Aradığınız sayfa bulunamıyor, lütfen kategori listesinden ulaşmayı deneyiniz.
Milli Eğitim Müdürlüğü, fen lisesi öğretmeni hakkında öğrencilere önerdiği popüler bilim kitapları ve o kitaplarda evrimden söz edildiği gerekçesiyle soruşturma başlattı.
CnnTürk’ten Süleyman Arıoğlu’nun haberine göre, Bartın Sabri Çavuşoğlu Fen Lisesi'nde coğrafya öğretmeni olan Mustafa Şahin'e Milli Eğitim Müdürlüğü tarafından skandal niteliğinde bir soruşturma başlatıldı. Fen Lisesi öğretmenine açılan soruşturmanın gerekçesi, öğrencilere önerdiği popüler bilim kitapları ve o kitaplarda evrimden söz ediliyor olması. Üstelik soruşturma açılmakla da kalınmadı öğrencilere, "Öğretmen size siyasi düşüncelerini empoze ediyor, değil mi?" yönlendirici sorular yöneltildi.
Mustafa Şahin, Bartın Sabri Çavuşoğlu Fen Lisesi'nde coğrafya öğretmeni. Aynı zamanda yazar olan ve Ayrıntı Yayınları'ndan "Kasabanın Laneti" adlı bir romanın da yazarı. Şahin, öğrencilerine önerdiği bilimsel kitaplar nedeniyle skandal bir soruşturmaya maruz kaldı. MEB, Şahin hakkında, Alo 147 ihbar hattına yapılan, "Önerdiği kitaplardan dolayı dini duygularım rencide oldu" şeklindeki bir meçhul ihbar ile soruşturma başlattı.
Fen lisesinde bilim kitaplarına ve evrime soruşturma
Bartın Milli Eğitim Müdürlüğü tarafından soruşturmaya uğrayan Şahin'i "dini duyguları rencide etmek" suçlamasına muhatap bırak kitaplar ise popüler bilim kitapları. İş Bankası Kültür Yayınları'ndan çıkan insanoğlunun tarihini ve dünyanın oluşumunu bilim ile açıklayan "Dünyanın En Güzel Tarihi"; hayvanların yeryüzüne yayılışını, bazı türlerin yok oluşunu, evcilleştirilmelerini, tıp ve endüstride kullanılmaları gibi pek çok şeyin tarihini bilimsel olarak anlatan "Hayvanların En Güzel Tarihi", ile ilk bitkilerden insanoğlunun tarımı keşfine ve ilk yetiştirilen bitkilere ve insan ile hayvanların yaşamı açısından hayati önemine ilişkin bir popüler bilim kitabı olan "Bitkilerin En Güzel Tarihi".
İsimsiz bir "dini duygularım rencide oldu" ihbarıyla
Kısa bir süre önce de Gezi direnişine katıldıkları için iki öğretmenin görevine son verilmesini isteyen Bartın Milli Eğitim Müdürlüğü'nün Mustafa Şahin hakkında başlattığı soruşturmaya ilişkin Eğitim-Sen'den de açıklama yapıldı. Eğitim-Sen Bartın Şubesi Başkanı İsmet İpçi, soruşturmaya ilişkin yaptığı açıklamada, "Fen Lisesi'nde görev yapan Mustafa Şahin, alanıyla ilgili olarak Türkiye İş Bankası yayınlarınca basılmış olan 'Dünyanın En Güzel Tarihi', 'Hayvanların En Güzel Tarihi', 'Bitkilerin En Güzel Tarihi' adlı üç kitabı öğrencilerine tavsiye etti. Alo 147 ihbar hattına yapılan, 'Önerdiği kitaplardan dolayı dini duygularım rencide oldu' şeklindeki meçhul bir ihbara dayanılarak okula gelen Bartın Milli Eğitim Denetmeni ve Milli Eğitim Müdür Yardımcısı, 9 ve 10. sınıflardan topladıkları dörder öğrenciyi sorguya aldı. 15- 16 yaşındaki çocuklara veli rızası olmadan hukuksuz biçimde 'inceleme soruları' adı altında yönlendirici sorular yöneltildi" diye konuştu.
Öğrencilere yönlendirici sorular
Öğrencilere, "Öğretmen size siyasi düşüncelerini empoze ediyor, değil mi?", "Evrim kuramını anlatıyor mu?" şeklinde sorular sorulduğunu belirten İpçi, "Bartın Milli Eğitim Müdürlüğü'nü, yasal ve meşru biçimde laik, bilimsel ve demokratik eğitim için mücadele eden Eğitim-Sen ve üyelerine yönelik sindirme ve intikam amaçlı uygulamalarını kınıyor ve buna bir son vermeye çağırıyoruz" dedi.
"Kasabanın Laneti" romanı gerçek mi oldu?
