Aradığınız sayfa bulunamıyor, lütfen kategori listesinden ulaşmayı deneyiniz.

DGS ek yerleştirme kayıtları bugün sona eriyor.

9 Kasım’da başlayan DGS ek yerleştirme kayıtları bugün bitiyor.

Bir yükseköğretim programına kayıt hakkı kazanan adayların kayıt işlemleri ilgili Üniversite tarafından 09-13 Kasım 2015 tarihleri arasında yapılacak. Kayıt için adayların, yerleştirildikleri yükseköğretim programının bağlı bulunduğu Üniversiteye süresi içinde başvurmaları gerekiyor.

> DGS ek yerleştirmede son gün bugün

DGS ek yerleştirme kayıtları bugün sona eriyor.

9 Kasım’da başlayan DGS ek yerleştirme kayıtları bugün bitiyor.

Bir yükseköğretim programına kayıt hakkı kazanan adayların kayıt işlemleri ilgili Üniversite tarafından 09-13 Kasım 2015 tarihleri arasında yapılacak. Kayıt için adayların, yerleştirildikleri yükseköğretim programının bağlı bulunduğu Üniversiteye süresi içinde başvurmaları gerekiyor.

Son Güncelleme: Cuma, 13 Kasım 2015 10:49

Gösterim: 1711

Akdeniz Üniversitesi (AÜ) Rektörü Prof. Dr. İsrafil Kurtcephe, hakkında yürütülen soruşturma kapsamında 3 ay süreyle görevinden uzaklaştırılmasıyla ilgili olarak, soruşturma evresinde hakkında yapılan isnatların gerçeklerle örtüşmediğinin anlaşılacağını bildirdi.

israfil kurtcepheProf. Dr. Kurtcephe, yaptığı yazılı açıklamada, Yükseköğretim Kurulu Başkanlığının (YÖK) bugün yaptığı toplantıda, hakkında ihtiyati tedbir niteliğinde üç ay süre ile görevden uzaklaştırma kararı verildiğini belirtti.

Kararın hakkında yapılan isnatların değerlendirilmesi, soruşturmanın sağlıklı şekilde sürdürülebilmesi için tedbiren alınmış bir karar olduğu vurgulayan Kurtcephe, şunları kaydetti:

"Alınmış olan kararı saygı ile karşılıyorum. Soruşturma evresinde hakkımda yapılan isnatların gerçeklerle örtüşmediği anlaşılacaktır. Yasal olmayan yollarla hazırlanmış basına yansıyan hoş olmayan görüntüler sebebiyle gerçekler ile örtüşmeyen birtakım mesnetsiz isnatlarla karşılaşmış bulunmaktayım. Görüntülerle ilgili, yasal yollara başvurarak şikayet haklarımı kullandım."

Haklılığımız ortaya çıkacaktır

Prof. Dr. Kurtcephe, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası ve Türk Ceza Kanunu hükümlerinin, savcılık soruşturmasının gizli olması, soruşturmanın selameti ve görülmekte olan davalar hakkında beyanda bulunulmasını yasakladığı için hakkında yapılan gerçek dışı isnatlar ile ilgili olarak daha fazla açıklayıcı beyanda bulunmasının hukuken mümkün olmadığını belirtti.

"YÖK soruşturması neticesinde gerçekler anlaşılarak haklılığımız ortaya çıkacaktır" ifadesini kullanan Kurtcephe, yaptığı şikayet neticesi açılan savcılık soruşturması sonlandığında bağımsız Türk yargısının en doğru, en adil kararı vereceğine olan inancının tam olduğunu bildirdi.

Antalya Cumhuriyet Savcılığınca Prof. Dr. Kurtcephe hakkında yürütülen soruşturmada, "görevsizlik" kararı verilerek, dosya YÖK Denetleme Kuruluna gönderilmişti. Bunun üzerine inceleme başlatan kurul, soruşturma kapsamında, "Görev başında bulunmasında sakınca bulunduğu" kanaatine varılarak, Kurtcephe'nin 3 ay süreyle görevinden uzaklaştırılmasına karar vermişti.

Rektörlük görevine, Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi Göz Hastalıkları Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mustafa Ünal atandı.

> Akdeniz Üniversitesi rektörü görevinden uzaklaştırıldı

Akdeniz Üniversitesi (AÜ) Rektörü Prof. Dr. İsrafil Kurtcephe, hakkında yürütülen soruşturma kapsamında 3 ay süreyle görevinden uzaklaştırılmasıyla ilgili olarak, soruşturma evresinde hakkında yapılan isnatların gerçeklerle örtüşmediğinin anlaşılacağını bildirdi.

israfil kurtcepheProf. Dr. Kurtcephe, yaptığı yazılı açıklamada, Yükseköğretim Kurulu Başkanlığının (YÖK) bugün yaptığı toplantıda, hakkında ihtiyati tedbir niteliğinde üç ay süre ile görevden uzaklaştırma kararı verildiğini belirtti.

