Başarıya Giden Yolda ‘Doğru Tercih’in Önemi
- Ayrıntılar
- Kategori: EĞİTİM Dosyası
- Cuma, 03 Temmuz 2015 14:16 tarihinde oluşturuldu
Lisans Yerleştirme Sınavlarının ardından öğrenciler için tercih dönemi başladı. Temmuzun ilk haftasından yapılacak tercihler için üniversite adaylarının kafasına takılan soruları ve tercihlerde dikkat edilmesi gerekenleri 'dogrutercih.com.tr' web sitesinin uzmanlarına sorduk.
Adaylar tercih listesini nasıl oluşturmalı? Puana mı yoksa sıralamaya göre mi tercih yapmalı?
Tercih listesi oluştururken birçok farklı etkeni değerlendirmeli ve çok dikkatli olunmalıdır. ÖSYM puanları oluştururken birçok faktörü göz önüne alır ve standart sapmalar belirler. Her testteki doğru yanlış sayıları, her sınava giren öğrenci sayısı gibi etkenler çerçevesinde oluşan standart sapmalarında hesaba katılarak oluşturulan puanlar bu nedenle her yıl farklılık gösterir. Bir önceki yıl aynı sıralamaya sahip olan adayın puanı farklı olabilmektedir. O nedenle tercih listeleri oluşturulurken sıralamayı dikkate almak daha akıllıca olacaktır.
Yeni açılan ve taban puanı olmayan bölümlere tercih listesinin neresinde yer vermeli?
Yeni açılan bölüm demek düşük puan ve sıralamaya ile kazanılabilecek bölüm demek değildir. Bu bölümlere tercih listelerinde yer verilirken, farklı bölümlerde benzer taban puana sahip diğer üniversitelerdeki yeni açılan bölümün muadilinin başarı sıraları, hangi üniversitede açıldığı, kontenjanı, yakın-benzer üniversitedeki durumu gibi birçok etkeni de hesaba katmak gerekmektedir. Yeni açılmış ve puanı yok diye tercih listesinin sonuna konulan bölümlere de yerleşme olasılığı düşük olacaktır. Tüm bu kriterlere göre değerlendirme yapılsa da, amaç doğru tercih listesi yapmak ise, yeni açılan bölümler de “istek sırasına göre” ilgili yere yerleştirilmelidir.
ADAY KAZANDIĞINDA SEVİNEMEYECEĞİ PROGRAMLARI LİSTEYE KOYMAMALI
Tercih listesi oluşturulurken hangi kriterler ele alınmalı? Üniversitelerin ve bölümlerin hangi özelliklerine dikkat edilmeli?
Tercih Listesi asla yukarıdan aşağı en büyük puandan en küçük puana sıralanmış rastgele bölümlerden oluşan bir “puan listesi” değildir. Yüksek puanlı bölüm iyi bölüm, iyi kariyer, yüksek maaşlı meslek demek değildir. Tercih edilen yalnızca bir üniversite bölümü gibi de olsa aslında yapılan şey kişinin hayatı boyunca sürdüreceği mesleği seçmektir. Bu nedenle Doğru Tercih, kişinin kendi kişisel özelliklerini, becerilerini, davranış şekillerini, hayallerini ve düşüncelerini ön plana alarak, üniversiteleri, bölümleri ve meslekleri de iyice araştırarak, sistemin gerektirdiği üzere elde ettiği farklı puan türlerine ait puan ve başarı sıralarını da hesaba katması ile oluşmalıdır. Son olarak aday tercih listesinde her bir yazdığı program için “Ben burayı kazanırsam sevinecek miyim?” diye kendine sormalı, kazandığında sevinemeyeceği programları listeye koymamalı, sıralama yaparken de bir alttaki programı daha çok istiyorsa onu altta bulundurmamalı.
Üniversite tercih ederken ise, spesifik bilgileri edinecek sorular sorarak araştırmalarında fayda vardır. Mezunların nerelerde ne işler yaptıkları (yüzdesel ve sayısal bilgilerle), kariyer hizmetlerini yılda kaç öğrenciye ne şekilde verdikleri, öğrencilerin kişisel gelişimleri için kulüp ve diğer etkinlik imkanlarını, fiziksel imkanları ve öğrencilerin bunlardan nasıl yararlandığını, kütüphanelerindeki kaynak sayısı ve detaylarını, öğrencilerin kaçının Erasmus ile değişime gittiğini, sınıf büyüklüklerini, eğitim & ders işleme sistemlerinin nasıl olduğunu, akademisyen kadrosunun tam zamanlı – yarı zamanlı bilgileri ve doktorasını aldıkları üniversiteleri, akademisyenlerin haftalık ders yükleri ve son olarak eğer vakıf üniversitesi ise eğitim ücretinin bu kriterlerle kıyaslanması yapılmalı.
