Aradığınız sayfa bulunamıyor, lütfen kategori listesinden ulaşmayı deneyiniz.
Başbakan Erdoğan, Bakanlar Kurulu’nda yapılan değişiklikle ilgili, “Kabineler göreve başladıktan sonra ilanihaye görev yapar diye bir kayıt bulunmadığını, kabinede eğer değişimi gerektiren bir şeyi yakalıyorsanız, sevk-i idareci olarak da bunu yapmak zorundasınız. Bu hiç bir zaman arkadaşlarımdan farklı noktada, Allah göstermesin, olumsuz yaklaşım tarzı olarak değerlendirilmemeli” açıklamasında bulndu.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, 24 TV'de canlı yayınlanan ''Sansürsüz Özel'' programında gündeme ilişkin soruları yanıtladı.
Bakanlar Kurulu'nda yapılan değişikle ilgili soru üzerine Erdoğan, kabineler göreve başladıktan sonra ilanihaye görev yapar diye bir kayıt bulunmadığını ifade etti. Erdoğan, şunları söyledi: "Tabii bizim de gerçekten sorumluluk mevkisinde olan birbaşbakan olarak, kabinede eğer değişimi gerektiren bir şeyi yakalıyorsanız, sevk-i idareci olarak da bunu yapmak zorundasınız. Bu hiç bir zaman arkadaşlarımdan farklı noktada, Allah göstermesin, olumsuz yaklaşım tarzı olarak değerlendirilmemeli. Onlar ellerinden gelen bütün gayreti ortaya koydular.. Bir değişimin olması, bütün bunlarla beraber bizim bir şeye inandığımızı açık net ortaya koymam lazım. O da makamların kalıcı değil, geçici olduğuna inanan partiyiz. Bu 1, 2, 4, 10, 15 sene olur, hepsi olabilir ama bütün mesele o süre içinde birbirimizi anlayışla kucaklayarak bundan sonraki süreçte dayanışma içinde yolumuza devam edeceğiz'' diye konuştu.
Bürokrasi önümüzü tıkıyor
''Kültür ve Turizm, İçişleri, Sağlık ve Milli Eğitim'de yapılan değişimler politika değişikliğinin de habercisi mi, bu değişimleri buna dayalı bir yaklaşımla mı yaptınız?'' sorusuna Başbakan Erdoğan, şu yanıtı verdi:
''Şimdi ben mesela Marmaray'da 3 sene, belki daha da fazla gecikmeliyiz. Niye ben bu kadar gecikeyim? Bu önemli bir yatırım. Bugüne kadar bu bitecekti. İstanbul'un ulaşımında çok ciddi bir yükü burada kaldıracaktık. Ama çok basit bir yerde bakıyorsunuz bürokrasi sizin önünüzü tıkıyor. Bu bazen kurullar oluyor, bazen diğerleri. Kanun hükmünde kararnameye de biliyorsunuz biz bir adım attık. Ne yaptık tabiat varlıklarıyla, tarih kurulunu, kültürü ayırdık. Tabiat varlıkları şimdi Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'nda bir daire başkanlığı gibi oldu. E ne oldu şimdi? Sizi tıkayamıyor. Süratle orada netice alıyorsunuz.''
Frene basmadık
Başbakan Erdoğan, ''Türkiye'nin ayağa kalkmasında şu anda eğer biz güçlüysek arkadaşlar onu özellikle vurguluyorum biz yatırımda bazı arkadaşlar 'frene basmak' falan filan diyor, frene basmadık. Şahsen birBaşbakan olarak asla ben frene basılmasına taraftar değilim. Dikkatli gideriz, dozunda gideriz, ama yola aralıksız devam etmek durumundayız. Frene basmak bize kaybettirir. Bizim kazanmaya, daima kazanmaya... Çünkü kazandıkça dağıtacağız. Kime? Ülkenin bütün insanlarına. Bunu başarmamız gerekiyor'' dedi.
