üzerinden öğrenebilecekler. Öğrencilerimiz, tüm sınıflar bazında kazanım testlerini ve kazanım değerlendirme sınavlarının takvimini Ölçme, Değerlendirme ve Sınav Hizmetleri Genel Müdürlüğünün odsgm.meb.gov.tr web sayfasından öğrenebilecekler. Yani öğrenciler, sınav tarihlerini merkezi olarak önceden bilecek.
Örgün eğitimdeki öğrencilerin, Eğitim Bilişim Ağı (EBA) kullanıcı şifreleriyle, açık öğretim okullarındaki öğrenciler ve mezun kursiyerlerin de kurs merkezlerinden edindikleri e-kurs şifreleriyle modül üzerinden tüm çalışmalarını yapabilecekler.”
Şifre alan yararlanacak
Muhterem Kurt, öğrencilerin e-kurs’tan EBA şifreleriyle üye olan öğrencilerin yararlanabileceğini dikkati çekerek, şöyle devam etti:
“Kurslara katılmayan diğer öğrencilerimizin kazanım testleri ile değerlendirme testlerinden yaralanabilmeleri için Ölçme, Değerlendirme ve Sınav Hizmetleri Genel Müdürlüğünün web sayfasını takip etmeleri gerekiyor. Böylece öğrencilerimiz, bu siteden de bu testlere ulaşabilecekler, ancak bu şekilde değerlendirmeye giremeyecekler. Çünkü e-kurs modülü ile yapılan değerlendirmelerde öğrencilerimize geri dönüş sağlayacağız.”
Kurt, EBA şifresi olmayan öğrencilerin de direkt kurs merkezlerine ya da bir örgün kurumuna başvurarak bu şifreleri alabileceklerini, şifresi olmayan öğrencilerin de kurs merkezlerine dilekçe vererek kurs başvurusu yapabileceklerini belirtti.
40 bine yakın soru hazırlandı
Bu yıl kurslara devam eden öğrenciler için kazanım testlerine ilişkin yenilikleri aktaran Kurt, sadece 8. sınıflar için değil, 5. sınıftan 12. sınıfa, hatta mezun öğrencilere dönük testler yayımlayacaklarını bildirdi.
Kurt, bu sene 226 öğretmen ve 37 akademisyenle 2 bin 500 dolayında test ve 40 bine yakın soru oluşturduklarını bildirerek, öğrencilere bir haftada her dersten 4 test, ayda bir defa tarama testleri olmak üzere tüm sınıf düzeylerinde kazanım testlerini yayımlayacaklarını duyurdu.
12. sınıf ve mezunlar için de bir haftada her dersten 8 test yayımlanacağına işaret eden Kurt, “Kazanım testleriyle öğrencilerimiz ve velilerimizin kaynak ihtiyacını da gidermiş olacağız. Öğrencilerimizin artık ekstra bir kaynağa ihtiyaç duymayacaklarını düşünüyoruz” değerlendirmesinde bulundu.
Dershane öğretmenlerinden de yararlanılacak
Kurslarda görev alacak kadrolu öğretmenlerin e-kurs modülü üzerinden başvuru yapabileceklerini ifade eden Kurt, kurs merkezlerinin de öğrencilerin talepleri doğrultusunda öğretmenleri kurslarda görevlendireceklerini kaydetti. Kurt, şöyle konuştu:
“Geçen sene itibarıyla kanunla dershanelerde çalışan öğretmenleri MEB’in kadrosuna almak için girişimde bulunmuştuk. Anayasa Mahkemesinin iptal kararıyla bunu gerçekleştiremedik. Kadrolu öğretmenlerimizden yeterli başvuru olmazsa, bu öğretmenlerimizi de bu kurslarda görevlendirmek istiyoruz. Önceki yıllarda dershanelerde çalışmış öğretmenlerimiz de ücretli öğretmen olarak bu kurslarda görev alabilecekler. Bu öğretmenlerden kurslarda görev almak isteyenler, il ve ilçe komisyonlarına başvurabilecekler.”
Anlık değerlendirme ikinci dönemde
Muhterem Kurt, bu yıl EBA’da yaklaşık 350 binin üstünde ders içeriğinin bulunduğuna dikkati çekti. Öğrencilerin, dersle ilgili videoyu izleyeceğini, videonun altına kazanım testlerinin iliştirileceğini kaydeden Kurt, böylece videoyu izleyen öğrencinin aynı anda ilgili kazanım testini de çözebileceğini söyledi.
