Aradığınız sayfa bulunamıyor, lütfen kategori listesinden ulaşmayı deneyiniz.

CHP Grup Başkanvekili Akif Hamzaçebi:  Komisyonda iç tüzüğe aykırı hareket edildi. Meclis Başkanı, teklifi komisyona iade etmeli.Milli Eğitim Komisyonu'nda yaşanan gerginliği anlatan ve 4+4+4 eğitim modeline yönelik eleştirilerini dile getiren Hamzaçebi, cumhurbaşkanlığı seçimi ve 2B yasası ile ilgili de değerlendirmelerde bulundu.

BANT APARATINI BAŞKAN'A FIRLATMADIM

"Böyle bir olayla (bant aparatı atması) anılmayı istemem ama olayı bütün açıklığıyla ifade etmek isterim. O gün Mili Eğitim Komisyonu'nda 4+4+4 teklifinin görüşüleceği gün grup başkanvekilleri ve milletvekili arkadaşlarımızla komisyona gittik. Ama komisyon olağanüstü ölçüde milletvekili sayısıyla AKP'li arkadaşlar tarafından doldurulmuştu. Bize ayrılan 4 tane koltuk gördük. Hıncahınç ölçüde o koltukların arka tarafları, ön tarafları AKP'li milletvekilleri tarafından dolduruldu. Komisyon üyesi arkadaşlarımızdan 4-5 üye salona girdiği zaman ilerleme imkanı olmadı. Başkanlık divanının önünde çok sayıda AKP'li milletvekili var. Onlar da kendilerine göre başkanlık divanını korumaya almışlar. Böyle bir ortamda gerilim yaşanıyor. Her an kötü şeyler olabilir, sükunet gerekiyor. Fakat oradaki AKP'li grup başkanvekili arkadaş, konuşmaları duymuyorum ama, başkanla diyalog içinde. Böyle bir ortamda Komisyon Başkanı görüşmeleri başlattı. Milletvekili arkadaşlarımız yerlerde, sonradan Engin Altay olduğunu öğreniyorum, tekmeleniyor. Böyle bir ortamda görüşmelere başlayınca ben de bunun doğru olmadığını ifade etmek için başkanlık divanına yürüdüm. Sesimi de duyuramıyorum. 'Sayın Başkan' diye sesleniyorum, önümde bir duvar var. Biri de beni iteliyor, tanımıyorum, 'Ben milletvekiliyim' diyor. Koruma zannettim ilkin. Milletvekilleri kendilerine göre bir önlem almışlar. AKP'li başkanvekili beni görüyor ama çabama destek vermiyor. Sayın Başkan diye seslendikçe genç milletvekili beni engelliyor. Hatta hoş olmayan sözler de sarf ediyor. Hâlâ başkana sesleniyorum. Ama Başkan, teklif metnini okuyor, nE dediği anlaşılmıyor. Sayın Başkan'ın önüne iç tüzüğü bıraktım, amacım beni fark etmesini sağlamaktı. İç tüzük, 'Kavga gürültü var ise komisyon başkanı görüşmeyi başlatmaz' diyor. Orada plastik bir bant aparatı var. Sayın Komisyon Başkanı bunun 300-400 gram olduğunu söyledi, Meclis Başkanı yarım kiloya, Başbakan da bir kiloya çıkardı. Ben, 'Beni fark et' anlamında barikatın üzerinden Sayın Başkan'ın önündeki masaya attım. Bütün samimiyetimle söylüyorum. Sayın Başkan'ı hedef almadım. Sayın Komisyon Başkanı olayı kendince anlattı. Olay tamamen benim anlattığım gibidir. 'Bundan mutlu oldunuz mu' derseniz, tabii ki mutlu olmadım."

HUKUKSUZLUĞU BANT APARATIYLA ÖRTMEYE ÇALIŞIYORLAR
"Orada büyük bir hukuksuzluk yaşanıyor. Bırakalım, gerilimli ortamda Komisyon Başkanı'nın oturumu durdurması gerektiğini, bizim hiçbir temsilcimize söz hakkı verilmedi. İç tüzük 29. maddesine göre, komisyonlarda istem sırasına göre söz verilir. Çok uzadığı için görüşmeler, konuşmaları sınırlandırıyorlar. Sayın Başkan kendi oylattığı önergeye bile uymuyor. 7 kere söz talebi var, benim ve arkadaşlarımın yazılı söz talepleri var. Bu kadar hukuksuzluk yaşanmışken, bu hukuksuzluğu bir bant aparatıyla örtmeye çalışmak samimiyetle bağdaşmaz. 


