Aradığınız sayfa bulunamıyor, lütfen kategori listesinden ulaşmayı deneyiniz.
TEOG sınavına 1 milyon 168 bin 48 öğrencinin katıldığına dikkati çeken Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz, TEOG sınavına giren öğrencilerin yerleştirme sonuçları ve boş kalan kontenjanların bugün açıklanacağını belirtti.
Üst Kategori: ROOT Kategori: Gündem
TEOG sınavına 1 milyon 168 bin 48 öğrencinin katıldığına dikkati çeken Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz, TEOG sınavına giren öğrencilerin yerleştirme sonuçları ve boş kalan kontenjanların bugün açıklanacağını belirtti.
Son Güncelleme: Perşembe, 11 Ağustos 2016 15:19
Gösterim: 1465
2,5 yıl FETÖ'nün evlerinde kalan Adıyamanlı Derya Turgut, bu süreçte FETÖ'cü akademisyenlerin derslerini geçmede yardımcı olduğunu belirtti.
Harran Üniversitesi İlahiyat Fakültesinde öğrenim görürken 2,5 yıl Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) evlerinde kalan Adıyamanlı Derya Turgut, evde kalırken kendilerinden Zaman Gazetesi ve Sızıntı dergilerine abone yapılmasının istendiğini anlattı.
Ailelerin ve akrabaların da abone olması için dayatmalarda bulunulduğunu ifade eden Turgut, abone yapanların el üstünde tutulduğunu, onlara ödül olarak tabletler verildiğini kaydetti. Haftada bir gün bölge toplantıları yapıldığını belirten Turgut, şöyle konuştu: "Bölgenin başkan ablaları olurdu. O evlerde toplanılır, tüm öğrenciler gelirdi. Daha çok FETÖ kitapları okunurdu. Onun üzerinden mesajlar verilirdi. 'Güneşin doğup battığı her yere biz askerlerimizi yetiştireceğiz. Bütün dünyanın hakimi İslam'ı yayacağız. Tek doğru biziz. Diğer cemaat gruplarının hepsi yok olacak. Biz İslam'ın gerçek neferleriyiz. Dünyada en hakim biz olmak zorundayız' gibi konuşmalar oluyordu. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan o zamanlar Başbakandı. 'Recep Tayyip Erdoğan'ın bir güç zehirlenmesi yaşadığını, şu anda yaşadığı o gücün verdiği sarhoşlukla yanlış şeyler yaptığını, çok yakında zaten başına bir musibet geleceğini' söylüyorlardı."
"Bakımlı kızları para toplamak için gönderiyorlardı"
Bayramlarda FETÖ'cü ablaların esnaftan para toplanması için kendisine zarflar dağıttıklarını anlatan Turgut, sözlerini şöyle sürdürdü: "Ablalar, bakımlı ve dış görünüşü iyi olan kızları para toplamak için esnafa gönderiyorlardı. İlk başta tabi yapmak istemedik. Ama ablalar bana 'Sana iftira atarız. Dediğimizi yapmak zorundasınız. Okul hayatın biter. Ailen bize bir şekilde inanır. Bir şekilde aileni inandırırız. Dini bir yapılanmayız, dini bir cemaatiz. Yapmak zorundasın' gibi yaklaşımlarda bulundular. 17 Aralık sürecinde sosyal medya üzerinden özellikle Cumhurbaşkanı Erdoğan hakkında tweet atmamızı, dershanelerin kapatılmasının Cumhurbaşkanı Erdoğan'a kötü şekilde döneceğini, öğrencilerin mağdur olacağını söylüyorlardı. Adıma, istemediğim halde hesaplar açılıp, tweetler atılıyordu. Bu konu hakkında bana baskı yapıldı. O gün gizli bir toplantı yapıldı. Acele şekilde öğrenciler gece uykularından uyandırılıp zorla 'Tweet atacaksınız. Sosyal medyayı karıştıracaksınız' denildi."