Kendisi de bir yazar olan Mustafa Şahin'in 2013 yılında Ayrıntı Yayınları'ndan çıkan "Kasabanın Laneti" adlı bir romanı bulunuyor. Bir kasabaya sıkışıp kalan insanların karmaşık ilişkilerinin anlatıldığı romanda, taşrada birey ile toplum arasında yaşanan çatışma çarpıcı bir hikayeyle işliyordu. En küçük bir özgürleşme girişimine bile tahammülü olmayan muhafazakarlığı, insan hayatlarına yön veren tutkuları, sessizliğin ardındaki uğultuyu, ötekine duyulan düşmanlığın bir lanet metaforuyla ortaya konulduğu romanın kahramanı ise, tüm ara renklerin kaybolduğu kasabanın bunaltıcı atmosferinde hayatı çekilmez bir hal alan Kamil Bey.
Üst Kategori: ROOT Kategori: Gündem
Milli Eğitim Müdürlüğü, fen lisesi öğretmeni hakkında öğrencilere önerdiği popüler bilim kitapları ve o kitaplarda evrimden söz edildiği gerekçesiyle soruşturma başlattı.
CnnTürk’ten Süleyman Arıoğlu’nun haberine göre, Bartın Sabri Çavuşoğlu Fen Lisesi'nde coğrafya öğretmeni olan Mustafa Şahin'e Milli Eğitim Müdürlüğü tarafından skandal niteliğinde bir soruşturma başlatıldı. Fen Lisesi öğretmenine açılan soruşturmanın gerekçesi, öğrencilere önerdiği popüler bilim kitapları ve o kitaplarda evrimden söz ediliyor olması. Üstelik soruşturma açılmakla da kalınmadı öğrencilere, "Öğretmen size siyasi düşüncelerini empoze ediyor, değil mi?" yönlendirici sorular yöneltildi.
Mustafa Şahin, Bartın Sabri Çavuşoğlu Fen Lisesi'nde coğrafya öğretmeni. Aynı zamanda yazar olan ve Ayrıntı Yayınları'ndan "Kasabanın Laneti" adlı bir romanın da yazarı. Şahin, öğrencilerine önerdiği bilimsel kitaplar nedeniyle skandal bir soruşturmaya maruz kaldı. MEB, Şahin hakkında, Alo 147 ihbar hattına yapılan, "Önerdiği kitaplardan dolayı dini duygularım rencide oldu" şeklindeki bir meçhul ihbar ile soruşturma başlattı.
Fen lisesinde bilim kitaplarına ve evrime soruşturma
Bartın Milli Eğitim Müdürlüğü tarafından soruşturmaya uğrayan Şahin'i "dini duyguları rencide etmek" suçlamasına muhatap bırak kitaplar ise popüler bilim kitapları. İş Bankası Kültür Yayınları'ndan çıkan insanoğlunun tarihini ve dünyanın oluşumunu bilim ile açıklayan "Dünyanın En Güzel Tarihi"; hayvanların yeryüzüne yayılışını, bazı türlerin yok oluşunu, evcilleştirilmelerini, tıp ve endüstride kullanılmaları gibi pek çok şeyin tarihini bilimsel olarak anlatan "Hayvanların En Güzel Tarihi", ile ilk bitkilerden insanoğlunun tarımı keşfine ve ilk yetiştirilen bitkilere ve insan ile hayvanların yaşamı açısından hayati önemine ilişkin bir popüler bilim kitabı olan "Bitkilerin En Güzel Tarihi".
İsimsiz bir "dini duygularım rencide oldu" ihbarıyla
Kısa bir süre önce de Gezi direnişine katıldıkları için iki öğretmenin görevine son verilmesini isteyen Bartın Milli Eğitim Müdürlüğü'nün Mustafa Şahin hakkında başlattığı soruşturmaya ilişkin Eğitim-Sen'den de açıklama yapıldı. Eğitim-Sen Bartın Şubesi Başkanı İsmet İpçi, soruşturmaya ilişkin yaptığı açıklamada, "Fen Lisesi'nde görev yapan Mustafa Şahin, alanıyla ilgili olarak Türkiye İş Bankası yayınlarınca basılmış olan 'Dünyanın En Güzel Tarihi', 'Hayvanların En Güzel Tarihi', 'Bitkilerin En Güzel Tarihi' adlı üç kitabı öğrencilerine tavsiye etti. Alo 147 ihbar hattına yapılan, 'Önerdiği kitaplardan dolayı dini duygularım rencide oldu' şeklindeki meçhul bir ihbara dayanılarak okula gelen Bartın Milli Eğitim Denetmeni ve Milli Eğitim Müdür Yardımcısı, 9 ve 10. sınıflardan topladıkları dörder öğrenciyi sorguya aldı. 15- 16 yaşındaki çocuklara veli rızası olmadan hukuksuz biçimde 'inceleme soruları' adı altında yönlendirici sorular yöneltildi" diye konuştu.