Bu, aynı zamanda anayasaya da aykırı. Milletvekilleri yasama görevini yapacak. Milletvekili görüşünü ifade etmek zorundadır. Bu yapılmadığı zaman açık bir şekilde anayasaya aykırılık vardır. Meclis başkanları daha önce 4 kez iç tüzüğe aykırı olduğu gerekçesiyle yasaları komisyona iade etti." 


128 SAAT DAHA KONUŞMAMIZ LAZIMDI
"8 yıllık kesintisiz eğitim konuşulurken bugün AKP'de olup o gün RP'de olan milletvekilleri o gün tasarıya karşı konuşuyorlardı. O tasarı 11 maddelik bir tasarı ve 93 saat konuşulmuş. Şimdiki teklif, 26 madde ve 91 saat konuşulmuş. O süreye göre bugün 128 saat daha görüşmek gerekir ki, 97 yılındaki süreyi tutturalım. 'CHP
 çok konuşuyor' şeklindeki eleştiri 'Biz olursak konuşuruz, CHP olursa konuşmaz' demektir. Bir milletvekili 12 saat konuşmuş ama bir milletvekili 10 dakika konuşmuş. Toplam süre 91 saat... Demokratik olmayan bir tutum var. Bunu kimse milletin gözünden kaçırmamalı. Milletvekilinin yapacağı şey konuşmaktır. Bir yandan görüşümüzü ifade ederken bir yandan milleti dahil etmek... Bize verilen imkan içinde demokratik bir şekilde milleti sürece ortak etmek istiyoruz."

> Hamzaçebi:4+4+4 eğitime yönelik eleştirilerini söyledi

CHP Grup Başkanvekili Akif Hamzaçebi:  Komisyonda iç tüzüğe aykırı hareket edildi. Meclis Başkanı, teklifi komisyona iade etmeli.Milli Eğitim Komisyonu'nda yaşanan gerginliği anlatan ve 4+4+4 eğitim modeline yönelik eleştirilerini dile getiren Hamzaçebi, cumhurbaşkanlığı seçimi ve 2B yasası ile ilgili de değerlendirmelerde bulundu.

BANT APARATINI BAŞKAN'A FIRLATMADIM

"Böyle bir olayla (bant aparatı atması) anılmayı istemem ama olayı bütün açıklığıyla ifade etmek isterim. O gün Mili Eğitim Komisyonu'nda 4+4+4 teklifinin görüşüleceği gün grup başkanvekilleri ve milletvekili arkadaşlarımızla komisyona gittik. Ama komisyon olağanüstü ölçüde milletvekili sayısıyla AKP'li arkadaşlar tarafından doldurulmuştu. Bize ayrılan 4 tane koltuk gördük. Hıncahınç ölçüde o koltukların arka tarafları, ön tarafları AKP'li milletvekilleri tarafından dolduruldu. Komisyon üyesi arkadaşlarımızdan 4-5 üye salona girdiği zaman ilerleme imkanı olmadı. Başkanlık divanının önünde çok sayıda AKP'li milletvekili var. Onlar da kendilerine göre başkanlık divanını korumaya almışlar. Böyle bir ortamda gerilim yaşanıyor. Her an kötü şeyler olabilir, sükunet gerekiyor. Fakat oradaki AKP'li grup başkanvekili arkadaş, konuşmaları duymuyorum ama, başkanla diyalog içinde. Böyle bir ortamda Komisyon Başkanı görüşmeleri başlattı. Milletvekili arkadaşlarımız yerlerde, sonradan Engin Altay olduğunu öğreniyorum, tekmeleniyor. Böyle bir ortamda görüşmelere başlayınca ben de bunun doğru olmadığını ifade etmek için başkanlık divanına yürüdüm. Sesimi de duyuramıyorum. 'Sayın Başkan' diye sesleniyorum, önümde bir duvar var. Biri de beni iteliyor, tanımıyorum, 'Ben milletvekiliyim' diyor. Koruma zannettim ilkin. Milletvekilleri kendilerine göre bir önlem almışlar. AKP'li başkanvekili beni görüyor ama çabama destek vermiyor. Sayın Başkan diye seslendikçe genç milletvekili beni engelliyor. Hatta hoş olmayan sözler de sarf ediyor. Hâlâ başkana sesleniyorum. Ama Başkan, teklif metnini okuyor, nE dediği anlaşılmıyor. Sayın Başkan'ın önüne iç tüzüğü bıraktım, amacım beni fark etmesini sağlamaktı. İç tüzük, 'Kavga gürültü var ise komisyon başkanı görüşmeyi başlatmaz' diyor. Orada plastik bir bant aparatı var. Sayın Komisyon Başkanı bunun 300-400 gram olduğunu söyledi, Meclis Başkanı yarım kiloya, Başbakan da bir kiloya çıkardı. Ben, 'Beni fark et' anlamında barikatın üzerinden Sayın Başkan'ın önündeki masaya attım. Bütün samimiyetimle söylüyorum. Sayın Başkan'ı hedef almadım. Sayın Komisyon Başkanı olayı kendince anlattı. Olay tamamen benim anlattığım gibidir. 'Bundan mutlu oldunuz mu' derseniz, tabii ki mutlu olmadım."

