Aradığınız sayfa bulunamıyor, lütfen kategori listesinden ulaşmayı deneyiniz.

Milli Eğitim Bakanı Dinçer; öğretmenle ilgili olarak genel, ulusal düzeyde sorunlarımızın olduğunu söyledi.

omer dinçerMilli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer, ''Öğretmenle ilgili olarak bizim genelde, ulusal düzeyde de sorunlarımız var'' dedi.

Dinçer, kaymakamlar, belediye başkanları, il ve milli eğitim müdürleriyle DSİ Sosyal Tesisleri'nde basına kapalı düzenlenen toplantının ardından yaptığı açıklamada, Balıkesir'in eğitimle ilgili altyapısını gözden geçirdiklerini söyledi. Sorunlar üzerine çözüm önerilerini tartıştıklarını ifade eden Dinçer, Balıkesir'in, yaşanan küçük sıkıntılara rağmen Türkiye'de diğer illerle karşılaştırıldığında, eğitim altyapısıyla övünülecek konumda bulunduğunu vurguladı.

"Öğretmen açığı sorununu çözeceğiz"

Balıkesir'in, genel değerlendirme yapıldığında, derslik başına ve öğretmen başına düşen öğrenci sayısı itibarıyla Türkiye ortalamasının altında bulunduğunu dile getiren Dinçer, şunları kaydetti:

''Bu açıdan bakıldığında küçük katkılarla fiziki altyapıyı tamamlama şansımız var. Ancak, Balıkesir'in ulusal düzeydeki başarısını artıracak türden, eğitimin niteliğini geliştirmek üzere de ek çalışma yapmamız gerekiyor. Yapılacakları tartıştık, görev dağılımını da yaptık, çok başarılı toplantı oldu. Ayrıca Dursunbey ve birkaç ilçemizde öğretmen açığı görünüyor. Bu sorunu da çözüyoruz. Öğretmenlerimiz eğitimlere başlıyor. Öğretmenle ilgili olarak bizim genelde, ulusal düzeyde de sorunlarımız var. Ama yine de Balıkesir, norm kadrolara bakıldığında birçok ilden iyi konumda bulunuyor.''

(ensonhaber)

> Dinçer: Öğretmenle ulusal düzeyde de sorunlarımız var

Milli Eğitim Bakanı Dinçer; öğretmenle ilgili olarak genel, ulusal düzeyde sorunlarımızın olduğunu söyledi.

omer dinçerMilli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer, ''Öğretmenle ilgili olarak bizim genelde, ulusal düzeyde de sorunlarımız var'' dedi.

Dinçer, kaymakamlar, belediye başkanları, il ve milli eğitim müdürleriyle DSİ Sosyal Tesisleri'nde basına kapalı düzenlenen toplantının ardından yaptığı açıklamada, Balıkesir'in eğitimle ilgili altyapısını gözden geçirdiklerini söyledi. Sorunlar üzerine çözüm önerilerini tartıştıklarını ifade eden Dinçer, Balıkesir'in, yaşanan küçük sıkıntılara rağmen Türkiye'de diğer illerle karşılaştırıldığında, eğitim altyapısıyla övünülecek konumda bulunduğunu vurguladı.

"Öğretmen açığı sorununu çözeceğiz"

Balıkesir'in, genel değerlendirme yapıldığında, derslik başına ve öğretmen başına düşen öğrenci sayısı itibarıyla Türkiye ortalamasının altında bulunduğunu dile getiren Dinçer, şunları kaydetti:

''Bu açıdan bakıldığında küçük katkılarla fiziki altyapıyı tamamlama şansımız var. Ancak, Balıkesir'in ulusal düzeydeki başarısını artıracak türden, eğitimin niteliğini geliştirmek üzere de ek çalışma yapmamız gerekiyor. Yapılacakları tartıştık, görev dağılımını da yaptık, çok başarılı toplantı oldu. Ayrıca Dursunbey ve birkaç ilçemizde öğretmen açığı görünüyor. Bu sorunu da çözüyoruz. Öğretmenlerimiz eğitimlere başlıyor. Öğretmenle ilgili olarak bizim genelde, ulusal düzeyde de sorunlarımız var. Ama yine de Balıkesir, norm kadrolara bakıldığında birçok ilden iyi konumda bulunuyor.''

