Aradığınız sayfa bulunamıyor, lütfen kategori listesinden ulaşmayı deneyiniz.

Doğan Hızlan, Hürriyet Gazetesi’ndeki köşesinde, Kütüphaneler Haftası dolayısıyla kaleme aldığı yazısında 4+4+4 eğitim sistemine geçişle birlikte ortaya çıkan derslik ihtiyacının karşılanması için okullarda kütüphanelerin kapatılıp sınıflara çevrildiği iddiasına yer verdi. 

İşte o yazı

Kütüphaneler Haftası dolayısıyla 27.03.2013 tarihinde yayımlanan “Sadece bu haftada düşünmeyelim” yazımda kütüphanecilerden alıntıladığım iddialara göre; 4+4+4 eğitim sistemi sonrası, kimi okullarda ortaya çıkan derslik ihtiyacı dolayısıyla, okul kütüphaneleri kapatılıp dersliğe çevrilmiş.

Hal böyleyken birçok okulda, faal kütüphaneler kapatılmış... Bunun üzerine İstanbul Milli Eğitim Müdürü Dr. Muammer Yıldız’dan bir açıklama notu geldi.

Köşemin elverdiği ölçüde bu yazıdan ana düşünceleri okurlarımla paylaşacağım:

“Sayın Doğan Hızlan,

İstanbul Milli Eğitim olarak bizler sizin de Bağcılar’da öğrencilerimizle buluştuğunuz; amacı öğrencileri okudukları kitabın yazarıyla buluşturan ‘Yazarlar Okullarda’ projemizle kitaba olan ilgiyi ve kitabın gerekliliğini anlatma çabasındayız. ‘Yazarlar Okullarda’ projesiyle iki yıl içinde 39 ilçemizde 150 bini aşkın öğrencimizi 160 yazarımızla buluşturduk. Haydar Ergülen, Selim İleri, Ahmet Ümit, Beşir Ayvazoğlu, Yiğit Bener, Pınar Kür, Füruzan ve Cemil Kavukçu bu yazarlarımızdan sadece birkaçıdır. Proje kapsamında biri çocuk edebiyatı olmak üzere her ilçenin iki yazarı var ve öğrenciler kurayla ilçeleriyle eşleşen yazarların kitaplarını okuduktan sonra yazarla birebir görüşüp her türlü fikirlerini onlara iletiyorlar.

Okullarımızda ‘Yazarlar Okullarda Kitaplığı’ oluşturuyoruz. Bu kapsamda çağdaş yazarların eserlerinden oluşan kitaplıklar okulun en görünen yerinde ve herkese açık bir konumda yer alıyor.

İstanbul genelinde gerek 4+4+4 kapsamında gerekse okul dönüşümlerinde hiçbir kütüphane dersliğe dönüştürülmemiş, aksine okullardaki kütüphaneler çağdaş yazarlar buluşmasıyla daha da aktif hale getirilmiştir.

Yazının devamı için Tıklayın

> 4+4+4 sistemi kütüphaneleri kapattı mı?

Doğan Hızlan, Hürriyet Gazetesi’ndeki köşesinde, Kütüphaneler Haftası dolayısıyla kaleme aldığı yazısında 4+4+4 eğitim sistemine geçişle birlikte ortaya çıkan derslik ihtiyacının karşılanması için okullarda kütüphanelerin kapatılıp sınıflara çevrildiği iddiasına yer verdi. 

İşte o yazı

Kütüphaneler Haftası dolayısıyla 27.03.2013 tarihinde yayımlanan “Sadece bu haftada düşünmeyelim” yazımda kütüphanecilerden alıntıladığım iddialara göre; 4+4+4 eğitim sistemi sonrası, kimi okullarda ortaya çıkan derslik ihtiyacı dolayısıyla, okul kütüphaneleri kapatılıp dersliğe çevrilmiş.