Öğrencilere yönlendirici sorular
Öğrencilere, "Öğretmen size siyasi düşüncelerini empoze ediyor, değil mi?", "Evrim kuramını anlatıyor mu?" şeklinde sorular sorulduğunu belirten İpçi, "Bartın Milli Eğitim Müdürlüğü'nü, yasal ve meşru biçimde laik, bilimsel ve demokratik eğitim için mücadele eden Eğitim-Sen ve üyelerine yönelik sindirme ve intikam amaçlı uygulamalarını kınıyor ve buna bir son vermeye çağırıyoruz" dedi.
"Kasabanın Laneti" romanı gerçek mi oldu?
Kendisi de bir yazar olan Mustafa Şahin'in 2013 yılında Ayrıntı Yayınları'ndan çıkan "Kasabanın Laneti" adlı bir romanı bulunuyor. Bir kasabaya sıkışıp kalan insanların karmaşık ilişkilerinin anlatıldığı romanda, taşrada birey ile toplum arasında yaşanan çatışma çarpıcı bir hikayeyle işliyordu. En küçük bir özgürleşme girişimine bile tahammülü olmayan muhafazakarlığı, insan hayatlarına yön veren tutkuları, sessizliğin ardındaki uğultuyu, ötekine duyulan düşmanlığın bir lanet metaforuyla ortaya konulduğu romanın kahramanı ise, tüm ara renklerin kaybolduğu kasabanın bunaltıcı atmosferinde hayatı çekilmez bir hal alan Kamil Bey.
Son Güncelleme: Salı, 01 Nisan 2014 14:08
Gösterim: 1874
Türkiye'nin üretimin ve ihracatında dünya lideri olmasına rağmen ihraç ettiği birçok ülkeden daha az tükettiği kuru meyve ürünlerinde okul çağındaki çocuklara yönelik "okul sütü" benzeri bir program için düğmeye basıldı.
Ege Kuru Meyve İhracatçı Birlikleri'nin hazırladığı ve Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci'nin destek verdiği programa göre ülke genelindeki 6,3 milyona yakın öğrenciye 30 hafta boyunca, haftada bir kez 40 gramlık paketlerde çekirdeksiz kuru üzüm, kuru incir ve kuru kayısı ürünleri dağıtılacak.
Projeyle ilgili AA muhabirine açıklamalarda bulunan Ege Kuru Meyve ve Mamulleri İhracatçı Birlikleri Başkanı Osman Öz, obezite, kalp-damar, kanser, hipertansiyon, diyabet gibi hastalıkların görülme sıklığının artması üzerinde gelişmiş bir çok ülkede sağlıklı beslenme programlarının başlatıldığını, bu diyet programlarında kuru meyvelerin vazgeçilmez konumda gösterildiğini ifade etti.
Diyet programları içinde yer alan bir çok kuru meyvenin Türkiye'de üretilip ihraç edildiğini, bu ürünlerin ihracatlarında son yıllarda istikrarlı artışların görüldüğünü ifade eden Öz, buna rağmen üreticilerin iç tüketimde ihracat yapılan bir çok ülkenin gerisinde kalınmasının burukluğunu yaşadığını ifade etti.
Türkiye'de özellikle okul çağındaki çocukların daha fazla kuru meyve tüketmesinin ve bu yönde alışkanlıklar edinmesinin toplum sağlığı ve eğitimde başarı ortalamasını doğrudan etkileyebileceğini kaydeden Öz, bu amaçla Birlik olarak Okul Sütü Projesi benzeri bir kuru meyve dağıtım projesi hazırladıklarını kaydetti.
Projeyi Milli Eğitim Bakanlığı, Sağlık Bakanlığı ve Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı'na gönderdiklerini, ilgili genel müdürlüklerin projeye olumlu baktığını anlatan Öz, son olarak projeyi Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekçi'ye de İzmir programı sırasında sunduklarını anlattı.
Öz, "Ekonomi Bakanımız Nihat Zeybekçi, projeyi olumlu karşıladı. Konuyla ilgili diğer bakanlıklar nezdinde çalışmalar devam ediyor. Umuyoruz kısa vadede karar verilir ve gelecek yıl okullarda süt gibi kuru meyve de dağıtılmaya başlanır" dedi.
Kuru meyvenin okul başarısına etkisi
Bakanlıklara sunulan projede büyüme sürecindeki çocukların enerji ve yeni dokularının yapımı için daha fazla miktarda protein, mineral ve vitamine ihtiyaç duyduğu belirtilerek bu dönemde kazanılan tüketim alışkanlıklarının yetişkinlik döneminde kalıcı alışkanlıklara temel oluşturduğu belirtildi.