(ensonhaber)

Son Güncelleme: Cumartesi, 29 Eylül 2012 13:34

Gösterim: 1551

Hayat Boyu Öğrenme Genel Müdürlüğü'nce, ailelere ''annelik ve babalık'' becerilerinin geliştirilmesi amacıyla verilen eğitimlerden bu yılın ilk yarısında 43 bin 250 kişi yararlandı.

meb aileEğitimlerin bin 700 eğiticiyle halk eğitim merkezlerinde ücretsiz olarak verildiğine işaret eden Biçerli, ilerleyen dönemlerde ''Okullar Hayat Olsun Projesi'' kapsamında da bu eğitimlerin verileceğini belirti.

Eğitimlerde, anne ve babalara kadın olmak, güvenli annelik, demokratik ilişki empati, sağlıklı cinsel yaşam, babanın rolü, çocuk hakları, ihmal ve istismarı konularında dersler veriliyor.

> MEB anne ve babaları da eğitiyor

Hayat Boyu Öğrenme Genel Müdürlüğü'nce, ailelere ''annelik ve babalık'' becerilerinin geliştirilmesi amacıyla verilen eğitimlerden bu yılın ilk yarısında 43 bin 250 kişi yararlandı.

meb aileEğitimlerin bin 700 eğiticiyle halk eğitim merkezlerinde ücretsiz olarak verildiğine işaret eden Biçerli, ilerleyen dönemlerde ''Okullar Hayat Olsun Projesi'' kapsamında da bu eğitimlerin verileceğini belirti.

Eğitimlerde, anne ve babalara kadın olmak, güvenli annelik, demokratik ilişki empati, sağlıklı cinsel yaşam, babanın rolü, çocuk hakları, ihmal ve istismarı konularında dersler veriliyor.

Son Güncelleme: Cumartesi, 29 Eylül 2012 13:24

Gösterim: 1475

Suriye ordusu ile muhaliflerin savaşı, bölgedeki hayatı olumsuz etkilemeye devam ediyor. Kardeşi ölen ve savaştan kaçarak Türkiye’ye sığınan Suriyeli öğretmen, Şanlıurfa’da otellerde gündelik temizliğe giderek hayatını devam ettirmeye çalışıyor.

suriyeli ogretmenSuriye’nin Halep kentinde öğretmenlik yaparken okullarının yerle bir olması üzerine 2 çocuğunu alıp Türkiye’ye kaçan Ebtesam Waziro, çadır kentlerde kalmamak için kaçak olarak yaşıyor. Annesi, babası ve diğer yakınlarını Suriye’de bıraktığını belirten Waziro, gözyaşları içerisinde öğrencilerini bırakıp kaçtığını anlattı.

36 yaşındaki Suriyeli öğretmen, "Suriye’de savaş var, her taraf bombalanıyor. Ben de iki çocuğumla birlikte kaçak yollarla Türkiye’ye geldim. Kardeşim orada öldü. Savaş şiddetli bir şekilde devam ederken buraya geldim. Yıllarca okul okudum, öğretmenlik yapıyordum. Şimdi burada tuvalet temizliyor, bulaşık yıkıyorum. Bunlar çok zor geliyor. Allah razı olsun iş veriyorlar, sahip çıkıyorlar" dedi.

"Vurulmadık yer kalmadı"

Suriye’de Esad askerlerinin her yeri bombaladığını dile getiren Waziro, "Orada durumlar çok karışık. Vurulmadık yer kalmadı. Okullar vuruldu, camiler vuruldu. Ben de ne yapacağımı bilmediğim için kaçarak buraya sığındım. Öğretmenlik yaparken, gelip Türkiye’de günlük 20 TL’ye zor işlerde çalışmak zorunda kalıyorum. Esad olayları bu duruma getirdi. Allah onu Suriye'nin başından alsın. Umudumu yitirmedim, tekrar ülkeme dönmek istiyorum. İngilizce ve Arapça dersler verirken bu duruma düştüm. İnşallah bir gün yine öğretmenlik yapacağım" diye konuştu.

Günlük 20 TL’ye 12 saat temizlik yapan Waziro, bazen iş bulamadığını, çünkü kaçak olduğu için herkesin risk almadığını söyledi. Kendisi gibi birçok kişinin bu durumda olduğunu ifade eden Suriyeli öğretmen, kendilerine sahip çıkan Türkiye'ye de teşekkür etti.