Hal böyleyken birçok okulda, faal kütüphaneler kapatılmış... Bunun üzerine İstanbul Milli Eğitim Müdürü Dr. Muammer Yıldız’dan bir açıklama notu geldi.

Köşemin elverdiği ölçüde bu yazıdan ana düşünceleri okurlarımla paylaşacağım:

“Sayın Doğan Hızlan,

İstanbul Milli Eğitim olarak bizler sizin de Bağcılar’da öğrencilerimizle buluştuğunuz; amacı öğrencileri okudukları kitabın yazarıyla buluşturan ‘Yazarlar Okullarda’ projemizle kitaba olan ilgiyi ve kitabın gerekliliğini anlatma çabasındayız. ‘Yazarlar Okullarda’ projesiyle iki yıl içinde 39 ilçemizde 150 bini aşkın öğrencimizi 160 yazarımızla buluşturduk. Haydar Ergülen, Selim İleri, Ahmet Ümit, Beşir Ayvazoğlu, Yiğit Bener, Pınar Kür, Füruzan ve Cemil Kavukçu bu yazarlarımızdan sadece birkaçıdır. Proje kapsamında biri çocuk edebiyatı olmak üzere her ilçenin iki yazarı var ve öğrenciler kurayla ilçeleriyle eşleşen yazarların kitaplarını okuduktan sonra yazarla birebir görüşüp her türlü fikirlerini onlara iletiyorlar.

Okullarımızda ‘Yazarlar Okullarda Kitaplığı’ oluşturuyoruz. Bu kapsamda çağdaş yazarların eserlerinden oluşan kitaplıklar okulun en görünen yerinde ve herkese açık bir konumda yer alıyor.

İstanbul genelinde gerek 4+4+4 kapsamında gerekse okul dönüşümlerinde hiçbir kütüphane dersliğe dönüştürülmemiş, aksine okullardaki kütüphaneler çağdaş yazarlar buluşmasıyla daha da aktif hale getirilmiştir.

Yazının devamı için Tıklayın

Son Güncelleme: Cuma, 29 Mart 2013 08:39

Gösterim: 1556

Özel okullar, Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı okullarda Fatih Projesi kapsamında dağıtılan tabletlerden kendi öğrencilerinin de yararlanmasını talep ediyor

Türkiye Özel Okullar Birliği Derneği Başkanı Cem Gülan, Fatih Projesi kapsamında dağıtılan tablet bilgisayarlarda özel ve devlet okulu öğrencisi ayrımı yapılmaması gerektiğini söyledi. Gülan, “Eğer devlet bir şeyi dağıtıyorsa çocuklar arasında ayrım yapmamalıdır” dedi.

İzmir Ticaret Odası Meclis Salonu’nda ‘Özel Okullarda Yeni Sisteme Uygun Teknoloji Uygulamaları’ adlı toplantı yapıldı. Türkiye Özel Okullar Birliği Derneği Başkanı Cem Gülan, eğitimde son dönemde gerçekleştirilen projeleri değerlendirdi. Hükümetin özel okullara bakış açısı ile ilgili konuşan Gülan, “Fatih Projesi kapsamında devlet okullarına akıllı tahtalar verilirken, internet hizmeti sunuldu. Öğrencilere ise tabletler dağıtıldı. Özel okulların tahta ve internet hizmetini karşılaması gerekiyor. Ama tablet bir kitap gibidir. Eğer devlet tüm öğrencilerine tablet veriyorsa özel okul öğrencilerine de tablet verilmesi gerekiyordu. Burada iyi niyet önemli. Özel okullar akıllı tahta kurmak zorunda. Ama özel okullara tablet verilirse biz de içerik olarak zenginleştirme yaparız. Bir ülkede öğrencileri a, b, c diye sınıflandırılamazsınız. Eğer devlet bir şeyi dağıtıyorsa çocuklar arasında ayrım yapmamalı. Benim beş çocuğum varsa onlar arasında ayrım yapmam. Hepsi benim için eşittir. Devlette baba gibi olduğu için çocuklar arasında ayrım yapmamalı. Eğitim ticaret değil gönül işidir” dedi.