Beslenmeye bağlı obezite, kalp-damar, bazı kanser türleri, inme, şeker hastalığı, gut ve artrit gibi hastalıkların çocukluk çağı kökenli olduğuna dikkati çekilen projede şu ifadelere yer verildi:
"Yetersiz ve dengesiz beslenen çocuk ve ergen, hastalıklara karşı dirençsiz olur, sık hastalanır, hastalığı ağır seyreder ve okula devamsızlık nedeniyle okul başarısı düşer. Bu nedenle okul başarısını artırmak, sınıf tekrarlarını azaltarak, eğitim ve öğretimin maliyetini düşürmek, gelecek nesillerin daha güçlü ve sağlıklı olmalarına temel hazırlamak için bu dönem çocuk ve ergenlerin beslenmesine önem verilmelidir.
Bu proje ile sağlıklı bir toplum için okul çağındaki çocuklarımıza kuru meyve tüketme alışkanlığı kazandırılması hedeflenmektedir.
Ülke genelinde resmi ve özel anasınıfı ile ilk okullarda okuyan 6,3 milyon civarında öğrenciye 30 hafta süresince haftada bir kez 40 gramlık paketlerde, her hafta başka bir ürün olmak üzere kuru meyve dağıtımı yapılabilir.
Bu çerçevede dağıtılacak paket sayısı takriben 189 milyon adet olup birim paket maliyeti yaklaşık 30-40 kuruş arasında değişmektedir. Bu çerçevede ürün maliyetinin 56,7 - 75,6 milyon lira arasında olacağı tahmin edilmektedir."
Projenin finansmanı konusunda Sağlık Bakanlığı, Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı ve Milli Eğitim Bakanlığı'nca kurulacak bir komisyon tarafından belirlenmesinin uygun olacağının bildirildiği projede İngiltere, ABD ve Japonya'da okul çağındaki çocuklara yönelik olarak uygulanan programlar örnek gösterildi.
Türkiye üretiyor ama tüketmiyor
Türkiye'nin üretim ve ihracatında dünya lideri olduğu kuru incirde 65 bin tonluk üretimin ancak 6-6 bin 500 tonunu tüketebilirken ürün gönderdiği Fransa ve Almanya 9 bin ton seviyesinde tüketime sahip.
Çekirdeksiz kuru üzümde ise 280 bin ton civarında üretim yapan Türkiye, bunun ancak 25 bin tonunu iç piyasada tüketiyor. Türkiye'de kişi başına ancak 100 gram tüketilen kuru üzüm İngiltere'de kişi başına 1,5 kilogram, Almanya'da ise 1,8 kilogram tüketiliyor.
Üretim ve ihracatında lider olduğu başka bir ürün olan kuru kayısıda da 130 bin tonluk üretiminin ancak 15-20 bin tonunu iç piyasada tüketen Türkiye, ihraç ettiği çok sayıda ülkeden daha az kayısı tüketiyor.
Üst Kategori: ROOT Kategori: Gündem
Türkiye'nin üretimin ve ihracatında dünya lideri olmasına rağmen ihraç ettiği birçok ülkeden daha az tükettiği kuru meyve ürünlerinde okul çağındaki çocuklara yönelik "okul sütü" benzeri bir program için düğmeye basıldı.
Ege Kuru Meyve İhracatçı Birlikleri'nin hazırladığı ve Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci'nin destek verdiği programa göre ülke genelindeki 6,3 milyona yakın öğrenciye 30 hafta boyunca, haftada bir kez 40 gramlık paketlerde çekirdeksiz kuru üzüm, kuru incir ve kuru kayısı ürünleri dağıtılacak.
Projeyle ilgili AA muhabirine açıklamalarda bulunan Ege Kuru Meyve ve Mamulleri İhracatçı Birlikleri Başkanı Osman Öz, obezite, kalp-damar, kanser, hipertansiyon, diyabet gibi hastalıkların görülme sıklığının artması üzerinde gelişmiş bir çok ülkede sağlıklı beslenme programlarının başlatıldığını, bu diyet programlarında kuru meyvelerin vazgeçilmez konumda gösterildiğini ifade etti.
Diyet programları içinde yer alan bir çok kuru meyvenin Türkiye'de üretilip ihraç edildiğini, bu ürünlerin ihracatlarında son yıllarda istikrarlı artışların görüldüğünü ifade eden Öz, buna rağmen üreticilerin iç tüketimde ihracat yapılan bir çok ülkenin gerisinde kalınmasının burukluğunu yaşadığını ifade etti.
