Aradığınız sayfa bulunamıyor, lütfen kategori listesinden ulaşmayı deneyiniz.
2013 ÖSYS ek yerleştirme tercihleri sonucunda üniversiteye kayıt hakkı kazanan adaylar üniversitelere 7-8-9 Ekim tarihlerinde kayıt yaptırabilecek.
Ek yerleştirme üniversite kayıt tarihleri açıklandı. Üniversitelere ek kontenjandan yerleşen adaylar 7-8-9 Ekim tarihlerinde kazandıkları üniversiteye kayıt yaptırabilecek.
Üniversitelerin boş kalan kontenjanlarına yapılan ek yerleştirme sonuçları açıklandı. Sonuçlar, ÖSYM'nin internet sitesinden öğrenilebilecek. Yerleşen adayların kayıtları ilgili üniversitelerce 7-8-9 Ekim tarihlerinde yapılacak. Ek yerleştirme sonucunda 118 bin 700 kontenjan boş kaldı.
ÖSYM'den yapılan açıklamada, ek yerleştirme işlemlerinin tamamlandığı bildirilerek, sonuçların ÖSYM'nin ''https://sonuc.osym.gov.tr'' internet adresinden öğrenilebileceği duyuruldu.
Açıklamaya göre, adaylar, ek yerleştirme sonuçlarını belirtilen internet adresinden T.C. kimlik numaraları ve şifreleri ile öğrenebilecekler. Ayrıca ek yerleştirme sonuç belgesi basılmayacak ve adayların adreslerine gönderilmeyecek.
Kayıtlar 7 Ekimde başlıyor
Bir yükseköğretim programına kayıt hakkı kazanan adayların kayıt işlemleri ilgili üniversite tarafından 7-8-9 Ekim 2013 tarihleri arasında yapılacak.
Adayların kayıt olmak için, yerleştirildikleri yükseköğretim programının bağlı bulunduğu üniversiteye belirtiler tarihlerde kayıt için gerekli belgelerle başvurmaları gerekiyor.
118 bin 700 kontenjan boş kaldı
Ek yerleştirme sonucuna ilişkin sayısal verilere göre, lisans programlarının 64 bin 468 kontenjanına 19 bin 457 öğrenci yerleşti, 45 bin 11 kontenjan; önlisans programlarındaki 135 bin 290 kontenjana 61 bin 601 aday yerleşirken, 73 bin 689 kontenjan boş kaldı.
Lisans ve önlisans programlarında 199 bin 758 kontenjana 81 bin 58 aday yerleşirken, toplam 118 bin 700 kontenjana ise yerleştirme yapılamadı.
Boş kontenjanlar devlet üniversitelerinde 78 bin 426, vakıf üniversitelerinde 28 bin 817, KKTC üniversitelerinde 10 bin 738, diğer ülkelerdeki üniversitelerde ise 719 olarak belirlendi.
Açıköğretim programlarına yerleşen aday sayısı ise, lisansta 9 bin 280, ön lisansta 38 bin 341 olmak üzere toplamda 47 bin 621 olarak gerçekleşti.
Üst Kategori: ROOT Kategori: Gündem
2013 ÖSYS ek yerleştirme tercihleri sonucunda üniversiteye kayıt hakkı kazanan adaylar üniversitelere 7-8-9 Ekim tarihlerinde kayıt yaptırabilecek.
Ek yerleştirme üniversite kayıt tarihleri açıklandı. Üniversitelere ek kontenjandan yerleşen adaylar 7-8-9 Ekim tarihlerinde kazandıkları üniversiteye kayıt yaptırabilecek.
Üniversitelerin boş kalan kontenjanlarına yapılan ek yerleştirme sonuçları açıklandı. Sonuçlar, ÖSYM'nin internet sitesinden öğrenilebilecek. Yerleşen adayların kayıtları ilgili üniversitelerce 7-8-9 Ekim tarihlerinde yapılacak. Ek yerleştirme sonucunda 118 bin 700 kontenjan boş kaldı.
ÖSYM'den yapılan açıklamada, ek yerleştirme işlemlerinin tamamlandığı bildirilerek, sonuçların ÖSYM'nin ''https://sonuc.osym.gov.tr'' internet adresinden öğrenilebileceği duyuruldu.
Açıklamaya göre, adaylar, ek yerleştirme sonuçlarını belirtilen internet adresinden T.C. kimlik numaraları ve şifreleri ile öğrenebilecekler. Ayrıca ek yerleştirme sonuç belgesi basılmayacak ve adayların adreslerine gönderilmeyecek.
Kayıtlar 7 Ekimde başlıyor
Bir yükseköğretim programına kayıt hakkı kazanan adayların kayıt işlemleri ilgili üniversite tarafından 7-8-9 Ekim 2013 tarihleri arasında yapılacak.
Adayların kayıt olmak için, yerleştirildikleri yükseköğretim programının bağlı bulunduğu üniversiteye belirtiler tarihlerde kayıt için gerekli belgelerle başvurmaları gerekiyor.