Evlerde kalanların üniversitede de farklı muamelelere tabi tutulduğunu aktaran Turgut, "Okuldaki akademisyenler cemaat evinde kaldığım için olumlu bakıyorlardı. FETÖ kitaplarını okuduğumuz taktirde derslerimize çalışmazsak da olur deniliyordu. Akademisyenler bize tolerans tanıyorlardı. Dersleri geçmemizde yardımcı oluyorlardı." dedi.
"Beni ailemle tehdit ettiler"
Turgut, FETÖ'cülerin isteklerine daha fazla dayanamadığı için evlerinden ayrılmayı düşündüğünü, yurtlara başvurduğunu, ancak kontenjanlar dolu olduğu için bir süre çıkamadığını belirtti.
Bir akademisyene konuyu ilettiğinde kaldığı evde ablaların o akşam kendisiyle konuştuğunu dile getiren Turgut, "Beni odaya kapatıp etrafımı sarıp konuşmaya başladılar. Sonra telefonumu alıp 'Sen kötü şeyler yapıyorsun. Kötü yola düşersin. Buradan çıkmana hiçbir şekilde müsaade etmeyeceğiz' dediler. Beni ailemle tehdit ettiler. Hatta hattımı kırdılar. Tahammül edilemeyecek bir durumdu. Çıkmam gerektiğine inanıyordum. Zaten o dönem Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, öğrencilere o evlerden çıkın diye çağrı yapıyordu. Ben de o zaman tesadüfen Şanlıurfa Belediye Başkan adayıyla tanıştım. O da bana sağ olsun yardım etti. Ben devlet yurduna girdim." diye konuştu.
Evden ayrıldıktan sonra okuldaki FETÖ'cü akademisyenlerin kendisini sürekli odasına çağırıp "Evlerden neden çıktın? Çıkmaman gerekiyordu" gibi ifadeler kullandığını anlatan Turgut, "Bana 'Çalıştığın burada fayda etmeyecek, O evlerde kalsan zihnin açık olur. Artık hiçbir şekilde başarılı olamazsın. Belki kötü şeyler yaşarsın' gibi şeyler söylediler. Bunu söyleyen dekan yardımcısıydı. Beni odasına birçok kez çağırıp bunları söyledi. Ben de çok ciddiye almadım. Çalışırsam yaparım diye düşündük." dedi.
FETÖ'cülerin evlerinde kalanlara soruların verildiğini belirten Turgut, şunları kaydetti: "Soruların cemaat evinde kalan ablaların elinde olduğunu, hiç çalışmadığı halde 90 aldığını, benim ise hiçbir şekilde geçemediğimi görünce şikayet için akademisyenin yanına gittim. 'Sınav kağıdımı görmek istiyorum' dediğimde 'Göremezsin' dediler. Sonra bir hoca bana, 'Bu okuldan mezun olamayacaksın' gibi şeyler söyledi. Çalıştığım halde karşılığını alamayıp bütün derslerden kalınca daha fazla okula devam edemedim. Psikolojik olarak çöküntü içerisine girdim. Çalışıyordum ama sınavları geçemiyordum. Bir sürü alttan dersim birikmişti. Başarılıyken bir anda düşüş yaşadım. Sonunda okulu bırakmak zorunda kaldım. Şu anda okuyamıyorum. 1,5 yıldır evde oturuyorum."
"Artık ailem FETÖ'yü iblis olarak görüyor"
Turgut, 17/25 Aralık sürecinden sonra FETÖ'cülerin gerçek yüzünü gördüklerini, ailesinin de buna ikna olduğunu belirterek, 15 Temmuz darbe girişiminden sonra ailesinin bunu daha da iyi anladığını ifade etti. Kendisinin ve ailesinin bu süreçte FETÖ'cülerin ne kadar tehlikeli olduğunu ve ileri gidebileceğini gördüklerini anlatan Turgut, "Biz 15 Temmuz darbe girişiminin akşamından itibaren hepimiz meydanda nöbet tuttuk. Bütün ailem FETÖ'yü iblis gibi görüyor. Onu bir hain olarak görüyoruz." dedi.
