Aradığınız sayfa bulunamıyor, lütfen kategori listesinden ulaşmayı deneyiniz.

AB Komisyonu'nun Genişlemeden Sorumlu Üyesi Stefan Füle, 4+4+4 eğitim sistemindeki kaygılarını dile getirdi.

AB’den Türkiye’ye 4+4+4 uyarısıStefan Füle, "Komisyon, erken branşlaşmanın, öğrencilerin eğitim düzeyi farklılıklarını sosyal geçmişlerine bağlı olarak derinleştirebileceğine işaret eden toplu bulgulara önem vermektedir" dedi.

AB Komisyonu'nun Genişlemeden Sorumlu Üyesi Stefan Füle, Avrupa Parlamentosu'na Almanya'dan seçilen sosyal demokrat İsmail Ertuğ'un yazılı soru önergesini yanıtladı. Ertuğ "Türkiye'deki eğitim reformu" başlıklı önergesinde özetle şu görüş ve soruları yöneltti:

"2012 Mayıs’ında Türkiye'de zorunlu eğitim süresi 12 yıla çıkarıldı, okula başlama yaşı beşe çekildi. İlk dört yıldan sonra çocuklar genel, teknik ya da dini eğitimden birine karar vermek zorunda olacak. Bu yasa özellikle kırsal bölgelerde ana babaların çocuklarını okuldan zamanından önce çekmesine yol açabilir. 1.Komisyon dört yıllık eğitimden sonra dokuz yaşında bir çocuğun böyle hayati bir konuda karar verecek olgunluğa sahip olduğu görüşüne gerçekten sahip mi? 2. Komisyon özellikle kız öğrencileri kırsal kesimde okulu zamanından önce bırakmalarından korumak için hangi önlemleri önerecek. 3. Komisyon böyle bir yasanın Avrupa standartlarıyla uyumu konusunda ne düşünüyor?"

Füle: Öğrencilerin eğitim farklılıklarını derinleştirebilir

AB Komisyonu'nun Genişlemeden Sorumlu Üyesi Stefan Füle'nin ise önergeye yanıtındaki "Eldeki toplu bulgular değişik okul tiplerinde erken branşlaşmanın, sosyal geçmişlerine bağlı olarak öğrencilerin eğitim başarılarında farklılığı derinleştirebileceğini gösteriyor" ifadesi dikkat çekti. Füle'nin önergeye tam yanıtı şöyle: "Komisyon Türk parlamentosu ve toplumunda devam eden ilköğretim yasası değişikliklerine ilişkin kanunlar hakkındaki tartışmayı yakından izlemektedir. Komisyon eğitim sistemine yönelik önemli herhangi bir değişikliğin geniş konsültasyona tabi olması gerektiğine inanmakta ve ilgili tüm tarafların böyle bir konsensüse ulaşabilmek için yapıcı bir tartışma içine girmelerini teşvik etmektedir. Komisyon yasayı Türkiye 2012 İlerleme Raporu bağlamında ayrıntıyla inceleyecektir. Yasa özellikle Doğu ve Güneydoğu Anadolu'da kırsal kesimde ya da kenar mahallelerde kalıcı durumdaki okulu bırakma ve hiç gitmeme oranları ve mevsimlik işçi çocuklarına yeni 'ev-okul' yaklaşımından sağlayacağı faydayla kimi potansiyel iyileşmeler getirebilecek olan zorunlu eğitimin sekiz yıldan 12 yıla çıkarılması gibi bazı olumlu unsurlar içermektedir. Fakat kızların eğitimi ya da çocuk işçiler gibi bazı belirli yönlerinin analiz edilmesi ve uygulamasına bakılması gerekmektedir. Komisyon, 2008 yılındaki '21. Yüzyıl İçin Yeterliliklerin Geliştirilmesi: Bir Avrupa Okullar İşbirliği Gündemi' Bildirisinde bulunan, değişik okul tiplerinde erken branşlaşmanın, öğrencilerin eğitim düzeyi farklılıklarını sosyal geçmişlerine bağlı olarak derinleştirebileceğine işaret eden toplu bulgulara önem vermektedir. AB ile katılım müzakereleri yapan bir ülke olarak Türkiye'nin, AB müktesebatına, Avrupa insan Hakları Sözleşmesi maddelerine ve Avrupa insan Hakları Mahkemesi içtihadına göre tüm erkek ve kız çocukları için kentlerde ya da kırsal bölgelerde göre eğitim hakkını uygulamada teminat altına alması gerekmektedir."

