Aradığınız sayfa bulunamıyor, lütfen kategori listesinden ulaşmayı deneyiniz.
Çalışma hayatındaki herkesi çok yakından ilgilendiren kıdem tazminatı ile ilgili olarak önemli değişiklikler hazırlanıyor. Önümüzdeki günlerde açıklanması beklenen Kıdem Tazminatı Fonu ile ilgili en önemli tartışmalar ise işten çıkartılan işçinin kıdem tazminatını ne zaman ve ne kadarını alabileceği üzerinde yoğunlaşıyor.
Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, geçtiğimiz günlerde bazı köşe yazarlarına konu ile ilgili açıklamalarda bulundu.
Bugün Hürriyet Gazetesi yazarı Vahap Munyar'ın köşesine yansıyan bilgilere göre önümüzdeki yasama gündeminde TBMM'nin gündemine gelecek olan Kıdem Tazminatı Fonu, bireysel emeklilik sistemine (BES) benzer bir formülle çalışacak. Şirketler, çalışanların kıdem tazminatlarını bu fona yatıracak ve fon devletin garantisinde olacak. Fon'da biriken para da BES'teki gibi değerlendirilecek.
Yeni modelde işçiler işverenin kendisi için Kıdem Tazminatı Fonu’na para yatırıp yatırmadığını her an görebilecek. Parasının ne kadar biriktiğini, getirisini izleyebilecek. Çalıştığı şirket iflas etse bile fondaki parasına birşey olmayacak.
Bir başka işe girdiğinde de aynı hesap yine işlemeye devam edecek.
Tazminatlar ne zaman alınacak?
Ancak burada en büyük tartışma işten çıkartılan işçilerin kıdem tazminatlarını ne zaman alacağı üzerinde yoğunlaşıyor. Normalde işten
çıkarılan bir çalışan kıdem tazminatını hemen alabiliyor. Yeni sistemde ise bu konu son derece belirsiz. İşten atılan bir çalışan kıdem tazminatını ne zaman alabilecek?
Burada konulan bazı senaryolar var. Bunlardan bir tanesi işten çıkartılan bir çalışanın emekliliğe hak kazanacağı tarihe kadar hesabına dokunamaması. Diğeri, bu hesabından belirli oranda bir parayı çekme hakkı olması. Bir diğeri de işten ayrıldıktan belirli bir süre sonra parasının yine belirli bir oranını çekebilmesi.
önemli uyarı
Vahap Munyar'ın da bu konu ile ilgili önemli bir uyarısı var:
"Mevcut sistemde kurallara uyan şirketlerden atılanlar anında kıdem tazminatına kavuşup, işsiz kaldığı dönemi o parayla atlatıyor. Yeni modelde “Süren dolmadı, Kıdem Tazminatı Fonu’ndaki parana dokunamazsın” denilmesi, bu tür şirketlerden atılanlar tarafından pek de iyi karşılanmayacak. O nedenle Kıdem Tazminatı Fonu tartışılırken, “Ara ödeme” gibi hakların düşünülmesinde yarar var."
Muhattap artık devlet olacak
Hürriyet Gazetesi yazarı Prof. Şükrü Kızılot da yeni tasarıda kıdem tazminatının emekliliğe veya belirli bir yıl ölçüsüne bağlanabileceğini söyledi.
Kızılot şu bilgileri verdi:
"Mesela 10 yılını dolduranlar tazminatının yüzde 50'sini, 5 yılını dolduranlar yüzde 30'unu alabilir gibi bir sonuç çıkabilir. Ama olay ağırlıklı olarak emekliliğe yönleniyor. Patron işçinin işine son verdiğinde işçi tazminatın hepsini alamayacak. Belki bir kısmını.
Ama burada şöyle bir avantaj var. Eskiden patronun kıdem tazminatını ödememesi halinde çalışanlar çok zorlanıyordu, iş mahkemelere gidiyordu. Şimdi artık muhatabı devlet olacak, parayı ondan alacak."
30 yıl sınırı olacak mı?