Kararın hakkında yapılan isnatların değerlendirilmesi, soruşturmanın sağlıklı şekilde sürdürülebilmesi için tedbiren alınmış bir karar olduğu vurgulayan Kurtcephe, şunları kaydetti:

"Alınmış olan kararı saygı ile karşılıyorum. Soruşturma evresinde hakkımda yapılan isnatların gerçeklerle örtüşmediği anlaşılacaktır. Yasal olmayan yollarla hazırlanmış basına yansıyan hoş olmayan görüntüler sebebiyle gerçekler ile örtüşmeyen birtakım mesnetsiz isnatlarla karşılaşmış bulunmaktayım. Görüntülerle ilgili, yasal yollara başvurarak şikayet haklarımı kullandım."

Haklılığımız ortaya çıkacaktır

Prof. Dr. Kurtcephe, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası ve Türk Ceza Kanunu hükümlerinin, savcılık soruşturmasının gizli olması, soruşturmanın selameti ve görülmekte olan davalar hakkında beyanda bulunulmasını yasakladığı için hakkında yapılan gerçek dışı isnatlar ile ilgili olarak daha fazla açıklayıcı beyanda bulunmasının hukuken mümkün olmadığını belirtti.

"YÖK soruşturması neticesinde gerçekler anlaşılarak haklılığımız ortaya çıkacaktır" ifadesini kullanan Kurtcephe, yaptığı şikayet neticesi açılan savcılık soruşturması sonlandığında bağımsız Türk yargısının en doğru, en adil kararı vereceğine olan inancının tam olduğunu bildirdi.

Antalya Cumhuriyet Savcılığınca Prof. Dr. Kurtcephe hakkında yürütülen soruşturmada, "görevsizlik" kararı verilerek, dosya YÖK Denetleme Kuruluna gönderilmişti. Bunun üzerine inceleme başlatan kurul, soruşturma kapsamında, "Görev başında bulunmasında sakınca bulunduğu" kanaatine varılarak, Kurtcephe'nin 3 ay süreyle görevinden uzaklaştırılmasına karar vermişti.

Rektörlük görevine, Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi Göz Hastalıkları Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mustafa Ünal atandı.

Son Güncelleme: Cuma, 13 Kasım 2015 10:30

Gösterim: 1489

Suriye'deki savaş mağduru Zeyneddin Ahmet down sendromlu oğlu Ali'nin eğitim görmesi için destek talebinde bulundu.

suriyeli babaÜlkelerindeki iç savaştan kaçarak Mardin'in Kızıltepe ilçesine yerleşen Suriyeli Zeyneddin Ahmet, down sendromlu çocuğu 11 yaşındaki Ali Ahmet'in eğitim görmesi için destek talebinde bulundu.

Kızıltepe'de Akyazı Mahallesinde kerpiç bir evde oturan akrabalarının yanına sığınan baba Zeyneddin Ahmet (53), down sendromlu çocuklara verilen eğitimin kendi çocuğuna da verilmesini istiyor. 6 çocuk babası Ahmet, 4 yıl önce savaştan dolayı Suriye'nin Rasulayn kentinden Kızıltepe'ye akrabalarının yanına geldiğini söyledi.

İlçede inşaatlarda çalışarak çocuklarının geçimini sağlamaya çalıştığını dile getiren Ahmet, çocuklarından birinin down sendromlu olduğunu, 11 yaşındaki çocuğunun eğitim almaya ihtiyacının olduğunu belirtti.

Çocuğunun akranlarıyla eğitim görmesini istediğini ifade eden Ahmet, "Diğer çocuklarımı da okutmak isterdim ama biz ilçe merkezinde değiliz. İmkanlarım yok, inşaatlarda çalışarak ve akrabaların yardımıyla geçiniyorum" dedi.

Ahmet, devletten ve hayırseverlerden destek beklediğini kaydetti.

> Suriyeli babanın down sendromlu çocuğuna eğitim talebi

Suriye'deki savaş mağduru Zeyneddin Ahmet down sendromlu oğlu Ali'nin eğitim görmesi için destek talebinde bulundu.

suriyeli babaÜlkelerindeki iç savaştan kaçarak Mardin'in Kızıltepe ilçesine yerleşen Suriyeli Zeyneddin Ahmet, down sendromlu çocuğu 11 yaşındaki Ali Ahmet'in eğitim görmesi için destek talebinde bulundu.

Kızıltepe'de Akyazı Mahallesinde kerpiç bir evde oturan akrabalarının yanına sığınan baba Zeyneddin Ahmet (53), down sendromlu çocuklara verilen eğitimin kendi çocuğuna da verilmesini istiyor. 6 çocuk babası Ahmet, 4 yıl önce savaştan dolayı Suriye'nin Rasulayn kentinden Kızıltepe'ye akrabalarının yanına geldiğini söyledi.