(cumhuriyet)

> AB’den Türkiye’ye kritik 4+4+4 uyarısı

AB Komisyonu'nun Genişlemeden Sorumlu Üyesi Stefan Füle, 4+4+4 eğitim sistemindeki kaygılarını dile getirdi.

AB’den Türkiye’ye 4+4+4 uyarısıStefan Füle, "Komisyon, erken branşlaşmanın, öğrencilerin eğitim düzeyi farklılıklarını sosyal geçmişlerine bağlı olarak derinleştirebileceğine işaret eden toplu bulgulara önem vermektedir" dedi.

AB Komisyonu'nun Genişlemeden Sorumlu Üyesi Stefan Füle, Avrupa Parlamentosu'na Almanya'dan seçilen sosyal demokrat İsmail Ertuğ'un yazılı soru önergesini yanıtladı. Ertuğ "Türkiye'deki eğitim reformu" başlıklı önergesinde özetle şu görüş ve soruları yöneltti:

"2012 Mayıs’ında Türkiye'de zorunlu eğitim süresi 12 yıla çıkarıldı, okula başlama yaşı beşe çekildi. İlk dört yıldan sonra çocuklar genel, teknik ya da dini eğitimden birine karar vermek zorunda olacak. Bu yasa özellikle kırsal bölgelerde ana babaların çocuklarını okuldan zamanından önce çekmesine yol açabilir. 1.Komisyon dört yıllık eğitimden sonra dokuz yaşında bir çocuğun böyle hayati bir konuda karar verecek olgunluğa sahip olduğu görüşüne gerçekten sahip mi? 2. Komisyon özellikle kız öğrencileri kırsal kesimde okulu zamanından önce bırakmalarından korumak için hangi önlemleri önerecek. 3. Komisyon böyle bir yasanın Avrupa standartlarıyla uyumu konusunda ne düşünüyor?"

Füle: Öğrencilerin eğitim farklılıklarını derinleştirebilir

AB Komisyonu'nun Genişlemeden Sorumlu Üyesi Stefan Füle'nin ise önergeye yanıtındaki "Eldeki toplu bulgular değişik okul tiplerinde erken branşlaşmanın, sosyal geçmişlerine bağlı olarak öğrencilerin eğitim başarılarında farklılığı derinleştirebileceğini gösteriyor" ifadesi dikkat çekti. Füle'nin önergeye tam yanıtı şöyle: "Komisyon Türk parlamentosu ve toplumunda devam eden ilköğretim yasası değişikliklerine ilişkin kanunlar hakkındaki tartışmayı yakından izlemektedir. Komisyon eğitim sistemine yönelik önemli herhangi bir değişikliğin geniş konsültasyona tabi olması gerektiğine inanmakta ve ilgili tüm tarafların böyle bir konsensüse ulaşabilmek için yapıcı bir tartışma içine girmelerini teşvik etmektedir. Komisyon yasayı Türkiye 2012 İlerleme Raporu bağlamında ayrıntıyla inceleyecektir. Yasa özellikle Doğu ve Güneydoğu Anadolu'da kırsal kesimde ya da kenar mahallelerde kalıcı durumdaki okulu bırakma ve hiç gitmeme oranları ve mevsimlik işçi çocuklarına yeni 'ev-okul' yaklaşımından sağlayacağı faydayla kimi potansiyel iyileşmeler getirebilecek olan zorunlu eğitimin sekiz yıldan 12 yıla çıkarılması gibi bazı olumlu unsurlar içermektedir. Fakat kızların eğitimi ya da çocuk işçiler gibi bazı belirli yönlerinin analiz edilmesi ve uygulamasına bakılması gerekmektedir. Komisyon, 2008 yılındaki '21. Yüzyıl İçin Yeterliliklerin Geliştirilmesi: Bir Avrupa Okullar İşbirliği Gündemi' Bildirisinde bulunan, değişik okul tiplerinde erken branşlaşmanın, öğrencilerin eğitim düzeyi farklılıklarını sosyal geçmişlerine bağlı olarak derinleştirebileceğine işaret eden toplu bulgulara önem vermektedir. AB ile katılım müzakereleri yapan bir ülke olarak Türkiye'nin, AB müktesebatına, Avrupa insan Hakları Sözleşmesi maddelerine ve Avrupa insan Hakları Mahkemesi içtihadına göre tüm erkek ve kız çocukları için kentlerde ya da kırsal bölgelerde göre eğitim hakkını uygulamada teminat altına alması gerekmektedir."