Üst Kategori: ROOT Kategori: Gündem
2,5 yıl FETÖ'nün evlerinde kalan Adıyamanlı Derya Turgut, bu süreçte FETÖ'cü akademisyenlerin derslerini geçmede yardımcı olduğunu belirtti.
Harran Üniversitesi İlahiyat Fakültesinde öğrenim görürken 2,5 yıl Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) evlerinde kalan Adıyamanlı Derya Turgut, evde kalırken kendilerinden Zaman Gazetesi ve Sızıntı dergilerine abone yapılmasının istendiğini anlattı.
Ailelerin ve akrabaların da abone olması için dayatmalarda bulunulduğunu ifade eden Turgut, abone yapanların el üstünde tutulduğunu, onlara ödül olarak tabletler verildiğini kaydetti. Haftada bir gün bölge toplantıları yapıldığını belirten Turgut, şöyle konuştu: "Bölgenin başkan ablaları olurdu. O evlerde toplanılır, tüm öğrenciler gelirdi. Daha çok FETÖ kitapları okunurdu. Onun üzerinden mesajlar verilirdi. 'Güneşin doğup battığı her yere biz askerlerimizi yetiştireceğiz. Bütün dünyanın hakimi İslam'ı yayacağız. Tek doğru biziz. Diğer cemaat gruplarının hepsi yok olacak. Biz İslam'ın gerçek neferleriyiz. Dünyada en hakim biz olmak zorundayız' gibi konuşmalar oluyordu. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan o zamanlar Başbakandı. 'Recep Tayyip Erdoğan'ın bir güç zehirlenmesi yaşadığını, şu anda yaşadığı o gücün verdiği sarhoşlukla yanlış şeyler yaptığını, çok yakında zaten başına bir musibet geleceğini' söylüyorlardı."
"Bakımlı kızları para toplamak için gönderiyorlardı"
Bayramlarda FETÖ'cü ablaların esnaftan para toplanması için kendisine zarflar dağıttıklarını anlatan Turgut, sözlerini şöyle sürdürdü: "Ablalar, bakımlı ve dış görünüşü iyi olan kızları para toplamak için esnafa gönderiyorlardı. İlk başta tabi yapmak istemedik. Ama ablalar bana 'Sana iftira atarız. Dediğimizi yapmak zorundasınız. Okul hayatın biter. Ailen bize bir şekilde inanır. Bir şekilde aileni inandırırız. Dini bir yapılanmayız, dini bir cemaatiz. Yapmak zorundasın' gibi yaklaşımlarda bulundular. 17 Aralık sürecinde sosyal medya üzerinden özellikle Cumhurbaşkanı Erdoğan hakkında tweet atmamızı, dershanelerin kapatılmasının Cumhurbaşkanı Erdoğan'a kötü şekilde döneceğini, öğrencilerin mağdur olacağını söylüyorlardı. Adıma, istemediğim halde hesaplar açılıp, tweetler atılıyordu. Bu konu hakkında bana baskı yapıldı. O gün gizli bir toplantı yapıldı. Acele şekilde öğrenciler gece uykularından uyandırılıp zorla 'Tweet atacaksınız. Sosyal medyayı karıştıracaksınız' denildi."
Evlerde kalanların üniversitede de farklı muamelelere tabi tutulduğunu aktaran Turgut, "Okuldaki akademisyenler cemaat evinde kaldığım için olumlu bakıyorlardı. FETÖ kitaplarını okuduğumuz taktirde derslerimize çalışmazsak da olur deniliyordu. Akademisyenler bize tolerans tanıyorlardı. Dersleri geçmemizde yardımcı oluyorlardı." dedi.
"Beni ailemle tehdit ettiler"
Turgut, FETÖ'cülerin isteklerine daha fazla dayanamadığı için evlerinden ayrılmayı düşündüğünü, yurtlara başvurduğunu, ancak kontenjanlar dolu olduğu için bir süre çıkamadığını belirtti.