Türkiye'de özellikle okul çağındaki çocukların daha fazla kuru meyve tüketmesinin ve bu yönde alışkanlıklar edinmesinin toplum sağlığı ve eğitimde başarı ortalamasını doğrudan etkileyebileceğini kaydeden Öz, bu amaçla Birlik olarak Okul Sütü Projesi benzeri bir kuru meyve dağıtım projesi hazırladıklarını kaydetti.
Projeyi Milli Eğitim Bakanlığı, Sağlık Bakanlığı ve Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı'na gönderdiklerini, ilgili genel müdürlüklerin projeye olumlu baktığını anlatan Öz, son olarak projeyi Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekçi'ye de İzmir programı sırasında sunduklarını anlattı.
Öz, "Ekonomi Bakanımız Nihat Zeybekçi, projeyi olumlu karşıladı. Konuyla ilgili diğer bakanlıklar nezdinde çalışmalar devam ediyor. Umuyoruz kısa vadede karar verilir ve gelecek yıl okullarda süt gibi kuru meyve de dağıtılmaya başlanır" dedi.
Kuru meyvenin okul başarısına etkisi
Bakanlıklara sunulan projede büyüme sürecindeki çocukların enerji ve yeni dokularının yapımı için daha fazla miktarda protein, mineral ve vitamine ihtiyaç duyduğu belirtilerek bu dönemde kazanılan tüketim alışkanlıklarının yetişkinlik döneminde kalıcı alışkanlıklara temel oluşturduğu belirtildi.
Beslenmeye bağlı obezite, kalp-damar, bazı kanser türleri, inme, şeker hastalığı, gut ve artrit gibi hastalıkların çocukluk çağı kökenli olduğuna dikkati çekilen projede şu ifadelere yer verildi:
"Yetersiz ve dengesiz beslenen çocuk ve ergen, hastalıklara karşı dirençsiz olur, sık hastalanır, hastalığı ağır seyreder ve okula devamsızlık nedeniyle okul başarısı düşer. Bu nedenle okul başarısını artırmak, sınıf tekrarlarını azaltarak, eğitim ve öğretimin maliyetini düşürmek, gelecek nesillerin daha güçlü ve sağlıklı olmalarına temel hazırlamak için bu dönem çocuk ve ergenlerin beslenmesine önem verilmelidir.
Bu proje ile sağlıklı bir toplum için okul çağındaki çocuklarımıza kuru meyve tüketme alışkanlığı kazandırılması hedeflenmektedir.
Ülke genelinde resmi ve özel anasınıfı ile ilk okullarda okuyan 6,3 milyon civarında öğrenciye 30 hafta süresince haftada bir kez 40 gramlık paketlerde, her hafta başka bir ürün olmak üzere kuru meyve dağıtımı yapılabilir.
Bu çerçevede dağıtılacak paket sayısı takriben 189 milyon adet olup birim paket maliyeti yaklaşık 30-40 kuruş arasında değişmektedir. Bu çerçevede ürün maliyetinin 56,7 - 75,6 milyon lira arasında olacağı tahmin edilmektedir."
Projenin finansmanı konusunda Sağlık Bakanlığı, Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı ve Milli Eğitim Bakanlığı'nca kurulacak bir komisyon tarafından belirlenmesinin uygun olacağının bildirildiği projede İngiltere, ABD ve Japonya'da okul çağındaki çocuklara yönelik olarak uygulanan programlar örnek gösterildi.
Türkiye üretiyor ama tüketmiyor
Türkiye'nin üretim ve ihracatında dünya lideri olduğu kuru incirde 65 bin tonluk üretimin ancak 6-6 bin 500 tonunu tüketebilirken ürün gönderdiği Fransa ve Almanya 9 bin ton seviyesinde tüketime sahip.
Çekirdeksiz kuru üzümde ise 280 bin ton civarında üretim yapan Türkiye, bunun ancak 25 bin tonunu iç piyasada tüketiyor. Türkiye'de kişi başına ancak 100 gram tüketilen kuru üzüm İngiltere'de kişi başına 1,5 kilogram, Almanya'da ise 1,8 kilogram tüketiliyor.
Üretim ve ihracatında lider olduğu başka bir ürün olan kuru kayısıda da 130 bin tonluk üretiminin ancak 15-20 bin tonunu iç piyasada tüketen Türkiye, ihraç ettiği çok sayıda ülkeden daha az kayısı tüketiyor.
