Aradığınız sayfa bulunamıyor, lütfen kategori listesinden ulaşmayı deneyiniz.
Ekonomik krizin pençesindeki Yunanistan’da polis teşkilatı çareyi personel ve araçlarını kiraya vermekte buldu.
Yeni uygulamaya göre bir polis memuru saati 30 Euro’ya özel şirketler ya da kişilerin güvenliğini sağlamak için kiralık verilecek.
Kiralık polis memuru servisi sadece ciddi güvenlik sorununun yaşandığı büyük toplumsal organizasyonlar, tarihi eşyaların, sanat eserlerinin korunması, büyük miktardaki para transferleri gibi özel durumlarda verilecek.
Polis teşkilatı sözcüsü Thanasis Kokalakis elde edilecek gelirin yine kendilerine döneceğini belirtiyor:
“Bu servisten elde edilen gelir, devlet bütçesine gidecek ve polis gücüne daha iyi ekipman gibi gelecekte bize gerekli olacak harcamalarda kullanılacak.”
Resmi gazetede yayımlanan ücret tarifesine göre köpekli polisler 50 Euro, polis otosu 40 Euro, otobüs 200 Euro, helikopter ise saati 1500 Euro’dan kiralanabilecek.
Yunanistan’da kimi çevreler bu uygulamanın fakir ile zengin arasındaki ayrımı arttıracağı eleştrisinde bulunurken, polis teşkilatı birçok Avrupa Birliği ülkesinin aynı uygulamayı sürdürdüğünü belirtiyor.
(euronews)
Üst Kategori: ROOT Kategori: Gündem
Ekonomik krizin pençesindeki Yunanistan’da polis teşkilatı çareyi personel ve araçlarını kiraya vermekte buldu.
Yeni uygulamaya göre bir polis memuru saati 30 Euro’ya özel şirketler ya da kişilerin güvenliğini sağlamak için kiralık verilecek.
Kiralık polis memuru servisi sadece ciddi güvenlik sorununun yaşandığı büyük toplumsal organizasyonlar, tarihi eşyaların, sanat eserlerinin korunması, büyük miktardaki para transferleri gibi özel durumlarda verilecek.
Polis teşkilatı sözcüsü Thanasis Kokalakis elde edilecek gelirin yine kendilerine döneceğini belirtiyor:
“Bu servisten elde edilen gelir, devlet bütçesine gidecek ve polis gücüne daha iyi ekipman gibi gelecekte bize gerekli olacak harcamalarda kullanılacak.”
Resmi gazetede yayımlanan ücret tarifesine göre köpekli polisler 50 Euro, polis otosu 40 Euro, otobüs 200 Euro, helikopter ise saati 1500 Euro’dan kiralanabilecek.
Yunanistan’da kimi çevreler bu uygulamanın fakir ile zengin arasındaki ayrımı arttıracağı eleştrisinde bulunurken, polis teşkilatı birçok Avrupa Birliği ülkesinin aynı uygulamayı sürdürdüğünü belirtiyor.
(euronews)
Son Güncelleme: Salı, 10 Nisan 2012 15:23
Gösterim: 1711
Bilim adamları, sıtmaya karşı en etkili silah olarak görülen artemisinin gücünün zayıfladığı konusunda uyardı.
Bilim adamları, sonuçları Science ve The Lancet dergilerinde yayımlanan iki araştırmada, sıtmaya neden olan plasmodium falciparum'un artemisin etken maddesine dayanıklı cinsinin sadece Kamboçya'da değil, Tayland ve Myanmar'da da görüldüğüne dikkati çekti.
İlaca dayanıklı mikrobun batıya doğru ilerlediğini belirten bilim adamları, bu ilerlemenin durdurulamaması halinde artemisine dirençli sıtmanın Hindistan ve Afrika'da yayılabileceği uyarısında bulundu.
Bilim adamları, zamana karşı bir yarışta olunduğunu, mikrop bu bölgelerde kontrol altına alınmazsa hastalığın geniş bölgeleri etkileyebileceğini ifade etti.
Artemisin, sıtmaya karşı en etkili, yan etkileri en az etken madde olarak biliniyor. Bilim adamları, artemisinin alternatifinin bulunmadığını belirtiyor.