Bir akademisyene konuyu ilettiğinde kaldığı evde ablaların o akşam kendisiyle konuştuğunu dile getiren Turgut, "Beni odaya kapatıp etrafımı sarıp konuşmaya başladılar. Sonra telefonumu alıp 'Sen kötü şeyler yapıyorsun. Kötü yola düşersin. Buradan çıkmana hiçbir şekilde müsaade etmeyeceğiz' dediler. Beni ailemle tehdit ettiler. Hatta hattımı kırdılar. Tahammül edilemeyecek bir durumdu. Çıkmam gerektiğine inanıyordum. Zaten o dönem Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, öğrencilere o evlerden çıkın diye çağrı yapıyordu. Ben de o zaman tesadüfen Şanlıurfa Belediye Başkan adayıyla tanıştım. O da bana sağ olsun yardım etti. Ben devlet yurduna girdim." diye konuştu.
Evden ayrıldıktan sonra okuldaki FETÖ'cü akademisyenlerin kendisini sürekli odasına çağırıp "Evlerden neden çıktın? Çıkmaman gerekiyordu" gibi ifadeler kullandığını anlatan Turgut, "Bana 'Çalıştığın burada fayda etmeyecek, O evlerde kalsan zihnin açık olur. Artık hiçbir şekilde başarılı olamazsın. Belki kötü şeyler yaşarsın' gibi şeyler söylediler. Bunu söyleyen dekan yardımcısıydı. Beni odasına birçok kez çağırıp bunları söyledi. Ben de çok ciddiye almadım. Çalışırsam yaparım diye düşündük." dedi.
FETÖ'cülerin evlerinde kalanlara soruların verildiğini belirten Turgut, şunları kaydetti: "Soruların cemaat evinde kalan ablaların elinde olduğunu, hiç çalışmadığı halde 90 aldığını, benim ise hiçbir şekilde geçemediğimi görünce şikayet için akademisyenin yanına gittim. 'Sınav kağıdımı görmek istiyorum' dediğimde 'Göremezsin' dediler. Sonra bir hoca bana, 'Bu okuldan mezun olamayacaksın' gibi şeyler söyledi. Çalıştığım halde karşılığını alamayıp bütün derslerden kalınca daha fazla okula devam edemedim. Psikolojik olarak çöküntü içerisine girdim. Çalışıyordum ama sınavları geçemiyordum. Bir sürü alttan dersim birikmişti. Başarılıyken bir anda düşüş yaşadım. Sonunda okulu bırakmak zorunda kaldım. Şu anda okuyamıyorum. 1,5 yıldır evde oturuyorum."
"Artık ailem FETÖ'yü iblis olarak görüyor"
Turgut, 17/25 Aralık sürecinden sonra FETÖ'cülerin gerçek yüzünü gördüklerini, ailesinin de buna ikna olduğunu belirterek, 15 Temmuz darbe girişiminden sonra ailesinin bunu daha da iyi anladığını ifade etti. Kendisinin ve ailesinin bu süreçte FETÖ'cülerin ne kadar tehlikeli olduğunu ve ileri gidebileceğini gördüklerini anlatan Turgut, "Biz 15 Temmuz darbe girişiminin akşamından itibaren hepimiz meydanda nöbet tuttuk. Bütün ailem FETÖ'yü iblis gibi görüyor. Onu bir hain olarak görüyoruz." dedi.
Son Güncelleme: Perşembe, 11 Ağustos 2016 13:57
Gösterim: 1316
2016-2017 ders yılında, ÖSYS sonuçlarına göre bir programa kayıt hakkı kazanan adayların kayıt işlemleri, 15-19 Ağustos 2016 tarihleri arasında, elektronik kayıtlar ise 12-16 Ağustos 2016 tarihleri arasında yapılacak. Kayıt için adayların yerleştirildikleri yükseköğretim programının bağlı bulunduğu üniversiteye, belirtilen süre içerisinde başvurmaları gerekiyor.