TSK'nın moralini bozar
Başbakan Erdoğan, ''örgüt kurmak veya örgüt elemanı olmak'' iddiasıyla tutuklanan askerlerin durumuna ilişkin de şu değerlendirme de bulundu:
''Böyle bir şeyin delili kesinse ver hükmünü işi bitir. Ancak elinde senin kesin hükümler yok da yüzlerce subayı, astsubayı örgüt elemanı olarak veya örgüt kuran olarak, hele hele Genelkurmay Başkanı'nı kalkıp da bu şekilde değerlendirirsen burası gerçekten Silahlı Kuvvetler'in kendi içindeki bütün moral değerlerini altüst eder. Benim Genelkurmay Başkanım sağolsun ta Şemdinli'ye kadar yanında kuvvet komutanlarıyla beraber gidip operasyon yönetebiliyor, yönetiyor. Çünkü diyor ki 'ben oraya gitmezsem oradaki subay, astsubayım teröriste karşı can feda mücadele veremez, ben orada görüneceğim ki can feda mücadele versin'. Siz şimdi orada bu mücadeleyi veren insanlara arka taraftan 'bu örgüt elemanıdır' dersen, nasıl oluyor da bu örgüt elemanı gidiyor da terör örgütüyle mücadeleyi veriyor. Bu yenilir yutulur bir şey değil.
Erdoğan, Deniz Kuvvetleri Komutanlığı'nda fırkateynlere ve gemilere gönderilecek subayların neredeyse kalmadığını dile getirdi.
Danıştay kararına destek
Başbakan Erdoğan, Danıştay'dan avukatlara başörtüsü serbestisi kararına ilişkin soru üzerine, şunları kaydetti:
''Okumaksa okumak, diplomaysa diploma, dereceyse derece, hepsi var. Başı örtülüyle başı açık olanı neden ayırt ediyorsun? Hepsine bu hakkı vermen lazım. Bundan istifade, onun en doğal yaşam hakkı. Çünkü yaşamını idame etmek için bir şey kazanacak, bu kadar tahsili neden aldı? Gidip evinde otursun diye mi? Bence Danıştay'ın vermiş olduğu bu karar, yolu aralayacaktır. Hatta ben biraz daha ileri gidiyorum, biliyorsunuz artık Anayasa Mahkemesi'ne bireysel başvuru hakkı var. Bence burada bireysel başvuru hakkını da her vatandaşımız bu noktada kullanmalıdır."
Üst Kategori: ROOT Kategori: Gündem
Başbakan Erdoğan, Bakanlar Kurulu’nda yapılan değişiklikle ilgili, “Kabineler göreve başladıktan sonra ilanihaye görev yapar diye bir kayıt bulunmadığını, kabinede eğer değişimi gerektiren bir şeyi yakalıyorsanız, sevk-i idareci olarak da bunu yapmak zorundasınız. Bu hiç bir zaman arkadaşlarımdan farklı noktada, Allah göstermesin, olumsuz yaklaşım tarzı olarak değerlendirilmemeli” açıklamasında bulndu.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, 24 TV'de canlı yayınlanan ''Sansürsüz Özel'' programında gündeme ilişkin soruları yanıtladı.
Bakanlar Kurulu'nda yapılan değişikle ilgili soru üzerine Erdoğan, kabineler göreve başladıktan sonra ilanihaye görev yapar diye bir kayıt bulunmadığını ifade etti. Erdoğan, şunları söyledi: "Tabii bizim de gerçekten sorumluluk mevkisinde olan birbaşbakan olarak, kabinede eğer değişimi gerektiren bir şeyi yakalıyorsanız, sevk-i idareci olarak da bunu yapmak zorundasınız. Bu hiç bir zaman arkadaşlarımdan farklı noktada, Allah göstermesin, olumsuz yaklaşım tarzı olarak değerlendirilmemeli. Onlar ellerinden gelen bütün gayreti ortaya koydular.. Bir değişimin olması, bütün bunlarla beraber bizim bir şeye inandığımızı açık net ortaya koymam lazım. O da makamların kalıcı değil, geçici olduğuna inanan partiyiz. Bu 1, 2, 4, 10, 15 sene olur, hepsi olabilir ama bütün mesele o süre içinde birbirimizi anlayışla kucaklayarak bundan sonraki süreçte dayanışma içinde yolumuza devam edeceğiz'' diye konuştu.