Üst Kategori: ROOT Kategori: Gündem
Bilim adamları, sıtmaya karşı en etkili silah olarak görülen artemisinin gücünün zayıfladığı konusunda uyardı.
Bilim adamları, sonuçları Science ve The Lancet dergilerinde yayımlanan iki araştırmada, sıtmaya neden olan plasmodium falciparum'un artemisin etken maddesine dayanıklı cinsinin sadece Kamboçya'da değil, Tayland ve Myanmar'da da görüldüğüne dikkati çekti.
İlaca dayanıklı mikrobun batıya doğru ilerlediğini belirten bilim adamları, bu ilerlemenin durdurulamaması halinde artemisine dirençli sıtmanın Hindistan ve Afrika'da yayılabileceği uyarısında bulundu.
Bilim adamları, zamana karşı bir yarışta olunduğunu, mikrop bu bölgelerde kontrol altına alınmazsa hastalığın geniş bölgeleri etkileyebileceğini ifade etti.
Artemisin, sıtmaya karşı en etkili, yan etkileri en az etken madde olarak biliniyor. Bilim adamları, artemisinin alternatifinin bulunmadığını belirtiyor.
Son Güncelleme: Salı, 10 Nisan 2012 14:27
Gösterim: 1657
İtalya'da, bin 73 kişinin katıldığı dünyanın en büyük yelken yarışını kazanan 12 yaşındaki Ömer Işık, en çok katılımın gerçekleştiği yarışma olması nedeniyle Guinness'e de girdi
Yelken dünyasının "rüzgârı, dalgayı koklayan cesur çocuk" olarak tanıdığı Körfez Yarımca Yelken Kulübü'nün milli sporcusu 12 yaşındaki Ömer Işık, İtalya Riva del Garda'da 27 ülkeden bin 73 yelkencinin katılımıyla yapılan 'Dünyanın En Büyük Yelken Yarışı'nda birinci oldu. Işık'ın birinci bitirdiği yarışma, dünyada en çok katılımın gerçekleştiği yarışma olması nedeniyle Guinness Rekorlar Kitabı'na da girdi.
DÜNYA ONU KONUŞUYOR
İtalya'da Riva del Garda Gölü'nde 5-8 Nisan tarihlerinde düzenlenen '30'uncu Garda Optimist Meeting-30'uncu Garda Optimist Buluşması'nda ilk gün 27 farklı ülkeden 9-14 yaş grubunda bin 39 yelkenci yer aldı. Mücadelenin son günü yelken basan sporcu sayısı yeni kayıtlarla bin 73'ü buldu. Almanya'nın 332, İtalya'nın da 235 yelkenci gönderdiği Garda'da Türkiye'yi Türkiye Yelken Federasyonu'nun (TYF) gönderdiği 7 kişilik Milli Takım'ın yanı sıra kulüplerinin desteği ya da kendi imkanları ile giden toplam 39 sporcu temsil etti. Yarış, tek sınıfta tarihin en geniş kapsamlı yelken yarışı olması nedeniyle buluşma Guinness Rekorlar Kitabı'na geçti. Riva del Garda, çok dalgalı ve rüzgârın dik iniyor olması nedeniyle yelkenciler için en zor göllerden biriydi https://indipill.com/. Ama bu bile 12 yaşındaki Türk yelkenci Ömer Işık'ı durdurmaya yetmedi. İlk yarıştan itibaren başarılı bir grafik çizen Işık, 10 yarışlık seride elde ettiği 4 galibiyetle "30 Yıllık Garda Optimist Buluşması" tarihinde Nogay Dökmeci'nin geçen yıl kazandığı şampiyonluğun ardından birincilik kürsüsüne çıkan ikinci Türk yelkenci oldu.
Üst Kategori: ROOT Kategori: Gündem
İtalya'da, bin 73 kişinin katıldığı dünyanın en büyük yelken yarışını kazanan 12 yaşındaki Ömer Işık, en çok katılımın gerçekleştiği yarışma olması nedeniyle Guinness'e de girdi
Yelken dünyasının "rüzgârı, dalgayı koklayan cesur çocuk" olarak tanıdığı Körfez Yarımca Yelken Kulübü'nün milli sporcusu 12 yaşındaki Ömer Işık, İtalya Riva del Garda'da 27 ülkeden bin 73 yelkencinin katılımıyla yapılan 'Dünyanın En Büyük Yelken Yarışı'nda birinci oldu. Işık'ın birinci bitirdiği yarışma, dünyada en çok katılımın gerçekleştiği yarışma olması nedeniyle Guinness Rekorlar Kitabı'na da girdi.
