Aradığınız sayfa bulunamıyor, lütfen kategori listesinden ulaşmayı deneyiniz.
Uluslararası Matematik ve Fen Eğilimleri Araştırması’nın (TIMSS) 2019 sonuçları açıklandı. TIMSS 2019 ile birlikte Türkiye ilk kez 4 ve 8. sınıflar matematik ve fen testinde 500 puanının üzerine çıktı. ERG Eğitim Gözlemevi ekibi, fen ve matematik başarısının okul iklimi, sosyoekonomik durum ve öğrencinin derse karşı tutumu gibi çeşitli değişkenlerle ilişkisine dair de önemli sonuçları olan araştırmayı değerlendirdi.
Öğrencilerin uluslararası ölçekte fen ve matematik başarısını ölçen araştırmalardan biri olan TIMSS’in 2019 sonuçları açıklandı. Türkiye’nin her iki alanda da başarı sıralamaları ve puanları yükseldi.
TIMSS, Uluslararası Eğitim Başarılarını Değerlendirme Kuruluşu (International Association for the Evaluation of Educational Achievement, IEA) tarafından 4 yılda bir düzenleniyor. Bu uygulamaya Türkiye 1999’da katılmaya başladı. 2011, 2015 ve 2019 uygulamalarına hem 4 hem de 8. sınıflar katıldı. 2019’da TIMSS’te 4. sınıf düzeyinde 58 ülke, 8. sınıf düzeyinde ise 39 ülke yer aldı.
2019 yılında TIMSS’in 4. sınıflar için olan uygulamasına Türkiye’den 5. sınıflar katıldı. Bunun nedeni, 5. sınıf öğrencilerinin yaş itibarıyla uluslararası karşılaştırmaya daha iyi olanak tanıması. Bu yazı boyunca sonuçlar TIMSS raporunda yer aldığı haliyle “4. sınıf” ifadesi kullanılarak sunulsa da, Türkiye için sonuçların 5. sınıfa ilişkin olduğu not edilmelidir. Bu yazıda başarıyla paralellik gösteren pek çok değişkene yer veriliyor. Ancak bu ilişkiler bir neden-sonuç ilişkisi olarak düşülmemeli. ERG Eğitim Gözlemevi ekibi 10 soru ve cevapla TIMSS 2019 sonuçlarını değerlendirdi.
1- 2019 sonuçları önceki yıllarla kıyasladığımızda bize ne söylüyor?
Türkiye, TIMSS 2019 4. sınıf matematik testinde ortalama puanlara göre 58 ülke arasında 523 puan ile 23. oldu. Aynı sınıf düzeyinde yapılan fen testinde ise Türkiye, ortalama 526 puan ile 19. sıradadır. 8. sınıf matematik testinde ise ortalama puanlara göre 39 ülke arasında 496 puan ile 20. oldu. 8. sınıf fen testinde ise ortalama 515 puan ile 15. sırada. TIMSS 2019’la birlikte Türkiye ilk kez 4. sınıf matematik ve fen testleri ile 8. sınıf fen testinde 500 puanının üzerine çıktı. 500 puan, TIMSS uygulamasında orta ölçek noktasını gösteriyor.
TIMSS 2015 ve 2019’da 8. sınıfların ortalama puanları karşılaştırıldığında matematik testinde ortalama puanın 38 puan artarak 496 olduğu, fen testinde ise 22 puan artarak 515’e çıktığı görülüyor. Türkiye 2015’e göre TIMSS 2019 8. sınıf matematik uygulamasında alt yeterlilik düzeyine ulaşan öğrenci oranlarını artıran 10 ülkeden biri oldu ve alt yeterlilik düzeyine ulaşan öğrenci oranını 10 yüzde puan artırdı. 2019’da 5. sınıfların matematik ve fen başarısı da 2015’teki 4. sınıflara göre en az 40 puan yüksektir. Bu farkı not etmek kısmen anlamlıdır ancak, farklı sınıf düzeyleri söz konusu olduğu için TIMSS raporunda da bu yazıda da küçük yaş grubu için karşılaştırma yapmaktan genel olarak kaçınılıyor.
2- Cinsiyete göre bakıldığında ortalama puanlar arasında nasıl bir fark var?
Türkiye’de 4. sınıf düzeyinde oğlan çocukların, 8. sınıf düzeyinde ise kızların daha başarılı olduğu görülüyor. Buna göre, 4. sınıf matematik testinde oğlanların puanı kızların puanından 4 puan, fen testinde ise 5 puan yüksektir. 8. sınıf düzeyinde ise kızların puanı oğlanların puanından matematikte 11, fende ise 10 puan fazladır.
3- Türkiye’nin ortalama puanları yeterlilik düzeyleri bakımından incelendiğinde neler görülüyor? Önceki yıllara göre nasıl bir değişim var?
TIMSS 2019’da öğrenciler başarı düzeylerine göre ileri, üst, orta ve alt yeterlilik olmak üzere dört düzeye ayrılıyor. Türkiye’de 4. sınıf matematik testinde öğrencilerin %12’si, fen testinde ise %10’u alt yeterlilik düzeyine ulaşamadı. Öte yandan 4. sınıf düzeyinde öğrencilerin %15’i matematikte, %12’si ise fende ileri düzeydedir.
Fende ve matematikte ileri düzeyde olan 8. sınıflar arttı
Yeterlilik düzeylerine göre TIMSS 2015 ve 2019’da 8. sınıfların durumu karşılaştırıldığında, her iki teste de ileri düzey ve alt yeterlilik düzeyine ulaşabilen öğrenci oranının arttığı görülüyor. Buna göre, 2019’da ileri düzeydeki öğrencilerin oranı matematikte 6, fende ise 5 yüzde puan arttı. Alt düzeye ulaşamayan öğrencilerin oranı ise matematikte 10, fende ise 5 yüzde puan azaldı. Bu değişim oldukça sevindiricidir.
4- Sonuçlar sosyoekonomik düzey ile başarı arasındaki ilişkiye dair ne söylüyor?
Diğer ulusal ve uluslararası değerlendirmelerde olduğu gibi TIMSS 2019’da da öğrencilerin sosyoekonomik durumu ve ortalama puanı arasında bir ilişki olduğu görülüyor. Buna göre, öğrencinin sosyoekonomik durumu iyileştikçe puanı artıyor.
TIMSS 2019’da öğrencilerin evlerindeki öğrenme kaynaklarına göre ortalama puanları da paylaşılıyor. Evdeki öğrenme kaynakları, öğrenci ve veli anketlerinde sorulan sorularla evdeki kitap sayısı, internet bağlantısı ve/ya kendine ait bir odasının olması durumu ve velinin eğitim ve iş durumu sorularak tespit ediliyor. Buna göre, Türkiye’de 4. sınıf matematik testinde çok kaynağı olan çocuklarla az kaynağı olan çocuklar arasında 175, matematikte ise 169 puan fark var. Aynı düzeyde uluslararası ortalamada farkın matematik testi için 129, fen içinse 143 olduğu görülüyor. Bu durum, Türkiye’de evdeki öğrenme kaynaklarına göre farkın uluslararası ortalamanın üstünde olduğunu gösteriyor.
5- TIMSS 2019 sonuçları bölgeler ve okullar arası başarı farkı hakkında neler gösteriyor?
TIMSS 2019 4. sınıf ortalama puanlarına bölgelere göre bakıldığında matematikte en yüksek ortalama puana sahip Doğu Marmara Bölgesi ile, en düşük puanın olduğu Güneydoğu Anadolu arasında 83,1 puan fark var. Fende de ortalama en yüksek ve en düşük puanlar bu iki bölgede ve aralarındaki fark 87,1 puan. Bölgelere göre 8. sınıf ortalama puanlarına bakıldığında matematikte en yüksek ortalamanın Doğu Karadeniz’de, fende ise Doğu Marmara’da olduğu görülüyor. Bu testlerde de düşük ortalama puan Güneydoğu Anadolu’dadır. En yüksek ve en düşük puan alan bölgeler arası fark matematikte 44 puanken, fende 50,7 puandır.
Bölgeler arasındaki başarı farkı 2015’e göre azaldı
TIMSS 2019’da bölgelerin durumu değerlendirildiğinde, bölgeler arası farkın 4. sınıf düzeyinde 8. sınıf düzeyinden daha fazla olduğu görülüyor. Her iki sınıf düzeyi ve testte de Güneydoğu Anadolu’nun en düşük ortalama puandaki bölge olması, bu bölgeye yönelik destek politikalarına ihtiyaç olduğunu gösteriyor. Diğer yandan, bölgelerin TIMSS 2019 8. sınıf uygulamasınındaki ortalama puanları karşılaştırıldığında, TIMSS 2019’da her iki testte de ortalama puanı en yüksek ve en düşük olan bölgeler arasındaki farkın azaldığı görülüyor. Bu fark matematik testinde 33, fen testinde ise 19,3 puan azaldı.
Okulun sosyoekonomik durumu okula kayıtlı öğrencilerin sosyoekonomik durumları üzerinden tanımlanıyor. Bir okulda öğrencilerin %25’inden fazlası yüksek gelir grubuna aitse, ekonomik dezavantaja sahip öğrenci sayısı ise %25’ten az ise o okullar “varlıklı” olarak tanımlanıyor. “Dezavantajlı” olarak tanımlanan okullar içinse bu durum tam tersi. Diğer okullar da “orta” sayılıyor.
Türkiye’de 4. sınıflarda dezavantajlı okullarda öğrenim gören öğrenci oranı %44, 8. sınıflarda ise %45’tir. Uluslararası ortalama ise sırasıyla %25 ve %32. Türkiye’deki “varlıklı”, “orta” ve “dezavantajlı” kategorilerdeki tüm okulların başarı ortalamalarının uluslararası ortalamanın üstünde kaldığı görülüyor.
Okullar arası başarı farkı TIMSS ortalamasının üstünde
TIMSS 2019 sonuçlarına göre Türkiye’de varlıklı ve daha dezavantajlı okullar arasındaki ortalama puan farkı da görülebiliyor. Buna göre, iki okul tipi arasındaki fark 4. sınıf düzeyinde matematik testinde 64, fende ise 55. TIMSS 2019 ortalamasında ise matematik testinde farkın 42 puan, fen testinde ise 45 puan olduğu görülüyor. Bunlara göre, her iki testte de Türkiye’de okullar arası fark TIMSS 2019 ortalamasından fazladır. 8. sınıf uygulamasında da okullar arası başarı farkları benzer durumda. Türkiye’de 8. sınıf matematik testinde fark 66 puanken, bu fark TIMSS 2019 ortalamasında 52 puan. Fen testinde de Türkiye’deki farkın daha fazla olduğu görülüyor. Fark, Türkiye’de 56 puan, uluslararası ortalamada ise 50.
TIMSS raporunda eğitim ortamlarına ilişkin çeşitli göstergeler yer alıyor. Okul müdürlerinin beyanına göre Türkiye’de 5. sınıf öğrencilerinin %62’si ve 8. sınıf öğrencilerinin ise %63’ü fen laboratuvarına sahip bir okulda eğitim görüyor. Fen laboratuvarı olan okullardaki öğrencilerle ve olmayanlar arasında 4. sınıf fen testinde 20 puan, 8. sınıf fen testinde ise 25 puan fark olduğu görülüyor.
