Aradığınız sayfa bulunamıyor, lütfen kategori listesinden ulaşmayı deneyiniz.
Girne Koleji Psikolojik Danışmanlık ve Rehberlik Koordinatörü Yasemin Erdemir: “Girne Amerikan Üniversitesi ile düzenlediğimiz Kariyer Günleri ve Yaşayan Diploma -9. ve 10. sınıf dönemlerinde yatkın oldukları mesleklere yönelik 2-3 günlük staj imkanı- ile öğrencinin iş hayatı içerisinde de keyif alabileceği, bilgi, beceri ve yaratıcılığını sergileyebileceği, ihtiyaçlarına ve beklentilerine hitap eden, sosyo-ekonomik koşullarıyla uyumlu meslekler seçmesini sağlıyoruz. Dünyada olabilecek her alandaki değişiklikleri öğrencilere tecrübe ettirip, onların doğru kariyer planlaması yapmalarına destek olarak geleceğinde mutlu yeni dünya insanları yetiştiriyoruz.”
Yeni Dünya insanını tanımlar mısınız? Yeni Dünya İnsanının başarı yolculuğunda rehberlik nerededir?
Bilgiye kolay ve sınırsız erişim, karmaşık teknolojilerin günlük hayatımıza girmesi ve hızla ilerlemesi gibi olaylar toplumumuzu her alanda bir dönüşüme uğrattı. Bu alanlardan birisi de eğitim hayatındaki başarı tanımında oluştu. Yapılan araştırmalarda gösteriyor ki başarı için gereken yetkinlikler, geride bıraktığımız yıllarda olduğundan çok daha farklı. 70’lerde ya da 80’lerde diploma, meslekte ustalaşmak ya da verimliliği ve dengeyi sağlamak gibi yetkinlikler gerekliydi. Bugün başarıya ulaşmak için bu yetkinliklerin yanında ikna edici argümanlar oluşturabilmek, mevcut bilgileri sorgulamak, yaratıcı sunumlar yapabilmek, bir ekip oyuncusu olmak ve net bir şekilde iletişim kurmak gerekiyor. Bilgi hiç olmadığı kadar hızlı değişiyor. Oluşan bu yeni dünyada devam etmek için uyum sağlayabilmeli, inisiyatif alabilmeli ve beklenmeyen sonuçlar üretebilmeliyiz. Bunları yapabilmek için her öğrencinin bilgi okuryazarlığı, problem çözme, küresel farkındalık, veri analizi, üstbiliş, inisiyatif alma, liderlik, iş birliği yapma, iletişim kurma vb. 21. yy yetkinliklerine sahip olması gerekir.
Yeni dünya insanı da akademik becerilerle beraber 21.yy yetkinlerine sahip birey olarak tanımlanabilir. Öğrencilerin bu alanlarda gelişiminin desteklenmesi, ilgi ve becerileri hakkında öğrencilerin kendilerine farkındalık kazandırılması gerekiyor. Çocukların ilgi ve beceri alanları erken çocukluk dönemi itibariyle gelişmeye başlıyor. Ayrıca bu alanlardaki kazanımlar öğrencilik ve meslek hayatına kadar etki ediyor. Yeni dönemlerde teknoloji geliştikçe ve dünya değiştikçe görüyoruz ki iletişim, sosyal ilişkiler ve hobiler daha da önem kazanmış durumda. İnsanlar ilgi ve becerilerine göre de değerlendiriliyor / analiz ediliyor. Bu yüzden ilgi ve beceri alanlarının zamanında ve doğru şekilde keşfedilmesi gerekiyor.
Bizler bu tanımlardan yola çıkarak Girne Kolejinde Dünya Kimliğinde Mezun öğrenciler yetiştirmek istediğimiz için klasikleşen başarı anlayışına değil, yeni dünya insanının başarı yolculuğuna odaklanıyoruz. Yeni dünya insanının 21. yy becerilerini öğrenme becerileri, okuryazarlık becerileri, yaşam becerileri olarak 3 kategoriye ayırıp eğitim sistemimize entegre ediyoruz.
Psikolojik Danışmanlık ve Rehberlik birimi olarak, öğrencilerimizi bireysel değerlendirme envanterleriyle detaylandırıp kişiye özgü alan, yetenek ve karakterlerini analiz ediyor, ders içi gözlemlerimiz ile bunların geçerliliğini ölçerek velilerimize çocuklarını desteklemelerini sağlamak adına bilgilendirme yapıyoruz. Bu ölçümler öğrencinin sadece eğitim ve mesleğini etkilemiyor; sosyal hayat becerilerini, iletişim şeklini, yaşam standartlarını da belirliyor.
Yaptığımız çalışmalarla, Girne Koleji öğrencilerinin ileriki yaşlarında kendini fark etmesini ve sürekli değişen dünyaya hazır olmalarını sağlayarak yeni fikirler üreten, öğrenmeyi yaşam boyu sürdüren, teknolojiyle entegre yaşam standartlarına uyum sağlayan bireyler olmalarını istiyoruz. Bununla birlikte akademik gelişim kadar öğrencilerimizin21.yy becerileri yetkinliklerini, duygusal zekasını (EQ) ve yeteneklerini önemsiyoruz.
SAĞLIKLI GELİŞİM REHBERLİĞİ
Sağlıklı Gelişim Rehberliği yeni nesil bir PDR anlayışı mı , içeriğinden bahseder misiniz?
Gerçek anlamda rehberlik hizmetleri öğrencilerin kişilik ve karakter gelişimi, kariyer planlaması, okula uyum, benlik algısı, arkadaşlık ilişkileri ile daha çok ilgilidir. Ve bu alanların gelişiminde öğrenciye sunulan destek, öğrencinin en az akademik başarısı kadar önemlidir.
Gelişim kalıtım ve çevre etkileşiminin ürünüdür; beyin gelişiminin hızlı olduğu okul öncesi dönemde çevredeki zengin uyaranların çocuğun beyin gelişimi üzerindeki etkisi büyüktür. Bu savı destekleyen ve Girne Kolejindeki eğitim anlayışımızın temelini oluşturan okul öncesi anne karnında başlar düşüncemizden yola çıkarak bir çocuğun gerçek anlamda var olabilme ve iyilik halinin, hem sosyal, hem duygusal hem de akademik alanda gelişimleriyle bağlantısı olduğunu düşünüyoruz.
Bu yüzden ailelere, öğretmenlere, kurumdaki tüm personellerimize ve en önemlisi de öğrencilerimizin kendilerine ‘Sağlıklı gelişmek nedir ve nasıl olmalıdır?’ bunu öğretiyoruz. Okullarımızda her öğrenciyi özel ve biricik kabul edip geliştiren, bize geldiğinden daha fazlasını ona katarak bireysel gelişim yolunda ilerlemesini sağlayan, önleyici olmakla beraber gelişimsel çalışmalar yapan bir anlayışı benimsiyor, çevresi ile dengeli ve sağlıklı bir uyum sağlaması ve kendini gerçekleştirmesi adına yürüttüğümüz rehberlik çalışmalarına ‘Sağlıklı Gelişim Rehberliği’ diyerek yola çıkıyoruz.
Okullarımızda yaptığımız öğrenci tanıma çalışmaları sonucunda öğrencilere bireysel ya da gruplar halinde dikkat güçlendirme çalışmaları yapıyoruz. Bunu, ilkokulda düşünme becerileri dersinin bir parçası olarak derslerde de ele alıyoruz. Çocukların düşünme becerilerini geliştirmek ve bunu ifade etmelerine katkı sağlamak amacıyla derslerde kutu oyunları, kitap okuma, masal/hikaye anlatma, görsel okuma çalışmaları, etkinlik kitapları, müzede eğitim, pass-prep çalışmaları ve çocukluğun felsefesi (P4C) içeriklerini kullanıyoruz.
Ortaokul- lise kademesinde Koçluk sistemini devreye sokarak kariyer yönlendirme çalışmalarına başlıyor ilkokulda ölçtüğümüz yeteneklerine yönelik çalışmalar yapıyor daha sonrasında da bunları kariyer günleri ile destekliyoruz. Lise öğrencilerimize yaşayan diploma başlığı altında yatkın oldukları veya istedikleri meslekleri deneyimlemeleri için 2-3 günlük staj imkanı sağlıyoruz.
Son dönemlerde Koç / Mentor Öğretmen sisteminin okullarda kullanılmasının bu kadar yaygınlaşmasının sebebi nedir?
Öğrencilere göre sınava hazırlık aşaması hayatlarının en zor dönemlerinden biri. Böyle düşünmelerinin nedenlerinden biri ise bu sınavların sonuçlarının tüm hayatlarının belirleyicisi olduğunu düşünerek yoğun iç ve dış baskı yaşamaları.
Henüz kendilerini tam anlamıyla tanımamışken gelecek için planlama yapmaya çalışmak gerçekten zor. Onları anlıyor bu yüzden hayatta hangi noktada olmak istediklerini belirlerken nasıl mutlu olabileceklerini iyi tespit etmeleri konusunda yardımcı oluyoruz. Çünkü sınava hazırlanırken edinmeleri gereken akademik bilgilerin yanı sıra kendilerini tanıyıp keşfetmeye yönelik olarak duygusal anlamda desteğe ve yönlendirilmeye ihtiyaçları olduğunu biliyoruz. Öğrenci koçluğu, işte bu alanı doldurmayı hedeflemekte olup gençlerin yönlendirilmelerindeki boşluğu tamamlamayı amaçlıyor.
Girne Kolejinde Koçluk Sistemi ile öğrencinin kendisiyle ilgili farkındalık kazanmasını, hedefine daha kolay ve etkin bir şekilde ulaşmasını, kaynaklarını daha etkin kullanmasını, öz disiplinlerinin gelişmesini, önceliklerini belirleyerek etkili adımlar atmasını, yaşam dengesini kurmasını ve yepyeni etkin alışkanlıklar edinmesini sağlıyoruz. Bunların yanında hafıza teknikleri, hızlı okuma ve motivasyon teknikleri ile de öğrencilerimizi bir adım daha ileri taşıyoruz.Koçluğu sadece bir akademik beklenti için yapmıyor, her öğrencinin dünyasına dokunabilmek için kullanıyoruz.
Yeni Dünya İnsanının başarı yolculuğunun sadece akademik başarı ve IQ puanı ile değil EQ gelişimi ile büyük etkileşimde olduğunu bildiğimiz için bu konu üstünde profesyonel çalışmalar yürütüyoruz ve her sene düzenli olarak GAÜ (Girne Amerikan Üniversitesi) akademileri kapsamında öğretmenlerimize 8 oturumluk koçluk eğitimi, EFT eğitimi, hafıza teknikleri, dikkat ölçme testleri, kısa süreli çözüm odaklı yaklaşım vb. eğitimleri veriyoruz.
ÖĞRENCİLERİMİZLE ‘AN’DA KALIYOR
ANCAK ONLARI GELECEĞE HAZIRLIYORUZ
Girne Koleji kariyer çalışmalarına niçin ağırlık veriyor ve Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık Bölümü Kariyer Planlaması ile ilgili ne gibi çalışmalar yapıyor?
Çoğu X ve Y kuşağı insanı Z kuşağına önyargılı. Oysa ki sorgulayan, yeniliklere açık, farkındalıkları yüksek, günümüz dünyasına çabuk adapte olan, kendi değerlerini önemseyen bir kuşak yetişiyor. Ancak bunları yaparken desteğimize ihtiyaç duymuyorlar diyemeyiz. Kariyer çalışmalarımızı yürütürken çalışmalarımızı sonuç değil, süreç odaklı olarak şekillendiriyoruz. Çünkü kariyer konusunda klasik tutum kişiyi neredeyse tek bir değerlendirme ile yönlendirmek şeklindedir. Oysaki amaç yapılandırılmış bir süreç doğrultusunda çocuğun kendini tanımasını sağlamak ve çocuğu gelecekte ihtiyaç duyacağı 21. yy becerileri konusunda donanımlı hale getirmektir. Çocukların gelecekte seçecekleri kariyerleri üzerinde etken olacak ulusal sınavlara yönelik bilgilendirme çalışmaları, motivasyon, hedef belirleme, tercih danışmanlığı, sınav taktikleri, sınav kaygısı ile baş etme gibi konulara yönelik bireysel ve grup çalışmaları yürütüyoruz.