> Öğretmendi, temizlik işçisi oldu

Suriye ordusu ile muhaliflerin savaşı, bölgedeki hayatı olumsuz etkilemeye devam ediyor. Kardeşi ölen ve savaştan kaçarak Türkiye’ye sığınan Suriyeli öğretmen, Şanlıurfa’da otellerde gündelik temizliğe giderek hayatını devam ettirmeye çalışıyor.

suriyeli ogretmenSuriye’nin Halep kentinde öğretmenlik yaparken okullarının yerle bir olması üzerine 2 çocuğunu alıp Türkiye’ye kaçan Ebtesam Waziro, çadır kentlerde kalmamak için kaçak olarak yaşıyor. Annesi, babası ve diğer yakınlarını Suriye’de bıraktığını belirten Waziro, gözyaşları içerisinde öğrencilerini bırakıp kaçtığını anlattı.

36 yaşındaki Suriyeli öğretmen, "Suriye’de savaş var, her taraf bombalanıyor. Ben de iki çocuğumla birlikte kaçak yollarla Türkiye’ye geldim. Kardeşim orada öldü. Savaş şiddetli bir şekilde devam ederken buraya geldim. Yıllarca okul okudum, öğretmenlik yapıyordum. Şimdi burada tuvalet temizliyor, bulaşık yıkıyorum. Bunlar çok zor geliyor. Allah razı olsun iş veriyorlar, sahip çıkıyorlar" dedi.

"Vurulmadık yer kalmadı"

Suriye’de Esad askerlerinin her yeri bombaladığını dile getiren Waziro, "Orada durumlar çok karışık. Vurulmadık yer kalmadı. Okullar vuruldu, camiler vuruldu. Ben de ne yapacağımı bilmediğim için kaçarak buraya sığındım. Öğretmenlik yaparken, gelip Türkiye’de günlük 20 TL’ye zor işlerde çalışmak zorunda kalıyorum. Esad olayları bu duruma getirdi. Allah onu Suriye'nin başından alsın. Umudumu yitirmedim, tekrar ülkeme dönmek istiyorum. İngilizce ve Arapça dersler verirken bu duruma düştüm. İnşallah bir gün yine öğretmenlik yapacağım" diye konuştu.

Günlük 20 TL’ye 12 saat temizlik yapan Waziro, bazen iş bulamadığını, çünkü kaçak olduğu için herkesin risk almadığını söyledi. Kendisi gibi birçok kişinin bu durumda olduğunu ifade eden Suriyeli öğretmen, kendilerine sahip çıkan Türkiye'ye de teşekkür etti.

Son Güncelleme: Cumartesi, 29 Eylül 2012 11:28

Gösterim: 1487

4+4+4 sistemi olumsuz sonuçlarını vermeye devam ediyor, İzmir'de kayıtlı öğrenci sayısı 70'e varan sınıflar bulunuyor.

kalabalık sınıfAKP iktidarının getirdiği 4+4+4 eğitim sistemiyle birlikte öğrenciler, kalabalık sınıflarda eğitim almak zorunda kalıyor. Eğitim – öğretim yılı başlamadan önce uyarılarını yapan eğitimciler, şimdi öğrencilerle birlikte zorlu koşullarda ders yapmaya çalışıyor.

İzmir'deki okulların durumu inceleyen CHP İzmir Milletvekili Erdal Aksünger, bir sınıfta 50'ye yakın öğrencinin ders yapmaya çalıştığını söyledi. Okul okul öğrenci sayılarını belirleyen Aksünger, Karabağlar Duğrallar İlkokulu'ndaki bazı sınıflarda öğrenci sayısının 40 – 50 arasında, Karabağlar İlkkurşun İlkokulu'nda 2.,3. ve 4. sınıfların birleştirilmesiyle 40, 6.,7., ve 8. sınıflarda da 30'un üstünde olduğunu bildirdi.