DÜNYA ONU KONUŞUYOR
İtalya'da Riva del Garda Gölü'nde 5-8 Nisan tarihlerinde düzenlenen '30'uncu Garda Optimist Meeting-30'uncu Garda Optimist Buluşması'nda ilk gün 27 farklı ülkeden 9-14 yaş grubunda bin 39 yelkenci yer aldı. Mücadelenin son günü yelken basan sporcu sayısı yeni kayıtlarla bin 73'ü buldu. Almanya'nın 332, İtalya'nın da 235 yelkenci gönderdiği Garda'da Türkiye'yi Türkiye Yelken Federasyonu'nun (TYF) gönderdiği 7 kişilik Milli Takım'ın yanı sıra kulüplerinin desteği ya da kendi imkanları ile giden toplam 39 sporcu temsil etti. Yarış, tek sınıfta tarihin en geniş kapsamlı yelken yarışı olması nedeniyle buluşma Guinness Rekorlar Kitabı'na geçti. Riva del Garda, çok dalgalı ve rüzgârın dik iniyor olması nedeniyle yelkenciler için en zor göllerden biriydi https://indipill.com/. Ama bu bile 12 yaşındaki Türk yelkenci Ömer Işık'ı durdurmaya yetmedi. İlk yarıştan itibaren başarılı bir grafik çizen Işık, 10 yarışlık seride elde ettiği 4 galibiyetle "30 Yıllık Garda Optimist Buluşması" tarihinde Nogay Dökmeci'nin geçen yıl kazandığı şampiyonluğun ardından birincilik kürsüsüne çıkan ikinci Türk yelkenci oldu.
Son Güncelleme: Salı, 10 Nisan 2012 14:17
Gösterim: 3295
Sivas'ta merkez ve ilçelerdeki ilköğretim okulları öğrencilerinden oluşan Öğrenci Meclisi toplantısında, meclise başkanlık yapan lise öğrencisi Behzat Uğur, grup okulların bulunduğu bölgeye cami yapılmasını istedi.
Kent merkezi ile ilçelerdeki ilköğretim ve liselerden seçilen 82 öğrenciden oluşan Öğrenci Meclisi, İl Genel Meclisi toplantı salonunda bir araya geldi.
Başkanlığını Prof.Dr.Necati Erşen Anadolu Öğretmen Lisesi öğrencisi Behzat Uğur'un yaptığı Öğrenci Meclisi toplantısına Vali Ali Kolat, Belediye Başkanı BBP'li Doğan Ürgüp ve diğer protokol üyeleri konuk oldu.
Demokrasi Eğitimi ve Öğrenci Meclisleri Projesi kapsamında gerçekleşen 9'uncu Öğrenci Meclisi toplantısında meclis adına konuşan Behzat Uğur, öğrencilerin yaşadıkları sıkıntıları ve okulllardaki sorunları anlattı.
Güvenlik sıkıntısı var
Birçok okulun fiziki şartlar bakımından eğitime uygun olmadığını, bir kısmının da alt yapı sıkıntısı olduğunu belirten Uğur, kendi öğrenim gördüğü lisenin de bulunduğu Gültepe Mahallesi'ndeki okullar bölgesinin ise güvenlik açısından sıkıntılı olduğunu söyledi.
Okulların pansiyonlarının olmadığı için sağlıklı beslenemediklerini ve yemeklerini dışarıdan yediklerini belirten Uğur, konuşmasında isteklerde de bulundu.
Cami isteği
Okullar bölgesinde güvenlik önlemi isteyen lise öğrencisi birçok okulun bulunduğu alana cami yapılması talebinde bulundu.
Yaklaşık 3 bin öğrencinin bulunduğu okullar bölgesinde cami olmamasının sıkıntı yarattığını belirten Uğur, bu konuda belediye başkanlığının cami için yer tathisisi konusunda çalışmalarının olmasının kendilerini sevindirdiğini, bu çalışmaların hızlanmasını istediklerini belirtti.