Bu sebeple Girne Kolejlerinde en önemli projelerimizden biri ‘Genç Kariyer Programı’. Girne Kolejinde anaokulundan üniversite eğitimine kadar; dünya kimliğinde mezuniyet vizyonuyla başarıyı tanımlıyoruz. Genç Kariyer Programındaki asıl hedefimiz lise öğrencilerinin doğru kariyer hedefi koyması olsa da çocuğun yetenek ve ilgisi okul öncesinde oluştuğu için anaokulundan itibaren bu konularla ilgili etkinlikler, projeler ve gözlemler yapıyoruz. Anaokulunda veli katılım günleri ile meslek tanıtımları, drama etkinlikleri ve oyunlar ile meslek canlandırmaları gerçekleştiriyoruz. Bu çalışmalar ve etkinlikler ilkokul ve ortaokulda devam ederken, lise kademesinde daha çok detaylandırılıyor.
Girne Amerikan Üniversitesinin bir kuruluşu olmanın size sağladığı faydalardan bahseder misiniz? Üniversite ile Sağlıklı Gelişim Rehberliği alanında hangi konularda iş birliği içindesiniz?
Girne Amerikan Üniversitesi’nin eğitimdeki öncelikli hedefi, topluma bilgili, yetenekli, yaratıcı ve eğitimli bireyler kazandırmaktır. Bu yüzden teknoloji ve öğretim yöntemleri alanında meydana gelen son gelişmelerin kullanımını etkin kılan, öğrenci sayısına göre en yüksek doktoralı akademisyen oranına sahip öncü kuruluşlardandır. Eğitim, İşletme ve Ekonomi, Hukuk, Mühendislik, Mimarlık, İletişim, Beşeri Bilimler, Sağlık, Denizcilik ve Havacılık fakültelerindeki uzman akademik kadrosu ile eğitimde dünya çapında temsil değerine sahiptir. Üniversitemiz Girne Kolejinden mezun olan öğrencilere üniversitede yüksek bir burs olanağı sağlıyor. Türkiye Yüksek Öğretim Kurulu (YÖK) başta olmak üzere, tüm dünyada tanınan 27 ayrı akreditasyona sahip olmakla beraber bulunduğu coğrafyanın diploması en geçerli üniversitesidir ve öğrencilerimize yurt dışında okuma şansı ile çift diploma hakkı tanımaktadır.
Girne Koleji Üniversite bünyesinde yer alan profesör, doçent ve uzman hocalarımız ile birlikte ders içeriklerini oluşturuyor, öğrencilerimizin psiko-sosyal ve bilişsel gelişimine katkı sağlayacak, veli farkındalığı yaratacak etkinlikler, atölyeler, projeler planlarken üniversitemizden destek alıyoruz.
Üst Kategori: ROOT Kategori: Özel Okullar
Girne Koleji Psikolojik Danışmanlık ve Rehberlik Koordinatörü Yasemin Erdemir: “Girne Amerikan Üniversitesi ile düzenlediğimiz Kariyer Günleri ve Yaşayan Diploma -9. ve 10. sınıf dönemlerinde yatkın oldukları mesleklere yönelik 2-3 günlük staj imkanı- ile öğrencinin iş hayatı içerisinde de keyif alabileceği, bilgi, beceri ve yaratıcılığını sergileyebileceği, ihtiyaçlarına ve beklentilerine hitap eden, sosyo-ekonomik koşullarıyla uyumlu meslekler seçmesini sağlıyoruz. Dünyada olabilecek her alandaki değişiklikleri öğrencilere tecrübe ettirip, onların doğru kariyer planlaması yapmalarına destek olarak geleceğinde mutlu yeni dünya insanları yetiştiriyoruz.”
Yeni Dünya insanını tanımlar mısınız? Yeni Dünya İnsanının başarı yolculuğunda rehberlik nerededir?
Bilgiye kolay ve sınırsız erişim, karmaşık teknolojilerin günlük hayatımıza girmesi ve hızla ilerlemesi gibi olaylar toplumumuzu her alanda bir dönüşüme uğrattı. Bu alanlardan birisi de eğitim hayatındaki başarı tanımında oluştu. Yapılan araştırmalarda gösteriyor ki başarı için gereken yetkinlikler, geride bıraktığımız yıllarda olduğundan çok daha farklı. 70’lerde ya da 80’lerde diploma, meslekte ustalaşmak ya da verimliliği ve dengeyi sağlamak gibi yetkinlikler gerekliydi. Bugün başarıya ulaşmak için bu yetkinliklerin yanında ikna edici argümanlar oluşturabilmek, mevcut bilgileri sorgulamak, yaratıcı sunumlar yapabilmek, bir ekip oyuncusu olmak ve net bir şekilde iletişim kurmak gerekiyor. Bilgi hiç olmadığı kadar hızlı değişiyor. Oluşan bu yeni dünyada devam etmek için uyum sağlayabilmeli, inisiyatif alabilmeli ve beklenmeyen sonuçlar üretebilmeliyiz. Bunları yapabilmek için her öğrencinin bilgi okuryazarlığı, problem çözme, küresel farkındalık, veri analizi, üstbiliş, inisiyatif alma, liderlik, iş birliği yapma, iletişim kurma vb. 21. yy yetkinliklerine sahip olması gerekir.
Yeni dünya insanı da akademik becerilerle beraber 21.yy yetkinlerine sahip birey olarak tanımlanabilir. Öğrencilerin bu alanlarda gelişiminin desteklenmesi, ilgi ve becerileri hakkında öğrencilerin kendilerine farkındalık kazandırılması gerekiyor. Çocukların ilgi ve beceri alanları erken çocukluk dönemi itibariyle gelişmeye başlıyor. Ayrıca bu alanlardaki kazanımlar öğrencilik ve meslek hayatına kadar etki ediyor. Yeni dönemlerde teknoloji geliştikçe ve dünya değiştikçe görüyoruz ki iletişim, sosyal ilişkiler ve hobiler daha da önem kazanmış durumda. İnsanlar ilgi ve becerilerine göre de değerlendiriliyor / analiz ediliyor. Bu yüzden ilgi ve beceri alanlarının zamanında ve doğru şekilde keşfedilmesi gerekiyor.
Bizler bu tanımlardan yola çıkarak Girne Kolejinde Dünya Kimliğinde Mezun öğrenciler yetiştirmek istediğimiz için klasikleşen başarı anlayışına değil, yeni dünya insanının başarı yolculuğuna odaklanıyoruz. Yeni dünya insanının 21. yy becerilerini öğrenme becerileri, okuryazarlık becerileri, yaşam becerileri olarak 3 kategoriye ayırıp eğitim sistemimize entegre ediyoruz.
Psikolojik Danışmanlık ve Rehberlik birimi olarak, öğrencilerimizi bireysel değerlendirme envanterleriyle detaylandırıp kişiye özgü alan, yetenek ve karakterlerini analiz ediyor, ders içi gözlemlerimiz ile bunların geçerliliğini ölçerek velilerimize çocuklarını desteklemelerini sağlamak adına bilgilendirme yapıyoruz. Bu ölçümler öğrencinin sadece eğitim ve mesleğini etkilemiyor; sosyal hayat becerilerini, iletişim şeklini, yaşam standartlarını da belirliyor.
Yaptığımız çalışmalarla, Girne Koleji öğrencilerinin ileriki yaşlarında kendini fark etmesini ve sürekli değişen dünyaya hazır olmalarını sağlayarak yeni fikirler üreten, öğrenmeyi yaşam boyu sürdüren, teknolojiyle entegre yaşam standartlarına uyum sağlayan bireyler olmalarını istiyoruz. Bununla birlikte akademik gelişim kadar öğrencilerimizin21.yy becerileri yetkinliklerini, duygusal zekasını (EQ) ve yeteneklerini önemsiyoruz.
SAĞLIKLI GELİŞİM REHBERLİĞİ
Sağlıklı Gelişim Rehberliği yeni nesil bir PDR anlayışı mı , içeriğinden bahseder misiniz?
Gerçek anlamda rehberlik hizmetleri öğrencilerin kişilik ve karakter gelişimi, kariyer planlaması, okula uyum, benlik algısı, arkadaşlık ilişkileri ile daha çok ilgilidir. Ve bu alanların gelişiminde öğrenciye sunulan destek, öğrencinin en az akademik başarısı kadar önemlidir.
Gelişim kalıtım ve çevre etkileşiminin ürünüdür; beyin gelişiminin hızlı olduğu okul öncesi dönemde çevredeki zengin uyaranların çocuğun beyin gelişimi üzerindeki etkisi büyüktür. Bu savı destekleyen ve Girne Kolejindeki eğitim anlayışımızın temelini oluşturan okul öncesi anne karnında başlar düşüncemizden yola çıkarak bir çocuğun gerçek anlamda var olabilme ve iyilik halinin, hem sosyal, hem duygusal hem de akademik alanda gelişimleriyle bağlantısı olduğunu düşünüyoruz.
Bu yüzden ailelere, öğretmenlere, kurumdaki tüm personellerimize ve en önemlisi de öğrencilerimizin kendilerine ‘Sağlıklı gelişmek nedir ve nasıl olmalıdır?’ bunu öğretiyoruz. Okullarımızda her öğrenciyi özel ve biricik kabul edip geliştiren, bize geldiğinden daha fazlasını ona katarak bireysel gelişim yolunda ilerlemesini sağlayan, önleyici olmakla beraber gelişimsel çalışmalar yapan bir anlayışı benimsiyor, çevresi ile dengeli ve sağlıklı bir uyum sağlaması ve kendini gerçekleştirmesi adına yürüttüğümüz rehberlik çalışmalarına ‘Sağlıklı Gelişim Rehberliği’ diyerek yola çıkıyoruz.
Okullarımızda yaptığımız öğrenci tanıma çalışmaları sonucunda öğrencilere bireysel ya da gruplar halinde dikkat güçlendirme çalışmaları yapıyoruz. Bunu, ilkokulda düşünme becerileri dersinin bir parçası olarak derslerde de ele alıyoruz. Çocukların düşünme becerilerini geliştirmek ve bunu ifade etmelerine katkı sağlamak amacıyla derslerde kutu oyunları, kitap okuma, masal/hikaye anlatma, görsel okuma çalışmaları, etkinlik kitapları, müzede eğitim, pass-prep çalışmaları ve çocukluğun felsefesi (P4C) içeriklerini kullanıyoruz.
Ortaokul- lise kademesinde Koçluk sistemini devreye sokarak kariyer yönlendirme çalışmalarına başlıyor ilkokulda ölçtüğümüz yeteneklerine yönelik çalışmalar yapıyor daha sonrasında da bunları kariyer günleri ile destekliyoruz. Lise öğrencilerimize yaşayan diploma başlığı altında yatkın oldukları veya istedikleri meslekleri deneyimlemeleri için 2-3 günlük staj imkanı sağlıyoruz.
Son dönemlerde Koç / Mentor Öğretmen sisteminin okullarda kullanılmasının bu kadar yaygınlaşmasının sebebi nedir?
Öğrencilere göre sınava hazırlık aşaması hayatlarının en zor dönemlerinden biri. Böyle düşünmelerinin nedenlerinden biri ise bu sınavların sonuçlarının tüm hayatlarının belirleyicisi olduğunu düşünerek yoğun iç ve dış baskı yaşamaları.
Henüz kendilerini tam anlamıyla tanımamışken gelecek için planlama yapmaya çalışmak gerçekten zor. Onları anlıyor bu yüzden hayatta hangi noktada olmak istediklerini belirlerken nasıl mutlu olabileceklerini iyi tespit etmeleri konusunda yardımcı oluyoruz. Çünkü sınava hazırlanırken edinmeleri gereken akademik bilgilerin yanı sıra kendilerini tanıyıp keşfetmeye yönelik olarak duygusal anlamda desteğe ve yönlendirilmeye ihtiyaçları olduğunu biliyoruz. Öğrenci koçluğu, işte bu alanı doldurmayı hedeflemekte olup gençlerin yönlendirilmelerindeki boşluğu tamamlamayı amaçlıyor.
Girne Kolejinde Koçluk Sistemi ile öğrencinin kendisiyle ilgili farkındalık kazanmasını, hedefine daha kolay ve etkin bir şekilde ulaşmasını, kaynaklarını daha etkin kullanmasını, öz disiplinlerinin gelişmesini, önceliklerini belirleyerek etkili adımlar atmasını, yaşam dengesini kurmasını ve yepyeni etkin alışkanlıklar edinmesini sağlıyoruz. Bunların yanında hafıza teknikleri, hızlı okuma ve motivasyon teknikleri ile de öğrencilerimizi bir adım daha ileri taşıyoruz.Koçluğu sadece bir akademik beklenti için yapmıyor, her öğrencinin dünyasına dokunabilmek için kullanıyoruz.