118 bin 700 kontenjan boş kaldı
Ek yerleştirme sonucuna ilişkin sayısal verilere göre, lisans programlarının 64 bin 468 kontenjanına 19 bin 457 öğrenci yerleşti, 45 bin 11 kontenjan; önlisans programlarındaki 135 bin 290 kontenjana 61 bin 601 aday yerleşirken, 73 bin 689 kontenjan boş kaldı.
Lisans ve önlisans programlarında 199 bin 758 kontenjana 81 bin 58 aday yerleşirken, toplam 118 bin 700 kontenjana ise yerleştirme yapılamadı.
Boş kontenjanlar devlet üniversitelerinde 78 bin 426, vakıf üniversitelerinde 28 bin 817, KKTC üniversitelerinde 10 bin 738, diğer ülkelerdeki üniversitelerde ise 719 olarak belirlendi.
Açıköğretim programlarına yerleşen aday sayısı ise, lisansta 9 bin 280, ön lisansta 38 bin 341 olmak üzere toplamda 47 bin 621 olarak gerçekleşti.
Son Güncelleme: Perşembe, 03 Ekim 2013 14:55
Gösterim: 2064
'Solcularla sağcılar kavga ediyor' diye yemekhanenin ortasında duvar örüldü
Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi yemekhanesi "Sağcı ve solcu öğrenciler kavga ediyor" gerekçesiyle duvarla ortadan ikiye bölündü.
Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi yemekhanesinde 'ülkücü öğrenciler' bir tarafta, diğer öğrenciler ise duvarın diğer kısmında yemek yiyor.
Evrensel gazetesinden Uğur Erman ve Onur Rumet Kaya'nın haberine göre, geçen yıl yemekhanede üniversite öğrencilerinin astığı YÖK afişinin ülkücüler tarafından sökülmesi sonrası yaşanan olaylar sebebiyle bu yıl üniversite yönetimi ve dekanlık çareyi yemekhaneyi bölmekte buldu. Yaşanan tartışmanın çatışmaya dönmesinin ardından fakülteye çevik kuvvet polisleri girmişti. Olayın ardından çok sayıda öğrenci çeşitli cezalarla ya okuldan uzaklaştırdı ya da ilişiği kesildi.
‘Duvar çözüm değil, kutuplaşma yaratıyor'
Yaşananların ardından bu yıl yemekhane ortasına yapılan duvara öğrencilerden tepki var. Antropoloji 2. Sınıf Öğrencisi Melisa Yağcı, “Arka kantinden yemekhaneye giren ülkücülerin orta bahçe öğrencilerini görmemesi için yapılmış bir çözüm olarak düşünülmüş. Duvarın olması ayrı düşüncedeki öğrencileri kışkırtıyor ve kutuplaşmalarına sebep oluyor” dedi. Durumun yemekhane çalışanları için de bir zorluk olduğunu söyleyen Yağcı, 'orta kantin' ve 'arka kantin' çatışmasının farklı alanlara yayıldığını ve bunun yakında sınıflarda da başlayacağını ifade etti.
Üst Kategori: ROOT Kategori: Gündem
'Solcularla sağcılar kavga ediyor' diye yemekhanenin ortasında duvar örüldü
Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi yemekhanesi "Sağcı ve solcu öğrenciler kavga ediyor" gerekçesiyle duvarla ortadan ikiye bölündü.
Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi yemekhanesinde 'ülkücü öğrenciler' bir tarafta, diğer öğrenciler ise duvarın diğer kısmında yemek yiyor.
Evrensel gazetesinden Uğur Erman ve Onur Rumet Kaya'nın haberine göre, geçen yıl yemekhanede üniversite öğrencilerinin astığı YÖK afişinin ülkücüler tarafından sökülmesi sonrası yaşanan olaylar sebebiyle bu yıl üniversite yönetimi ve dekanlık çareyi yemekhaneyi bölmekte buldu. Yaşanan tartışmanın çatışmaya dönmesinin ardından fakülteye çevik kuvvet polisleri girmişti. Olayın ardından çok sayıda öğrenci çeşitli cezalarla ya okuldan uzaklaştırdı ya da ilişiği kesildi.
‘Duvar çözüm değil, kutuplaşma yaratıyor'
Yaşananların ardından bu yıl yemekhane ortasına yapılan duvara öğrencilerden tepki var. Antropoloji 2. Sınıf Öğrencisi Melisa Yağcı, “Arka kantinden yemekhaneye giren ülkücülerin orta bahçe öğrencilerini görmemesi için yapılmış bir çözüm olarak düşünülmüş. Duvarın olması ayrı düşüncedeki öğrencileri kışkırtıyor ve kutuplaşmalarına sebep oluyor” dedi. Durumun yemekhane çalışanları için de bir zorluk olduğunu söyleyen Yağcı, 'orta kantin' ve 'arka kantin' çatışmasının farklı alanlara yayıldığını ve bunun yakında sınıflarda da başlayacağını ifade etti.
Son Güncelleme: Perşembe, 03 Ekim 2013 14:15
Gösterim: 1530
MEB Müsteşarı Yusuf Tekin, liselere son kez yedek listelerden yerleştirme yapılacağını belirterek bu yerleştirme ile kontenjanların önemli bir kısmının dolacağını ifade etti.