Bürokrasi önümüzü tıkıyor
''Kültür ve Turizm, İçişleri, Sağlık ve Milli Eğitim'de yapılan değişimler politika değişikliğinin de habercisi mi, bu değişimleri buna dayalı bir yaklaşımla mı yaptınız?'' sorusuna Başbakan Erdoğan, şu yanıtı verdi:
''Şimdi ben mesela Marmaray'da 3 sene, belki daha da fazla gecikmeliyiz. Niye ben bu kadar gecikeyim? Bu önemli bir yatırım. Bugüne kadar bu bitecekti. İstanbul'un ulaşımında çok ciddi bir yükü burada kaldıracaktık. Ama çok basit bir yerde bakıyorsunuz bürokrasi sizin önünüzü tıkıyor. Bu bazen kurullar oluyor, bazen diğerleri. Kanun hükmünde kararnameye de biliyorsunuz biz bir adım attık. Ne yaptık tabiat varlıklarıyla, tarih kurulunu, kültürü ayırdık. Tabiat varlıkları şimdi Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'nda bir daire başkanlığı gibi oldu. E ne oldu şimdi? Sizi tıkayamıyor. Süratle orada netice alıyorsunuz.''
Frene basmadık
Başbakan Erdoğan, ''Türkiye'nin ayağa kalkmasında şu anda eğer biz güçlüysek arkadaşlar onu özellikle vurguluyorum biz yatırımda bazı arkadaşlar 'frene basmak' falan filan diyor, frene basmadık. Şahsen birBaşbakan olarak asla ben frene basılmasına taraftar değilim. Dikkatli gideriz, dozunda gideriz, ama yola aralıksız devam etmek durumundayız. Frene basmak bize kaybettirir. Bizim kazanmaya, daima kazanmaya... Çünkü kazandıkça dağıtacağız. Kime? Ülkenin bütün insanlarına. Bunu başarmamız gerekiyor'' dedi.
TSK'nın moralini bozar
Başbakan Erdoğan, ''örgüt kurmak veya örgüt elemanı olmak'' iddiasıyla tutuklanan askerlerin durumuna ilişkin de şu değerlendirme de bulundu:
''Böyle bir şeyin delili kesinse ver hükmünü işi bitir. Ancak elinde senin kesin hükümler yok da yüzlerce subayı, astsubayı örgüt elemanı olarak veya örgüt kuran olarak, hele hele Genelkurmay Başkanı'nı kalkıp da bu şekilde değerlendirirsen burası gerçekten Silahlı Kuvvetler'in kendi içindeki bütün moral değerlerini altüst eder. Benim Genelkurmay Başkanım sağolsun ta Şemdinli'ye kadar yanında kuvvet komutanlarıyla beraber gidip operasyon yönetebiliyor, yönetiyor. Çünkü diyor ki 'ben oraya gitmezsem oradaki subay, astsubayım teröriste karşı can feda mücadele veremez, ben orada görüneceğim ki can feda mücadele versin'. Siz şimdi orada bu mücadeleyi veren insanlara arka taraftan 'bu örgüt elemanıdır' dersen, nasıl oluyor da bu örgüt elemanı gidiyor da terör örgütüyle mücadeleyi veriyor. Bu yenilir yutulur bir şey değil.
Erdoğan, Deniz Kuvvetleri Komutanlığı'nda fırkateynlere ve gemilere gönderilecek subayların neredeyse kalmadığını dile getirdi.
Danıştay kararına destek
Başbakan Erdoğan, Danıştay'dan avukatlara başörtüsü serbestisi kararına ilişkin soru üzerine, şunları kaydetti:
''Okumaksa okumak, diplomaysa diploma, dereceyse derece, hepsi var. Başı örtülüyle başı açık olanı neden ayırt ediyorsun? Hepsine bu hakkı vermen lazım. Bundan istifade, onun en doğal yaşam hakkı. Çünkü yaşamını idame etmek için bir şey kazanacak, bu kadar tahsili neden aldı? Gidip evinde otursun diye mi? Bence Danıştay'ın vermiş olduğu bu karar, yolu aralayacaktır. Hatta ben biraz daha ileri gidiyorum, biliyorsunuz artık Anayasa Mahkemesi'ne bireysel başvuru hakkı var. Bence burada bireysel başvuru hakkını da her vatandaşımız bu noktada kullanmalıdır."
