Aradığınız sayfa bulunamıyor, lütfen kategori listesinden ulaşmayı deneyiniz.

Başbakan Erdoğan, partisinin Denizli İl Kongresi'nde konuştu.

tayip erdoğanAK Parti Denizli İl Kongresi'nde konuşan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan 4+4+4 eğitim sistemini Anayasa Mahkemesi'ne götüren CHP'ye yüklendi: "Bunlar sözlerinde samimi değil, akşam başka sabah başka"

Cumhuriyet Halk Partisi'nin yöneticilerinin sözlerinde samimi olmadığını belirten Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, 4+4+4 ile ilgili önce evet diyenlerin daha sonra Anayasa Mahkemesi'ne gittiğini, mahkemenin başvuruyu reddetmesinin ardından okulların tatil olduğu bugünde 'esastan görüşülmesi' için tekrar mahkemeye müracat ettiğini söyledi.

Burada yaptığı konuşmada anamuhalefet partisi CHP'nin 4+4+4 eğitim sistemi ile ilgili tavrına değinen Erdoğan şunları söyledi:

AK Parti Denizli İl Kongresi'Nde konuşan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan 4+4+4 eğitim sistemini Anayasa Mahkemesi'ne götüren CHP'ye yüklendi: "Bunlar sözlerinde samimi değil, akşam başka sabah başka"

Cumhuriyet Halk Partisi'nin yöneticilerinin sözlerinde samimi olmadığını belirten Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, 4+4+4 ile ilgili önce evet diyenlerin daha sonra Anayasa Mahkemesi'ne gittiğini, mahkemenin başvuruyu reddetmesinin ardından okulların tatil olduğu bugünde 'esastan görüşülmesi' için tekrar mahkemeye müracat ettiğini söyledi.

Burada yaptığı konuşmada anamuhalefet partisi CHP'nin 4+4+4 eğitim sistemi ile ilgili tavrına değinen Erdoğan şunları söyledi:

"Şimdi enteresan bir gelişme, bakın  karneler alındı. 4+4+4 ile ilgili olarak anamuhalefet partisi önce; 'bizim de buna desteğimiz var ne demek, meslek okulları niçin mahrum olsun' derken bugün Anayasa Mahkemesi'nin usulden müracatı reddetmesine karşı bu defa esastan tekrar Anayasa Mahkemesi'ne gidiyor, hemde bugün. Çok anlamlıdır bu. Bunlar sözlerinde samimi değil, akşam başka sabah başka. Dik durmak başka bir şey, işte biz bu yola çıktığımızdan beri dik durduk, mümkün olduğunca dikleşmedik ve dikleşmeyeceğiz. Ülkemiz için hangi çözüm olursa olsun biz sahibini sormayız çözüme bakarız ve o çözümlede yola devam ederiz."

> CHP’nin 4+4+4 tepkisine Başbakan Erdoğan’dan yanıt

Başbakan Erdoğan, partisinin Denizli İl Kongresi'nde konuştu.

tayip erdoğanAK Parti Denizli İl Kongresi'nde konuşan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan 4+4+4 eğitim sistemini Anayasa Mahkemesi'ne götüren CHP'ye yüklendi: "Bunlar sözlerinde samimi değil, akşam başka sabah başka"

Cumhuriyet Halk Partisi'nin yöneticilerinin sözlerinde samimi olmadığını belirten Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, 4+4+4 ile ilgili önce evet diyenlerin daha sonra Anayasa Mahkemesi'ne gittiğini, mahkemenin başvuruyu reddetmesinin ardından okulların tatil olduğu bugünde 'esastan görüşülmesi' için tekrar mahkemeye müracat ettiğini söyledi.

Burada yaptığı konuşmada anamuhalefet partisi CHP'nin 4+4+4 eğitim sistemi ile ilgili tavrına değinen Erdoğan şunları söyledi:

AK Parti Denizli İl Kongresi'Nde konuşan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan 4+4+4 eğitim sistemini Anayasa Mahkemesi'ne götüren CHP'ye yüklendi: "Bunlar sözlerinde samimi değil, akşam başka sabah başka"

Cumhuriyet Halk Partisi'nin yöneticilerinin sözlerinde samimi olmadığını belirten Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, 4+4+4 ile ilgili önce evet diyenlerin daha sonra Anayasa Mahkemesi'ne gittiğini, mahkemenin başvuruyu reddetmesinin ardından okulların tatil olduğu bugünde 'esastan görüşülmesi' için tekrar mahkemeye müracat ettiğini söyledi.