Eğitimtercihi- Milli Eğitim Bakanlığı Müsteşarı Yusuf Tekin, liselerdeki boş kalan kontenjanlara ek yerleştirmelerle ilgili sosyal medya üzerinden bir açıklama yaptı.
Tekin Twitter üzerinden şu açıklamayı yaptı;
“Değerli arkadaşlar herkese merhaba. Liselere yerleşme ile ilgili nakil işlemleri dün itibariyle sona erdi. Son kez yedek listeler üzerinde bir yerleştirme gerçekleştirilecek. İnşallah kontenjanların önemli bir kısmı dolacak.” açıklamasında bulundu.
Görevde Yükselme Çerçeve Yönetmeliği
Müsteşar Tekin ayrıca ‘Görevde Yükselme Çerçeve Yönetmeliği’nin de yayınlandığını, yer değiştirme ve atama yönetmeliğinin tek metin haline getirileceğini ve MEBBİS üzerinden paylaşılacağını duyurdu.
Tekin şu açıklamayı yaptı;
“Bir diğer konu Görevde Yükselme Çerçeve Yönetmeliği yayınlandı. Bu yönetmeliğe göre Bakanlığımız Görevde Yükselme Yönetmeliği çalışmaları başladı. Taslak metin oluşturuldu, yer değiştirme ve atama yönetmeliği tek metin haline geliyor. Taslak metin MEBBİS üzerinden sizlerle paylaşılacak. Katkı ve desteklerinizi bekliyoruz.”
“İl içi özür grubu sorununu Şubat ayında çözeceğiz”
Tekin il içi özür grubu sorununun da Şubat ayı içinde çözüleceğini belirtti.
“Son bir konu iller arası özür sorunlarını elimizden geldiğince çözdük. Sosyal medya üzerinden il içi özür grubu sorunu yaşayan arkadaş bize ulaştı. Şubat döneminde bunu inşallah çözmeye çalışacağız. Herkese hayırlı günler.”
Üst Kategori: ROOT Kategori: Gündem
MEB Müsteşarı Yusuf Tekin, liselere son kez yedek listelerden yerleştirme yapılacağını belirterek bu yerleştirme ile kontenjanların önemli bir kısmının dolacağını ifade etti.

Eğitimtercihi- Milli Eğitim Bakanlığı Müsteşarı Yusuf Tekin, liselerdeki boş kalan kontenjanlara ek yerleştirmelerle ilgili sosyal medya üzerinden bir açıklama yaptı.
Tekin Twitter üzerinden şu açıklamayı yaptı;
“Değerli arkadaşlar herkese merhaba. Liselere yerleşme ile ilgili nakil işlemleri dün itibariyle sona erdi. Son kez yedek listeler üzerinde bir yerleştirme gerçekleştirilecek. İnşallah kontenjanların önemli bir kısmı dolacak.” açıklamasında bulundu.
Görevde Yükselme Çerçeve Yönetmeliği
Müsteşar Tekin ayrıca ‘Görevde Yükselme Çerçeve Yönetmeliği’nin de yayınlandığını, yer değiştirme ve atama yönetmeliğinin tek metin haline getirileceğini ve MEBBİS üzerinden paylaşılacağını duyurdu.
Tekin şu açıklamayı yaptı;
“Bir diğer konu Görevde Yükselme Çerçeve Yönetmeliği yayınlandı. Bu yönetmeliğe göre Bakanlığımız Görevde Yükselme Yönetmeliği çalışmaları başladı. Taslak metin oluşturuldu, yer değiştirme ve atama yönetmeliği tek metin haline geliyor. Taslak metin MEBBİS üzerinden sizlerle paylaşılacak. Katkı ve desteklerinizi bekliyoruz.”
“İl içi özür grubu sorununu Şubat ayında çözeceğiz”
Tekin il içi özür grubu sorununun da Şubat ayı içinde çözüleceğini belirtti.
“Son bir konu iller arası özür sorunlarını elimizden geldiğince çözdük. Sosyal medya üzerinden il içi özür grubu sorunu yaşayan arkadaş bize ulaştı. Şubat döneminde bunu inşallah çözmeye çalışacağız. Herkese hayırlı günler.”
Son Güncelleme: Perşembe, 03 Ekim 2013 12:24
Gösterim: 2025
Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı, ilkokullarda okutulan "Andımız" uygulamasının kaldırılması konusunda, "Gerek içerik gerek uygulama biçimi açısından çok eleştirilen, artık militarist çağrışımları çok yüksek olan bu uygulamayı kaldırarak, çocuklarımızı rahatlatacağımızı ümit ediyoruz" dedi.
Nabi Avcı, Milli Eğitim Bakanlığının ev sahipliğinde düzenlenen OECD Eğitim Bakanları Gayriresmi Toplantısına katılan bakan ve ülke temsilcilerine yemek verdi. Burada, Anadolu Ajansı İstanbul Bölge Müdürü Mustafa Ekici'nin de yer aldığı çeşitli medya kuruluşu temsilcileriyle bir araya gelen Nabi Avcı, gündeme ilişkin soruları cevapladı.
Demokratikleşme paketiyle getirilen düzenlemelerin Çözüm Süreci'ne "psikolojik katkı" sağlayacağına inandığını ifade eden Avcı, "devletin etnik gruplara eşit mesafede olduğu" yönündeki söylemlerin karşılık bulacağı bir uygulama olacağını kaydetti.