Aksünger, okullar hakkında şu bilgileri verdi:

“Konak Kestelli Şerife Eczacıbaşı Okulu 5. sınıflar 45-50 kişidir. Karabağlar Mustafa Baykaş Ortaokulu'nda bazı şubelerdeki öğrenci 30’un üstündedir. Karabağlar Ahmet Ragıp Üzümcü ilkokulu ve ortaokulunda, kütüphane, laboratuvar sınıf olmuştur. Ortaokul bölümünde 7 saat eğitim yapılıyor. İlkokullarda 5 yaşındaki çocuklar buna uygun olarak saat 07.20’de derse başlıyor. Bu okulda 16 birinci sınıf var. Konak Gazi, Gültepe ve Karabağlar Şehit Gazeteci Hasan Tahsin ortaokullarında 5-6-7-8 sınıfların mevcudu 30’un üstünde. İTO Vakfı Süleyman Taştekin Endüstri Meslek Lisesi'nde 9. sınıflarda, bir sınıftaki kayıtlı öğrenci sayısını 70’in üzerinde olduğu belirlenmiştir. Konak Hakimiyet-i Milliye İlkokulu'nda 3. sınıf sayıları her sınıf için 40'ın üzerinde.”

Okul dışında...

Bir kısmı imam hatip yapılan Buca Hüseyin Avni Ateşoğlu İlköğretim Okulu'nun depoları, soyunma odaları ve kalorifer dairesinin sınıf yapıldığına dikkat çeken Aksünger, öğretmenler odasının bile sınıfa dönüştürüldüğünü, bu nedenle eğitimcilerin okul dışında bir mekanda buluşup çalıştığını söyledi. Öğrenci fazlalığı nedeniyle 60 aylık çocuklar 10 yaşındakilerin aynı sıra ve sınıfı paylaşmak zorunda kaldığına vurgu yapan Aksünger, “5 yaşındaki bir çocuk 10-12 yaş gurubu için düzenlenen sıralarda oturmakta, ayakları bile yere değmemektedir. Seçmeli olarak konulan “Bilim Teknolojileri”, “Zeka Oyunları” gibi dersleri kimin vereceği ve içeriğinin hala belli olmadığı söylenmektedir. Eğitim ve belgesi olmadan bir çok öğretmen kendi branşı dışında dersler vermeye zorlanmıştır. Bu hem öğretmeni hem de öğrenciyi zor durumda bırakan bir uygulamadır.

Zorunlu seçmeli derslerle çocukların haftalık ders saatleri saat artmış, bunun sonucu olarak 60 aylık çocuklar bazı okullarda sabah 07.30' da ders başı yapmak ya da akşam 19.30 da dersten çıkmak zorunda kalmaktadır. Bu durum bu yaş gurubundaki bir çocuğa yapılan eziyetten başka bir şey değildir” dedi.

Norm fazlası

Aksünger, öğretmenlerin durumunun daha kötü olduğunu, ülke genelinde norm fazlası duruma düşen öğretmen sayısının 30 bin olarak anıldığını anımsattı. Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer'i istifaya çağıran Aksünger, 4+4+4 kesintili zorunlu eğitim uygulamasının durdurulması gerektiğini bildirdi.

(cumhuriyet)

> Öğrenciler sınıftan taştı

4+4+4 sistemi olumsuz sonuçlarını vermeye devam ediyor, İzmir'de kayıtlı öğrenci sayısı 70'e varan sınıflar bulunuyor.

kalabalık sınıfAKP iktidarının getirdiği 4+4+4 eğitim sistemiyle birlikte öğrenciler, kalabalık sınıflarda eğitim almak zorunda kalıyor. Eğitim – öğretim yılı başlamadan önce uyarılarını yapan eğitimciler, şimdi öğrencilerle birlikte zorlu koşullarda ders yapmaya çalışıyor.

İzmir'deki okulların durumu inceleyen CHP İzmir Milletvekili Erdal Aksünger, bir sınıfta 50'ye yakın öğrencinin ders yapmaya çalıştığını söyledi. Okul okul öğrenci sayılarını belirleyen Aksünger, Karabağlar Duğrallar İlkokulu'ndaki bazı sınıflarda öğrenci sayısının 40 – 50 arasında, Karabağlar İlkkurşun İlkokulu'nda 2.,3. ve 4. sınıfların birleştirilmesiyle 40, 6.,7., ve 8. sınıflarda da 30'un üstünde olduğunu bildirdi.