Burada yaptığı konuşmada anamuhalefet partisi CHP'nin 4+4+4 eğitim sistemi ile ilgili tavrına değinen Erdoğan şunları söyledi:

"Şimdi enteresan bir gelişme, bakın  karneler alındı. 4+4+4 ile ilgili olarak anamuhalefet partisi önce; 'bizim de buna desteğimiz var ne demek, meslek okulları niçin mahrum olsun' derken bugün Anayasa Mahkemesi'nin usulden müracatı reddetmesine karşı bu defa esastan tekrar Anayasa Mahkemesi'ne gidiyor, hemde bugün. Çok anlamlıdır bu. Bunlar sözlerinde samimi değil, akşam başka sabah başka. Dik durmak başka bir şey, işte biz bu yola çıktığımızdan beri dik durduk, mümkün olduğunca dikleşmedik ve dikleşmeyeceğiz. Ülkemiz için hangi çözüm olursa olsun biz sahibini sormayız çözüme bakarız ve o çözümlede yola devam ederiz."

Son Güncelleme: Pazar, 10 Haziran 2012 14:29

Gösterim: 1694

Van'ın Gevaş ilçesinde karne dağıtım törenine katılan Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer, ''Zayıf aldınız diye üzülmeyin, o notları telafi etmenin imkanı her zaman vardır'' dedi.

Bakan Dinçer karnesi zayıf olan öğrencileri uyardıVan'ın Erciş ilçesindeki temaslarının ardından karayoluyla Gevaş ilçesine geçen Milli Eğitim Bakanı Dinçer, GAMA Holding tarafından yaptırılan 13 derslikli Akdamar Lisesi'nin açılış törenine katıldı.

Törende yaptığı konuşmada, karnesinde kırık not bulunan öğrencilerin üzülmemelerini isteyen Dinçer, ''Zayıf aldınız diye üzülmeyin, o notları telafi etmenin imkanı her zaman vardır. Önemli olan sizlersiniz. Başarılı olan öğrencilerimiz de rehavete kapılmasınlar, başarılarını devam ettirmek için gayret göstersinler' dedi.

Törende velilere de seslenen Bakan Dinçer, ''Karnedeki notlar çocuklarımızın değil aslında siz velilerindir. Bu notlardan dolayı onları üzmemelisiniz. Unutmayınız ki onlar sizin çocuklarınızdır'' diye konuştu.

Konuşmasının ardından öğrencilerin karnelerini dağıtan Dinçer, öğrencilere çeşitli hediyeler verdi.

Törene Vali Münir Karaloğlu, AK Parti Van Milletvekili Gülşen Orhan, GAMA Holding Onursal Başkanı Erol Üçer de katıldı.

Bakan Dinçer, programının ardından Ferit Melen Havaalanı'na geçerek, özel uçakla Ankara'ya gitti.

> Bakan Dinçer karnesi zayıf olan öğrencileri uyardı

Van'ın Gevaş ilçesinde karne dağıtım törenine katılan Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer, ''Zayıf aldınız diye üzülmeyin, o notları telafi etmenin imkanı her zaman vardır'' dedi.

Bakan Dinçer karnesi zayıf olan öğrencileri uyardıVan'ın Erciş ilçesindeki temaslarının ardından karayoluyla Gevaş ilçesine geçen Milli Eğitim Bakanı Dinçer, GAMA Holding tarafından yaptırılan 13 derslikli Akdamar Lisesi'nin açılış törenine katıldı.

Törende yaptığı konuşmada, karnesinde kırık not bulunan öğrencilerin üzülmemelerini isteyen Dinçer, ''Zayıf aldınız diye üzülmeyin, o notları telafi etmenin imkanı her zaman vardır. Önemli olan sizlersiniz. Başarılı olan öğrencilerimiz de rehavete kapılmasınlar, başarılarını devam ettirmek için gayret göstersinler' dedi.