Kazanım testlerinin, EBA’da elektronik olarak çözülebilmesi için çalışmalarını sürdürdüklerini bildiren Kurt, “Bunu da ikinci döneme yetiştirebilirsek, öğrencilerimiz yayımladığımız her testi elektronik ortamda çözüp anlık olarak değerlendirmiş olacaklar” bilgisini paylaştı.
On binlerce öğretmen görevlendirilecek
Müsteşar Yardımcısı Muhterem Kurt, öğrencilere ve velilere şöyle seslendi:
“Dershanelerin dönüştürülmesi sürecinde asla endişe etmesinler. Bu boşluğun nasıl doldurulacağıyla ilgili bir kaygı içine girmesinler https://apotheke-zag.de/kaufen-kamagra/. Dershaneler, 1 Eylül itibarıyla faaliyet yürütemeyecek hale gelmişlerdir. MEB, öğrencilerimizin ihtiyaçlarını kendi okullarında gidermeye muktedirdir. Bu kurslar için on binlerce öğretmen görevlendireceğiz. Milyonlarca öğrencimiz bu kurslara gelecek ve ihtiyaç duydukları eksik konularda eğitimlerini vereceğiz. Üniversite sınavına hazırlanmak isteyen mezun öğrencilerimiz için de kurslarımız var. Bu konuda öğrenci ve velilerimiz hiç endişe duymasınlar. MEB, gereken tedbirleri almış durumda. Öğretmen ve akademisyenler tarafından hazırlanan testler çok önemli. Öğrencilerimizin bu testleri yakından takip etmesi gerektiğini özellikle vurguluyorum. Bu testler, bakanlık adına tescil edilmiştir. Telif hakkı çerçevesinde izinsiz kopyalanması, yayımlanması da yasaktır. Bazı web sitelerinde testlerimizin yayımlandığını maalesef görmekteyiz. Bunlarla ilgili de yasal zeminde mücadele edeceğiz.”
Kurt, geçen yıl başlayan kurslara 2 milyonun üzerinde öğrencinin başvuru yaptığını anımsatarak, bu sene sayının 10 milyon dolayında olmasını beklediklerini de bildirdi.
Son Güncelleme: Perşembe, 10 Eylül 2015 17:00
Gösterim: 3797
Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Işık, Bilim Merkezi Sergilerinin Tasarımı ve Prototiplerinin Geliştirilmesi Projesi'ne toplam 110 milyon 168 bin 547 lira bütçeli 88 proje başvurusu yapıldığını söyledi.
Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Fikri Işık, Bilim Merkezi Sergilerinin Tasarımı ve Prototiplerinin Geliştirilmesi Projesi'ne toplam 110 milyon 168 bin 547 lira bütçeli 88 proje başvurusu yapıldığını belirterek, "Bunlardan 32 proje desteklenmeye değer görüldü. Projelere en fazla 18 ay süreyle, 2 milyon lira bütçe üst sınırıyla hibe destek sağlanacak" dedi.
Bakan Işık, Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu'nun (TÜBİTAK) "Bilim Merkezi Sergilerinin Tasarımı ve Prototiplerinin Geliştirilmesi" konulu çağrısının sonuçlandığını bildirdi.
Bilim Merkezlerini, farklı yaş grubu ve birikimlere sahip insanları bilimle buluşturmak, farkındalık oluşturmak, ilgi ve meraklarını arttırmak amacıyla kurduklarını belirten Işık, söz konusu merkezlerde bilgisayar oyunu, mekanik veya elektronik düzenek ve bazen de sadece basit ahşap oyuncaklarla anlatım yapılabildiğini anlattı. Ziyaretçilerin zihninde "neden, nasıl?" sorularını uyandırmayı hedeflediklerine dikkati çeken Işık, ayrıca sergilerin yanında bulunan kısa açıklamalarla konukların bilgilendirildiğini de kaydetti.
Işık, Bilim Merkezlerinde yer alan sergilerle, bilimle uğraşmanın sanıldığı gibi sıkıcı ve zor olmadığını, aksine eğlenceli ve zevkli olduğunu anlatmaya çalıştıklarını söyledi.
2023'e kadar tüm illere Bilim Merkezi kurulacak
Bilim ve Teknoloji Yüksek Kurulu (BTYK) 2011 yılı toplantısında öncelikle tüm büyükşehirlerde, 2023 yılı itibarıyla da tüm illerde Bilim Merkezleri kurulmasına karar verildiğini hatırlatan Işık, "TÜBİTAK, Büyükşehir Belediyeleri ile protokol yaparak, Bilim Merkezi kurmayı hedefliyor. Kurulacak Bilim Merkezleri'nin arazisi ve sergi alanı belediyeler tarafından sağlanıyor" diye konuştu.