Aksünger, okullar hakkında şu bilgileri verdi:

“Konak Kestelli Şerife Eczacıbaşı Okulu 5. sınıflar 45-50 kişidir. Karabağlar Mustafa Baykaş Ortaokulu'nda bazı şubelerdeki öğrenci 30’un üstündedir. Karabağlar Ahmet Ragıp Üzümcü ilkokulu ve ortaokulunda, kütüphane, laboratuvar sınıf olmuştur. Ortaokul bölümünde 7 saat eğitim yapılıyor. İlkokullarda 5 yaşındaki çocuklar buna uygun olarak saat 07.20’de derse başlıyor. Bu okulda 16 birinci sınıf var. Konak Gazi, Gültepe ve Karabağlar Şehit Gazeteci Hasan Tahsin ortaokullarında 5-6-7-8 sınıfların mevcudu 30’un üstünde. İTO Vakfı Süleyman Taştekin Endüstri Meslek Lisesi'nde 9. sınıflarda, bir sınıftaki kayıtlı öğrenci sayısını 70’in üzerinde olduğu belirlenmiştir. Konak Hakimiyet-i Milliye İlkokulu'nda 3. sınıf sayıları her sınıf için 40'ın üzerinde.”

Okul dışında...

Bir kısmı imam hatip yapılan Buca Hüseyin Avni Ateşoğlu İlköğretim Okulu'nun depoları, soyunma odaları ve kalorifer dairesinin sınıf yapıldığına dikkat çeken Aksünger, öğretmenler odasının bile sınıfa dönüştürüldüğünü, bu nedenle eğitimcilerin okul dışında bir mekanda buluşup çalıştığını söyledi. Öğrenci fazlalığı nedeniyle 60 aylık çocuklar 10 yaşındakilerin aynı sıra ve sınıfı paylaşmak zorunda kaldığına vurgu yapan Aksünger, “5 yaşındaki bir çocuk 10-12 yaş gurubu için düzenlenen sıralarda oturmakta, ayakları bile yere değmemektedir. Seçmeli olarak konulan “Bilim Teknolojileri”, “Zeka Oyunları” gibi dersleri kimin vereceği ve içeriğinin hala belli olmadığı söylenmektedir. Eğitim ve belgesi olmadan bir çok öğretmen kendi branşı dışında dersler vermeye zorlanmıştır. Bu hem öğretmeni hem de öğrenciyi zor durumda bırakan bir uygulamadır.

Zorunlu seçmeli derslerle çocukların haftalık ders saatleri saat artmış, bunun sonucu olarak 60 aylık çocuklar bazı okullarda sabah 07.30' da ders başı yapmak ya da akşam 19.30 da dersten çıkmak zorunda kalmaktadır. Bu durum bu yaş gurubundaki bir çocuğa yapılan eziyetten başka bir şey değildir” dedi.

Norm fazlası

Aksünger, öğretmenlerin durumunun daha kötü olduğunu, ülke genelinde norm fazlası duruma düşen öğretmen sayısının 30 bin olarak anıldığını anımsattı. Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer'i istifaya çağıran Aksünger, 4+4+4 kesintili zorunlu eğitim uygulamasının durdurulması gerektiğini bildirdi.

(cumhuriyet)

Son Güncelleme: Cumartesi, 29 Eylül 2012 12:13

Gösterim: 3774

İstanbul'daki İlçe Milli Eğitim Müdürlükleri'nin ücretli öğretmen listesine göre, İngilizce dersine tarla bitkileri, matematik dersine su ürünleri mezunları giriyor.

omer dincerYaklaşık 260 bin branş öğretmeni atama beklerken Milli Eğitim Bakanlığı, görevlendirme usulü ile öğretmen açığını kapatmaya çalışıyor.

Taraf gazetesinden Serkan Ayazoğlu'nun haberine göre öğrenciler, İngilizceyi Ziraat Fakültesi Tarla Bitkileri Bölümü mezunlarından, yapı ressamlığını Almanca öğretmeninden, matematiği Su Ürünleri Bölümü mezunlarından öğreniyor. Özel bir eğitime tabi tutulması gereken zihinsel engelliler ise, Beden Eğitimi Öğretmenliği mezunlarına emanet.

Ücretli öğretmenler için hiçbir formasyon şartı aranmazken, ihtiyaç duyulan yerlerde meslek lisesi mezunları bile ücretli öğretmenlik yapabiliyor.

Yoksul semtler için geçerli Kadrolu öğretmenler 2000-2500 TL arasında maaş alırken ücretli öğretmenler ayda en fazla 800 TL kazanabiliyor.

