Aradığınız sayfa bulunamıyor, lütfen kategori listesinden ulaşmayı deneyiniz.
Çocuk Vakfı, Anayasa ve Çocuk Raporu’nu ( www.cocukvakfi.org.tr ) 5 Nisan 2012 tarihinde TBMM Başkanı Sayın Cemil Çiçek’e sunduktan sonra, TBMM Başkanlığı himayelerinde Anayasa İçin Çocuk Görüşü başlığı altında ülke ölçekli sosyal sorumluluk projesini hayata geçiriyor. Anayasa İçin Çocuk Görüşü çalışmaları, Anayasa’dan Önce Çocuk Yasa!.. başlığı altında gerçekleştiriyor.
Çocuk Vakfı, hazırlanacak Anayasa İçin Çocuk Görüşü Raporu’ndaki çocuk görüşlerinden hareketle, yeni anayasada yer alacak çocukla ilgili maddeleri hükümler halinde ve gerekçeleriyle yazarak TBMM Başkanlığı’na sunacak. Çocuk Vakfı, ayrıca, 250’yi aşkın sosyal bilimciye çağrı mektubu göndererek, Anayasa ve Çocuk odaklı madde önerilerinin gerekçeleriyle yazılması çağrısı da yaptı.
Çocuk Vakfı, çocuğun ve çocukluğun bütün haklarıyla görünür olacağı yeni bir anayasa hazırlanmasını öneriyor. Bu amaçla, yeni anayasa çalışmalarında çocuk görüşü alınması için ülke ölçekli bir dizi program gerçekleştirilecek. 81 il, 957 ilçe ve köylerde Anayasa İçin Çocuk Görüşü Kürsüleri kurulacak. Çocuk görüşleri sözlü, yazılı ve görüntülü alınabilecek. TBMM Üyelerinin illerde, ilçelerde ve köylerde çocuklarla buluşmalarına yönelik çağrı yapılacak. Türkiye genelinde Çocuk Meclisleri ve Öğrenci Meclisleri’nin katılımı ile de ortak çalışmalar yapılabilecek. Örgün eğitime devam eden öğrenciler ve güç koşullardaki çocukların görüşleri 31 Mayıs 2012 tarihine kadar alınarak Anayasa İçin Çocuk Görüşü Raporu hazırlanacak. Hazırlanacak rapor TBMM Başkanlığı’na ve Meclis Üyeleri’ne sunulacak.
Çocuk Vakfı, yeni anayasaya girecek çocukla ilgili maddeleri çocuk diline uyarlayacak ve çocuk görüşü alınmasına da öncülük edecek. Yeni anayasanın tamamının oylama öncesi çocuk diline uyarlaması da yapılacak.
Çocuk Vakfı, Anayasa İçin Çocuk Görüşü çalışmalarını 22 Nisan 2012, Pazar günü saat 11.00’de İstanbul Taksim Meydanı’nda kuracağı Anayasa İçin Çocuk Görüşü Kürsüsü ile başlatacak.
Anayasa İçin Çocuk Görüşü Yetişkin Sözcüsü ve Çocuk Vakfı Başkanı Mustafa Ruhi Şirin’in açıklaması şöyle:
Türkiye, yeni anayasa yapımını hukukçulara havale etmiş bir görünüm içinde. Ülkede yeni bir anayasa hazırlamaya yönelik ilgi de çok az. Henüz, çocuk görüşü de alınmış değil. Çocuğu da anayasa gibi en önemli toplumsal sözleşmenin tarafı gören bir anlayışa ihtiyacımız var. Türkiye, çocuğa yönelik özel bakım ve koruma yaklaşımına dayalı anayasalardan çocuğa özgü hakların bütünüyle görünür olacağı anayasa evresine geçmedikçe çocuk sorunlarının çözümüne yönelemeyiz. Bunun için de önce, çocuğa saygı temelinde çocukların görüşleri doğrultusunda bir anayasa öngörmeliyiz. Çocuk görüşü alınmadan hazırlanacak anayasa eksik bir anayasa olacaktır. Türkiye, yeni anayasa için çocukları dinlemeye hazır olmalıdır.
Üst Kategori: ROOT Kategori: Gündem
Çocuk Vakfı, Anayasa ve Çocuk Raporu’nu ( www.cocukvakfi.org.tr ) 5 Nisan 2012 tarihinde TBMM Başkanı Sayın Cemil Çiçek’e sunduktan sonra, TBMM Başkanlığı himayelerinde Anayasa İçin Çocuk Görüşü başlığı altında ülke ölçekli sosyal sorumluluk projesini hayata geçiriyor. Anayasa İçin Çocuk Görüşü çalışmaları, Anayasa’dan Önce Çocuk Yasa!.. başlığı altında gerçekleştiriyor.
Çocuk Vakfı, hazırlanacak Anayasa İçin Çocuk Görüşü Raporu’ndaki çocuk görüşlerinden hareketle, yeni anayasada yer alacak çocukla ilgili maddeleri hükümler halinde ve gerekçeleriyle yazarak TBMM Başkanlığı’na sunacak. Çocuk Vakfı, ayrıca, 250’yi aşkın sosyal bilimciye çağrı mektubu göndererek, Anayasa ve Çocuk odaklı madde önerilerinin gerekçeleriyle yazılması çağrısı da yaptı.
Çocuk Vakfı, çocuğun ve çocukluğun bütün haklarıyla görünür olacağı yeni bir anayasa hazırlanmasını öneriyor. Bu amaçla, yeni anayasa çalışmalarında çocuk görüşü alınması için ülke ölçekli bir dizi program gerçekleştirilecek. 81 il, 957 ilçe ve köylerde Anayasa İçin Çocuk Görüşü Kürsüleri kurulacak. Çocuk görüşleri sözlü, yazılı ve görüntülü alınabilecek. TBMM Üyelerinin illerde, ilçelerde ve köylerde çocuklarla buluşmalarına yönelik çağrı yapılacak. Türkiye genelinde Çocuk Meclisleri ve Öğrenci Meclisleri’nin katılımı ile de ortak çalışmalar yapılabilecek. Örgün eğitime devam eden öğrenciler ve güç koşullardaki çocukların görüşleri 31 Mayıs 2012 tarihine kadar alınarak Anayasa İçin Çocuk Görüşü Raporu hazırlanacak. Hazırlanacak rapor TBMM Başkanlığı’na ve Meclis Üyeleri’ne sunulacak.
Çocuk Vakfı, yeni anayasaya girecek çocukla ilgili maddeleri çocuk diline uyarlayacak ve çocuk görüşü alınmasına da öncülük edecek. Yeni anayasanın tamamının oylama öncesi çocuk diline uyarlaması da yapılacak.
Çocuk Vakfı, Anayasa İçin Çocuk Görüşü çalışmalarını 22 Nisan 2012, Pazar günü saat 11.00’de İstanbul Taksim Meydanı’nda kuracağı Anayasa İçin Çocuk Görüşü Kürsüsü ile başlatacak.
Anayasa İçin Çocuk Görüşü Yetişkin Sözcüsü ve Çocuk Vakfı Başkanı Mustafa Ruhi Şirin’in açıklaması şöyle:
Türkiye, yeni anayasa yapımını hukukçulara havale etmiş bir görünüm içinde. Ülkede yeni bir anayasa hazırlamaya yönelik ilgi de çok az. Henüz, çocuk görüşü de alınmış değil. Çocuğu da anayasa gibi en önemli toplumsal sözleşmenin tarafı gören bir anlayışa ihtiyacımız var. Türkiye, çocuğa yönelik özel bakım ve koruma yaklaşımına dayalı anayasalardan çocuğa özgü hakların bütünüyle görünür olacağı anayasa evresine geçmedikçe çocuk sorunlarının çözümüne yönelemeyiz. Bunun için de önce, çocuğa saygı temelinde çocukların görüşleri doğrultusunda bir anayasa öngörmeliyiz. Çocuk görüşü alınmadan hazırlanacak anayasa eksik bir anayasa olacaktır. Türkiye, yeni anayasa için çocukları dinlemeye hazır olmalıdır.
Son Güncelleme: Cuma, 13 Nisan 2012 14:20
Gösterim: 1916
Yaklaşık on gündür e-postalarımı okuyup, silmek için kullandığım sağ elimin işaretparmağı sızlıyor.
Bu sızının nedeni parmağımın antrenmansız olması değil. On gündür e-posta kutuma gelen mektupların önemli bölümü “Sizi son kez rahatsız ediyoruz” cümlesi ile başlıyor. Mektupların sahipleri, kendilerine verilen bir sözün tutulmasını isteyen genç öğretmenler. 2010 yılında verilen “55 bin öğretmen alınacak” sözünün tutulmasını istiyorlar.
Dün üşenmedim saydım, sabah gazeteye geldiğim ilk 1 saat içinde tam 314 tane böyle mektup sildim.
Mektup sadece bana değil, Türkiye’de gazetelerde bir köşesi olan yazarların hemen hepsine gönderiliyor.
Metin kibar bir çığlık aslında! Seslerini bir türlü duyuramayan ve kendilerini artık çaresiz hisseden insanların çığlığı!
“Bizden sesimiz olmanızı istiyoruz” diyorlar, seçimlerden önce verilen sözün tutulmasını istiyorlar.
Silerken parmağımın sızlamasının nedeni bu! Biliyorum ki birkaç köşede bu istek dile getirilecek, sonra unutulup gidecek.
Milli Eğitim Bakanı, başka işlerle meşgul olduğu için bu çığlığı duymayacak, hükümet umursamayacak.
Gazetelerde küçük bir haber bile olamayacak. Çünkü öğretmenlerin sorunlarını hatırlamamız için bir tek günümüz var, o da öğretmenler günü! Milli Eğitim Bakanı’nın o gün ile ilgili boş sözlerinin tekrarlandığı bir haber çıkacak, atanamayan öğretmenler “öğretmen sayılmadığı için” hatırlanmayacak.
(Mehmet Yılmaz-Hürriyet)
Üst Kategori: ROOT Kategori: Gündem
Yaklaşık on gündür e-postalarımı okuyup, silmek için kullandığım sağ elimin işaretparmağı sızlıyor.
Bu sızının nedeni parmağımın antrenmansız olması değil. On gündür e-posta kutuma gelen mektupların önemli bölümü “Sizi son kez rahatsız ediyoruz” cümlesi ile başlıyor. Mektupların sahipleri, kendilerine verilen bir sözün tutulmasını isteyen genç öğretmenler. 2010 yılında verilen “55 bin öğretmen alınacak” sözünün tutulmasını istiyorlar.
Dün üşenmedim saydım, sabah gazeteye geldiğim ilk 1 saat içinde tam 314 tane böyle mektup sildim.
Mektup sadece bana değil, Türkiye’de gazetelerde bir köşesi olan yazarların hemen hepsine gönderiliyor.
Metin kibar bir çığlık aslında! Seslerini bir türlü duyuramayan ve kendilerini artık çaresiz hisseden insanların çığlığı!
“Bizden sesimiz olmanızı istiyoruz” diyorlar, seçimlerden önce verilen sözün tutulmasını istiyorlar.
Silerken parmağımın sızlamasının nedeni bu! Biliyorum ki birkaç köşede bu istek dile getirilecek, sonra unutulup gidecek.
Milli Eğitim Bakanı, başka işlerle meşgul olduğu için bu çığlığı duymayacak, hükümet umursamayacak.
Gazetelerde küçük bir haber bile olamayacak. Çünkü öğretmenlerin sorunlarını hatırlamamız için bir tek günümüz var, o da öğretmenler günü! Milli Eğitim Bakanı’nın o gün ile ilgili boş sözlerinin tekrarlandığı bir haber çıkacak, atanamayan öğretmenler “öğretmen sayılmadığı için” hatırlanmayacak.
(Mehmet Yılmaz-Hürriyet)
Son Güncelleme: Cuma, 13 Nisan 2012 13:43
Gösterim: 2094
İstanbul Kemerburgaz Üniversitesi Güzel Sanatlar ve Tasarım Fakültesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Serdar Yılmaz’ın “Kızarmış Tavuk” adlı kısa filmi, Cannes Film Festivali, Cannes Court Metrage, Short Film Corner’a kabul edildi.
İstanbul Kemerburgaz Üniversitesi’nin verdiği destekle çekilen “Kızarmış Tavuk” adlı filmin gösterimleri ve dünya festivalleri için tanıtımı, 16-26 Mayıs 2012 tarihlerinde gerçekleştirilecek. Yönetmenliğini ve Senaryo yazımını Serdar Yılmaz’ın üstlendiği filmin oyuncu kadrosunda Güler Ökten, Burak Tamdoğan, Selen Uçer ve Mina Trabzon yer alıyor.
İlk olarak Avrupa’daki en önemli 3 film festivalinden biri olan Cannes Film Festivali’nde gösterim hakkı kazanan filmde, anne, anneanne ve 9 yaşında bir kız çocuğundan oluşan bir ailede kız çocuğu yemek yemeğe zorlanmaktadır. Kendi dünyasında, oyunlarıyla çok mutlu olan kız çocuğunun manevi destekçisi, perdenin arkasındaki sadece çocuğa görünen hayal mi gerçek mi belli olmayan bir adamdır. Yemek yeme problemi olan kız çocuk için büyük bir “Kızarmış Tavuk” akşam yemeğinde korkunç, itici bir nesneyken, sokakta 4 metrelik boyuyla, evsizlerin bulunduğu ıssız bir köşede perdedeki adamın liderliğinde, avangard bir nesneye dönüşür.
Üst Kategori: ROOT Kategori: Gündem
İstanbul Kemerburgaz Üniversitesi Güzel Sanatlar ve Tasarım Fakültesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Serdar Yılmaz’ın “Kızarmış Tavuk” adlı kısa filmi, Cannes Film Festivali, Cannes Court Metrage, Short Film Corner’a kabul edildi.
İstanbul Kemerburgaz Üniversitesi’nin verdiği destekle çekilen “Kızarmış Tavuk” adlı filmin gösterimleri ve dünya festivalleri için tanıtımı, 16-26 Mayıs 2012 tarihlerinde gerçekleştirilecek. Yönetmenliğini ve Senaryo yazımını Serdar Yılmaz’ın üstlendiği filmin oyuncu kadrosunda Güler Ökten, Burak Tamdoğan, Selen Uçer ve Mina Trabzon yer alıyor.
İlk olarak Avrupa’daki en önemli 3 film festivalinden biri olan Cannes Film Festivali’nde gösterim hakkı kazanan filmde, anne, anneanne ve 9 yaşında bir kız çocuğundan oluşan bir ailede kız çocuğu yemek yemeğe zorlanmaktadır. Kendi dünyasında, oyunlarıyla çok mutlu olan kız çocuğunun manevi destekçisi, perdenin arkasındaki sadece çocuğa görünen hayal mi gerçek mi belli olmayan bir adamdır. Yemek yeme problemi olan kız çocuk için büyük bir “Kızarmış Tavuk” akşam yemeğinde korkunç, itici bir nesneyken, sokakta 4 metrelik boyuyla, evsizlerin bulunduğu ıssız bir köşede perdedeki adamın liderliğinde, avangard bir nesneye dönüşür.
Son Güncelleme: Cuma, 13 Nisan 2012 12:24
Gösterim: 1615
Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı, Hayvancılık Genel Müdürlüğü, dün gerçekleştirilen Okul Sütü Programı ihalesinin onaylanmadığını bildirdi.
Hayvancılık Genel Müdürlüğünün internet sitesinde yayımlanan duyuruda, 7 kısım halinde gerçekleştirilen ihalede, kısımların tamamı için teklif bulunmadığından, onay makamınca programın bir bütün olduğu ve süt dağıtımının aynı anda tüm okullara ulaştırılması gerektiği gerekçesiyle ihalenin onaylanmadığı belirtildi.
Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı, Milli Eğitim Bakanlığı ve Sağlık Bakanlığı'nca ortaklaşa hazırlanan ve 2012 yılı içinde yürütülmek üzere, ''Okul Sütü Programı Uygulama Esasları Hakkında Bakanlar Kurulu Karar''ına istinaden uygulanacak olan program kapsamında dağıtılacak sütün alım ihalesinin dün yapıldığını hatırlatılan açıklamada, ''Yeni ihale ve şartlarıyla ilgili gelişmelerin sitemizden duyurulmasına devam edilecektir'' dedi.
Üst Kategori: ROOT Kategori: Gündem
Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı, Hayvancılık Genel Müdürlüğü, dün gerçekleştirilen Okul Sütü Programı ihalesinin onaylanmadığını bildirdi.
Hayvancılık Genel Müdürlüğünün internet sitesinde yayımlanan duyuruda, 7 kısım halinde gerçekleştirilen ihalede, kısımların tamamı için teklif bulunmadığından, onay makamınca programın bir bütün olduğu ve süt dağıtımının aynı anda tüm okullara ulaştırılması gerektiği gerekçesiyle ihalenin onaylanmadığı belirtildi.
Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı, Milli Eğitim Bakanlığı ve Sağlık Bakanlığı'nca ortaklaşa hazırlanan ve 2012 yılı içinde yürütülmek üzere, ''Okul Sütü Programı Uygulama Esasları Hakkında Bakanlar Kurulu Karar''ına istinaden uygulanacak olan program kapsamında dağıtılacak sütün alım ihalesinin dün yapıldığını hatırlatılan açıklamada, ''Yeni ihale ve şartlarıyla ilgili gelişmelerin sitemizden duyurulmasına devam edilecektir'' dedi.