HUKUKSUZLUĞU BANT APARATIYLA ÖRTMEYE ÇALIŞIYORLAR
"Orada büyük bir hukuksuzluk yaşanıyor. Bırakalım, gerilimli ortamda Komisyon Başkanı'nın oturumu durdurması gerektiğini, bizim hiçbir temsilcimize söz hakkı verilmedi. İç tüzük 29. maddesine göre, komisyonlarda istem sırasına göre söz verilir. Çok uzadığı için görüşmeler, konuşmaları sınırlandırıyorlar. Sayın Başkan kendi oylattığı önergeye bile uymuyor. 7 kere söz talebi var, benim ve arkadaşlarımın yazılı söz talepleri var. Bu kadar hukuksuzluk yaşanmışken, bu hukuksuzluğu bir bant aparatıyla örtmeye çalışmak samimiyetle bağdaşmaz. 


Bu, aynı zamanda anayasaya da aykırı. Milletvekilleri yasama görevini yapacak. Milletvekili görüşünü ifade etmek zorundadır. Bu yapılmadığı zaman açık bir şekilde anayasaya aykırılık vardır. Meclis başkanları daha önce 4 kez iç tüzüğe aykırı olduğu gerekçesiyle yasaları komisyona iade etti." 


128 SAAT DAHA KONUŞMAMIZ LAZIMDI
"8 yıllık kesintisiz eğitim konuşulurken bugün AKP'de olup o gün RP'de olan milletvekilleri o gün tasarıya karşı konuşuyorlardı. O tasarı 11 maddelik bir tasarı ve 93 saat konuşulmuş. Şimdiki teklif, 26 madde ve 91 saat konuşulmuş. O süreye göre bugün 128 saat daha görüşmek gerekir ki, 97 yılındaki süreyi tutturalım. 'CHP
 çok konuşuyor' şeklindeki eleştiri 'Biz olursak konuşuruz, CHP olursa konuşmaz' demektir. Bir milletvekili 12 saat konuşmuş ama bir milletvekili 10 dakika konuşmuş. Toplam süre 91 saat... Demokratik olmayan bir tutum var. Bunu kimse milletin gözünden kaçırmamalı. Milletvekilinin yapacağı şey konuşmaktır. Bir yandan görüşümüzü ifade ederken bir yandan milleti dahil etmek... Bize verilen imkan içinde demokratik bir şekilde milleti sürece ortak etmek istiyoruz."

Son Güncelleme: Cumartesi, 17 Mart 2012 11:02

Gösterim: 1745

Diyarbakır'da daha önce çalışanlarına ve vatandaşlara yönelik Kürtçe kurs veren BDP'li merkez Sur İlçesi Belediyesi bu kez Ermenice dil kursu başlattı. Belediye Başkanı Abdullah Demirbaş, "Farklı dillerde eğitim görmek bu ülkeyi bütünleştirir" dedi.

Diyarbakır’da daha önce ’çok dilli’ belediyecilik yapan Sur Belediyesi, bir süre önce çalışanlarına ve vatandaşlara verdiği Kürtçe dil kursundan sonra, şimdi de Diyarbakır Ermeni Cemaat Vakfı, Kürt Dili Araştırma ve Geliştirme Derneği (Kürdi-Der) işbirliğiyle Ermenice dil kursu başlattı. Kürt Dili Araştırma ve Geliştirme Derneği’ndeki bir odada İstanbul’daki Ermeni cemaatinin gönderdiği gönüllü öğretmen Fikri Çalış tarafından haftanın dört günü verilen kurslara, aralarında çocuklar ve yaşlılarında bulunduğu 40 kişi katılıyor.

