Kastamonu'da bir grup öğretmen, KPSS'de ücretsiz dağıtılan kurşun kalem, silgi ve kalem traşı toplayarak, 110 köy okuluna ulaştırdı.

Kastamonu'da bir grup öğretmen, Kamu Personeli Seçme Sınavı'nda (KPSS) ücretsiz dağıtılan kurşun kalem, silgi ve kalem traşları başlattıkları ''Kalem Toplama Kampanyası'' ile toplayarak, 110 köy okuluna ulaştırdı.

Sınıf öğretmeni Mehmet Balcı, yaptığı açıklamada, şunları kaydetti:

''Bu yıl Temmuz ayında girdiğim KPSS Lisans sonunda, sınav gözetmenine malzemeleri köy okulu için toplamayı düşündüğümü söyledim. Sınav sonunda adaylardan isteyenlerin malzemelerini masalarına bırakması ricasında bulundum. Herkes sınav sonunda malzemelerini masaya bıraktı. Daha sonra diğer öğretmen arkadaşlarımla birlikte bunu ''Kalem Toplama Kampanyası'' adı altında, il geneline yaymaya karar verdik. Bu sayede 110 köy okulu olduğunu öğrendik. Organize bir şekilde ulaştığımız KPSS'ye giren vatandaşlardan sınavda kullandıkları kırtasiye malzemelerini toplamaya başladık. Topladığımız bin 400 kurşun kalem, 700 silgi ve 700 kalem traşı paketleyip köy okullarımıza ulaştırdık. Kampanya ile KPSS'ye giren yetişkin insanlarla birinci sınıfa adım atmış çocuklarımız arasında bir gönül köprüsü kurmuş olduk. Küçük öğrencilerimizi dev sevindirmiş olduk.''

Facebook'ta grup kuruldu

Kampanyanın vatandaşlardan tarafından büyük destek olduğunu aktaran Balcı, ''Telefonla bizi arayıp ihtiyacımız olan bir şey olup olmadığını soran vatandaşlarımız oldu. Facebook'ta da 'Kalem Koplama Kampanyası' ismiyle bir grup kurduk. Vatandaşlarımız Facebook adresimizden de bu gruba üye olup bize destek verebilirler'' diye konuştu.

Mersin’in Erdemli ilçesinde servissiz kalan Esenpınar beldesi Ağlıca Mahallesi’ndeki 63 çocuk, okullarına tak tak adı verilen tarım aracı, traktör, motosiklet ya da otomobillerle taşınıyor.

Veliler tehlikeli olmasına rağmen çocuklarını tarım araçlarıyla okula götürmekten, çocuklar ise üşüdükleri için hasta olduklarından yakınıyor. Çocukları çaresizlik içinde okula taşıdıklarını belirten velilerden İbrahim Karakülah, “Çocukları böyle okula götürmek tehlikeli, bunlar bir tarım makinesi. En ufak bir şeyde paramparça eder. Çaresizliğimizden dolayı çocuklarımızı okula böyle götürüyoruz. Mağduriyetimizi dilekçe ile bildirdik. Bizim minibüs alacak gücümüz yok. Ben şahsım adına konuşayım, ben akciğer hastası biriyim. 1 lira gelirim yok, hanımımın yevmiyesi ile kazandıklarıyla geçimimizi sağlıyoruz. Çocuklarımızı okula bu şekilde götürmeye çalışıyoruz, ancak bundan sonra hava şartlarından dolayı götüremeyiz” dedi.

Çocuklarını ancak eldeki imkanlarla okula götürdüklerini ifade eden Mesut Yıldız, “Burası okula 7 kilometre mesafede. Önümüzde koca bir kış var. Çocuklarımız yağmurda üşüyor, rüzgarda donuyor, hastalanıyor. Köylümüzün minibüs alacak gücü de yok. Burada herkes tarımla uğraşıyor, karnını zor doyuruyor. 10 kişi bir araya gelse de bir minibüs alamaz” diye konuştu.

Tak tak ile okula gidip gelmekten korktuğunu, okula gidip gelmenin zor olduğunu dile getiren 5. sınıf öğrencisi Emine Yıldız ise, “Yağmurda okula gidip gelmek çok zor. Servis olmadığı için okula geç gidiyoruz, bazen ıslanıyoruz. Okula servis aracıyla gidip gelmek isterdim. O zaman yağmurda ıslanmazdık, üşümezdik. Bize de bir servis verilmesini istiyoruz” dedi.

Ağlıca Mahallesi Muhtarı Ahmet Dağ, “12 yıldır bu mahallemizden öğrenciler servisle taşınıyordu. 63 çocuğumuz var. Bu yıl ihale açıldı ancak ihaleye giren olmadığı için, araba girmediği için serviste yok. Köylülerle toplantı yaptık araba alalım diye, kimsenin gücü yetmediği için alamadık. Alamadığımız için de çocuklarımız gidemiyor. Herhalde 20 gün mesai oldu, çocuklar için. Havalar soğudu, önümüzde bir kış var. Yapacak bir şey yok, bu şekilde taşıyoruz. Yetkililerden beklediğimiz servisin bulunması, başka bir çaremiz yok ” şeklinde konuştu.