İlçede inşaatlarda çalışarak çocuklarının geçimini sağlamaya çalıştığını dile getiren Ahmet, çocuklarından birinin down sendromlu olduğunu, 11 yaşındaki çocuğunun eğitim almaya ihtiyacının olduğunu belirtti.

Çocuğunun akranlarıyla eğitim görmesini istediğini ifade eden Ahmet, "Diğer çocuklarımı da okutmak isterdim ama biz ilçe merkezinde değiliz. İmkanlarım yok, inşaatlarda çalışarak ve akrabaların yardımıyla geçiniyorum" dedi.

Ahmet, devletten ve hayırseverlerden destek beklediğini kaydetti.

Son Güncelleme: Perşembe, 12 Kasım 2015 14:46

Gösterim: 915

MEB Müsteşar Yardımcısı Yusuf Büyük, "Bakanlığımız, 2015 Kasım ayı itibarıyla ulaştığı 290 bin olan Suriyeli öğrenci sayısını öğretim yılı sonuna kadar 450 binin üzerine çıkarmayı hedefliyor" dedi.

yusuf buyukMilli Eğitim Bakanlığı (MEB) Müsteşar Yardımcısı Yusuf Büyük, İnsan Hakları İzleme Örgütünün Suriyeli mültecilerin eğitimi raporuna ilişkin dış basında Türkiye'ye övgü içeren haberlerin yapıldığını ancak Türkiye'deki bazı medya kuruluşları tarafından haberlerde "MEB bu konuda bir şey yapmıyormuş ve başarısız olmuş" gibi bir algı operasyonu yapıldığını söyledi.

Büyük, İnsan Hakları İzleme Örgütünün 8 Kasım'da yayınladığı "Türkiye'deki Suriyeli Mülteci Çocukların Eğitime Erişmelerinin Önündeki Engeller-Kayıp Nesil Olmalarını Engellemek" raporu ekibiyle birlikte incelediğini ifade etti.

Raporun, Türkiye'nin 2011'den itibaren Suriyeli öğrencilerin eğitimine ilişkin yürüttüğü faaliyetlere projeksiyon tuttuğunu belirten Büyük, "Bakanlığımız, raporun tamamı okunduğunda, Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti'nin Suriye krizinin başladığı günden itibaren krizin Türkiye'ye yansımalarını cömertçe ve olağanüstü gayretle yönetmeye çalıştığı, her türlü baskıya rağmen politikalarını istikrarlı şekilde devam ettirdiği, bu sebeple şu anda dünya üzerinde en fazla mülteci nüfusuna ev sahipliği yaptığının rapora yansımasından memnuniyet duymaktadır" değerlendirmesinde bulundu.

Türkiye'nin krize müdahale amacıyla yaptığı yasal düzenlemeler ve sunulan hizmetlerin raporda övgü konusu olduğuna işaret eden Büyük, Suriyeli çocukların eğitime erişimlerinin önündeki engelleri kaldırmak adına MEB'in çalışmalar, paydaş kuruluşlar ve sivil toplum kuruluşları ile koordineli şekilde oluşturduğu yönetim modelinin de raporda yer aldığını vurguladı.

İstatistikler mevcut göstergelerin çok altında

Büyük, terminolojik hataların ve bazı konularda durumu doğru şekilde yansıtmayan bilgilerin rapora yansıtıldığını tespit ettiklerine işaret ederek, "Raporda, yer alan istatistikler de mevcut durumdaki göstergelerin çok altındadır. Ancak bakanlığımız genel olarak raporda yer alan zorluklar ve olumsuz durumların tespit edilmesini faydalı bulmakta ve sorun olarak ortaya çıkmış bulguların her biri için tedbirler alarak daha fazla Suriyeli çocuğun eğitime erişimini sağlamayı ve sunulan eğitim hizmetlerinin kalitesini artırmayı amaçlamaktadır" diye konuştu.

Raporda, 4 yıllık sürede eğitime kazandırılan öğrenci sayısı ve yapılanlar konusunda Türkiye'ye, MEB'e ve Bakan Nabi Avcı'ya teşekkürlerin kayıt altına alındığını bildiren Büyük, "Bütün dış basında bu rapordan alıntılar yapılarak Türkiye'ye övgüler dizildi. Ancak maalesef bizim de üzerinde çalıştığımız öneriler bölümündeki eksiklikleri birtakım medya, Milli Eğitim Bakanlığının üzerinde de algı operasyonu yaparak sanki başarısız ve bu konuda herhangi bir şey yapılmıyormuş imajı oluşturma adına yayınlar yaptılar" ifadesini kullandı.

Büyük, raporu hazırlayan İnsan Hakları İzleme Örgütü yetkilileriyle sabah bir araya geldiklerini belirterek, "Onlar da bu haberlerden rahatsız olduklarını ifade ettiler" dedi.

