Aradığınız sayfa bulunamıyor, lütfen kategori listesinden ulaşmayı deneyiniz.
ASELSAN Araştırma Merkezi Akıllı Veri Analitiği Bölümü Müdürü Aykut Koç, ABD'de yaşayan doktoralı bilim insanlarını ASELSAN'a kazandırmak istediklerini söyledi.
ASELSAN Araştırma Merkezi Akıllı Veri Analitiği Bölümü Müdürü Aykut Koç, ASELSAN bünyesinde kurulan merkezin faaliyetlerini anlattı. ASELSAN'ın dünya ölçeğinde bir marka olmasını hedeflediklerini vurgulayan Koç, devam eden iş birliklerine yenilerini eklemek üzere, geçen hafta ABD'nin Chicago kentinde düzenlenen Türk-Amerikan Bilim Adamları ve Akademisyenleri Derneği (TASSA) Konferansı'na katıldıklarını söyledi.
ABD'de yaşayan doktora ve doktora sonrası çalışmalarını tamamlamış bilim insanlarına çağrıda bulunan Aykut Koç, "Onları ASELSAN'a kazandırmak istiyoruz. Şirketimizdeki araştırma fırsatları ve milli hedeflerimiz yurt dışında bulunan bilim insanlarını Türkiye'ye geri dönüşe teşvik ediyor." diye konuştu. Görüşmelerde şirketin faaliyet alanları, ileri teknoloji ve Ar-Ge faaliyetleri hakkında bilgi verdiklerini aktaran Koç, Türk bilim insanlarının ASELSAN'a gösterdiği ilgiden çok memnun olduklarını ifade etti.
Üst Kategori: ROOT Kategori: Üniversiteler
ASELSAN Araştırma Merkezi Akıllı Veri Analitiği Bölümü Müdürü Aykut Koç, ABD'de yaşayan doktoralı bilim insanlarını ASELSAN'a kazandırmak istediklerini söyledi.
ASELSAN Araştırma Merkezi Akıllı Veri Analitiği Bölümü Müdürü Aykut Koç, ASELSAN bünyesinde kurulan merkezin faaliyetlerini anlattı. ASELSAN'ın dünya ölçeğinde bir marka olmasını hedeflediklerini vurgulayan Koç, devam eden iş birliklerine yenilerini eklemek üzere, geçen hafta ABD'nin Chicago kentinde düzenlenen Türk-Amerikan Bilim Adamları ve Akademisyenleri Derneği (TASSA) Konferansı'na katıldıklarını söyledi.
ABD'de yaşayan doktora ve doktora sonrası çalışmalarını tamamlamış bilim insanlarına çağrıda bulunan Aykut Koç, "Onları ASELSAN'a kazandırmak istiyoruz. Şirketimizdeki araştırma fırsatları ve milli hedeflerimiz yurt dışında bulunan bilim insanlarını Türkiye'ye geri dönüşe teşvik ediyor." diye konuştu. Görüşmelerde şirketin faaliyet alanları, ileri teknoloji ve Ar-Ge faaliyetleri hakkında bilgi verdiklerini aktaran Koç, Türk bilim insanlarının ASELSAN'a gösterdiği ilgiden çok memnun olduklarını ifade etti.
Son Güncelleme: Pazartesi, 11 Nisan 2016 13:59
Gösterim: 1186
Hacettepe Üniversitesi öğretim üyeleri, 23 Mart'ta Beytepe Yerleşkesi'nde 4 öğrencinin yaralanmasıyla sonuçlanan olaylara ilişkin, bütün öğrencilerini, "üniversite öğrencisine yakışan bir itidale" çağırdı.
Beytepe Yerleşkesi'nde bir araya gelen bir grup öğretim üyesi adına yapılan açıklamada, 23 Mart 2016'da Beytepe Yerleşkesi'nde 4 öğrencinin yaralanmasıyla sonuçlanan üzüntü verici bir olayın cereyan ettiği ifade edildi.
Açıklamada, şunlar kaydedildi:
"Bu olay karşısında biz, farklı siyasi ve felsefi görüşlere mensup öğretim üyeleri olarak, her türlü şiddet olayını ve başkalarına zarar vermeyi hedefleyen her türlü girişimi, eğitim, öğretim ve araştırma ortamını temelden sakatlayan, özünde üniversiteyi ayakta tutan değer olan düşünce ve ifade özgürlüğünü zehirleyen bir faaliyet olarak mahkum ediyor, her öğrencimizin değerine olan inancımızı vurgulayarak ve hiçbirinin zarar görmesine rıza göstermeyeceğimizi beyan ederek, bütün öğrencilerimizi üniversite öğrencisine yakışan bir itidale davet ediyoruz."