6- TIMSS 2015’e giren 4. sınıflar, şu anda 8. sınıfta öğrenim görüyor. 2015’teki 4. sınıflarla 2019’daki 8. sınıfların başarısı karşılaştırıldığında ortaya nasıl bir sonuç çıkıyor?
Sınava aynı öğrencilerin girmemesine karşın, her iki uygulamanın da temsili olması nedeniyle, öğrencilerin durumunun 4 yıl içinde nasıl değiştiğine dair değerlendirme yapılabilir. Buna göre, 4. sınıftan 8. sınıfa öğrencilerin ortalama puanları arttı. Türkiye’nin 4. sınıf matematik ortalaması TIMSS 2015’te 483 puan iken, TIMSS 2019’da 8. sınıflarınki 496’ya yükseldi. Benzer şekilde fen ortalaması da öğrenciler 4. sınıftayken 483 iken TIMSS 2019 ile birlikte 8. sınıfta 515’e çıktı.
Başarı düzeylerinin dağılımında da benzer bir iyileşme görülüyor. Her ne kadar matematik testinde 4. sınıftan 8. sınıfa alt yeterlilik düzeyi altında olan öğrencilerin oranı 1 yüzde puan artsa da, fen testinde en az alt yeterlilik düzeyinde olan ve ileri düzeydeki öğrenci oranında artış görülüyor. 2015’te 4. sınıf fen testinde alt yeterlilik düzeyinin altında başarı gösteren öğrencilerin oranı %18 iken, 2019’da 8. sınıfta bu oran %12’ye geriledi. 2019’da ileri düzeydeki öğrenci oranı yeterlilik düzeylerine göre matematikte 7 yüzde puan, fende 9 yüzde puan arttı.
7- Peki TIMSS 2019 sonuçları okul müdürleri ve ebeveynlerin tutumları hakkında neler söylüyor?
TIMSS kapsamında okul müdürlerinin verdiği cevaplar üzerinden okulun akademik başarıya yaklaşımı inceleniyor. Okul müdürünün gözünden okulda başarıya verilen önem yüksekse başarının da yüksek olduğu görülüyor.
Müdürlerin beyanına göre Türkiye’de 4. sınıf öğrencilerinin %53’ü başarıya orta önem veren okullarda öğrenim görüyor. En düşük önem kategorisi olan orta önemin uluslararası ortalaması ise %37. 8. sınıfta Türkiye’de bu oran %56’ya çıkıyor. Bu veri, Türkiye’de okulların yeterince başarı odaklı olmadığını yansıtması bakımından dikkat çekicidir.
Velilerin okula bakışı ise “çok memnun”, “biraz memnun”, “memnuniyetin altı” olarak kategorilendirilmiş. Türkiye’de çocuklarının okulundan çok memnun olan 4. sınıf öğrenci velilerinin oranı %77. Bu oran uluslararası ortalamanın üzerinde ve Türkiye’yi velilerin okul memnuniyetinde TIMSS 2019’da 14. sırada konumlandırıyor.
8- TIMSS sonuçları öğrencilerin okula aidiyeti, okul iklimi ve öğrencinin iyi olma haliyle ilgili neler gösteriyor?
Öğrencilerin okula duydukları aidiyet hisleri okulda olmaktan hoşlanma, okulda kendini güvende hissetme, öğretmenlerinin adil davrandığını düşünme gibi çeşitli sorularla değerlendirilmiş. 4. sınıf öğrencilerinin %71’i (sıralamada 12.), 8. sınıf öğrencilerinin %54’ü (sıralamada 5.) okullarına yüksek aidiyet duyuyor. Uluslararası ortalama 4. sınıflar için %58 ve %37. Öğrencilerin aidiyet hisleri ile başarıları arasındaki ilişkiye bakıldığında, 4. sınıflar için okula kendini çok ait hissedenlerin TIMSS başarısının da daha yüksek olduğu görülüyor.
TIMSS 2019 kapsamında uygulanan anketlerde öğrencilere akran zorbalığı konusunda da sorular soruluyor. Bu veriler, okul iklimi ve çocuğun iyi olma hali açısından önemlidir. Türkiye’de 4. sınıftaki öğrencilerin %9’u hemen hemen haftada bir akran zorbalığı ile karşılaştığını söylüyor. Bu oran 8. sınıflarda ise %4.
TIMSS raporunda öğrenmenin önündeki engeller arasında devamsızlık da yer tutuyor. Türkiye okula hiç devamsızlık yapmadığını belirten 4. sınıf öğrencilerinin oranı %60, 8. sınıf öğrencilerinin oranı %59’dur. Türkiye’deki öğrencilerin okula devam düzeyi ile TIMSS başarısı arasında bir paralellik olduğu görülüyor.
Okula yorgun ve aç gelen öğrenci oranı uluslararası ortalamanın üstünde
TIMSS kapsamındaki ankette öğrencilere okula yorgun ve aç gidip gitmedikleri de soruluyor. Türkiye’de bu oranlar genel olarak pek düşük olmamakla birlikte özellikle her gün/neredeyse her gün okula gittiğinde aç olduğunu belirtenlerin oranının 4. sınıf öğrencileri arasında %40, 8. sınıf öğrencileri arasında %46 oluşu dikkat çekicidir. Bu oranlar uluslararası ortalamaların oldukça üzerindedir.
9- TIMSS 2019’a göre öğrencilerin fen ve matematiğe karşı tutumları ile başarı arasında nasıl bir ilişki var?
TIMSS kapsamında öğrencilerin matematik ve fen öğrenmeyi sevip sevmediklerini yansıtan bir ölçek kullanıldı. Buna göre Türkiye’deki öğrencilerin çoğunluğunun fen öğrenmeyi sevdiğini, 4. sınıfların matematik öğrenmeyi de sevdiğini ancak aynısının 8. sınıflar için geçerli olmadığını söylemek mümkündür. Matematik öğrenmeyi sevmeyen öğrenci oranı 4. sınıflarda %9’ken (bu, uluslararası ortalama olan %20’nin de epey altındadır) 8. sınıflarda %30’dur (uluslararası ortalama %41’in hâlâ altındadır).
Öğrencilerin bu derslere yönelik tutumlarıyla başarı arasında bir paralellik olduğu dikkat çekiyor. Türkiye’deki öğrencilerin matematik ve fen konusunda özgüvenlerinin uluslararası ortalamalara göre çok düşük olmadığı görülüyor. Fen alanında biraz daha yüksek özgüven olduğu dikkat çekiyor. Örneğin fen alanında özgüveni çok yüksek olan 8. sınıf öğrencilerinin oranı Türkiye’de %38, uluslararası ortalamada %23’tür.
Türkiye’de öğrencilerin genel olarak matematik ve fene değer verdikleri görülüyor. 8. sınıf öğrencilerinin %48’i matematiğe çok değer verdiğini belirtiyor. Bu oran fen için de %46’dır.
TIMSS kapsamında öğrencilerin matematik dersini ne kadar anlaşılır bulduklarına dair bir ölçek de geliştirilmiştir. Bu ölçek “öğretmenim sorularıma açık yanıtlar verir” ya da “öğretmenim anlamadığımız bir konu olursa tekrarlar” benzeri maddelerden oluşuyor. Bu ölçeğe göre, Türkiye’de 5. sınıf öğrencilerinin %77’si matematik dersini çok anlaşılır, %18 biraz anlaşılır, %5 ise az anlaşılır buluyor. Bu oranlar uluslararası ortalamadan çok büyük farklar göstermiyor. Daha dikkat çekici olan, dersi açık ve anlaşılır bulmakla başarı arasında bir paralellik bulunmasıdır.
10- Covid-19 salgını nedeniyle dijital araç-gereçlere erişim daha da önem kazandı. TIMSS 2019 sonuçları bu konuda ve derslerde teknoloji kullanımına dair neler söylüyor?
TIMSS sonuçları öğrencilerin dijital erişimi konusunda önemli bilgiler veriyor. Türkiye’de öğrencilerin matematik ve fen dersleri için okul ortamında bilgisayara erişimi katılımcı ülkelerin ortalamasının önemli ölçüde altında. Türkiye’de öğrenim gören 4 ve 8. sınıf öğrencilerin sınıflarda bilgisayara erişimi, derslerin içeriğine göre değişmekle birlikte, %15’le %20 arasında değişiyor. Ancak aynı oran TIMSS araştırmasına katılan ülkelerin ortalamasında %37’yle %48 arasında değişiyor.
Öğretmenlerin teknolojik altyapıları kullanması da bu noktada dikkat çeken önemli bir veri. Öğretmenlerin en az %80’i, ders anlatımını ve öğrenmeyi destekleyecek bilgisayar etkinliklerini hiç kullanmıyor. Bu oran uluslararası ortalamada %60 seviyesinde görülüyor. Bilgisayar ve tablet kullanarak yapılan sınavlar da, Türkiye’de uluslararası ortalamanın oldukça altında. Türkiye’de öğrencilerin derslere göre %5 ile %10 arasında değişen bir oranı yılda en az 1-2 kez bilgisayar veya tablet kullanılan sınava girerken, bu oranlar uluslararası ortalamada %30 ile %40 arasında değişiyor.
Üst Kategori: ROOT Kategori: Gündem
Uluslararası Matematik ve Fen Eğilimleri Araştırması’nın (TIMSS) 2019 sonuçları açıklandı. TIMSS 2019 ile birlikte Türkiye ilk kez 4 ve 8. sınıflar matematik ve fen testinde 500 puanının üzerine çıktı. ERG Eğitim Gözlemevi ekibi, fen ve matematik başarısının okul iklimi, sosyoekonomik durum ve öğrencinin derse karşı tutumu gibi çeşitli değişkenlerle ilişkisine dair de önemli sonuçları olan araştırmayı değerlendirdi.
Öğrencilerin uluslararası ölçekte fen ve matematik başarısını ölçen araştırmalardan biri olan TIMSS’in 2019 sonuçları açıklandı. Türkiye’nin her iki alanda da başarı sıralamaları ve puanları yükseldi.
TIMSS, Uluslararası Eğitim Başarılarını Değerlendirme Kuruluşu (International Association for the Evaluation of Educational Achievement, IEA) tarafından 4 yılda bir düzenleniyor. Bu uygulamaya Türkiye 1999’da katılmaya başladı. 2011, 2015 ve 2019 uygulamalarına hem 4 hem de 8. sınıflar katıldı. 2019’da TIMSS’te 4. sınıf düzeyinde 58 ülke, 8. sınıf düzeyinde ise 39 ülke yer aldı.
2019 yılında TIMSS’in 4. sınıflar için olan uygulamasına Türkiye’den 5. sınıflar katıldı. Bunun nedeni, 5. sınıf öğrencilerinin yaş itibarıyla uluslararası karşılaştırmaya daha iyi olanak tanıması. Bu yazı boyunca sonuçlar TIMSS raporunda yer aldığı haliyle “4. sınıf” ifadesi kullanılarak sunulsa da, Türkiye için sonuçların 5. sınıfa ilişkin olduğu not edilmelidir. Bu yazıda başarıyla paralellik gösteren pek çok değişkene yer veriliyor. Ancak bu ilişkiler bir neden-sonuç ilişkisi olarak düşülmemeli. ERG Eğitim Gözlemevi ekibi 10 soru ve cevapla TIMSS 2019 sonuçlarını değerlendirdi.