"Rapor konusunda bizim herhangi bir olumsuzluğumuz yok" diyen Büyük, şöyle devam etti:

"İnsan Hakları İzleme Örgütü, bizim hazırladığımız bir raporu da 'basını bilgilendirme' adı altında bütün kamuoyununa duyuracaklar. Kendi sitelerinde yayınlayacakları ve ulusal, uluslararası medyaya servis edecekleri bu rapor örgütün de ilk uygulaması olacak."

Hedef 450 bin öğrenciye ulaşmak

Büyük, raporun öneriler bölümündeki tavsiyeleri zaten aylar öncesinden itibaren çalışmaya başladıklarını anlattı. Büyük, "1,5 ay önce eğitim sistemine alınan Suriyeli öğrenci sayısı 230 bindi. Şu an itibarıyla 65 bin Suriyeli öğrenciyi daha sisteme katarak toplamda 295 bin Suriyeli öğrenci eğitime kazandırıldı. Bakanlığımız bu çalışmalar doğrultusunda, 2015 Kasım ayı itibarıyla ulaştığı 290 bin olan Suriyeli öğrenci sayısını öğretim yılı sonuna kadar 450 binin üzerine çıkarmayı hedeflemektedir" ifadesini kullandı.

Bakanlığın okul çağındaki Suriyeli çocukların eğitim hakkından mahrum kalmamaları amacıyla 2015-2016 öğretim yılının başlamasıyla merkezi düzeyde eylem planı hazırladığına değinen Büyük, bu planın uygulanabilmesi amacıyla başta UNICEF başta olmak üzere uluslararası kuruluşlar, paydaş kamu kurum ve kuruluşlarıyla sivil toplum kuruluşlarının katılımları ile krizden en fazla etkilenen illerde il eylem planlarını oluşturmaya başlandığını vurguladı.

Büyük, daha fazla Suriyeli çocuğun eğitime erişimlerini sağlamak adına Bakanlığın belirlediği politikaların sahada uygulanmasıyla sorunların çözüme kavuşturulması, il düzeyinde ihtiyaçların tespiti, ihtiyaçlar doğrultusunda desteklerin verilebilmesi amacıyla ilave kaynaklar üretilmesi çalışmalarının da hız kazandığına işaret etti.

Tüm Suriyeli çocukları okullaştırmak istediklerini vurgulayan Büyük, şu hususlara dikkati çekti:

"Okula devam etmeyen öğrenci konusunda herhangi bir şey yapamıyoruz. Bunu örneklendirmek istiyorum. Suriye'de lise öğretimi mecburi değil. Çok rahat bir ortamda kendi ülkelerinde mecburi olmayan bir eğitimi bizim ülkemizde göçmen olarak geçici koruma altında yaşayan misafirlerimiz olarak liseye devam konusunda da çok gayretli görmüyoruz. Biz, liseye devam etme konusunda gayretli değillerse biz boş mu duracağız. Hayır. Biz yine de bütün imkanlarımızı seferber ederek Sayın Bakanımızın söylediği bu rakama yıl sonuna kadar ulaşacağız. Burada sadece Milli Eğitim Bakanlığının değil, paydaşların uluslararası örgütlerin de desteğine ihtiyaç var. Zira, uluslararası örgütler bugüne kadar ülkemizde bulunan misafirlerin eğitimi konusunda çok istekli davranmadılar. Nitekim bizim 300 bin öğrenci sistemde olmasına ve kendileri 100-150 öğrenci kabul etmemelerine rağmen bizim bu gayretlerimize karşı yardım konusunda çok fazla istekli de olmadılar."

Türkçe öğretimi için kurslar açılacak

"Şu anda yabancı tanıtma numarası almış olan Suriyeli misafirlerimiz hangi ilde olurlarsa olsunlar, istedikleri okula gittiklerinde okul müdürleri onları sınıflarına kabul etme mecburiyetinde" bilgisini paylaşan Büyük, şu ifadeleri kullandı:

"Eğer Türkçe konusunda sıkıntı yaşıyorsa Suriyeli öğrencilerimiz, okulda mevcutsa ya ders bitiminde ya da hafta sonları bu öğrencilerimize, Türkçe öğretilmesi konusunda kurslar açacağız. Böylece adaptasyonları, birlikte okudukları öğrencilerin seviyelerinden geri kalmamaları konusunda da gayret edeceğiz. Bu konudan bütün il ve ilçe milli eğitim müdürlerimizin haberi var. Biz il müdürlerimize sene başında bu talimatı vermiştik. Sizin aracılığınızla da tekrarlayalım. 'Suriyeli kanaat önderlerine, hem de okul müdürlerine yabancı tanıtma numarasıyla gelen bütün Suriyeli öğrencileri, okullarınıza alın' diyoruz."