(cumhuriyet)

Son Güncelleme: Pazartesi, 02 Temmuz 2012 16:09

Gösterim: 1995

'Sosyal medya sokağa taşıyor, Galata Kulesi Twitter'a dönüşüyor." Bu sloganlar Yaratıcı Fikirler Enstitüsü'ne ait. Deneysel çalışmalar yapan grup bu kez de Twitter'ı Galata Kulesi'ne yansıttı.

Galata Kulesi’ni Twitter yaptılar(video)Galata Kulesi'ne nükleer santraller hakkında gelen mesajlar yansıtıldı.

2010 yılından bu yana faaliyet gösteren grup sıradan etkinlikleri sıradış boyuta taşımasıyla tanınıyor.

Galata Kulesi'ne Twitter'ı yansıtma düşüncesi  ise Sosyal Medya Günü'nde gerçekleştirildi.

Grup bu etkinliği bir nevi "açık hava forumu" olarak değerlendiriyor.

30 Haziran Cumartesi günü gerçekleştirilen bu etkinlikle nükleer santraller konusunda toplumun bilinçlenmesi hedeflendi.

Haberin videosu

Bu video Adobe Flash Player'ın son sürümünü gerektirmektedir.

Adobe Flash Player'ın son sürümünü indirin.

(cnntürk)

> Galata Kulesi’ni Twitter yaptılar(video)

'Sosyal medya sokağa taşıyor, Galata Kulesi Twitter'a dönüşüyor." Bu sloganlar Yaratıcı Fikirler Enstitüsü'ne ait. Deneysel çalışmalar yapan grup bu kez de Twitter'ı Galata Kulesi'ne yansıttı.

Galata Kulesi’ni Twitter yaptılar(video)Galata Kulesi'ne nükleer santraller hakkında gelen mesajlar yansıtıldı.

2010 yılından bu yana faaliyet gösteren grup sıradan etkinlikleri sıradış boyuta taşımasıyla tanınıyor.

Galata Kulesi'ne Twitter'ı yansıtma düşüncesi  ise Sosyal Medya Günü'nde gerçekleştirildi.

Grup bu etkinliği bir nevi "açık hava forumu" olarak değerlendiriyor.

30 Haziran Cumartesi günü gerçekleştirilen bu etkinlikle nükleer santraller konusunda toplumun bilinçlenmesi hedeflendi.

Haberin videosu

Bu video Adobe Flash Player'ın son sürümünü gerektirmektedir.

Adobe Flash Player'ın son sürümünü indirin.

(cnntürk)

Son Güncelleme: Pazartesi, 02 Temmuz 2012 16:01

Gösterim: 1551

İstanbul Fatih’te Ahmet Koca isimli vatandaşı dövdükleri gerekçesiyle açığa alınan yedi polisten üçü 'ellerinde hassasiyet meydana geldiği' gerekçesiyle doktor raporu alarak, suç duyurusunda bulundu.

Ahmet Koca'yı sokak ortasında öldüresiye döven polislerden üçü, ellerinde ve bileklerinde hassasiyet oluştuğuna dair rapor alarak Koca'dan şikayetçi oldu.

İstanbul Fatih’te meydana gelen olayda bir grup polis, 'yol verme' tartışması nedeniyle Ahmet Koca isimli şahsı ailesinin gözü önünde dövmüştü.

Bir amatör kamera tarafından kaydedilen şiddet olayıyla ilgili adli süreç başlamış ve 7 polis açığa alınmıştı.

Açığa alınan yedi polisten üçünün olayda 'ellerinde hassasiyet oluştuğunu iddia ederek' doktor raporu aldığı öğrenildi.

Edinilen bilgiye göre üç polis, 'görevli memura mukavemet gösterdiği' gerekçesiyle elleri kelepçelenerek dövülen Ahmet Koca hakkında suç duyurusunda bulundu. 

SORUŞTURMA SÜRÜYOR

Öte yandan polisler tarafından dövülen Ahmet Koca'nın suç duyurusu üzerine İstanbul Cumhuriyet Savcısı Ayhan Bedirhan'ın başlattığı soruşturma sürüyor.

Savcı, emniyetten kamera görüntülerindeki tüm polislerin tesbit edilerek, hangi polisin hangi eyleme katıldığının bildirilmesini istedi.