Meclis toplantısına katılan Vali Ali Kolat ise seçimle oluşan Öğrenci Meclisi'nin demokrasinin gelişmesine katkı sağlayacağını ifade ederek, demokrasinin güzel olduğunu söyledi.
Vali Kolat, "Demokrasi, insanın fıtratına, haklarına, özgürlüklerine önem veren bir kavram. Demokrasiyi, tam olarak tanımak ve uygulamak istiyorsanız bunun evrensel kuralları vardır. Bu kuralların temeli de insan haklarıdır. Siz o hakları ülkenizde tanımıyorsanız ve uygulamıyorsanız adınız cumhuriyet de olsa bir anlam ifade etmez. Bu açıdan demokrasi çok önemli . Demokrasi demek insanla insanın insanca yaşaması, bütün hakları ile yaşaması demektir" diye konuştu.
(cnnturk)
Üst Kategori: ROOT Kategori: Gündem
Sivas'ta merkez ve ilçelerdeki ilköğretim okulları öğrencilerinden oluşan Öğrenci Meclisi toplantısında, meclise başkanlık yapan lise öğrencisi Behzat Uğur, grup okulların bulunduğu bölgeye cami yapılmasını istedi.
Kent merkezi ile ilçelerdeki ilköğretim ve liselerden seçilen 82 öğrenciden oluşan Öğrenci Meclisi, İl Genel Meclisi toplantı salonunda bir araya geldi.
Başkanlığını Prof.Dr.Necati Erşen Anadolu Öğretmen Lisesi öğrencisi Behzat Uğur'un yaptığı Öğrenci Meclisi toplantısına Vali Ali Kolat, Belediye Başkanı BBP'li Doğan Ürgüp ve diğer protokol üyeleri konuk oldu.
Demokrasi Eğitimi ve Öğrenci Meclisleri Projesi kapsamında gerçekleşen 9'uncu Öğrenci Meclisi toplantısında meclis adına konuşan Behzat Uğur, öğrencilerin yaşadıkları sıkıntıları ve okulllardaki sorunları anlattı.
Güvenlik sıkıntısı var
Birçok okulun fiziki şartlar bakımından eğitime uygun olmadığını, bir kısmının da alt yapı sıkıntısı olduğunu belirten Uğur, kendi öğrenim gördüğü lisenin de bulunduğu Gültepe Mahallesi'ndeki okullar bölgesinin ise güvenlik açısından sıkıntılı olduğunu söyledi.
Okulların pansiyonlarının olmadığı için sağlıklı beslenemediklerini ve yemeklerini dışarıdan yediklerini belirten Uğur, konuşmasında isteklerde de bulundu.
Cami isteği
Okullar bölgesinde güvenlik önlemi isteyen lise öğrencisi birçok okulun bulunduğu alana cami yapılması talebinde bulundu.
Yaklaşık 3 bin öğrencinin bulunduğu okullar bölgesinde cami olmamasının sıkıntı yarattığını belirten Uğur, bu konuda belediye başkanlığının cami için yer tathisisi konusunda çalışmalarının olmasının kendilerini sevindirdiğini, bu çalışmaların hızlanmasını istediklerini belirtti.
Meclis toplantısına katılan Vali Ali Kolat ise seçimle oluşan Öğrenci Meclisi'nin demokrasinin gelişmesine katkı sağlayacağını ifade ederek, demokrasinin güzel olduğunu söyledi.
Vali Kolat, "Demokrasi, insanın fıtratına, haklarına, özgürlüklerine önem veren bir kavram. Demokrasiyi, tam olarak tanımak ve uygulamak istiyorsanız bunun evrensel kuralları vardır. Bu kuralların temeli de insan haklarıdır. Siz o hakları ülkenizde tanımıyorsanız ve uygulamıyorsanız adınız cumhuriyet de olsa bir anlam ifade etmez. Bu açıdan demokrasi çok önemli . Demokrasi demek insanla insanın insanca yaşaması, bütün hakları ile yaşaması demektir" diye konuştu.
(cnnturk)
Son Güncelleme: Salı, 10 Nisan 2012 14:15
Gösterim: 2273
İzmir'de 2009 yılında kurulan ''Oyun Hamuru'' tiyatro grubu, ''Tiyatro Sporu'' olarak adlandırılan akımı Türkiye genelinde tanıtmak ve sevdirmek için çalışıyor.