 Ermenice kursu başlatan ve kursiyerlerle sohbet eden Sur Belediye Başkanı Abdullah Demirbaş, çok dilli belediyecilik hizmetleriyle ilgili çalışmalarının devam ettiğini söyledi. Demirbaş, şöyle dedi:
 

 "Biz çok dilli belediyleciliği esas alan bir yaklaşım içindeyiz. Biz kendimiz için ne istiyorsak bizim dışımızdakilere de aynısını istiyoruz. Bu demokrasinin olmazsa olmazıdır. Dolayısıyla ben Kürtlere ana dilde eğitim hakkı istiyorsam, bunu Ermeni, Süryani ve diğer halklar için de istiyorum. Daha önce Kürtçe kurs verdik. Şimdi Ermenice kurs, daha sonra da Süryanice kurs vermeyi düşünüyoruz."
(radikal) 

> Belediyeden Ermenice kursu

Diyarbakır'da daha önce çalışanlarına ve vatandaşlara yönelik Kürtçe kurs veren BDP'li merkez Sur İlçesi Belediyesi bu kez Ermenice dil kursu başlattı. Belediye Başkanı Abdullah Demirbaş, "Farklı dillerde eğitim görmek bu ülkeyi bütünleştirir" dedi.

Diyarbakır’da daha önce ’çok dilli’ belediyecilik yapan Sur Belediyesi, bir süre önce çalışanlarına ve vatandaşlara verdiği Kürtçe dil kursundan sonra, şimdi de Diyarbakır Ermeni Cemaat Vakfı, Kürt Dili Araştırma ve Geliştirme Derneği (Kürdi-Der) işbirliğiyle Ermenice dil kursu başlattı. Kürt Dili Araştırma ve Geliştirme Derneği’ndeki bir odada İstanbul’daki Ermeni cemaatinin gönderdiği gönüllü öğretmen Fikri Çalış tarafından haftanın dört günü verilen kurslara, aralarında çocuklar ve yaşlılarında bulunduğu 40 kişi katılıyor.

 Ermenice kursu başlatan ve kursiyerlerle sohbet eden Sur Belediye Başkanı Abdullah Demirbaş, çok dilli belediyecilik hizmetleriyle ilgili çalışmalarının devam ettiğini söyledi. Demirbaş, şöyle dedi:
 

 "Biz çok dilli belediyleciliği esas alan bir yaklaşım içindeyiz. Biz kendimiz için ne istiyorsak bizim dışımızdakilere de aynısını istiyoruz. Bu demokrasinin olmazsa olmazıdır. Dolayısıyla ben Kürtlere ana dilde eğitim hakkı istiyorsam, bunu Ermeni, Süryani ve diğer halklar için de istiyorum. Daha önce Kürtçe kurs verdik. Şimdi Ermenice kurs, daha sonra da Süryanice kurs vermeyi düşünüyoruz."
(radikal) 

Son Güncelleme: Cuma, 16 Mart 2012 16:11

Gösterim: 1834

Mesleki eğitimin yüzde 65’lere çıkarılması gerektiğini belirten Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanı Nihat Ergün, bunun için çalışmalarını hızlandırdıklarını söyledi.
nihat_ergunÜlkemizde meslek liselerinin değer kaybettiğine de dikkat çeken Bakan Ergün, şunları söyledi: "Osmaniye OSB'deki Meslek Lisesi inşaatı biran önce bitmelidir. Önümüzdeki eğitim öğretim yılına yetiştirelim. Diğer yandan OSB'lerle üniversitelerin de iç içe olması lazım. Üniversite ile Sanayi işbirliğini önemsiyoruz. Birbirini anlayabilen sanayici ve akademisyenler ortaya çıkarmaya çalışıyoruz. Mesleki eğitimimiz maalesef geçmişteki yanlış uygulamalar nedeniyle büyük tahribat gördü. Meslek Liseleri ve öğrenci sayısı azaldı, kalite düştü. Okula giden çocuklar bile hiçbir şey öğrenmeden çıkan öğrenciler haline geldi. Böyle olunca da sanayici kendi elemanını kendisi yetiştirmek yoluna yönelmek zorunda kaldı. Ülkemizde lise eğitiminin yüzde 65'inin Mesleki Liseleri olması gerekir. Bu yüzde 35'lere kadar düşmüş ve iyi öğretmenler de bu okullarımızdan kaçmıştı. İyi öğretmen, iyi öğrenci olmazsa o okuldan iyi talebe yetişir mi? Biraz harman olacak. Hep iyi öğrencilerin olduğu okul da tek başına yeterli değildir. Türkiye'deki tüm OSB'lerin içerisine Meslek Liseleri, yüksek okullar hatta fakülteler kuracağız. Bu konuda çalışmalarımızı hızlandırıyoruz. Hatta bunun da önüne geçerek özel sektörün Meslek Liseleri kurmasına imkan veren teşvik modelleri getireceğiz."
Bakan Ergün, OSB'de çalışan bayan işçiler için de mutlaka kreş açılması gerektiğini bildirdi.