Üst Kategori: ROOT Kategori: Üniversiteler
Hacettepe Üniversitesi öğretim üyeleri, 23 Mart'ta Beytepe Yerleşkesi'nde 4 öğrencinin yaralanmasıyla sonuçlanan olaylara ilişkin, bütün öğrencilerini, "üniversite öğrencisine yakışan bir itidale" çağırdı.
Beytepe Yerleşkesi'nde bir araya gelen bir grup öğretim üyesi adına yapılan açıklamada, 23 Mart 2016'da Beytepe Yerleşkesi'nde 4 öğrencinin yaralanmasıyla sonuçlanan üzüntü verici bir olayın cereyan ettiği ifade edildi.
Açıklamada, şunlar kaydedildi:
"Bu olay karşısında biz, farklı siyasi ve felsefi görüşlere mensup öğretim üyeleri olarak, her türlü şiddet olayını ve başkalarına zarar vermeyi hedefleyen her türlü girişimi, eğitim, öğretim ve araştırma ortamını temelden sakatlayan, özünde üniversiteyi ayakta tutan değer olan düşünce ve ifade özgürlüğünü zehirleyen bir faaliyet olarak mahkum ediyor, her öğrencimizin değerine olan inancımızı vurgulayarak ve hiçbirinin zarar görmesine rıza göstermeyeceğimizi beyan ederek, bütün öğrencilerimizi üniversite öğrencisine yakışan bir itidale davet ediyoruz."
Son Güncelleme: Çarşamba, 30 Mart 2016 11:57
Gösterim: 1617
ABD'de iki Türk bilim adamının araştırması, yağlı beslenmenin kök hücreyi etkileyerek bağırsak kanseri riskini artırdığını ortaya çıkardı.
ABD'de Massachusetts Teknoloji Enstitüsü'nde (Massachusetts Institute of Technology- MIT) Yılmaz Laboratuvarı'nı kuran Yrd. Doç. Dr. Ömer Yılmaz ile Harvard Üniversitesi Tıp Fakültesi'nin İmmünoloji bölümünde doktorasını tamamlamak üzere olan Semir Beyaz, tıp dünyasında yankı uyandıran bir araştırma gerçekleştirdi.
Türk bilim adamları Yılmaz ve Beyaz, 9 ila 12 ay, sağlıklı fareleri yüzde 60 yağlı bir diyetle besleyerek kök hücreler ve obezite bağlantılı kanser arasındaki olası ilişkiyi inceledi. Çalışma sonucunda, yağlı beslenmenin kök hücre üzerine etkisinin, yağlı beslenme ve obezite ile kanser arasında uzun zamandır düşünülen ilişkinin sebebi olduğu ortaya kondu.
Yrd. Doç. Dr. Yılmaz, yaptığı açıklamada, "Neden şişmanlık bağırsak kanserini artırıyor?" sorusuna yanıt bulmak üzere yola çıktıklarını anlattı. Araştırma kapsamında fareleri yağlı gıdalarla beslediklerini ifade eden Yılmaz, şöyle konuştu: "Şu ana kadar iki önemli buluşumuz oldu. Birincisi, şişmanlıkta bağırsakta yetişkin kök hücre sayısı artıyor. İkincisi, bağırsakta kök hücre olmayan hücre, kök hücre özelliklerini kazanıyor. Kök hücrenin önemi, bağırsaktaki bütün hücreleri üretebiliyor olması. Bu kök hücreler zamanla mutasyona uğruyor ve kansere yol açıyor. Şişmanlıkta kök hücre sayısı arttığı zaman kanser olma riski artıyor."
"Bağırsak kanserini önleme çalışmalarına ışık tutacak"
Araştırma sonucunda elde ettikleri bulguları Nature dergisinde yayınladıklarını ve araştırmalarının hem derginin hem de bilim dünyasının ilgisini çektiğini belirten Yılmaz, "Çünkü şişmanlık ve bağırsak kanseri arasındaki ilişkinin hem hücresel hem de moleküler mekanizmasını ortaya çıkarttık. Buluşumuzun tıp dünyası açısından önemi, bağırsak kanserini önlemeye yönelik çalışmalara ışık tutmasıdır." dedi.
Üst Kategori: ROOT Kategori: Üniversiteler
ABD'de iki Türk bilim adamının araştırması, yağlı beslenmenin kök hücreyi etkileyerek bağırsak kanseri riskini artırdığını ortaya çıkardı.
ABD'de Massachusetts Teknoloji Enstitüsü'nde (Massachusetts Institute of Technology- MIT) Yılmaz Laboratuvarı'nı kuran Yrd. Doç. Dr. Ömer Yılmaz ile Harvard Üniversitesi Tıp Fakültesi'nin İmmünoloji bölümünde doktorasını tamamlamak üzere olan Semir Beyaz, tıp dünyasında yankı uyandıran bir araştırma gerçekleştirdi.