Son Güncelleme: Salı, 01 Nisan 2014 11:43
Gösterim: 1287
ÖSYM, yasağa rağmen YGS sorularını yayınladıkları gerekçesiyle 5 ayrı internet sitesine 500 bin liralık tazminat davası açtı
Sabah Gazetesi’nden Safure Cantürk’ün haberine göre, Seçme ve Yerleştirme Merkezi (ÖSYM) 2 milyondan fazla adayın girdiği Yükseköğretime Geçiş Sınavı'nın (YGS) sorularını yayımlayan 5 web sitesi hakkında suç duyurusunda bulundu. Sınav sorularını yayımlamanın 2 yıldan 5 yıla kadar hapis cezası var. Ayrıca bu web sitelerine telif hakkı gerekçesiyle 100'er bin TL'lik tazminat davası açıldı. Böylelikle ÖSYM 5 web sitesinden soruların karşılığında toplam 500 bin TL'lik tazminat talebinde bulundu. ÖSYM yetkilileri, "Biz kimseyi casuslukla suçlamıyoruz. Soruların tüm yayın hakkı ÖSYM'ye ait. Soruların yayımlanması kanunen suç. Adaylar soruların zorluğu hakkında sosyal medyada tartışıyorlar. Bunlarla ilgili herhangi bir işlem yapmıyoruz. Ayrıca dershane öğretmenleri öğrencileriyle sorular hakkında değerlendirme yapıyorlar. Bunlar hakkında da herhangi bir yasal işlem söz konusu değil" dedi. Geçtiğimiz yıllarda soruları sınavdan sonra yayımlamak isteyen gazete ve televizyonlara ÖSYM, soruların telif hakkını 80 ila 100 bin TL arasında ücretle vermişti.
Üst Kategori: ROOT Kategori: Gündem
ÖSYM, yasağa rağmen YGS sorularını yayınladıkları gerekçesiyle 5 ayrı internet sitesine 500 bin liralık tazminat davası açtı
Sabah Gazetesi’nden Safure Cantürk’ün haberine göre, Seçme ve Yerleştirme Merkezi (ÖSYM) 2 milyondan fazla adayın girdiği Yükseköğretime Geçiş Sınavı'nın (YGS) sorularını yayımlayan 5 web sitesi hakkında suç duyurusunda bulundu. Sınav sorularını yayımlamanın 2 yıldan 5 yıla kadar hapis cezası var. Ayrıca bu web sitelerine telif hakkı gerekçesiyle 100'er bin TL'lik tazminat davası açıldı. Böylelikle ÖSYM 5 web sitesinden soruların karşılığında toplam 500 bin TL'lik tazminat talebinde bulundu. ÖSYM yetkilileri, "Biz kimseyi casuslukla suçlamıyoruz. Soruların tüm yayın hakkı ÖSYM'ye ait. Soruların yayımlanması kanunen suç. Adaylar soruların zorluğu hakkında sosyal medyada tartışıyorlar. Bunlarla ilgili herhangi bir işlem yapmıyoruz. Ayrıca dershane öğretmenleri öğrencileriyle sorular hakkında değerlendirme yapıyorlar. Bunlar hakkında da herhangi bir yasal işlem söz konusu değil" dedi. Geçtiğimiz yıllarda soruları sınavdan sonra yayımlamak isteyen gazete ve televizyonlara ÖSYM, soruların telif hakkını 80 ila 100 bin TL arasında ücretle vermişti.
Son Güncelleme: Pazartesi, 31 Mart 2014 14:05
Gösterim: 2191
Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı, "30 Mart'ta Türk demokrasisi bir kere daha çok güzel bir sayfa açtı. Milli irade hiçbir tartışmaya yer bırakmayacak biçimde tecelli etti" dedi.
Avcı, AK Parti İl Başkanlığı binasında düzenlediği basın toplantısında, 30 Mart yerel seçim sonuçlarının hayırlı olmasını dileyerek, şöyle konuştu:
"30 Mart'ta Türk demokrasisi bir kere daha çok güzel bir sayfa açtı. Milli irade hiçbir tartışmaya yer bırakmayacak biçimde tecelli etti. Öncelikle bu seçimlerin ülkemize, milletimize, bütün Türk ve İslam dünyasına hayırlı uğurlu olmasını diliyorum. Türk ve İslam dünyası diye ayrıca vurguluyorum çünkü başından beri söylüyorum, bu seçimler yerel yönetim seçim olmaktan çıkmış. Türkiye'nin adeta kader seçimi haline gelmişti. Türkiye bu kritik dönemeçten alnının akıyla çok güzel bir şekilde geçti. Hayırlı uğurlu olsun inşallah."
Seçilen tüm belediye başkanlarını tebrik eden Avcı, şu ifadeleri kullandı:
"Seçime iştirak edip, seçimi kazanamamış olan adayları da tebrik ediyorum çünkü bu bir demokratik yarış ve netice itibariyle her makam için bir kişi seçiliyor. Türkiye genelinde de böyle oldu, hayırlı uğurlu olsun. Eskişehir'de güzel bir seçim süreci geçirdik. Eskişehir'e yakışan bir olgunlukta, bir seçim kampanyası yürüttük. Ben başta Büyükşehir Belediye Başkanı olmak üzere, bütün ilçe başkanlarını ve meclis üyelerini ayrı ayrı tebrik ediyorum. Hayırlara vesile olmasını diliyorum. Bundan sonra da yine Eskişehir'de inşallah Eskişehir'in demokratik kültürüne uygun bir üslup ve nezaket içinde uyum içinde başkanlarımız, meclis üyelerimiz Eskişehir'e hizmet edecekler. Şimdiden hepsine ayrı ayrı başarılar diliyoruz."