Bir haftalık eğitim yeter

Gaziosmanpaşa Üniversitesi Öğretim Üyesi Dr. Zafer Kiraz, devletin piyasa mantığı ile ucuz "Bir haftalık eğitim yeter" deyip öğretmen yaptılar İstanbul'da devlet okulunda zihinsel engelliler öğretmenliği yapan bir Gazetecilik Bölümü mezunu yaşadıklarını anlattı:

"Okuldan mezun olup formasyon almıştım. Atanamayınca İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü'ne giderek ücretli öğretmenlik için başvurdum. Oradaki memur bana "Zihinsel engelliler öğretmeni olmak ister misin" dedi. Ben de o çocukların özel çocuklar olduklarını, bu konuda bir eğitimim olmadığını söyledim. Bana "Sen yapmasan iki senelik meslek yüksek okulu mezunları yapacak" dedi. Görevime başladım. İlk sene hiçbir eğitim almadım ikinci sene bana bir haftalık eğitim verdiler."

işgücü olarak ücretli öğretmenleri kullandığını belirterek, "Öğretmenlik mesleği, basitleştiriliyor. Ziraat Fakültesi mezununu İngilizce öğretmeni olarak görevlendirdiğinizde o çocuklar bir Anadolu lisesine bir fen lisesine girebilir mi? Sosyal bir ayrışma yaratmış olursunuz. Tarla Bitkileri Bölümü'nden mezun olan biri çocuklara sadece 'What is this? This is a penciP İngilizcesi öğretebilir. Bu açıkça yoksullar dil öğrenemez demektir. Genellikle yoksul bölgeler, köyler, kırsal bölgelerde bu öğretmenler görev yapıyor" dedi.

Taşeron devlet anlayışı

Konuyla ilgili olarak Tarafa, konuşan Atanamayan Öğretmenler Platformu'ndan Basri Ekici ise, "Ücretli öğretmenlikle, eğitim sektörü, vasıfsız öğretmen istihdam etti. Ne ders olsa girerim mantığını geliştirdi. Bu emek sömürüsünün ta kendisidir. Ücretli öğretmenlik sosyal devletten taşeron devlete geçişin belgesidir" diye konuştu.

Lisans mezunu öğretmen istiyoruz

Zihinsel Engelliler Federasyonu Başkanı Ömer Koç, zihinsel engelli derslerinin özel bir öneme sahip olduğunu belirterek bu bölüme rastgele öğretmen görevlendirilemeyeceğini söyledi.

Koç, "Bu konuyu Avrupa'ya gidip araştırdım. Türkiye'de kamuoyu yoldamaları yaptım. Biz Milli Eğitim Bakanlığı önünde eylem yaptık. Sloganımız şuydu: 'Hormonlu öğretmen istemiyoruz, Lisans eğitimini bu konuda yapmış öğretmen istiyoruz'. Bu eğitimin zihinsel engelli çoculdara hiçbir faydası olmaz. Zihinsel engelli çocuklar heba ediliyor" dedi.

Bakırköy Zihinsel Engellileri Eğitim Derneği Başkanı Nurgen Eryavuz da, "Özel rehabilitasyon merkezlerinde çocuk gelişimi mezunu olanları bile öğretmen olarak kabul etmiyorlar. Maalesef devlet okullarında böyle şeyler olabiliyor" diye konuştu.

(radikal)

> Bakan Dinçer bunu nasıl açıklayacak?

İstanbul'daki İlçe Milli Eğitim Müdürlükleri'nin ücretli öğretmen listesine göre, İngilizce dersine tarla bitkileri, matematik dersine su ürünleri mezunları giriyor.

omer dincerYaklaşık 260 bin branş öğretmeni atama beklerken Milli Eğitim Bakanlığı, görevlendirme usulü ile öğretmen açığını kapatmaya çalışıyor.

Taraf gazetesinden Serkan Ayazoğlu'nun haberine göre öğrenciler, İngilizceyi Ziraat Fakültesi Tarla Bitkileri Bölümü mezunlarından, yapı ressamlığını Almanca öğretmeninden, matematiği Su Ürünleri Bölümü mezunlarından öğreniyor. Özel bir eğitime tabi tutulması gereken zihinsel engelliler ise, Beden Eğitimi Öğretmenliği mezunlarına emanet.