Petrol İş Sendikası Genel Mali Sekreteri İbrahim Doğangül:
Kıdem Tazminatı Fonu tartışmasını iş gücü piyasasını esnekleştirme, güvencesizleştirme, örgütsüzleştirme planlarından ayrı ele almamak gerekir. İşverenlerin ‘Kıdem tazminatı yüktür, rekabetçi yapımızı bozuyor, büyüme konusunda ayak bağı oluyor’ yönündeki tartışmaları yapılmak istenenden ayrı ele alamayız.
Eğer, hükümet, kıdem tazminatının mevcut durumda işler bir durumda olmadığını söylüyorsa bunun uygulama konusundaki yükümlülük hükümete ait. Yoksa yasalarımızda bu tazminatın ödenmesi konusunda bir boşluk yok. Kıdem Tazminatı Fonu tartışmalarının geleceği nokta şu: Mevcut durumda yılda 30 gün ödenen kıdem tazminat miktarı 15 güne çekilecek, yine hak ediş durumu zorlaştırılacak.”
Yeni yasanın mevcut durumla ilgili belirsizlik yaratabileceğini savunan Kızılot, "Kıdem tazmnatı için karşılık ayıran şirketler ne yapacak? Mesela işverene 'devlete aktar' deseler, o zaman şirkete çok büyük yük. Ayrıca niye aktarsın? Kıdem tazminatından yararlanma oranı yüzde 8 diyorlar. İşveren 'ben 100'den 8'ine ödeyecekken niye hepsini ödeyeyim' diyebilir.
Bir de devlette 30 yıldan fazlasına kıdem yok. Özelde ise ne kadar çalışırsan karşılığını alabiliyorsun. Şimdi özelde de 30 yıl sınırı getirilebilir. Bunların çok net bir şekilde açılması gerekiyor."
Oran düşerse daha az ödeme yapılacak
Kocaeli Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Aziz Çelik de Kıdem Tazminatı Fonu tartışmalarının esas amacının işveren üzerindeki ‘yükün’ azaltılması olduğunu öne sürdü.
Kıdem Tazminatının çalışan için önemli bir unsur olduğunu ifade eden Çelik “Özel sektörün kıdem tazminatını ödeme konusuda yükümlülüklerini yerine getirmediği söyleniyor. Bunu sağlayacak kamu idaresidir. Burada bir boşluğun olduğu ortada… İşçiye kıdem tazminatını ödemeyen işverenin bu fona ödeme yapacağının garantisi yok” dedi.
İşverenin mevcut durumda ödediği yüzde 8’lik oranın yüzde 3’lere düşürülmesinin gündemde olduğunu hatırlatan Çelik sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bu durumda fonda yeterli para birikmeyecek. Bu noktada iki durum ortaya çıkacak, ya bu fonu kamu destekleyecek, ya da çalışana daha az ödeme yapılacak. Kıdem tazminatı işverenin işçiyi dilediği zaman işten atma keyfiyetini de engelleyen bir durum. Kıdem tazminatı Fon’a devredildiği zaman işverenin işçiyi işten atmak için eli daha rahat olacak. Asıl mesele, işveren üzerinde yük olduğu dillendirilen kıdem tazminatının azaltılması. Ancak bu amaç başka türden ifadelerle perdeleniyor. Kıdem Tazminatı’nın Fon’a devredilmesi durumunda erişim konusunda ise tam bir belirsizlik söz konusu."
(hürriyet)
Üst Kategori: ROOT Kategori: Gündem
Çalışma hayatındaki herkesi çok yakından ilgilendiren kıdem tazminatı ile ilgili olarak önemli değişiklikler hazırlanıyor. Önümüzdeki günlerde açıklanması beklenen Kıdem Tazminatı Fonu ile ilgili en önemli tartışmalar ise işten çıkartılan işçinin kıdem tazminatını ne zaman ve ne kadarını alabileceği üzerinde yoğunlaşıyor.
Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, geçtiğimiz günlerde bazı köşe yazarlarına konu ile ilgili açıklamalarda bulundu.
Bugün Hürriyet Gazetesi yazarı Vahap Munyar'ın köşesine yansıyan bilgilere göre önümüzdeki yasama gündeminde TBMM'nin gündemine gelecek olan Kıdem Tazminatı Fonu, bireysel emeklilik sistemine (BES) benzer bir formülle çalışacak. Şirketler, çalışanların kıdem tazminatlarını bu fona yatıracak ve fon devletin garantisinde olacak. Fon'da biriken para da BES'teki gibi değerlendirilecek.