"Eskişehir'e hizmetlerimiz sürecek"
Seçim süresince gösterilen çalışmalardan dolayı AK Parti teşkilatına teşekkür eden Avcı, şöyle devam etti:
"Hedeflerimizden biri Büyükşehir Belediyesi'ni ve merkez belediyeleri de almaktı ama neticede Büyükşehir de dahil 15 belediyeden 10 ilçede AK Partili adaylar kazandı. Hepsini ayrı ayrı tebrik ediyorum, başarılar diliyorum. Büyükşehir Belediye Meclisi'nde AK Partili üyeler açık bir üstünlük sağlamış durumdalar. Bu da Eskişehir'de uzlaşmanın ne kadar önemli olduğunu, bundan sonraki süreçte de karşılıklı anlayış, nezaket ve uyum içinde çalışmanın ne kadar gerekli olduğunu, Eskişehirli seçmen bize bir kere daha hatırlatmış oldu. İnşallah Eskişehir bu dengelerden en yüksek istifadeyi üretecek bir demokratik kültüre de sahiptir. Büyükşehir Belediyesini kazansaydık yapacağımız çok işler vardı. Onları Harun Bey (AK Parti Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkan adayı Harun Karacan) ayrıntılı biçimde zamanında paylaşmıştı. Bunların büyük kısmını ancak Büyükşehir Belediye Başkanlığı eliyle yapmak mümkün olduğu için orada biraz hüzünlüyüz ama merkezi hükümet olarak, ilçe belediyeleri olarak, meclis üyeleri olarak elimizden gelen katkıyı Eskişehir için yapmaya devam edeceğiz."
Eskişehir'in 2014 yılı için yatırım bütçesinin 7 milyar 300 milyon lira olduğunu bildiren Bakan Avcı, özellikle Türk Dünyası Kültür Başkentliği etkinlikleri çerçevesinde Eskişehir'e hizmetlerin devam edeceğini vurguladı.
Avcı, TBMM açıldıktan sonra Eskişehir milletvekilleri olarak kente 3. üniversite yapılması konusunu Meclis'e taşıyacaklarını sözlerine ekledi.
Toplantıda, AK Parti Eskişehir milletvekilleri Salih Koca ve Ülker Can ile belediye başkan adayları da yer aldı.
Üst Kategori: ROOT Kategori: Gündem
Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı, "30 Mart'ta Türk demokrasisi bir kere daha çok güzel bir sayfa açtı. Milli irade hiçbir tartışmaya yer bırakmayacak biçimde tecelli etti" dedi.
Avcı, AK Parti İl Başkanlığı binasında düzenlediği basın toplantısında, 30 Mart yerel seçim sonuçlarının hayırlı olmasını dileyerek, şöyle konuştu:
"30 Mart'ta Türk demokrasisi bir kere daha çok güzel bir sayfa açtı. Milli irade hiçbir tartışmaya yer bırakmayacak biçimde tecelli etti. Öncelikle bu seçimlerin ülkemize, milletimize, bütün Türk ve İslam dünyasına hayırlı uğurlu olmasını diliyorum. Türk ve İslam dünyası diye ayrıca vurguluyorum çünkü başından beri söylüyorum, bu seçimler yerel yönetim seçim olmaktan çıkmış. Türkiye'nin adeta kader seçimi haline gelmişti. Türkiye bu kritik dönemeçten alnının akıyla çok güzel bir şekilde geçti. Hayırlı uğurlu olsun inşallah."
Seçilen tüm belediye başkanlarını tebrik eden Avcı, şu ifadeleri kullandı:
"Seçime iştirak edip, seçimi kazanamamış olan adayları da tebrik ediyorum çünkü bu bir demokratik yarış ve netice itibariyle her makam için bir kişi seçiliyor. Türkiye genelinde de böyle oldu, hayırlı uğurlu olsun. Eskişehir'de güzel bir seçim süreci geçirdik. Eskişehir'e yakışan bir olgunlukta, bir seçim kampanyası yürüttük. Ben başta Büyükşehir Belediye Başkanı olmak üzere, bütün ilçe başkanlarını ve meclis üyelerini ayrı ayrı tebrik ediyorum. Hayırlara vesile olmasını diliyorum. Bundan sonra da yine Eskişehir'de inşallah Eskişehir'in demokratik kültürüne uygun bir üslup ve nezaket içinde uyum içinde başkanlarımız, meclis üyelerimiz Eskişehir'e hizmet edecekler. Şimdiden hepsine ayrı ayrı başarılar diliyoruz."