1- 2019 sonuçları önceki yıllarla kıyasladığımızda bize ne söylüyor?
Türkiye, TIMSS 2019 4. sınıf matematik testinde ortalama puanlara göre 58 ülke arasında 523 puan ile 23. oldu. Aynı sınıf düzeyinde yapılan fen testinde ise Türkiye, ortalama 526 puan ile 19. sıradadır. 8. sınıf matematik testinde ise ortalama puanlara göre 39 ülke arasında 496 puan ile 20. oldu. 8. sınıf fen testinde ise ortalama 515 puan ile 15. sırada. TIMSS 2019’la birlikte Türkiye ilk kez 4. sınıf matematik ve fen testleri ile 8. sınıf fen testinde 500 puanının üzerine çıktı. 500 puan, TIMSS uygulamasında orta ölçek noktasını gösteriyor.
TIMSS 2015 ve 2019’da 8. sınıfların ortalama puanları karşılaştırıldığında matematik testinde ortalama puanın 38 puan artarak 496 olduğu, fen testinde ise 22 puan artarak 515’e çıktığı görülüyor. Türkiye 2015’e göre TIMSS 2019 8. sınıf matematik uygulamasında alt yeterlilik düzeyine ulaşan öğrenci oranlarını artıran 10 ülkeden biri oldu ve alt yeterlilik düzeyine ulaşan öğrenci oranını 10 yüzde puan artırdı. 2019’da 5. sınıfların matematik ve fen başarısı da 2015’teki 4. sınıflara göre en az 40 puan yüksektir. Bu farkı not etmek kısmen anlamlıdır ancak, farklı sınıf düzeyleri söz konusu olduğu için TIMSS raporunda da bu yazıda da küçük yaş grubu için karşılaştırma yapmaktan genel olarak kaçınılıyor.
2- Cinsiyete göre bakıldığında ortalama puanlar arasında nasıl bir fark var?
Türkiye’de 4. sınıf düzeyinde oğlan çocukların, 8. sınıf düzeyinde ise kızların daha başarılı olduğu görülüyor. Buna göre, 4. sınıf matematik testinde oğlanların puanı kızların puanından 4 puan, fen testinde ise 5 puan yüksektir. 8. sınıf düzeyinde ise kızların puanı oğlanların puanından matematikte 11, fende ise 10 puan fazladır.
3- Türkiye’nin ortalama puanları yeterlilik düzeyleri bakımından incelendiğinde neler görülüyor? Önceki yıllara göre nasıl bir değişim var?
TIMSS 2019’da öğrenciler başarı düzeylerine göre ileri, üst, orta ve alt yeterlilik olmak üzere dört düzeye ayrılıyor. Türkiye’de 4. sınıf matematik testinde öğrencilerin %12’si, fen testinde ise %10’u alt yeterlilik düzeyine ulaşamadı. Öte yandan 4. sınıf düzeyinde öğrencilerin %15’i matematikte, %12’si ise fende ileri düzeydedir.
Fende ve matematikte ileri düzeyde olan 8. sınıflar arttı
Yeterlilik düzeylerine göre TIMSS 2015 ve 2019’da 8. sınıfların durumu karşılaştırıldığında, her iki teste de ileri düzey ve alt yeterlilik düzeyine ulaşabilen öğrenci oranının arttığı görülüyor. Buna göre, 2019’da ileri düzeydeki öğrencilerin oranı matematikte 6, fende ise 5 yüzde puan arttı. Alt düzeye ulaşamayan öğrencilerin oranı ise matematikte 10, fende ise 5 yüzde puan azaldı. Bu değişim oldukça sevindiricidir.
4- Sonuçlar sosyoekonomik düzey ile başarı arasındaki ilişkiye dair ne söylüyor?
Diğer ulusal ve uluslararası değerlendirmelerde olduğu gibi TIMSS 2019’da da öğrencilerin sosyoekonomik durumu ve ortalama puanı arasında bir ilişki olduğu görülüyor. Buna göre, öğrencinin sosyoekonomik durumu iyileştikçe puanı artıyor.
TIMSS 2019’da öğrencilerin evlerindeki öğrenme kaynaklarına göre ortalama puanları da paylaşılıyor. Evdeki öğrenme kaynakları, öğrenci ve veli anketlerinde sorulan sorularla evdeki kitap sayısı, internet bağlantısı ve/ya kendine ait bir odasının olması durumu ve velinin eğitim ve iş durumu sorularak tespit ediliyor. Buna göre, Türkiye’de 4. sınıf matematik testinde çok kaynağı olan çocuklarla az kaynağı olan çocuklar arasında 175, matematikte ise 169 puan fark var. Aynı düzeyde uluslararası ortalamada farkın matematik testi için 129, fen içinse 143 olduğu görülüyor. Bu durum, Türkiye’de evdeki öğrenme kaynaklarına göre farkın uluslararası ortalamanın üstünde olduğunu gösteriyor.
5- TIMSS 2019 sonuçları bölgeler ve okullar arası başarı farkı hakkında neler gösteriyor?
TIMSS 2019 4. sınıf ortalama puanlarına bölgelere göre bakıldığında matematikte en yüksek ortalama puana sahip Doğu Marmara Bölgesi ile, en düşük puanın olduğu Güneydoğu Anadolu arasında 83,1 puan fark var. Fende de ortalama en yüksek ve en düşük puanlar bu iki bölgede ve aralarındaki fark 87,1 puan. Bölgelere göre 8. sınıf ortalama puanlarına bakıldığında matematikte en yüksek ortalamanın Doğu Karadeniz’de, fende ise Doğu Marmara’da olduğu görülüyor. Bu testlerde de düşük ortalama puan Güneydoğu Anadolu’dadır. En yüksek ve en düşük puan alan bölgeler arası fark matematikte 44 puanken, fende 50,7 puandır.
Bölgeler arasındaki başarı farkı 2015’e göre azaldı
TIMSS 2019’da bölgelerin durumu değerlendirildiğinde, bölgeler arası farkın 4. sınıf düzeyinde 8. sınıf düzeyinden daha fazla olduğu görülüyor. Her iki sınıf düzeyi ve testte de Güneydoğu Anadolu’nun en düşük ortalama puandaki bölge olması, bu bölgeye yönelik destek politikalarına ihtiyaç olduğunu gösteriyor. Diğer yandan, bölgelerin TIMSS 2019 8. sınıf uygulamasınındaki ortalama puanları karşılaştırıldığında, TIMSS 2019’da her iki testte de ortalama puanı en yüksek ve en düşük olan bölgeler arasındaki farkın azaldığı görülüyor. Bu fark matematik testinde 33, fen testinde ise 19,3 puan azaldı.
Okulun sosyoekonomik durumu okula kayıtlı öğrencilerin sosyoekonomik durumları üzerinden tanımlanıyor. Bir okulda öğrencilerin %25’inden fazlası yüksek gelir grubuna aitse, ekonomik dezavantaja sahip öğrenci sayısı ise %25’ten az ise o okullar “varlıklı” olarak tanımlanıyor. “Dezavantajlı” olarak tanımlanan okullar içinse bu durum tam tersi. Diğer okullar da “orta” sayılıyor.
Türkiye’de 4. sınıflarda dezavantajlı okullarda öğrenim gören öğrenci oranı %44, 8. sınıflarda ise %45’tir. Uluslararası ortalama ise sırasıyla %25 ve %32. Türkiye’deki “varlıklı”, “orta” ve “dezavantajlı” kategorilerdeki tüm okulların başarı ortalamalarının uluslararası ortalamanın üstünde kaldığı görülüyor.
Okullar arası başarı farkı TIMSS ortalamasının üstünde
TIMSS 2019 sonuçlarına göre Türkiye’de varlıklı ve daha dezavantajlı okullar arasındaki ortalama puan farkı da görülebiliyor. Buna göre, iki okul tipi arasındaki fark 4. sınıf düzeyinde matematik testinde 64, fende ise 55. TIMSS 2019 ortalamasında ise matematik testinde farkın 42 puan, fen testinde ise 45 puan olduğu görülüyor. Bunlara göre, her iki testte de Türkiye’de okullar arası fark TIMSS 2019 ortalamasından fazladır. 8. sınıf uygulamasında da okullar arası başarı farkları benzer durumda. Türkiye’de 8. sınıf matematik testinde fark 66 puanken, bu fark TIMSS 2019 ortalamasında 52 puan. Fen testinde de Türkiye’deki farkın daha fazla olduğu görülüyor. Fark, Türkiye’de 56 puan, uluslararası ortalamada ise 50.
TIMSS raporunda eğitim ortamlarına ilişkin çeşitli göstergeler yer alıyor. Okul müdürlerinin beyanına göre Türkiye’de 5. sınıf öğrencilerinin %62’si ve 8. sınıf öğrencilerinin ise %63’ü fen laboratuvarına sahip bir okulda eğitim görüyor. Fen laboratuvarı olan okullardaki öğrencilerle ve olmayanlar arasında 4. sınıf fen testinde 20 puan, 8. sınıf fen testinde ise 25 puan fark olduğu görülüyor.
6- TIMSS 2015’e giren 4. sınıflar, şu anda 8. sınıfta öğrenim görüyor. 2015’teki 4. sınıflarla 2019’daki 8. sınıfların başarısı karşılaştırıldığında ortaya nasıl bir sonuç çıkıyor?
Sınava aynı öğrencilerin girmemesine karşın, her iki uygulamanın da temsili olması nedeniyle, öğrencilerin durumunun 4 yıl içinde nasıl değiştiğine dair değerlendirme yapılabilir. Buna göre, 4. sınıftan 8. sınıfa öğrencilerin ortalama puanları arttı. Türkiye’nin 4. sınıf matematik ortalaması TIMSS 2015’te 483 puan iken, TIMSS 2019’da 8. sınıflarınki 496’ya yükseldi. Benzer şekilde fen ortalaması da öğrenciler 4. sınıftayken 483 iken TIMSS 2019 ile birlikte 8. sınıfta 515’e çıktı.
Başarı düzeylerinin dağılımında da benzer bir iyileşme görülüyor. Her ne kadar matematik testinde 4. sınıftan 8. sınıfa alt yeterlilik düzeyi altında olan öğrencilerin oranı 1 yüzde puan artsa da, fen testinde en az alt yeterlilik düzeyinde olan ve ileri düzeydeki öğrenci oranında artış görülüyor. 2015’te 4. sınıf fen testinde alt yeterlilik düzeyinin altında başarı gösteren öğrencilerin oranı %18 iken, 2019’da 8. sınıfta bu oran %12’ye geriledi. 2019’da ileri düzeydeki öğrenci oranı yeterlilik düzeylerine göre matematikte 7 yüzde puan, fende 9 yüzde puan arttı.