Yeni Dünya İnsanının başarı yolculuğunun sadece akademik başarı ve IQ puanı ile değil EQ gelişimi ile büyük etkileşimde olduğunu bildiğimiz için bu konu üstünde profesyonel çalışmalar yürütüyoruz ve her sene düzenli olarak GAÜ (Girne Amerikan Üniversitesi) akademileri kapsamında öğretmenlerimize 8 oturumluk koçluk eğitimi, EFT eğitimi, hafıza teknikleri, dikkat ölçme testleri, kısa süreli çözüm odaklı yaklaşım vb. eğitimleri veriyoruz.
ÖĞRENCİLERİMİZLE ‘AN’DA KALIYOR
ANCAK ONLARI GELECEĞE HAZIRLIYORUZ
Girne Koleji kariyer çalışmalarına niçin ağırlık veriyor ve Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık Bölümü Kariyer Planlaması ile ilgili ne gibi çalışmalar yapıyor?
Çoğu X ve Y kuşağı insanı Z kuşağına önyargılı. Oysa ki sorgulayan, yeniliklere açık, farkındalıkları yüksek, günümüz dünyasına çabuk adapte olan, kendi değerlerini önemseyen bir kuşak yetişiyor. Ancak bunları yaparken desteğimize ihtiyaç duymuyorlar diyemeyiz. Kariyer çalışmalarımızı yürütürken çalışmalarımızı sonuç değil, süreç odaklı olarak şekillendiriyoruz. Çünkü kariyer konusunda klasik tutum kişiyi neredeyse tek bir değerlendirme ile yönlendirmek şeklindedir. Oysaki amaç yapılandırılmış bir süreç doğrultusunda çocuğun kendini tanımasını sağlamak ve çocuğu gelecekte ihtiyaç duyacağı 21. yy becerileri konusunda donanımlı hale getirmektir. Çocukların gelecekte seçecekleri kariyerleri üzerinde etken olacak ulusal sınavlara yönelik bilgilendirme çalışmaları, motivasyon, hedef belirleme, tercih danışmanlığı, sınav taktikleri, sınav kaygısı ile baş etme gibi konulara yönelik bireysel ve grup çalışmaları yürütüyoruz.
Bu sebeple Girne Kolejlerinde en önemli projelerimizden biri ‘Genç Kariyer Programı’. Girne Kolejinde anaokulundan üniversite eğitimine kadar; dünya kimliğinde mezuniyet vizyonuyla başarıyı tanımlıyoruz. Genç Kariyer Programındaki asıl hedefimiz lise öğrencilerinin doğru kariyer hedefi koyması olsa da çocuğun yetenek ve ilgisi okul öncesinde oluştuğu için anaokulundan itibaren bu konularla ilgili etkinlikler, projeler ve gözlemler yapıyoruz. Anaokulunda veli katılım günleri ile meslek tanıtımları, drama etkinlikleri ve oyunlar ile meslek canlandırmaları gerçekleştiriyoruz. Bu çalışmalar ve etkinlikler ilkokul ve ortaokulda devam ederken, lise kademesinde daha çok detaylandırılıyor.
Girne Amerikan Üniversitesinin bir kuruluşu olmanın size sağladığı faydalardan bahseder misiniz? Üniversite ile Sağlıklı Gelişim Rehberliği alanında hangi konularda iş birliği içindesiniz?
Girne Amerikan Üniversitesi’nin eğitimdeki öncelikli hedefi, topluma bilgili, yetenekli, yaratıcı ve eğitimli bireyler kazandırmaktır. Bu yüzden teknoloji ve öğretim yöntemleri alanında meydana gelen son gelişmelerin kullanımını etkin kılan, öğrenci sayısına göre en yüksek doktoralı akademisyen oranına sahip öncü kuruluşlardandır. Eğitim, İşletme ve Ekonomi, Hukuk, Mühendislik, Mimarlık, İletişim, Beşeri Bilimler, Sağlık, Denizcilik ve Havacılık fakültelerindeki uzman akademik kadrosu ile eğitimde dünya çapında temsil değerine sahiptir. Üniversitemiz Girne Kolejinden mezun olan öğrencilere üniversitede yüksek bir burs olanağı sağlıyor. Türkiye Yüksek Öğretim Kurulu (YÖK) başta olmak üzere, tüm dünyada tanınan 27 ayrı akreditasyona sahip olmakla beraber bulunduğu coğrafyanın diploması en geçerli üniversitesidir ve öğrencilerimize yurt dışında okuma şansı ile çift diploma hakkı tanımaktadır.
Girne Koleji Üniversite bünyesinde yer alan profesör, doçent ve uzman hocalarımız ile birlikte ders içeriklerini oluşturuyor, öğrencilerimizin psiko-sosyal ve bilişsel gelişimine katkı sağlayacak, veli farkındalığı yaratacak etkinlikler, atölyeler, projeler planlarken üniversitemizden destek alıyoruz.
Son Güncelleme: Perşembe, 21 Nisan 2022 14:20
Gösterim: 915
Gelecek eğitim – öğretim yılına Florya yerleşkesi ile başlayacak olan Tarhan Koleji, 63 yıllık köklü eğitim geleneğine yeni bir halka daha ekliyor. Tarhan Koleji Florya Kampüsü Müdürü İnci Uysal, “Mezunlarıyla, birikimiyle ve deneyimleriyle Tarhan Koleji bir kültür ve gelenektir. Her şeye hazırlıklı olabilmek ve geleceğe hazırlanmak bu gelenek ve kültürden geliyor” diye konuştu.
Tarhan Koleji hakkında bilgi verir misiniz?
Özel Tarhan Eğitim Kurumları 1959’dan beri Türkiye’de başarılı ve köklü bir eğitim geleneğinin temsilcisidir. Bu köklü eğitim kurumunun eğitim esaslarını ve kalitesini daha çok öğrenciye ulaştırmak için ikinci okulumuzu Florya yerleşkemizde açtık.
Tarhan Koleji, Florya Kampüsünde eğitim felsefeniz ve yaklaşımınız ne olacak?
Öncelikle şunu ifade edebilirim ki; Beyoğlu’ndaki 63 yıllık köklü eğitim geleneğinden ayrılmayacağız. Tarhan Eğitim Kurumları olarak temel eğitim felsefemiz, Atatürk ilkeleri doğrultusunda öğrencilerimizin başkalarının haklarına ve farklılıklarına saygılı, duyarlı, barış, hoşgörü ve demokrasi gibi temel değerleri içselleştirmiş bireyler olmalarını sağlamaktır.Öğrencilerimizin bilişsel ve akademik süreçlerini eğitim felsefemizle harmanlayarak, onların sosyal yönlerini de destekliyoruz.Öğrencilerimizin yaratıcılıklarını ve sorun çözme becerilerini geliştirerek teknoloji çağında edinilmesi gereken becerilere sahip bireyler olmalarını istiyoruz.
ÖĞRENCİLERE KÜRESEL VATANDAŞ BİLİNCİ VERİYORUZ
Eğitim anlayışınız nedir?
Topluma ve canlılara değer katacak, dünyayı önemseyen çocuklar yetiştirmenin bilinci içerisindeyiz. Bu bilinci öğrencilerimize aktarmaya, onlara küresel vatandaş olma bilincinivermeye gayret ediyoruz. Küresel bakış açısını eğitim sitemimizin içinde sistematik olarak uyguluyor ve bu felsefe doğrultusunda eğitim anlayışımızı öğrencilerimize aktarıyoruz. Öğrencilerimizin, sadece okul hayatında değil çevresinde, ülkesinde, yeryüzünde gerçekleşen sorunlara karşı nasıl çözüm üretebilecekleriyle ilgili bakış açısını ve alt yapıyı onlara anaokulundan itibaren kazandırıyoruz.
Öğrencilerimiz projeler üretiyor ve bu bilinçle yetişiyorlar. Yapay zekadan farklı olarakbeceriler elde etmesi bizim içinçok önemli. Tasarladığımız eğitim anlayışımızda, teknoloji insanın ve tüm canlıların yararına, toplumun refahına kullanılıyor.
Çocuklarımıza içinde yaşadığımız dünyanın tek evimiz olduğunu, yaşanan sorunlarla başa çıkabileceklerini, çözüm üretebileceklerini ve olumlu anlamda değişiklik yapabileceklerini öğretiyoruz.
EĞİTİM FELSEFESİ OLAN GÜÇLÜ BİR OKULUZ
Akademik eğitime bakış açınız ve uygulamalarınız nelerdir?
Akademik başarı bu işin olmazsa olmazı. Herhangi bir konuda fikir sahibi olmak, bir tez üretebilmek için o konuyla ilgili detayları bilmek zorundasınız. Bilgiye şu anda oldukça hızlı erişiyoruz. İşte öğretmenin rolü burada başlıyor aslında. Doğru bilgiye nasıl ulaşacağını öğrenciye öğreten öğretmenlerin çok değerli olduğunu düşünüyorum. Başarı birazda böyle geliyor. Nasıl öğreneceklerini bilen kişiler yetiştirmek zorundayız. Çocukların kapasitelerini ve ilgi alanlarını iyi tespit etmek gerekiyor. Öğrenci, spor alanında mı, sanat alanında mı, ya da bilişim alanında mı gelişim gösteriyor? Hangi alanda bir beceri geliştiriyorsa o alanı tespit ederek okul olarak o alanda öğrencimizin gelişmesine zemin hazırlıyoruz.
Çocuklarımızı sadece akademik alanda değil hayata hazırlamak noktasında da destek oluyoruz. Bu bilinçle çalışan sağlam bir eğitim-öğretim ekibi ve eğitim felsefesi olan güçlü bir okuluz.
DONANIMLI ÖĞRETMENLERİN OLDUĞU BİR KURUMUZ
Tarhan Koleji’nde öğrenci olmanın avantajı nedir sizce?
Köklü bir eğitim kurumunun kattığı değerlerin çok önemli olduğunu düşünüyorum. Mezunlarıyla, birikimiyle ve deneyimleriyle Tarhan Koleji bir kültür ve gelenektir. Her şeye hazırlıklı olabilmek ve geleceğe hazırlanmak bu gelenek ve kültürden geliyor.Aslında bizim gibi köklü kurumların olmazsa olmazı gelenek ve sisteminin yanı sıra, “öğretmen”dir. Öğretmenleriniz mutluysa ve gerçekten alanında iyiyse bu sürecin doğrudan öğrenciye yansıdığını görüyoruz.
Burada, mutluluk kavramını biraz açmak gerekir. Her kişinin bir potansiyeli vardır. O potansiyelini gerçekleştirmesini sağlamamız gerekiyor. Bu konuyu önemseyen ve bunun için çalışan donanımlı öğretmenlerin olduğu bir kurumuz. Dolayısıyla öğretmenlerin uzun yıllar başarı ve huzur iklimi içinde çalıştığı okulumuzda öğrencilerimiz de bu iklimden olumlu etkileniyor ve güven duygusu içerisinde akademik ve yaşam becerilerini geliştiriyorlar.
YABANCİ DİL KEŞİF DOLU YENİ BİR YOLCULUKTUR
Yabancı dil eğitimi ile ilgili temel yaklaşımınızdan bahseder misiniz?
Öğrenme ve öğretmeden ziyade dil edinimini ve dil ediniminde yaşamboyuöğrenme felsefesini hedef alan yabancı dil edinim programlarımız iletişime, deneyime, üstdüşünme becerilerine ve dünya dil standartlarına göre kurgulanır.Tarhan Koleji öğrencileri için İngilizce “yabancı” dil değil, yeni bilgilerin, yeni becerilerin ve yepyeni deneyimlerin edinildiği ''yeni'' bir dil, keşif dolu yeni bir yolculuk. CEFR dil izlencesi ve dil edinim yeterlilik kriterleri doğrultusunda uluslararası içerikler ile yapılandırılan yabancı dil müfredatımız, disiplinler arası ve disiplinler üstü bağlantılar ile öğrencilerin dili bir amaç olarak değil, bir araç olarak kullanmasını mümkün kılıyor.
Öğrencilerinizin yabancı dili günlük yaşamda kullanabilmeleri için hangi yöntemleri kullanıyorsunuz?
Dil edinim sistem dinamiklerimizde var olan STEAM, CLIL, STORYTELLING; RAFT ve SCAMPER teknikleri öğrencilerin dili anlamlı bütünlükler içerisinde, kendi öğrenme hızlarında, bilimsel içerik, bağlantılar ve projelendirme yolu ile edinmesini mümkün kılıyor. Öğrencilerimizin bu yolla yabancı dile maruz bırakarak, kendilerini ifade etmesine ve karşılıklı iletişime geçmesine uygun ortamlar hazırlıyoruz.