> İYİ öğretmen olmazsa İYİ öğrenci olur mu?

Mesleki eğitimin yüzde 65’lere çıkarılması gerektiğini belirten Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanı Nihat Ergün, bunun için çalışmalarını hızlandırdıklarını söyledi.
nihat_ergunÜlkemizde meslek liselerinin değer kaybettiğine de dikkat çeken Bakan Ergün, şunları söyledi: "Osmaniye OSB'deki Meslek Lisesi inşaatı biran önce bitmelidir. Önümüzdeki eğitim öğretim yılına yetiştirelim. Diğer yandan OSB'lerle üniversitelerin de iç içe olması lazım. Üniversite ile Sanayi işbirliğini önemsiyoruz. Birbirini anlayabilen sanayici ve akademisyenler ortaya çıkarmaya çalışıyoruz. Mesleki eğitimimiz maalesef geçmişteki yanlış uygulamalar nedeniyle büyük tahribat gördü. Meslek Liseleri ve öğrenci sayısı azaldı, kalite düştü. Okula giden çocuklar bile hiçbir şey öğrenmeden çıkan öğrenciler haline geldi. Böyle olunca da sanayici kendi elemanını kendisi yetiştirmek yoluna yönelmek zorunda kaldı. Ülkemizde lise eğitiminin yüzde 65'inin Mesleki Liseleri olması gerekir. Bu yüzde 35'lere kadar düşmüş ve iyi öğretmenler de bu okullarımızdan kaçmıştı. İyi öğretmen, iyi öğrenci olmazsa o okuldan iyi talebe yetişir mi? Biraz harman olacak. Hep iyi öğrencilerin olduğu okul da tek başına yeterli değildir. Türkiye'deki tüm OSB'lerin içerisine Meslek Liseleri, yüksek okullar hatta fakülteler kuracağız. Bu konuda çalışmalarımızı hızlandırıyoruz. Hatta bunun da önüne geçerek özel sektörün Meslek Liseleri kurmasına imkan veren teşvik modelleri getireceğiz."
Bakan Ergün, OSB'de çalışan bayan işçiler için de mutlaka kreş açılması gerektiğini bildirdi.

Son Güncelleme: Cuma, 16 Mart 2012 13:55

Gösterim: 2203

AK Parti Grup Başkanvekili Mustafa Elitaş, 4+4+4 yasa teklifinin artık TBMM Genel Kurulu'na inme safhasına geldiğini ve TBMM Başkanı Cemil Çiçek'in komisyon raporunu iade etme konusunda yapacak bir şeyi olmadığını belirterek, Genel Kurul'da kürsü işgaline ise kesinlikle müsaade etmeyeceklerini söyledi.

mustafa_elitasMustafa Elitaş, Meclis'te gazetecilerin sorularını cevaplandırdı. Üçüncü yargı reformuyla 15 bin kişinin tahliye edilebileceği yönündeki haberlerin hatırlatılması üzerinde Elitaş, "Konu alt komisyonda değerlendiriliyor. Ama bakanlık herhalde ölçülerini, etkilerini hesaplamıştır. Burada toplum vicdanını yaralayan yargı süreci içerisindeki tahliyeler önemli. Nasıl ki Nedim Şener, Ahmet Şık'la ilgili konu kamuoyunda çok gündeme getirilip, 'niye böyle tutuklanıyor diye ifade ediliyorsa' o insanları da o şekilde değerlendirmek lazım" dedi. CMK'da kişilerin ne kadar tutuklu kalabilecekleri ile ilgili bir sınırlama getirildiğini ve üst sınırın 10 yıl olduğunu hatırlatan Elitaş, "Bir taraftan tutuklu yargılamayı savunanlar, bir taraftan da tutuksuz yargılamayı savunanlar var. Bazı hukukçular çifte standardı bırakıp hukuk ne emrediyorsa onu söylemeleri gerekir" dedi. "4+4+4 GENEL KURUL SAFHASINA GELMİŞTİR" Bir gazetecinin 4+4+4 ile yeni bir gelişme ve bir uzlaşı olup olmadığını sorması üzerine de Elitaş, "İktidar komisyondaki tavrını belli etmiştir. Biz imzası altında bulunan milletvekili olarak bizim yaptığımız ilk teklifin doğru olduğuna inandık ama parlamentoda komisyon üyelerinin her teklifi değiştirme yetkileri ardır. Nitekim arkadaşlar da bizim teklifimizi kendilerine uygun şekilde düzenlediler. Artık TBMM Genel Kurulu'na inme safhasına gelmiştir. Komisyon raporları yayınladıktan sonra gündeme alınacak. O süreçte eğer muhalefetin herhangi bir şekilde fikri varsa, bunu iktidarla görüşüp ona göre değerlendirmesi gerekir" diye konuştu. Muhalefetin 'kesinlikle uzlaşmayız' dediğini belirten Elitaş, "Yani ne için kim kime gitmiş anlayamadım. Ana muhalefet partisi bize geldiler de uzlaşmadılar havasını veriyor. Aslında ana muhalefet partisinin bu konuda bir fikri varsa bizimle görüşmesi gerekir. Onlar medya ile herhalde istişare ediyorlar. Uzlaşmayız diyorlar. Kiminle uzlaşması gerektiğini önce bilmesi gerekiyor" dedi. CHP'nin 1+8+4 şeklindeki kademeli eğitim sistemi teklifinin nasıl bulduğunun sorulması üzerine de Elitaş, "Son anda ortaya çıkmış, araştırılmamış, incelenmemiş, başkasının verdiği mermiyi namluyu sürüp, tetiğe bakmak demektir" değerlendirmesini yaptı. Bir yandan iktidar, Meclis Başkanı'nın komisyon raporunu iade yetkisi olmadığını belirtirken, Meclis Başkanı Cemil Çiçek'in hala tutanakları okuduğunu ve değerlendirme yaptığını söylediğinin belirtilmesi üzerine de Elitaş, "Meclis Başkanımızın burada yapabilecek hiçbir şeyi yok" dedi. Meclis Başkanı Çiçek'in kamuoyunda yoğun bir şekilde tartışmaya açılan bir konuda tutanakları incelediğini belirten Elitaş, kendilerinin de bu tutanakları incelediğini söyledi. Elitaş, 12 saat konuşan CHP'li milletvekilinin sözünün de en çok CHP'li milletvekilleri tarafından kesildiğini söyledi. CHP'nin kürsüyü işgali ve zorbalıkla konuşmaları engellemesini ise kimsenin tartışmadığını belirten Elitaş, "Komisyon Başkanı'nı susturmak üzere yapılan, yasadışı, etik dışı hareketi kimse eleştirmiyor. Zorbalığı haklılık olarak gösterdiğimiz takdirde demokraside alacağımız daha çok yol var demektir. Bir gazetecinin söylediği gibi sivil zihniyetteki darbecilik ruhunu silmemiz lazım" dedi. İçtüzük görüşülürken, Genel Kurul'da kürsü işgali yapıldığının hatırlatılması ve bu konuda bir önlem alıp almayacaklarının sorulması üzerine Elitaş, "Kürsü işgaline kesinlikle müsaade etmeyiz. Milletin kürsüsünü susturmaya göz yummayız. Hiç kimse kürsü işgaline heveslenmesin" dedi.

> CHP BAŞKASININ MERMİSİNİ NAMLUYA SÜRÜYOR

AK Parti Grup Başkanvekili Mustafa Elitaş, 4+4+4 yasa teklifinin artık TBMM Genel Kurulu'na inme safhasına geldiğini ve TBMM Başkanı Cemil Çiçek'in komisyon raporunu iade etme konusunda yapacak bir şeyi olmadığını belirterek, Genel Kurul'da kürsü işgaline ise kesinlikle müsaade etmeyeceklerini söyledi.

mustafa_elitasMustafa Elitaş, Meclis'te gazetecilerin sorularını cevaplandırdı. Üçüncü yargı reformuyla 15 bin kişinin tahliye edilebileceği yönündeki haberlerin hatırlatılması üzerinde Elitaş, "Konu alt komisyonda değerlendiriliyor. Ama bakanlık herhalde ölçülerini, etkilerini hesaplamıştır. Burada toplum vicdanını yaralayan yargı süreci içerisindeki tahliyeler önemli. Nasıl ki Nedim Şener, Ahmet Şık'la ilgili konu kamuoyunda çok gündeme getirilip, 'niye böyle tutuklanıyor diye ifade ediliyorsa' o insanları da o şekilde değerlendirmek lazım" dedi. CMK'da kişilerin ne kadar tutuklu kalabilecekleri ile ilgili bir sınırlama getirildiğini ve üst sınırın 10 yıl olduğunu hatırlatan Elitaş, "Bir taraftan tutuklu yargılamayı savunanlar, bir taraftan da tutuksuz yargılamayı savunanlar var. Bazı hukukçular çifte standardı bırakıp hukuk ne emrediyorsa onu söylemeleri gerekir" dedi. "4+4+4 GENEL KURUL SAFHASINA GELMİŞTİR" Bir gazetecinin 4+4+4 ile yeni bir gelişme ve bir uzlaşı olup olmadığını sorması üzerine de Elitaş, "İktidar komisyondaki tavrını belli etmiştir. Biz imzası altında bulunan milletvekili olarak bizim yaptığımız ilk teklifin doğru olduğuna inandık ama parlamentoda komisyon üyelerinin her teklifi değiştirme yetkileri ardır. Nitekim arkadaşlar da bizim teklifimizi kendilerine uygun şekilde düzenlediler. Artık TBMM Genel Kurulu'na inme safhasına gelmiştir. Komisyon raporları yayınladıktan sonra gündeme alınacak. O süreçte eğer muhalefetin herhangi bir şekilde fikri varsa, bunu iktidarla görüşüp ona göre değerlendirmesi gerekir" diye konuştu. Muhalefetin 'kesinlikle uzlaşmayız' dediğini belirten Elitaş, "Yani ne için kim kime gitmiş anlayamadım. Ana muhalefet partisi bize geldiler de uzlaşmadılar havasını veriyor. Aslında ana muhalefet partisinin bu konuda bir fikri varsa bizimle görüşmesi gerekir. Onlar medya ile herhalde istişare ediyorlar. Uzlaşmayız diyorlar. Kiminle uzlaşması gerektiğini önce bilmesi gerekiyor" dedi. CHP'nin 1+8+4 şeklindeki kademeli eğitim sistemi teklifinin nasıl bulduğunun sorulması üzerine de Elitaş, "Son anda ortaya çıkmış, araştırılmamış, incelenmemiş, başkasının verdiği mermiyi namluyu sürüp, tetiğe bakmak demektir" değerlendirmesini yaptı. Bir yandan iktidar, Meclis Başkanı'nın komisyon raporunu iade yetkisi olmadığını belirtirken, Meclis Başkanı Cemil Çiçek'in hala tutanakları okuduğunu ve değerlendirme yaptığını söylediğinin belirtilmesi üzerine de Elitaş, "Meclis Başkanımızın burada yapabilecek hiçbir şeyi yok" dedi. Meclis Başkanı Çiçek'in kamuoyunda yoğun bir şekilde tartışmaya açılan bir konuda tutanakları incelediğini belirten Elitaş, kendilerinin de bu tutanakları incelediğini söyledi. Elitaş, 12 saat konuşan CHP'li milletvekilinin sözünün de en çok CHP'li milletvekilleri tarafından kesildiğini söyledi. CHP'nin kürsüyü işgali ve zorbalıkla konuşmaları engellemesini ise kimsenin tartışmadığını belirten Elitaş, "Komisyon Başkanı'nı susturmak üzere yapılan, yasadışı, etik dışı hareketi kimse eleştirmiyor. Zorbalığı haklılık olarak gösterdiğimiz takdirde demokraside alacağımız daha çok yol var demektir. Bir gazetecinin söylediği gibi sivil zihniyetteki darbecilik ruhunu silmemiz lazım" dedi. İçtüzük görüşülürken, Genel Kurul'da kürsü işgali yapıldığının hatırlatılması ve bu konuda bir önlem alıp almayacaklarının sorulması üzerine Elitaş, "Kürsü işgaline kesinlikle müsaade etmeyiz. Milletin kürsüsünü susturmaya göz yummayız. Hiç kimse kürsü işgaline heveslenmesin" dedi.

Son Güncelleme: Cuma, 16 Mart 2012 15:44

Gösterim: 1742

Kayseri'de, arkadaşlık teklifi reddedilen genç, ders sırasında sınıfa girerek sevdiği kızı ekmek bıçağı ile rehin aldı.