Türk bilim adamları Yılmaz ve Beyaz, 9 ila 12 ay, sağlıklı fareleri yüzde 60 yağlı bir diyetle besleyerek kök hücreler ve obezite bağlantılı kanser arasındaki olası ilişkiyi inceledi. Çalışma sonucunda, yağlı beslenmenin kök hücre üzerine etkisinin, yağlı beslenme ve obezite ile kanser arasında uzun zamandır düşünülen ilişkinin sebebi olduğu ortaya kondu.
Yrd. Doç. Dr. Yılmaz, yaptığı açıklamada, "Neden şişmanlık bağırsak kanserini artırıyor?" sorusuna yanıt bulmak üzere yola çıktıklarını anlattı. Araştırma kapsamında fareleri yağlı gıdalarla beslediklerini ifade eden Yılmaz, şöyle konuştu: "Şu ana kadar iki önemli buluşumuz oldu. Birincisi, şişmanlıkta bağırsakta yetişkin kök hücre sayısı artıyor. İkincisi, bağırsakta kök hücre olmayan hücre, kök hücre özelliklerini kazanıyor. Kök hücrenin önemi, bağırsaktaki bütün hücreleri üretebiliyor olması. Bu kök hücreler zamanla mutasyona uğruyor ve kansere yol açıyor. Şişmanlıkta kök hücre sayısı arttığı zaman kanser olma riski artıyor."
"Bağırsak kanserini önleme çalışmalarına ışık tutacak"
Araştırma sonucunda elde ettikleri bulguları Nature dergisinde yayınladıklarını ve araştırmalarının hem derginin hem de bilim dünyasının ilgisini çektiğini belirten Yılmaz, "Çünkü şişmanlık ve bağırsak kanseri arasındaki ilişkinin hem hücresel hem de moleküler mekanizmasını ortaya çıkarttık. Buluşumuzun tıp dünyası açısından önemi, bağırsak kanserini önlemeye yönelik çalışmalara ışık tutmasıdır." dedi.
Son Güncelleme: Pazartesi, 28 Mart 2016 12:37
Gösterim: 1310
Siirt Üniversitesi Veteriner Fakültesinde, öğrencilere verilen ödevlerle çeşitli hayvan türlerine ait kemik ve iskeletlerin yer aldığı anatomi laboratuvarı oluşturuldu.
2014 yılında öğrenci kabulüne başlanan fakültede, anatomi eğitiminin "olmazsa olmazı" olarak nitelendirilen bir laboratuvar oluşturulması için öğrencilerden de destek istendi. Verilen ödev kapsamında öğrenciler de memleketlerinde çeşitli hayvan türlerine ait kemiklerle iskeletler buldu. Öğrencilerin buldukları buzağı, eşek, domuz, kedi, köpek ve bıldırcın gibi hayvanlara ait kemikleri birleştirerek oluşturdukları 15 iskelet ile yüzlerce kemiğin inceleme amaçlı yer aldığı laboratuvar, veteriner eğitimine önemli katkılar sunuyor.
Buldukları iskeletleri getirdiler
Veteriner Fakültesi öğrencisi Mehmet Orhan, üniversiteye bir laboratuvar kazandırmaya katkı sundukları için mutlu olduklarını söyledi. "Ödev olarak Nevşehir'de bir domuza ait kemikleri toplayarak, arkadaşlarımla birleştirip iskelet oluşturduk. Okulumuza bir domuz iskeleti kazandırdık." diyen Orhan, iskeletin son derece başarılı bir çalışma olduğunu anlattı. Mecit Tumur da Hakkari'nin Yüksekova ilçesinde büyük uğraşlar sonucunda tilki iskeleti bulduğunu dile getirerek, iskeleti laboratuvara getirdiğini belirtti. Fas'tan veteriner hekim olmak amacıyla Siirt'e geldiğini anlatan Moussaab Zarhouti ise Diyarbakır'da bulduğu tavşan kemiklerini Siirt'te arkadaşlarıyla iskelete dönüştürdüklerini aktardı. Gamze Çevik de çevrede buldukları kemiklerle çeşitli iskeletler ortaya çıkardıklarını, bu sayede içerisinde kemik ve iskeletlerin bulunduğu bir anatomi laboratuvarı oluştuğunu kaydetti.