BaştaStorytelling (öykülendirme) olmak üzere, iletişimselyaklaşımlar, CLIL (Disiplinlerarası işbirliği ve entegrasyonunu sağlayanyaklaşım), STEM ve STEAM çalışmaları, bütünselyaklaşım, BAS (anadil modellemesinde dil edinimini destekleyen dengeli edinim sistemi), SCAMPER ve RAFT teknikleri müfredatlarımız ve akademik planlarımızda örnekleri ileyer alır ve öğrencilerin birbirinden öğrenmesini sağlayan ve iletişimi ön planda bulunduran yaklaşımları destekler niteliktedir.
Üst Kategori: ROOT Kategori: Özel Okullar
Gelecek eğitim – öğretim yılına Florya yerleşkesi ile başlayacak olan Tarhan Koleji, 63 yıllık köklü eğitim geleneğine yeni bir halka daha ekliyor. Tarhan Koleji Florya Kampüsü Müdürü İnci Uysal, “Mezunlarıyla, birikimiyle ve deneyimleriyle Tarhan Koleji bir kültür ve gelenektir. Her şeye hazırlıklı olabilmek ve geleceğe hazırlanmak bu gelenek ve kültürden geliyor” diye konuştu.
Tarhan Koleji hakkında bilgi verir misiniz?
Özel Tarhan Eğitim Kurumları 1959’dan beri Türkiye’de başarılı ve köklü bir eğitim geleneğinin temsilcisidir. Bu köklü eğitim kurumunun eğitim esaslarını ve kalitesini daha çok öğrenciye ulaştırmak için ikinci okulumuzu Florya yerleşkemizde açtık.
Tarhan Koleji, Florya Kampüsünde eğitim felsefeniz ve yaklaşımınız ne olacak?
Öncelikle şunu ifade edebilirim ki; Beyoğlu’ndaki 63 yıllık köklü eğitim geleneğinden ayrılmayacağız. Tarhan Eğitim Kurumları olarak temel eğitim felsefemiz, Atatürk ilkeleri doğrultusunda öğrencilerimizin başkalarının haklarına ve farklılıklarına saygılı, duyarlı, barış, hoşgörü ve demokrasi gibi temel değerleri içselleştirmiş bireyler olmalarını sağlamaktır.Öğrencilerimizin bilişsel ve akademik süreçlerini eğitim felsefemizle harmanlayarak, onların sosyal yönlerini de destekliyoruz.Öğrencilerimizin yaratıcılıklarını ve sorun çözme becerilerini geliştirerek teknoloji çağında edinilmesi gereken becerilere sahip bireyler olmalarını istiyoruz.
ÖĞRENCİLERE KÜRESEL VATANDAŞ BİLİNCİ VERİYORUZ
Eğitim anlayışınız nedir?
Topluma ve canlılara değer katacak, dünyayı önemseyen çocuklar yetiştirmenin bilinci içerisindeyiz. Bu bilinci öğrencilerimize aktarmaya, onlara küresel vatandaş olma bilincinivermeye gayret ediyoruz. Küresel bakış açısını eğitim sitemimizin içinde sistematik olarak uyguluyor ve bu felsefe doğrultusunda eğitim anlayışımızı öğrencilerimize aktarıyoruz. Öğrencilerimizin, sadece okul hayatında değil çevresinde, ülkesinde, yeryüzünde gerçekleşen sorunlara karşı nasıl çözüm üretebilecekleriyle ilgili bakış açısını ve alt yapıyı onlara anaokulundan itibaren kazandırıyoruz.
Öğrencilerimiz projeler üretiyor ve bu bilinçle yetişiyorlar. Yapay zekadan farklı olarakbeceriler elde etmesi bizim içinçok önemli. Tasarladığımız eğitim anlayışımızda, teknoloji insanın ve tüm canlıların yararına, toplumun refahına kullanılıyor.
Çocuklarımıza içinde yaşadığımız dünyanın tek evimiz olduğunu, yaşanan sorunlarla başa çıkabileceklerini, çözüm üretebileceklerini ve olumlu anlamda değişiklik yapabileceklerini öğretiyoruz.
EĞİTİM FELSEFESİ OLAN GÜÇLÜ BİR OKULUZ
Akademik eğitime bakış açınız ve uygulamalarınız nelerdir?
Akademik başarı bu işin olmazsa olmazı. Herhangi bir konuda fikir sahibi olmak, bir tez üretebilmek için o konuyla ilgili detayları bilmek zorundasınız. Bilgiye şu anda oldukça hızlı erişiyoruz. İşte öğretmenin rolü burada başlıyor aslında. Doğru bilgiye nasıl ulaşacağını öğrenciye öğreten öğretmenlerin çok değerli olduğunu düşünüyorum. Başarı birazda böyle geliyor. Nasıl öğreneceklerini bilen kişiler yetiştirmek zorundayız. Çocukların kapasitelerini ve ilgi alanlarını iyi tespit etmek gerekiyor. Öğrenci, spor alanında mı, sanat alanında mı, ya da bilişim alanında mı gelişim gösteriyor? Hangi alanda bir beceri geliştiriyorsa o alanı tespit ederek okul olarak o alanda öğrencimizin gelişmesine zemin hazırlıyoruz.
Çocuklarımızı sadece akademik alanda değil hayata hazırlamak noktasında da destek oluyoruz. Bu bilinçle çalışan sağlam bir eğitim-öğretim ekibi ve eğitim felsefesi olan güçlü bir okuluz.
DONANIMLI ÖĞRETMENLERİN OLDUĞU BİR KURUMUZ
Tarhan Koleji’nde öğrenci olmanın avantajı nedir sizce?
Köklü bir eğitim kurumunun kattığı değerlerin çok önemli olduğunu düşünüyorum. Mezunlarıyla, birikimiyle ve deneyimleriyle Tarhan Koleji bir kültür ve gelenektir. Her şeye hazırlıklı olabilmek ve geleceğe hazırlanmak bu gelenek ve kültürden geliyor.Aslında bizim gibi köklü kurumların olmazsa olmazı gelenek ve sisteminin yanı sıra, “öğretmen”dir. Öğretmenleriniz mutluysa ve gerçekten alanında iyiyse bu sürecin doğrudan öğrenciye yansıdığını görüyoruz.
Burada, mutluluk kavramını biraz açmak gerekir. Her kişinin bir potansiyeli vardır. O potansiyelini gerçekleştirmesini sağlamamız gerekiyor. Bu konuyu önemseyen ve bunun için çalışan donanımlı öğretmenlerin olduğu bir kurumuz. Dolayısıyla öğretmenlerin uzun yıllar başarı ve huzur iklimi içinde çalıştığı okulumuzda öğrencilerimiz de bu iklimden olumlu etkileniyor ve güven duygusu içerisinde akademik ve yaşam becerilerini geliştiriyorlar.
YABANCİ DİL KEŞİF DOLU YENİ BİR YOLCULUKTUR
Yabancı dil eğitimi ile ilgili temel yaklaşımınızdan bahseder misiniz?
Öğrenme ve öğretmeden ziyade dil edinimini ve dil ediniminde yaşamboyuöğrenme felsefesini hedef alan yabancı dil edinim programlarımız iletişime, deneyime, üstdüşünme becerilerine ve dünya dil standartlarına göre kurgulanır.Tarhan Koleji öğrencileri için İngilizce “yabancı” dil değil, yeni bilgilerin, yeni becerilerin ve yepyeni deneyimlerin edinildiği ''yeni'' bir dil, keşif dolu yeni bir yolculuk. CEFR dil izlencesi ve dil edinim yeterlilik kriterleri doğrultusunda uluslararası içerikler ile yapılandırılan yabancı dil müfredatımız, disiplinler arası ve disiplinler üstü bağlantılar ile öğrencilerin dili bir amaç olarak değil, bir araç olarak kullanmasını mümkün kılıyor.
Öğrencilerinizin yabancı dili günlük yaşamda kullanabilmeleri için hangi yöntemleri kullanıyorsunuz?
Dil edinim sistem dinamiklerimizde var olan STEAM, CLIL, STORYTELLING; RAFT ve SCAMPER teknikleri öğrencilerin dili anlamlı bütünlükler içerisinde, kendi öğrenme hızlarında, bilimsel içerik, bağlantılar ve projelendirme yolu ile edinmesini mümkün kılıyor. Öğrencilerimizin bu yolla yabancı dile maruz bırakarak, kendilerini ifade etmesine ve karşılıklı iletişime geçmesine uygun ortamlar hazırlıyoruz.
BaştaStorytelling (öykülendirme) olmak üzere, iletişimselyaklaşımlar, CLIL (Disiplinlerarası işbirliği ve entegrasyonunu sağlayanyaklaşım), STEM ve STEAM çalışmaları, bütünselyaklaşım, BAS (anadil modellemesinde dil edinimini destekleyen dengeli edinim sistemi), SCAMPER ve RAFT teknikleri müfredatlarımız ve akademik planlarımızda örnekleri ileyer alır ve öğrencilerin birbirinden öğrenmesini sağlayan ve iletişimi ön planda bulunduran yaklaşımları destekler niteliktedir.
Son Güncelleme: Perşembe, 21 Nisan 2022 10:40
Gösterim: 1826
Eğitim alanında kadın çalışanların erkek çalışanlardan fazla olmasına rağmen kadın yönetici sayılarının erkek yönetici sayılarından az olduğunu belirten BİL Eğitim Kurumları İlkokul Koordinatörü Emine Börühan, “Eğitim alanında kadın yöneticilere karşı ön yargılar bulunmaktadır. Cinsiyet ayrımı yapılmaksızın eğitim yönetimi, denetimi, ekonomisi ve planlamasını her yönüyle ele almak gerekir.” diye konuştu.
Eğitimde kadın yönetici olmanın kolay ve zor yanları nelerdir? Kadınların kariyer yolculuğunda “cam tavan” kavramını nasıl değerlendiriyorsunuz?
Toplumumuzda kadınlar iş hayatının her alanında başarılı çalışmalara imza atmaktadır. Eğitim alanındaki istihdam sayılarında; kadın çalışanlar erkek çalışanlardan fazla olmasına rağmen kadın yöneticilerin sayısı erkek yöneticilerin sayılarından azdır. Bu durumun sebeplerinden biri de kadınlara ve erkeklere atfedilen rollerdir. Eğitim alanında kadın yöneticilere karşı önyargılar bulunmaktadır. Cinsiyet ayrımı yapılmaksızın eğitim yönetimi, denetimi, ekonomisi ve planlamasını her yönüyle ele almak gerekir. Ülkemizde aralarında İstanbul Aydın Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Yadigar İzmirli ve BİL Eğitim Kurumları Genel Müdürü Elif Pehlevan’ın da yer aldığı başarılı kadın yöneticiler eğitimin farklı alanlarında nitelikli çalışmalar yürütmektedir.
EĞİŞTLİK ve LİYAKAT KRİTERLERİ BELİRLENMELİ
İş hayatında kadınlar ve erkeklerin aynı kariyer basamaklarından yararlanabilmesi için eşitlik ve liyakat ilkelerine göre değerlendirme kriterlerini belirlemek gerekir. Böylece eğitimin her alanında görev yapma fırsatı bulacak kadınların sayısı ve dolayısıyla kadın yöneticilerin sayısı artacaktır. Kadın yöneticiler yürüttükleri çalışmalarla diğer kadınlara da ilham kaynağı olmaktadır. Kadın yöneticiler erkek yöneticilerden genellikle daha detaycı ve daha planlı bir tutum gösterebilmektedir. Bu açıdan bakıldığında sosyal ilişkileri güçlü, duygusal yönden anlayışlı bir kadın eğitim lideri olarak yöneticilikte avantajlı bir durumdadır. Günümüzde yöneticiliğin erkeklere atfedilen bir görev olduğu düşüncesinin oldukça yaygın olduğu görülmektedir. Ülkemizde sık kullanılan “Müdür Bey,” tabirinin yerini, kadın yöneticilerinin sayısının artmasıyla birlikte “Müdüre Hanım” tabirinin alması gerekiyor.