Konuyla ilgili bir açıklama yapan Erdemli İlçe Milli Eğitim Müdürü Mehmet Metin ise, “Ağlıca yerleşim yerimizle ilgili olarak, Ağustos ayının ilk haftasından itibaren gerekli hazırlıklarımızı yapmış olarak ihale işlemlerini başlattık ve çıktık. Şu tarihe kadar 5 ihale gerçekleştirdik. Fakat bu yerleşim yerleriyle ilgili olarak ihaleye katılan olmadı, bu bölgemiz ihale edilemedi. Burada yaklaşık 60 öğrencimiz var. Bu öğrencilerimizi taşımak için son ihalemizi kaymakamımızın talimatı ile pazartesi günü yaptık. Şuan ihale süreci halen devam ediyor. Muhtarlarımızla ve halkımızla, okul idaremizle görüşmelerimizde burada taşıma yapabilecek, yasal şartları taşıyan minibüslerin gelip ihaleye katılarak, buradaki ihaleyi sonuçlandırıp, öğrencilerimizi taşımayı planlıyoruz. Bu konuyla ilgili olarak en kısa sürede öğrencilerimizi taşıyarak, okullarına kavuşturacağız. Vatandaşlarımızın içinin rahat olmasını istiyoruz” dedi.

Milli Eğitim Bakanlığı (MEB), bu yıldan itibaren ortaokulda seçmeli ders olarak verilecek okuma becerileri dersinin programını belirledi.

Öğrencinin iyi bir e-okur olmasının da hedeflendiği programla öğrenci internette yaptığı tarama sonucunu amacına uygun sınırlandırma becerisi kazanacak, elektronik metinlerde yön şaşırmadan ve kaybolmadan gezinmeyi öğrenecek.

Öğretmen, internet sitesine üye olması durumunda cinsiyet ve yaşı belli eden kullanıcı adı tercih etmeme, yedek e-posta hesabı kullanma, kimlik bilgilerini paylaşmama gibi konularda öğrenciyi uyaracak.

Darbelerin en önemli sebeplerinden biri olarak gösterilen askerî okullardaki müfredat sivilleşiyor. Programa göre müfredat hazırlama çalışmasına Talim ve Terbiye Kurulu da müdahil olacak. Çalışma, Genelkurmay ve Milli Savunma Bakanlığı ile birlikte yürütülecek.

AK Parti’nin 2023 vizyonundaki başlıklar arasında yer alan askerî okullardaki müfredatın nasıl ayıklanacağı netleşiyor. Genelkurmay ve Milli Savunma Bakanlığı ile yürütülecek çalışmaya göre askerî liseler ve harp okullarındaki dersler daha demokratik hale getirilecek. Normalde askerî müfredatın, Milli Eğitim Bakanlığı Talim ve Terbiye Kurulu’nca belirlenmesi gerekirken şimdiye kadar askerî kanattan gelen öneriler aynen kabul edildi. Adeta noter görevi üstlenen bu kurul artık kendi asli işlevini yerine getirecek. Başbakan Tayyip Erdoğan’ın, bu düşünceyi komutanlara da açtığı ve onaylarını aldığı öğrenildi.

Darbeci zihniyetin temellerine inildiğinde sadece okullardaki müfredatın değiştirilmesinin yeterli olmayacağı belirtiliyor. Bunun için dersleri veren komutanların da zihniyetinin değişmesi gerektiği vurgulanıyor. Eski Genelkurmay başkanlarından Hilmi Özkök, geçtiğimiz günlerde TBMM Darbeleri Araştırma Komisyonu’na verdiği bilgilerde, bu hususun altını çizmişti. Özkök, “Silâhlı Kuvvetler’in insanları şartlandırması daha bebekken oluyor. Askerî okullar da amaçları sağlamak için ona göre bir müfredat uyguluyor. O müfredat gençleri o yönde aşılıyor.” demişti. 27 Mayıs 1960 darbesi öncesinde hem içeride hem dışarıda memnuniyetsizlik düşüncesine itildiklerini anlatarak, “O yaşta siyasete dokunmak istediğimizi düşünüyordum. Şimdi görüşlerim farklılaştı.” itirafında bulunmuştu.

Daha fazla güvenlik, okulları boğar

Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer, ‘Okullar Hayat Olsun’ projesi kapsamında ziyaret ettiği Altındağ Özdemir Gürocak İlkokulu’nda önemli açıklamalar yaptı. Terör örgütü tarafından Doğu ve Güneydoğu’daki okullara yapılan saldırıları sert bir dille kınayan Dinçer, “Açık bir savaşta bile hastane, okul ve camiler saldırıya uğramıyor. Okulların hedef alınması terörün ahlaki unsur taşımadığını gösteriyor.” dedi. ‘Güvenli Okul’ projesi kapsamında tüm okullarda tedbirler alındığına işaret eden Bakan, “Bunların dışında okulları çok fazla güvenlik tedbirleri ile boğmak doğru olmaz. İhtiyaç duydukça gerekli tedbirleri almaya devam edeceğiz.” diye konuştu.

(zaman)