Ücretli öğretmenler için hiçbir formasyon şartı aranmazken, ihtiyaç duyulan yerlerde meslek lisesi mezunları bile ücretli öğretmenlik yapabiliyor.

Yoksul semtler için geçerli Kadrolu öğretmenler 2000-2500 TL arasında maaş alırken ücretli öğretmenler ayda en fazla 800 TL kazanabiliyor.

Bir haftalık eğitim yeter

Gaziosmanpaşa Üniversitesi Öğretim Üyesi Dr. Zafer Kiraz, devletin piyasa mantığı ile ucuz "Bir haftalık eğitim yeter" deyip öğretmen yaptılar İstanbul'da devlet okulunda zihinsel engelliler öğretmenliği yapan bir Gazetecilik Bölümü mezunu yaşadıklarını anlattı:

"Okuldan mezun olup formasyon almıştım. Atanamayınca İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü'ne giderek ücretli öğretmenlik için başvurdum. Oradaki memur bana "Zihinsel engelliler öğretmeni olmak ister misin" dedi. Ben de o çocukların özel çocuklar olduklarını, bu konuda bir eğitimim olmadığını söyledim. Bana "Sen yapmasan iki senelik meslek yüksek okulu mezunları yapacak" dedi. Görevime başladım. İlk sene hiçbir eğitim almadım ikinci sene bana bir haftalık eğitim verdiler."

işgücü olarak ücretli öğretmenleri kullandığını belirterek, "Öğretmenlik mesleği, basitleştiriliyor. Ziraat Fakültesi mezununu İngilizce öğretmeni olarak görevlendirdiğinizde o çocuklar bir Anadolu lisesine bir fen lisesine girebilir mi? Sosyal bir ayrışma yaratmış olursunuz. Tarla Bitkileri Bölümü'nden mezun olan biri çocuklara sadece 'What is this? This is a penciP İngilizcesi öğretebilir. Bu açıkça yoksullar dil öğrenemez demektir. Genellikle yoksul bölgeler, köyler, kırsal bölgelerde bu öğretmenler görev yapıyor" dedi.

Taşeron devlet anlayışı

Konuyla ilgili olarak Tarafa, konuşan Atanamayan Öğretmenler Platformu'ndan Basri Ekici ise, "Ücretli öğretmenlikle, eğitim sektörü, vasıfsız öğretmen istihdam etti. Ne ders olsa girerim mantığını geliştirdi. Bu emek sömürüsünün ta kendisidir. Ücretli öğretmenlik sosyal devletten taşeron devlete geçişin belgesidir" diye konuştu.

Lisans mezunu öğretmen istiyoruz

Zihinsel Engelliler Federasyonu Başkanı Ömer Koç, zihinsel engelli derslerinin özel bir öneme sahip olduğunu belirterek bu bölüme rastgele öğretmen görevlendirilemeyeceğini söyledi.

Koç, "Bu konuyu Avrupa'ya gidip araştırdım. Türkiye'de kamuoyu yoldamaları yaptım. Biz Milli Eğitim Bakanlığı önünde eylem yaptık. Sloganımız şuydu: 'Hormonlu öğretmen istemiyoruz, Lisans eğitimini bu konuda yapmış öğretmen istiyoruz'. Bu eğitimin zihinsel engelli çoculdara hiçbir faydası olmaz. Zihinsel engelli çocuklar heba ediliyor" dedi.

Bakırköy Zihinsel Engellileri Eğitim Derneği Başkanı Nurgen Eryavuz da, "Özel rehabilitasyon merkezlerinde çocuk gelişimi mezunu olanları bile öğretmen olarak kabul etmiyorlar. Maalesef devlet okullarında böyle şeyler olabiliyor" diye konuştu.

(radikal)

Son Güncelleme: Cumartesi, 29 Eylül 2012 10:17

Gösterim: 1629


Egitimtercihi.com
5846 Sayılı Telif Hakları Kanunu gereğince, bu sitede yer alan yazı, fotoğraf ve benzeri dokümanlar, izin alınmadan ve kaynak gösterilmeden kesinlikle kullanılamaz. Bilgilerin doğru yansıtılması için her türlü özen gösterilmiş olmakla birlikte olası yayın hatalarından site yönetimi ve editörleri sorumlu tutulamaz.