7- Peki TIMSS 2019 sonuçları okul müdürleri ve ebeveynlerin tutumları hakkında neler söylüyor?
TIMSS kapsamında okul müdürlerinin verdiği cevaplar üzerinden okulun akademik başarıya yaklaşımı inceleniyor. Okul müdürünün gözünden okulda başarıya verilen önem yüksekse başarının da yüksek olduğu görülüyor.
Müdürlerin beyanına göre Türkiye’de 4. sınıf öğrencilerinin %53’ü başarıya orta önem veren okullarda öğrenim görüyor. En düşük önem kategorisi olan orta önemin uluslararası ortalaması ise %37. 8. sınıfta Türkiye’de bu oran %56’ya çıkıyor. Bu veri, Türkiye’de okulların yeterince başarı odaklı olmadığını yansıtması bakımından dikkat çekicidir.
Velilerin okula bakışı ise “çok memnun”, “biraz memnun”, “memnuniyetin altı” olarak kategorilendirilmiş. Türkiye’de çocuklarının okulundan çok memnun olan 4. sınıf öğrenci velilerinin oranı %77. Bu oran uluslararası ortalamanın üzerinde ve Türkiye’yi velilerin okul memnuniyetinde TIMSS 2019’da 14. sırada konumlandırıyor.
8- TIMSS sonuçları öğrencilerin okula aidiyeti, okul iklimi ve öğrencinin iyi olma haliyle ilgili neler gösteriyor?
Öğrencilerin okula duydukları aidiyet hisleri okulda olmaktan hoşlanma, okulda kendini güvende hissetme, öğretmenlerinin adil davrandığını düşünme gibi çeşitli sorularla değerlendirilmiş. 4. sınıf öğrencilerinin %71’i (sıralamada 12.), 8. sınıf öğrencilerinin %54’ü (sıralamada 5.) okullarına yüksek aidiyet duyuyor. Uluslararası ortalama 4. sınıflar için %58 ve %37. Öğrencilerin aidiyet hisleri ile başarıları arasındaki ilişkiye bakıldığında, 4. sınıflar için okula kendini çok ait hissedenlerin TIMSS başarısının da daha yüksek olduğu görülüyor.
TIMSS 2019 kapsamında uygulanan anketlerde öğrencilere akran zorbalığı konusunda da sorular soruluyor. Bu veriler, okul iklimi ve çocuğun iyi olma hali açısından önemlidir. Türkiye’de 4. sınıftaki öğrencilerin %9’u hemen hemen haftada bir akran zorbalığı ile karşılaştığını söylüyor. Bu oran 8. sınıflarda ise %4.
TIMSS raporunda öğrenmenin önündeki engeller arasında devamsızlık da yer tutuyor. Türkiye okula hiç devamsızlık yapmadığını belirten 4. sınıf öğrencilerinin oranı %60, 8. sınıf öğrencilerinin oranı %59’dur. Türkiye’deki öğrencilerin okula devam düzeyi ile TIMSS başarısı arasında bir paralellik olduğu görülüyor.
Okula yorgun ve aç gelen öğrenci oranı uluslararası ortalamanın üstünde
TIMSS kapsamındaki ankette öğrencilere okula yorgun ve aç gidip gitmedikleri de soruluyor. Türkiye’de bu oranlar genel olarak pek düşük olmamakla birlikte özellikle her gün/neredeyse her gün okula gittiğinde aç olduğunu belirtenlerin oranının 4. sınıf öğrencileri arasında %40, 8. sınıf öğrencileri arasında %46 oluşu dikkat çekicidir. Bu oranlar uluslararası ortalamaların oldukça üzerindedir.
9- TIMSS 2019’a göre öğrencilerin fen ve matematiğe karşı tutumları ile başarı arasında nasıl bir ilişki var?
TIMSS kapsamında öğrencilerin matematik ve fen öğrenmeyi sevip sevmediklerini yansıtan bir ölçek kullanıldı. Buna göre Türkiye’deki öğrencilerin çoğunluğunun fen öğrenmeyi sevdiğini, 4. sınıfların matematik öğrenmeyi de sevdiğini ancak aynısının 8. sınıflar için geçerli olmadığını söylemek mümkündür. Matematik öğrenmeyi sevmeyen öğrenci oranı 4. sınıflarda %9’ken (bu, uluslararası ortalama olan %20’nin de epey altındadır) 8. sınıflarda %30’dur (uluslararası ortalama %41’in hâlâ altındadır).
Öğrencilerin bu derslere yönelik tutumlarıyla başarı arasında bir paralellik olduğu dikkat çekiyor. Türkiye’deki öğrencilerin matematik ve fen konusunda özgüvenlerinin uluslararası ortalamalara göre çok düşük olmadığı görülüyor. Fen alanında biraz daha yüksek özgüven olduğu dikkat çekiyor. Örneğin fen alanında özgüveni çok yüksek olan 8. sınıf öğrencilerinin oranı Türkiye’de %38, uluslararası ortalamada %23’tür.
Türkiye’de öğrencilerin genel olarak matematik ve fene değer verdikleri görülüyor. 8. sınıf öğrencilerinin %48’i matematiğe çok değer verdiğini belirtiyor. Bu oran fen için de %46’dır.
TIMSS kapsamında öğrencilerin matematik dersini ne kadar anlaşılır bulduklarına dair bir ölçek de geliştirilmiştir. Bu ölçek “öğretmenim sorularıma açık yanıtlar verir” ya da “öğretmenim anlamadığımız bir konu olursa tekrarlar” benzeri maddelerden oluşuyor. Bu ölçeğe göre, Türkiye’de 5. sınıf öğrencilerinin %77’si matematik dersini çok anlaşılır, %18 biraz anlaşılır, %5 ise az anlaşılır buluyor. Bu oranlar uluslararası ortalamadan çok büyük farklar göstermiyor. Daha dikkat çekici olan, dersi açık ve anlaşılır bulmakla başarı arasında bir paralellik bulunmasıdır.
10- Covid-19 salgını nedeniyle dijital araç-gereçlere erişim daha da önem kazandı. TIMSS 2019 sonuçları bu konuda ve derslerde teknoloji kullanımına dair neler söylüyor?
TIMSS sonuçları öğrencilerin dijital erişimi konusunda önemli bilgiler veriyor. Türkiye’de öğrencilerin matematik ve fen dersleri için okul ortamında bilgisayara erişimi katılımcı ülkelerin ortalamasının önemli ölçüde altında. Türkiye’de öğrenim gören 4 ve 8. sınıf öğrencilerin sınıflarda bilgisayara erişimi, derslerin içeriğine göre değişmekle birlikte, %15’le %20 arasında değişiyor. Ancak aynı oran TIMSS araştırmasına katılan ülkelerin ortalamasında %37’yle %48 arasında değişiyor.
Öğretmenlerin teknolojik altyapıları kullanması da bu noktada dikkat çeken önemli bir veri. Öğretmenlerin en az %80’i, ders anlatımını ve öğrenmeyi destekleyecek bilgisayar etkinliklerini hiç kullanmıyor. Bu oran uluslararası ortalamada %60 seviyesinde görülüyor. Bilgisayar ve tablet kullanarak yapılan sınavlar da, Türkiye’de uluslararası ortalamanın oldukça altında. Türkiye’de öğrencilerin derslere göre %5 ile %10 arasında değişen bir oranı yılda en az 1-2 kez bilgisayar veya tablet kullanılan sınava girerken, bu oranlar uluslararası ortalamada %30 ile %40 arasında değişiyor.
Son Güncelleme: Perşembe, 10 Aralık 2020 12:39
Gösterim: 927
Genç Yönetici ve İş İnsanları Derneği (GYİAD), Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu(TİSK)iş birliğiyle, Türkiye’de Genç İş Piyasası ve Geleceğine Bakış Raporu’nu açıkladı. GYİAD, Türkiye’de Genç İş Piyasası ve Geleceğine Bakış Raporu’nu 9 Aralık Çarşamba günü online olarak gerçekleştirdiği GYİAD Genç İstihdam ve Teknoloji Zirvesi’nde açıkladı.
Zirvenin açılış konuşmaları GYİAD Yönetim Kurulu Başkanı Fuat Pamukçu; TİSK ve MESS Yönetim Kurulu Başkanı Sayın Özgür Burak Akkol, Esas Holding Yönetim Kurulu Başkan Vekili Sayın Emine Sabancı Kamışlı tarafından gerçekleştirilirken, günün kapanış konuşmasını ise FİBA Grubu Yönetim ve İcra Kurulu Başkanı Murat Özyeğin yaptı.
Zirve’de Dinamo Danışmanlık Kurucu Ortağı ve Universum Orta Doğu Direktörü Evrim Kuran, TİSK Genel Sekreter Yardımcısı Deniz Karakaş, Psikiyatr Dr. Gülcan Özer, Unilever Türkiye, Orta Asya ve İran Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Seçkin, Amgen Türkiye & GENSENTA Genel Müdürü Güldem Berkman ve Doğan Holding CEO'su Çağlar Göğüş gibi konuşmacılar yer alırken, panellerin moderatörlüğünü GYİAD Yönetim Kurulu Üyesi ve Arfesan A.Ş. Yönetim Kurulu Başkan Vekili Ayşe Arkan ile GYİAD Yönetim Kurulu Üyesi ve Kariyer.net CEO'su Fatih Uysal üstlendiler.
Zirve’de açıklananve İstanbul Ekonomi Araştırma şirketi tarafından hazırlanan Türkiye’de Genç İş Piyasası ve Geleceğine Bakış Raporu genç istihdamı, girişimcilik, istihdamda cinsiyet eşitliği ve meslek liseleri eğitimi ile ilgili önemli veriler içeriyor. Rapor aynı zamanda, genç istihdamına yönelik somut adımlar atılması gerektiğini de ortaya koyuyor.
Rapor ile gençliğin önündeki engellerin daha iyi anlaşılması hedeflenirken, raporun sonuçlarının kamuoyunun ve karar vericilerin dikkatine sunulmasıyla, çözümün bir parçası olunması amaçlanıyor.
Türk gençliğinin potansiyelini ortaya çıkarmanın ancak iyi eğitimli, doğru yeteneklere sahip, dünya ve ülkesi ile bağlantılı, sadece iş sahibi değil iyi iş sahibi ve mutlu gençleri topluma kazandırmakla mümkün olduğuna inanan bir oluşum olarak GYİAD, bu raporla gençlerin iş piyasasında bugün yaşadıkları sorunları ortaya koyarken aynı zamanda geleceğe yönelik bir bakış açısı sunmayı da hedefliyor.
GYİAD’ın gençliğin potansiyelini ortaya çıkarma vizyonu doğrultusunda hazırlanan rapor, derneğin gelecek stratejisinin temel yapı taşlarından birini temsil ediyor.