Yeni modelde işçiler işverenin kendisi için Kıdem Tazminatı Fonu’na para yatırıp yatırmadığını her an görebilecek. Parasının ne kadar biriktiğini, getirisini izleyebilecek. Çalıştığı şirket iflas etse bile fondaki parasına birşey olmayacak.
Bir başka işe girdiğinde de aynı hesap yine işlemeye devam edecek.
Tazminatlar ne zaman alınacak?
Ancak burada en büyük tartışma işten çıkartılan işçilerin kıdem tazminatlarını ne zaman alacağı üzerinde yoğunlaşıyor. Normalde işten
çıkarılan bir çalışan kıdem tazminatını hemen alabiliyor. Yeni sistemde ise bu konu son derece belirsiz. İşten atılan bir çalışan kıdem tazminatını ne zaman alabilecek?
Burada konulan bazı senaryolar var. Bunlardan bir tanesi işten çıkartılan bir çalışanın emekliliğe hak kazanacağı tarihe kadar hesabına dokunamaması. Diğeri, bu hesabından belirli oranda bir parayı çekme hakkı olması. Bir diğeri de işten ayrıldıktan belirli bir süre sonra parasının yine belirli bir oranını çekebilmesi.
önemli uyarı
Vahap Munyar'ın da bu konu ile ilgili önemli bir uyarısı var:
"Mevcut sistemde kurallara uyan şirketlerden atılanlar anında kıdem tazminatına kavuşup, işsiz kaldığı dönemi o parayla atlatıyor. Yeni modelde “Süren dolmadı, Kıdem Tazminatı Fonu’ndaki parana dokunamazsın” denilmesi, bu tür şirketlerden atılanlar tarafından pek de iyi karşılanmayacak. O nedenle Kıdem Tazminatı Fonu tartışılırken, “Ara ödeme” gibi hakların düşünülmesinde yarar var."
Muhattap artık devlet olacak
Hürriyet Gazetesi yazarı Prof. Şükrü Kızılot da yeni tasarıda kıdem tazminatının emekliliğe veya belirli bir yıl ölçüsüne bağlanabileceğini söyledi.
Kızılot şu bilgileri verdi:
"Mesela 10 yılını dolduranlar tazminatının yüzde 50'sini, 5 yılını dolduranlar yüzde 30'unu alabilir gibi bir sonuç çıkabilir. Ama olay ağırlıklı olarak emekliliğe yönleniyor. Patron işçinin işine son verdiğinde işçi tazminatın hepsini alamayacak. Belki bir kısmını.
Ama burada şöyle bir avantaj var. Eskiden patronun kıdem tazminatını ödememesi halinde çalışanlar çok zorlanıyordu, iş mahkemelere gidiyordu. Şimdi artık muhatabı devlet olacak, parayı ondan alacak."
30 yıl sınırı olacak mı?
Petrol İş Sendikası Genel Mali Sekreteri İbrahim Doğangül:
Kıdem Tazminatı Fonu tartışmasını iş gücü piyasasını esnekleştirme, güvencesizleştirme, örgütsüzleştirme planlarından ayrı ele almamak gerekir. İşverenlerin ‘Kıdem tazminatı yüktür, rekabetçi yapımızı bozuyor, büyüme konusunda ayak bağı oluyor’ yönündeki tartışmaları yapılmak istenenden ayrı ele alamayız.
Eğer, hükümet, kıdem tazminatının mevcut durumda işler bir durumda olmadığını söylüyorsa bunun uygulama konusundaki yükümlülük hükümete ait. Yoksa yasalarımızda bu tazminatın ödenmesi konusunda bir boşluk yok. Kıdem Tazminatı Fonu tartışmalarının geleceği nokta şu: Mevcut durumda yılda 30 gün ödenen kıdem tazminat miktarı 15 güne çekilecek, yine hak ediş durumu zorlaştırılacak.”