Fatih Projesi’nin gerçekleştirildiği pilot il olan Kocaeli ile ilgili ilginç bir iddia ortaya atan Gülan, “Dünyanın en güzel mutfağını kurabilirsiniz. En iyi en kaliteli malzemeyi alabilirsiniz. O yemeği yapmak için en iyi aşçıyı da bulursunuz. Ama o aşçının mutfağı tanıması gerekiyor. Yani tahtaları, en iyi tabletleri ve bilgisayarları alabilirsiniz ama öğretmen kullanamıyorsa zaman kaybıdır. Bu durum eğitimin kalitesinin düşmesine yol açar. Resmi bilgi değil ama dedikodu ve kanaat söylemek istiyorum. Kocaeli Fatih Projesi’nde pilot ildir. Orada tablet değil dizüstü bilgisayar verilmiş. Kocaeli ilinde sayısal verilere göre eğitim yüzde 5-10 oranında geriye gitti. Bu dedikoduda geçen sadece üniversite başarısıysa, ben bunu çok gerçekçi bulmuyorum” diye konuştu.

Dersahanelerin kapatılarak özel okula dönüştürülmesinin gündeme geldiğini ve bu durumun kaliteyi düşüreceğini belirten Gülan, “Milli Eğitim Bakanlığı verilerine göre özel okulların yüzde 35’i boş. Bir de dershaneler okullara çevrilirse, okullar öğrencileri birbirinden çalacaktır. O çalacak, siz çalacaksınız, kalite düşecek” dedi.

> Özel okullar da tablet bilgisayar istiyor

Özel okullar, Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı okullarda Fatih Projesi kapsamında dağıtılan tabletlerden kendi öğrencilerinin de yararlanmasını talep ediyor

Türkiye Özel Okullar Birliği Derneği Başkanı Cem Gülan, Fatih Projesi kapsamında dağıtılan tablet bilgisayarlarda özel ve devlet okulu öğrencisi ayrımı yapılmaması gerektiğini söyledi. Gülan, “Eğer devlet bir şeyi dağıtıyorsa çocuklar arasında ayrım yapmamalıdır” dedi.

İzmir Ticaret Odası Meclis Salonu’nda ‘Özel Okullarda Yeni Sisteme Uygun Teknoloji Uygulamaları’ adlı toplantı yapıldı. Türkiye Özel Okullar Birliği Derneği Başkanı Cem Gülan, eğitimde son dönemde gerçekleştirilen projeleri değerlendirdi. Hükümetin özel okullara bakış açısı ile ilgili konuşan Gülan, “Fatih Projesi kapsamında devlet okullarına akıllı tahtalar verilirken, internet hizmeti sunuldu. Öğrencilere ise tabletler dağıtıldı. Özel okulların tahta ve internet hizmetini karşılaması gerekiyor. Ama tablet bir kitap gibidir. Eğer devlet tüm öğrencilerine tablet veriyorsa özel okul öğrencilerine de tablet verilmesi gerekiyordu. Burada iyi niyet önemli. Özel okullar akıllı tahta kurmak zorunda. Ama özel okullara tablet verilirse biz de içerik olarak zenginleştirme yaparız. Bir ülkede öğrencileri a, b, c diye sınıflandırılamazsınız. Eğer devlet bir şeyi dağıtıyorsa çocuklar arasında ayrım yapmamalı. Benim beş çocuğum varsa onlar arasında ayrım yapmam. Hepsi benim için eşittir. Devlette baba gibi olduğu için çocuklar arasında ayrım yapmamalı. Eğitim ticaret değil gönül işidir” dedi.