Işık, TÜBİTAK, Bilim Merkezlerinde sergilenecek deney setleri ve sergi ürünlerinin ağırlıklı olarak yurtdışından tedarik edildiğini kaydetti. Kurulacak Bilim Merkezleri'nde sergilenecek ürün ve deney setlerindeki yerli katkıyı artırmak amacıyla Aralık 2014'te açılan ve Şubat 2015'te kapanan çağrının sonuçlandığını belirten Işık, şöyle devam etti:
"Çağrıya, toplam 110 milyon 168 bin 547 lira bütçeli 88 proje başvurusu alındı. Bunlardan 32 proje desteklenmeye değer görüldü. Projelere en fazla 18 ay süreyle, 2 milyon lira bütçe üst sınırıyla hibe destek sağlanacak. Kabul edilen projelerin destek kapsamına alınan bütçesi yaklaşık 25 milyon lira olarak belirlendi. Desteklenen projeler ağırlıklı olarak Ankara olmak üzere, sırasıyla, İstanbul, Bursa, İzmir, Konya, Eskişehir ve Samsun'dan sunuldu."
Işık, kabul edilen Bilim Merkezi sergi projelerinin sahip olduğu ana özelliklere de değindi. Projelerde orijinal tasarımların öne çıktığını belirten Işık, aynı zamanda yenilikçi, etkileşimli dokunulabilir olması gerektiğini de dile getirdi. Uluslararası müzecilik ve Bilim Merkezi standartlarına uygun proje geliştirilmesinin önemine işaret eden Işık, engelli kullanımına uygunluk, çoklu ortam tasarımı ve dekorasyon ögelerini bünyesinde barındırmasının da dikkati çektiğini belirtti.
Üst Kategori: ROOT Kategori: Eğitim Teknolojsi
Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Işık, Bilim Merkezi Sergilerinin Tasarımı ve Prototiplerinin Geliştirilmesi Projesi'ne toplam 110 milyon 168 bin 547 lira bütçeli 88 proje başvurusu yapıldığını söyledi.
Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Fikri Işık, Bilim Merkezi Sergilerinin Tasarımı ve Prototiplerinin Geliştirilmesi Projesi'ne toplam 110 milyon 168 bin 547 lira bütçeli 88 proje başvurusu yapıldığını belirterek, "Bunlardan 32 proje desteklenmeye değer görüldü. Projelere en fazla 18 ay süreyle, 2 milyon lira bütçe üst sınırıyla hibe destek sağlanacak" dedi.
Bakan Işık, Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu'nun (TÜBİTAK) "Bilim Merkezi Sergilerinin Tasarımı ve Prototiplerinin Geliştirilmesi" konulu çağrısının sonuçlandığını bildirdi.
Bilim Merkezlerini, farklı yaş grubu ve birikimlere sahip insanları bilimle buluşturmak, farkındalık oluşturmak, ilgi ve meraklarını arttırmak amacıyla kurduklarını belirten Işık, söz konusu merkezlerde bilgisayar oyunu, mekanik veya elektronik düzenek ve bazen de sadece basit ahşap oyuncaklarla anlatım yapılabildiğini anlattı. Ziyaretçilerin zihninde "neden, nasıl?" sorularını uyandırmayı hedeflediklerine dikkati çeken Işık, ayrıca sergilerin yanında bulunan kısa açıklamalarla konukların bilgilendirildiğini de kaydetti.
Işık, Bilim Merkezlerinde yer alan sergilerle, bilimle uğraşmanın sanıldığı gibi sıkıcı ve zor olmadığını, aksine eğlenceli ve zevkli olduğunu anlatmaya çalıştıklarını söyledi.
2023'e kadar tüm illere Bilim Merkezi kurulacak
Bilim ve Teknoloji Yüksek Kurulu (BTYK) 2011 yılı toplantısında öncelikle tüm büyükşehirlerde, 2023 yılı itibarıyla da tüm illerde Bilim Merkezleri kurulmasına karar verildiğini hatırlatan Işık, "TÜBİTAK, Büyükşehir Belediyeleri ile protokol yaparak, Bilim Merkezi kurmayı hedefliyor. Kurulacak Bilim Merkezleri'nin arazisi ve sergi alanı belediyeler tarafından sağlanıyor" diye konuştu.