Haberin videosu için tıklayın

okulda rehini alındıKayseri'de, arkadaşlık teklifi reddedilen genç, sınıfa girerek sevdiği kızı ekmek bıçağı ile rehin aldı.

Edinilen bilgiye göre, Y.M. (18)'nin, Şaban Fazlıoğlu Kız Meslek ve Teknik Lisesi'nde okuyan 1. sınıf öğrencisi B.N.U. (16)'ya arkadaşlık teklif ettiği ancak olumsuz cevap aldığı öğrenildi. B.N.U.'nun olumsuz cevabı sonrasında kendini kaybeden Y.M. bu sabah ekmek bıçağı ile okula geldi ve ders sırasında sınıfa girerek B.N.U.'yu rehin aldı.

Y.M.'nin B.N.U.'yu rehin alması sonrasında sınıftaki öğrenciler büyük panik yaşarken, okul yönetimi polis ekiplerine ve 112 ekiplerine haber verdi. Kısa sürede okula gelen Asayiş Şube Müdürlüğü ekipleri, Y.M. ile görüşmelere başladı. Yaklaşım 30 dakikalık görüşme sonrasında Y.M. ikna edilerek gözaltına alındı.

Olay sonrasında sınıfta bulunan kız öğrenciler büyük panik yaşarken, bazıları sinir krizleri geçirdi. Öğrencilere olay yerinde bulunan 112 ekipleri müdahale ederken, olayı öğrenen veliler de panik içinde okula akın etti.

Gözaltına alınan Y.M. Kayseri Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde doktor raporu alındıktan sonra ifadesinin alınması için polis merkezine götürüldü.

Olay sonrasında okula gelen İl Milli Eğitim Müdürü İbrahim Ceylan, konu hakkında bilgi alırken, okula çağırılan psikologlar da öğrencileri sakinleştirmek için büyük çaba harcadı.

> Çılgın genç sevdiği kızı sınıfta rehin aldı

Kayseri'de, arkadaşlık teklifi reddedilen genç, ders sırasında sınıfa girerek sevdiği kızı ekmek bıçağı ile rehin aldı.

Haberin videosu için tıklayın

okulda rehini alındıKayseri'de, arkadaşlık teklifi reddedilen genç, sınıfa girerek sevdiği kızı ekmek bıçağı ile rehin aldı.

Edinilen bilgiye göre, Y.M. (18)'nin, Şaban Fazlıoğlu Kız Meslek ve Teknik Lisesi'nde okuyan 1. sınıf öğrencisi B.N.U. (16)'ya arkadaşlık teklif ettiği ancak olumsuz cevap aldığı öğrenildi. B.N.U.'nun olumsuz cevabı sonrasında kendini kaybeden Y.M. bu sabah ekmek bıçağı ile okula geldi ve ders sırasında sınıfa girerek B.N.U.'yu rehin aldı.

Y.M.'nin B.N.U.'yu rehin alması sonrasında sınıftaki öğrenciler büyük panik yaşarken, okul yönetimi polis ekiplerine ve 112 ekiplerine haber verdi. Kısa sürede okula gelen Asayiş Şube Müdürlüğü ekipleri, Y.M. ile görüşmelere başladı. Yaklaşım 30 dakikalık görüşme sonrasında Y.M. ikna edilerek gözaltına alındı.

Olay sonrasında sınıfta bulunan kız öğrenciler büyük panik yaşarken, bazıları sinir krizleri geçirdi. Öğrencilere olay yerinde bulunan 112 ekipleri müdahale ederken, olayı öğrenen veliler de panik içinde okula akın etti.

Gözaltına alınan Y.M. Kayseri Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde doktor raporu alındıktan sonra ifadesinin alınması için polis merkezine götürüldü.

Olay sonrasında okula gelen İl Milli Eğitim Müdürü İbrahim Ceylan, konu hakkında bilgi alırken, okula çağırılan psikologlar da öğrencileri sakinleştirmek için büyük çaba harcadı.

Son Güncelleme: Cuma, 16 Mart 2012 13:33

Gösterim: 2290


Egitimtercihi.com
5846 Sayılı Telif Hakları Kanunu gereğince, bu sitede yer alan yazı, fotoğraf ve benzeri dokümanlar, izin alınmadan ve kaynak gösterilmeden kesinlikle kullanılamaz. Bilgilerin doğru yansıtılması için her türlü özen gösterilmiş olmakla birlikte olası yayın hatalarından site yönetimi ve editörleri sorumlu tutulamaz.