Törende velilere de seslenen Bakan Dinçer, ''Karnedeki notlar çocuklarımızın değil aslında siz velilerindir. Bu notlardan dolayı onları üzmemelisiniz. Unutmayınız ki onlar sizin çocuklarınızdır'' diye konuştu.

Konuşmasının ardından öğrencilerin karnelerini dağıtan Dinçer, öğrencilere çeşitli hediyeler verdi.

Törene Vali Münir Karaloğlu, AK Parti Van Milletvekili Gülşen Orhan, GAMA Holding Onursal Başkanı Erol Üçer de katıldı.

Bakan Dinçer, programının ardından Ferit Melen Havaalanı'na geçerek, özel uçakla Ankara'ya gitti.

Son Güncelleme: Cuma, 08 Haziran 2012 20:45

Gösterim: 1686

İstanbul Bahçelievler ve Küçükçekmece’de okullarının imam hatip ortaokuluna dönüştürüleceğini belirten bir grup veli ve öğrenci karne gününde eylem yaptı.

Okullarımız ‘İmam Hatip Olmasın' eylemiYaklaşık 50 kişilik grup, saat 12.00’da Küçükçekmece İç Kumsal İlköğretim Okulu önünde toplandı. Ellerinde Türk bayrakları olan veli ve öğrenciler "Çağdaş eğitim istiyoruz", "Okulumuzun imam hatip olmasını istemiyoruz" şeklinde slogan attı. 400 öğrenciye eğitim veren İç Kumsal İlköğretim Okulu’nun imam hatip ortaokulu yapılacağını iddia eden veliler, çocuklarını gönderebilecekleri en yakın okulun 4.5 kilometre uzaklıkta olduğunu söylediler.. Okulun imam hatip okuluna çevrilmesi durumunda, her ailenin çocuklarını başka bir okula göndermek için her ay bütçelerinden 300 TL ayırmak zorunda kalacağını dile getiren veliler, okullarına sonuna sahip çıkacaklarını belirttiler.

Grup adına açıklama yapan Perihan Bekiroğlu, "Mahallenin sahip olduğu 2 kamu binasıyla 10 derslikten oluşan, kaliteli ve çağdaş eğitim veren okulu imam hatipe dönüştürülüyor. Tüm burada gördüğünüz çocuklarımız bu okuldan koparılıp ilçenin 4.5 kilometre uzaklıkta bulunan diger okullarına kayıt yaptırılmak isteniyor. Ne yazık ki bu durum minik öğrenciler ve velileri için büyük sıkıntılar yaratacak" diye konuştu.

Basın açıklamasının ardından grup olaysız bir şekilde dağıldı.

BAHÇELİEVLER'DE DE EYLEM YAPILDI

Bahçelievler’de Kemal Hasoğlu İlköğretim Okulu’lunun, imam hatip ortaokulu olarak değiştirileceğini iddia eden veliler protesto gösterisi yaptı. Basın açıklamasının ardından yürüyüşe geçen veliler, ana cadde ve tramvay yolunu bir süre trafiğe kapattı.

Kemal Hasoğlu İlköğretim Okulu’nun önünde saat 09.00’da okul önünde toplanan veliler adına açıklama yapan Özgür Beyazkuş "Birçok başarıya imza atmış okulumuzu bırakmak istemiyoruz. Bu okul bizim için sadece bir bina değildir, bizler için çok daha fazla anlam ifade etmektedir. Yetkililer 800 öğrencinin hakkını bertaraf ederek bize ’buradan gidiyorsunuz’ dememelidir" diye konuştu.

Basın açıklamasının ardından yürüyüşe geçen yaklaşık 100 veli "Okuluma dokunma", "Kemal Has bizimdir, bizim olacak" sloganları attı. Bazı veliler, "Çağdaş laik bilimsel eğitim istiyoruz" ve "Aydınlık Türkiye cemaate geçit yok" yazılı döviz taşıdı. Ellerinde Türk bayraklarıyla Mehmet Akif Ersoy Caddesi’ni bir süre trafiğe kapatan veliler daha sonra tramvay yoluna yöneldi. Bağcılar istikametine, tramvay yolundan yürüyen veliler daha sonra tekrar cadde üzerinden okul önüne kadar yürüdü. Eylem nedeniyle oluşan trafikte kalan vatandaşların bazıları korna çalarak velilere destek verdi.