ÜRETEN KADINLARA FIRSAT VERİLMELİ
Dünyada ve ülkemizde iş dünyasında günümüzde sık kullanılan kavramlardan biri olan cam tavan sendromu, belirli iş kollarında yoğunlaşan ve genellikle üst kademe profesyonel çalışanlar arasında sayıca azlık gösteren kadınların ilerleme ve gelişimini engelleyen görünmez engelleri olarak ifade edilmektedir. Kadınlar; güçlü önsezileri, empati duyguları, annelik içgüdüsü, kolay iletişim kurma becerileri, uzlaşmaya daha yatkın olmaları, sabırlı tutum ve davranışları ile iş dünyasında öne çıkmaktadır. Cam tavan sendromunu oluşturan etkenler arasında kadınların hamilelik ve annelik dönemlerinin, kariyerlerinde yükselmelerinde en büyük dezavantajlarından biri olarak görülmesi yer almaktadır. Dünyada cam tavan sendromuna önlem olarak, kadın yöneticilere evden de çalışabilecekleri bir ortam oluşturan şirketler de bulunmaktadır. Böylece kadın yöneticiler hamilelik ve annelik dönemlerinde herhangi bir kariyer performansı dezavantajı yaşamamaktadır. Üreten, hedefleri ve hayalleri olan kadınlara fırsat verilmesi ve cesaretlendirilmesi gerektiği unutulmamalıdır.
LGS ve YKS’DE KIZ ÖĞRENCİLER DAHA BAŞARILI
Kız çocuklarının eğitim ve kariyer yolculuklarında Türkiye’deki koşulları nasıl değerlendiriyorsunuz? Fırsat eşitliği için hangi adımlar atılmalı?
Ülkemizde geçmiş yıllara göre günümüzde kız çocuklarının eğitim ve kariyer planlamalarında ailelerin ve toplumun bakış açısı büyük oranda değişmiştir. Veliler, cinsiyet ayrımı yapmaksızın çocuklarının nitelikli eğitim almalarını desteklemektedir. Bu açıdan bakıldığında eğitimde fırsat eşitliğinin sağlanmasına yönelik çalışmalar yürütülmektedir. Ulusal ve uluslararası yarışma, projelere katılım ve elde edilen başarı istatistiklerinde erkek ve kız öğrenci sayılarının yakın bir oranda oldukları görülmektedir. Son yıllarda yapılan Liselere Geçiş Sistemi (LGS) ve Yükseköğretim Kurumları Sınavı (YKS) istatistikleri incelendiğinde testlerin ortalama doğru cevaplandırılma istatistiklerine bakıldığında kızların erkeklere göre daha başarılı olduğu tespit edilmiştir. Genel ortalama performanslarından bağımsız olarak eğitim ekosistemi içinde kız ve erkek öğrencilere fırsat eşitliğinin sağlanması ele alınması gereken en önemli hususlardandır.
Uluslararası kurum ve kuruluşların fırsat eşitliği için uygulanabilir projeler hayata geçirmesi gerekmektedir. Dünya genelinde her yıl 11 Ekim’de kutlanan Dünya Kız Çocukları Günü ile kız çocuklarının cinsiyetlerinden ötürü maruz kaldığı eşitsizlik konusundaki farkındalığın artırılması hedeflenmektedir. Birleşmiş Milletlerin Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri arasında yer alan toplumsal cinsiyet eşitsizliği ile yöneticilik pozisyonlarındaki kadınların oranının tespit edilmesi de amaçlanmıştır. Toplumlarda var olan, fark edilen veya gözlemlenebilen eksikliklerin istatistikî olarak tespit edilmesi ve giderilmesi için önerilerde bulunulması çok değerlidir.
BAŞARI İÇİN DOĞRU VİZYON, DOĞRU STRATEJİ ve DOĞRU NİTELİKLER
Eğitimde yönetici olmak isteyen kadınlara neler tavsiye edersiniz?
Eğitim yöneticiliği profesyonel iş rolleri arasında yer almaktadır. Bu nedenle, eğitim yöneticiliği ile birlikte kadınların bulundukları iş pozisyonuna göre uygun bir kariyer hedefi belirlemeleri gerekmektedir. Eğitimin farklı alanlarında yapılmakta olan yöneticilik görevinde doğru vizyon, doğru strateji ve doğru niteliklerle elde edilmeyecek başarı yoktur. Bu açıdan kişisel ve meslekî gelişimi destekleyen eğitimlerin de alınması önemlidir. Günümüzde geleneksel yöntem ve teknikler yerine yenilikçi yaklaşımlara yer verilen zaman yönetimi, teknoloji kullanımı, diksiyon ve hitabet eğitimleri öne çıkmaktadır. Entelektüel birikim, her zaman en yeninin peşinde olmak, disiplinler arası eğitim yaklaşımlarına hâkim olmak, yabancı dil ve yazılım dili kullanabilmek kadın yöneticileri bir adım öteye taşımaktadır.
Üst Kategori: ROOT Kategori: Özel Okullar
Eğitim alanında kadın çalışanların erkek çalışanlardan fazla olmasına rağmen kadın yönetici sayılarının erkek yönetici sayılarından az olduğunu belirten BİL Eğitim Kurumları İlkokul Koordinatörü Emine Börühan, “Eğitim alanında kadın yöneticilere karşı ön yargılar bulunmaktadır. Cinsiyet ayrımı yapılmaksızın eğitim yönetimi, denetimi, ekonomisi ve planlamasını her yönüyle ele almak gerekir.” diye konuştu.
Eğitimde kadın yönetici olmanın kolay ve zor yanları nelerdir? Kadınların kariyer yolculuğunda “cam tavan” kavramını nasıl değerlendiriyorsunuz?
Toplumumuzda kadınlar iş hayatının her alanında başarılı çalışmalara imza atmaktadır. Eğitim alanındaki istihdam sayılarında; kadın çalışanlar erkek çalışanlardan fazla olmasına rağmen kadın yöneticilerin sayısı erkek yöneticilerin sayılarından azdır. Bu durumun sebeplerinden biri de kadınlara ve erkeklere atfedilen rollerdir. Eğitim alanında kadın yöneticilere karşı önyargılar bulunmaktadır. Cinsiyet ayrımı yapılmaksızın eğitim yönetimi, denetimi, ekonomisi ve planlamasını her yönüyle ele almak gerekir. Ülkemizde aralarında İstanbul Aydın Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Yadigar İzmirli ve BİL Eğitim Kurumları Genel Müdürü Elif Pehlevan’ın da yer aldığı başarılı kadın yöneticiler eğitimin farklı alanlarında nitelikli çalışmalar yürütmektedir.
EĞİŞTLİK ve LİYAKAT KRİTERLERİ BELİRLENMELİ
İş hayatında kadınlar ve erkeklerin aynı kariyer basamaklarından yararlanabilmesi için eşitlik ve liyakat ilkelerine göre değerlendirme kriterlerini belirlemek gerekir. Böylece eğitimin her alanında görev yapma fırsatı bulacak kadınların sayısı ve dolayısıyla kadın yöneticilerin sayısı artacaktır. Kadın yöneticiler yürüttükleri çalışmalarla diğer kadınlara da ilham kaynağı olmaktadır. Kadın yöneticiler erkek yöneticilerden genellikle daha detaycı ve daha planlı bir tutum gösterebilmektedir. Bu açıdan bakıldığında sosyal ilişkileri güçlü, duygusal yönden anlayışlı bir kadın eğitim lideri olarak yöneticilikte avantajlı bir durumdadır. Günümüzde yöneticiliğin erkeklere atfedilen bir görev olduğu düşüncesinin oldukça yaygın olduğu görülmektedir. Ülkemizde sık kullanılan “Müdür Bey,” tabirinin yerini, kadın yöneticilerinin sayısının artmasıyla birlikte “Müdüre Hanım” tabirinin alması gerekiyor.
ÜRETEN KADINLARA FIRSAT VERİLMELİ
Dünyada ve ülkemizde iş dünyasında günümüzde sık kullanılan kavramlardan biri olan cam tavan sendromu, belirli iş kollarında yoğunlaşan ve genellikle üst kademe profesyonel çalışanlar arasında sayıca azlık gösteren kadınların ilerleme ve gelişimini engelleyen görünmez engelleri olarak ifade edilmektedir. Kadınlar; güçlü önsezileri, empati duyguları, annelik içgüdüsü, kolay iletişim kurma becerileri, uzlaşmaya daha yatkın olmaları, sabırlı tutum ve davranışları ile iş dünyasında öne çıkmaktadır. Cam tavan sendromunu oluşturan etkenler arasında kadınların hamilelik ve annelik dönemlerinin, kariyerlerinde yükselmelerinde en büyük dezavantajlarından biri olarak görülmesi yer almaktadır. Dünyada cam tavan sendromuna önlem olarak, kadın yöneticilere evden de çalışabilecekleri bir ortam oluşturan şirketler de bulunmaktadır. Böylece kadın yöneticiler hamilelik ve annelik dönemlerinde herhangi bir kariyer performansı dezavantajı yaşamamaktadır. Üreten, hedefleri ve hayalleri olan kadınlara fırsat verilmesi ve cesaretlendirilmesi gerektiği unutulmamalıdır.
LGS ve YKS’DE KIZ ÖĞRENCİLER DAHA BAŞARILI
Kız çocuklarının eğitim ve kariyer yolculuklarında Türkiye’deki koşulları nasıl değerlendiriyorsunuz? Fırsat eşitliği için hangi adımlar atılmalı?
Ülkemizde geçmiş yıllara göre günümüzde kız çocuklarının eğitim ve kariyer planlamalarında ailelerin ve toplumun bakış açısı büyük oranda değişmiştir. Veliler, cinsiyet ayrımı yapmaksızın çocuklarının nitelikli eğitim almalarını desteklemektedir. Bu açıdan bakıldığında eğitimde fırsat eşitliğinin sağlanmasına yönelik çalışmalar yürütülmektedir. Ulusal ve uluslararası yarışma, projelere katılım ve elde edilen başarı istatistiklerinde erkek ve kız öğrenci sayılarının yakın bir oranda oldukları görülmektedir. Son yıllarda yapılan Liselere Geçiş Sistemi (LGS) ve Yükseköğretim Kurumları Sınavı (YKS) istatistikleri incelendiğinde testlerin ortalama doğru cevaplandırılma istatistiklerine bakıldığında kızların erkeklere göre daha başarılı olduğu tespit edilmiştir. Genel ortalama performanslarından bağımsız olarak eğitim ekosistemi içinde kız ve erkek öğrencilere fırsat eşitliğinin sağlanması ele alınması gereken en önemli hususlardandır.
Uluslararası kurum ve kuruluşların fırsat eşitliği için uygulanabilir projeler hayata geçirmesi gerekmektedir. Dünya genelinde her yıl 11 Ekim’de kutlanan Dünya Kız Çocukları Günü ile kız çocuklarının cinsiyetlerinden ötürü maruz kaldığı eşitsizlik konusundaki farkındalığın artırılması hedeflenmektedir. Birleşmiş Milletlerin Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri arasında yer alan toplumsal cinsiyet eşitsizliği ile yöneticilik pozisyonlarındaki kadınların oranının tespit edilmesi de amaçlanmıştır. Toplumlarda var olan, fark edilen veya gözlemlenebilen eksikliklerin istatistikî olarak tespit edilmesi ve giderilmesi için önerilerde bulunulması çok değerlidir.
BAŞARI İÇİN DOĞRU VİZYON, DOĞRU STRATEJİ ve DOĞRU NİTELİKLER
Eğitimde yönetici olmak isteyen kadınlara neler tavsiye edersiniz?
Eğitim yöneticiliği profesyonel iş rolleri arasında yer almaktadır. Bu nedenle, eğitim yöneticiliği ile birlikte kadınların bulundukları iş pozisyonuna göre uygun bir kariyer hedefi belirlemeleri gerekmektedir. Eğitimin farklı alanlarında yapılmakta olan yöneticilik görevinde doğru vizyon, doğru strateji ve doğru niteliklerle elde edilmeyecek başarı yoktur. Bu açıdan kişisel ve meslekî gelişimi destekleyen eğitimlerin de alınması önemlidir. Günümüzde geleneksel yöntem ve teknikler yerine yenilikçi yaklaşımlara yer verilen zaman yönetimi, teknoloji kullanımı, diksiyon ve hitabet eğitimleri öne çıkmaktadır. Entelektüel birikim, her zaman en yeninin peşinde olmak, disiplinler arası eğitim yaklaşımlarına hâkim olmak, yabancı dil ve yazılım dili kullanabilmek kadın yöneticileri bir adım öteye taşımaktadır.
Son Güncelleme: Salı, 22 Mart 2022 13:49
Gösterim: 823
Yabancı dil eğitiminde dünya standartlarındaki eğitim şemsiyesini benimseyerek, kendi eğitim modeli ile eğitim veren Kavram Eğitim kurumları, kendi öğrenci profiline göre esnek ders içerikleriyle yabancı dili yaşamın bir parçası haline getiriyor. Kavram Eğitim Kurumları Genel Müdürü Adem Durmuş, “Her öğrencinin kendi ana dilindeki gibi özgüveni yüksek bir şekilde yabancı dil de kendini ifade etmesini sağlıyoruz.” diyor. Durmuş, Kavram’da Yabancı Dil Eğitim Modeli’ni artı eğitim’e anlattı.
