Aradığınız sayfa bulunamıyor, lütfen kategori listesinden ulaşmayı deneyiniz.
Okullara demokrasi kültürünün yerleştirilmesi ve öğrencileri bu sürece aktif olarak dahil edebilmek amacıyla ders programları taranarak içeriklerde düzenlemeler yapılıyor.
Milli Eğitim Bakanlığı'nın okullara demokrasi kültürünü yerleştirmek ve öğrencileri bu sürece aktif olarak dahil edebilmek amacıyla yürüttüğü AB hibeli proje kapsamında, ders programları taranarak içeriklerde düzenlemeler yapılıyor.
Talim ve Terbiye Kurulu Başkanı Emin Karip, proje kapsamında çalışma grupları oluşturduklarını belirterek, şunları söyledi:
''Mevzuat tarama çalışma grubu, yürürlükteki eğitim mevzuatını demokratik vatandaşlık ve insan hakları açısından inceliyor. Güncel ya da çok eskide kalmış olsa da yürürlükte olan mevzuatlarla ilgili tarama yaparak, bunları imza atılan uluslararası sözleşmelerle örtüştürmeye çalışıyor. Bütün eğitim programlarının güçlendirilmesinden sorumlu olan program tarama çalışma grubu, bütün derslerin müfredatını tarıyor ve ders programlarında demokratik vatandaşlık ve insan hakları eğitimi konusuna ters ya da paralel neler olduğu ve bunların nasıl güçlendirilebileceği üzerinde çalışıyor.''
Üst Kategori: ROOT Kategori: Gündem
Okullara demokrasi kültürünün yerleştirilmesi ve öğrencileri bu sürece aktif olarak dahil edebilmek amacıyla ders programları taranarak içeriklerde düzenlemeler yapılıyor.
Milli Eğitim Bakanlığı'nın okullara demokrasi kültürünü yerleştirmek ve öğrencileri bu sürece aktif olarak dahil edebilmek amacıyla yürüttüğü AB hibeli proje kapsamında, ders programları taranarak içeriklerde düzenlemeler yapılıyor.
Talim ve Terbiye Kurulu Başkanı Emin Karip, proje kapsamında çalışma grupları oluşturduklarını belirterek, şunları söyledi:
''Mevzuat tarama çalışma grubu, yürürlükteki eğitim mevzuatını demokratik vatandaşlık ve insan hakları açısından inceliyor. Güncel ya da çok eskide kalmış olsa da yürürlükte olan mevzuatlarla ilgili tarama yaparak, bunları imza atılan uluslararası sözleşmelerle örtüştürmeye çalışıyor. Bütün eğitim programlarının güçlendirilmesinden sorumlu olan program tarama çalışma grubu, bütün derslerin müfredatını tarıyor ve ders programlarında demokratik vatandaşlık ve insan hakları eğitimi konusuna ters ya da paralel neler olduğu ve bunların nasıl güçlendirilebileceği üzerinde çalışıyor.''
Son Güncelleme: Pazar, 06 Ocak 2013 12:20
Gösterim: 2060
4+4+4 sonrası 136 bin 115 öğrenci örgün eğitimi bıraktı
Ömer Dinçer, 2012-2013 eğitim-öğretim yılının birinci döneminde ortaokuldan sonra örgün eğitimi bırakan öğrencilerin sayısını 136 bin 115 olarak açıkladı.
4+4+4 sistemi sonrasında zorunlu eğitimin 12 yılı çıkarılmasıyla ortaokula giden öğrencilerden 136 bin 115'i örgün öğretimi bırakarak açık liseye geçti.
2012-2013 eğitim-öğretim yılıyla birlikte uygulanmaya başlanan sistem kapsamında ortaokulun ardından öğrencilerin yaygın eğitim kapsamında da eğitime devam etme imkânı verilmesi nedeniyle on binlerce öğrenci okulu bıraktı.
Mahmut Lıcalı'nın Cumhuriyet'teki haberine göre; kesintili eğitim sistemine göre 8. sınıftan sonra ortaokulu bitiren öğrenciler 12 yıllık zorunlu eğitimin son 4 yılını örgün eğitim yerine yaygın eğitim aracılığıyla da tamamlayabiliyor. Bu durum kız öğrencilerin örgün eğitime devam etmeme nedenleri olan “karma eğitim”, “yatılı okul” ve “türban yasağını” kısmen ortadan kaldırıyor. Başka bir deyişle 8. sınıftan sonra zorunlu olmasına karşın aileleri tarafından örgün eğitime gönderilmeyen kız çocuklar 9, 10, 11 ve 12. sınıfları evde oturarak açık lise aracılığıyla okuyabilecek.