Işık, TÜBİTAK, Bilim Merkezlerinde sergilenecek deney setleri ve sergi ürünlerinin ağırlıklı olarak yurtdışından tedarik edildiğini kaydetti. Kurulacak Bilim Merkezleri'nde sergilenecek ürün ve deney setlerindeki yerli katkıyı artırmak amacıyla Aralık 2014'te açılan ve Şubat 2015'te kapanan çağrının sonuçlandığını belirten Işık, şöyle devam etti:
"Çağrıya, toplam 110 milyon 168 bin 547 lira bütçeli 88 proje başvurusu alındı. Bunlardan 32 proje desteklenmeye değer görüldü. Projelere en fazla 18 ay süreyle, 2 milyon lira bütçe üst sınırıyla hibe destek sağlanacak. Kabul edilen projelerin destek kapsamına alınan bütçesi yaklaşık 25 milyon lira olarak belirlendi. Desteklenen projeler ağırlıklı olarak Ankara olmak üzere, sırasıyla, İstanbul, Bursa, İzmir, Konya, Eskişehir ve Samsun'dan sunuldu."
Işık, kabul edilen Bilim Merkezi sergi projelerinin sahip olduğu ana özelliklere de değindi. Projelerde orijinal tasarımların öne çıktığını belirten Işık, aynı zamanda yenilikçi, etkileşimli dokunulabilir olması gerektiğini de dile getirdi. Uluslararası müzecilik ve Bilim Merkezi standartlarına uygun proje geliştirilmesinin önemine işaret eden Işık, engelli kullanımına uygunluk, çoklu ortam tasarımı ve dekorasyon ögelerini bünyesinde barındırmasının da dikkati çektiğini belirtti.
Son Güncelleme: Salı, 08 Eylül 2015 11:48
Gösterim: 2000
Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Işık, yaklaşık 10 milyonun üzerinde alım yapılacak tabletlerde, maksimum yerlilik oranını hedeflediklerini belirtti.
Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Fikri Işık, Eğitimde Fırsatları Arttırma ve Teknolojiyi İyileştirme Hareketi (FATİH) Projesi kapsamında öğrencilere dağıtılan tablet bilgisayarların üretiminde yerlilik oranını yükseltmek amacıyla Milli Eğitim Bakanlığıyla birlikte yürüttükleri çalışmada sona yaklaştıklarını belirterek, belirlenecek yerlilik oranına göre kamunun alıma çıkacağını söyledi.
Bakan Işık, Eğitimde FATİH Projesi'nin Türkiye'nin son dönemdeki en önemli projelerinden birisi olduğunu kaydetti.
Projenin iki temel ayağı bulunduğunu, ilkinin eğitimde fırsat eşitliğini maksimum düzeye çıkarmak olduğunu vurgulayan Işık, "Hakkari'deki bir yavrumuzun da Ardahan'daki, Artvin'in Şavşat'ın bir köyündeki yavrumuzun da İstanbul'daki yavrumuzla aynı şartlarda yarışabilmesi... Bu artık dijital çağda mümkün" dedi.
Işık, bunun için de eğitimde dijital altyapının oluşturulması ve dijital malzemenin kullanılmasının son derece önem taşıdığını ifade ederek, eğitimde fırsat eşitliğine yönelik çalışmaların tüm hızıyla sürdüğünü dile getirdi.
Projenin diğer ayağını ise Türkiye'nin eğitimde dijital çağı yakalamasının oluşturduğunu aktaran Bakan Işık, şöyle devam etti:
"Burada teknolojinin geliştirilmesi... Özellikle etkileşimli tahtalar, tablet bilgisayarlar ve altyapı, tüm donanımlar Türkiye açısından son derece önemli. Tabletlerle ilgili Milli Eğitim Bakanlığı ve biz bir çalışma yapıyoruz. Bu tabletlerde maksimum yerlilik oranını hedefliyoruz. Onun için de bir tablette yerlilik oranı ne kadar olmalı diye TÜBİTAK'la birlikte bir çalışma yürütülüyor. Bu çalışma bugünlerde bitecek. Bu çalışma bittikten sonra biz iyi bir yerlilik oranı koyacağız. O yerlilik oranına göre de kamu alıma çıkacak. İnşallah bu kamu alımını yerlilik oranını sağlayacak şekilde yaparız. O zaman rekabetçi bir de ortam olur. Ümit ediyoruz kendi firmalarımız bu ihaleyi alırlar ve Türkiye hem teknolojisini kullanırken aynı zamanda geliştirmiş ve satmış olur. Altyapı olarak bunu yapacak firmalarımız var. Daha da fazla firma olmasını arzu ediyoruz."