Kavram’da yabancı dil eğitimi öğrencilerin ihtiyacına odaklanır.
Böylece öğrenci, ihtiyacı olan bilgi ile donatılır ve okul sıralarından mezun edilir. “İngilizce öğretmiyoruz, İngilizce konuşturuyoruz” mottosu ile çıktığımız bu yolda öğrenci odaklı eğitim ile dili öğretirken eğlendirmeyi amaçlıyoruz. Bunu yaparken de öğrencinin ihtiyaçlarını göz önünde bulunduruyoruz. Öğrencilerimizin biricik olduğunu biliyor ve çalışmalarımızı bu yönde ilerletiyoruz.
Yabancı dil edinim sistemimizi kurgularken dilin bir kültür, bir yaşam biçimi olduğunu göz önüne alarak hareket ediyoruz.
Günümüzün öğrenme ihtiyaçlarına bağlı olarak geliştirdiğimiz Kavram’da Yabancı Dil Eğitim Modeli, zamandan ve mekândan bağımsız bir öğrenme sürecidir. Aktif öğrenmeye dayalı sınıf içi ve sınıf dışı aktivitelerle öğrencilerin, dili hem her yerde öğrenmesini hem de öğrendiklerini her an kullanmasını sağlıyoruz. Yani Kavram’da yabancı dil öğrenimi günün 24 saatini kapsar. Hayatın her anı ve her yaşam alanı yabancı dilin öğrenilmesi ve geliştirilmesi içindir.
Genel ve özel hedeflerin somutlaştırılarak sunulduğu, ders materyalinin bu hedeflere uygun olarak seçildiği, düzenlendiği, sınıf içindeki öğretim sürecini, yöntemi, dersin aşamalarını, çalışma biçimlerini, öğrenci ve öğretmen etkileşimini belirleyen; araç gereç seçimini ve kullanımını düzenleyen öğretim materyallerini kullanıyoruz.
Dil konuşmak için öğrenilir.
Kavram’da dil edinim sürecinin ana ekseni konuşmak ve iletişim kurmak üzerinedir. Müfredatımızı, her yıl uluslararası standartlar çerçevesinde günün ihtiyaçlarına uygun olarak ve öğrencilerimizin performanslarına göre yeniden tasarlıyoruz. Canlı, dinamik, kuramsal temelleri olan, geleceğe bakan, konuşma becerilerini geliştiren bir içerik kurgumuz var. Yaparak ve yaşayarak öğretiyor; öğrencilerimizde deneyim zenginliği oluşturuyor ve keşfetme arzularını tetikleyerek dil öğrenme motivasyonunu her zaman canlı tutuyoruz.
Öğrencilerin problem çözme becerilerini geliştirerek, sorgulama ve eleştirel düşünme becerilerini kullandıkları alanlar oluşturuyoruz. Böylece sosyal beceri kazandırıyoruz. Elbette bunları yaparken öğrencilerimizin yaş gruplarına bağlı olarak dil seviyelerini ve bireysel farklılıklarını göz önünde bulunduruyoruz.
İnteraktif öğretim ve öğrenme bizim eğitim modelimizin ruhudur. Geleneksel dil eğitiminden uzak uluslararası standartlara uygun interaktif etkinlikler müfredatımızın neredeyse tamamını oluşturur. Öğretmen - öğrenci, öğrenci - öğrenci iletişim aktarımına bağlı ders içerikleri ile dilin akışkan ve dinamik yapısını konuşma becerileri ile destekliyoruz.
Okullar sosyal öğrenme alanlarıdır.
Öğrenme de sosyal bir süreçtir. Bu nedenle öğrencilerimizin akranlarıyla işbirliklerini projelerle düzenleyerek ve öğretmenleriyle olan diyaloglarının niteliğini artırarak sosyal alanda gelişimlerini destekliyoruz.
Sosyal ve duygusal öğrenme ile yabancı dil eğitimi için zorunlu olan aktif öğrenme modelini bir arada uyguluyoruz. Öz yeterlilik, öz denetim, öz farkındalık, sorumluluk alabilme ve insan ilişkilerini geliştirebilme gibi sosyal – duygusal öğrenme becerileri Kavram’da yabancı dil öğretim programının çekirdeğini oluşturur. Öğrencinin aktif ve farkındalığının arttığı sosyal – duygusal öğrenme ile iç içe geçmiş öğrenme ortamlarında dili öğretiyoruz.
Uluslararası İşbirliklerimiz Öğrencilerimize değer katıyor.
21.yy eğitimde performans üstünlüğü için temel kriterlerden sayabileceğimiz yaşam ve meslek becerilerini geliştirmek amacı ile Kavram’da uluslararası işbirlikleri yapıyoruz. Yeni tanıştığımız Dünya’nın farklı bölgelerinden okullarla iş birliktelikleri kuruyor ve projelere dahil oluyoruz. Çoğu zaman projelerimizi kendimiz oluşturuyor ve yurtdışı okullar ile anlaşmalar sağlıyoruz. Yaptığımız projeler ile öğrencilerimizin 21.yy becerileri diye adlandırabileceğimiz esneklik ve uyum sağlama süreçlerine destek oluyor, sosyal ve kültürlerarası becerilerini geliştiriyoruz. Canlı konferanslar, online dersler, proje kapsamında yapılan yazın ve sözlü çalışmalar ile öğrencilerimize girişimcilik ve öz yönelim hissi kazandırıyor geleceklerine katkıda bulunuyoruz.
Dünya çapında geçerli ölçme ve değerlendirme süreçlerine katılıyoruz.
Kavram yabancı diller müfredatına bağlı sınavlarımızın yanı sıra, uluslararası sınavlara öğrencilerimizi hazırlıyoruz. Cambridge tarafından organize edilen global sınavlar ile öğrencilerimizi uluslararası ölçme ve değerlendirme süreçlerine dahil ediyoruz. Böylece onların bizim dışımızda ve uluslararası geçerliliği olan yapılar tarafından ölçümlenerek yabancı dil edinim süreçleri hakkında geribildirim almalarını sağlıyoruz. Ayrıca eğitim yılı boyunca, çeşitli öğretmen, öğrenci ve veli eğitimleri ile sınav hazırlıklarını ve motivasyon eğitimlerini devam ettiriyoruz.
Velilerimizle işbirliği içinde çalışıyoruz.
Kavram Kolejleri’nde öğrenen potansiyelini en yüksek seviyeye çıkarmak ve tutmak amacı ile olabildiğince velilerimiz ile birlikte çalışıyoruz. Öğrencilerimizi sadece okulda değerlendirmiyor, ev hayatlarında da dili kullanabilmeleri için ve onların süreçlerine dâhil olabilmek için çalışmalar yürütüyoruz. Aileleri ile birlikte yapabilecekleri çalışmalar ve ödevler verip onları da eğitim sürecine dâhil ediyoruz. Böylece hayat serüvenlerine eğitim modülü ile biz de dâhil oluyoruz.
Üst Kategori: ROOT Kategori: Özel Okullar
Yabancı dil eğitiminde dünya standartlarındaki eğitim şemsiyesini benimseyerek, kendi eğitim modeli ile eğitim veren Kavram Eğitim kurumları, kendi öğrenci profiline göre esnek ders içerikleriyle yabancı dili yaşamın bir parçası haline getiriyor. Kavram Eğitim Kurumları Genel Müdürü Adem Durmuş, “Her öğrencinin kendi ana dilindeki gibi özgüveni yüksek bir şekilde yabancı dil de kendini ifade etmesini sağlıyoruz.” diyor. Durmuş, Kavram’da Yabancı Dil Eğitim Modeli’ni artı eğitim’e anlattı.
Kavram’da yabancı dil eğitimi öğrencilerin ihtiyacına odaklanır.
Böylece öğrenci, ihtiyacı olan bilgi ile donatılır ve okul sıralarından mezun edilir. “İngilizce öğretmiyoruz, İngilizce konuşturuyoruz” mottosu ile çıktığımız bu yolda öğrenci odaklı eğitim ile dili öğretirken eğlendirmeyi amaçlıyoruz. Bunu yaparken de öğrencinin ihtiyaçlarını göz önünde bulunduruyoruz. Öğrencilerimizin biricik olduğunu biliyor ve çalışmalarımızı bu yönde ilerletiyoruz.
Yabancı dil edinim sistemimizi kurgularken dilin bir kültür, bir yaşam biçimi olduğunu göz önüne alarak hareket ediyoruz.
Günümüzün öğrenme ihtiyaçlarına bağlı olarak geliştirdiğimiz Kavram’da Yabancı Dil Eğitim Modeli, zamandan ve mekândan bağımsız bir öğrenme sürecidir. Aktif öğrenmeye dayalı sınıf içi ve sınıf dışı aktivitelerle öğrencilerin, dili hem her yerde öğrenmesini hem de öğrendiklerini her an kullanmasını sağlıyoruz. Yani Kavram’da yabancı dil öğrenimi günün 24 saatini kapsar. Hayatın her anı ve her yaşam alanı yabancı dilin öğrenilmesi ve geliştirilmesi içindir.
Genel ve özel hedeflerin somutlaştırılarak sunulduğu, ders materyalinin bu hedeflere uygun olarak seçildiği, düzenlendiği, sınıf içindeki öğretim sürecini, yöntemi, dersin aşamalarını, çalışma biçimlerini, öğrenci ve öğretmen etkileşimini belirleyen; araç gereç seçimini ve kullanımını düzenleyen öğretim materyallerini kullanıyoruz.
Dil konuşmak için öğrenilir.
Kavram’da dil edinim sürecinin ana ekseni konuşmak ve iletişim kurmak üzerinedir. Müfredatımızı, her yıl uluslararası standartlar çerçevesinde günün ihtiyaçlarına uygun olarak ve öğrencilerimizin performanslarına göre yeniden tasarlıyoruz. Canlı, dinamik, kuramsal temelleri olan, geleceğe bakan, konuşma becerilerini geliştiren bir içerik kurgumuz var. Yaparak ve yaşayarak öğretiyor; öğrencilerimizde deneyim zenginliği oluşturuyor ve keşfetme arzularını tetikleyerek dil öğrenme motivasyonunu her zaman canlı tutuyoruz.
Öğrencilerin problem çözme becerilerini geliştirerek, sorgulama ve eleştirel düşünme becerilerini kullandıkları alanlar oluşturuyoruz. Böylece sosyal beceri kazandırıyoruz. Elbette bunları yaparken öğrencilerimizin yaş gruplarına bağlı olarak dil seviyelerini ve bireysel farklılıklarını göz önünde bulunduruyoruz.
İnteraktif öğretim ve öğrenme bizim eğitim modelimizin ruhudur. Geleneksel dil eğitiminden uzak uluslararası standartlara uygun interaktif etkinlikler müfredatımızın neredeyse tamamını oluşturur. Öğretmen - öğrenci, öğrenci - öğrenci iletişim aktarımına bağlı ders içerikleri ile dilin akışkan ve dinamik yapısını konuşma becerileri ile destekliyoruz.
Okullar sosyal öğrenme alanlarıdır.
Öğrenme de sosyal bir süreçtir. Bu nedenle öğrencilerimizin akranlarıyla işbirliklerini projelerle düzenleyerek ve öğretmenleriyle olan diyaloglarının niteliğini artırarak sosyal alanda gelişimlerini destekliyoruz.
Sosyal ve duygusal öğrenme ile yabancı dil eğitimi için zorunlu olan aktif öğrenme modelini bir arada uyguluyoruz. Öz yeterlilik, öz denetim, öz farkındalık, sorumluluk alabilme ve insan ilişkilerini geliştirebilme gibi sosyal – duygusal öğrenme becerileri Kavram’da yabancı dil öğretim programının çekirdeğini oluşturur. Öğrencinin aktif ve farkındalığının arttığı sosyal – duygusal öğrenme ile iç içe geçmiş öğrenme ortamlarında dili öğretiyoruz.
Uluslararası İşbirliklerimiz Öğrencilerimize değer katıyor.