Suriyelilere destek için 3 dilde broşür

Büyük, Suriyeli öğrencilerin eğitimine ilişkin yapılan ve yapılacak uygulamalar hakkında ise şunları, kaydetti:

"Bakanlığımız, raporda tavsiyeler bölümünde yer alan tekliflerin tamamını yerinde bulmaktadır. Ayrıca her teklife karşılık gelebilecek rapordan bağımsız olarak gerekli çalışmalar yürütülmektedir. Suriyeli öğrencilerin okullarımıza uyumunu desteklemek ve hızlandırmak amacıyla dil öğretim programları ve materyalleri hazırlama çalışmaları devam ediyor. Eğitime erişimleri sağlanan Suriyeli öğrenciler e-okul ve YÖBİS otomasyon sistemleri üzerinden kayıt ve takip ediliyor. Öğretmenlik yapabilecek nitelikteki Suriyelilerin gönüllü olarak Suriyeli öğrenciler için yürütülen eğitim faaliyetlerine katılmalarına izin veriliyor. Faaliyetlere katılan öğretmenlere UNICEF ve sivil toplum kuruluşları tarafından düzenli maddi destekler verilmesi koordine ediliyor. Suriyelilere, sivil toplum kuruluşlarına ve okul idarelerine yönelik eğitimin önemini, okula kayıtların nasıl yapılacağını, çocukların okula kayıt yaptırmaları durumunda ne tür desteklerden yararlanabileceklerini Türkçe, İngilizce ve Arapça olacak şekilde üç dilde açıklayan broşürler UNICEF ve UNHCR ile işbirliği içerisinde hazırlanmıştır ve yakında kamuoyu ve paydaşlarımız ile paylaşılarak kitlelere ulaştırılacak. Geçici eğitim merkezlerinin sayıları hızlı bir şekilde artırılmakta, ayrıca bu merkezlere verilen destekler de düzenli hale getirilmektedir."

> MEB Müsteşar Yardımcısından Suriye Raporu açıklaması

MEB Müsteşar Yardımcısı Yusuf Büyük, "Bakanlığımız, 2015 Kasım ayı itibarıyla ulaştığı 290 bin olan Suriyeli öğrenci sayısını öğretim yılı sonuna kadar 450 binin üzerine çıkarmayı hedefliyor" dedi.

yusuf buyukMilli Eğitim Bakanlığı (MEB) Müsteşar Yardımcısı Yusuf Büyük, İnsan Hakları İzleme Örgütünün Suriyeli mültecilerin eğitimi raporuna ilişkin dış basında Türkiye'ye övgü içeren haberlerin yapıldığını ancak Türkiye'deki bazı medya kuruluşları tarafından haberlerde "MEB bu konuda bir şey yapmıyormuş ve başarısız olmuş" gibi bir algı operasyonu yapıldığını söyledi.

Büyük, İnsan Hakları İzleme Örgütünün 8 Kasım'da yayınladığı "Türkiye'deki Suriyeli Mülteci Çocukların Eğitime Erişmelerinin Önündeki Engeller-Kayıp Nesil Olmalarını Engellemek" raporu ekibiyle birlikte incelediğini ifade etti.

Raporun, Türkiye'nin 2011'den itibaren Suriyeli öğrencilerin eğitimine ilişkin yürüttüğü faaliyetlere projeksiyon tuttuğunu belirten Büyük, "Bakanlığımız, raporun tamamı okunduğunda, Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti'nin Suriye krizinin başladığı günden itibaren krizin Türkiye'ye yansımalarını cömertçe ve olağanüstü gayretle yönetmeye çalıştığı, her türlü baskıya rağmen politikalarını istikrarlı şekilde devam ettirdiği, bu sebeple şu anda dünya üzerinde en fazla mülteci nüfusuna ev sahipliği yaptığının rapora yansımasından memnuniyet duymaktadır" değerlendirmesinde bulundu.

Türkiye'nin krize müdahale amacıyla yaptığı yasal düzenlemeler ve sunulan hizmetlerin raporda övgü konusu olduğuna işaret eden Büyük, Suriyeli çocukların eğitime erişimlerinin önündeki engelleri kaldırmak adına MEB'in çalışmalar, paydaş kuruluşlar ve sivil toplum kuruluşları ile koordineli şekilde oluşturduğu yönetim modelinin de raporda yer aldığını vurguladı.

İstatistikler mevcut göstergelerin çok altında

Büyük, terminolojik hataların ve bazı konularda durumu doğru şekilde yansıtmayan bilgilerin rapora yansıtıldığını tespit ettiklerine işaret ederek, "Raporda, yer alan istatistikler de mevcut durumdaki göstergelerin çok altındadır. Ancak bakanlığımız genel olarak raporda yer alan zorluklar ve olumsuz durumların tespit edilmesini faydalı bulmakta ve sorun olarak ortaya çıkmış bulguların her biri için tedbirler alarak daha fazla Suriyeli çocuğun eğitime erişimini sağlamayı ve sunulan eğitim hizmetlerinin kalitesini artırmayı amaçlamaktadır" diye konuştu.

Raporda, 4 yıllık sürede eğitime kazandırılan öğrenci sayısı ve yapılanlar konusunda Türkiye'ye, MEB'e ve Bakan Nabi Avcı'ya teşekkürlerin kayıt altına alındığını bildiren Büyük, "Bütün dış basında bu rapordan alıntılar yapılarak Türkiye'ye övgüler dizildi. Ancak maalesef bizim de üzerinde çalıştığımız öneriler bölümündeki eksiklikleri birtakım medya, Milli Eğitim Bakanlığının üzerinde de algı operasyonu yaparak sanki başarısız ve bu konuda herhangi bir şey yapılmıyormuş imajı oluşturma adına yayınlar yaptılar" ifadesini kullandı.

Büyük, raporu hazırlayan İnsan Hakları İzleme Örgütü yetkilileriyle sabah bir araya geldiklerini belirterek, "Onlar da bu haberlerden rahatsız olduklarını ifade ettiler" dedi.

"Rapor konusunda bizim herhangi bir olumsuzluğumuz yok" diyen Büyük, şöyle devam etti:

"İnsan Hakları İzleme Örgütü, bizim hazırladığımız bir raporu da 'basını bilgilendirme' adı altında bütün kamuoyununa duyuracaklar. Kendi sitelerinde yayınlayacakları ve ulusal, uluslararası medyaya servis edecekleri bu rapor örgütün de ilk uygulaması olacak."

Hedef 450 bin öğrenciye ulaşmak

Büyük, raporun öneriler bölümündeki tavsiyeleri zaten aylar öncesinden itibaren çalışmaya başladıklarını anlattı. Büyük, "1,5 ay önce eğitim sistemine alınan Suriyeli öğrenci sayısı 230 bindi. Şu an itibarıyla 65 bin Suriyeli öğrenciyi daha sisteme katarak toplamda 295 bin Suriyeli öğrenci eğitime kazandırıldı. Bakanlığımız bu çalışmalar doğrultusunda, 2015 Kasım ayı itibarıyla ulaştığı 290 bin olan Suriyeli öğrenci sayısını öğretim yılı sonuna kadar 450 binin üzerine çıkarmayı hedeflemektedir" ifadesini kullandı.

Bakanlığın okul çağındaki Suriyeli çocukların eğitim hakkından mahrum kalmamaları amacıyla 2015-2016 öğretim yılının başlamasıyla merkezi düzeyde eylem planı hazırladığına değinen Büyük, bu planın uygulanabilmesi amacıyla başta UNICEF başta olmak üzere uluslararası kuruluşlar, paydaş kamu kurum ve kuruluşlarıyla sivil toplum kuruluşlarının katılımları ile krizden en fazla etkilenen illerde il eylem planlarını oluşturmaya başlandığını vurguladı.

Büyük, daha fazla Suriyeli çocuğun eğitime erişimlerini sağlamak adına Bakanlığın belirlediği politikaların sahada uygulanmasıyla sorunların çözüme kavuşturulması, il düzeyinde ihtiyaçların tespiti, ihtiyaçlar doğrultusunda desteklerin verilebilmesi amacıyla ilave kaynaklar üretilmesi çalışmalarının da hız kazandığına işaret etti.

Tüm Suriyeli çocukları okullaştırmak istediklerini vurgulayan Büyük, şu hususlara dikkati çekti:

"Okula devam etmeyen öğrenci konusunda herhangi bir şey yapamıyoruz. Bunu örneklendirmek istiyorum. Suriye'de lise öğretimi mecburi değil. Çok rahat bir ortamda kendi ülkelerinde mecburi olmayan bir eğitimi bizim ülkemizde göçmen olarak geçici koruma altında yaşayan misafirlerimiz olarak liseye devam konusunda da çok gayretli görmüyoruz. Biz, liseye devam etme konusunda gayretli değillerse biz boş mu duracağız. Hayır. Biz yine de bütün imkanlarımızı seferber ederek Sayın Bakanımızın söylediği bu rakama yıl sonuna kadar ulaşacağız. Burada sadece Milli Eğitim Bakanlığının değil, paydaşların uluslararası örgütlerin de desteğine ihtiyaç var. Zira, uluslararası örgütler bugüne kadar ülkemizde bulunan misafirlerin eğitimi konusunda çok istekli davranmadılar. Nitekim bizim 300 bin öğrenci sistemde olmasına ve kendileri 100-150 öğrenci kabul etmemelerine rağmen bizim bu gayretlerimize karşı yardım konusunda çok fazla istekli de olmadılar."