Elektronik kayıt yapan adaylar, üniversiteleri tarafından duyurulan belgelere ve tarihe göre işlem yapacak. Bir yükseköğretim programına kayıt hakkı kazanan ancak, ortaöğretim kurumlarından mezun olamayarak bütünleme veya tek ders sınava girecek adayların da belirlenen tarihlerde yükseköğretim kurumlarına geçici kayıtları yapılacak. Bu adayların mezun olduklarına ilişkin belgelerini, 30 Aralık 2016'ya kadar yükseköğretim kurumuna ibraz etmeleri halinde asıl kayıtları yapılacak. Bu tarihe kadar mezun olduklarını belgelemeyenlerin geçici kayıtları silinecek ve bu durumda olup belirlenen tarihlerde geçici kayıtlarını yaptırmayan adayların kayıtları yapılmayacak.
Üst Kategori: ROOT Kategori: Gündem
2016-2017 ders yılında, ÖSYS sonuçlarına göre bir programa kayıt hakkı kazanan adayların kayıt işlemleri, 15-19 Ağustos 2016 tarihleri arasında, elektronik kayıtlar ise 12-16 Ağustos 2016 tarihleri arasında yapılacak. Kayıt için adayların yerleştirildikleri yükseköğretim programının bağlı bulunduğu üniversiteye, belirtilen süre içerisinde başvurmaları gerekiyor.
Elektronik kayıt yapan adaylar, üniversiteleri tarafından duyurulan belgelere ve tarihe göre işlem yapacak. Bir yükseköğretim programına kayıt hakkı kazanan ancak, ortaöğretim kurumlarından mezun olamayarak bütünleme veya tek ders sınava girecek adayların da belirlenen tarihlerde yükseköğretim kurumlarına geçici kayıtları yapılacak. Bu adayların mezun olduklarına ilişkin belgelerini, 30 Aralık 2016'ya kadar yükseköğretim kurumuna ibraz etmeleri halinde asıl kayıtları yapılacak. Bu tarihe kadar mezun olduklarını belgelemeyenlerin geçici kayıtları silinecek ve bu durumda olup belirlenen tarihlerde geçici kayıtlarını yaptırmayan adayların kayıtları yapılmayacak.
Son Güncelleme: Çarşamba, 10 Ağustos 2016 12:43
Gösterim: 1020
Anadolu Üniversitesi (AÜ) Rektörlüğünce, "Barış İçin Akademisyenler İnisiyatifi"nin yayımladığı bildiride imzası bulunduğu gerekçesiyle haklarında soruşturma başlatılan 21 akademisyen görevinden uzaklaştırıldı.
Hakkında soruşturma açılan personelden 21'i ile ilgili Devlet Memurları Kanunu'nun 137. maddesi uyarınca ihtiyati tedbir olarak 3 ay görevden uzaklaştırma kararı verildiği belirtildi.
Açıklamada, 28 akademik personel hakkındaki soruşturma sürecinin tamamlandığı ifade edilerek, dosyanın karar verilmek üzere YÖK'e gönderildiği, ilgililer hakkındaki nihai kararı YÖK'ün vereceği bildirildi.
Açıklamada, haklarında soruşturma yürütülen 28 akademik personelden 21'inin görevden uzaklaştırılmasının, haklarında yürütülen ve henüz sonuçlanmamış bulunan disiplin soruşturması kapsamında Devlet Memurları Kanunu uyarınca olduğu, ülkenin içinde bulunduğu OHAL ilanına sebebiyet veren olaylarla ilgisinin bulunmadığı aktarıldı.
Açıklamada, ilgililerin bu idari işlem karşısında dava haklarını kullanmalarının önünde herhangi bir engel olmadığı vurgulandı.
Üst Kategori: ROOT Kategori: Gündem
Anadolu Üniversitesi (AÜ) Rektörlüğünce, "Barış İçin Akademisyenler İnisiyatifi"nin yayımladığı bildiride imzası bulunduğu gerekçesiyle haklarında soruşturma başlatılan 21 akademisyen görevinden uzaklaştırıldı.
Hakkında soruşturma açılan personelden 21'i ile ilgili Devlet Memurları Kanunu'nun 137. maddesi uyarınca ihtiyati tedbir olarak 3 ay görevden uzaklaştırma kararı verildiği belirtildi.