21.yy eğitimde performans üstünlüğü için temel kriterlerden sayabileceğimiz yaşam ve meslek becerilerini geliştirmek amacı ile Kavram’da uluslararası işbirlikleri yapıyoruz. Yeni tanıştığımız Dünya’nın farklı bölgelerinden okullarla iş birliktelikleri kuruyor ve projelere dahil oluyoruz. Çoğu zaman projelerimizi kendimiz oluşturuyor ve yurtdışı okullar ile anlaşmalar sağlıyoruz. Yaptığımız projeler ile öğrencilerimizin 21.yy becerileri diye adlandırabileceğimiz esneklik ve uyum sağlama süreçlerine destek oluyor, sosyal ve kültürlerarası becerilerini geliştiriyoruz. Canlı konferanslar, online dersler, proje kapsamında yapılan yazın ve sözlü çalışmalar ile öğrencilerimize girişimcilik ve öz yönelim hissi kazandırıyor geleceklerine katkıda bulunuyoruz.
Dünya çapında geçerli ölçme ve değerlendirme süreçlerine katılıyoruz.
Kavram yabancı diller müfredatına bağlı sınavlarımızın yanı sıra, uluslararası sınavlara öğrencilerimizi hazırlıyoruz. Cambridge tarafından organize edilen global sınavlar ile öğrencilerimizi uluslararası ölçme ve değerlendirme süreçlerine dahil ediyoruz. Böylece onların bizim dışımızda ve uluslararası geçerliliği olan yapılar tarafından ölçümlenerek yabancı dil edinim süreçleri hakkında geribildirim almalarını sağlıyoruz. Ayrıca eğitim yılı boyunca, çeşitli öğretmen, öğrenci ve veli eğitimleri ile sınav hazırlıklarını ve motivasyon eğitimlerini devam ettiriyoruz.
Velilerimizle işbirliği içinde çalışıyoruz.
Kavram Kolejleri’nde öğrenen potansiyelini en yüksek seviyeye çıkarmak ve tutmak amacı ile olabildiğince velilerimiz ile birlikte çalışıyoruz. Öğrencilerimizi sadece okulda değerlendirmiyor, ev hayatlarında da dili kullanabilmeleri için ve onların süreçlerine dâhil olabilmek için çalışmalar yürütüyoruz. Aileleri ile birlikte yapabilecekleri çalışmalar ve ödevler verip onları da eğitim sürecine dâhil ediyoruz. Böylece hayat serüvenlerine eğitim modülü ile biz de dâhil oluyoruz.
Son Güncelleme: Salı, 19 Nisan 2022 11:31
Gösterim: 720
Dilek Cambazoğlu - Girne Koleji CEO'su: “Bugün burada eğitim sektöründe kadın bir yönetici olarak bulunmamı sağlayan, Türkiye Cumhuriyeti Kurucusu ve Başöğretmenimiz Gazi Mustafa Kemal Atatürk’e minnetlerimi sunuyorum. Gerek eğitime verdiği önem gerekse kız çocuklarının ve kadınların toplumsal yaşamdaki yeri için yaptığı çalışmalar hepimize yol gösterici olmuştur.”
Kariyer yolculuğunuzda eğitimin rolü ve yeri hakkında neler söyleyebilirsiniz?
En başından beri eğitime dair bir işte yer almak benim kendime koyduğum bir hedefti. Çocuklarla ve öğrencilerle zaman geçirmek, okul ortamında çalışmak, her yaş grubunun merak duyduğu bir alanda ilerlemek hep istediğim bir şeydi. Bunu yapabilmek adına öğretmen olmayı seçtim ve eğitimimi bu yolda ilerlemek için belirledim. Bu yolda ilerlerken de kariyerime yönetici olarak devam etmeyi istedim. İstikrarlı ve bilinçli bir tercihin sonucu bugün bu mevkideyim. Aldığınız eğitime göre yolunuzda ilerlemek, işinizi doğru yapmak hem profesyonelleşmenizde hem de yükselmenizde büyük avantaj sağlamaktadır.
Eğitim sektöründe kadın girişimci sayısının az olmasını hangi nedenlere bağlıyorsunuz? Kadın girişimci sayısının artması için neler yapılabilir?
Eski dönemlerle kıyaslarsak son yıllarda medyanın da yardımıyla kadın girişimcilere olan ilgi artmıştır ancak yine de tam istenilen yerde değildir. Yapılan araştırmalara göre bunların birçok nedeni vardır. Örneğin; Minniti ve Arenius’un (2003) 37 ülkede yapmış oldukları kadın girişimciliği araştırmasında, kadınların girişimciliğini etkileyen faktörler sırasıyla; demografik çevre ve aile yapısı, geleneksel baskı, okur-yazarlık ve eğitim, sosyoekonomik çevre, işgücü ve istihdam, cinsiyet ve örgütsel biçimler, sektörel istihdam ve ekonomik gelişme olarak belirlenmiştir. Yine kadın girişimcilerin karşılaşabilecekleri engeller konusunda; kadınların finansal güvenliklerini sağlamakla birlikte, hem ev hem de iş dünyasındaki işlerini dengeleyemeyeceklerini düşünülmektedir. Ayrıca kadın girişimciler risk almada erkek girişimcilere oranla daha temkinli hareket etmekte ve daha az özgüvenli bulunmaktadırlar.
İş ve öğrenim hayatında bulunan kadınlara en önemli tavsiyem kendilerini tanımaları ve kendilerini tanıyarak yenilenme alanlarını güçlendirmeleri. Ayrıca dünya genelinde çalışan kadınları koruyucu ve destekleyici yasaların ve uygulamaların artması, demografik gelişmelerin fazlalaşması, kız çocukları ve kadınların eğitim olanaklarının artması, standart dışı çalışma şekillerinin farklılaştırılması, toplumların kadınların çalışmasına yönelik tutumlarına olumlu farkındalık çalışmalarının yapılması, çocuk bakımı ve diğer hizmetlerdeki iyileşmelere yönelik desteklemeler kadınların bu süreçte çalışma yaşamına daha aktif olarak katılımlarının artmasını sağlayacaktır.
KADINLAR POTANSİYELLERİNİN FARKINDA OLMALI
Eğitimde kadın yönetici olmanın kolay ve zor yanları neler? Kadınların kariyer yolculuğunda “cam tavan” kavramını nasıl değerlendiriyorsunuz?
Kadın yönetici olmanın sadece eğitim alanında değil tüm alanlarda zorlukları ve kolaylıkları vardır. Örneğin kadın olarak olaylara daha analitik yaklaşıyor olmanız yaptığınız işlerdeki iç disiplini ve süreç kontrolünü olumlu yönde etkiler. Aynı zamanda her detayın önceden düşünülüyor olması, olası problemleri önlemeye de yardımcı olur. Bunlar kadın yönetici olmanın hem kendinize hem de sahaya yansıyan olumlu ve kolay yanlarındandır.
Zor yanlarına gelecek olursak, erkek yöneticiler kadar istihdam alanımızın olmaması en başta söyleyeceklerim arasında. Bugün, 21.yy becerilerinde en başlarda yer alan yaratıcılık becerisi her ne kadar kadınlarda daha baskın olsa da, terfiler de birincil öncelik olarak belirlense de, birçok kurum tarafından göz ardı edilebiliyor. Ancak unutmamak gerekir ki iyi bir lider duygusal zekâsı olan ve bunu efektif kullanan bireydir. Söylemek istediğim, bu becerinin sadece kadınlarda olduğu değil kadınlarda da olduğunun farkında olunmasıdır.
Cam tavan kavramının işaret ettiği gizil engeller, her sektörde farklılık göstermektedir. Aşılması zor olsa da imkânsız değildir. Sektörün ihtiyaçlarını iyi analiz etmek ve kendi potansiyelinin farkında olmakla engelleri aşma noktasında hız kazanılacağı düşüncesindeyim.
Kendinizi nasıl bir yönetici olarak tanımlıyorsunuz? Yönetim anlayışınızı belirleyen ilkeler neler?
Yönetici olmanın altın kuralının doğru bir iletişim dili olduğuna inanıyorum. Kişisel gelişim, yeniliklere açık olmak, ekip ile şeffaf bir iletişim kurmak, disiplinli ve sorumluluk sahibi olmak bir yöneticide bulunması gereken özelliklerdir. Ben kendi yöneticilik kariyerimde bu saydığım hususlara çok önem veriyorum. Her birey ile iletişim kurarken dikkatle yönettiğim alan, kurduğum cümlenin karşımdaki kişiyi iyi hissettirmesi. Doğru bir yönetim bağ kurmak ile mümkün olabilir. Bu bağ samimiyet ve şeffaflık ile güçlendirilir. Benim yönetim modelimin anahtarı doğru iletişim, samimiyet ve şeffaflıktır. Yöneticilik anlayışım lider olan bir yol arkadaşı olmak. Sonuç değil süreç odaklı bir kişiliğim var ve bu özelliğimi de iş hayatıma yansıtıyorum. Bireysel başarıdan ziyade takım çalışmasına önem veriyorum.
İŞ YAŞAMINDA KENDİNİZİ SÜREKLİ YENİLEMENİZ GEREKİR
Eğitimde yönetici olmak isteyen kadınlara neler tavsiye edersiniz?
Burada önemli olan yönetici olmak değil, iyi bir yönetici olmaktır. İyi bir yönetici olmak için hedefleriniz olmalı, ekibinizi ve kurumunuzu iyi tanımalısınız. Kendi kariyer yolculuğumu göz önünde bulundurarak kadınlara verebileceğim tavsiyelerin en başında kariyer basamaklarına dair karşılaşacakları her şeyi fırsat olarak değerlendirmeleri gelir. Profesyonel yaşam gerçekten de kendinizi sürekli yenilemeniz gereken bir alan ve benliğinize saygı gösteren bir ortamda bulunmayı tercih ettiğinizde engeller hep önemli bir sıçrama fırsatına dönüşüyor. Benim şu an yönetici pozisyonunda olmamı, iş hayatında başarılı olmamı sağlayan en önemli unsur çalışmak istediğim sektörü ve hedeflerimi en baştan belirlemiş olmamdır. Eğitim sektöründe yer almak, çocuklar ve gençler ile çalışmak, yeni nesiller yetiştirme konusunda rol almak benim en büyük hayalim ve hedefimdi. Bu hedefe ulaşmış olmaktan, bu yolda yürüyor olmaktan dolayı çok mutlu ve gururluyum.
Kadınların eğitim dünyasında ve toplumdaki konumlarını nasıl değerlendiriyorsunuz? Koşulların iyileştirilmesi için neler önerirsiniz?
Kadın ya da erkek fark etmeksizin bireylerin, toplumda etkin bir rol alması, toplumla uyum içinde yaşayabilmesi haklarını bilmesi ve kullanabilmesi önemlidir. Bu haklardan biri olan eğitim, diğer haklarını bilmesi ve kullanması açısından son derece önemlidir.
Ancak dünya genelinde, özellikle modern dönem sonrası, insan haklarının gelişmesi, bu alanda sivil toplum örgütlerinin katkısı, zaman içerisinde, kadın haklarının gelişimi ve ilerleyişi de gerçekleşmiş, son olarak kadın erkeğe eşit kabul edilen, özel alan dışında kendini ifade edebilen, sosyal, siyasal, ekonomik sahada varlığını ispat eden bir konum edinmiştir. Ancak Türkiye’de hala elbette bu konum arzulanan seviyede değildir. Sivil toplum örgütlerinin katkıları, üretilmeye çalışılan aile ve sosyal politikalar, kadını hak ettiği konuma yükseltmek için çaba sarf etse de geleneksel bakış açıları, eğitim, bilgi ve bilinç eksikliği gibi sorunlar yüzünden bu ivme durağandır. Kadının hem toplumsal hayatta hem aile hayatında aktif ve saygın bir yer elde edebilmesi için ise kısır çözümler ve birbirini tekrar eden öneriler yerine daha sağlam ve yapıcı fikir ve politikalara ihtiyaç vardır. Örneğin, kadınların her şeyden önce eğitim ve yaşam haklarına saygı duyulması, kadınların da toplumun ve sistemin bir bireyi olduklarının unutulmaması gerekmektedir. Nitekim kadınlar tarih boyunca her daim toplumun bir parçası olmuş, hikayelere, kahramanlıklara konu olacak mücadelelerde yer almışlardır. Sonuç olarak Türk tarihi boyunca kadınların her daim yaşamın içinde yer alan ana karakterler oldukları unutulmamalıdır.
GİRNE KOLEJİ’NDE HER ALANDA EŞİTLİK VAR
Kız çocuklarının eğitim ve kariyer yolculuklarında Türkiye’deki koşulları nasıl değerlendiriyorsunuz? Fırsat eşitliği için hangi adımlar atılmalı?