Üniversiteyi yalnızca web sitesinde ve sosyal medyadan araştırmak yeterli olmayacaktır, ziyaret ederek yerinde görmek, akademisyen kadrosu ile ve özellikle öğrencileri ile görüşmeleri faydalı olacaktır.
Tercih aralığı en fazla kaç puan/sıra olabilir?
Sıralamaya bakarak karşılaştırma yapmaları daha sağlıklı olacaktır, kendi sıralarının yarısı ile 2 katı arasında alternatifleri çıkarıp, sonrasında bu çerçeveden daraltmalarında fayda vardır. Eğer sıralamaları YGS sıralaması ise ve 500.000’in altında ise, 100.000 – 200.000’lik yukarı – aşağı bakarak oluşturabilirler.
Ölü tercih nedir? Ölü tercih yapmak nasıl önlenir?
Ölü tercih olarak anılan tercih, adayların başarı sırası daha yüksek olan programları daha düşük olan programların altına yazmaları olarak tarif edilmektedir. Yani kimi uzmanlar derler ki, “zaten yukarı yazdığın daha düşük sıralamaya sahip yere yerleşeceksin, altına daha yüksek sıralamalı bir yeri yazarsan ölü tercih olur”. Ancak taban puan ve sıralamalar; kontenjanlardaki değişimler, adayların tercihleri ve talepleri, mesleklerin ve bölümlerin toplumdaki algısı, kimi meslek ve bölümlerin iş garantili olduğunun düşüncesi, ekonomik koşulların değişimi, yeni açılan üniversite ve bölümler gibi birçok etkene göre değişir. Dolayısıyla da geçen yılın taban puan ve başarı sıralamalarına bakarak tercihler için ölü ya da diri demek doğru değildir. Asıl ölü tercih, öğrencilerin bir alttaki tercihlerine yerleşmeleri durumunda daha memnun olacakken, daha yüksek sıralamalı bir programı onun üstüne yazmalarıdır.
İYİ BİR ÜNİVERSİTEDEN MEZUN OLMAK TEK BAŞINA YETERLİ DEĞİL
Meslek mi önemli yoksa üniversite mi? Günümüzde iyi bir üniversiteden mezun olmak iş bulmada yeterli mi?
İyi bir üniversiteden anladığımız üniversite sayısı 10’u geçmeyecekken, 180 üniversitenin milyonlarca mezun verdiği ve birçoğunun da iş bulabildiği bir Türkiye’de, üniversite önemli demek doğru olmayacaktır. Ancak “iyi” meslek diye bir şeyin de olduğuna inanmıyoruz, kişinin kendine uygun mesleği seçmesi ve geliştirmesi en önemli etkendir.
Günümüzde “iyi” veya “köklü” bir üniversiteden mezun olmak tek başına elbette yeterli değil. İş dünyası çok daha farklı kriterlerle değerlendiriyor ve alım yapıyor. Ayrıca her geçen gün değişen koşullar değerlendirildiğinde tek başına meslek de iş bulma konusunda önemli ve yeterli diyemeyiz.
Önemli olan, kişinin önce kendi özelliklerine uygun mesleği seçmesi, ancak sonrasında da bu alanda kendini sürekli günün ihtiyaçlarına göre geliştirmesi. Elbette üniversite seçiminde de bu “kendini geliştirme” imkânları önem kazanıyor. Gerek mezun olduktan sonra içinde bulunacağı network açısından, gerekse mezun olana kadar kendini o alanda geliştirmesi açısından sunduğu imkânları ile değerlendirmek önemli.
Üniversite adayları hangi mesleğin kendilerine uygun olduğunu nasıl anlayabilirler?
Bunun için birkaç aşamalı bir yöntem önerebiliriz. Bunun için gençlerin önce kendilerini tanımaları gerekmektedir. Kendini tanımak için çeşitli envanterler uygulamalarında ve sonuçlarını alanında uzman kişilere yorumlaması için yardım almalarında fayda vardır. Bu konuda Rehber Öğretmenlerinden yardım alabilirler.
Bu aşamadan sonra, çıkacak alternatif mesleklere ulaşabilecekleri bölüm alternatiflerini çıkarmaları ve bölümleri tanımak için de üniversitelerin ders programlarını okumalarında fayda vardır. Ders programlarını ve ders isimlerini okudukça eleme yapacaklardır.