Yeni yasanın mevcut durumla ilgili belirsizlik yaratabileceğini savunan Kızılot, "Kıdem tazmnatı için karşılık ayıran şirketler ne yapacak? Mesela işverene 'devlete aktar' deseler, o zaman şirkete çok büyük yük. Ayrıca niye aktarsın? Kıdem tazminatından yararlanma oranı yüzde 8 diyorlar. İşveren 'ben 100'den 8'ine ödeyecekken niye hepsini ödeyeyim' diyebilir.
Bir de devlette 30 yıldan fazlasına kıdem yok. Özelde ise ne kadar çalışırsan karşılığını alabiliyorsun. Şimdi özelde de 30 yıl sınırı getirilebilir. Bunların çok net bir şekilde açılması gerekiyor."
Oran düşerse daha az ödeme yapılacak
Kocaeli Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Aziz Çelik de Kıdem Tazminatı Fonu tartışmalarının esas amacının işveren üzerindeki ‘yükün’ azaltılması olduğunu öne sürdü.
Kıdem Tazminatının çalışan için önemli bir unsur olduğunu ifade eden Çelik “Özel sektörün kıdem tazminatını ödeme konusuda yükümlülüklerini yerine getirmediği söyleniyor. Bunu sağlayacak kamu idaresidir. Burada bir boşluğun olduğu ortada… İşçiye kıdem tazminatını ödemeyen işverenin bu fona ödeme yapacağının garantisi yok” dedi.
İşverenin mevcut durumda ödediği yüzde 8’lik oranın yüzde 3’lere düşürülmesinin gündemde olduğunu hatırlatan Çelik sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bu durumda fonda yeterli para birikmeyecek. Bu noktada iki durum ortaya çıkacak, ya bu fonu kamu destekleyecek, ya da çalışana daha az ödeme yapılacak. Kıdem tazminatı işverenin işçiyi dilediği zaman işten atma keyfiyetini de engelleyen bir durum. Kıdem tazminatı Fon’a devredildiği zaman işverenin işçiyi işten atmak için eli daha rahat olacak. Asıl mesele, işveren üzerinde yük olduğu dillendirilen kıdem tazminatının azaltılması. Ancak bu amaç başka türden ifadelerle perdeleniyor. Kıdem Tazminatı’nın Fon’a devredilmesi durumunda erişim konusunda ise tam bir belirsizlik söz konusu."
(hürriyet)
Son Güncelleme: Cuma, 15 Haziran 2012 16:31
Gösterim: 5748
Arka yüzünde ''Türkçe Olimpiyatları'' yazan madeni 1 liralar alışverişte kullanılıyor Uluslararası Türkçe Olimpiyatları için 10. yıla özel çıkarılan madeni bir liradan Atatürk resmi çıkarılarak 1 milyon adet basılması ve alışverişte kullanılması yurttaşların tepkiye neden oldu.
Pendik’ten arayan ve adının açıklanmasını istemeyen bir market sahibi Kurtköy Uydukent’teki marketlerinde akşam kasa hesabı yaparken madeni üzerinde Atatürk resmi olmayan 1 Türk lirasına rastladığını belirterek “Hatıra” amacıyla basılmış paraların alışverişte kullanılamayacağını ve daha önce benzer şekilde basılan paraların kullanılmadığına dikkat çekti.
“Hatıra amacıyla basıldığı belirtiliyor, fakat alışverişte de kullanılıyor. Bu kabul edilebilir değil” ifadelerini kullanan market sahibi şunları söyledi: “Paralar normal 1 TL’lere benzediği için alışveriş sırasında dikkatimi çekmemiş. Akşam paraları sayarken Türkçe Olimpiyatları 10. yıl yazısını gördüm. Birkaç tane daha çıkınca, paranın iki yüzünde de sadece yazıların olduğunu gördük. Bu paraların piyasaya sürülmesi ile insanlar yavaş yavaş bir şeylere alıştırılmak isteniyor. Atatürk resminin çıkarılarak bir cemaatin organize ettiği şenliğin Türk parası üzerine basılması çok düşündürücü ve üzücü bir durum. Ben Atatürk’e bağlı bir Türk yurttaşı olarak para üzerinden Atatürk resminin kaldırılmasını ve cemaat propagandası yapılmasını kabullenemiyorum.”