"Öğrencilerimizin katkısını önemsiyoruz"
Veteriner Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Nihat Şındak, laboratuvarda çok sayıda hayvan türüne ait kemiklerin yanı sıra buzağı, eşek, domuz, kedi, köpek ve bıldırcın gibi hayvanlara ait iskeletlerinin de yer aldığını vurgulayarak, anatomi laboratuvarını zenginleştirme çalışmalarının sürdüğünü dile getirdi. Prof. Dr. Şındak, şöyle dedi: "Anatomi laboratuvarı, veteriner eğitiminde temel bilimler bölümünün altyapısını oluşturuyor ve veteriner hekim yetişmesinde büyük önem taşıyor. Çünkü, biz sadece hayvan sağlığıyla değil, aynı zamanda tür analizlerinin yapılmasında da bu laboratuvardan edindiğimiz bilgileri kullanıyoruz. Temel bilimlerin neredeyse temelini oluşturacak bu laboratuvarın oluşturulmasında öğrencilerimizin katkısını önemsiyor ve takdirle karşılıyoruz."
Üst Kategori: ROOT Kategori: Üniversiteler
Siirt Üniversitesi Veteriner Fakültesinde, öğrencilere verilen ödevlerle çeşitli hayvan türlerine ait kemik ve iskeletlerin yer aldığı anatomi laboratuvarı oluşturuldu.
2014 yılında öğrenci kabulüne başlanan fakültede, anatomi eğitiminin "olmazsa olmazı" olarak nitelendirilen bir laboratuvar oluşturulması için öğrencilerden de destek istendi. Verilen ödev kapsamında öğrenciler de memleketlerinde çeşitli hayvan türlerine ait kemiklerle iskeletler buldu. Öğrencilerin buldukları buzağı, eşek, domuz, kedi, köpek ve bıldırcın gibi hayvanlara ait kemikleri birleştirerek oluşturdukları 15 iskelet ile yüzlerce kemiğin inceleme amaçlı yer aldığı laboratuvar, veteriner eğitimine önemli katkılar sunuyor.
Buldukları iskeletleri getirdiler
Veteriner Fakültesi öğrencisi Mehmet Orhan, üniversiteye bir laboratuvar kazandırmaya katkı sundukları için mutlu olduklarını söyledi. "Ödev olarak Nevşehir'de bir domuza ait kemikleri toplayarak, arkadaşlarımla birleştirip iskelet oluşturduk. Okulumuza bir domuz iskeleti kazandırdık." diyen Orhan, iskeletin son derece başarılı bir çalışma olduğunu anlattı. Mecit Tumur da Hakkari'nin Yüksekova ilçesinde büyük uğraşlar sonucunda tilki iskeleti bulduğunu dile getirerek, iskeleti laboratuvara getirdiğini belirtti. Fas'tan veteriner hekim olmak amacıyla Siirt'e geldiğini anlatan Moussaab Zarhouti ise Diyarbakır'da bulduğu tavşan kemiklerini Siirt'te arkadaşlarıyla iskelete dönüştürdüklerini aktardı. Gamze Çevik de çevrede buldukları kemiklerle çeşitli iskeletler ortaya çıkardıklarını, bu sayede içerisinde kemik ve iskeletlerin bulunduğu bir anatomi laboratuvarı oluştuğunu kaydetti.
"Öğrencilerimizin katkısını önemsiyoruz"
Veteriner Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Nihat Şındak, laboratuvarda çok sayıda hayvan türüne ait kemiklerin yanı sıra buzağı, eşek, domuz, kedi, köpek ve bıldırcın gibi hayvanlara ait iskeletlerinin de yer aldığını vurgulayarak, anatomi laboratuvarını zenginleştirme çalışmalarının sürdüğünü dile getirdi. Prof. Dr. Şındak, şöyle dedi: "Anatomi laboratuvarı, veteriner eğitiminde temel bilimler bölümünün altyapısını oluşturuyor ve veteriner hekim yetişmesinde büyük önem taşıyor. Çünkü, biz sadece hayvan sağlığıyla değil, aynı zamanda tür analizlerinin yapılmasında da bu laboratuvardan edindiğimiz bilgileri kullanıyoruz. Temel bilimlerin neredeyse temelini oluşturacak bu laboratuvarın oluşturulmasında öğrencilerimizin katkısını önemsiyor ve takdirle karşılıyoruz."
Son Güncelleme: Salı, 29 Mart 2016 12:58
Gösterim: 1392
YÖK, "Türk yükseköğretim sisteminin dünyaya açılan penceresi" olarak nitelendirilen "Mevlana Değişim Programı"na getirdiği yenilikle proje tabanlı bir sistemi hayata geçirdi.
YÖK, "Türk yükseköğretim sisteminin dünyaya açılan penceresi" olarak nitelendirilen "Mevlana Değişim Programı"na getirdiği yenilikle proje tabanlı bir sistemi hayata geçirdi. Buna göre, programda belirlenen alanlarda üniversitelerce hazırlanacak projeler, öğrenci ve öğretim elemanı değişimi yoluyla gerçekleştirilecek ve YÖK tarafından desteklenecek. