Aradığınız sayfa bulunamıyor, lütfen kategori listesinden ulaşmayı deneyiniz.

Türk Eğitim-Sen, "21. Yüzyılda Eğitim ve Toplum" adıyla eğitim ve sosyal bilimler alanında uluslararası ilmi bir dergi çıkarıyor.

Türk Eğitim-Sen'den uluslararası dergiTürkiye Kamu-Sen ve Türk Eğitim-Sen İstanbul İl Başkanı Yrd. Doç. Dr. M. Hanefi Bostan, Türk Eğitim-Sen olarak akademik çalışma yapan üyelere ve bilimsel çalışma yapan akademisyenlere ilmi makalelerinin yayınlanması hususunda destek vermek, sendika olarak savundukları değer ve ilkelerle ilgili özel sayılar çıkarmak, eğitimin ve eğitim çalışanlarının sorunları gibi konularda yapılan akademik çalışmaları bilim dünyasına ve kamuoyuna sunmak amacıyla uluslararası hakemli bir dergi yayınlayacaklarını belirtti.

Bostan, "21. Yüzyılda Eğitim ve Toplum-Eğitim ve Sosyal Araştırmalar Dergisi" adıyla uluslararası hakemli olarak çıkarılacak dergide eğitim bilimleri ve sosyal bilimler alanında yapılan akademik çalışmalara yer verileceğini ifade ederek, "İlk sayısı 15 Nisan 2012 tarihinde çıkacak dergimiz için makale göndermek isteyenler, makalelerini aşağıdaki kriterlere göre hazırlayarak gönderebilirler. Ayrıca faaliyet ve yayın tanıtma tarzında yapılan bilimsel içerikli yazılara da dergide yer verilecektir" dedi.

Hakemlik yapılabilecek bilim dalları ise şöyle:

Türk Dili

Alan Eğitimi

Eğitim Bilimleri

İlahiyat

Hukuk

Müzik Eğitimi

Güzel Sanatlar Eğitimi

Müzik

Kafkas Dilleri ve Edebiyatları

Balkan Dilleri ve Edebiyatları

Türk Halk Bilimi

Eski Çağ Dilleri ve Kültürleri

Eski Türk Edebiyatı

Batı Dilleri ve Edebiyatları

Doğu Dilleri ve Edebiyatları

Çeviribilim

Karşılaştırmalı Edebiyat

Çağdaş Türk Lehçeleri ve Edebiyatları

Yeni Türk Edebiyatı

Gelişim Psikolojisi

Genel Türk Tarihi

İktisadi Düşünceler Tarihi

İletişim Çalışmaları

Kamu Yönetimi

Klasik Arkeoloji

Bilgi ve Belge Yönetimi

Makro İktisat

MaliyeMikro İktisat

Muhasebe

Nicel Karar Yöntemleri

Ortaçağ Tarihi

Osmanlı Kurumları ve Medeniyeti Tarihi

Öğrenme-Bilişsel-Biyo-Deneysel Psikoloji

Pazarlama

Prehistorya

Protohistorya ve Önasya Arkeolojisi

Uygulamalı Psikoloji

Siyasal Düşünceler

Siyasal Hayat ve Kurumlar

Siyasi Tarih

Sosyal Hizmet

Sosyal Politika

Sosyal ve Kültürel Antropoloji

Sosyoloji

Türk ve İslam Sanatı

Uluslararası İktisat

Uluslararası İlişkiler

Uygulamalı İletişim

Üretim Yönetimi

Yeniçağ Tarihi

Yerel Yönetimler, Kent ve Çevre Politikası

Yönetim Bilişim Sistemleri

Yönetim ve Strateji

Avrupa Birliği

Çalışma İktisadı ve İktisadi Demografi

Politik İktisat ve Kurumsal İktisat

İktisat Tarihi

Gelişme İktisadı

Finans

Organizasyon

Halkla İlişkiler

Görsel İletişim Tasarımı

Sinema

Türkiye Coğrafyası

Bölgesel Coğrafya

Çocuk Gelişimi

Yakınçağ Tarihi

Klinik Psikoloji

İş ve Örgüt Psikolojisi

Sanat Tarihi

Gazetecilik ve Medya Çalışmaları

Reklamcılık

Sağlık Kurumları Yönetimi

Aile ve Tüketici Bilimleri

Turizm

Halk Bilimi

Siyaset Bilimi

Bölgesel Çalışmalar

> Türk Eğitim-Sen'den akademisyenlere büyük destek

Türk Eğitim-Sen, "21. Yüzyılda Eğitim ve Toplum" adıyla eğitim ve sosyal bilimler alanında uluslararası ilmi bir dergi çıkarıyor.

Türk Eğitim-Sen'den uluslararası dergiTürkiye Kamu-Sen ve Türk Eğitim-Sen İstanbul İl Başkanı Yrd. Doç. Dr. M. Hanefi Bostan, Türk Eğitim-Sen olarak akademik çalışma yapan üyelere ve bilimsel çalışma yapan akademisyenlere ilmi makalelerinin yayınlanması hususunda destek vermek, sendika olarak savundukları değer ve ilkelerle ilgili özel sayılar çıkarmak, eğitimin ve eğitim çalışanlarının sorunları gibi konularda yapılan akademik çalışmaları bilim dünyasına ve kamuoyuna sunmak amacıyla uluslararası hakemli bir dergi yayınlayacaklarını belirtti.

Bostan, "21. Yüzyılda Eğitim ve Toplum-Eğitim ve Sosyal Araştırmalar Dergisi" adıyla uluslararası hakemli olarak çıkarılacak dergide eğitim bilimleri ve sosyal bilimler alanında yapılan akademik çalışmalara yer verileceğini ifade ederek, "İlk sayısı 15 Nisan 2012 tarihinde çıkacak dergimiz için makale göndermek isteyenler, makalelerini aşağıdaki kriterlere göre hazırlayarak gönderebilirler. Ayrıca faaliyet ve yayın tanıtma tarzında yapılan bilimsel içerikli yazılara da dergide yer verilecektir" dedi.

Hakemlik yapılabilecek bilim dalları ise şöyle:

Türk Dili

Alan Eğitimi

Eğitim Bilimleri

İlahiyat

Hukuk

Müzik Eğitimi

Güzel Sanatlar Eğitimi

Müzik

Kafkas Dilleri ve Edebiyatları

Balkan Dilleri ve Edebiyatları

Türk Halk Bilimi

Eski Çağ Dilleri ve Kültürleri

Eski Türk Edebiyatı

Batı Dilleri ve Edebiyatları

Doğu Dilleri ve Edebiyatları

Çeviribilim

Karşılaştırmalı Edebiyat

Çağdaş Türk Lehçeleri ve Edebiyatları

Yeni Türk Edebiyatı

Gelişim Psikolojisi

Genel Türk Tarihi

İktisadi Düşünceler Tarihi

İletişim Çalışmaları

Kamu Yönetimi

Klasik Arkeoloji

Bilgi ve Belge Yönetimi

Makro İktisat

MaliyeMikro İktisat

Muhasebe

Nicel Karar Yöntemleri

Ortaçağ Tarihi

Osmanlı Kurumları ve Medeniyeti Tarihi

Öğrenme-Bilişsel-Biyo-Deneysel Psikoloji

Pazarlama

Prehistorya

Protohistorya ve Önasya Arkeolojisi

Uygulamalı Psikoloji

Siyasal Düşünceler

Siyasal Hayat ve Kurumlar

Siyasi Tarih

Sosyal Hizmet

Sosyal Politika

Sosyal ve Kültürel Antropoloji

Sosyoloji

Türk ve İslam Sanatı

Uluslararası İktisat

Uluslararası İlişkiler

Uygulamalı İletişim

Üretim Yönetimi

Yeniçağ Tarihi

Yerel Yönetimler, Kent ve Çevre Politikası

Yönetim Bilişim Sistemleri

Yönetim ve Strateji

Avrupa Birliği

Çalışma İktisadı ve İktisadi Demografi

Politik İktisat ve Kurumsal İktisat

İktisat Tarihi

Gelişme İktisadı

Finans

Organizasyon

Halkla İlişkiler

Görsel İletişim Tasarımı

Sinema

Türkiye Coğrafyası

Bölgesel Coğrafya

Çocuk Gelişimi

Yakınçağ Tarihi

Klinik Psikoloji

İş ve Örgüt Psikolojisi

Sanat Tarihi

Gazetecilik ve Medya Çalışmaları

Reklamcılık

Sağlık Kurumları Yönetimi

Aile ve Tüketici Bilimleri

Turizm

Halk Bilimi

Siyaset Bilimi

Bölgesel Çalışmalar

Son Güncelleme: Salı, 06 Mart 2012 17:22

Gösterim: 2144

Konya'nın Ereğli ilçesinde, öğrenci servis minibüsü ile tırın çarpışması sonucu 9'u öğrenci 10 kişi yaralandı.

Haberin videosu için tıklayın

TIR, öğrenci servisini biçtiKaza, ilçeye bağlı Türkmen köyü yakınlarında meydana geldi. Edinilen bilgiye göre, Nuri B. idaresindeki 09 PG 346 plakalı tır, Ereğli İmam Hatip Lisesi öğrencilerini taşıyan Muhsin Koçak yönetimindeki 42 YS 013 plakalı öğrenci servis minibüsü ile çarpıştı. Kazada, servis sürücüsü Muhsin Koçak ile serviste bulunan öğrenciler Beste Saner, Sümeyye Üçer, Fatmanur Ekinci, Elif Koçak, Emine Çağlar, Nurdan Yalçınkaya, Seren Güçlü, Arife Kaya ile Özkan Kuzucu yaralandı. Yaralılar ambulanslarla Ereğli Devlet Hastanesi'ne kaldırılarak tedavi altına alınırken, tır sürücüsü polis tarafından gözaltına alındı. Kazayla ilgili soruşturma başlatıldı.

> TIR, öğrenci servisini biçti

Konya'nın Ereğli ilçesinde, öğrenci servis minibüsü ile tırın çarpışması sonucu 9'u öğrenci 10 kişi yaralandı.

Haberin videosu için tıklayın

TIR, öğrenci servisini biçtiKaza, ilçeye bağlı Türkmen köyü yakınlarında meydana geldi. Edinilen bilgiye göre, Nuri B. idaresindeki 09 PG 346 plakalı tır, Ereğli İmam Hatip Lisesi öğrencilerini taşıyan Muhsin Koçak yönetimindeki 42 YS 013 plakalı öğrenci servis minibüsü ile çarpıştı. Kazada, servis sürücüsü Muhsin Koçak ile serviste bulunan öğrenciler Beste Saner, Sümeyye Üçer, Fatmanur Ekinci, Elif Koçak, Emine Çağlar, Nurdan Yalçınkaya, Seren Güçlü, Arife Kaya ile Özkan Kuzucu yaralandı. Yaralılar ambulanslarla Ereğli Devlet Hastanesi'ne kaldırılarak tedavi altına alınırken, tır sürücüsü polis tarafından gözaltına alındı. Kazayla ilgili soruşturma başlatıldı.

Son Güncelleme: Salı, 06 Mart 2012 17:05

Gösterim: 1695

Türkiye Özel Okullar Birliği Derneği’nin yaptığı açıklamada bu yıl SBS sonuçlarına göre özel okullara kayıt yapılacağı, 2013-2014 yılında ise bu okullara Özel Okullar Sınavı ile kayıt yapılması planlandığı bildirildi.

Okullarla ilgili dataylı bilgi için tıklayın

Türkiye özel okullar birliğiÖzel Okullar Kayıt Komisyonu özel okullara öğrenci alımı hakkında basın duyurusu yayınladı buna göre; “Ekli listede adı geçen özel okullar (eşitlik ve genellik ilkesine uygun olarak), 2012-2013 öğretim yılı için lise hazırlık sınıflarına (hazırlık sınıfı olmayanlar lise 1.sınıflarına), 9 Haziran 2012 tarihinde Milli Eğitim Bakanlığı’nca gerçekleştirilecek 8 inci sınıf SBS sınavında öğrencilerin elde ettiği sınav puanına göre taban puan ilanı, ön kayıt ve kesin kayıt yöntemi ile öğrenci kaydı yapacaklardır.

Taban puan ilanında ve kesin kayıtta öğrencinin sadece 8 inci sınıf SBS sınav puanı kullanılacaktır. Ancak puan eşitliği durumunda;

1) Türkçe puanı yüksek olan,

2) Matematik puanı yüksek olan,

3) Fen Bilgisi puanı yüksek olan,

4) Sosyal Bilgiler puanı yüksek olan,

5) Yabancı dil puanı yüksek olan,

6) 7. Sınıf SBS puanı yüksek olan,

7) 6. Sınıf SBS puanı yüksek olan,

8) Yaşı küçük olan kriterleri dikkate alınacaktır.

Kayıtlarla ilgili esaslar, kayıt tarihleri, son okul listeleri basında duyurulacak ayrıca gazetelerde ilan edilecektir.

Ayrıca özel okullar, 2013-2014 öğretim yılı kayıtları için hazırlık veya 9.sınıflarına, geçmişte olduğu gibi şu anda ilköğretim okullarının 7.sınıfında okuyan öğrencileri Özel Okullar Sınavıyla almayı planlamaktadır. 

> Özel okullar sınavı tekrar mı geliyor?

Türkiye Özel Okullar Birliği Derneği’nin yaptığı açıklamada bu yıl SBS sonuçlarına göre özel okullara kayıt yapılacağı, 2013-2014 yılında ise bu okullara Özel Okullar Sınavı ile kayıt yapılması planlandığı bildirildi.

Okullarla ilgili dataylı bilgi için tıklayın

Türkiye özel okullar birliğiÖzel Okullar Kayıt Komisyonu özel okullara öğrenci alımı hakkında basın duyurusu yayınladı buna göre; “Ekli listede adı geçen özel okullar (eşitlik ve genellik ilkesine uygun olarak), 2012-2013 öğretim yılı için lise hazırlık sınıflarına (hazırlık sınıfı olmayanlar lise 1.sınıflarına), 9 Haziran 2012 tarihinde Milli Eğitim Bakanlığı’nca gerçekleştirilecek 8 inci sınıf SBS sınavında öğrencilerin elde ettiği sınav puanına göre taban puan ilanı, ön kayıt ve kesin kayıt yöntemi ile öğrenci kaydı yapacaklardır.

Taban puan ilanında ve kesin kayıtta öğrencinin sadece 8 inci sınıf SBS sınav puanı kullanılacaktır. Ancak puan eşitliği durumunda;

1) Türkçe puanı yüksek olan,

2) Matematik puanı yüksek olan,

3) Fen Bilgisi puanı yüksek olan,

4) Sosyal Bilgiler puanı yüksek olan,

5) Yabancı dil puanı yüksek olan,

6) 7. Sınıf SBS puanı yüksek olan,

7) 6. Sınıf SBS puanı yüksek olan,

8) Yaşı küçük olan kriterleri dikkate alınacaktır.

Kayıtlarla ilgili esaslar, kayıt tarihleri, son okul listeleri basında duyurulacak ayrıca gazetelerde ilan edilecektir.

Ayrıca özel okullar, 2013-2014 öğretim yılı kayıtları için hazırlık veya 9.sınıflarına, geçmişte olduğu gibi şu anda ilköğretim okullarının 7.sınıfında okuyan öğrencileri Özel Okullar Sınavıyla almayı planlamaktadır. 

Son Güncelleme: Salı, 06 Mart 2012 15:41

Gösterim: 3632

Balıkesir'de dün 3 öğrencinin hayatını kaybettiği kaza, öğrenci servislerinin güvenilirliğini yeniden gündeme taşıdı.

okul servisleri tehlike saçıyorUzmanlar trafikteki araçların, araç muayene istasyonları (TÜVTURK) dışında fren ve lastik kontrolünün yapılmadığına dikkat çekiyor. Avrupa'da birçok ülkede polis, trafikteki araçları durdurarak lastik kontrolü yaparken, Türkiye'de mevzuatlar buna izin vermiyor.
 

Trafik Kanunu mevzuatları denetim için yetersiz kalıyor

Ülke genelinde 40 bin servis aracı bulunuyor. Sadece İstanbul'da 14 bin 500 servis aracı var. Öğrenci taşıyan servis araçlarının karıştığı kazaların sebepleri araştırıldığında ise ilginç sonuçlar ortaya çıkıyor. Bu araçlarda hız ölçümünü sağlayan takograf bulundurma zorunluluğu olmadığı için araçların hız denetimi yapılamıyor. Bazı servislerde rehber çalıştırılmıyor, şoförlerin eğitimleri ve deneyimleri konusunda yeterli denetleme yapılmıyor. Trafik Kanunu mevzuatlarında 'kış lastiği' tanımlaması olmadığı için polis, lastiklerin uygunluğunu da denetleyemiyor. İhalelerde servis sahipleri tarafından beyan edilen araçlar yerine bazı bölgelerde 'eski' otobüsler kullanılıyor.
 

Korsan servisler önlenemiyor

Öğrenci servislerinin karıştığı kazalar, her yıl birçok çocuğun ölümüne ve yaralanmasına neden oluyor. Emniyetin öğrenci servis denetimlerini ihbar üzerine yapması ise servislerde başıboşluğa neden oluyor. Korsan servislere kesilen cezalar caydırıcı olmadığı için yasal olmayan taşımacılığın önüne geçilemiyor. İlçe Milli Eğitim müdürlüklerinin öğrenci taşıması için yapılan ihalelerde öğrenci servis sahipleri tarafından beyan edilen araçlar yerine bazı bölgelerde 'hurda' otobüsler kullanılıyor. Avrupa'nın birçok ülkesinde mevzuatlara 'kış lastiği' tanımı getirildiğini anlatan fren uzmanı Yüksek Makine Mühendisi Alpay Lök, Türkiye mevzuatlarında henüz lastiklerin diş derinliği hususunda bir tanımlama yapılmadığına vurgu yaparak, polisin lastik dişleri denetimi yapamadığını kaydediyor. Almanya'da minibüs ve otobüslerin yaşları arttıkça muayene sayılarının da arttığına dikkat çeken Lök, "Almanya'da iki yaşına gelen minibüs ve otobüs yılda iki, 4 yaşına geldiğinde ise yılda 4 kez muayeneye giriyor. Türkiye otobüsle yolcu taşımacılığı Almanya'ya göre çok daha yaygın olduğu düşünüldüğünde muayeneye en az Almanya'daki kadar önem vermemiz gerekiyor." diyor.
 

Denetimler yetersiz

Emniyet kaynaklarından alınan bilgiye göre okul servislerindeki denetim, okulların açıldığı dönemde ilk 3 ay içerisinde sık sık yapılırken daha sonra denetimler ihbar üzerine yapılıyor. Hal böyle olunca da sektörde başıboşluk ortaya çıkıyor. Meslek odalarına kayıtlı araçlar, öğrenci servisleri hakkındaki yönetmelik şartlarını yerine getirirken korsan servisler hiçbir denetime tabi olmayan trafiğe çıkıyor. Polis ve jandarma, yaptığı denetimlerde kazalara en çok neden olan lastik ve fren sistemlerini kontrol etmezken denetimler daha çok prosedür düzeyinde kalıyor. Sivil toplum örgütleri, mevcut servislerin büyük çoğunluğunun yasal prosedürlere uymadığına dikkat çekiyor. Mesleğin yasal gerekliliklerini yerine getiren ve profesyonel olarak hizmet veren esnaf ise korsanın bir türlü önüne geçilemediğinden yakınıyor ve 'öğrenci servisi' algısının bu yüzden kırılamadığından yakınıyor.
 

'Servislerin çoğu prosedüre uymuyor'

Dünyada ve Türkiye'deki kurallara göre öğrenci servislerinin başka sektörlerde kullanılmaması gerektiğine değinen Trafik Kazalarını Önleme Derneği Genel Başkanı Hitay Güner, "Bizde servis öğrenciyi sabah okula bıraktıktan sonra akşama kadar turizm gibi başka hizmetlerde kullanılıyor. Odaya bağlı servislerde bile bu kadar eksiklik varken önüne geçilemeyen korsan servislerdeki durum ise çok daha vahim." şeklinde konuşuyor. Milli Eğitim Bakanlığı ve Emniyet Genel Müdürlüğü işbirliğiyle öğrencilerin trafikteki güvenliklerinin sağlanması amacıyla okul servis araçları, şoförleri ve rehber personeli denetleniyor. Denetimler kapsamında "Okul Servis Aracı Denetim Formu" periyodik olarak dolduruluyor. Denetimlerde; sürücünün herhangi bir kural ihlali yaptığı tespit edilmesi halinde form, hem okul müdürlüklerine gönderilmek üzere okulun bağlı olduğu İl ve İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü'ne hem de servis aracının bağlı olduğu firmaya gönderiliyor. Emniyet servis araçlarına yönelik yaptığı denetimlerde okulöncesi ve ilköğretim öğrencilerinin taşınması sırasında araçlarda rehber personel bulundurması, şoförün hız, aracın her koltuğunda emniyet kemeri bulunup bulunmadığı, taşıma sınırının üzerinde öğrenci taşınıp taşınmadığı üzerinde önemle duruluyor. Denetimlerde araçların büyük bölümü muayene ve bulundurulması gereken evrak eksikliği yüzünden cezaya maruz kalıyor. Servislerdeki en büyük eksiklik olarak 'hostes' ya da rehber öğretmen bulundurulmaması ve yolcu indirme bindirme anlarında arkada yanması gereken 'Dur' ışığının çalışmaması gösteriliyor.

(zaman)

> Okul servisleri tehlike saçıyor

Balıkesir'de dün 3 öğrencinin hayatını kaybettiği kaza, öğrenci servislerinin güvenilirliğini yeniden gündeme taşıdı.

okul servisleri tehlike saçıyorUzmanlar trafikteki araçların, araç muayene istasyonları (TÜVTURK) dışında fren ve lastik kontrolünün yapılmadığına dikkat çekiyor. Avrupa'da birçok ülkede polis, trafikteki araçları durdurarak lastik kontrolü yaparken, Türkiye'de mevzuatlar buna izin vermiyor.
 

Trafik Kanunu mevzuatları denetim için yetersiz kalıyor

Ülke genelinde 40 bin servis aracı bulunuyor. Sadece İstanbul'da 14 bin 500 servis aracı var. Öğrenci taşıyan servis araçlarının karıştığı kazaların sebepleri araştırıldığında ise ilginç sonuçlar ortaya çıkıyor. Bu araçlarda hız ölçümünü sağlayan takograf bulundurma zorunluluğu olmadığı için araçların hız denetimi yapılamıyor. Bazı servislerde rehber çalıştırılmıyor, şoförlerin eğitimleri ve deneyimleri konusunda yeterli denetleme yapılmıyor. Trafik Kanunu mevzuatlarında 'kış lastiği' tanımlaması olmadığı için polis, lastiklerin uygunluğunu da denetleyemiyor. İhalelerde servis sahipleri tarafından beyan edilen araçlar yerine bazı bölgelerde 'eski' otobüsler kullanılıyor.
 

Korsan servisler önlenemiyor

Öğrenci servislerinin karıştığı kazalar, her yıl birçok çocuğun ölümüne ve yaralanmasına neden oluyor. Emniyetin öğrenci servis denetimlerini ihbar üzerine yapması ise servislerde başıboşluğa neden oluyor. Korsan servislere kesilen cezalar caydırıcı olmadığı için yasal olmayan taşımacılığın önüne geçilemiyor. İlçe Milli Eğitim müdürlüklerinin öğrenci taşıması için yapılan ihalelerde öğrenci servis sahipleri tarafından beyan edilen araçlar yerine bazı bölgelerde 'hurda' otobüsler kullanılıyor. Avrupa'nın birçok ülkesinde mevzuatlara 'kış lastiği' tanımı getirildiğini anlatan fren uzmanı Yüksek Makine Mühendisi Alpay Lök, Türkiye mevzuatlarında henüz lastiklerin diş derinliği hususunda bir tanımlama yapılmadığına vurgu yaparak, polisin lastik dişleri denetimi yapamadığını kaydediyor. Almanya'da minibüs ve otobüslerin yaşları arttıkça muayene sayılarının da arttığına dikkat çeken Lök, "Almanya'da iki yaşına gelen minibüs ve otobüs yılda iki, 4 yaşına geldiğinde ise yılda 4 kez muayeneye giriyor. Türkiye otobüsle yolcu taşımacılığı Almanya'ya göre çok daha yaygın olduğu düşünüldüğünde muayeneye en az Almanya'daki kadar önem vermemiz gerekiyor." diyor.
 

Denetimler yetersiz

Emniyet kaynaklarından alınan bilgiye göre okul servislerindeki denetim, okulların açıldığı dönemde ilk 3 ay içerisinde sık sık yapılırken daha sonra denetimler ihbar üzerine yapılıyor. Hal böyle olunca da sektörde başıboşluk ortaya çıkıyor. Meslek odalarına kayıtlı araçlar, öğrenci servisleri hakkındaki yönetmelik şartlarını yerine getirirken korsan servisler hiçbir denetime tabi olmayan trafiğe çıkıyor. Polis ve jandarma, yaptığı denetimlerde kazalara en çok neden olan lastik ve fren sistemlerini kontrol etmezken denetimler daha çok prosedür düzeyinde kalıyor. Sivil toplum örgütleri, mevcut servislerin büyük çoğunluğunun yasal prosedürlere uymadığına dikkat çekiyor. Mesleğin yasal gerekliliklerini yerine getiren ve profesyonel olarak hizmet veren esnaf ise korsanın bir türlü önüne geçilemediğinden yakınıyor ve 'öğrenci servisi' algısının bu yüzden kırılamadığından yakınıyor.
 

'Servislerin çoğu prosedüre uymuyor'

Dünyada ve Türkiye'deki kurallara göre öğrenci servislerinin başka sektörlerde kullanılmaması gerektiğine değinen Trafik Kazalarını Önleme Derneği Genel Başkanı Hitay Güner, "Bizde servis öğrenciyi sabah okula bıraktıktan sonra akşama kadar turizm gibi başka hizmetlerde kullanılıyor. Odaya bağlı servislerde bile bu kadar eksiklik varken önüne geçilemeyen korsan servislerdeki durum ise çok daha vahim." şeklinde konuşuyor. Milli Eğitim Bakanlığı ve Emniyet Genel Müdürlüğü işbirliğiyle öğrencilerin trafikteki güvenliklerinin sağlanması amacıyla okul servis araçları, şoförleri ve rehber personeli denetleniyor. Denetimler kapsamında "Okul Servis Aracı Denetim Formu" periyodik olarak dolduruluyor. Denetimlerde; sürücünün herhangi bir kural ihlali yaptığı tespit edilmesi halinde form, hem okul müdürlüklerine gönderilmek üzere okulun bağlı olduğu İl ve İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü'ne hem de servis aracının bağlı olduğu firmaya gönderiliyor. Emniyet servis araçlarına yönelik yaptığı denetimlerde okulöncesi ve ilköğretim öğrencilerinin taşınması sırasında araçlarda rehber personel bulundurması, şoförün hız, aracın her koltuğunda emniyet kemeri bulunup bulunmadığı, taşıma sınırının üzerinde öğrenci taşınıp taşınmadığı üzerinde önemle duruluyor. Denetimlerde araçların büyük bölümü muayene ve bulundurulması gereken evrak eksikliği yüzünden cezaya maruz kalıyor. Servislerdeki en büyük eksiklik olarak 'hostes' ya da rehber öğretmen bulundurulmaması ve yolcu indirme bindirme anlarında arkada yanması gereken 'Dur' ışığının çalışmaması gösteriliyor.

(zaman)

Son Güncelleme: Salı, 06 Mart 2012 16:49

Gösterim: 2601

Yaşlı ve özürlü baktığı için çalışamayanlar sosyal güvenlik kapsamına alınacak. Evde bakım yardımı alanların sigorta primlerini devlet yatıracak. Emekli olmaları sağlanacak.

Yaşlı ve özürlü baktığı için çalışamayanlar sosyal güvenlik kapsamına alınacakUygulama en geç 2013'te yürürlülükte olacak... Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı, özürlü ya da yaşlı olması gibi nedenlerle anne, baba, çocuk, eş gibi yakınlarının bakımını üstlenen kişilerle ilgili önemli bir çalışmayı gündemine aldı. Taslağa göre, yaşlı ve özürlü yakınına kendisinden başka bakacak kimsesi olmayan, bu nedenle başka bir işte çalışamayan ve evde bakım yardımı alanlar "sosyal güvenlik" kapsamına alınacak. Bu kişilerin sigorta primlerini devlet yatıracak ve emekli olmaları sağlanacak. Uygulamadan evde bakım parası alan 362 bin kişinin yararlandırılması hedefleniyor. Aile Bakanlığı'na bağlı Özürlü ve Yaşlı Hizmetleri Genel Müdürlüğü'nün hazırlıklarını yaptığı yeni mevzuatla öncelik yakınlarına baktığı için maddi yardım alan ve sosyal güvence kapsamında olmayan kişilere verilecek. Aile Bakanlığı, mevzuata son şeklini verdikten sonra Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı'na sunacak ve söz konusu kişilerin mağduriyetlerinin giderilmesi yönünde ortak çalışma başlatılacak.
 

 ‘Evde bakım hizmeti’ uygulaması sosyal güvence kapsamına alınıyor

Özürlü ve Yaşlı Hizmetleri Genel Müdürlüğü'nün ana hedefini, 2007'de başlatılan "evde bakım hizmeti" uygulamasından sonra özürlü yakınlarının sosyal güvence kapsamına alınması oluşturuyor. Yeni mevzuatla, özrü, kalıcı hastalığı olan eş, çocuk, anne ve baba gibi yakınlarının bakımını üstlenen ve "evde bakım yardımı" alan vatan- daşların sosyal güvenlik sistemine dahil edilmesi yoluyla emeklilik hakkından faydalanmaları sağlanacak. Genel Müdürlük, maddi durumu yetersiz olan ve yakınlarına baktığı için çalışma yaşamına giremeyen bu kişilerin sigorta primlerinin devlet tarafından yatırılmasını öngörüyor.
 

362 bin kişiye yansıyacak

Hali hazırda özürlü veya kronik hastalığı olan yaşlı yakınlarına bakan 362 bin kişiye evde bakım hizmeti veriliyor. Özürlü yakını olan bir kişinin söz konusu evde bakım parasından yararlanabilmesi için hane halkı toplam gelirinin kişi başına düşen kısmının asgari ücretin üçte ikisinin altında olması şartı aranıyor. Örneğin, 7 kişilik bir ailenin toplam geliri 7'ye bölündüğünde rakamın 521 lirayı geçmemesi gerekiyor. 2012 itibariyle ağır özürlü raporu olan ve bu şartları taşıyan kişilerin yakınlarına aylık 634,65 lira ücret ödeniyor. Bu yardımlardan faydalananların aynı zamanda maddi durumunun yetersizliğini ve iş yaşamına katılamayışını ön plana alan Bakanlık, sosyal güvenceye yönelik çalışmasını da 362 bin kişi için başlatacak.
 

Uygulama 2013'te başlayacak

Özürlü ve yaşlılar için hazırlanan 2011-2013 yıllarını kapsayan eylem planında 9 milyon özürlünün "ağır özürlü" olma şartı aranmaksızın "bakım sigortası" sistemine geçirilmesine yönelik başlatılan çalışma kısmi olarak sürdürülürken, sosyal güvence modelinin çok daha acil bir öncelik olduğunda karar kılındığı öğrenildi. Mevzuatın tamamlanmasının ardından uygulamanın en geç 2013'te hayata geçirilmesi planlanıyor.

(haber7)

> Yakınına bakana emeklilik geliyor

Yaşlı ve özürlü baktığı için çalışamayanlar sosyal güvenlik kapsamına alınacak. Evde bakım yardımı alanların sigorta primlerini devlet yatıracak. Emekli olmaları sağlanacak.

Yaşlı ve özürlü baktığı için çalışamayanlar sosyal güvenlik kapsamına alınacakUygulama en geç 2013'te yürürlülükte olacak... Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı, özürlü ya da yaşlı olması gibi nedenlerle anne, baba, çocuk, eş gibi yakınlarının bakımını üstlenen kişilerle ilgili önemli bir çalışmayı gündemine aldı. Taslağa göre, yaşlı ve özürlü yakınına kendisinden başka bakacak kimsesi olmayan, bu nedenle başka bir işte çalışamayan ve evde bakım yardımı alanlar "sosyal güvenlik" kapsamına alınacak. Bu kişilerin sigorta primlerini devlet yatıracak ve emekli olmaları sağlanacak. Uygulamadan evde bakım parası alan 362 bin kişinin yararlandırılması hedefleniyor. Aile Bakanlığı'na bağlı Özürlü ve Yaşlı Hizmetleri Genel Müdürlüğü'nün hazırlıklarını yaptığı yeni mevzuatla öncelik yakınlarına baktığı için maddi yardım alan ve sosyal güvence kapsamında olmayan kişilere verilecek. Aile Bakanlığı, mevzuata son şeklini verdikten sonra Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı'na sunacak ve söz konusu kişilerin mağduriyetlerinin giderilmesi yönünde ortak çalışma başlatılacak.
 

 ‘Evde bakım hizmeti’ uygulaması sosyal güvence kapsamına alınıyor

Özürlü ve Yaşlı Hizmetleri Genel Müdürlüğü'nün ana hedefini, 2007'de başlatılan "evde bakım hizmeti" uygulamasından sonra özürlü yakınlarının sosyal güvence kapsamına alınması oluşturuyor. Yeni mevzuatla, özrü, kalıcı hastalığı olan eş, çocuk, anne ve baba gibi yakınlarının bakımını üstlenen ve "evde bakım yardımı" alan vatan- daşların sosyal güvenlik sistemine dahil edilmesi yoluyla emeklilik hakkından faydalanmaları sağlanacak. Genel Müdürlük, maddi durumu yetersiz olan ve yakınlarına baktığı için çalışma yaşamına giremeyen bu kişilerin sigorta primlerinin devlet tarafından yatırılmasını öngörüyor.
 

362 bin kişiye yansıyacak

Hali hazırda özürlü veya kronik hastalığı olan yaşlı yakınlarına bakan 362 bin kişiye evde bakım hizmeti veriliyor. Özürlü yakını olan bir kişinin söz konusu evde bakım parasından yararlanabilmesi için hane halkı toplam gelirinin kişi başına düşen kısmının asgari ücretin üçte ikisinin altında olması şartı aranıyor. Örneğin, 7 kişilik bir ailenin toplam geliri 7'ye bölündüğünde rakamın 521 lirayı geçmemesi gerekiyor. 2012 itibariyle ağır özürlü raporu olan ve bu şartları taşıyan kişilerin yakınlarına aylık 634,65 lira ücret ödeniyor. Bu yardımlardan faydalananların aynı zamanda maddi durumunun yetersizliğini ve iş yaşamına katılamayışını ön plana alan Bakanlık, sosyal güvenceye yönelik çalışmasını da 362 bin kişi için başlatacak.
 

Uygulama 2013'te başlayacak

Özürlü ve yaşlılar için hazırlanan 2011-2013 yıllarını kapsayan eylem planında 9 milyon özürlünün "ağır özürlü" olma şartı aranmaksızın "bakım sigortası" sistemine geçirilmesine yönelik başlatılan çalışma kısmi olarak sürdürülürken, sosyal güvence modelinin çok daha acil bir öncelik olduğunda karar kılındığı öğrenildi. Mevzuatın tamamlanmasının ardından uygulamanın en geç 2013'te hayata geçirilmesi planlanıyor.

(haber7)

Son Güncelleme: Salı, 06 Mart 2012 11:55

Gösterim: 2954


Egitimtercihi.com
5846 Sayılı Telif Hakları Kanunu gereğince, bu sitede yer alan yazı, fotoğraf ve benzeri dokümanlar, izin alınmadan ve kaynak gösterilmeden kesinlikle kullanılamaz. Bilgilerin doğru yansıtılması için her türlü özen gösterilmiş olmakla birlikte olası yayın hatalarından site yönetimi ve editörleri sorumlu tutulamaz.