Ayrıca polis memurlarının ifade için İstanbul Adliyesi’ne getirilmeleri talimatını emniyete iletti.

Ahmet Koca'nın avukatı Efkan Bolaç polis memurlarının en geç 1 Temmuz Pazartesi günü adliyeye çıkartılacağını söyledi.

(ntvmsnbc)

> Dayak atarken elleri acıyan polisler şikayetçi oldu

İstanbul Fatih’te Ahmet Koca isimli vatandaşı dövdükleri gerekçesiyle açığa alınan yedi polisten üçü 'ellerinde hassasiyet meydana geldiği' gerekçesiyle doktor raporu alarak, suç duyurusunda bulundu.

Ahmet Koca'yı sokak ortasında öldüresiye döven polislerden üçü, ellerinde ve bileklerinde hassasiyet oluştuğuna dair rapor alarak Koca'dan şikayetçi oldu.

İstanbul Fatih’te meydana gelen olayda bir grup polis, 'yol verme' tartışması nedeniyle Ahmet Koca isimli şahsı ailesinin gözü önünde dövmüştü.

Bir amatör kamera tarafından kaydedilen şiddet olayıyla ilgili adli süreç başlamış ve 7 polis açığa alınmıştı.

Açığa alınan yedi polisten üçünün olayda 'ellerinde hassasiyet oluştuğunu iddia ederek' doktor raporu aldığı öğrenildi.

Edinilen bilgiye göre üç polis, 'görevli memura mukavemet gösterdiği' gerekçesiyle elleri kelepçelenerek dövülen Ahmet Koca hakkında suç duyurusunda bulundu. 

SORUŞTURMA SÜRÜYOR

Öte yandan polisler tarafından dövülen Ahmet Koca'nın suç duyurusu üzerine İstanbul Cumhuriyet Savcısı Ayhan Bedirhan'ın başlattığı soruşturma sürüyor.

Savcı, emniyetten kamera görüntülerindeki tüm polislerin tesbit edilerek, hangi polisin hangi eyleme katıldığının bildirilmesini istedi.

Ayrıca polis memurlarının ifade için İstanbul Adliyesi’ne getirilmeleri talimatını emniyete iletti.

Ahmet Koca'nın avukatı Efkan Bolaç polis memurlarının en geç 1 Temmuz Pazartesi günü adliyeye çıkartılacağını söyledi.

(ntvmsnbc)

Son Güncelleme: Pazartesi, 02 Temmuz 2012 14:47

Gösterim: 1851

Hükümet Kürtçeyi seçmeli ders yaptı. Peki ama "yasaklı harfler"le Kürtçe nasıl verilecek?

Seçmeli Kürtçe dersinde yasaklı harfler kriziHükümetin yeni eğitim sisteminde Kürtçe’nin seçmeli ders olarak verileceğini belirtmesinin ardından, Türkçe alfabede yer almadığı için yasaklı olan ‘W’, ‘X’ ve ‘Q’ harflerine nasıl bir çözüm getirileceği tartışma konusu oldu.

Batman’daki Kürtçe kursta eğitmenlik yapan Vildan Tileği, TRT 6 televizyonunda yasak olarak görülen harflere herhangi bir sınırlama olmadığını anlatırken, “Yazışmalarda ve bazı yerlere verilen Kürtçe isimlerde yasaklı Kürtçe harfler olunca kriz çıkıyor. Seçmeli Kürtçe dersinde bu sorunun nasıl aşılacağını merak ediyoruz. Yasaklı harflere çözüm bulunmasa seçmeli derste de sıkıntılar görülecek” diye konuştu.

Yeni eğitim sisteminde Kürtçe’nin seçmeli ders olarak verileceğinin açıklanması Batman’da dil kursuna ilgiyi ikiye katlattı.

Daha önce 100 kursiyerin altında eğitim veren Batman Kürdi-Der’de son haftalarda kursiyer sayısı 150’yi geçti. 5 sınıfın bulunduğu Kürdi-Der’de hafta sonlarındaki kurslara öğretmen ağırlıklı meslek grubunun katıldığını söyleyen Kürtçe eğitmeni Vildan Tileği, “Her sınıf haftada 4 saat eğitim alıyor. Öğrencilere her aşamada sertifika veriliyor. İkinci aşamadaki eğitim gramer ağırlıklı oluyor. İlk etapta daha çok yazma ve sohbet şeklinde geçen kurslarımıza seçmeli dersle birlikte bir anda ilgi ikiye katlandı. Kurslara daha çok öğretmen kesimi katılıyor” dedi. 

“YASAKLI HARFLER NE OLACAK?”

Kürtçe’nin okullarda seçimlik ders olarak verileceğinin açıklanması beraberinde bir tartışmayı da gündeme getirdi.

Daha önce Türkçe alfabede yer almayan ancak Kürtçe’de kullanılan ve yasak olarak resmi işlemlerde kullanılması yasaklanan, ‘Q’, ‘W’, ‘X’ harflerine nasıl bir çözüm getirileceği tartışılıyor. Kürtçe eğitmeni Vildan Tileği, söz konusu harflerin TRT 6’da televizyonu için yasak olmadığını belirterek, şöyle devam etti:

“Yazışma ve bazı yerlere verilen Kürtçe isimlerde yasaklı Kürtçe harfler olunca kriz çıkıyor. Biz de merak ediyoruz. Seçmeli Kürtçe dersinde bu sorun nasıl aşılacak? Yasaklı harflere çözüm bulunmasa seçmeli derste de sıkıntılar yaşanacak. Şimdiden bu konuda adım atılmalıdır. Artık Kürtçe’de yasaklı harfler dönemi de son bulmalıdır.”

ANTER’İN TORUNUNUN İSMİNDE KRİZ ÇIKMIŞTI

Diyarbakır’da 1992 yılında uğradığı silahlı saldırıda öldürülen Kürt yazar Musa Anter’in uzun bir süre İsveç’te kaldıktan sonra gelip yerleştiği Batman’da Belediye’de çalışan oğlu 62 yaşındaki Dicle Anter’in kızına vermek istediği ve içerisinde yasak olarak değerlendirilen, ‘W’ harfi bulunan ‘Asiwa’ adı krize neden olmuştu. Aynı zamanda İsveç vatandaşı olan Dicle Anter’in kızının isminde yer alan, ‘W’ harfi nedeniyle Türk vatandaşlığına alınmayınca İsveç vatandaşlığına geçmişti. Baba Dicle Anter, şöyle dedi:

“Kürtçe’de seçmeli dersin olması iyi güzel. Fakat yasaklı harfler durduğu sürece yine bir çok sıkıntı yaşanacak. Kızımın Asiwa’daki ‘W’ harfi nedeniyle bir çok sorun yaşadım. Türkiye’deki engeli aşamayınca kızımı İsveç vatandaşlığına geçirdim.

Eğer Kürtçede seçmeli derste kriz yaşanmak istenilmiyorsa bu harfler de yasak kaldırılmalıdır. Kürtler kendi dillerinde istediği isimleri de çocuklarına vermelidirler. Yaşadığım soruna başka Kürt ailelerin karşılaşmasını istemiyorum.”

(milliyet)

> Seçmeli Kürtçe dersinde yasaklı harfler krizi

Hükümet Kürtçeyi seçmeli ders yaptı. Peki ama "yasaklı harfler"le Kürtçe nasıl verilecek?

Seçmeli Kürtçe dersinde yasaklı harfler kriziHükümetin yeni eğitim sisteminde Kürtçe’nin seçmeli ders olarak verileceğini belirtmesinin ardından, Türkçe alfabede yer almadığı için yasaklı olan ‘W’, ‘X’ ve ‘Q’ harflerine nasıl bir çözüm getirileceği tartışma konusu oldu.

Batman’daki Kürtçe kursta eğitmenlik yapan Vildan Tileği, TRT 6 televizyonunda yasak olarak görülen harflere herhangi bir sınırlama olmadığını anlatırken, “Yazışmalarda ve bazı yerlere verilen Kürtçe isimlerde yasaklı Kürtçe harfler olunca kriz çıkıyor. Seçmeli Kürtçe dersinde bu sorunun nasıl aşılacağını merak ediyoruz. Yasaklı harflere çözüm bulunmasa seçmeli derste de sıkıntılar görülecek” diye konuştu.

Yeni eğitim sisteminde Kürtçe’nin seçmeli ders olarak verileceğinin açıklanması Batman’da dil kursuna ilgiyi ikiye katlattı.

Daha önce 100 kursiyerin altında eğitim veren Batman Kürdi-Der’de son haftalarda kursiyer sayısı 150’yi geçti. 5 sınıfın bulunduğu Kürdi-Der’de hafta sonlarındaki kurslara öğretmen ağırlıklı meslek grubunun katıldığını söyleyen Kürtçe eğitmeni Vildan Tileği, “Her sınıf haftada 4 saat eğitim alıyor. Öğrencilere her aşamada sertifika veriliyor. İkinci aşamadaki eğitim gramer ağırlıklı oluyor. İlk etapta daha çok yazma ve sohbet şeklinde geçen kurslarımıza seçmeli dersle birlikte bir anda ilgi ikiye katlandı. Kurslara daha çok öğretmen kesimi katılıyor” dedi. 

“YASAKLI HARFLER NE OLACAK?”

Kürtçe’nin okullarda seçimlik ders olarak verileceğinin açıklanması beraberinde bir tartışmayı da gündeme getirdi.

Daha önce Türkçe alfabede yer almayan ancak Kürtçe’de kullanılan ve yasak olarak resmi işlemlerde kullanılması yasaklanan, ‘Q’, ‘W’, ‘X’ harflerine nasıl bir çözüm getirileceği tartışılıyor. Kürtçe eğitmeni Vildan Tileği, söz konusu harflerin TRT 6’da televizyonu için yasak olmadığını belirterek, şöyle devam etti:

“Yazışma ve bazı yerlere verilen Kürtçe isimlerde yasaklı Kürtçe harfler olunca kriz çıkıyor. Biz de merak ediyoruz. Seçmeli Kürtçe dersinde bu sorun nasıl aşılacak? Yasaklı harflere çözüm bulunmasa seçmeli derste de sıkıntılar yaşanacak. Şimdiden bu konuda adım atılmalıdır. Artık Kürtçe’de yasaklı harfler dönemi de son bulmalıdır.”

ANTER’İN TORUNUNUN İSMİNDE KRİZ ÇIKMIŞTI

Diyarbakır’da 1992 yılında uğradığı silahlı saldırıda öldürülen Kürt yazar Musa Anter’in uzun bir süre İsveç’te kaldıktan sonra gelip yerleştiği Batman’da Belediye’de çalışan oğlu 62 yaşındaki Dicle Anter’in kızına vermek istediği ve içerisinde yasak olarak değerlendirilen, ‘W’ harfi bulunan ‘Asiwa’ adı krize neden olmuştu. Aynı zamanda İsveç vatandaşı olan Dicle Anter’in kızının isminde yer alan, ‘W’ harfi nedeniyle Türk vatandaşlığına alınmayınca İsveç vatandaşlığına geçmişti. Baba Dicle Anter, şöyle dedi:

“Kürtçe’de seçmeli dersin olması iyi güzel. Fakat yasaklı harfler durduğu sürece yine bir çok sıkıntı yaşanacak. Kızımın Asiwa’daki ‘W’ harfi nedeniyle bir çok sorun yaşadım. Türkiye’deki engeli aşamayınca kızımı İsveç vatandaşlığına geçirdim.

Eğer Kürtçede seçmeli derste kriz yaşanmak istenilmiyorsa bu harfler de yasak kaldırılmalıdır. Kürtler kendi dillerinde istediği isimleri de çocuklarına vermelidirler. Yaşadığım soruna başka Kürt ailelerin karşılaşmasını istemiyorum.”

(milliyet)

Son Güncelleme: Pazartesi, 02 Temmuz 2012 15:09

Gösterim: 1710

Şike davası kapsamında 1 yıldır tutuklu olan Fenerbahçe Başkanı Aziz Yıldırım için mahkeme tahliye kararı verdi. 

Fenerbahçe Başkanı Aziz Yıldırım’a tahliye

> Fenerbahçe Başkanı Aziz Yıldırım’a tahliye

Şike davası kapsamında 1 yıldır tutuklu olan Fenerbahçe Başkanı Aziz Yıldırım için mahkeme tahliye kararı verdi. 

Fenerbahçe Başkanı Aziz Yıldırım’a tahliye

Son Güncelleme: Pazartesi, 02 Temmuz 2012 12:24

Gösterim: 1436


Egitimtercihi.com
5846 Sayılı Telif Hakları Kanunu gereğince, bu sitede yer alan yazı, fotoğraf ve benzeri dokümanlar, izin alınmadan ve kaynak gösterilmeden kesinlikle kullanılamaz. Bilgilerin doğru yansıtılması için her türlü özen gösterilmiş olmakla birlikte olası yayın hatalarından site yönetimi ve editörleri sorumlu tutulamaz.