Son Güncelleme: Cuma, 13 Nisan 2012 12:33
Gösterim: 1988
Memur maaş zammına ilişkin olarak ise Şimşek, ''Yasa geçti, onaylandı. Müzakerelerin başlaması bekleniyor. Dolayısıyla müzakereler biter bitmez alacaklar. Şimdi tarih versem yanlış olur. Müzakerelerin ne kadar süreceğine bağlı. Ama şunu açık ve net söyleyim; Maliye Bakanı olarak önümüzü görmemizi isterdim'' dedi.
''Yüzde 3 ile masaya oturacağınız söyleniyor'' değerlendirmesi üzerine Şimşek, şunları söyledi:
''Memurlarla masaya oturacağız. 2002 Aralık'ta 578 lira alıyormuş ortalama bir memur. 2012 Ocak'ta 1.894 lira alıyor. Buradaki artış oranı yüzde 228. 2012'nin de normal artışlarını henüz vermedik. Yani biz memurumuzu Ak Parti hükümeti döneminde enflasyonun çok çok ötesinde büyümeden, refahtan da pay vererek çok ciddi bir şekilde maaşlarını artırmışız. Bu herkes için geçerli. Emekliler, asgari ücretliler için de geçerli. O nedenle bizim her şeyi dengeli götürmemiz lazım. Bakın Avrupa'daki sıkıntıları görüyorsunuz. 4 aylık gecikme nedeniyle biriken faize formül aranıyor.
Bizim tercihimiz bu gecikmelerin hiç bir şekilde olmamasıydı. Fakat bu gecikmeler meclisimizin takdirinde olan bir konuydu. O gecikmeler inşallah yakın zamanda bitecek. Zaten biz enflasyon farkını verdik. Normal zammı da vereceğiz. Biz Maliye Bakanlığı olarak önümüzü görmek isteriz. Ama sistem şöyle oldu böyle oldu şeklinde yorum için çok erken.''
Bakan Şimşek, atanamayan öğretmenler konusunda, şubat ayında atamaların bir kısmını yaptıklarını anımsatarak, ''Ama bunun tarihine, rakamına girmem doğru olmaz. Bunun muhatabı ilgili bakanımızdır'' dedi.
Üst Kategori: ROOT Kategori: Gündem
Memur maaş zammına ilişkin olarak ise Şimşek, ''Yasa geçti, onaylandı. Müzakerelerin başlaması bekleniyor. Dolayısıyla müzakereler biter bitmez alacaklar. Şimdi tarih versem yanlış olur. Müzakerelerin ne kadar süreceğine bağlı. Ama şunu açık ve net söyleyim; Maliye Bakanı olarak önümüzü görmemizi isterdim'' dedi.
''Yüzde 3 ile masaya oturacağınız söyleniyor'' değerlendirmesi üzerine Şimşek, şunları söyledi:
''Memurlarla masaya oturacağız. 2002 Aralık'ta 578 lira alıyormuş ortalama bir memur. 2012 Ocak'ta 1.894 lira alıyor. Buradaki artış oranı yüzde 228. 2012'nin de normal artışlarını henüz vermedik. Yani biz memurumuzu Ak Parti hükümeti döneminde enflasyonun çok çok ötesinde büyümeden, refahtan da pay vererek çok ciddi bir şekilde maaşlarını artırmışız. Bu herkes için geçerli. Emekliler, asgari ücretliler için de geçerli. O nedenle bizim her şeyi dengeli götürmemiz lazım. Bakın Avrupa'daki sıkıntıları görüyorsunuz. 4 aylık gecikme nedeniyle biriken faize formül aranıyor.
Bizim tercihimiz bu gecikmelerin hiç bir şekilde olmamasıydı. Fakat bu gecikmeler meclisimizin takdirinde olan bir konuydu. O gecikmeler inşallah yakın zamanda bitecek. Zaten biz enflasyon farkını verdik. Normal zammı da vereceğiz. Biz Maliye Bakanlığı olarak önümüzü görmek isteriz. Ama sistem şöyle oldu böyle oldu şeklinde yorum için çok erken.''
Bakan Şimşek, atanamayan öğretmenler konusunda, şubat ayında atamaların bir kısmını yaptıklarını anımsatarak, ''Ama bunun tarihine, rakamına girmem doğru olmaz. Bunun muhatabı ilgili bakanımızdır'' dedi.
Son Güncelleme: Cuma, 13 Nisan 2012 11:19
Gösterim: 1725