Fatih Projesi’nin gerçekleştirildiği pilot il olan Kocaeli ile ilgili ilginç bir iddia ortaya atan Gülan, “Dünyanın en güzel mutfağını kurabilirsiniz. En iyi en kaliteli malzemeyi alabilirsiniz. O yemeği yapmak için en iyi aşçıyı da bulursunuz. Ama o aşçının mutfağı tanıması gerekiyor. Yani tahtaları, en iyi tabletleri ve bilgisayarları alabilirsiniz ama öğretmen kullanamıyorsa zaman kaybıdır. Bu durum eğitimin kalitesinin düşmesine yol açar. Resmi bilgi değil ama dedikodu ve kanaat söylemek istiyorum. Kocaeli Fatih Projesi’nde pilot ildir. Orada tablet değil dizüstü bilgisayar verilmiş. Kocaeli ilinde sayısal verilere göre eğitim yüzde 5-10 oranında geriye gitti. Bu dedikoduda geçen sadece üniversite başarısıysa, ben bunu çok gerçekçi bulmuyorum” diye konuştu.

Dersahanelerin kapatılarak özel okula dönüştürülmesinin gündeme geldiğini ve bu durumun kaliteyi düşüreceğini belirten Gülan, “Milli Eğitim Bakanlığı verilerine göre özel okulların yüzde 35’i boş. Bir de dershaneler okullara çevrilirse, okullar öğrencileri birbirinden çalacaktır. O çalacak, siz çalacaksınız, kalite düşecek” dedi.

Son Güncelleme: Cuma, 29 Mart 2013 08:25

Gösterim: 1766

Fen-Edebiyat fakültelerinden mezun olanların istihdam sorununa çözüm bulundu. Maliye Bakanlığı, fen ve edebiyat fakültelerinin matematik, istatistik, fizik, kimya, biyoloji, bölümlerinden mezun olanlara maliye müfettişi olabilmesi için yeni bir düzenleme yaptı.

Maliye’nin Hesap Uzmanları ve Maliye Teftiş Kurulu başta olmak üzere köklü kurullarını ortadan kaldıran Maliye Bakanlığı, yeni dönemde öğretmen olamayanları da maliye müfettişi yapacak.

Maliye Bakanlığı’nın dünkü Resmi Gazete’de Vergi Denetim Kurulu Yönetmeliğinde değişiklik yaptığı değişiklikle, fizik, kimya ve biyoloji öğretmenleri vergi müfettişliği yapabilecek. Yönetmelik değişikliğiyle bugüne kadar Siyasal Bilgiler, İktisat, İşletme, İktisadi ve İdari Bilimler Fakültelerinden alınarak yetiştirilen müfettişler için artık böyle bir şart aranmayacak. Yönetmelikte yapılan değişiklikle Fen ve edebiyat fakültelerinin matematik, istatistik, fizik, kimya, biyoloji, fen bilimleri ile fen ve teknoloji bölümlerinden ya da bunlara denkliği yükseköğretim kurulu’nca kabul edilen yurt içi ve yurt dışındaki öğretim kurumlarından birini bitirenler de vergi müfettişi olabilecekler. Öte yandan kadroların yüzde 25′i de bu bölüm mezunlarına ayrılacak.

ÖSYM sınav yapacak

Yapılan yönetmelik değişikliğiyle ayrıca sınav kurulunda yer alan vergi müfettişlerinin ”en az 8 yıl” görev yapmış olmaları şartı da kaldırıldı. Bundan sonra Vergi Müfettişliğiyle ilgili sınavın yazılı kısmı, ÖSYM’ye yaptırılacak. Ayrıca Vergi müfettişliği sınavına ikinci kez katılabilme olanağı da getirildi. Üstelik sözlü sınavın, yazılı sınav konularından yapılması şartı da yürürlükten kaldırıldı.

5 bin kişi alınacağı belirtiliyor

Öte yandan dün Maliye Bakanlığı koridorlarına, bakanlığın sözkonusu yönetmelik değişikliğiyle 5.000 bin kişiyi işe alacağı iddiası yayılınca ortalık hareketlendi. Bakanlıktan bu konuda resmi bir açıklama yapılmazken, iddia doğrulanmadı. Ancak bazı Maliye yetkilileri sayının 5 bine ulaşmasa da bu yılın sonuna kadar çok sayıda vergi müfettişi alınacağının doğru olduğunu söylediler.

> Fen-edebiyat mezunlarına maliye müfettişi kadrosu

Fen-Edebiyat fakültelerinden mezun olanların istihdam sorununa çözüm bulundu. Maliye Bakanlığı, fen ve edebiyat fakültelerinin matematik, istatistik, fizik, kimya, biyoloji, bölümlerinden mezun olanlara maliye müfettişi olabilmesi için yeni bir düzenleme yaptı.

Maliye’nin Hesap Uzmanları ve Maliye Teftiş Kurulu başta olmak üzere köklü kurullarını ortadan kaldıran Maliye Bakanlığı, yeni dönemde öğretmen olamayanları da maliye müfettişi yapacak.

Maliye Bakanlığı’nın dünkü Resmi Gazete’de Vergi Denetim Kurulu Yönetmeliğinde değişiklik yaptığı değişiklikle, fizik, kimya ve biyoloji öğretmenleri vergi müfettişliği yapabilecek. Yönetmelik değişikliğiyle bugüne kadar Siyasal Bilgiler, İktisat, İşletme, İktisadi ve İdari Bilimler Fakültelerinden alınarak yetiştirilen müfettişler için artık böyle bir şart aranmayacak. Yönetmelikte yapılan değişiklikle Fen ve edebiyat fakültelerinin matematik, istatistik, fizik, kimya, biyoloji, fen bilimleri ile fen ve teknoloji bölümlerinden ya da bunlara denkliği yükseköğretim kurulu’nca kabul edilen yurt içi ve yurt dışındaki öğretim kurumlarından birini bitirenler de vergi müfettişi olabilecekler. Öte yandan kadroların yüzde 25′i de bu bölüm mezunlarına ayrılacak.

ÖSYM sınav yapacak

Yapılan yönetmelik değişikliğiyle ayrıca sınav kurulunda yer alan vergi müfettişlerinin ”en az 8 yıl” görev yapmış olmaları şartı da kaldırıldı. Bundan sonra Vergi Müfettişliğiyle ilgili sınavın yazılı kısmı, ÖSYM’ye yaptırılacak. Ayrıca Vergi müfettişliği sınavına ikinci kez katılabilme olanağı da getirildi. Üstelik sözlü sınavın, yazılı sınav konularından yapılması şartı da yürürlükten kaldırıldı.

5 bin kişi alınacağı belirtiliyor

Öte yandan dün Maliye Bakanlığı koridorlarına, bakanlığın sözkonusu yönetmelik değişikliğiyle 5.000 bin kişiyi işe alacağı iddiası yayılınca ortalık hareketlendi. Bakanlıktan bu konuda resmi bir açıklama yapılmazken, iddia doğrulanmadı. Ancak bazı Maliye yetkilileri sayının 5 bine ulaşmasa da bu yılın sonuna kadar çok sayıda vergi müfettişi alınacağının doğru olduğunu söylediler.

Son Güncelleme: Perşembe, 28 Mart 2013 12:24

Gösterim: 3039

Avrupa Birliği, öğrenci ve bilim insanlarının Avrupa'ya gelmelerini sağlayacak yeni bir yasa tasarısını hayata geçirmeye hazırlanıyor. Tasarı parlamento tarafından kabul edilirse öğrencilerin eğitim amaçlı Avrupa ülkelerine giriş ve oturma izni alması kolaylaşacak, geçimlerini sağlamak amacıyla çalışmalarına olanak sağlanacak.

Bahçeşehir Üniversitesi Mütevelli Heyeti Başkanı Enver Yücel'in hem Berlin kampusu açılışı hem de Avrupa Parlamentosu'nda yaptığı çağrı yerini buldu. Avrupa'da eğitim görmek isteyen Türk öğrencilere getirilen vize kısıtlamalarının kaldırılması konusunda girişimlerde bulunan ve bu konuda geçtiğimiz ay Avrupa Parlamentosu'nda bir konuşma gerçekleştiren Yücel'in talepleri hayata geçiriliyor. Avrupa Birliği Komisyonu'nun İçişlerinden Sorumlu Komiseri Cecilia Malmström tarafından kamuoyuyla paylaşılan yasa tasarısı öğrencilere daha esnek seyahat, vize ve oturma izni verilmesini kapsıyor. Yeni yasa tasarısına göre, öğrencilere oturma izni verilip verilmeyeceğine en fazla 60 gün içerisinde karar verilmesi öngörülüyor.

Ayrıca öğrencilere eğitimlerini finanse edebilmeleri için haftada en az 20 saat çalışma izni verilmesi planlanıyor.

"Bu vize anlamsız"

Bahçeşehir Üniversitesi Berlin Kampusu açılışında konuyu gündeme getiren ve vize konusunda yaşanan sıkıntıları Avrupa Parlamentosu'na taşıyarak Şubat ayında Parlamento üyelerine seslenen Enver Yücel "Avrupa Birliği ülkelerinde öğrenci ve bilim insanlarına karşı uygulanan bu vize geliyor. Öğrenciler üç ay eğitim gördükten sonra mutlaka ülkelerine geri gitmek zorunda kalıyorlar.

Dünyada artık bu anlayış olmamalı. Bunu el birliği ile aşmamız lazım" demiş ve Avrupa Parlamentosu'nu bu konuda göreve davet etmişti. Konuyu Alman Yeşiller Partisi Eş Başkanı Claudia Roth'a da ileten Enver Yücel yaşanan sıkıntıyı "Berlin'e kampus açtık. Öğrencilerimizin farklı dönemlerde Berlin'de eğitim almasını planlıyoruz ama Alman makamları öğrencilerimize en fazla üç ay vize veriyor. Bunun değişmesini istiyoruz" şeklinde ifade etmişti.

Avrupa Parlamentosu ve yetkilileri ile yapılan görüşmeler sonucunda olumlu gelişmelerin gündeme gelmesinden dolayı son derece memnun olduklarını ifade eden Bahçeşehir Üniversitesi Mütevelli Heyeti Başkanı Enver Yücel; "Eğitimde sınırların kaldırılması gerektiğini her yerde söylüyoruz. Bu yüzyılda eğitim almak isteyen öğrenciye, bilim insanına sınırlı vize hakkı tanınması kabul edilebilir değil. Şimdi Avrupa Parlamentosu bu konuda pozitif adımlar atıyor. Umut ediyorum ki bu girişimler olumlu sonuçlanacak ve Türk öğrencilerine ve bilim insanlarına Avrupa'da diledikleri kadar araştırma, çalışma ve eğitim hakkı tanınacaktır" dedi.

Tasarı neleri kapsıyor?

Avrupa Parlamentosu'na sunulan tasarıda eğitim ya da araştırma projeleri sona eren bilim insanı ve öğrencilerin iş fırsatlarını değerlendirebilmeleri için 12 ay daha Avrupa'da kalmalarına izin verilmesi de yasa tasarısı kapsamında yer alıyor. Ayrıca bilim insanlarının aileleriyle birlikte başka bir AB üyesi ülkeye taşınmasının kolaylaştırılması da planlanan kolaylıklar arasında. Yasa tasarısı çocuk bakıcısı olarak Avrupa Birliği ülkelerine gelen gençleri ve ücretli stajyerleri de kapsıyor. Avrupa Birliği Komisyonu üyesi Malmström'un sözcüsü, "AB'nin imajını uluslararası bir mükemmeliyet merkezi olarak iyileştirmek kendi çıkarınadır" ifadelerini kullandı. AB'ye yılda 220 bin öğrenci, bilim insanı ve stajyer geliyor. Yeni yasa tasarısının yürürlüğe girebilmesi için AB hükümetleri ve Avrupa Parlamentosu'nun kararı bekleniyor.