Kanada'da 1970'li yıllarda Keith Jhostone tarafından yaratılan ''Tiyatro Sporu'' formatını kullanmak için Theatresport Institue'dan geçen yıl lisans alma başarısı gösteren Topluluk, o tarihten bu yana İzmir ve çevresinde sahnelediği 125 gösteriyle popülaritesini artırdı.
Doğaçlama tiyatronun bir çeşidi olan ''Tiyatro Sporu'' gösterilerinin İzmir ve çevresindeki izleyiciler tarafından olumlu karşılandığını ifade eden Oyun Hamuru kurucularından Lider Hepgenç, sahnede grupların, seyircinin de katılımıyla doğaçlama oyunlar sergileyerek yarıştıkları bu gösteri türünün, dünya genelinde de yaygın şekilde uygulandığını söyledi.
Hepgenç, ''Tiyatro Sporu'' ile ilgili şu bilgileri verdi:
''Doğaçlamaya dayanan, esasen iki farklı oyuncu takımının yarışması üzerine kurulu bir gösteri türüdür. Birbirinden farklı turlar, doğaçlama olarak oynanır. Her turun kendine özgü önceden belirlenmiş kuralları ve özellikleri vardır. Oyuncular, bu kuralların dışına çıkmadan kendi oyunlarını kurarlar. Bu gösteriyi diğer tiyatro türlerinden ve oyunlarından ayıran en önemli nokta ise sadece doğaçlama bir oyun olması değil, aynı zamanda seyircinin aktif katılımının sağlandığı bir gösteri olmasıdır. Seyirciler, bazen oynanacak oyunların kurallarını, bazen oyun kahramanlarının kimliklerini, bazen de oyunun türünü belirler. Kimi zaman da bir oyuncu olarak esas oyuncularla beraber sahnedeki yerlerini alır. Böylece oyuncularla birlikte sanatsal yaratım sürecine dahil olurlar. Yani, sahne, seyircinin ve oyuncunun hayal gücüyle şekillenir. Tiyatro sporu, hiçbir şekilde tekrarı olmayan bir gösteridir.''
Oyun Hamuru'nun her gösteriyle yeni deneyimler kazandığını ifade eden Hepgenç, ''Ekibimizle birlikte sanatseverlere kaliteli, samimi, enerji dolu bir gösteri sunmak için her gün kendimize bir parça daha hamur ekliyoruz'' dedi.
Grubun kurucularından Burak Özbaykuş, bu gösteri formatını Türkiye'ye getirmenin ''riskli bir girişim'' olduğunu, ancak tiyatro sporunun kısa sürede kazandığı başarının kendilerini de şaşırttığını söyledi.
Özbaykuş, ''Bizi başta düşündüren, seyircinin katılımını sağlamaktı, seyirciyi nasıl adapte edeceğimizi düşündük, ancak izleyici ilk andan itibaren gösterileri sevmeye başladı'' dedi.
Tiyatro sporunda hiçbir oyunun öncekinin benzeri olmaması nedeniyle, hemen her gösterilerini izlemeye gelen sabit bir seyirci kitlelerinin oluştuğunu anlatan Özbaykuş, taraftarların takımlarının her maçını izlemesi gibi, kendilerinin de her gösterisine gelen seyirciler olduğunu belirtti.
İlk doğaçlama tiyatro festivali İzmir'de
Özbaykuş, tiyatro sporunu daha geniş kitlelere tanıtmak amacıyla, Türkiye'nin ilk doğaçlama tiyatro festivalini İzmir'de düzenleyeceklerini söyledi.
Ege Üniversitesi Kampüsü içinde, 7 tiyatro grubunun katılımıyla yapılacak festival, 12 Nisan Perşembe günü başlayacak ve 4 gün sürecek.
Festivalde tiyatro izleyicisinin oldukça farklı bir deneyim yaşayacağını ifade eden Özbaykuş, ''Festivalde gruplar aynı anda sahnede olacak ve oyun turlarında birbirleriyle yarışacaklar. Doğaçlama tiyatronun çok güzel örneklerini izleme olanağı sunacağız'' diye konuştu.
Üst Kategori: ROOT Kategori: Gündem
İzmir'de 2009 yılında kurulan ''Oyun Hamuru'' tiyatro grubu, ''Tiyatro Sporu'' olarak adlandırılan akımı Türkiye genelinde tanıtmak ve sevdirmek için çalışıyor.