Alternatifi daha da azalttıktan sonra, kendilerine uygun mesleği bulabilmek için, o işi yapan birinin yanında en az bir tam gün vakit geçirmelerinde fayda var. Eğer bir tam gün vakit geçiremiyorlarsa, o işi yapan birini bulmalı ve danışmalılar. Ancak bu noktada dikkat edilmesi gereken konu, mesleğini severek yapan kişilere danışmalarıdır.
Kamuda ve özel sektörde en çok hangi mesleklere ihtiyaç var? İşsizlik oranının en yüksek olduğu meslekler ve gelecek vaat eden meslekler hangileri?
Bu konuda bugünün koşulları ile bir şey söylemek çok da doğru olmayacaktır, çünkü önemli olan bu yıl üniversiteye giren gençlerin mezun olacakları 4 veya 5 yıl sonrası. 4 ya da 5 yıl sonrası için şu meslekler gelecek vaat ediyor demek, kamuda iş imkanı var olan bölümleri işaret etmek, bu amaçla girip şartlar değiştiğinde işsiz kalabilecek gençlerin vebalini almak olacaktır.
Önemli olan kendine uygun mesleği yapmak ve kendini sürekli geliştirmektir, bu durumda iş bulmak daha da kolay olacaktır. İş bulmayı meslek adına yüklemek, atanma garantisi beklemek, bir süre sonra hayal kırıklığına sürükleyebilmektedir.
Örneğin bir dönem iş garantili görülen öğretmenlik bölümü mezunları bir anda atanma problemi ile karşı karşıya kaldılar. Bugün benzer bir durumun 2 yıllık Sağlık Meslek Yüksekokulu bölümleri için talep ve arz patlaması ile görüyoruz, ancak ileride olası bir atanmama durumunda bu gençler de sıkıntı yaşayabilirler.
Diğer yandan işsizlik oranının yüksek olduğu söylenen Kimya ve Kimya Mühendisliği alanında onlarca şirket eleman arıyor, bunun için kimyakariyerim.com adında bir site bile kuruldu. Diğer yandan yine iş bulma imkanının zor olduğu konuşulan Türk Dili Edebiyatı mezunları web sitelerinde editörlük yapabiliyor, Gazetecilik mezunları aynı şekilde internet sitelerinde editörlük yapabiliyor ya da sosyal medya alanında çalışabiliyor, Medya bölümü mezunları kısa reklam filmleri çekebiliyor, Tarih bölümü mezunları Turizm sektöründe iş bulabiliyor. En yaygın işsiz mezun ağı olduğu söylenen işletme mezunlarına ise bütün KOBİ’lerin ihtiyacı var.
Dolayısıyla bu soruya cevap kişinin kendine uygun mesleği seçmesi ve kendini geliştirmesi ile iş bulma imkanlarını geliştirebileceği şeklinde verilebilir.
ÜNİVERSİTE ADAYLARININ REHBERİ DOĞRU TERCİH
Doğru Tercih Projesi, İstanbul Kültür Üniversitesi'nin yürüttüğü bir sosyal sorumluluk projesi. Doğru Tercih Projesi’nin amacı; üniversite adaylarını, rehber öğretmenleri, bu konu ilgilenen branş öğretmenlerini, velileri ve diğer tüm ilgilileri, üniversite yaşamı, meslekler ve üniversiteye yerleşme sistemi konusunda aydınlatmak... Adaylar sitedeki tüm uygulamalardan ücretsiz olarak faydalanabiliyor, tüm yazılar ve haberleri ücretsiz okuyabiliyor, meslekler, bölümler ve üniversiteler hakkında bilgilere ücretsiz ulaşıyor ve tercih listeleri oluşturabiliyor. Adayların tercih listelerini kayıt edebilmeleri için ise siteye üye olmaları gerekiyor.
YASAL UYARI:
Yayınlanan köşe yazısı ve haberlerin tüm hakları ESM Yayıncılığa aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz.
İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
İLGİLİ HABERLER
-
Oyuncakların Eğitsel Değeri: Oyun ve Öğrenme Arasındaki Bağlantı
-
Ana kucağından Anaokuluna
-
Dilek Yetkin Akademi’nin mottosu hem geleneksel hem modern eğitim
-
AÇEV’den İLK İŞ BABALIK kampanyası
-
21. Yüzyılın İhtiyacı: Maker Çocuklar
-
MEB’de okullaşma rekoru okul öncesinde
-
Okul öncesi okullaşmada yüzde 300 artış oldu
-
Bin anaokulunda satranç eğitimi verilecek
-
Okul öncesine gidemeyen çocuklara yaz okulu