Uzun dönemdir, toplumun farklı kesimlerinden "Andımız" uygulamasına yönelik eleştirilerin bulunduğunu hatırlatan Avcı, "Gerek içerik gerek uygulama biçimi açısından çok eleştirilen, artık militarist çağrışımları çok yüksek olan bu uygulamayı kaldırarak, çocuklarımızı rahatlatacağımızı ümit ediyoruz" ifadelerini kullandı.
Avcı, "Oluşan boşluk herhangi bir şeyle dolduracak mı?" şeklindeki soruyu, "Öyle bir boşluk yok. Merak etmeyin" diyerek yanıtladı.
"(Çocuklar şarkı söylesin) diyenler var. Bu konuda ne düşünüyorsunuz?" sorusuna Avcı, "O bile, 'Bunsuz yapamayızın' bir başka versiyonu. Çocuklar gelecekler -zaten üşüyerek geliyorlar- hemen sıcacık sınıflarına girecekler" diye konuştu.
Avcı, "Andımız" uygulaması konusundaki yönetmeliğin hazır olduğunu, Resmi Gazete'de yayımlanması halinde yürürlüğe gireceğini bildirdi.
"Okul isterse Andımızı okutabilecek mi?"
Avcı, özel okulların "Andımız"ı okutmaya devam edip edemeyeceği yönündeki soruyu şöyle yanıtladı:
"Bu, yönetmelik gereği yapılıyordu. Olmayınca yapmayacağız. Milli Eğitime bağlı okullarda hangi gün, hangi eğitimin yapılacağı, 23 Nisan nasıl kutlanır, 10 Kasım'da anma nasıl yapılır, bayrak töreni nasıl yapılır, dersler nasıl yapılır, İstiklal Marşı nasıl söylenir bunlar net tanımlanmış şeylerdir. Dolayısıyla öğretmenler ve okullar, kafalarına göre yeni ritüeller yapamazlar; yapmazlar."
Yerel dillerde eğitim
Anayasa'nın 42. maddesinde yer alan "Türkçe'den başka hiçbir dil, eğitim ve öğretim kurumlarında Türk vatandaşlarına ana dilleri olarak okutulamaz ve öğretilemez" şeklindeki ifadenin hatırlatılması üzerine ise Bakan Nabi Avcı, şunları söyledi:
"Tıpkı İngilizce, Fransızca, Almanca eğitim gören okullarda olduğu gibi, açılabilecek bu okullarda da belli dersler Türkçe olmak zorunda zaten. Azınlık okullarında da öyledir. Yabancı dille eğitim veren kolejlerde de öyle. Yine belli dersler, mahalli dillerde Kırmanci, Zazaki, Lazca, Adigece, Gürcüce, Arapça olabilir. Süryanice zaten olacak, onlar hazırlık içindeler. Dolayısıyla belli dersleri Süryanice, Zazaki, Kırmanci okuyabilirler. Talim Terbiye Kurulunun kararıyla olabilir."
Öğretmen sorunu
Yerel dillerde eğitim yapacak okullarda gerekli niteliklere haiz öğretmen sayısı konusunda çekinceleri bulunduğunu ifade eden Avcı, "Çünkü bizim şimdiye kadar ki hazırlığımız, seçmeli ders olarak seçilen Kürtçe, Zazaki ve Kırmanci dilini bilmek. Bir dili bilmek, o dilde bir dersi öğretmek için yeterli olmaz ama onlar da yetişir. Yani muhtemelen en çok hangi derste talep olur, hangi derste kullanılmasını bu okullar tercih ederler? Bunlar karşılıklı konuşarak, müzakere ederek çözülür. Bu okulların müfredatları Milli Eğitim Bakanlığı tarafından onaylanır, Talim ve Terbiye Kurulu tarafından denetlenir ve bu okullar da Milli Eğitim Bakanlığına bağlı olur" bilgisini verdi.
Bakan Avcı, okulların en erken 2014-2015 eğitim öğretim yılında faaliyete geçebileceğini ifade ederek, daha erken bir girişimin rasyonel olmayacağını vurguladı.
Özel okulların "Ben şu dersleri Kürtçe ya da Adigece okutacağım" diyerek başvuruda bulunabileceklerini kaydeden Avcı, mevcut okulların bir sınıflarını da bu dillerde eğitim vermek üzere ayırabileceklerini söyledi.
Avcı, sınıfların 12 kişiden az olamayacağını da dile getirdi.
"Dersi okutan Bakanlık sorusunu sormayı da bilir"
Henüz yerel dillerde sınav hazırlıklarının olmadığını belirten Bakan Avcı, "Onlara çalışmamız lazım. Hatırlarsanız Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi dersini almayan 367 çocuk sorun olmuştu. Şimdi 367 çocuk gelip 'Biz matematiği Kırmanci öğrendik, bu yüzden mağdur ediliyoruz' derse o zaman onlara Kırmanci sormamız işin adaleti gereği olur. Bunu yaparız, bu dersi okutan Bakanlık sorusunu da sormayı bilir" diye konuştu.
"Çok talep olacağını zannetmiyorum"
Bakan Avcı, yerel dillerde seçmeli ders alan öğrenci sayısının 24 bin 373 olduğunu, en yüksek talebin 19 bin 115 öğrenci sayısı ile Kırmanci diline gösterildiğini, bunu 853 ile Zazaki dilinin izlediğini bildirdi.
Milli Eğitim Bakanı Avcı, "Yerel dillerde eğitim konusuna talep olur?" sorusuna şu yanıtı verdi:
"Doğrusu çok talep olacağını zannetmiyorum. Biz Türk çocuklarını da Türkçe okutan okullarda zor tutuyoruz. İmkanı olan aileler İngilizce okutan okullara gönderiyorlar. İyi bir şey mi? Değil. Herkes anadilinde okusun. Ben İngilizce okul olmasını, üniversite düzeyinde de doğru bulmuyorum. Bir de şu oluyor; hem öğrenciliğimde hem de hocalığımda bu tür okullarda okudum ve çalıştım. Bu bir kandırmaca. Bir Türk hoca, Türk öğrencilere ikisinin de anadili olmayan bir dilde ders anlatıyor. Bu çok sağlıklı bir şey değil. 'Anadili gibi İngilizce konuşabilen' gibi laflara da itibar etmiyorum. Onun için en doğrusu dersleri herkesin kendi dilinde yapmasıdır."
Bakan Avcı, soru üzerine, şubat ayında öğretmen atamasının olmayacağını da bildirdi.
Dershanelerin kaldırılması konusunda ise Avcı, yaptıkları açıklamaların ardından bu konudaki belirsizliğin ortadan kalktığını ifade etti. Avcı, "Yasal düzenlemelerden sonra farklı isimler altında, farklı formülasyonlarla devam ettirmek isteyenler olabilir ama bu piyasa bunu kaldırmaz" diye konuştu.
Üst Kategori: ROOT Kategori: Gündem
Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı, ilkokullarda okutulan "Andımız" uygulamasının kaldırılması konusunda, "Gerek içerik gerek uygulama biçimi açısından çok eleştirilen, artık militarist çağrışımları çok yüksek olan bu uygulamayı kaldırarak, çocuklarımızı rahatlatacağımızı ümit ediyoruz" dedi.
Nabi Avcı, Milli Eğitim Bakanlığının ev sahipliğinde düzenlenen OECD Eğitim Bakanları Gayriresmi Toplantısına katılan bakan ve ülke temsilcilerine yemek verdi. Burada, Anadolu Ajansı İstanbul Bölge Müdürü Mustafa Ekici'nin de yer aldığı çeşitli medya kuruluşu temsilcileriyle bir araya gelen Nabi Avcı, gündeme ilişkin soruları cevapladı.
Demokratikleşme paketiyle getirilen düzenlemelerin Çözüm Süreci'ne "psikolojik katkı" sağlayacağına inandığını ifade eden Avcı, "devletin etnik gruplara eşit mesafede olduğu" yönündeki söylemlerin karşılık bulacağı bir uygulama olacağını kaydetti.
Uzun dönemdir, toplumun farklı kesimlerinden "Andımız" uygulamasına yönelik eleştirilerin bulunduğunu hatırlatan Avcı, "Gerek içerik gerek uygulama biçimi açısından çok eleştirilen, artık militarist çağrışımları çok yüksek olan bu uygulamayı kaldırarak, çocuklarımızı rahatlatacağımızı ümit ediyoruz" ifadelerini kullandı.
Avcı, "Oluşan boşluk herhangi bir şeyle dolduracak mı?" şeklindeki soruyu, "Öyle bir boşluk yok. Merak etmeyin" diyerek yanıtladı.
"(Çocuklar şarkı söylesin) diyenler var. Bu konuda ne düşünüyorsunuz?" sorusuna Avcı, "O bile, 'Bunsuz yapamayızın' bir başka versiyonu. Çocuklar gelecekler -zaten üşüyerek geliyorlar- hemen sıcacık sınıflarına girecekler" diye konuştu.
Avcı, "Andımız" uygulaması konusundaki yönetmeliğin hazır olduğunu, Resmi Gazete'de yayımlanması halinde yürürlüğe gireceğini bildirdi.
"Okul isterse Andımızı okutabilecek mi?"
Avcı, özel okulların "Andımız"ı okutmaya devam edip edemeyeceği yönündeki soruyu şöyle yanıtladı:
"Bu, yönetmelik gereği yapılıyordu. Olmayınca yapmayacağız. Milli Eğitime bağlı okullarda hangi gün, hangi eğitimin yapılacağı, 23 Nisan nasıl kutlanır, 10 Kasım'da anma nasıl yapılır, bayrak töreni nasıl yapılır, dersler nasıl yapılır, İstiklal Marşı nasıl söylenir bunlar net tanımlanmış şeylerdir. Dolayısıyla öğretmenler ve okullar, kafalarına göre yeni ritüeller yapamazlar; yapmazlar."