Türkçe Olimpiyatları için bastırılan paralara tepki gösteren Sevgi Kaya ise “Yurtdışında yaşayan bir cemaat liderinin organize ettirdiği etkinlik için özel para bastırılması Türkiye adına utanç vericidir. Darphane’nin bu şekilde para basması cemaatlerin yavaş yavaş toplum hafızasına kazınmasının nedenidir” dedi.
Darphane: Heyecanla bekliyoruz
Kültür, sanat ve milli değerleri korumayı ve yaşatmayı hedefleyen hatıra paraların hazırlanmasının ilgili bakanlıkların iznine ve onayına tabi olduğunu hatırlatan Darphane ve Damga Matbaası Genel Müdürü Sadettin Parmaksız, “Her yıl büyük bir heyecanla bekler hale geldiğimiz Türkçe Olimpiyatları’na biz de bastırdığımız bu paralarla destek veriyoruz” dedi. (Cumhuriyet)
2 BİN ADET
Darphane ve Damga Matbaası Genel Müdürlüğü, cemaatin Türkçe Olimpiyatları için 2 bin adet hatıra para basarak satışa sundu. Hatıra paranın yanı sıra olimpiyat logolu 1 milyon adet madeni 1 TL de tedavüle sürüldü.
Hazırlanan paranın bir yüzünde Türkçe Olimpiyatları logosu, diğer yüzünde ise bu yıl seçilen 'İnsanlık el ele' sloganı yer alıyor. 925 ayar gümüşten yapılan ve nominal değeri 50 TL olarak belirlenen hatıra paralar 100 TL fiyatıyla satışa sunuldu.
(milliyet)
Üst Kategori: ROOT Kategori: Gündem
Arka yüzünde ''Türkçe Olimpiyatları'' yazan madeni 1 liralar alışverişte kullanılıyor Uluslararası Türkçe Olimpiyatları için 10. yıla özel çıkarılan madeni bir liradan Atatürk resmi çıkarılarak 1 milyon adet basılması ve alışverişte kullanılması yurttaşların tepkiye neden oldu.
Pendik’ten arayan ve adının açıklanmasını istemeyen bir market sahibi Kurtköy Uydukent’teki marketlerinde akşam kasa hesabı yaparken madeni üzerinde Atatürk resmi olmayan 1 Türk lirasına rastladığını belirterek “Hatıra” amacıyla basılmış paraların alışverişte kullanılamayacağını ve daha önce benzer şekilde basılan paraların kullanılmadığına dikkat çekti.
“Hatıra amacıyla basıldığı belirtiliyor, fakat alışverişte de kullanılıyor. Bu kabul edilebilir değil” ifadelerini kullanan market sahibi şunları söyledi: “Paralar normal 1 TL’lere benzediği için alışveriş sırasında dikkatimi çekmemiş. Akşam paraları sayarken Türkçe Olimpiyatları 10. yıl yazısını gördüm. Birkaç tane daha çıkınca, paranın iki yüzünde de sadece yazıların olduğunu gördük. Bu paraların piyasaya sürülmesi ile insanlar yavaş yavaş bir şeylere alıştırılmak isteniyor. Atatürk resminin çıkarılarak bir cemaatin organize ettiği şenliğin Türk parası üzerine basılması çok düşündürücü ve üzücü bir durum. Ben Atatürk’e bağlı bir Türk yurttaşı olarak para üzerinden Atatürk resminin kaldırılmasını ve cemaat propagandası yapılmasını kabullenemiyorum.”
Türkçe Olimpiyatları için bastırılan paralara tepki gösteren Sevgi Kaya ise “Yurtdışında yaşayan bir cemaat liderinin organize ettirdiği etkinlik için özel para bastırılması Türkiye adına utanç vericidir. Darphane’nin bu şekilde para basması cemaatlerin yavaş yavaş toplum hafızasına kazınmasının nedenidir” dedi.