Kız çocuklarının eğitim hayatında desteklenmemesi sorunu yalnızca ülkemizi değil, tüm dünya ülkelerini kapsayan bir sorundur. Eğitim, dünyada yaşayan herkesin en temel hakkı ve insanların bu hakka kavuşması da hepimizin birincil sorumluluğudur. Bu sorumlulukla kızların okullaşma oranının artırılması için hükümet ve sivil toplum kuruluşları tarafından birçok proje yapılmaktadır. İstatiksel veriler incelendiğinde bu projelerin olumlu sonuç verdiğini söylemek mümkün. Aynı olumlu sonucu kadınların iş hayatındaki yeri için de söylemek mümkün. Cinsiyetçi bir bakış açısından uzaklaşarak profesyonel hayata bakmak; hem insani değerler için hem de kadınların sosyal haklar bakımından eşit olabilmesi için gereken temel unsurdur. Girne Koleji olarak bizler hem kampüslerimizde hem de Türkiye’deki eğitim sisteminin her alanında kız çocuklarını destekliyoruz. İş yaşamında ise çalışanlarımızın maaş standartlarında, özlük haklarında cinsiyetten bağımsız bir standardizasyonumuz bulunmaktadır.
Üst Kategori: ROOT Kategori: Özel Okullar
Dilek Cambazoğlu - Girne Koleji CEO'su: “Bugün burada eğitim sektöründe kadın bir yönetici olarak bulunmamı sağlayan, Türkiye Cumhuriyeti Kurucusu ve Başöğretmenimiz Gazi Mustafa Kemal Atatürk’e minnetlerimi sunuyorum. Gerek eğitime verdiği önem gerekse kız çocuklarının ve kadınların toplumsal yaşamdaki yeri için yaptığı çalışmalar hepimize yol gösterici olmuştur.”
Kariyer yolculuğunuzda eğitimin rolü ve yeri hakkında neler söyleyebilirsiniz?
En başından beri eğitime dair bir işte yer almak benim kendime koyduğum bir hedefti. Çocuklarla ve öğrencilerle zaman geçirmek, okul ortamında çalışmak, her yaş grubunun merak duyduğu bir alanda ilerlemek hep istediğim bir şeydi. Bunu yapabilmek adına öğretmen olmayı seçtim ve eğitimimi bu yolda ilerlemek için belirledim. Bu yolda ilerlerken de kariyerime yönetici olarak devam etmeyi istedim. İstikrarlı ve bilinçli bir tercihin sonucu bugün bu mevkideyim. Aldığınız eğitime göre yolunuzda ilerlemek, işinizi doğru yapmak hem profesyonelleşmenizde hem de yükselmenizde büyük avantaj sağlamaktadır.
Eğitim sektöründe kadın girişimci sayısının az olmasını hangi nedenlere bağlıyorsunuz? Kadın girişimci sayısının artması için neler yapılabilir?
Eski dönemlerle kıyaslarsak son yıllarda medyanın da yardımıyla kadın girişimcilere olan ilgi artmıştır ancak yine de tam istenilen yerde değildir. Yapılan araştırmalara göre bunların birçok nedeni vardır. Örneğin; Minniti ve Arenius’un (2003) 37 ülkede yapmış oldukları kadın girişimciliği araştırmasında, kadınların girişimciliğini etkileyen faktörler sırasıyla; demografik çevre ve aile yapısı, geleneksel baskı, okur-yazarlık ve eğitim, sosyoekonomik çevre, işgücü ve istihdam, cinsiyet ve örgütsel biçimler, sektörel istihdam ve ekonomik gelişme olarak belirlenmiştir. Yine kadın girişimcilerin karşılaşabilecekleri engeller konusunda; kadınların finansal güvenliklerini sağlamakla birlikte, hem ev hem de iş dünyasındaki işlerini dengeleyemeyeceklerini düşünülmektedir. Ayrıca kadın girişimciler risk almada erkek girişimcilere oranla daha temkinli hareket etmekte ve daha az özgüvenli bulunmaktadırlar.
İş ve öğrenim hayatında bulunan kadınlara en önemli tavsiyem kendilerini tanımaları ve kendilerini tanıyarak yenilenme alanlarını güçlendirmeleri. Ayrıca dünya genelinde çalışan kadınları koruyucu ve destekleyici yasaların ve uygulamaların artması, demografik gelişmelerin fazlalaşması, kız çocukları ve kadınların eğitim olanaklarının artması, standart dışı çalışma şekillerinin farklılaştırılması, toplumların kadınların çalışmasına yönelik tutumlarına olumlu farkındalık çalışmalarının yapılması, çocuk bakımı ve diğer hizmetlerdeki iyileşmelere yönelik desteklemeler kadınların bu süreçte çalışma yaşamına daha aktif olarak katılımlarının artmasını sağlayacaktır.
KADINLAR POTANSİYELLERİNİN FARKINDA OLMALI
Eğitimde kadın yönetici olmanın kolay ve zor yanları neler? Kadınların kariyer yolculuğunda “cam tavan” kavramını nasıl değerlendiriyorsunuz?
Kadın yönetici olmanın sadece eğitim alanında değil tüm alanlarda zorlukları ve kolaylıkları vardır. Örneğin kadın olarak olaylara daha analitik yaklaşıyor olmanız yaptığınız işlerdeki iç disiplini ve süreç kontrolünü olumlu yönde etkiler. Aynı zamanda her detayın önceden düşünülüyor olması, olası problemleri önlemeye de yardımcı olur. Bunlar kadın yönetici olmanın hem kendinize hem de sahaya yansıyan olumlu ve kolay yanlarındandır.
Zor yanlarına gelecek olursak, erkek yöneticiler kadar istihdam alanımızın olmaması en başta söyleyeceklerim arasında. Bugün, 21.yy becerilerinde en başlarda yer alan yaratıcılık becerisi her ne kadar kadınlarda daha baskın olsa da, terfiler de birincil öncelik olarak belirlense de, birçok kurum tarafından göz ardı edilebiliyor. Ancak unutmamak gerekir ki iyi bir lider duygusal zekâsı olan ve bunu efektif kullanan bireydir. Söylemek istediğim, bu becerinin sadece kadınlarda olduğu değil kadınlarda da olduğunun farkında olunmasıdır.
Cam tavan kavramının işaret ettiği gizil engeller, her sektörde farklılık göstermektedir. Aşılması zor olsa da imkânsız değildir. Sektörün ihtiyaçlarını iyi analiz etmek ve kendi potansiyelinin farkında olmakla engelleri aşma noktasında hız kazanılacağı düşüncesindeyim.
Kendinizi nasıl bir yönetici olarak tanımlıyorsunuz? Yönetim anlayışınızı belirleyen ilkeler neler?
Yönetici olmanın altın kuralının doğru bir iletişim dili olduğuna inanıyorum. Kişisel gelişim, yeniliklere açık olmak, ekip ile şeffaf bir iletişim kurmak, disiplinli ve sorumluluk sahibi olmak bir yöneticide bulunması gereken özelliklerdir. Ben kendi yöneticilik kariyerimde bu saydığım hususlara çok önem veriyorum. Her birey ile iletişim kurarken dikkatle yönettiğim alan, kurduğum cümlenin karşımdaki kişiyi iyi hissettirmesi. Doğru bir yönetim bağ kurmak ile mümkün olabilir. Bu bağ samimiyet ve şeffaflık ile güçlendirilir. Benim yönetim modelimin anahtarı doğru iletişim, samimiyet ve şeffaflıktır. Yöneticilik anlayışım lider olan bir yol arkadaşı olmak. Sonuç değil süreç odaklı bir kişiliğim var ve bu özelliğimi de iş hayatıma yansıtıyorum. Bireysel başarıdan ziyade takım çalışmasına önem veriyorum.
İŞ YAŞAMINDA KENDİNİZİ SÜREKLİ YENİLEMENİZ GEREKİR
Eğitimde yönetici olmak isteyen kadınlara neler tavsiye edersiniz?
Burada önemli olan yönetici olmak değil, iyi bir yönetici olmaktır. İyi bir yönetici olmak için hedefleriniz olmalı, ekibinizi ve kurumunuzu iyi tanımalısınız. Kendi kariyer yolculuğumu göz önünde bulundurarak kadınlara verebileceğim tavsiyelerin en başında kariyer basamaklarına dair karşılaşacakları her şeyi fırsat olarak değerlendirmeleri gelir. Profesyonel yaşam gerçekten de kendinizi sürekli yenilemeniz gereken bir alan ve benliğinize saygı gösteren bir ortamda bulunmayı tercih ettiğinizde engeller hep önemli bir sıçrama fırsatına dönüşüyor. Benim şu an yönetici pozisyonunda olmamı, iş hayatında başarılı olmamı sağlayan en önemli unsur çalışmak istediğim sektörü ve hedeflerimi en baştan belirlemiş olmamdır. Eğitim sektöründe yer almak, çocuklar ve gençler ile çalışmak, yeni nesiller yetiştirme konusunda rol almak benim en büyük hayalim ve hedefimdi. Bu hedefe ulaşmış olmaktan, bu yolda yürüyor olmaktan dolayı çok mutlu ve gururluyum.
Kadınların eğitim dünyasında ve toplumdaki konumlarını nasıl değerlendiriyorsunuz? Koşulların iyileştirilmesi için neler önerirsiniz?
Kadın ya da erkek fark etmeksizin bireylerin, toplumda etkin bir rol alması, toplumla uyum içinde yaşayabilmesi haklarını bilmesi ve kullanabilmesi önemlidir. Bu haklardan biri olan eğitim, diğer haklarını bilmesi ve kullanması açısından son derece önemlidir.
Ancak dünya genelinde, özellikle modern dönem sonrası, insan haklarının gelişmesi, bu alanda sivil toplum örgütlerinin katkısı, zaman içerisinde, kadın haklarının gelişimi ve ilerleyişi de gerçekleşmiş, son olarak kadın erkeğe eşit kabul edilen, özel alan dışında kendini ifade edebilen, sosyal, siyasal, ekonomik sahada varlığını ispat eden bir konum edinmiştir. Ancak Türkiye’de hala elbette bu konum arzulanan seviyede değildir. Sivil toplum örgütlerinin katkıları, üretilmeye çalışılan aile ve sosyal politikalar, kadını hak ettiği konuma yükseltmek için çaba sarf etse de geleneksel bakış açıları, eğitim, bilgi ve bilinç eksikliği gibi sorunlar yüzünden bu ivme durağandır. Kadının hem toplumsal hayatta hem aile hayatında aktif ve saygın bir yer elde edebilmesi için ise kısır çözümler ve birbirini tekrar eden öneriler yerine daha sağlam ve yapıcı fikir ve politikalara ihtiyaç vardır. Örneğin, kadınların her şeyden önce eğitim ve yaşam haklarına saygı duyulması, kadınların da toplumun ve sistemin bir bireyi olduklarının unutulmaması gerekmektedir. Nitekim kadınlar tarih boyunca her daim toplumun bir parçası olmuş, hikayelere, kahramanlıklara konu olacak mücadelelerde yer almışlardır. Sonuç olarak Türk tarihi boyunca kadınların her daim yaşamın içinde yer alan ana karakterler oldukları unutulmamalıdır.
GİRNE KOLEJİ’NDE HER ALANDA EŞİTLİK VAR
Kız çocuklarının eğitim ve kariyer yolculuklarında Türkiye’deki koşulları nasıl değerlendiriyorsunuz? Fırsat eşitliği için hangi adımlar atılmalı?
Kız çocuklarının eğitim hayatında desteklenmemesi sorunu yalnızca ülkemizi değil, tüm dünya ülkelerini kapsayan bir sorundur. Eğitim, dünyada yaşayan herkesin en temel hakkı ve insanların bu hakka kavuşması da hepimizin birincil sorumluluğudur. Bu sorumlulukla kızların okullaşma oranının artırılması için hükümet ve sivil toplum kuruluşları tarafından birçok proje yapılmaktadır. İstatiksel veriler incelendiğinde bu projelerin olumlu sonuç verdiğini söylemek mümkün. Aynı olumlu sonucu kadınların iş hayatındaki yeri için de söylemek mümkün. Cinsiyetçi bir bakış açısından uzaklaşarak profesyonel hayata bakmak; hem insani değerler için hem de kadınların sosyal haklar bakımından eşit olabilmesi için gereken temel unsurdur. Girne Koleji olarak bizler hem kampüslerimizde hem de Türkiye’deki eğitim sisteminin her alanında kız çocuklarını destekliyoruz. İş yaşamında ise çalışanlarımızın maaş standartlarında, özlük haklarında cinsiyetten bağımsız bir standardizasyonumuz bulunmaktadır.
Son Güncelleme: Salı, 22 Mart 2022 13:40
Gösterim: 654