Yerel dillerde eğitim
Anayasa'nın 42. maddesinde yer alan "Türkçe'den başka hiçbir dil, eğitim ve öğretim kurumlarında Türk vatandaşlarına ana dilleri olarak okutulamaz ve öğretilemez" şeklindeki ifadenin hatırlatılması üzerine ise Bakan Nabi Avcı, şunları söyledi:
"Tıpkı İngilizce, Fransızca, Almanca eğitim gören okullarda olduğu gibi, açılabilecek bu okullarda da belli dersler Türkçe olmak zorunda zaten. Azınlık okullarında da öyledir. Yabancı dille eğitim veren kolejlerde de öyle. Yine belli dersler, mahalli dillerde Kırmanci, Zazaki, Lazca, Adigece, Gürcüce, Arapça olabilir. Süryanice zaten olacak, onlar hazırlık içindeler. Dolayısıyla belli dersleri Süryanice, Zazaki, Kırmanci okuyabilirler. Talim Terbiye Kurulunun kararıyla olabilir."
Öğretmen sorunu
Yerel dillerde eğitim yapacak okullarda gerekli niteliklere haiz öğretmen sayısı konusunda çekinceleri bulunduğunu ifade eden Avcı, "Çünkü bizim şimdiye kadar ki hazırlığımız, seçmeli ders olarak seçilen Kürtçe, Zazaki ve Kırmanci dilini bilmek. Bir dili bilmek, o dilde bir dersi öğretmek için yeterli olmaz ama onlar da yetişir. Yani muhtemelen en çok hangi derste talep olur, hangi derste kullanılmasını bu okullar tercih ederler? Bunlar karşılıklı konuşarak, müzakere ederek çözülür. Bu okulların müfredatları Milli Eğitim Bakanlığı tarafından onaylanır, Talim ve Terbiye Kurulu tarafından denetlenir ve bu okullar da Milli Eğitim Bakanlığına bağlı olur" bilgisini verdi.
Bakan Avcı, okulların en erken 2014-2015 eğitim öğretim yılında faaliyete geçebileceğini ifade ederek, daha erken bir girişimin rasyonel olmayacağını vurguladı.
Özel okulların "Ben şu dersleri Kürtçe ya da Adigece okutacağım" diyerek başvuruda bulunabileceklerini kaydeden Avcı, mevcut okulların bir sınıflarını da bu dillerde eğitim vermek üzere ayırabileceklerini söyledi.
Avcı, sınıfların 12 kişiden az olamayacağını da dile getirdi.
"Dersi okutan Bakanlık sorusunu sormayı da bilir"
Henüz yerel dillerde sınav hazırlıklarının olmadığını belirten Bakan Avcı, "Onlara çalışmamız lazım. Hatırlarsanız Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi dersini almayan 367 çocuk sorun olmuştu. Şimdi 367 çocuk gelip 'Biz matematiği Kırmanci öğrendik, bu yüzden mağdur ediliyoruz' derse o zaman onlara Kırmanci sormamız işin adaleti gereği olur. Bunu yaparız, bu dersi okutan Bakanlık sorusunu da sormayı bilir" diye konuştu.
"Çok talep olacağını zannetmiyorum"
Bakan Avcı, yerel dillerde seçmeli ders alan öğrenci sayısının 24 bin 373 olduğunu, en yüksek talebin 19 bin 115 öğrenci sayısı ile Kırmanci diline gösterildiğini, bunu 853 ile Zazaki dilinin izlediğini bildirdi.
Milli Eğitim Bakanı Avcı, "Yerel dillerde eğitim konusuna talep olur?" sorusuna şu yanıtı verdi:
"Doğrusu çok talep olacağını zannetmiyorum. Biz Türk çocuklarını da Türkçe okutan okullarda zor tutuyoruz. İmkanı olan aileler İngilizce okutan okullara gönderiyorlar. İyi bir şey mi? Değil. Herkes anadilinde okusun. Ben İngilizce okul olmasını, üniversite düzeyinde de doğru bulmuyorum. Bir de şu oluyor; hem öğrenciliğimde hem de hocalığımda bu tür okullarda okudum ve çalıştım. Bu bir kandırmaca. Bir Türk hoca, Türk öğrencilere ikisinin de anadili olmayan bir dilde ders anlatıyor. Bu çok sağlıklı bir şey değil. 'Anadili gibi İngilizce konuşabilen' gibi laflara da itibar etmiyorum. Onun için en doğrusu dersleri herkesin kendi dilinde yapmasıdır."
Bakan Avcı, soru üzerine, şubat ayında öğretmen atamasının olmayacağını da bildirdi.
Dershanelerin kaldırılması konusunda ise Avcı, yaptıkları açıklamaların ardından bu konudaki belirsizliğin ortadan kalktığını ifade etti. Avcı, "Yasal düzenlemelerden sonra farklı isimler altında, farklı formülasyonlarla devam ettirmek isteyenler olabilir ama bu piyasa bunu kaldırmaz" diye konuştu.
Son Güncelleme: Perşembe, 03 Ekim 2013 13:44
Gösterim: 2159
Kürtçe öğretmeni olabilmek için işini gücünü bırakan öğretmen adayları okulların açılmasına rağmen gerçekleşmeyen atamaların bir an önce yapılmasını istiyor.