(hürriyet)

> Okullarımız ‘İmam Hatip Olmasın' eylemi

İstanbul Bahçelievler ve Küçükçekmece’de okullarının imam hatip ortaokuluna dönüştürüleceğini belirten bir grup veli ve öğrenci karne gününde eylem yaptı.

Okullarımız ‘İmam Hatip Olmasın' eylemiYaklaşık 50 kişilik grup, saat 12.00’da Küçükçekmece İç Kumsal İlköğretim Okulu önünde toplandı. Ellerinde Türk bayrakları olan veli ve öğrenciler "Çağdaş eğitim istiyoruz", "Okulumuzun imam hatip olmasını istemiyoruz" şeklinde slogan attı. 400 öğrenciye eğitim veren İç Kumsal İlköğretim Okulu’nun imam hatip ortaokulu yapılacağını iddia eden veliler, çocuklarını gönderebilecekleri en yakın okulun 4.5 kilometre uzaklıkta olduğunu söylediler.. Okulun imam hatip okuluna çevrilmesi durumunda, her ailenin çocuklarını başka bir okula göndermek için her ay bütçelerinden 300 TL ayırmak zorunda kalacağını dile getiren veliler, okullarına sonuna sahip çıkacaklarını belirttiler.

Grup adına açıklama yapan Perihan Bekiroğlu, "Mahallenin sahip olduğu 2 kamu binasıyla 10 derslikten oluşan, kaliteli ve çağdaş eğitim veren okulu imam hatipe dönüştürülüyor. Tüm burada gördüğünüz çocuklarımız bu okuldan koparılıp ilçenin 4.5 kilometre uzaklıkta bulunan diger okullarına kayıt yaptırılmak isteniyor. Ne yazık ki bu durum minik öğrenciler ve velileri için büyük sıkıntılar yaratacak" diye konuştu.

Basın açıklamasının ardından grup olaysız bir şekilde dağıldı.

BAHÇELİEVLER'DE DE EYLEM YAPILDI

Bahçelievler’de Kemal Hasoğlu İlköğretim Okulu’lunun, imam hatip ortaokulu olarak değiştirileceğini iddia eden veliler protesto gösterisi yaptı. Basın açıklamasının ardından yürüyüşe geçen veliler, ana cadde ve tramvay yolunu bir süre trafiğe kapattı.

Kemal Hasoğlu İlköğretim Okulu’nun önünde saat 09.00’da okul önünde toplanan veliler adına açıklama yapan Özgür Beyazkuş "Birçok başarıya imza atmış okulumuzu bırakmak istemiyoruz. Bu okul bizim için sadece bir bina değildir, bizler için çok daha fazla anlam ifade etmektedir. Yetkililer 800 öğrencinin hakkını bertaraf ederek bize ’buradan gidiyorsunuz’ dememelidir" diye konuştu.

Basın açıklamasının ardından yürüyüşe geçen yaklaşık 100 veli "Okuluma dokunma", "Kemal Has bizimdir, bizim olacak" sloganları attı. Bazı veliler, "Çağdaş laik bilimsel eğitim istiyoruz" ve "Aydınlık Türkiye cemaate geçit yok" yazılı döviz taşıdı. Ellerinde Türk bayraklarıyla Mehmet Akif Ersoy Caddesi’ni bir süre trafiğe kapatan veliler daha sonra tramvay yoluna yöneldi. Bağcılar istikametine, tramvay yolundan yürüyen veliler daha sonra tekrar cadde üzerinden okul önüne kadar yürüdü. Eylem nedeniyle oluşan trafikte kalan vatandaşların bazıları korna çalarak velilere destek verdi.

(hürriyet)

Son Güncelleme: Cuma, 08 Haziran 2012 16:29

Gösterim: 2375

CHP, zorunlu eğitimi 12 yıla çıkaran ve kamuoyunda ''4+4+4'' olarak bilinen yasanın iptali ve yürürlüğünün durdurulması istemiyle Anayasa Mahkemesi'ne başvurdu.

chp ikinci kez anayasa mahkemesine gidiyorAnayasa Mahkemesi'ne yapılan başvurunun ardından açıklama yapan CHP Grup Başkanvekili Emine Ülker Tarhan, 6287 sayılı İlköğretim ve Eğitim Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun'un ilk maddelerinden itibaren Anayasa'ya aykırılıklar taşıdığını öne sürdü.