Son Güncelleme: Cumartesi, 26 Ocak 2013 09:14
Gösterim: 1128
Şubatta öğretmen ataması isteyen bir grup, Milli Eğitim Bakanlığı önüne karneyi temsil eden siyah karton ve papatya bıraktı.
Kendilerini ''Şubatçılar'' olarak adlandıran grup Bakanlık önünde toplandı. Grup adına açıklama yapan Lale Aytekin, şubat ayında öğretmen ataması yapılmasını istediklerini belirterek, bu isteğin bir ideolojiye değil ''ekmeğe'' yönelik olduğunu belirtti.
Atamayı sadece iyi nesiller yetiştirmek için istediklerini dile getiren Aytekin, ücretli öğretmenlik uygulamasına son verilmesini talep etti.
Milli Eğitim Bakanlığı'na getirilen Nabi Avcı'yı da kutlayan Aytekin, ''Sayın Nabi Avcı'ya 'hoşgeldin' diyoruz, başarı diliyoruz ve atama müjdesi bekliyoruz'' dedi.
Açıklamanın ardından gruptakiler karneyi temsil ettiğini belirtikleri siyah kartonlarla baharın müjdecisi olarak nitelendirdikleri papatyaları ''atama müjdesi'' olması için Bakanlığın önüne bıraktı.
Üst Kategori: ROOT Kategori: Gündem
Şubatta öğretmen ataması isteyen bir grup, Milli Eğitim Bakanlığı önüne karneyi temsil eden siyah karton ve papatya bıraktı.
Kendilerini ''Şubatçılar'' olarak adlandıran grup Bakanlık önünde toplandı. Grup adına açıklama yapan Lale Aytekin, şubat ayında öğretmen ataması yapılmasını istediklerini belirterek, bu isteğin bir ideolojiye değil ''ekmeğe'' yönelik olduğunu belirtti.
Atamayı sadece iyi nesiller yetiştirmek için istediklerini dile getiren Aytekin, ücretli öğretmenlik uygulamasına son verilmesini talep etti.
Milli Eğitim Bakanlığı'na getirilen Nabi Avcı'yı da kutlayan Aytekin, ''Sayın Nabi Avcı'ya 'hoşgeldin' diyoruz, başarı diliyoruz ve atama müjdesi bekliyoruz'' dedi.
Açıklamanın ardından gruptakiler karneyi temsil ettiğini belirtikleri siyah kartonlarla baharın müjdecisi olarak nitelendirdikleri papatyaları ''atama müjdesi'' olması için Bakanlığın önüne bıraktı.
Son Güncelleme: Cumartesi, 26 Ocak 2013 09:59
Gösterim: 1973
Ömer Dinçer, ''Göreve başlarken nasıl bir gurur olmuşsa görevi devrederken de aynı gururu taşıdığımı ifade etmek istiyorum'' diye konuştu.
Milli Eğitim Bakanlığı devir teslim töreninde görevini devreden Ömer Dinçer, Nabi Avcı'yı yeni görevinden dolayı kutladı ve başarı diledi. Avcı'nın uzun yıllardır dostu ve arkadaşı olduğunu belirten Dinçer, görevi Avcı'ya devretmekten memnuniyet duyduğunu söyledi.
Dinçer, ''Göreve başlarken nasıl bir gurur olmuşsa görevi devrederken de aynı gururu taşıdığımı ifade etmek istiyorum'' diye konuştu.
Kendisine güvenerek, Milli Eğitim Bakanlığı gibi önemli sorumlulukları vermediği için Başbakan Erdoğan'ın yanı sıra mesai arkadaşlarına da teşekkür eden Dinçer, şunları kaydetti:
''4+4+4 sisteminin yerleştirilmesi konusunda inanılmaz bir çaba sarf ettiler. Türkiye'de Milli Eğitim Bakanlığı hakkındaki bütün yargıları alt üst edecek bir çabayla ve başarıyla işlerini yerine getirdiler. İl teşkilatlarındaki yöneticilerimize ve tüm öğretmenlerimize teşekkür ediyorum. Yaptığımız her şey bir anlam üzerineydi. Biz Milli Eğitim Bakanlığı'nda 1940'lı, 1950'li yıllardan bugüne gelmiş ve artık tüm dünyanın terk ettiği bir yönetim zihniyetini, bir eğitim yaklaşım tarzını değiştirmeye çalıştık. Daha demokratik, daha esnek bir eğitim sistemi kurgulamaya çalıştık. Çocuklarımızın farklılığı üzerine, toplumun farklı kesimlerinin ihtiyaç ve beklentileri üzerine bir yapı için çalıştık, çabaladık. Tüm bunları da yaparken esas odağında çocuklarımızın daha iyi eğitim alması gerekliliği. Eğer çocukların daha iyi eğitim alması için gerekirse öğretmenler üzerinde, gerekirse yöneticiler üzerinde fedakarlıklar yapmak gerekiyorsa, o fedakarlıkları çekinmeden yapmak için çaba sarf ettik. Tabii bunlar mevcut statükonun değişimiyle alakalı konular her zaman risklidir. Bunun üzerinden rahatsızlık duyan arkadaşlar olmuş olabilir ama esas gözetmemiz gerekenin çocuklarımızın küresel düzeyde başarılı olabilecekleri bir eğitim almalarıydı ve yine esas olanın eğitimin niteliğinin geliştirilmesiydi.''
Üst Kategori: ROOT Kategori: Gündem
Ömer Dinçer, ''Göreve başlarken nasıl bir gurur olmuşsa görevi devrederken de aynı gururu taşıdığımı ifade etmek istiyorum'' diye konuştu.
Milli Eğitim Bakanlığı devir teslim töreninde görevini devreden Ömer Dinçer, Nabi Avcı'yı yeni görevinden dolayı kutladı ve başarı diledi. Avcı'nın uzun yıllardır dostu ve arkadaşı olduğunu belirten Dinçer, görevi Avcı'ya devretmekten memnuniyet duyduğunu söyledi.
Dinçer, ''Göreve başlarken nasıl bir gurur olmuşsa görevi devrederken de aynı gururu taşıdığımı ifade etmek istiyorum'' diye konuştu.
Kendisine güvenerek, Milli Eğitim Bakanlığı gibi önemli sorumlulukları vermediği için Başbakan Erdoğan'ın yanı sıra mesai arkadaşlarına da teşekkür eden Dinçer, şunları kaydetti:
''4+4+4 sisteminin yerleştirilmesi konusunda inanılmaz bir çaba sarf ettiler. Türkiye'de Milli Eğitim Bakanlığı hakkındaki bütün yargıları alt üst edecek bir çabayla ve başarıyla işlerini yerine getirdiler. İl teşkilatlarındaki yöneticilerimize ve tüm öğretmenlerimize teşekkür ediyorum. Yaptığımız her şey bir anlam üzerineydi. Biz Milli Eğitim Bakanlığı'nda 1940'lı, 1950'li yıllardan bugüne gelmiş ve artık tüm dünyanın terk ettiği bir yönetim zihniyetini, bir eğitim yaklaşım tarzını değiştirmeye çalıştık. Daha demokratik, daha esnek bir eğitim sistemi kurgulamaya çalıştık. Çocuklarımızın farklılığı üzerine, toplumun farklı kesimlerinin ihtiyaç ve beklentileri üzerine bir yapı için çalıştık, çabaladık. Tüm bunları da yaparken esas odağında çocuklarımızın daha iyi eğitim alması gerekliliği. Eğer çocukların daha iyi eğitim alması için gerekirse öğretmenler üzerinde, gerekirse yöneticiler üzerinde fedakarlıklar yapmak gerekiyorsa, o fedakarlıkları çekinmeden yapmak için çaba sarf ettik. Tabii bunlar mevcut statükonun değişimiyle alakalı konular her zaman risklidir. Bunun üzerinden rahatsızlık duyan arkadaşlar olmuş olabilir ama esas gözetmemiz gerekenin çocuklarımızın küresel düzeyde başarılı olabilecekleri bir eğitim almalarıydı ve yine esas olanın eğitimin niteliğinin geliştirilmesiydi.''
Son Güncelleme: Cuma, 25 Ocak 2013 16:52
Gösterim: 2113
Bursa'da Türk Eğitim-Sen üyesi 30 öğretmen kurban kesip kasap havası oynayarak Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer'in görevden alınmasını kutladı!
Türk Eğitim-Sen Bursa 2 No’lu Şubesi üyeleri, Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer ’in görevden alınmasını İl Milli Eğitim Müdürlüğü önünde davul zurna eşliğinde kutladı. Adakları olduğunu söyleyen Türk Eğitim-Sen Bursa 2 No’lu Şube Başkanı Selçuk Türkoğlu, tekbir getirerek kurban kestirdi.
Kabinede yapılan değişiklikle Milli Eğitim bakanı Ömer Dinçer’in yerine AK Parti Eskişehir Milletvekili ve TBMM Milli Eğitim Kültür Gençlik ve Spor Komisyonu Başkanı Prof. Dr. Nabi Avcı’nın getirilmesi Türk Eğitim Sen Bursa 2 No’lu Şube üyelerini sevindirdi. Bursa İl Milli Eğitim Müdürlüğü önüne gelen yaklaşık 30 sendika üyesi, kutlama yapmak için davul zurna getirtti. Kasap havası oynayan üyeler ellerinde ’Öğretmeni Hiç Sevmezdi, Bir Hışımla Geldi Gitti Peh Peh’ dövizleri ile halay çekti.
Eğitimcilerin ateşi şimdilik Dinçer’i yaktı
Sendika üyeleri adına basın açıklaması yapan Türk Eğitim Sen Bursa 2 No’lu Şube Başkanı Selçuk Türkoğlu, Türk milli eğitiminin Ömer Dinçer’den kurtulduğunu söyleyerek şöyle konuştu:
"Bugün anlamlı ve önemli bir gün… Mahkeme kadıya mülk değildir. Görev yaptığı 16 ay müddetince Türk milli eğitimini arapsaçına döndüren, eğitim çalışanlarını öğrencileri ve velileri çileden çıkaran Ömer Dinçer dönemi bitmiştir. Bakan Dinçer’in ömrü bir güvercin kadar bile olmadı. Başbakan Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer ile bir seçim yaşamayı göze alamadı. 850 bin kişilik eğitim çalışanının, 350 bin ataması yapılmayan öğretmenin hükümete karşı infialini önlemenin tek yolu Ömer Dinçer’i gözden çıkartmaktı ve gözünün yaşına bakılmadı. Eğitimcilerin ateşi şimdilik Dinçer’i yaktı."
Koç kestirdiler
Basın açıklamasının Dinçer için bir koç adakları bulunduğunu söyleyen Türkoğlu ve sendika üyeleri, İl Milli Eğitim Müdürlüğü önüne getirdikleri koçu tekbir getirerek kasaba kestirdi. Sendika üyeleri daha sonra koçun kanını alınlarına sürerken, Türkoğlu koçun etini ihtiyacı olanlara ve üyelere dağıtacaklarını söyledi.
Üst Kategori: ROOT Kategori: Gündem
Bursa'da Türk Eğitim-Sen üyesi 30 öğretmen kurban kesip kasap havası oynayarak Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer'in görevden alınmasını kutladı!
Türk Eğitim-Sen Bursa 2 No’lu Şubesi üyeleri, Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer ’in görevden alınmasını İl Milli Eğitim Müdürlüğü önünde davul zurna eşliğinde kutladı. Adakları olduğunu söyleyen Türk Eğitim-Sen Bursa 2 No’lu Şube Başkanı Selçuk Türkoğlu, tekbir getirerek kurban kestirdi.
Kabinede yapılan değişiklikle Milli Eğitim bakanı Ömer Dinçer’in yerine AK Parti Eskişehir Milletvekili ve TBMM Milli Eğitim Kültür Gençlik ve Spor Komisyonu Başkanı Prof. Dr. Nabi Avcı’nın getirilmesi Türk Eğitim Sen Bursa 2 No’lu Şube üyelerini sevindirdi. Bursa İl Milli Eğitim Müdürlüğü önüne gelen yaklaşık 30 sendika üyesi, kutlama yapmak için davul zurna getirtti. Kasap havası oynayan üyeler ellerinde ’Öğretmeni Hiç Sevmezdi, Bir Hışımla Geldi Gitti Peh Peh’ dövizleri ile halay çekti.