MHP Ankara Milletvekili Zuhal Topcu’nun konu hakkındaki soru önergesini yanıtlayan Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer, 2012-2013 eğitim-öğretim yılının birinci döneminde ortaokuldan sonra örgün eğitimi bırakan öğrencilerin sayısını 136 bin 115 olarak açıkladı. Milli Eğitim Bakanlığı’nın verilerine göre birinci dönemde örgün eğitime devam ederken 9. sınıfı bırakarak açık liseye kayıt olan öğrencilerin sayısı 95 bin 561, 10. sınıfı bırakan öğrencilerin sayısı 21 bin 639, 11. sınıfı bırakan öğrencilerin sayısı 13 bin 737 ve 12. sınıfı bırakan öğrencilerin sayısı ise 5 bin 178 olarak belirlendi.
Odatv.com
Üst Kategori: ROOT Kategori: Gündem
4+4+4 sonrası 136 bin 115 öğrenci örgün eğitimi bıraktı
Ömer Dinçer, 2012-2013 eğitim-öğretim yılının birinci döneminde ortaokuldan sonra örgün eğitimi bırakan öğrencilerin sayısını 136 bin 115 olarak açıkladı.
4+4+4 sistemi sonrasında zorunlu eğitimin 12 yılı çıkarılmasıyla ortaokula giden öğrencilerden 136 bin 115'i örgün öğretimi bırakarak açık liseye geçti.
2012-2013 eğitim-öğretim yılıyla birlikte uygulanmaya başlanan sistem kapsamında ortaokulun ardından öğrencilerin yaygın eğitim kapsamında da eğitime devam etme imkânı verilmesi nedeniyle on binlerce öğrenci okulu bıraktı.
Mahmut Lıcalı'nın Cumhuriyet'teki haberine göre; kesintili eğitim sistemine göre 8. sınıftan sonra ortaokulu bitiren öğrenciler 12 yıllık zorunlu eğitimin son 4 yılını örgün eğitim yerine yaygın eğitim aracılığıyla da tamamlayabiliyor. Bu durum kız öğrencilerin örgün eğitime devam etmeme nedenleri olan “karma eğitim”, “yatılı okul” ve “türban yasağını” kısmen ortadan kaldırıyor. Başka bir deyişle 8. sınıftan sonra zorunlu olmasına karşın aileleri tarafından örgün eğitime gönderilmeyen kız çocuklar 9, 10, 11 ve 12. sınıfları evde oturarak açık lise aracılığıyla okuyabilecek.
MHP Ankara Milletvekili Zuhal Topcu’nun konu hakkındaki soru önergesini yanıtlayan Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer, 2012-2013 eğitim-öğretim yılının birinci döneminde ortaokuldan sonra örgün eğitimi bırakan öğrencilerin sayısını 136 bin 115 olarak açıkladı. Milli Eğitim Bakanlığı’nın verilerine göre birinci dönemde örgün eğitime devam ederken 9. sınıfı bırakarak açık liseye kayıt olan öğrencilerin sayısı 95 bin 561, 10. sınıfı bırakan öğrencilerin sayısı 21 bin 639, 11. sınıfı bırakan öğrencilerin sayısı 13 bin 737 ve 12. sınıfı bırakan öğrencilerin sayısı ise 5 bin 178 olarak belirlendi.
Odatv.com
Son Güncelleme: Pazar, 06 Ocak 2013 11:30
Gösterim: 1895
Trakya Üniversitesi İngilizce Öğretmenliği Bölümü mezunu Pınar Yılmaz, atanmasının çıkmaması sonucu kendini modellik sürecinin içinde buldu.
Bir yandan sergilere konulan ve yayınlanan fotoğraf çekimlerini sürdüren bir yandan da modellik yapmaya başlayan Yılmaz, öğretim üyesi olmayı beklerken model oldu.
Öte yandan Yılmaz, yurt içinde ve yurt dışında Türkiye'yi turistik alanda tanıtacak olan Kültür Bakanlığı Ege Bölgesi tanıtım filmi için kamera karşısına geçti.