Okula başlama yaşının okul öncesi eğitime başlama yaşı olan 5'e inmesinin, devletin çocukları koruma yükümlülüğüne ve BM Çocuk Hakları Sözleşmesi aracılığıyla Anayasa'nın 90. maddesine aykırı olduğunu savunan Tarhan, ''Özellikle küçüklerin el kasları dahi gelişmeden yazı öğrenmeleri, bedensel ve zihinsel gelişmelerini tamamlamadan okul öncesi eğitim hakkı ve sosyalleşmeden yoksun kılınarak, okula başlamaları Çocuk Hakları Sözleşmesi'ne aykırıdır'' dedi.

Yasanın eğitimi kesintili hale getirdiğini anlatan Tarhan, bunun aynı ülkede birbirine yabancılaşan bireyler yaratma amacına hizmet edeceğini savundu. Tarhan, yasanın farklı kutuplu toplum yaratma tehlikesi bulunduğunu da öne sürerek, düzenlemenin başta eğitim birliği olmak üzere devrim yasalarına aykırı olduğunu savundu.

Aynı okulda özellikle tarihi geçmişi ve kültürel bağları farklı yorumlayarak birbirine yabancılaşan bireyler yaratma tehlikesi olduğunu da dile getiren Tarhan, ''Yasa çocuk gelinler, yoksul erkek çocukların çıraklığa mahkum edilmesi gibi sonuca yol açabilir, çocuk istismarı tehlikesini artırır. Dünya uygulamasında mesleki eğitim yaşının 15-16 olması ve 18'e çekilmesi tartışılırken, bizde 9-10'a indirilmesi Çocuk Hakları Sözleşmesi'ne aykırıdır'' diye konuştu.

''Asıl hedef Anayasa'nın 2. maddesi''

Tarhan, ilköğretim kurumlarının 4 yıllık ilkokul ve imam hatipleri de kapsayan 4 yıllık ortaokullardan oluşmasına, ortaokul ve liselerde Kuran-ı Kerim ve Hz. Muhammed'in hayatının isteğe bağlı seçmeli ders olmasına imkan veren 9. maddeyle, 9 ve 10 yaşlarındaki çocuklara dayatma uygulanmasının söz konusu olduğunu söyledi.

Emine Ülker Tarhan, şöyle devam etti:

''Düzenlemenin bu yaş grubundaki bir çocuk üzerinde ağır baskı yaratması, rasyonel eğitime ve BM çocuk Hakları Sözleşmesi itibariyle Anayasa'nın 90. maddesine ve laik devlet ilkesine aykırıdır. Laik devlet, tüm dinlere eşit mesafededir. Bu yasayla, farklı dinlere mensup yurttaşlarımızın bu ülkede yaşadığı unutulmuştur. Düzenleme, Anayasa'nın 42. maddesindeki eğitimin çağdaş eğitim esaslarına göre yapılacağı kuralına aykırıdır. Bu hüküm, din ve vicdan özgürlüğüne aykırıdır. Laik bir devlette dinle devlet arasında aidiyet kurulamaz. Kendi ideolojisine uygun nesiller yetiştirmek amacıyla devleti ve yasaları kullanmak özellikle din istismarıdır; devletin diğer inançları dışlayarak, salt bir inanca öncelik tanıması anlamına gelir. Anayasa'nın 10. ve 24. maddesine aykırıdır. Din eğitimi kişilerin isteğine ve küçüklerin yasal temsilcilerinin talebine bağlıdır. İsteğe bağlı dersle seçmeli ders kavramı tamamen birbirinden farklıdır.''

Yasanın uygulanması toplumda huzursuzluk ve kutuplaşmanın artacağını iddia eden Tarhan, ''Bu, iktidarın siyasi projesine küçükleri ve aileleri din üzerinden alet etmesidir. Hiçbir ders kanunla düzenlenmezken bunun kanunla düzenlenmesi ve tahkim edilmesi, bir şekilde koruma altına alınması, dolaylı olarak saklı bir amaca, ideolojik projeye özel önem atfedilerek, aslında hedefin Anayasa'nın 2. maddesi olduğuna karine teşkil etmektedir. Anayasa ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin din ve vicdan özgürlüğüne ilişkin 9. maddesine aykırıdır'' ifadelerini kullandı.