Rapor hakkında konuşan GYİAD Başkanı Fuat Pamukçu, “Türkiye’de gençliğin ihtiyaç ve sorunlarına çözümler üretmek ve onları temsil etmek vizyonuyla hareket eden bir iş insanları kuruluşu olarak bu raporla, Türkiye’deki genç istihdam sorunu hakkında farkındalık yaratmak istedik. GYİAD olarak, gençlerin Türkiye’nin sadece geleceği değil, bugünü olduğunu düşünüyoruz. Ülkemizde ekonomik ya da beşeri gelişime yönelik atılacak her adımda, gençlerimizin potansiyelinin göz önünde bulundurulması gerektiğine inanıyoruz. Bugün dünyada ve Türkiye’de gençliğin çok önemli sorunları var. Gençlerin potansiyellerinin gerisinde kalmasına sebep olan birçok engel var. Dünya çapında artan gelir adaletsizliğine ek olarak, küresel salgın da toplumun en kırılgan kesimlerinden biri olan gençlerin koşullarına ilave zorluklar getirdi. Bu da önümüzdeki işin sorumluluğunu artırıyor. Genç iş insanları olarak, bu engellerin kalkması gerektiğini düşünüyor ve bu konuyu görev olarak benimsiyoruz. Bu rapor, Türkiye’de var olan önemli genç iş gücü potansiyelini açıkça ortaya koyuyor. Ancak bu potansiyeli etkili kullanabilmek için yüzümüzü öncelikle gençlerimizin beklenti ve ihtiyaçlarına çevirmemiz gerekiyor. Rapor ayrıca bize, özellikle eğitim ve girişimcilik alanlarında reformist adımlar atılması gerektiğini söylüyor. Bu raporda ortaya koyulan verilerden hareketle, genç istihdamına yönelik atılacak kapsamlı adımların ülkemizin geleceğini çok daha iyi şekillendireceğineinanıyoruz. Bu bağlamda ülkemizdeki tüm ilgili kurumları, bu alana daha fazla odaklanmaya davet ediyoruz.” dedi.
TİSK ve MESS Yönetim Kurulu Başkanı Özgür Burak Akkol ise raporla ilgili görüşlerini şöyle ifade etti: “Tüm dünyanın eşzamanlı sınandığı bir süreçten geçiyoruz. Bu sürecin ülkemiz için fırsatlara gebe olduğuna, fırsatların anahtarının da gençlerimiz olduğuna TİSK olarak gönülden inanıyoruz. Şu an dünyada 15 - 25 yaş arası 1,3 milyar genç var. Bunların 5’te 1’i ne eğitimde ne de istihdamda. Dünya genelinde, salgın gibi kriz zamanlarında işlerini ilk kaybedenler yine gençler, özellikle de kayıt dışı ekonomide güvencesiz çalışan gençler. Genç istihdamı sorunu, az ya da çok, bütün ülkelerin ortak sorunlarından biri. Bunun haricinde, çalışan gençlerin de önemli sorunları var. Bir tarafta iş bekleyen milyonlar, bir tarafta gençleri memnun edemeyen organizasyonlar varken, diğer bir tarafta da belli pozisyonlar için yetenek kapma mücadeleleri yaşanıyor. Bu resmi doğru okumak bugün her zamankinden daha önemli. Dünya müthiş bir dönüşüm yaşıyor. Salgın da eklenince, süreç daha da hızlandı. Biz de organizasyonlarımızı ve ülkemiz için anahtar gençlerimizi “İşimizin Yarını”na hazırlamak için yola çıktık. Yarınımız için pek çok aksiyona bugünden başladık. TİSKolarak desteklediğimiz GYİADaraştırmasıda gençlere yönelik icraatlarımıza, politika görüşlerimize yol gösterecek. Bu inançla, örnek bir sivil toplum duruşu sergileyen GYİAD’dan işbirliği teklifi gelir gelmez desteğe hazırızdedik. Diliyorum, bu önemli alana odaklanan çalışmalar artar ve ülkemizin geleceğine yön verir.”
Rapor, Türkiye’nin 26 farklı şehrinde yaşayan, 18-30 yaş aralığındaki 1391 katılımcıyla hazırlandı. Katılımcılara, demografi, aile yapısı, eğitim, psikoloji, cinsiyet ve girişimcilik olmak üzere 6 farklı ana başlıkta, kapsamlı sorular soruldu.
Türkiye’de genç istihdamı: 4 gençten biri işsiz
TÜİK Temmuz 2020 verilerine göre, Türkiye’de işsizlik oranı yüzde 13,4, genç işsizliği oranı yüzde 25,9. Diğer bir deyişle, yaklaşık 4 gençten biri işsiz. OECD (2020) ülkeleri ile kıyaslandığında, Türkiye 36 ülke arasında 9’uncu en yüksek genç işsizliğine sahip olan ülke konumunda. Türkiye’de Genç İş Piyasası ve Geleceğine Bakış Raporu’na göre ise yeni mezun gençlerin %38’i iş arayışında…
İş bulamamak, gençlerin psikolojilerinin yanı sıra aile ilişkilerini de negatif etkiliyor. Rapora göre %58,3 oranındaki çoğunluk, işsizlik sebebiyle aile ilişkilerinin olumsuz etkilendiğini ifade ediyor. Gençler, iş bulamadıkları için ailelerine karşı mahcup hissediyor, çalışmayanlar kendilerini arkadaşlarına göre geride kalmış görüyor. İş arayışında olan gençlerin %78,2’si işsizlik durumlarından dolayı kendilerini arkadaşlarından geri kalmış hissettiğini belirtiyor.
İş bulamamak beklentileri düşürürken, %64’lük kesim sadece yol-yemek veren bir yerde çalışmayı isteyebileceğini söylüyor. 18-22 yaş arasında ise bu oran %74,3 ile daha yüksek. Diğer yandan çalışanların %64’ü işinden memnun olmadığını belirtiyor.
Raporda ayrıca Esas Holding’in sosyal yatırım birimi olan Esas Sosyal'in Gençlik ve İstihdam Araştırmaları Özeti, Türkiye'de Eğitimli Gençlerin İşsizliği Kamuoyu Araştırması, Gençlik ve İstihdam Odak Grup Çalışması, Yeni Mezun Gençlerin İstihdamı ve Sosyal Etki Analizi Raporu'ndan da önemli bulgular paylaşılıyor.
İstihdamda cinsiyet eşitliği sorunu: İş arayışı olmayanların %89,4’ü kadın
Rapora göre işsiz olup iş arayışı bulunmayan katılımcıların %89,4 oranındaki çoğunluğu kadınlardan oluşuyor. Bu gruba mensup kadınların %92,1’i evli, %82,4’ü ise çocuk sahibi. Sonuçlara bakıldığında, çocuk sayısı arttıkça, kadınların iş arayışında oransal bir düşüş gözlemleniyor. Bu anlamda cinsiyet, medeni durum, çocuk durumu ve çocuk sayısı, özellikle kadınların piyasadaki istihdamını olumsuz yönde etkileyen önemli parametreler olarak göze çarpıyor. İş arayışı bulunmayan kadınların %83,4’ü ailevi sebeplerden ötürü çalışmadığını söylerken, bu oran erkek katılımcılarda %47,6. Erkek katılımcılarda “İş arayışım oldu, artık aramıyorum” beyanında bulunan “cesareti kırılmış” grubun ise %44,1 oranında olduğu görülüyor.
Her iki gençten biri girişimci olmak istiyor
Rapor verileri doğrultusunda, gençlerin girişimcilik konusunda istekli olduğunu söylemek mümkün. Katılımcıların %45,2’si yani her 2 kişiden biri, fırsatı ve imkânı olursa girişimci olmaya sıcak bakıyor.
Daha önce denenmiş ama başarılı olamamış girişimlerin çoğu yeme-içme sektöründe yer alıyor (%19,4). Başarılı olamamış girişimler arasında 2. sırada %15 ile tekstil sektörü bulunuyor. Bu sonuçlara rağmen, imkân olsa girişimci olurum diyenler ağırlıklı olarak yine aynı sektörlerde (yeme-içme ve tekstil) girişimci olmayı planlıyor. Girişimcilik fikri hizmet sektöründe daha fazla düşünülürken, üretim alanında girişim fikrinin oldukça az olduğu gözlemleniyor.
Meslek Lisesinde okumak gençliğin kendi kararı değil!
Raporda geniş kapsamlı bir meslek liseleri analizi de yer alıyor. TİSK’in, raporun bu bölümündeki değerli katkıları, işveren anketi sorularının oluşturulması ve sunulan politika önerilerini kapsıyor.
Rapora göre ülkemizde meslek lisesinde okumak, gençlerin özgür iradeleriyle değil daha çok “dış” faktörlerin etkisiyle alınan bir karar niteliğinde: LGS’de düşük skor alınması ya da ailevi baskı, gençlerin meslek lisesine yönlenmesine sebep oluyor. Diğer yandan işverenler de meslek lisesi eğitimini yeterli bulmuyor. Pandemi süreci uygulamalı eğitimleri sekteye uğrattığı için, meslek lisesi öğrencilerinin eğitimleri özellikle içinde bulunduğumuz dönemde ciddi anlamda sekteye uğruyor.
Meslek Lisesi mezunlarının çoğunluğu okudukları şehir dışına göç etmek ya da yurtdışına gitmek istiyor. Bu tablo da gösteriyor ki, ailevi imkân yetersizliği ve yabancı dil eğitim eksikliği gibi sebeplerle isteklerini gerçekleştirmesi zorlaşan meslek lisesi mezunlarının, şartlar gerçekleştiğinde dış göç eğilimleri bulunuyor.
Üst Kategori: ROOT Kategori: Gündem
Genç Yönetici ve İş İnsanları Derneği (GYİAD), Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu(TİSK)iş birliğiyle, Türkiye’de Genç İş Piyasası ve Geleceğine Bakış Raporu’nu açıkladı. GYİAD, Türkiye’de Genç İş Piyasası ve Geleceğine Bakış Raporu’nu 9 Aralık Çarşamba günü online olarak gerçekleştirdiği GYİAD Genç İstihdam ve Teknoloji Zirvesi’nde açıkladı.
Zirvenin açılış konuşmaları GYİAD Yönetim Kurulu Başkanı Fuat Pamukçu; TİSK ve MESS Yönetim Kurulu Başkanı Sayın Özgür Burak Akkol, Esas Holding Yönetim Kurulu Başkan Vekili Sayın Emine Sabancı Kamışlı tarafından gerçekleştirilirken, günün kapanış konuşmasını ise FİBA Grubu Yönetim ve İcra Kurulu Başkanı Murat Özyeğin yaptı.
Zirve’de Dinamo Danışmanlık Kurucu Ortağı ve Universum Orta Doğu Direktörü Evrim Kuran, TİSK Genel Sekreter Yardımcısı Deniz Karakaş, Psikiyatr Dr. Gülcan Özer, Unilever Türkiye, Orta Asya ve İran Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Seçkin, Amgen Türkiye & GENSENTA Genel Müdürü Güldem Berkman ve Doğan Holding CEO'su Çağlar Göğüş gibi konuşmacılar yer alırken, panellerin moderatörlüğünü GYİAD Yönetim Kurulu Üyesi ve Arfesan A.Ş. Yönetim Kurulu Başkan Vekili Ayşe Arkan ile GYİAD Yönetim Kurulu Üyesi ve Kariyer.net CEO'su Fatih Uysal üstlendiler.