Darphane: Heyecanla bekliyoruz
Kültür, sanat ve milli değerleri korumayı ve yaşatmayı hedefleyen hatıra paraların hazırlanmasının ilgili bakanlıkların iznine ve onayına tabi olduğunu hatırlatan Darphane ve Damga Matbaası Genel Müdürü Sadettin Parmaksız, “Her yıl büyük bir heyecanla bekler hale geldiğimiz Türkçe Olimpiyatları’na biz de bastırdığımız bu paralarla destek veriyoruz” dedi. (Cumhuriyet)
2 BİN ADET
Darphane ve Damga Matbaası Genel Müdürlüğü, cemaatin Türkçe Olimpiyatları için 2 bin adet hatıra para basarak satışa sundu. Hatıra paranın yanı sıra olimpiyat logolu 1 milyon adet madeni 1 TL de tedavüle sürüldü.
Hazırlanan paranın bir yüzünde Türkçe Olimpiyatları logosu, diğer yüzünde ise bu yıl seçilen 'İnsanlık el ele' sloganı yer alıyor. 925 ayar gümüşten yapılan ve nominal değeri 50 TL olarak belirlenen hatıra paralar 100 TL fiyatıyla satışa sunuldu.
(milliyet)
Son Güncelleme: Cuma, 15 Haziran 2012 15:11
Gösterim: 3433
Servis kullanan kamu görevlileri artık katkı payı ödeyecek. 5018 Sayılı Kanun'da yapılacak değişiklik ile katkı miktarı o ildeki otobüs biletinin 20 katı olacak...
Uzun süren toplu sözleşme maratonu sonucunda bugün zamlı maaşlarına ve farklarına kavuşma sevinci yaşayan memurlara üzücü haber geldi! Kamuda servis kullanan memurların katkı payı ödemesi gündemde. Maliye Bakanlığı'nca, bütçe kanunlarında yer alan bazı hükümlerin ilgili kanun ve kanun hükmünde kararnamelere eklenmesi ile, 5018 Sayılı Kanun ve bazı kararnamelerde değişiklik yapılmasına ilişkin yasa tasarısı taslağı hazırlandı. Bu taslağın onaylanıp yürürlüğe girmesiyle birlikte memurlara ulaşım ücretli hale gelecek.
MALİYE BELİRLEYECEK
Taslakta, "İdareler, personel servis hizmetlerinden yararlananlardan, mahalli toplu taşıma araçlarının bir tam bilet ücretinin 20 katı tutarında aylık katılım bedeli alacak" ifadesi yer aldı. Bu bedeli bir katına kadar artırmaya Bakanlar Kurulu yetkili olacak. Alınan bedel, genel bütçe kapsamındaki idarelerde genel bütçeye, diğer idarelerde ise kendi bütçelerine gelir olarak kaydedilecek. Servis bedeli alınmasına ilişkin esas ve usulleri Maliye Bakanlığı belirleyecek.
İSTANBUL'DA 40 LİRAYI BULACAK
Takvim'in haberine göre; Değişiklik uygulanmaya başladığında İstanbul'da görev yapan bir kamu çalışanı eğer servis kullanıyorsa yaklaşık 2 lira olan otobüs biletinin 20 katını katkı payı olarak ödeyecek. Bu da yaklaşık 40 lira olacak.
(milliyet)
Üst Kategori: ROOT Kategori: Gündem
Servis kullanan kamu görevlileri artık katkı payı ödeyecek. 5018 Sayılı Kanun'da yapılacak değişiklik ile katkı miktarı o ildeki otobüs biletinin 20 katı olacak...
Uzun süren toplu sözleşme maratonu sonucunda bugün zamlı maaşlarına ve farklarına kavuşma sevinci yaşayan memurlara üzücü haber geldi! Kamuda servis kullanan memurların katkı payı ödemesi gündemde. Maliye Bakanlığı'nca, bütçe kanunlarında yer alan bazı hükümlerin ilgili kanun ve kanun hükmünde kararnamelere eklenmesi ile, 5018 Sayılı Kanun ve bazı kararnamelerde değişiklik yapılmasına ilişkin yasa tasarısı taslağı hazırlandı. Bu taslağın onaylanıp yürürlüğe girmesiyle birlikte memurlara ulaşım ücretli hale gelecek.