Bu yasayla herkesin inancını açıklamak zorunda bırakıldığını öne süren Tarhan, ''Bununla da yetinilmeyip ölçmeye kalkmaktadır. Çocukları anne ve babanın etkisinden çıkartarak, belirli bir inanç ya da görüşü aşılamak suretiyle sistematik şekilde belirli bir görüş doğrultusunda eğitmek anlamına gelir. Tek tip insan yetiştirmek isteyen tüm baskıcı rejimler bu yöntemi kullanmak ister'' dedi.

FATİH projesi

CHP Grup Başkanvekili, yasanın 14. ve 16. maddesiyle yükseköğretime girişte hak gasbı yaratıldığını da öne sürerek, zorluk derecesi yüksek okulların, müfredatı ağır liselerin öğrencilerinin okul başarı puanlarının ellerinden alındığını ve hukuk devletinin en önemli niteliği olan hukuk güvenliği ilkesinin zedelendiğini savundu.

Yasanın FATİH projesiyle ilgili düzenlemesinin de anayasaya aykırı olduğunu iddia eden Tarhan, Kamu İhale Kurulu kararları üzerinden ihalelerin yargı denetimi yolunun kapandığını, usulsüzlük ve yolsuzluklara kapı aralandığını iddia etti. Tarhan, FATİH projesinde, ihalenin sadece üst yöneticinin onayına bağlanmasının Anayasa'nın 10. ve 161. maddesine aykırı olduğunu ileri sürerek, ''Böylece Milli eğitimin talan alanına dönüşmesinin yolu açılmıştır'' dedi.

Kamu ihalelerindeki saydamlık, rekabet, eşit muamele ve denetim gibi ölçütlerin bu yolla by-pass edildiğini savunan Tarhan, bunun ''eşitlik'' ve ''hukuk devleti'' ilkelerine aykırı olduğunu öne sürdü.

Tarhan, bir soru üzerine, Anayasa Mahkemesi'nin daha önce reddettiği başvurularının içtüzük ve Anayasa'ya şekil yönünden aykırılıkla ilgili olduğunu, bugün içerik yönünden esasa ilişkin dava açtıklarını belirterek, iki konunun çok farklı olduğunu kaydetti.

> 4+4+4 ikinci kez Anayasa Mahkemesi'nde

CHP, zorunlu eğitimi 12 yıla çıkaran ve kamuoyunda ''4+4+4'' olarak bilinen yasanın iptali ve yürürlüğünün durdurulması istemiyle Anayasa Mahkemesi'ne başvurdu.

chp ikinci kez anayasa mahkemesine gidiyorAnayasa Mahkemesi'ne yapılan başvurunun ardından açıklama yapan CHP Grup Başkanvekili Emine Ülker Tarhan, 6287 sayılı İlköğretim ve Eğitim Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun'un ilk maddelerinden itibaren Anayasa'ya aykırılıklar taşıdığını öne sürdü.

Okula başlama yaşının okul öncesi eğitime başlama yaşı olan 5'e inmesinin, devletin çocukları koruma yükümlülüğüne ve BM Çocuk Hakları Sözleşmesi aracılığıyla Anayasa'nın 90. maddesine aykırı olduğunu savunan Tarhan, ''Özellikle küçüklerin el kasları dahi gelişmeden yazı öğrenmeleri, bedensel ve zihinsel gelişmelerini tamamlamadan okul öncesi eğitim hakkı ve sosyalleşmeden yoksun kılınarak, okula başlamaları Çocuk Hakları Sözleşmesi'ne aykırıdır'' dedi.

Yasanın eğitimi kesintili hale getirdiğini anlatan Tarhan, bunun aynı ülkede birbirine yabancılaşan bireyler yaratma amacına hizmet edeceğini savundu. Tarhan, yasanın farklı kutuplu toplum yaratma tehlikesi bulunduğunu da öne sürerek, düzenlemenin başta eğitim birliği olmak üzere devrim yasalarına aykırı olduğunu savundu.