Kılı kırk yarıyoruz
Tablet bilgisayarlarda yerlilik oranının hesaplanması çalışmalarının çok büyük bir titizlikle yürütüldüğüne dikkati çeken Işık, "Sadece kullanılan parçaları hesap etmek yerlilik oranında yeterli değil. Oradaki yazılım çok önemli bir faktör. Oradaki alt kırılımlar tek tek inceleniyor. Verilen işçilik önemli bir faktör. Biz yerliyi sadece montaj olarak düşünmüyoruz. Her bir parça için burada ne kadar emek veriliyor, ne kadarı burada üretiliyor, geliştiriliyor, bütün bunlara bakıyoruz. Bunun için kılı kırk yaran bir çalışmayı bakanlığımız yapıyor. Önümüzdeki süreçte bunları ortaya net olarak koymuş olacağız" diye konuştu.
Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Işık, "Yaklaşık 10 milyonun üzerinde tablet alımı yapılacak. Bu rakam büyük bir rakamdır. Bizim yerli üretimimizi de desteklemeli'' dedi.
Üst Kategori: ROOT Kategori: Eğitim Teknolojsi
Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Işık, yaklaşık 10 milyonun üzerinde alım yapılacak tabletlerde, maksimum yerlilik oranını hedeflediklerini belirtti.
Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Fikri Işık, Eğitimde Fırsatları Arttırma ve Teknolojiyi İyileştirme Hareketi (FATİH) Projesi kapsamında öğrencilere dağıtılan tablet bilgisayarların üretiminde yerlilik oranını yükseltmek amacıyla Milli Eğitim Bakanlığıyla birlikte yürüttükleri çalışmada sona yaklaştıklarını belirterek, belirlenecek yerlilik oranına göre kamunun alıma çıkacağını söyledi.
Bakan Işık, Eğitimde FATİH Projesi'nin Türkiye'nin son dönemdeki en önemli projelerinden birisi olduğunu kaydetti.
Projenin iki temel ayağı bulunduğunu, ilkinin eğitimde fırsat eşitliğini maksimum düzeye çıkarmak olduğunu vurgulayan Işık, "Hakkari'deki bir yavrumuzun da Ardahan'daki, Artvin'in Şavşat'ın bir köyündeki yavrumuzun da İstanbul'daki yavrumuzla aynı şartlarda yarışabilmesi... Bu artık dijital çağda mümkün" dedi.
Işık, bunun için de eğitimde dijital altyapının oluşturulması ve dijital malzemenin kullanılmasının son derece önem taşıdığını ifade ederek, eğitimde fırsat eşitliğine yönelik çalışmaların tüm hızıyla sürdüğünü dile getirdi.
Projenin diğer ayağını ise Türkiye'nin eğitimde dijital çağı yakalamasının oluşturduğunu aktaran Bakan Işık, şöyle devam etti:
"Burada teknolojinin geliştirilmesi... Özellikle etkileşimli tahtalar, tablet bilgisayarlar ve altyapı, tüm donanımlar Türkiye açısından son derece önemli. Tabletlerle ilgili Milli Eğitim Bakanlığı ve biz bir çalışma yapıyoruz. Bu tabletlerde maksimum yerlilik oranını hedefliyoruz. Onun için de bir tablette yerlilik oranı ne kadar olmalı diye TÜBİTAK'la birlikte bir çalışma yürütülüyor. Bu çalışma bugünlerde bitecek. Bu çalışma bittikten sonra biz iyi bir yerlilik oranı koyacağız. O yerlilik oranına göre de kamu alıma çıkacak. İnşallah bu kamu alımını yerlilik oranını sağlayacak şekilde yaparız. O zaman rekabetçi bir de ortam olur. Ümit ediyoruz kendi firmalarımız bu ihaleyi alırlar ve Türkiye hem teknolojisini kullanırken aynı zamanda geliştirmiş ve satmış olur. Altyapı olarak bunu yapacak firmalarımız var. Daha da fazla firma olmasını arzu ediyoruz."
Kılı kırk yarıyoruz
Tablet bilgisayarlarda yerlilik oranının hesaplanması çalışmalarının çok büyük bir titizlikle yürütüldüğüne dikkati çeken Işık, "Sadece kullanılan parçaları hesap etmek yerlilik oranında yeterli değil. Oradaki yazılım çok önemli bir faktör. Oradaki alt kırılımlar tek tek inceleniyor. Verilen işçilik önemli bir faktör. Biz yerliyi sadece montaj olarak düşünmüyoruz. Her bir parça için burada ne kadar emek veriliyor, ne kadarı burada üretiliyor, geliştiriliyor, bütün bunlara bakıyoruz. Bunun için kılı kırk yaran bir çalışmayı bakanlığımız yapıyor. Önümüzdeki süreçte bunları ortaya net olarak koymuş olacağız" diye konuştu.
Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Işık, "Yaklaşık 10 milyonun üzerinde tablet alımı yapılacak. Bu rakam büyük bir rakamdır. Bizim yerli üretimimizi de desteklemeli'' dedi.
Son Güncelleme: Çarşamba, 05 Ağustos 2015 15:03
Gösterim: 2005
FATİH Projesi kapsamında dağıtımı yapılacak 347 bin 367 "akıllı tahta"dan 101 bin 644'ü okullara gönderildi. Kalan 245 bin 723 akıllı tahtanın kurulumlarının ise yıl sonu itibarıyla bitirilmesi planlanıyor.
Fırsatları Artırma Teknolojiyi İyileştirme Hareketi (FATİH) Projesi kapsamında dağıtımı yapılacak 347 bin 367 "akıllı tahta"dan 101 bin 644'ünün kurulumu tamamlandı. Kalan 245 bin 723'ünün kurulumlarının ise yıl sonu itibarıyla bitirilmesi planlanıyor.
AA muhabirinin, Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı 2015 Yılı Kurumsal Mali Durum ve Beklentiler Raporu'ndan derlediği bilgiye göre, eğitimde fırsat eşitliğinin sağlanması, bilişim teknolojileri altyapısının tamamlanması, öğrencilerin bilgi ve iletişim teknolojisini kullanma yetkinliğinin artırılması, bilgi ve iletişim destekli öğretim programlarının geliştirilmesi amacıyla Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) ile 2010'da iş birliği protokolü imzalandı.
Protokol kapsamında okul öncesi, ilköğretim ve ortaöğretim kademesinde 45 bin 653 okuldaki 432 bin 288 dersliğe birer adet etkileşimli tahta ve her okula 1'er adet A3 veya A4 çok fonksiyonlu yazıcı ile doküman kamera alımı ve kurulumu planlandı.
Bu kapsamda birinci faz olarak 3 bin 657 okula, 84 bin 921 sınıfa etkileşimli tahta ve 3 bin 657 doküman kamera ve A3-A4 yazıcı kurulumu gerçekleştirildi. 2012'de proje için 414 milyon 600 bin 354 lira ödendi. Ayrıca FATİH Projesi kapsamında MEB’e bağlı 110 merkeze uzaktan eğitim sınıfı kurulumu tamamlandı, 2013'te proje için 21 milyon 817 bin 20 lira ödendi.
İkinci faz olarak da 2014 ve 2015 yıllarında MEB’e bağlı 41 bin 996 okula, 347 bin 367 sınıfa etkileşimli tahta ve 41 bin 996 A3-A4 yazıcı alımı ve kurulumu yapılması için yüklenici firmalarla 2014'te sözleşmeler imzalandı.
Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı FATİH Projesi için bugüne kadar 600 milyon liranın üzerinde ödeme yaptı. 2015 ve 2016 için de sözleşmeler gereği 900 milyon liraya yakın ödeme yapılması planlanıyor.
Üst Kategori: ROOT Kategori: Eğitim Teknolojsi
FATİH Projesi kapsamında dağıtımı yapılacak 347 bin 367 "akıllı tahta"dan 101 bin 644'ü okullara gönderildi. Kalan 245 bin 723 akıllı tahtanın kurulumlarının ise yıl sonu itibarıyla bitirilmesi planlanıyor.
Fırsatları Artırma Teknolojiyi İyileştirme Hareketi (FATİH) Projesi kapsamında dağıtımı yapılacak 347 bin 367 "akıllı tahta"dan 101 bin 644'ünün kurulumu tamamlandı. Kalan 245 bin 723'ünün kurulumlarının ise yıl sonu itibarıyla bitirilmesi planlanıyor.
AA muhabirinin, Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı 2015 Yılı Kurumsal Mali Durum ve Beklentiler Raporu'ndan derlediği bilgiye göre, eğitimde fırsat eşitliğinin sağlanması, bilişim teknolojileri altyapısının tamamlanması, öğrencilerin bilgi ve iletişim teknolojisini kullanma yetkinliğinin artırılması, bilgi ve iletişim destekli öğretim programlarının geliştirilmesi amacıyla Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) ile 2010'da iş birliği protokolü imzalandı.