Açıklamada, 28 akademik personel hakkındaki soruşturma sürecinin tamamlandığı ifade edilerek, dosyanın karar verilmek üzere YÖK'e gönderildiği, ilgililer hakkındaki nihai kararı YÖK'ün vereceği bildirildi.
Açıklamada, haklarında soruşturma yürütülen 28 akademik personelden 21'inin görevden uzaklaştırılmasının, haklarında yürütülen ve henüz sonuçlanmamış bulunan disiplin soruşturması kapsamında Devlet Memurları Kanunu uyarınca olduğu, ülkenin içinde bulunduğu OHAL ilanına sebebiyet veren olaylarla ilgisinin bulunmadığı aktarıldı.
Açıklamada, ilgililerin bu idari işlem karşısında dava haklarını kullanmalarının önünde herhangi bir engel olmadığı vurgulandı.
Son Güncelleme: Çarşamba, 10 Ağustos 2016 15:52
Gösterim: 955
2016 sınav sonuçlarını açıklayan ÖSYM, üniversitelerin lisans programlarında 25 bin 539, ön lisans programlarında ise 34 bin 608 olmak üzere, 60 bin 147 kontenjan boş kaldı. ÖSYM, 2016-ÖSYS yerleştirme sonuçlarına ilişkin sayısal bilgilerine göre, sınavsız geçiş dahil, tercih yapma hakkı olan 1 milyon 957 bin 626 adaydan 1 milyon 370 bin 7'si tercih formu gönderdi.
Tercih değerlendirme sonucunda, üniversitelerdeki 852 bin 396 kontenjandan 792 bin 249'una yerleştirme yapıldı.
Üniversitelerdeki lisans programlarına 423 bin 479, ön lisans programlarına 368 bin 770 aday yerleşti.
Lisans programlarında 25 bin 539, ön lisans programlarında ise 34 bin 608 olmak üzere 60 bin 147 kontenjanın boş kaldığı görüldü.
Devlet üniversitelerinin lisans programlarında 13 bin 301, ön lisans programlarında 21 bin 167, vakıf üniversitelerinin lisans programlarında 7 bin 103, ön lisans programlarında 11 bin 425, KKTC'deki üniversitelerin lisans programlarında 4 bin 316, ön lisans programlarında bin 990, yurt dışındaki üniversitelerin lisans programlarında 819, ön lisans programlarında 26 kontenjan boş kaldı.
Üst Kategori: ROOT Kategori: Gündem
2016 sınav sonuçlarını açıklayan ÖSYM, üniversitelerin lisans programlarında 25 bin 539, ön lisans programlarında ise 34 bin 608 olmak üzere, 60 bin 147 kontenjan boş kaldı. ÖSYM, 2016-ÖSYS yerleştirme sonuçlarına ilişkin sayısal bilgilerine göre, sınavsız geçiş dahil, tercih yapma hakkı olan 1 milyon 957 bin 626 adaydan 1 milyon 370 bin 7'si tercih formu gönderdi.
Tercih değerlendirme sonucunda, üniversitelerdeki 852 bin 396 kontenjandan 792 bin 249'una yerleştirme yapıldı.
Üniversitelerdeki lisans programlarına 423 bin 479, ön lisans programlarına 368 bin 770 aday yerleşti.
Lisans programlarında 25 bin 539, ön lisans programlarında ise 34 bin 608 olmak üzere 60 bin 147 kontenjanın boş kaldığı görüldü.
Devlet üniversitelerinin lisans programlarında 13 bin 301, ön lisans programlarında 21 bin 167, vakıf üniversitelerinin lisans programlarında 7 bin 103, ön lisans programlarında 11 bin 425, KKTC'deki üniversitelerin lisans programlarında 4 bin 316, ön lisans programlarında bin 990, yurt dışındaki üniversitelerin lisans programlarında 819, ön lisans programlarında 26 kontenjan boş kaldı.
Son Güncelleme: Çarşamba, 10 Ağustos 2016 12:23
Gösterim: 1306