MALİYE BELİRLEYECEK
Taslakta, "İdareler, personel servis hizmetlerinden yararlananlardan, mahalli toplu taşıma araçlarının bir tam bilet ücretinin 20 katı tutarında aylık katılım bedeli alacak" ifadesi yer aldı. Bu bedeli bir katına kadar artırmaya Bakanlar Kurulu yetkili olacak. Alınan bedel, genel bütçe kapsamındaki idarelerde genel bütçeye, diğer idarelerde ise kendi bütçelerine gelir olarak kaydedilecek. Servis bedeli alınmasına ilişkin esas ve usulleri Maliye Bakanlığı belirleyecek.
İSTANBUL'DA 40 LİRAYI BULACAK
Takvim'in haberine göre; Değişiklik uygulanmaya başladığında İstanbul'da görev yapan bir kamu çalışanı eğer servis kullanıyorsa yaklaşık 2 lira olan otobüs biletinin 20 katını katkı payı olarak ödeyecek. Bu da yaklaşık 40 lira olacak.
(milliyet)
Son Güncelleme: Cuma, 15 Haziran 2012 10:51
Gösterim: 3723
Üniversitelere gönderilen ücretsiz Beyaz Show davetiyelerini ele geçiren bazı kişilerin para karşılığı bu davetiyeleri sattıkları ortaya çıktı.
Ekranların sevilen programı Beyaz Show'u stüdyoda izlemek için can atan öğrenciler bazı dolandırıcıların yeni hedefi oldu.
Bu akşam sezon finali yapacak olan şovun, üniversitelere yolladığı ücretsiz davetiyeleri ele geçiren dolandırıcılar, Beyaz Show'a para karşılığı tur düzenledi. Fırsatçı girişimciler bu özel tur için afiş bile hazırladı.
Beyaz'ın bu turdan haberi yok
Facebook üzerinden verilen ilanın metni şu şekilde:
"Beyaz Show Sezon Finali... Sürpriz Konuklar... Rezervasyon 0 542... .. .. İstanbul'dan katılım ücreti 25 lira, Ankara'dan katılmak isterseniz günübirlik İstanbul turu ve ulaşım 75 liradır"
Bu turdan haberi olmadığını belirten Beyaz Show'un yetkilileri, davetiyelerin üniversitelere ücretsiz gönderildiğini söyledi.
Üst Kategori: ROOT Kategori: Gündem
Üniversitelere gönderilen ücretsiz Beyaz Show davetiyelerini ele geçiren bazı kişilerin para karşılığı bu davetiyeleri sattıkları ortaya çıktı.
Ekranların sevilen programı Beyaz Show'u stüdyoda izlemek için can atan öğrenciler bazı dolandırıcıların yeni hedefi oldu.
Bu akşam sezon finali yapacak olan şovun, üniversitelere yolladığı ücretsiz davetiyeleri ele geçiren dolandırıcılar, Beyaz Show'a para karşılığı tur düzenledi. Fırsatçı girişimciler bu özel tur için afiş bile hazırladı.
Beyaz'ın bu turdan haberi yok
Facebook üzerinden verilen ilanın metni şu şekilde:
"Beyaz Show Sezon Finali... Sürpriz Konuklar... Rezervasyon 0 542... .. .. İstanbul'dan katılım ücreti 25 lira, Ankara'dan katılmak isterseniz günübirlik İstanbul turu ve ulaşım 75 liradır"
Bu turdan haberi olmadığını belirten Beyaz Show'un yetkilileri, davetiyelerin üniversitelere ücretsiz gönderildiğini söyledi.
Son Güncelleme: Cuma, 15 Haziran 2012 14:58
Gösterim: 3760
Adana Emniyet Müdürlüğü Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri, Çukurova Üniversitesi kampüsüne operasyon düzenledi.
Dün yapılan rektörlük seçiminin hemen ardından gerçekleştirilen operasyonda Rektörlük İdari binası ile Yapı İşleri Daire Başkanlığı olmak üzere çeşitli birimlere baskınlar yapıldı. Görev süresi dolan ve yasa gereği tekrar aday olamayan Rektör Prof Dr. Alper Akınoğlu' nun da aralarında olduğu 15 kişinin gözaltına alındığı bildirildi..