Protokol kapsamında okul öncesi, ilköğretim ve ortaöğretim kademesinde 45 bin 653 okuldaki 432 bin 288 dersliğe birer adet etkileşimli tahta ve her okula 1'er adet A3 veya A4 çok fonksiyonlu yazıcı ile doküman kamera alımı ve kurulumu planlandı.
Bu kapsamda birinci faz olarak 3 bin 657 okula, 84 bin 921 sınıfa etkileşimli tahta ve 3 bin 657 doküman kamera ve A3-A4 yazıcı kurulumu gerçekleştirildi. 2012'de proje için 414 milyon 600 bin 354 lira ödendi. Ayrıca FATİH Projesi kapsamında MEB’e bağlı 110 merkeze uzaktan eğitim sınıfı kurulumu tamamlandı, 2013'te proje için 21 milyon 817 bin 20 lira ödendi.
İkinci faz olarak da 2014 ve 2015 yıllarında MEB’e bağlı 41 bin 996 okula, 347 bin 367 sınıfa etkileşimli tahta ve 41 bin 996 A3-A4 yazıcı alımı ve kurulumu yapılması için yüklenici firmalarla 2014'te sözleşmeler imzalandı.
Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı FATİH Projesi için bugüne kadar 600 milyon liranın üzerinde ödeme yaptı. 2015 ve 2016 için de sözleşmeler gereği 900 milyon liraya yakın ödeme yapılması planlanıyor.
Son Güncelleme: Pazartesi, 17 Ağustos 2015 14:49
Gösterim: 1773
Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Işık, 14 yılda 61 Teknoloji Geliştirme Bölgesi kurulduğunu, teknoloji ürünlerinin ihracattaki payını arttırmak için desteği sürdüreceklerini söyledi.
Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Fikri Işık, 2001 yılından bu yana 61 Teknoloji Geliştirme Bölgesi (TGB) kurulduğunu belirterek, "Şu anda yüzde 4'lerde olan ileri teknoloji ürünlerinin ihracat içerisindeki payını 2023 hedefimiz olan yüzde 15'lere çıkarmak için Teknoloji Geliştirme Bölgelerini arttırmaya ve desteklemeye devam edeceğiz" dedi.
Bakan Işık, Teknoloji Geliştirme Bölgelerinin 2001 yılında yürürlüğe giren "Teknoloji Geliştirme Bölgeleri Kanunu" ile kurulmaya başlandığını hatırlattı.
Teknoloji Geliştirme Bölgeleri'nin Türkiye'nin gelişimi için çok önemli olduğunu vurgulayan Işık, "Teknoloji Geliştirme Bölgeleri ile teknolojik bilgi üretmeyi ve ticarileştirmeyi, ürün-üretim yöntemlerinde kalite ve standardı yükseltmeyi, verimliliği artıracak ve maliyetleri düşürecek yenilikler geliştirmeyi, küçük ve orta ölçekli işletmelerin yeni-ileri teknolojilere uyum sağlamasını, araştırmacılara iş imkanları sağlamayı, ileri teknoloji yatırımları yapacak yabancı sermayenin ülkeye girişinin hızlandırılmasıyla sanayinin rekabet gücünü arttırmayı hedefliyoruz" diye konuştu.
46 Teknoloji Geliştirme Bölgesi faaliyette
Işık, 2001 yılından bu yana Ankara'da 8, İstanbul'da 7, Kocaeli'de 4, İzmir'de 4, Konya'da 2 ve Antalya, Kayseri, Trabzon, Adana, Erzurum, Mersin, Isparta, Gaziantep, Eskişehir, Bursa, Denizli, Edirne, Elazığ, Sivas, Diyarbakır, Tokat, Sakarya, Bolu, Kütahya, Samsun, Malatya, Urfa, Düzce, Çanakkale, Kahramanmaraş, Tekirdağ, Van, Çorum, Manisa, Niğde, Burdur, Yozgat, Kırıkkale, Balıkesir, Hatay ve Karaman'da 1'er adet olmak üzere toplam 61 Teknoloji Geliştirme Bölgesi kurulduğunu bildirdi. Kurulan Teknoloji Geliştirme Bölgelerinden 46'sının faaliyette olduğunu belirten Işık, 15'inin ise altyapı çalışmalarının devam etmesi nedeniyle henüz faaliyete geçmediğini kaydetti.
Türkiye'nin dünyada teknoloji geliştirme bölgelerine en cömert destek veren ülkelerden biri olduğuna dikkati çekerek, "Şu anda yüzde 4'lerde olan ileri teknoloji ürünlerinin ihracat içerisindeki payını yüzde 15'lere çıkarmak için Teknoloji Geliştirme Bölgelerini desteklemeye ve arttırmaya devam edeceğiz" ifadesini kullandı.