Aynı okulda özellikle tarihi geçmişi ve kültürel bağları farklı yorumlayarak birbirine yabancılaşan bireyler yaratma tehlikesi olduğunu da dile getiren Tarhan, ''Yasa çocuk gelinler, yoksul erkek çocukların çıraklığa mahkum edilmesi gibi sonuca yol açabilir, çocuk istismarı tehlikesini artırır. Dünya uygulamasında mesleki eğitim yaşının 15-16 olması ve 18'e çekilmesi tartışılırken, bizde 9-10'a indirilmesi Çocuk Hakları Sözleşmesi'ne aykırıdır'' diye konuştu.

''Asıl hedef Anayasa'nın 2. maddesi''

Tarhan, ilköğretim kurumlarının 4 yıllık ilkokul ve imam hatipleri de kapsayan 4 yıllık ortaokullardan oluşmasına, ortaokul ve liselerde Kuran-ı Kerim ve Hz. Muhammed'in hayatının isteğe bağlı seçmeli ders olmasına imkan veren 9. maddeyle, 9 ve 10 yaşlarındaki çocuklara dayatma uygulanmasının söz konusu olduğunu söyledi.

Emine Ülker Tarhan, şöyle devam etti:

''Düzenlemenin bu yaş grubundaki bir çocuk üzerinde ağır baskı yaratması, rasyonel eğitime ve BM çocuk Hakları Sözleşmesi itibariyle Anayasa'nın 90. maddesine ve laik devlet ilkesine aykırıdır. Laik devlet, tüm dinlere eşit mesafededir. Bu yasayla, farklı dinlere mensup yurttaşlarımızın bu ülkede yaşadığı unutulmuştur. Düzenleme, Anayasa'nın 42. maddesindeki eğitimin çağdaş eğitim esaslarına göre yapılacağı kuralına aykırıdır. Bu hüküm, din ve vicdan özgürlüğüne aykırıdır. Laik bir devlette dinle devlet arasında aidiyet kurulamaz. Kendi ideolojisine uygun nesiller yetiştirmek amacıyla devleti ve yasaları kullanmak özellikle din istismarıdır; devletin diğer inançları dışlayarak, salt bir inanca öncelik tanıması anlamına gelir. Anayasa'nın 10. ve 24. maddesine aykırıdır. Din eğitimi kişilerin isteğine ve küçüklerin yasal temsilcilerinin talebine bağlıdır. İsteğe bağlı dersle seçmeli ders kavramı tamamen birbirinden farklıdır.''

Yasanın uygulanması toplumda huzursuzluk ve kutuplaşmanın artacağını iddia eden Tarhan, ''Bu, iktidarın siyasi projesine küçükleri ve aileleri din üzerinden alet etmesidir. Hiçbir ders kanunla düzenlenmezken bunun kanunla düzenlenmesi ve tahkim edilmesi, bir şekilde koruma altına alınması, dolaylı olarak saklı bir amaca, ideolojik projeye özel önem atfedilerek, aslında hedefin Anayasa'nın 2. maddesi olduğuna karine teşkil etmektedir. Anayasa ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin din ve vicdan özgürlüğüne ilişkin 9. maddesine aykırıdır'' ifadelerini kullandı.

Bu yasayla herkesin inancını açıklamak zorunda bırakıldığını öne süren Tarhan, ''Bununla da yetinilmeyip ölçmeye kalkmaktadır. Çocukları anne ve babanın etkisinden çıkartarak, belirli bir inanç ya da görüşü aşılamak suretiyle sistematik şekilde belirli bir görüş doğrultusunda eğitmek anlamına gelir. Tek tip insan yetiştirmek isteyen tüm baskıcı rejimler bu yöntemi kullanmak ister'' dedi.

FATİH projesi

CHP Grup Başkanvekili, yasanın 14. ve 16. maddesiyle yükseköğretime girişte hak gasbı yaratıldığını da öne sürerek, zorluk derecesi yüksek okulların, müfredatı ağır liselerin öğrencilerinin okul başarı puanlarının ellerinden alındığını ve hukuk devletinin en önemli niteliği olan hukuk güvenliği ilkesinin zedelendiğini savundu.