Eğitimcilerin ateşi şimdilik Dinçer’i yaktı
Sendika üyeleri adına basın açıklaması yapan Türk Eğitim Sen Bursa 2 No’lu Şube Başkanı Selçuk Türkoğlu, Türk milli eğitiminin Ömer Dinçer’den kurtulduğunu söyleyerek şöyle konuştu:
"Bugün anlamlı ve önemli bir gün… Mahkeme kadıya mülk değildir. Görev yaptığı 16 ay müddetince Türk milli eğitimini arapsaçına döndüren, eğitim çalışanlarını öğrencileri ve velileri çileden çıkaran Ömer Dinçer dönemi bitmiştir. Bakan Dinçer’in ömrü bir güvercin kadar bile olmadı. Başbakan Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer ile bir seçim yaşamayı göze alamadı. 850 bin kişilik eğitim çalışanının, 350 bin ataması yapılmayan öğretmenin hükümete karşı infialini önlemenin tek yolu Ömer Dinçer’i gözden çıkartmaktı ve gözünün yaşına bakılmadı. Eğitimcilerin ateşi şimdilik Dinçer’i yaktı."
Koç kestirdiler
Basın açıklamasının Dinçer için bir koç adakları bulunduğunu söyleyen Türkoğlu ve sendika üyeleri, İl Milli Eğitim Müdürlüğü önüne getirdikleri koçu tekbir getirerek kasaba kestirdi. Sendika üyeleri daha sonra koçun kanını alınlarına sürerken, Türkoğlu koçun etini ihtiyacı olanlara ve üyelere dağıtacaklarını söyledi.
Son Güncelleme: Cuma, 25 Ocak 2013 17:13
Gösterim: 1486
Milli Eğitim Bakanlığı'nda devir teslim töreni yapıldı. AK Parti İstanbul Milletvekili Ömer Dinçer, Milli Eğitim Bakanlığı görevini bakanlık makamında yapılan törenle, AK Parti Eskişehir Milletvekili Nabi Avcı'ya devretti.
AK Parti İstanbul Milletvekil Ömer Dinçer, Milli Eğitim Bakanlığı görevini bakanlık makamında yapılan törenle, AK Parti Eskişehir Milletvekili Nabi Avcı'ya devretti. Devir teslimi sırasından yeni Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı, Dinçer'e "Bundan sonra her başımız sıkıştıdığından sizden desteğimizi alacağız" dedi ve teşekkür etti. Avcı, karne alan öğrencileri unutmadı ve "Karne alan öğrencileri tebrik ediyor ve iyi tatiller diliyorum" dedi. Son olarak da "Bu görevi bize layık gören Sayın Cumhurbaşkanımıza ve Başbakanınımıza teşekkür ediyorum" dedi.
Üst Kategori: ROOT Kategori: Gündem
Milli Eğitim Bakanlığı'nda devir teslim töreni yapıldı. AK Parti İstanbul Milletvekili Ömer Dinçer, Milli Eğitim Bakanlığı görevini bakanlık makamında yapılan törenle, AK Parti Eskişehir Milletvekili Nabi Avcı'ya devretti.
AK Parti İstanbul Milletvekil Ömer Dinçer, Milli Eğitim Bakanlığı görevini bakanlık makamında yapılan törenle, AK Parti Eskişehir Milletvekili Nabi Avcı'ya devretti. Devir teslimi sırasından yeni Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı, Dinçer'e "Bundan sonra her başımız sıkıştıdığından sizden desteğimizi alacağız" dedi ve teşekkür etti. Avcı, karne alan öğrencileri unutmadı ve "Karne alan öğrencileri tebrik ediyor ve iyi tatiller diliyorum" dedi. Son olarak da "Bu görevi bize layık gören Sayın Cumhurbaşkanımıza ve Başbakanınımıza teşekkür ediyorum" dedi.
Son Güncelleme: Cuma, 25 Ocak 2013 15:12
Gösterim: 1823