Sanayiciyi, araştırmacı ve üniversitelerle buluşturarak teknolojik üretime yönelik yeni ürün ve üretim yöntemleri geliştirmelerini sağlayacak Teknoloji Geliştirme Bölgeleri Kanunu kapsamındaki destek, teşvik, muafiyet ve istisnalara değinen Işık, avantajların yönetici şirket, girişimci ve öğretim üyeleri olmak üzere 3 temel başlık altında gruplandırıldığını anlattı.
Üst Kategori: ROOT Kategori: Eğitim Teknolojsi
Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Işık, 14 yılda 61 Teknoloji Geliştirme Bölgesi kurulduğunu, teknoloji ürünlerinin ihracattaki payını arttırmak için desteği sürdüreceklerini söyledi.
Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Fikri Işık, 2001 yılından bu yana 61 Teknoloji Geliştirme Bölgesi (TGB) kurulduğunu belirterek, "Şu anda yüzde 4'lerde olan ileri teknoloji ürünlerinin ihracat içerisindeki payını 2023 hedefimiz olan yüzde 15'lere çıkarmak için Teknoloji Geliştirme Bölgelerini arttırmaya ve desteklemeye devam edeceğiz" dedi.
Bakan Işık, Teknoloji Geliştirme Bölgelerinin 2001 yılında yürürlüğe giren "Teknoloji Geliştirme Bölgeleri Kanunu" ile kurulmaya başlandığını hatırlattı.
Teknoloji Geliştirme Bölgeleri'nin Türkiye'nin gelişimi için çok önemli olduğunu vurgulayan Işık, "Teknoloji Geliştirme Bölgeleri ile teknolojik bilgi üretmeyi ve ticarileştirmeyi, ürün-üretim yöntemlerinde kalite ve standardı yükseltmeyi, verimliliği artıracak ve maliyetleri düşürecek yenilikler geliştirmeyi, küçük ve orta ölçekli işletmelerin yeni-ileri teknolojilere uyum sağlamasını, araştırmacılara iş imkanları sağlamayı, ileri teknoloji yatırımları yapacak yabancı sermayenin ülkeye girişinin hızlandırılmasıyla sanayinin rekabet gücünü arttırmayı hedefliyoruz" diye konuştu.
46 Teknoloji Geliştirme Bölgesi faaliyette
Işık, 2001 yılından bu yana Ankara'da 8, İstanbul'da 7, Kocaeli'de 4, İzmir'de 4, Konya'da 2 ve Antalya, Kayseri, Trabzon, Adana, Erzurum, Mersin, Isparta, Gaziantep, Eskişehir, Bursa, Denizli, Edirne, Elazığ, Sivas, Diyarbakır, Tokat, Sakarya, Bolu, Kütahya, Samsun, Malatya, Urfa, Düzce, Çanakkale, Kahramanmaraş, Tekirdağ, Van, Çorum, Manisa, Niğde, Burdur, Yozgat, Kırıkkale, Balıkesir, Hatay ve Karaman'da 1'er adet olmak üzere toplam 61 Teknoloji Geliştirme Bölgesi kurulduğunu bildirdi. Kurulan Teknoloji Geliştirme Bölgelerinden 46'sının faaliyette olduğunu belirten Işık, 15'inin ise altyapı çalışmalarının devam etmesi nedeniyle henüz faaliyete geçmediğini kaydetti.
Türkiye'nin dünyada teknoloji geliştirme bölgelerine en cömert destek veren ülkelerden biri olduğuna dikkati çekerek, "Şu anda yüzde 4'lerde olan ileri teknoloji ürünlerinin ihracat içerisindeki payını yüzde 15'lere çıkarmak için Teknoloji Geliştirme Bölgelerini desteklemeye ve arttırmaya devam edeceğiz" ifadesini kullandı.
Sanayiciyi, araştırmacı ve üniversitelerle buluşturarak teknolojik üretime yönelik yeni ürün ve üretim yöntemleri geliştirmelerini sağlayacak Teknoloji Geliştirme Bölgeleri Kanunu kapsamındaki destek, teşvik, muafiyet ve istisnalara değinen Işık, avantajların yönetici şirket, girişimci ve öğretim üyeleri olmak üzere 3 temel başlık altında gruplandırıldığını anlattı.
Son Güncelleme: Salı, 04 Ağustos 2015 10:07
Gösterim: 1755