Türkçe öğretimi için kurslar açılacak

"Şu anda yabancı tanıtma numarası almış olan Suriyeli misafirlerimiz hangi ilde olurlarsa olsunlar, istedikleri okula gittiklerinde okul müdürleri onları sınıflarına kabul etme mecburiyetinde" bilgisini paylaşan Büyük, şu ifadeleri kullandı:

"Eğer Türkçe konusunda sıkıntı yaşıyorsa Suriyeli öğrencilerimiz, okulda mevcutsa ya ders bitiminde ya da hafta sonları bu öğrencilerimize, Türkçe öğretilmesi konusunda kurslar açacağız. Böylece adaptasyonları, birlikte okudukları öğrencilerin seviyelerinden geri kalmamaları konusunda da gayret edeceğiz. Bu konudan bütün il ve ilçe milli eğitim müdürlerimizin haberi var. Biz il müdürlerimize sene başında bu talimatı vermiştik. Sizin aracılığınızla da tekrarlayalım. 'Suriyeli kanaat önderlerine, hem de okul müdürlerine yabancı tanıtma numarasıyla gelen bütün Suriyeli öğrencileri, okullarınıza alın' diyoruz."

Suriyelilere destek için 3 dilde broşür

Büyük, Suriyeli öğrencilerin eğitimine ilişkin yapılan ve yapılacak uygulamalar hakkında ise şunları, kaydetti:

"Bakanlığımız, raporda tavsiyeler bölümünde yer alan tekliflerin tamamını yerinde bulmaktadır. Ayrıca her teklife karşılık gelebilecek rapordan bağımsız olarak gerekli çalışmalar yürütülmektedir. Suriyeli öğrencilerin okullarımıza uyumunu desteklemek ve hızlandırmak amacıyla dil öğretim programları ve materyalleri hazırlama çalışmaları devam ediyor. Eğitime erişimleri sağlanan Suriyeli öğrenciler e-okul ve YÖBİS otomasyon sistemleri üzerinden kayıt ve takip ediliyor. Öğretmenlik yapabilecek nitelikteki Suriyelilerin gönüllü olarak Suriyeli öğrenciler için yürütülen eğitim faaliyetlerine katılmalarına izin veriliyor. Faaliyetlere katılan öğretmenlere UNICEF ve sivil toplum kuruluşları tarafından düzenli maddi destekler verilmesi koordine ediliyor. Suriyelilere, sivil toplum kuruluşlarına ve okul idarelerine yönelik eğitimin önemini, okula kayıtların nasıl yapılacağını, çocukların okula kayıt yaptırmaları durumunda ne tür desteklerden yararlanabileceklerini Türkçe, İngilizce ve Arapça olacak şekilde üç dilde açıklayan broşürler UNICEF ve UNHCR ile işbirliği içerisinde hazırlanmıştır ve yakında kamuoyu ve paydaşlarımız ile paylaşılarak kitlelere ulaştırılacak. Geçici eğitim merkezlerinin sayıları hızlı bir şekilde artırılmakta, ayrıca bu merkezlere verilen destekler de düzenli hale getirilmektedir."

Son Güncelleme: Perşembe, 12 Kasım 2015 15:42

Gösterim: 1206

Yeşilay ile İŞKUR arasında madde bağımlılığı tedavisi görmüş gençlerin hayata kazandırılması ve meslek sahibi olması amacıyla protokol imzalandı. Protokol çerçevesinde İŞKUR ile Yeşilay, iş ve meslek danışmanlarının bağımlılıklarla ilgili bilgilendirilmesi ve bilinçlendirilmesine yönelik yerinde ve uzaktan eğitim programı uygulayacak.

iskur yesilayTürkiye Yeşilay Cemiyeti ve Türkiye İş Kurumu (İŞKUR), madde bağımlısı gençleri tedavi sonrası topluma yeniden kazandırmak amacıyla iş birliğine gitti.

Yeşilay'dan yapılan açıklamaya göre, Yeşilay Genel Başkan Yardımcısı Yrd. Doç. Dr. M. Akif Seylan ile İŞKUR Genel Müdürü Dr. Nusret Yazıcı arasında bu kapsamda protokol imzalandı.

Madde bağımlısı gençlerin sosyal hayata kazandırılması ve meslek sahibi olması hedeflenen protokol çerçevesinde İŞKUR ile Yeşilay, iş ve meslek danışmanlarının bağımlılıklarla ilgili bilgilendirilmesi ve bilinçlendirilmesine yönelik yerinde ve uzaktan eğitim programı uygulayacak.

Bu kapsamda İŞKUR'un da yer alacağı Yeşilay Danışmanlık Merkezleri'ne (YEDAM) gelen bağımlıların işe yerleştirilmesi için çalışmalar yürütülecek.

Yeşilay Genel Başkan Yardımcısı Yrd. Doç. Dr. Seylan, İŞKUR iş birliğiyle madde bağımlılığından kurtulan birçok kişinin sosyal entegrasyonuna ve meslek sahibi olmalarına yardımcı olacaklarını bildirdi.