Adana Cumhuriyet Başsavcı Vekili Basın Sözcüsü Ahmet Akkaya tarafından yapılan açıklamaya göre, özel yetkili Cumhuriyet Başsavcı Vekilliğince Çukurova Üniversitesi'nde yapılan ihalelerle ilgili olarak, "haksız ekonomik çıkar sağlamak amacıyla örgüt kurmak, ihaleye fesat karıştırmak, edimin ifasına fesat karıştırmak, resmi belgede sahtecilik, suç delillerini yok etme, gizleme veya değiştirme, rüşvet, tehdit, görevi kötüye kullanmak" suçlarından yürütülen soruşturma kapsamında nöbetçi mahkemeden alınan karar uyarınca şüphelilerin ikametlerinde, özel iş yerlerinde, üniversitenin idari birimlerinde, ÇÜ Rektörü Prof. Dr. Alper Akınoğlu'nun ikameti ve makamı odası da dahil olmak üzere toplam 37 adreste eş zamanlı olarak arama yapıldı. Şu an itibariyle soruşturma kapsamında 15 şüpheli gözaltına alındı.
Gözaltına alınan şahısların bir kısmının üniversite idari personeli, diğer kısmının ise iş yapan müteahhitler olduğu belirtilen açıklamada, ÇÜ Rektörü Alper Akınoğlu hakkında herhangi bir gözaltı kararının bulunmadığı, il dışında yakalanan ve gözaltına alınan şüphelilerin Adana'ya soruşturma nedeniyle sevk edileceği kaydedildi.
Öte yandan, yapılan aramalarda 1 dinleme cihazı ile cep telefonu sinyalini kesen 5 jammer bulunduğu öğrenildi.
Operasyon için YÖK'ün daha önce izin vermediği dün yapılan rektörlük seçimlerinden sonra operasyonun gerçekleştirildiği bildirildi.
Üst Kategori: ROOT Kategori: Gündem
Adana Emniyet Müdürlüğü Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri, Çukurova Üniversitesi kampüsüne operasyon düzenledi.
Dün yapılan rektörlük seçiminin hemen ardından gerçekleştirilen operasyonda Rektörlük İdari binası ile Yapı İşleri Daire Başkanlığı olmak üzere çeşitli birimlere baskınlar yapıldı. Görev süresi dolan ve yasa gereği tekrar aday olamayan Rektör Prof Dr. Alper Akınoğlu' nun da aralarında olduğu 15 kişinin gözaltına alındığı bildirildi..
Adana Cumhuriyet Başsavcı Vekili Basın Sözcüsü Ahmet Akkaya tarafından yapılan açıklamaya göre, özel yetkili Cumhuriyet Başsavcı Vekilliğince Çukurova Üniversitesi'nde yapılan ihalelerle ilgili olarak, "haksız ekonomik çıkar sağlamak amacıyla örgüt kurmak, ihaleye fesat karıştırmak, edimin ifasına fesat karıştırmak, resmi belgede sahtecilik, suç delillerini yok etme, gizleme veya değiştirme, rüşvet, tehdit, görevi kötüye kullanmak" suçlarından yürütülen soruşturma kapsamında nöbetçi mahkemeden alınan karar uyarınca şüphelilerin ikametlerinde, özel iş yerlerinde, üniversitenin idari birimlerinde, ÇÜ Rektörü Prof. Dr. Alper Akınoğlu'nun ikameti ve makamı odası da dahil olmak üzere toplam 37 adreste eş zamanlı olarak arama yapıldı. Şu an itibariyle soruşturma kapsamında 15 şüpheli gözaltına alındı.
Gözaltına alınan şahısların bir kısmının üniversite idari personeli, diğer kısmının ise iş yapan müteahhitler olduğu belirtilen açıklamada, ÇÜ Rektörü Alper Akınoğlu hakkında herhangi bir gözaltı kararının bulunmadığı, il dışında yakalanan ve gözaltına alınan şüphelilerin Adana'ya soruşturma nedeniyle sevk edileceği kaydedildi.
Öte yandan, yapılan aramalarda 1 dinleme cihazı ile cep telefonu sinyalini kesen 5 jammer bulunduğu öğrenildi.
Operasyon için YÖK'ün daha önce izin vermediği dün yapılan rektörlük seçimlerinden sonra operasyonun gerçekleştirildiği bildirildi.
Son Güncelleme: Cuma, 15 Haziran 2012 13:36
Gösterim: 4571