Mardin Artuklu Üniversitesi önünde bir araya gelen Kürtçe öğretmen adayları, okulların açılmasına rağmen gerçekleşmeyen atamaların bir an önce yapılmasını istedi. Kürtçe öğretmenlerinin mağduriyetinin giderilmesi istenen açıklamada, "Verilen sözler neticesinde birçok kişi Kürtçe öğretmeni olabilmek için işini terk etmiş, maddi ve manevi zorluklar yaşamıştır" denildi.
Mardin Artuklu Üniversitesi Yaşayan Diller Enstitüsü Kürdoloji Bölümü’nden tezsiz yüksek lisans programından 500, Diyarbakır Dicle ve Bingöl Üniversitesi’nden 300, Muş Alpaslan Üniversitesi’nden 100 olmak üzere bir yıllık eğitimin ardından mezun olan yaklaşık 900 Kürtçe öğretmen adayı, atamalarının yapılmasını istedi. Mardin Artuklu Üniversitesi önünde toplanan adaylara Rektör Yardımcısı ve Yaşayan Diller Enstitüsü Müdürü Prof.Dr. Kadri Yıldırım ile akademisyenler de destek verdi.
Kürtçe Öğretmenleri Platformu adına açıklamayı okuyan Abdulhakim Baş, Başbakan Erdoğan’ın Haziran 2012’de Kürtçe’nin okullarda seçmeli ders olarak okutulacağını belirtmesiyle bazı üniversitelerde Kürtçe öğretmeni adayı alımı yapıldığını belirterek, şunları söyledi: "Üniversitelerin verilen ilanlarında Kürtçe öğretmenlerinin 2013-2014 eğitim-öğretim döneminde atanacağı belirtilmiştir. Türkiye’nin demokratikleşmesiyle olan bağlantıdan dolayı ilk Kürtçe öğretmen adayları büyük ilgi görmüştür. Böylece Başbakan Erdoğan başta olmak üzere hükümet yetkilileri, Milli Eğitim Bakanlığı müsteşarları, YÖK Başkanı, Kürtçe öğretmenlerinin yetiştirilmesiyle ilgili olumlu açıklamalar yapmışlardır. Geçmişte verilen sözlere ek olarak Haziran 2013’te de Prof. Dr. Kadri Yıldırım, BDP Bingöl Milletvekili İdris Baluken ve AKP Diyarbakır Milletvekili Galip Ensarioğlu, Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı’yla görüşerek Kürtçe öğretmen adaylarının sözleşmeli olarak atanacağı sözünü almışlardır. Fakat sonraki süreçte okulların açılmasıyla birlikte Milli Eğitim Bakanlığı’nın bu konuda çalışma yapmadığı ortaya çıkmıştır. Milli Eğitim Bakanlığının Türkiye’de hangi il ve ilçede Kürtçe dersinin hangi oranda seçildiğinin istatistiğini çıkarması ve bu doğrultuda Kürtçe öğretmenlerini görevlendirmesi gerekiyordu. Bununla birlikte Kürtçe öğretmenlerinin atanmasının, dersin seçilmesine bağlanmasının da sakıncaları olduğu görüşündeyiz. Çünkü dersin seçilmesi konusunda olumsuz yönlendirmelerin olduğu yönünde birçok iddia ortaya atılmıştır."
Sözler tutulmazsa açlık grevini başlatacağız
Kürtçe öğretmen adaylarının bir an önce mağduriyetlerinin giderilmesini isteyen Baş, "Verilen sözler neticesinde birçok kişi Kürtçe öğretmeni olabilmek için işini terk etmiş, maddi ve manevi zorluklar yaşamıştır. Bugün de Kürtçe öğretmen adayları, Milli Eğitim Bakanlığı’nın sessizliğinden kaynaklanan belirsizlikten dolayı herhangi bir dershaneyle anlaşma imzalayamamakta, bir işe girememekte ve yaşantısına yön verememektedir. Bütün bu mağduriyetlerden dolayı Kürtçe öğretmenleri olarak bize verilen sözlerin tutulması için açlık grevi dahil her türlü demokratik hakkımızı kullanacağımızı kamuoyuna ilan ediyoruz. Eğer barış sürecinde samimi olunacaksa AKP’nin Kürtçe öğretmenlerine bakışı da bir sınavdır. Bu anlamda başta ulusal medya, yazarlar, üniversite hocaları ve siyasetçiler olmak üzere herkesin bu konuda duyarlı olmalarını istiyoruz" dedi.
Öğretmenlerden Pınar Kaya ise, "Atanmamızla ilgili bize birçok söz verildi. Ama bugüne kadar bunların hiçbiri yerine getirilmedi. Açılan Demokratikleşme Paketi’nden de umutluyduk ancak bu pakette bize dair hiç birşey yok. Halen bekliyoruz okullar açıldı. Kürtçe seçmeli dersleri tercih eden öğrenciler bizi, biz de onlara kavuşmayı bekliyoruz. Burada toplandık hakkımızı arıyoruz. Birileri bize kulak versin" diye konuştu.
Üst Kategori: ROOT Kategori: Gündem
Kürtçe öğretmeni olabilmek için işini gücünü bırakan öğretmen adayları okulların açılmasına rağmen gerçekleşmeyen atamaların bir an önce yapılmasını istiyor.