Yasanın FATİH projesiyle ilgili düzenlemesinin de anayasaya aykırı olduğunu iddia eden Tarhan, Kamu İhale Kurulu kararları üzerinden ihalelerin yargı denetimi yolunun kapandığını, usulsüzlük ve yolsuzluklara kapı aralandığını iddia etti. Tarhan, FATİH projesinde, ihalenin sadece üst yöneticinin onayına bağlanmasının Anayasa'nın 10. ve 161. maddesine aykırı olduğunu ileri sürerek, ''Böylece Milli eğitimin talan alanına dönüşmesinin yolu açılmıştır'' dedi.

Kamu ihalelerindeki saydamlık, rekabet, eşit muamele ve denetim gibi ölçütlerin bu yolla by-pass edildiğini savunan Tarhan, bunun ''eşitlik'' ve ''hukuk devleti'' ilkelerine aykırı olduğunu öne sürdü.

Tarhan, bir soru üzerine, Anayasa Mahkemesi'nin daha önce reddettiği başvurularının içtüzük ve Anayasa'ya şekil yönünden aykırılıkla ilgili olduğunu, bugün içerik yönünden esasa ilişkin dava açtıklarını belirterek, iki konunun çok farklı olduğunu kaydetti.

Son Güncelleme: Cuma, 08 Haziran 2012 17:14

Gösterim: 2383

Bu öğrenciler karneleri kötü diye ağlamıyorlar onların ağlama sebebi bambaşka.

 Bu öğrenciler karneleri kötü olduğu için ağlamıyor! Kuzey Kore'nin lideri Kim Jong Un'un, Kore Çocuklar Birliği üyeleriyle buluşmasına dair fotoğraflar dünya medyasına servis edildi.

Fotoğraflarda adeta pop yıldızı Justin Bieber'in hayranları gibi gözyaşları döker halde Kim Jong Un'a sarılan çocukların görüntüleri dünyayı şaşırttı.

Çocuklara "mutlu görünmeleri" gerektiğinin defalarca tembihlendiği tahmin edilirken, bu tepkilerin aşırı olması Kim Jong Un'u pek rahatsız etmişe de benzemiyor.

Babasının soğuk ve mesafeli duruşuna karşı, Kim Jon Un'un yönetimi altındakilerle kaynaşma imajı çizmesi, yabancı basında Kim Jon Un için "popüler yıldız" ifadelerinin kullanılmasına sebep oluyor.

İşte ağlamalarının gerçek nedeni

 Bu öğrenciler karneleri kötü olduğu için ağlamıyor!

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

(kaynak milliyet)

> Bu öğrenciler karneleri kötü olduğu için ağlamıyor!

Bu öğrenciler karneleri kötü diye ağlamıyorlar onların ağlama sebebi bambaşka.

 Bu öğrenciler karneleri kötü olduğu için ağlamıyor! Kuzey Kore'nin lideri Kim Jong Un'un, Kore Çocuklar Birliği üyeleriyle buluşmasına dair fotoğraflar dünya medyasına servis edildi.

Fotoğraflarda adeta pop yıldızı Justin Bieber'in hayranları gibi gözyaşları döker halde Kim Jong Un'a sarılan çocukların görüntüleri dünyayı şaşırttı.

Çocuklara "mutlu görünmeleri" gerektiğinin defalarca tembihlendiği tahmin edilirken, bu tepkilerin aşırı olması Kim Jong Un'u pek rahatsız etmişe de benzemiyor.

Babasının soğuk ve mesafeli duruşuna karşı, Kim Jon Un'un yönetimi altındakilerle kaynaşma imajı çizmesi, yabancı basında Kim Jon Un için "popüler yıldız" ifadelerinin kullanılmasına sebep oluyor.

İşte ağlamalarının gerçek nedeni

 Bu öğrenciler karneleri kötü olduğu için ağlamıyor!

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

(kaynak milliyet)

Son Güncelleme: Cuma, 08 Haziran 2012 16:04

Gösterim: 2696


Egitimtercihi.com
5846 Sayılı Telif Hakları Kanunu gereğince, bu sitede yer alan yazı, fotoğraf ve benzeri dokümanlar, izin alınmadan ve kaynak gösterilmeden kesinlikle kullanılamaz. Bilgilerin doğru yansıtılması için her türlü özen gösterilmiş olmakla birlikte olası yayın hatalarından site yönetimi ve editörleri sorumlu tutulamaz.