Zirve’de açıklananve İstanbul Ekonomi Araştırma şirketi tarafından hazırlanan Türkiye’de Genç İş Piyasası ve Geleceğine Bakış Raporu genç istihdamı, girişimcilik, istihdamda cinsiyet eşitliği ve meslek liseleri eğitimi ile ilgili önemli veriler içeriyor. Rapor aynı zamanda, genç istihdamına yönelik somut adımlar atılması gerektiğini de ortaya koyuyor.
Rapor ile gençliğin önündeki engellerin daha iyi anlaşılması hedeflenirken, raporun sonuçlarının kamuoyunun ve karar vericilerin dikkatine sunulmasıyla, çözümün bir parçası olunması amaçlanıyor.
Türk gençliğinin potansiyelini ortaya çıkarmanın ancak iyi eğitimli, doğru yeteneklere sahip, dünya ve ülkesi ile bağlantılı, sadece iş sahibi değil iyi iş sahibi ve mutlu gençleri topluma kazandırmakla mümkün olduğuna inanan bir oluşum olarak GYİAD, bu raporla gençlerin iş piyasasında bugün yaşadıkları sorunları ortaya koyarken aynı zamanda geleceğe yönelik bir bakış açısı sunmayı da hedefliyor.
GYİAD’ın gençliğin potansiyelini ortaya çıkarma vizyonu doğrultusunda hazırlanan rapor, derneğin gelecek stratejisinin temel yapı taşlarından birini temsil ediyor.
Rapor hakkında konuşan GYİAD Başkanı Fuat Pamukçu, “Türkiye’de gençliğin ihtiyaç ve sorunlarına çözümler üretmek ve onları temsil etmek vizyonuyla hareket eden bir iş insanları kuruluşu olarak bu raporla, Türkiye’deki genç istihdam sorunu hakkında farkındalık yaratmak istedik. GYİAD olarak, gençlerin Türkiye’nin sadece geleceği değil, bugünü olduğunu düşünüyoruz. Ülkemizde ekonomik ya da beşeri gelişime yönelik atılacak her adımda, gençlerimizin potansiyelinin göz önünde bulundurulması gerektiğine inanıyoruz. Bugün dünyada ve Türkiye’de gençliğin çok önemli sorunları var. Gençlerin potansiyellerinin gerisinde kalmasına sebep olan birçok engel var. Dünya çapında artan gelir adaletsizliğine ek olarak, küresel salgın da toplumun en kırılgan kesimlerinden biri olan gençlerin koşullarına ilave zorluklar getirdi. Bu da önümüzdeki işin sorumluluğunu artırıyor. Genç iş insanları olarak, bu engellerin kalkması gerektiğini düşünüyor ve bu konuyu görev olarak benimsiyoruz. Bu rapor, Türkiye’de var olan önemli genç iş gücü potansiyelini açıkça ortaya koyuyor. Ancak bu potansiyeli etkili kullanabilmek için yüzümüzü öncelikle gençlerimizin beklenti ve ihtiyaçlarına çevirmemiz gerekiyor. Rapor ayrıca bize, özellikle eğitim ve girişimcilik alanlarında reformist adımlar atılması gerektiğini söylüyor. Bu raporda ortaya koyulan verilerden hareketle, genç istihdamına yönelik atılacak kapsamlı adımların ülkemizin geleceğini çok daha iyi şekillendireceğineinanıyoruz. Bu bağlamda ülkemizdeki tüm ilgili kurumları, bu alana daha fazla odaklanmaya davet ediyoruz.” dedi.
TİSK ve MESS Yönetim Kurulu Başkanı Özgür Burak Akkol ise raporla ilgili görüşlerini şöyle ifade etti: “Tüm dünyanın eşzamanlı sınandığı bir süreçten geçiyoruz. Bu sürecin ülkemiz için fırsatlara gebe olduğuna, fırsatların anahtarının da gençlerimiz olduğuna TİSK olarak gönülden inanıyoruz. Şu an dünyada 15 - 25 yaş arası 1,3 milyar genç var. Bunların 5’te 1’i ne eğitimde ne de istihdamda. Dünya genelinde, salgın gibi kriz zamanlarında işlerini ilk kaybedenler yine gençler, özellikle de kayıt dışı ekonomide güvencesiz çalışan gençler. Genç istihdamı sorunu, az ya da çok, bütün ülkelerin ortak sorunlarından biri. Bunun haricinde, çalışan gençlerin de önemli sorunları var. Bir tarafta iş bekleyen milyonlar, bir tarafta gençleri memnun edemeyen organizasyonlar varken, diğer bir tarafta da belli pozisyonlar için yetenek kapma mücadeleleri yaşanıyor. Bu resmi doğru okumak bugün her zamankinden daha önemli. Dünya müthiş bir dönüşüm yaşıyor. Salgın da eklenince, süreç daha da hızlandı. Biz de organizasyonlarımızı ve ülkemiz için anahtar gençlerimizi “İşimizin Yarını”na hazırlamak için yola çıktık. Yarınımız için pek çok aksiyona bugünden başladık. TİSKolarak desteklediğimiz GYİADaraştırmasıda gençlere yönelik icraatlarımıza, politika görüşlerimize yol gösterecek. Bu inançla, örnek bir sivil toplum duruşu sergileyen GYİAD’dan işbirliği teklifi gelir gelmez desteğe hazırızdedik. Diliyorum, bu önemli alana odaklanan çalışmalar artar ve ülkemizin geleceğine yön verir.”
Rapor, Türkiye’nin 26 farklı şehrinde yaşayan, 18-30 yaş aralığındaki 1391 katılımcıyla hazırlandı. Katılımcılara, demografi, aile yapısı, eğitim, psikoloji, cinsiyet ve girişimcilik olmak üzere 6 farklı ana başlıkta, kapsamlı sorular soruldu.
Türkiye’de genç istihdamı: 4 gençten biri işsiz
TÜİK Temmuz 2020 verilerine göre, Türkiye’de işsizlik oranı yüzde 13,4, genç işsizliği oranı yüzde 25,9. Diğer bir deyişle, yaklaşık 4 gençten biri işsiz. OECD (2020) ülkeleri ile kıyaslandığında, Türkiye 36 ülke arasında 9’uncu en yüksek genç işsizliğine sahip olan ülke konumunda. Türkiye’de Genç İş Piyasası ve Geleceğine Bakış Raporu’na göre ise yeni mezun gençlerin %38’i iş arayışında…
İş bulamamak, gençlerin psikolojilerinin yanı sıra aile ilişkilerini de negatif etkiliyor. Rapora göre %58,3 oranındaki çoğunluk, işsizlik sebebiyle aile ilişkilerinin olumsuz etkilendiğini ifade ediyor. Gençler, iş bulamadıkları için ailelerine karşı mahcup hissediyor, çalışmayanlar kendilerini arkadaşlarına göre geride kalmış görüyor. İş arayışında olan gençlerin %78,2’si işsizlik durumlarından dolayı kendilerini arkadaşlarından geri kalmış hissettiğini belirtiyor.
İş bulamamak beklentileri düşürürken, %64’lük kesim sadece yol-yemek veren bir yerde çalışmayı isteyebileceğini söylüyor. 18-22 yaş arasında ise bu oran %74,3 ile daha yüksek. Diğer yandan çalışanların %64’ü işinden memnun olmadığını belirtiyor.
Raporda ayrıca Esas Holding’in sosyal yatırım birimi olan Esas Sosyal'in Gençlik ve İstihdam Araştırmaları Özeti, Türkiye'de Eğitimli Gençlerin İşsizliği Kamuoyu Araştırması, Gençlik ve İstihdam Odak Grup Çalışması, Yeni Mezun Gençlerin İstihdamı ve Sosyal Etki Analizi Raporu'ndan da önemli bulgular paylaşılıyor.
İstihdamda cinsiyet eşitliği sorunu: İş arayışı olmayanların %89,4’ü kadın
Rapora göre işsiz olup iş arayışı bulunmayan katılımcıların %89,4 oranındaki çoğunluğu kadınlardan oluşuyor. Bu gruba mensup kadınların %92,1’i evli, %82,4’ü ise çocuk sahibi. Sonuçlara bakıldığında, çocuk sayısı arttıkça, kadınların iş arayışında oransal bir düşüş gözlemleniyor. Bu anlamda cinsiyet, medeni durum, çocuk durumu ve çocuk sayısı, özellikle kadınların piyasadaki istihdamını olumsuz yönde etkileyen önemli parametreler olarak göze çarpıyor. İş arayışı bulunmayan kadınların %83,4’ü ailevi sebeplerden ötürü çalışmadığını söylerken, bu oran erkek katılımcılarda %47,6. Erkek katılımcılarda “İş arayışım oldu, artık aramıyorum” beyanında bulunan “cesareti kırılmış” grubun ise %44,1 oranında olduğu görülüyor.
Her iki gençten biri girişimci olmak istiyor
Rapor verileri doğrultusunda, gençlerin girişimcilik konusunda istekli olduğunu söylemek mümkün. Katılımcıların %45,2’si yani her 2 kişiden biri, fırsatı ve imkânı olursa girişimci olmaya sıcak bakıyor.
Daha önce denenmiş ama başarılı olamamış girişimlerin çoğu yeme-içme sektöründe yer alıyor (%19,4). Başarılı olamamış girişimler arasında 2. sırada %15 ile tekstil sektörü bulunuyor. Bu sonuçlara rağmen, imkân olsa girişimci olurum diyenler ağırlıklı olarak yine aynı sektörlerde (yeme-içme ve tekstil) girişimci olmayı planlıyor. Girişimcilik fikri hizmet sektöründe daha fazla düşünülürken, üretim alanında girişim fikrinin oldukça az olduğu gözlemleniyor.
Meslek Lisesinde okumak gençliğin kendi kararı değil!
Raporda geniş kapsamlı bir meslek liseleri analizi de yer alıyor. TİSK’in, raporun bu bölümündeki değerli katkıları, işveren anketi sorularının oluşturulması ve sunulan politika önerilerini kapsıyor.
Rapora göre ülkemizde meslek lisesinde okumak, gençlerin özgür iradeleriyle değil daha çok “dış” faktörlerin etkisiyle alınan bir karar niteliğinde: LGS’de düşük skor alınması ya da ailevi baskı, gençlerin meslek lisesine yönlenmesine sebep oluyor. Diğer yandan işverenler de meslek lisesi eğitimini yeterli bulmuyor. Pandemi süreci uygulamalı eğitimleri sekteye uğrattığı için, meslek lisesi öğrencilerinin eğitimleri özellikle içinde bulunduğumuz dönemde ciddi anlamda sekteye uğruyor.
Meslek Lisesi mezunlarının çoğunluğu okudukları şehir dışına göç etmek ya da yurtdışına gitmek istiyor. Bu tablo da gösteriyor ki, ailevi imkân yetersizliği ve yabancı dil eğitim eksikliği gibi sebeplerle isteklerini gerçekleştirmesi zorlaşan meslek lisesi mezunlarının, şartlar gerçekleştiğinde dış göç eğilimleri bulunuyor.