Mardin Artuklu Üniversitesi önünde bir araya gelen Kürtçe öğretmen adayları, okulların açılmasına rağmen gerçekleşmeyen atamaların bir an önce yapılmasını istedi. Kürtçe öğretmenlerinin mağduriyetinin giderilmesi istenen açıklamada, "Verilen sözler neticesinde birçok kişi Kürtçe öğretmeni olabilmek için işini terk etmiş, maddi ve manevi zorluklar yaşamıştır" denildi.
Mardin Artuklu Üniversitesi Yaşayan Diller Enstitüsü Kürdoloji Bölümü’nden tezsiz yüksek lisans programından 500, Diyarbakır Dicle ve Bingöl Üniversitesi’nden 300, Muş Alpaslan Üniversitesi’nden 100 olmak üzere bir yıllık eğitimin ardından mezun olan yaklaşık 900 Kürtçe öğretmen adayı, atamalarının yapılmasını istedi. Mardin Artuklu Üniversitesi önünde toplanan adaylara Rektör Yardımcısı ve Yaşayan Diller Enstitüsü Müdürü Prof.Dr. Kadri Yıldırım ile akademisyenler de destek verdi.
Kürtçe Öğretmenleri Platformu adına açıklamayı okuyan Abdulhakim Baş, Başbakan Erdoğan’ın Haziran 2012’de Kürtçe’nin okullarda seçmeli ders olarak okutulacağını belirtmesiyle bazı üniversitelerde Kürtçe öğretmeni adayı alımı yapıldığını belirterek, şunları söyledi: "Üniversitelerin verilen ilanlarında Kürtçe öğretmenlerinin 2013-2014 eğitim-öğretim döneminde atanacağı belirtilmiştir. Türkiye’nin demokratikleşmesiyle olan bağlantıdan dolayı ilk Kürtçe öğretmen adayları büyük ilgi görmüştür. Böylece Başbakan Erdoğan başta olmak üzere hükümet yetkilileri, Milli Eğitim Bakanlığı müsteşarları, YÖK Başkanı, Kürtçe öğretmenlerinin yetiştirilmesiyle ilgili olumlu açıklamalar yapmışlardır. Geçmişte verilen sözlere ek olarak Haziran 2013’te de Prof. Dr. Kadri Yıldırım, BDP Bingöl Milletvekili İdris Baluken ve AKP Diyarbakır Milletvekili Galip Ensarioğlu, Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı’yla görüşerek Kürtçe öğretmen adaylarının sözleşmeli olarak atanacağı sözünü almışlardır. Fakat sonraki süreçte okulların açılmasıyla birlikte Milli Eğitim Bakanlığı’nın bu konuda çalışma yapmadığı ortaya çıkmıştır. Milli Eğitim Bakanlığının Türkiye’de hangi il ve ilçede Kürtçe dersinin hangi oranda seçildiğinin istatistiğini çıkarması ve bu doğrultuda Kürtçe öğretmenlerini görevlendirmesi gerekiyordu. Bununla birlikte Kürtçe öğretmenlerinin atanmasının, dersin seçilmesine bağlanmasının da sakıncaları olduğu görüşündeyiz. Çünkü dersin seçilmesi konusunda olumsuz yönlendirmelerin olduğu yönünde birçok iddia ortaya atılmıştır."
Sözler tutulmazsa açlık grevini başlatacağız
Kürtçe öğretmen adaylarının bir an önce mağduriyetlerinin giderilmesini isteyen Baş, "Verilen sözler neticesinde birçok kişi Kürtçe öğretmeni olabilmek için işini terk etmiş, maddi ve manevi zorluklar yaşamıştır. Bugün de Kürtçe öğretmen adayları, Milli Eğitim Bakanlığı’nın sessizliğinden kaynaklanan belirsizlikten dolayı herhangi bir dershaneyle anlaşma imzalayamamakta, bir işe girememekte ve yaşantısına yön verememektedir. Bütün bu mağduriyetlerden dolayı Kürtçe öğretmenleri olarak bize verilen sözlerin tutulması için açlık grevi dahil her türlü demokratik hakkımızı kullanacağımızı kamuoyuna ilan ediyoruz. Eğer barış sürecinde samimi olunacaksa AKP’nin Kürtçe öğretmenlerine bakışı da bir sınavdır. Bu anlamda başta ulusal medya, yazarlar, üniversite hocaları ve siyasetçiler olmak üzere herkesin bu konuda duyarlı olmalarını istiyoruz" dedi.
Öğretmenlerden Pınar Kaya ise, "Atanmamızla ilgili bize birçok söz verildi. Ama bugüne kadar bunların hiçbiri yerine getirilmedi. Açılan Demokratikleşme Paketi’nden de umutluyduk ancak bu pakette bize dair hiç birşey yok. Halen bekliyoruz okullar açıldı. Kürtçe seçmeli dersleri tercih eden öğrenciler bizi, biz de onlara kavuşmayı bekliyoruz. Burada toplandık hakkımızı arıyoruz. Birileri bize kulak versin" diye konuştu.
Son Güncelleme: Çarşamba, 02 Ekim 2013 16:48
Gösterim: 1527
          
	        