"Eskişehir'e hizmetlerimiz sürecek"
Seçim süresince gösterilen çalışmalardan dolayı AK Parti teşkilatına teşekkür eden Avcı, şöyle devam etti:
"Hedeflerimizden biri Büyükşehir Belediyesi'ni ve merkez belediyeleri de almaktı ama neticede Büyükşehir de dahil 15 belediyeden 10 ilçede AK Partili adaylar kazandı. Hepsini ayrı ayrı tebrik ediyorum, başarılar diliyorum. Büyükşehir Belediye Meclisi'nde AK Partili üyeler açık bir üstünlük sağlamış durumdalar. Bu da Eskişehir'de uzlaşmanın ne kadar önemli olduğunu, bundan sonraki süreçte de karşılıklı anlayış, nezaket ve uyum içinde çalışmanın ne kadar gerekli olduğunu, Eskişehirli seçmen bize bir kere daha hatırlatmış oldu. İnşallah Eskişehir bu dengelerden en yüksek istifadeyi üretecek bir demokratik kültüre de sahiptir. Büyükşehir Belediyesini kazansaydık yapacağımız çok işler vardı. Onları Harun Bey (AK Parti Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkan adayı Harun Karacan) ayrıntılı biçimde zamanında paylaşmıştı. Bunların büyük kısmını ancak Büyükşehir Belediye Başkanlığı eliyle yapmak mümkün olduğu için orada biraz hüzünlüyüz ama merkezi hükümet olarak, ilçe belediyeleri olarak, meclis üyeleri olarak elimizden gelen katkıyı Eskişehir için yapmaya devam edeceğiz."
Eskişehir'in 2014 yılı için yatırım bütçesinin 7 milyar 300 milyon lira olduğunu bildiren Bakan Avcı, özellikle Türk Dünyası Kültür Başkentliği etkinlikleri çerçevesinde Eskişehir'e hizmetlerin devam edeceğini vurguladı.
Avcı, TBMM açıldıktan sonra Eskişehir milletvekilleri olarak kente 3. üniversite yapılması konusunu Meclis'e taşıyacaklarını sözlerine ekledi.
Toplantıda, AK Parti Eskişehir milletvekilleri Salih Koca ve Ülker Can ile belediye başkan adayları da yer aldı.
Son Güncelleme: Salı, 01 Nisan 2014 08:18
Gösterim: 1229
Yükseköğretime Geçiş Sınavı'na (YGS) ait cevap kağıtlarının görüntüleri ile cevap anahtarları erişime açıldı.
YGS cevap kağıtları için Tıklayın
ÖSYM'den yapılan açıklamaya göre, 23 Mart'ta yapılan YGS'ye ait cevap kağıtlarının görüntüleri ile cevap anahtarlarının, sınava giren adayların kendi cevap kağıtlarını inceleyebilmeleri amacıyla erişime açıldı.
Adaylar, kendi cevap kağıtlarının görüntüsüne, ÖSYM'nin "https://ais.osym.gov.tr" internet adresinden TC kimlik numaraları ve şifreleri ile erişebilecek.
Açıklamada, söz konusu uygulamanın, adayı ve kamuoyunu bilgilendirme amacıyla yapıldığı belirtilerek, görüntülenen sayfanın belge niteliği taşımadığı ve her türlü değerlendirmede ÖSYM sisteminde kayıtlı bilgilerin esas alınacağı kaydedildi.
Üst Kategori: ROOT Kategori: Gündem
Yükseköğretime Geçiş Sınavı'na (YGS) ait cevap kağıtlarının görüntüleri ile cevap anahtarları erişime açıldı.
YGS cevap kağıtları için Tıklayın
ÖSYM'den yapılan açıklamaya göre, 23 Mart'ta yapılan YGS'ye ait cevap kağıtlarının görüntüleri ile cevap anahtarlarının, sınava giren adayların kendi cevap kağıtlarını inceleyebilmeleri amacıyla erişime açıldı.
Adaylar, kendi cevap kağıtlarının görüntüsüne, ÖSYM'nin "https://ais.osym.gov.tr" internet adresinden TC kimlik numaraları ve şifreleri ile erişebilecek.
Açıklamada, söz konusu uygulamanın, adayı ve kamuoyunu bilgilendirme amacıyla yapıldığı belirtilerek, görüntülenen sayfanın belge niteliği taşımadığı ve her türlü değerlendirmede ÖSYM sisteminde kayıtlı bilgilerin esas alınacağı kaydedildi.
Son Güncelleme: Cumartesi, 29 Mart 2014 21:12
Gösterim: 5546