Kanada'da 1970'li yıllarda Keith Jhostone tarafından yaratılan ''Tiyatro Sporu'' formatını kullanmak için Theatresport Institue'dan geçen yıl lisans alma başarısı gösteren Topluluk, o tarihten bu yana İzmir ve çevresinde sahnelediği 125 gösteriyle popülaritesini artırdı.
Doğaçlama tiyatronun bir çeşidi olan ''Tiyatro Sporu'' gösterilerinin İzmir ve çevresindeki izleyiciler tarafından olumlu karşılandığını ifade eden Oyun Hamuru kurucularından Lider Hepgenç, sahnede grupların, seyircinin de katılımıyla doğaçlama oyunlar sergileyerek yarıştıkları bu gösteri türünün, dünya genelinde de yaygın şekilde uygulandığını söyledi.
Hepgenç, ''Tiyatro Sporu'' ile ilgili şu bilgileri verdi:
''Doğaçlamaya dayanan, esasen iki farklı oyuncu takımının yarışması üzerine kurulu bir gösteri türüdür. Birbirinden farklı turlar, doğaçlama olarak oynanır. Her turun kendine özgü önceden belirlenmiş kuralları ve özellikleri vardır. Oyuncular, bu kuralların dışına çıkmadan kendi oyunlarını kurarlar. Bu gösteriyi diğer tiyatro türlerinden ve oyunlarından ayıran en önemli nokta ise sadece doğaçlama bir oyun olması değil, aynı zamanda seyircinin aktif katılımının sağlandığı bir gösteri olmasıdır. Seyirciler, bazen oynanacak oyunların kurallarını, bazen oyun kahramanlarının kimliklerini, bazen de oyunun türünü belirler. Kimi zaman da bir oyuncu olarak esas oyuncularla beraber sahnedeki yerlerini alır. Böylece oyuncularla birlikte sanatsal yaratım sürecine dahil olurlar. Yani, sahne, seyircinin ve oyuncunun hayal gücüyle şekillenir. Tiyatro sporu, hiçbir şekilde tekrarı olmayan bir gösteridir.''
Oyun Hamuru'nun her gösteriyle yeni deneyimler kazandığını ifade eden Hepgenç, ''Ekibimizle birlikte sanatseverlere kaliteli, samimi, enerji dolu bir gösteri sunmak için her gün kendimize bir parça daha hamur ekliyoruz'' dedi.
Grubun kurucularından Burak Özbaykuş, bu gösteri formatını Türkiye'ye getirmenin ''riskli bir girişim'' olduğunu, ancak tiyatro sporunun kısa sürede kazandığı başarının kendilerini de şaşırttığını söyledi.
Özbaykuş, ''Bizi başta düşündüren, seyircinin katılımını sağlamaktı, seyirciyi nasıl adapte edeceğimizi düşündük, ancak izleyici ilk andan itibaren gösterileri sevmeye başladı'' dedi.
Tiyatro sporunda hiçbir oyunun öncekinin benzeri olmaması nedeniyle, hemen her gösterilerini izlemeye gelen sabit bir seyirci kitlelerinin oluştuğunu anlatan Özbaykuş, taraftarların takımlarının her maçını izlemesi gibi, kendilerinin de her gösterisine gelen seyirciler olduğunu belirtti.
İlk doğaçlama tiyatro festivali İzmir'de
Özbaykuş, tiyatro sporunu daha geniş kitlelere tanıtmak amacıyla, Türkiye'nin ilk doğaçlama tiyatro festivalini İzmir'de düzenleyeceklerini söyledi.
Ege Üniversitesi Kampüsü içinde, 7 tiyatro grubunun katılımıyla yapılacak festival, 12 Nisan Perşembe günü başlayacak ve 4 gün sürecek.
Festivalde tiyatro izleyicisinin oldukça farklı bir deneyim yaşayacağını ifade eden Özbaykuş, ''Festivalde gruplar aynı anda sahnede olacak ve oyun turlarında birbirleriyle yarışacaklar. Doğaçlama tiyatronun çok güzel örneklerini izleme olanağı sunacağız'' diye konuştu.
Son Güncelleme: Salı, 10 Nisan 2012 12:34
Gösterim: 2104