> Avrupa’da vizesiz eğitim için tarihi adım

Avrupa Birliği, öğrenci ve bilim insanlarının Avrupa'ya gelmelerini sağlayacak yeni bir yasa tasarısını hayata geçirmeye hazırlanıyor. Tasarı parlamento tarafından kabul edilirse öğrencilerin eğitim amaçlı Avrupa ülkelerine giriş ve oturma izni alması kolaylaşacak, geçimlerini sağlamak amacıyla çalışmalarına olanak sağlanacak.

Bahçeşehir Üniversitesi Mütevelli Heyeti Başkanı Enver Yücel'in hem Berlin kampusu açılışı hem de Avrupa Parlamentosu'nda yaptığı çağrı yerini buldu. Avrupa'da eğitim görmek isteyen Türk öğrencilere getirilen vize kısıtlamalarının kaldırılması konusunda girişimlerde bulunan ve bu konuda geçtiğimiz ay Avrupa Parlamentosu'nda bir konuşma gerçekleştiren Yücel'in talepleri hayata geçiriliyor. Avrupa Birliği Komisyonu'nun İçişlerinden Sorumlu Komiseri Cecilia Malmström tarafından kamuoyuyla paylaşılan yasa tasarısı öğrencilere daha esnek seyahat, vize ve oturma izni verilmesini kapsıyor. Yeni yasa tasarısına göre, öğrencilere oturma izni verilip verilmeyeceğine en fazla 60 gün içerisinde karar verilmesi öngörülüyor.

Ayrıca öğrencilere eğitimlerini finanse edebilmeleri için haftada en az 20 saat çalışma izni verilmesi planlanıyor.

"Bu vize anlamsız"

Bahçeşehir Üniversitesi Berlin Kampusu açılışında konuyu gündeme getiren ve vize konusunda yaşanan sıkıntıları Avrupa Parlamentosu'na taşıyarak Şubat ayında Parlamento üyelerine seslenen Enver Yücel "Avrupa Birliği ülkelerinde öğrenci ve bilim insanlarına karşı uygulanan bu vize geliyor. Öğrenciler üç ay eğitim gördükten sonra mutlaka ülkelerine geri gitmek zorunda kalıyorlar.

Dünyada artık bu anlayış olmamalı. Bunu el birliği ile aşmamız lazım" demiş ve Avrupa Parlamentosu'nu bu konuda göreve davet etmişti. Konuyu Alman Yeşiller Partisi Eş Başkanı Claudia Roth'a da ileten Enver Yücel yaşanan sıkıntıyı "Berlin'e kampus açtık. Öğrencilerimizin farklı dönemlerde Berlin'de eğitim almasını planlıyoruz ama Alman makamları öğrencilerimize en fazla üç ay vize veriyor. Bunun değişmesini istiyoruz" şeklinde ifade etmişti.

Avrupa Parlamentosu ve yetkilileri ile yapılan görüşmeler sonucunda olumlu gelişmelerin gündeme gelmesinden dolayı son derece memnun olduklarını ifade eden Bahçeşehir Üniversitesi Mütevelli Heyeti Başkanı Enver Yücel; "Eğitimde sınırların kaldırılması gerektiğini her yerde söylüyoruz. Bu yüzyılda eğitim almak isteyen öğrenciye, bilim insanına sınırlı vize hakkı tanınması kabul edilebilir değil. Şimdi Avrupa Parlamentosu bu konuda pozitif adımlar atıyor. Umut ediyorum ki bu girişimler olumlu sonuçlanacak ve Türk öğrencilerine ve bilim insanlarına Avrupa'da diledikleri kadar araştırma, çalışma ve eğitim hakkı tanınacaktır" dedi.

Tasarı neleri kapsıyor?

Avrupa Parlamentosu'na sunulan tasarıda eğitim ya da araştırma projeleri sona eren bilim insanı ve öğrencilerin iş fırsatlarını değerlendirebilmeleri için 12 ay daha Avrupa'da kalmalarına izin verilmesi de yasa tasarısı kapsamında yer alıyor. Ayrıca bilim insanlarının aileleriyle birlikte başka bir AB üyesi ülkeye taşınmasının kolaylaştırılması da planlanan kolaylıklar arasında. Yasa tasarısı çocuk bakıcısı olarak Avrupa Birliği ülkelerine gelen gençleri ve ücretli stajyerleri de kapsıyor. Avrupa Birliği Komisyonu üyesi Malmström'un sözcüsü, "AB'nin imajını uluslararası bir mükemmeliyet merkezi olarak iyileştirmek kendi çıkarınadır" ifadelerini kullandı. AB'ye yılda 220 bin öğrenci, bilim insanı ve stajyer geliyor. Yeni yasa tasarısının yürürlüğe girebilmesi için AB hükümetleri ve Avrupa Parlamentosu'nun kararı bekleniyor.

Son Güncelleme: Perşembe, 28 Mart 2013 17:55

Gösterim: 2127

Geçtiğimiz Pazar günü 2 milyona yakın adayın girdiği Yükseköğretime Geçiş Sınavı’nda (YGS) çıkan hatalı sorularla ilgili olarak ÖSYM’nin bilirkişi raporu beklediği belirtildi.

2012 YGS’de 26. coğrafya soru ile 30. matematik sorularının hatalı olduğu iddiaları üzerine ÖSYM tarafından bu sorular hakkında üniversitelerden rapor istediği belirtildi.

Uzmanlar ne düşünüyor?

Uzmanlar YGS’de coğrafya 26’ncı ve matematik testi 30’uncu soruda hata olduğunu iddia ediyor. Bu soruların öğrencilerin kafasını karıştırıp, yanlış yönlendirdiğini iddia eden eğitimciler, “İfade hatası nedeniyle öğrenciler sınavda zor durumda kaldı” dedi.

Diğer yorumlar için tıklayın

> YGS’deki hatalı sorular iptal edilecek mi?

Geçtiğimiz Pazar günü 2 milyona yakın adayın girdiği Yükseköğretime Geçiş Sınavı’nda (YGS) çıkan hatalı sorularla ilgili olarak ÖSYM’nin bilirkişi raporu beklediği belirtildi.

2012 YGS’de 26. coğrafya soru ile 30. matematik sorularının hatalı olduğu iddiaları üzerine ÖSYM tarafından bu sorular hakkında üniversitelerden rapor istediği belirtildi.

Uzmanlar ne düşünüyor?

Uzmanlar YGS’de coğrafya 26’ncı ve matematik testi 30’uncu soruda hata olduğunu iddia ediyor. Bu soruların öğrencilerin kafasını karıştırıp, yanlış yönlendirdiğini iddia eden eğitimciler, “İfade hatası nedeniyle öğrenciler sınavda zor durumda kaldı” dedi.

Diğer yorumlar için tıklayın

Son Güncelleme: Perşembe, 28 Mart 2013 15:50

Gösterim: 2947


Egitimtercihi.com
5846 Sayılı Telif Hakları Kanunu gereğince, bu sitede yer alan yazı, fotoğraf ve benzeri dokümanlar, izin alınmadan ve kaynak gösterilmeden kesinlikle kullanılamaz. Bilgilerin doğru yansıtılması için her türlü özen gösterilmiş olmakla birlikte olası yayın hatalarından site yönetimi ve editörleri sorumlu tutulamaz.