Son Güncelleme: Çarşamba, 09 Aralık 2020 14:22
Gösterim: 777
Milli Eğitim Bakanlığı, Liselere Geçiş Sistemi (LGS) kapsamındaki merkezî sınav ve Yükseköğretim Kurumları Sınavı (YKS) gibi sınavların kapsamında bir değişiklik söz konusu olmayacağını, öğrencilerin tüm müfredattan sorumlu tutulacağını açıkladı.
Merkezî sınavların kapsamında bir değişiklik söz konusu olmayacak, öğrenciler tüm müfredattan sorumlu olacaklar. Süreçle ilgili önümüzdeki aylarda önemli bir değişiklik olması durumunda konu tekrar değerlendirilebilecek. Öğrencilere sınava hazırlık sürecinde destek kaynaklar sunulacak ve bu alandaki bütün ihtiyaçları karşılanmaya devam edilecek.
Ölçme, Değerlendirme ve Sınav Hizmetleri Genel Müdürlüğü, kaynak desteklerini artıracak. Daha önce de olduğu gibi her ay örnek soru kitapçıkları yayımlanmaya devam edecek. Ayrıca bu sene her ay 8. sınıf öğrencilerine yönelik çalışma fasikülleri yayımlanacak.
Üst Kategori: ROOT Kategori: Gündem
Milli Eğitim Bakanlığı, Liselere Geçiş Sistemi (LGS) kapsamındaki merkezî sınav ve Yükseköğretim Kurumları Sınavı (YKS) gibi sınavların kapsamında bir değişiklik söz konusu olmayacağını, öğrencilerin tüm müfredattan sorumlu tutulacağını açıkladı.
Merkezî sınavların kapsamında bir değişiklik söz konusu olmayacak, öğrenciler tüm müfredattan sorumlu olacaklar. Süreçle ilgili önümüzdeki aylarda önemli bir değişiklik olması durumunda konu tekrar değerlendirilebilecek. Öğrencilere sınava hazırlık sürecinde destek kaynaklar sunulacak ve bu alandaki bütün ihtiyaçları karşılanmaya devam edilecek.
Ölçme, Değerlendirme ve Sınav Hizmetleri Genel Müdürlüğü, kaynak desteklerini artıracak. Daha önce de olduğu gibi her ay örnek soru kitapçıkları yayımlanmaya devam edecek. Ayrıca bu sene her ay 8. sınıf öğrencilerine yönelik çalışma fasikülleri yayımlanacak.
Son Güncelleme: Çarşamba, 02 Aralık 2020 13:33
Gösterim: 1724
TIMSS 2019 Türkiye sonuçları Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk tarafından açıklandı. Milli Eğitim Bakanlığı, TIMSS 2019 sonuçlarını yürütücülüğünü Bakan Yardımcısı Mahmut Özer'in yaptığı detaylı bir değerlendirme raporu ile kamuoyu ile paylaştı.
Uluslararası Matematik ve Fen Eğilimleri Araştırması (TIMSS), Uluslararası Eğitim Başarılarını Değerlendirme Kuruluşu (IEA) tarafından dört yıllık periyotlarla yapılan uluslararası bir araştırmadır. TIMSS, 4. ve 8. sınıf düzeyindeki öğrencilerin matematik ve fen alanlarındaki başarılarını değerlendirmektedir.
Türkiye TIMSS araştırmasına 1999 yılından itibaren katılmaktadır. TIMSS 2019 uygulamasına dördüncü sınıf düzeyinde 58 ülke, sekizinci sınıf düzeyinde ise 39 ülke katılmıştır. Türkiye TIMSS 2019 uygulamasında şu ana kadar katıldığı tüm uygulamalara göre en yüksek performansı gösterdi.
TIMSS 2015'e Göre Puanlar Yükseldi
Türkiye'nin 4.sınıf matematik alanında 2015 yılında 483 olan ortalama puanı 2019 yılında 40 puanlık artışla 523'e yükseldi. 2015 yılında 483 olan 4.sınıf fen puanı 43 puanlık artışla 526'ya yükseldi. Benzer şekilde 2015 yılında 458 olan 8.sınıf matematik puanı 38 puanlık artışla 496'ya yükseldi. 2015 yılında 493 olan 8.sınıf fen puanı 22 puanlık artışla 515'e yükseldi.
Türkiye'nin TIMSS Performansının Karşılaştırması
Alan |
TIMSS 2015 Puanı |
TIMSS 2019 Puanı |
Puandaki Değişim |
4.Sınıf Matematik |
483 |
523 |
+40 |
4.Sınıf Fen |
483 |
526 |
+43 |
8.Sınıf Matematik |
458 |
496 |
+38 |
8.Sınıf Fen |
493 |
515 |
+22 |
Puanlar Ölçek Orta Noktasının İlk Kez Üzerinde
TIMSS 2019 sonuçlarına göre Türkiye 4. sınıf seviyesinde TIMSS uygulamalarında sabit başarı ölçüsü olarak kabul edilen ölçek orta noktasının (500 puan) her iki alanda da ilk kez üzerine çıktı. Sekizinci sınıf düzeyinde de, fen alanında ilk kez orta noktanın üzerine çıkmış, matematik alanında ise puanını artırarak ilk kez orta nokta seviyesine ulaşmıştır.
Sıralama Yükseldi
TIMSS 2019 araştırmasına katılan ülke sayısı TIMSS 2015 araştırmasına göre artmasına rağmen Türkiye tüm alanlarda ülke sıralamasında daha üst sıralarda yer aldı.
Türkiye, 4. sınıf düzeyinde matematik uygulamasında 2015 yılında 49 ülke arasında 36. sırada yer alırken 2019 yılında 58 ülke arasında 23. sıraya yükseldi.
4. sınıf düzeyinde fen uygulamasında ise 2015 yılında 47 ülke arasında 35. sırada iken 2019 yılında 58 ülke arasında 19. sıraya yükseldi.
8. sınıf düzeyinde matematik uygulamasında 2015 yılında 24. sırada yer alırken 2019 yılında 20. sıraya yükseldi.
8. sınıf düzeyinde fen uygulamasında ise 2015 yılında 21. sırada iken 2019 yılında 15. sıraya yükseldi.
Türkiye'nin TIMSS Sıralamalarının Karşılaştırılması
Alan |
TIMSS 2015 Sıralaması |
TIMSS 2019 Sıralaması |
Değişim |
4.Sınıf Matematik |
36 |
23 |
13 sıra yükseldi |
4.Sınıf Fen |
35 |
19 |
16 sıra yükseldi |
8.Sınıf Matematik |
24 |
20 |
4 sıra yükseldi |
8.Sınıf Fen |
21 |
15 |
6 sıra yükseldi |
Üst ve İleri Yeterlik Düzeylerindeki Öğrenci Oranları Arttı
TIMSS araştırmasında matematik ve fen alanlarında 4.sınıf ve 8.sınıf düzeylerinde farklı seviyelerde yeterlikler ölçülmektedir. TIMSS 2019 sonuçları 2015 sonuçları ile karşılaştırıldığında 4.sınıf ve 8.sınıf düzeylerinde hem matematik hem de fen alanlarında üst ve ileri düzey yeterliklere sahip öğrenci oranlarının önemli miktarda arttığı görülmektedir. Bu artış oranları artık Türkiye'nin TIMSS araştırmalarında çok önemli bir iyileşme evresine girdiğine işaret etmektedir.
Türkiye'nin Üst Yeterlik Düzeyindeki Öğrenci Oranları
Alan |
TIMSS 2015 |
TIMSS 2019 |
4.Sınıf Matematik |
%20 |
%28 |
4.Sınıf Fen |
%20 |
%32 |
8.Sınıf Matematik |
%14 |
%20 |
8.Sınıf Fen |
%20 |
%25 |
Türkiye'nin İleri Yeterlik Düzeyindeki Öğrenci Oranları
Alan |
TIMSS 2015 |
TIMSS 2019 |
4.Sınıf Matematik |
%5 |
%15 |
4.Sınıf Fen |
%4 |
%12 |
8.Sınıf Matematik |
%6 |
%12 |
8.Sınıf Fen |
%8 |
%13 |
Performans İyileşmesi Türkiye'nin Tüm Bölgelerine Yayıldı
Türkiye'nin TIMSS 2019 başarısındaki iyileşme farklı bölgelerdeki öğrencilerin performansındaki artış sonucu gerçekleşti. Her iki sınıf düzeyinde de öğrencilerin performansı tüm bölgelerde arttı. Bu sonuç, eğitimde sağlanan iyileşmenin belirli bölgelerle sınırlı kalmadığını, tüm bölgelere yayıldığının gösteriyor.
Başarı İzleme Çalışmalarındaki İyileşme Hız Kazandı
TIMSS 2019 sonuçlarıyla birlikte Türkiye, uluslararası başarı izleme çalışmalarında son yıllarda artan performansını sürdürdü. 2019 yılında açıklanan PISA 2018 sonuçlarında Türkiye'nin performansında önemli bir artış görülmüştü. Bu araştırmada Türkiye, okuma, matematik ve fen alanların her üçünde de başarısını anlamlı ölçüde artırarak öne çıkan ülkelerden birisi olmuştu. Okuryazarlık becerilerine odaklanan PISA'daki başarısının yanı sıra Türkiye, daha fazla müfredat odaklı TIMSS araştırmasında da performansını önemli ölçüde artırdı. Dolayısıyla Türkiye öğrenci başarısını farklı bağlamlarda değerlendiren her iki köklü araştırmada da başarısını yükseltti.
Üst Kategori: ROOT Kategori: Gündem
TIMSS 2019 Türkiye sonuçları Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk tarafından açıklandı. Milli Eğitim Bakanlığı, TIMSS 2019 sonuçlarını yürütücülüğünü Bakan Yardımcısı Mahmut Özer'in yaptığı detaylı bir değerlendirme raporu ile kamuoyu ile paylaştı.
Uluslararası Matematik ve Fen Eğilimleri Araştırması (TIMSS), Uluslararası Eğitim Başarılarını Değerlendirme Kuruluşu (IEA) tarafından dört yıllık periyotlarla yapılan uluslararası bir araştırmadır. TIMSS, 4. ve 8. sınıf düzeyindeki öğrencilerin matematik ve fen alanlarındaki başarılarını değerlendirmektedir.
Türkiye TIMSS araştırmasına 1999 yılından itibaren katılmaktadır. TIMSS 2019 uygulamasına dördüncü sınıf düzeyinde 58 ülke, sekizinci sınıf düzeyinde ise 39 ülke katılmıştır. Türkiye TIMSS 2019 uygulamasında şu ana kadar katıldığı tüm uygulamalara göre en yüksek performansı gösterdi.
TIMSS 2015'e Göre Puanlar Yükseldi
Türkiye'nin 4.sınıf matematik alanında 2015 yılında 483 olan ortalama puanı 2019 yılında 40 puanlık artışla 523'e yükseldi. 2015 yılında 483 olan 4.sınıf fen puanı 43 puanlık artışla 526'ya yükseldi. Benzer şekilde 2015 yılında 458 olan 8.sınıf matematik puanı 38 puanlık artışla 496'ya yükseldi. 2015 yılında 493 olan 8.sınıf fen puanı 22 puanlık artışla 515'e yükseldi.