(milliyet)
Üst Kategori: ROOT Kategori: Gündem
Trakya Üniversitesi İngilizce Öğretmenliği Bölümü mezunu Pınar Yılmaz, atanmasının çıkmaması sonucu kendini modellik sürecinin içinde buldu.
Bir yandan sergilere konulan ve yayınlanan fotoğraf çekimlerini sürdüren bir yandan da modellik yapmaya başlayan Yılmaz, öğretim üyesi olmayı beklerken model oldu.
Öte yandan Yılmaz, yurt içinde ve yurt dışında Türkiye'yi turistik alanda tanıtacak olan Kültür Bakanlığı Ege Bölgesi tanıtım filmi için kamera karşısına geçti.
(milliyet)
Son Güncelleme: Pazartesi, 07 Ocak 2013 09:51
Gösterim: 1672
Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer’e son dönemde yasaklanan ve sansürlenen kitaplar ve şiirlerle ilgili Meclis’e CHP’den soru önergesi verildi.
CHP Zonguldak milletvekili Ali İhsan Köktürk son dönemde yasaklanan, sansürlenen kitapları, şiirleri Meclis gündemine taşıdı.
CHP'li Köktürk'ün, Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer'e yönelttiği soru önergesiyle Halk Ozanı Yunus Emre'nin sansürlenen şiirlerinden Kaygusuz Abdal'ın Alevilik kültürüne ilişkin yazdığı ve "sakıncalı" bulunan "Nefes" şiirine ilişkin açıklama yapmasını istedi.
Köktürk soru önergesinin devamında İzmir İl Milli Eğitim Müdürlüğü tarafından yasaklanan John Steinbeck'in "Fareler ve İnsanlar" adlı kitabını da hatırlatarak, Bakan Dinçer'e şu soruları yönetti:
1.21. Yüzyılda yukarıda uygulanan durumlarla ilgili düşünceniz nedir?
2.1945 yılında basılan, Dünya Klasikleri ve 100 Temel Eser içerisinde yer alan John Steinbeck'in "Fareler ve İnsanlar" adlı kitabı acaba geçen zaman içerisinde, çocuklarımızda ne gibi olumsuz etkiler yaratmıştır? Söz konusu kitapları okuyan öğrenciler üzerinde ne gibi travma ve davranış bozuklukları gözlemlenmiştir ki bu tutum/yaklaşım değişikliğine gidilmiştir? Yoksa bu yapıtlara sansür uygulanmasının asıl nedeni düşünceye pranga vurarak AKP zihniyetinde tek tip insan yaratma hedefi midir?
3.İllerin “İnceleme ve Değerlendirme Komisyonu’na” açıklık getirmeyi düşünüyor musunuz?Bunların görevi nedir? Edebiyatla ilgileri nelerdir? Bu kurullar oluşturulurken hangi ölçütler göz önüne alınmaktadır?
4.Bundan sonra her il kendine göre, kitaplar sansürleyecek midir? Bu sansür uygulaması AKP’nin ileri demokrasi anlayışının örneklerinden biri midir?
5.Milli Eğitim Bakanlığı olarak okullara girmesi sakıncalı olan kaç kitap vardır? Bunların listesi nedir?
Odatv.com
Üst Kategori: ROOT Kategori: Gündem
Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer’e son dönemde yasaklanan ve sansürlenen kitaplar ve şiirlerle ilgili Meclis’e CHP’den soru önergesi verildi.
CHP Zonguldak milletvekili Ali İhsan Köktürk son dönemde yasaklanan, sansürlenen kitapları, şiirleri Meclis gündemine taşıdı.
CHP'li Köktürk'ün, Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer'e yönelttiği soru önergesiyle Halk Ozanı Yunus Emre'nin sansürlenen şiirlerinden Kaygusuz Abdal'ın Alevilik kültürüne ilişkin yazdığı ve "sakıncalı" bulunan "Nefes" şiirine ilişkin açıklama yapmasını istedi.
Köktürk soru önergesinin devamında İzmir İl Milli Eğitim Müdürlüğü tarafından yasaklanan John Steinbeck'in "Fareler ve İnsanlar" adlı kitabını da hatırlatarak, Bakan Dinçer'e şu soruları yönetti:
1.21. Yüzyılda yukarıda uygulanan durumlarla ilgili düşünceniz nedir?
2.1945 yılında basılan, Dünya Klasikleri ve 100 Temel Eser içerisinde yer alan John Steinbeck'in "Fareler ve İnsanlar" adlı kitabı acaba geçen zaman içerisinde, çocuklarımızda ne gibi olumsuz etkiler yaratmıştır? Söz konusu kitapları okuyan öğrenciler üzerinde ne gibi travma ve davranış bozuklukları gözlemlenmiştir ki bu tutum/yaklaşım değişikliğine gidilmiştir? Yoksa bu yapıtlara sansür uygulanmasının asıl nedeni düşünceye pranga vurarak AKP zihniyetinde tek tip insan yaratma hedefi midir?
3.İllerin “İnceleme ve Değerlendirme Komisyonu’na” açıklık getirmeyi düşünüyor musunuz?Bunların görevi nedir? Edebiyatla ilgileri nelerdir? Bu kurullar oluşturulurken hangi ölçütler göz önüne alınmaktadır?
4.Bundan sonra her il kendine göre, kitaplar sansürleyecek midir? Bu sansür uygulaması AKP’nin ileri demokrasi anlayışının örneklerinden biri midir?
5.Milli Eğitim Bakanlığı olarak okullara girmesi sakıncalı olan kaç kitap vardır? Bunların listesi nedir?
Odatv.com
Son Güncelleme: Pazar, 06 Ocak 2013 11:19
Gösterim: 1861
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik, atanamayan öğretmenlere ve eş durumundan mağdur olan öğretmenlere verdiği sözü tuttu.
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik, Şubat’ta atama bekleyen öğretmen adayları ile eş durumundan tayin bekleyen öğretmenlere mağduriyetlerinin giderilmesi için Başbakan Erdoğan’a konuyu ileteceği sözü vermişti. Çelik dün Twitter’dan yaptığı açıklamada, “Söz verdiğim üzere, eş durumundan tayin talep eden öğretmenlerin ve Şubat'ta atama bekleyen adayların beklentilerini Sn.Başbakan'a arz ettim.” Açıklamasında bulundu.
İşte Hüseyin Çelik’in tweetleri
Söz verdiğim üzere,eş durumundan tayin talep eden öğretmenlerin ve Şubat'ta atama bekleyen adayların beklentilerini Sn.Başbakan'a arz ettim. Sn. Başbakan KHK'nin yılda bir kez öğretmen ataması yapılması şeklinde düzenlendiğini ve tüm hazırlıkların buna göre yapıldığını söyledi. Bu Şubat'ta atama yapılmayacağı anlamına geliyor. Beklenti içinde olan adaylar adına üzgünüm. Sn. Başbakanımız, eş durumu tayinlerinde aile bütünlüğü meselesine verdiği önemi belirterek azami hassasiyetin gösterilmesini emredecektir.
Üst Kategori: ROOT Kategori: Gündem
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik, atanamayan öğretmenlere ve eş durumundan mağdur olan öğretmenlere verdiği sözü tuttu.
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik, Şubat’ta atama bekleyen öğretmen adayları ile eş durumundan tayin bekleyen öğretmenlere mağduriyetlerinin giderilmesi için Başbakan Erdoğan’a konuyu ileteceği sözü vermişti. Çelik dün Twitter’dan yaptığı açıklamada, “Söz verdiğim üzere, eş durumundan tayin talep eden öğretmenlerin ve Şubat'ta atama bekleyen adayların beklentilerini Sn.Başbakan'a arz ettim.” Açıklamasında bulundu.
İşte Hüseyin Çelik’in tweetleri
Söz verdiğim üzere,eş durumundan tayin talep eden öğretmenlerin ve Şubat'ta atama bekleyen adayların beklentilerini Sn.Başbakan'a arz ettim. Sn. Başbakan KHK'nin yılda bir kez öğretmen ataması yapılması şeklinde düzenlendiğini ve tüm hazırlıkların buna göre yapıldığını söyledi. Bu Şubat'ta atama yapılmayacağı anlamına geliyor. Beklenti içinde olan adaylar adına üzgünüm. Sn. Başbakanımız, eş durumu tayinlerinde aile bütünlüğü meselesine verdiği önemi belirterek azami hassasiyetin gösterilmesini emredecektir.
Son Güncelleme: Pazar, 06 Ocak 2013 11:41
Gösterim: 2168