Eğitim Tercihi

Yozgat'ta bulunan Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ, Diyanet İşleri Başkanının, "Hiçbir üniversite mabetsiz olmamalı" açıklamasına da destek verdi.

ÜNİVERSİTELERE İBADETHANE YAPTIRILMASI DOĞRU BİR ADIMDIR
Bozdağ, Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez’in, “Hiçbir üniversite mabetsiz olmamalı” sözüne de destek verdi. Bozdağ,“Şu anda Türkiye’de üniversitelerin büyük bir kısmında camiler var, olmayanlara da yapılıyor. Üniversitelerimizde okuyan öğrenciler, akademisyen kadro veya diğer personelin ibaret ihtiyacını karşılamak zaten vazifemizdir ve bunu üniversite yönetimlerinin de dikkate alması doğrudur. Şu anda benim gördüğüm kadarıyla bazı üniversitelerimiz bu ihtiyacı karşılamış durumda, bazıları da karşılamak için adım atıyor. Üniversitelere cami yapılması doğru bir adımdır” diye konuştu

Yozgat 13. Uluslararası Sürmeli Şenliklerine katılmak için memleketi Yozgat’a gelen Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ, önce şenlik yürüyüşüne katıldı. Şenlik alanında basın mensuplarının tutuklu vekillerin tahliye olup olmayacağı konusundaki sorusunu yanıtlayan Başbakan Yardımcısı Bozdağ, “Bu konu mahkemenin takdirinde olan bir konu. Tutuklama veya tahliye kararı vermek tamamıyla mahkemelerin takdirinde olan bir konudur. Yapılan düzenlemeler usul ile ilgilidir, zorunlu emir mahiyetinde düzenleme değildir. Bizim usulümüzde de tutuklama ve tahliye nedenleri veya kararları tamamıyla mahkemelerin takdiriyle ilgili bir konudur” dedi.Yeni düzenlemeden Ergenekon sanıklarının yararlanıp yararlanamayacağı sorusuna ise Bozdağ, “Mahkemelerin karar verme konusu mahkemelere ait takdir konusudur. Yeni düzenlemeler ve eski düzenlemelerin tamamı takdiri düzenlemelerdir, zorunlu emir niteliğinde bir düzenleme yoktur” yanıtını verdi.
"ALMAN EYALET MAHKEMESİNİN SÜNNETLE İLGİLİ KARARI İNSAN HAKLARINA AYKIRIDIR"

Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ, Almanya Eyalet Mahkemesi'nin sünneti yasaklar nitelikteki kararının insan haklarına ve din hürriyetine aykırı olduğunu belirterek, “Almanya Köln Eyalet Temyiz Mahkemesi'nin verdiği karar, Müslümanların ve Yahudilerin yüzyıllardır uyguladıkları dini bir gerekliliğe, dini bir hürriyete, dini bir inanca müdahale niteliğindedir. İnsan haklarına aykırıdır, laiklik ilkesine de aykırıdır, Almanya’nın kendi iç mevzuatına da aykırıdır. Bu hukukun ve adaletin gereği bir karar değildir. Bunu hep ifade ettik, kimi radikal grupların veya Neonazi gruplarının düşüncelerinin Alman Eyalet Mahkemesi'ni nasıl etkilediğini gösteren somut bir örnektir. Çünkü bu karar Alman hukukuna da AB hukukuna da insan haklarına ilişkin AB sözleşmesine de aykırı bir karardır. Umarım Alman hükümeti, umarım Almanya yasama organı hukukun dışında alınan bu tür kararların bir daha alınmaması için gerekli yasal düzenlemeleri yapar” ifadelerini kullandı.