Madde bağımlılarının tıbbi tedavi sonrası terapi ve sosyal hayata katılımlarını sağlayacak unsurların eksikliğinden yola çıkarak YEDAM'ı hayata geçirdiklerine değinen Seylan, şu bilgileri verdi:

"YEDAM'a başvuranlara hem psikolojik destek sağlayacağız hem de onların sosyal hayata katılmalarına yardımcı olacağız. Buradaki en önemli partnerimiz, İŞKUR olacak. İŞKUR, tedavi ve terapi görenlerin kendi hayatlarını sürdürme ve toplumda aktif hale gelmeleri için onlara mesleki yeterlilik kazandıracak."

İŞKUR Genel Müdürü Dr. Yazıcı ise birçok kurumla iş birliğine gittiklerini belirterek, şunları kaydetti:

"Yeşilay'la iş birliğimiz bizi çok heyecanlandırıyor. Bu protokol ile YEDAM kapsamında gençlerimize meslek edindirme eğitimleri vererek ve iş kapılarını açarak onlara umut ışığı olacağız. Nitekim dezavantajlı gençlerin en büyük korkusu, 'tıbbi tedavi gördükten sonra acaba bir mesleğim olur mu' düşüncesi. Protokolümüz, bu noktada daha da anlamlı işlerimiz için bir kıvılcım olacak."

> Madde bağımlısı gençler meslek sahibi olacak

Yeşilay ile İŞKUR arasında madde bağımlılığı tedavisi görmüş gençlerin hayata kazandırılması ve meslek sahibi olması amacıyla protokol imzalandı. Protokol çerçevesinde İŞKUR ile Yeşilay, iş ve meslek danışmanlarının bağımlılıklarla ilgili bilgilendirilmesi ve bilinçlendirilmesine yönelik yerinde ve uzaktan eğitim programı uygulayacak.

iskur yesilayTürkiye Yeşilay Cemiyeti ve Türkiye İş Kurumu (İŞKUR), madde bağımlısı gençleri tedavi sonrası topluma yeniden kazandırmak amacıyla iş birliğine gitti.

Yeşilay'dan yapılan açıklamaya göre, Yeşilay Genel Başkan Yardımcısı Yrd. Doç. Dr. M. Akif Seylan ile İŞKUR Genel Müdürü Dr. Nusret Yazıcı arasında bu kapsamda protokol imzalandı.

Madde bağımlısı gençlerin sosyal hayata kazandırılması ve meslek sahibi olması hedeflenen protokol çerçevesinde İŞKUR ile Yeşilay, iş ve meslek danışmanlarının bağımlılıklarla ilgili bilgilendirilmesi ve bilinçlendirilmesine yönelik yerinde ve uzaktan eğitim programı uygulayacak.

Bu kapsamda İŞKUR'un da yer alacağı Yeşilay Danışmanlık Merkezleri'ne (YEDAM) gelen bağımlıların işe yerleştirilmesi için çalışmalar yürütülecek.

Yeşilay Genel Başkan Yardımcısı Yrd. Doç. Dr. Seylan, İŞKUR iş birliğiyle madde bağımlılığından kurtulan birçok kişinin sosyal entegrasyonuna ve meslek sahibi olmalarına yardımcı olacaklarını bildirdi.

Madde bağımlılarının tıbbi tedavi sonrası terapi ve sosyal hayata katılımlarını sağlayacak unsurların eksikliğinden yola çıkarak YEDAM'ı hayata geçirdiklerine değinen Seylan, şu bilgileri verdi:

"YEDAM'a başvuranlara hem psikolojik destek sağlayacağız hem de onların sosyal hayata katılmalarına yardımcı olacağız. Buradaki en önemli partnerimiz, İŞKUR olacak. İŞKUR, tedavi ve terapi görenlerin kendi hayatlarını sürdürme ve toplumda aktif hale gelmeleri için onlara mesleki yeterlilik kazandıracak."

İŞKUR Genel Müdürü Dr. Yazıcı ise birçok kurumla iş birliğine gittiklerini belirterek, şunları kaydetti:

"Yeşilay'la iş birliğimiz bizi çok heyecanlandırıyor. Bu protokol ile YEDAM kapsamında gençlerimize meslek edindirme eğitimleri vererek ve iş kapılarını açarak onlara umut ışığı olacağız. Nitekim dezavantajlı gençlerin en büyük korkusu, 'tıbbi tedavi gördükten sonra acaba bir mesleğim olur mu' düşüncesi. Protokolümüz, bu noktada daha da anlamlı işlerimiz için bir kıvılcım olacak."

Son Güncelleme: Perşembe, 12 Kasım 2015 12:06

Gösterim: 1436


Egitimtercihi.com
5846 Sayılı Telif Hakları Kanunu gereğince, bu sitede yer alan yazı, fotoğraf ve benzeri dokümanlar, izin alınmadan ve kaynak gösterilmeden kesinlikle kullanılamaz. Bilgilerin doğru yansıtılması için her türlü özen gösterilmiş olmakla birlikte olası yayın hatalarından site yönetimi ve editörleri sorumlu tutulamaz.