Türkiye'nin TIMSS Performansının Karşılaştırması
Alan |
TIMSS 2015 Puanı |
TIMSS 2019 Puanı |
Puandaki Değişim |
4.Sınıf Matematik |
483 |
523 |
+40 |
4.Sınıf Fen |
483 |
526 |
+43 |
8.Sınıf Matematik |
458 |
496 |
+38 |
8.Sınıf Fen |
493 |
515 |
+22 |
Puanlar Ölçek Orta Noktasının İlk Kez Üzerinde
TIMSS 2019 sonuçlarına göre Türkiye 4. sınıf seviyesinde TIMSS uygulamalarında sabit başarı ölçüsü olarak kabul edilen ölçek orta noktasının (500 puan) her iki alanda da ilk kez üzerine çıktı. Sekizinci sınıf düzeyinde de, fen alanında ilk kez orta noktanın üzerine çıkmış, matematik alanında ise puanını artırarak ilk kez orta nokta seviyesine ulaşmıştır.
Sıralama Yükseldi
TIMSS 2019 araştırmasına katılan ülke sayısı TIMSS 2015 araştırmasına göre artmasına rağmen Türkiye tüm alanlarda ülke sıralamasında daha üst sıralarda yer aldı.
Türkiye, 4. sınıf düzeyinde matematik uygulamasında 2015 yılında 49 ülke arasında 36. sırada yer alırken 2019 yılında 58 ülke arasında 23. sıraya yükseldi.
4. sınıf düzeyinde fen uygulamasında ise 2015 yılında 47 ülke arasında 35. sırada iken 2019 yılında 58 ülke arasında 19. sıraya yükseldi.
8. sınıf düzeyinde matematik uygulamasında 2015 yılında 24. sırada yer alırken 2019 yılında 20. sıraya yükseldi.
8. sınıf düzeyinde fen uygulamasında ise 2015 yılında 21. sırada iken 2019 yılında 15. sıraya yükseldi.
Türkiye'nin TIMSS Sıralamalarının Karşılaştırılması
Alan |
TIMSS 2015 Sıralaması |
TIMSS 2019 Sıralaması |
Değişim |
4.Sınıf Matematik |
36 |
23 |
13 sıra yükseldi |
4.Sınıf Fen |
35 |
19 |
16 sıra yükseldi |
8.Sınıf Matematik |
24 |
20 |
4 sıra yükseldi |
8.Sınıf Fen |
21 |
15 |
6 sıra yükseldi |
Üst ve İleri Yeterlik Düzeylerindeki Öğrenci Oranları Arttı
TIMSS araştırmasında matematik ve fen alanlarında 4.sınıf ve 8.sınıf düzeylerinde farklı seviyelerde yeterlikler ölçülmektedir. TIMSS 2019 sonuçları 2015 sonuçları ile karşılaştırıldığında 4.sınıf ve 8.sınıf düzeylerinde hem matematik hem de fen alanlarında üst ve ileri düzey yeterliklere sahip öğrenci oranlarının önemli miktarda arttığı görülmektedir. Bu artış oranları artık Türkiye'nin TIMSS araştırmalarında çok önemli bir iyileşme evresine girdiğine işaret etmektedir.
Türkiye'nin Üst Yeterlik Düzeyindeki Öğrenci Oranları
Alan |
TIMSS 2015 |
TIMSS 2019 |
4.Sınıf Matematik |
%20 |
%28 |
4.Sınıf Fen |
%20 |
%32 |
8.Sınıf Matematik |
%14 |
%20 |
8.Sınıf Fen |
%20 |
%25 |
Türkiye'nin İleri Yeterlik Düzeyindeki Öğrenci Oranları
Alan |
TIMSS 2015 |
TIMSS 2019 |
4.Sınıf Matematik |
%5 |
%15 |
4.Sınıf Fen |
%4 |
%12 |
8.Sınıf Matematik |
%6 |
%12 |
8.Sınıf Fen |
%8 |
%13 |
Performans İyileşmesi Türkiye'nin Tüm Bölgelerine Yayıldı
Türkiye'nin TIMSS 2019 başarısındaki iyileşme farklı bölgelerdeki öğrencilerin performansındaki artış sonucu gerçekleşti. Her iki sınıf düzeyinde de öğrencilerin performansı tüm bölgelerde arttı. Bu sonuç, eğitimde sağlanan iyileşmenin belirli bölgelerle sınırlı kalmadığını, tüm bölgelere yayıldığının gösteriyor.
Başarı İzleme Çalışmalarındaki İyileşme Hız Kazandı
TIMSS 2019 sonuçlarıyla birlikte Türkiye, uluslararası başarı izleme çalışmalarında son yıllarda artan performansını sürdürdü. 2019 yılında açıklanan PISA 2018 sonuçlarında Türkiye'nin performansında önemli bir artış görülmüştü. Bu araştırmada Türkiye, okuma, matematik ve fen alanların her üçünde de başarısını anlamlı ölçüde artırarak öne çıkan ülkelerden birisi olmuştu. Okuryazarlık becerilerine odaklanan PISA'daki başarısının yanı sıra Türkiye, daha fazla müfredat odaklı TIMSS araştırmasında da performansını önemli ölçüde artırdı. Dolayısıyla Türkiye öğrenci başarısını farklı bağlamlarda değerlendiren her iki köklü araştırmada da başarısını yükseltti.
Son Güncelleme: Çarşamba, 09 Aralık 2020 11:14
Gösterim: 854
Oyuncu Kadir Doğulu, TikTok'un, 17 Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları konusunda farkındalık oluşturduğu konulardan biri olan "Nitelikli Eğitim" için 17 dakika 17 saniye koştu.
Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları konusunda farkındalık oluşturmak için İstanbul Büyükşehir Belediyesi Spor Kulübü ve İBB İştirak Şirketi Spor İstanbul ile bir araya gelerek 17 amaca dikkat çekmek amaçlı yapılan koşunun ilki 15 Temmuz Şehitler Köprüsü’nde gerçekleştirildi. Oyuncu Kadir Doğulu, paralimpik sporcu Burak Abacıoğlu ve milli atlet Büşra Nur Koku ile “Nitelikli Eğitim” için 17 dakika 17 saniye koşarak farkındalığa katkı sağladı.
“Amacımız İhtiyacı Olanların da Sesi Olabilmek”
Koşuya başlamadan önce projeye dair görüşlerini paylaşan Kadir Doğulu, farkındalık yaratmak için koşmanın yanı sıra ihtiyacı olanların sesi olabilmek için de bu koşuda yer almayı kabul ettiğini söyledi. İnsani temel haklardan birinin eğitim olduğuna vurgu yapan ve eğitimde eşitlik ile nitelikli eğitimin herkesin hakkı olduğunu belirten oyuncu, “Bugün burada bunun hareketi olsun diye koşacağız” dedi ve bir amaçlarının da insanları harekete geçirmek olduğunu ifade etti.
“Gelecek Kuşaklara Bırakılacak En Önemli Hazine Bilgidir”
Koşu sırasında yapılan sohbette eğitim konusuna dair görüşlerini de paylaşan Doğulu, günümüzde Türkiye de dahil olmak üzere herkesin eğitime eşit olarak ulaşamadığına degindi ve ekledi: “Eğitim demek gelecek demek. Gelecek de çocukların ta kendisi. Çocukları iyi bir içerik ve doğru bir müfredatla eğitmezsek her gelen global ve yerel krizde zor anlar yaşarız. Bunun önüne geçebilmenin de en önemli basamaklarından bir tanesi çocukları ve gençleri doğru eğitmek”. Eğitimde içeriğin ve niteliğin önemine de vurgu yapan oyuncu, gelecek kuşaklara bırakılacak en önemli mirasın bilgi olduğunun altını çizdi.
Kullanıcılar bu kampanya kapsamında #DeğişimİçinHareketeGeç etiketi ve kampanyaya özel interaktif çıkartmalarla sürdürülebilir kalkınma amaçları doğrultusunda destek verebilecek.
Kullanıcılar bu kampanya kapsamında #DeğişimİçinHareketeGeç etiketi ve kampanyaya özel interaktif çıkartmalarla sürdürülebilir kalkınma amaçları doğrultusunda destek verebilecek.
Üst Kategori: ROOT Kategori: Gündem
Oyuncu Kadir Doğulu, TikTok'un, 17 Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları konusunda farkındalık oluşturduğu konulardan biri olan "Nitelikli Eğitim" için 17 dakika 17 saniye koştu.
Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları konusunda farkındalık oluşturmak için İstanbul Büyükşehir Belediyesi Spor Kulübü ve İBB İştirak Şirketi Spor İstanbul ile bir araya gelerek 17 amaca dikkat çekmek amaçlı yapılan koşunun ilki 15 Temmuz Şehitler Köprüsü’nde gerçekleştirildi. Oyuncu Kadir Doğulu, paralimpik sporcu Burak Abacıoğlu ve milli atlet Büşra Nur Koku ile “Nitelikli Eğitim” için 17 dakika 17 saniye koşarak farkındalığa katkı sağladı.
“Amacımız İhtiyacı Olanların da Sesi Olabilmek”
Koşuya başlamadan önce projeye dair görüşlerini paylaşan Kadir Doğulu, farkındalık yaratmak için koşmanın yanı sıra ihtiyacı olanların sesi olabilmek için de bu koşuda yer almayı kabul ettiğini söyledi. İnsani temel haklardan birinin eğitim olduğuna vurgu yapan ve eğitimde eşitlik ile nitelikli eğitimin herkesin hakkı olduğunu belirten oyuncu, “Bugün burada bunun hareketi olsun diye koşacağız” dedi ve bir amaçlarının da insanları harekete geçirmek olduğunu ifade etti.
“Gelecek Kuşaklara Bırakılacak En Önemli Hazine Bilgidir”
Koşu sırasında yapılan sohbette eğitim konusuna dair görüşlerini de paylaşan Doğulu, günümüzde Türkiye de dahil olmak üzere herkesin eğitime eşit olarak ulaşamadığına degindi ve ekledi: “Eğitim demek gelecek demek. Gelecek de çocukların ta kendisi. Çocukları iyi bir içerik ve doğru bir müfredatla eğitmezsek her gelen global ve yerel krizde zor anlar yaşarız. Bunun önüne geçebilmenin de en önemli basamaklarından bir tanesi çocukları ve gençleri doğru eğitmek”. Eğitimde içeriğin ve niteliğin önemine de vurgu yapan oyuncu, gelecek kuşaklara bırakılacak en önemli mirasın bilgi olduğunun altını çizdi.
Kullanıcılar bu kampanya kapsamında #DeğişimİçinHareketeGeç etiketi ve kampanyaya özel interaktif çıkartmalarla sürdürülebilir kalkınma amaçları doğrultusunda destek verebilecek.
Kullanıcılar bu kampanya kapsamında #DeğişimİçinHareketeGeç etiketi ve kampanyaya özel interaktif çıkartmalarla sürdürülebilir kalkınma amaçları doğrultusunda destek verebilecek.
Son Güncelleme: Pazartesi, 30 Kasım 2020 13:21
Gösterim: 669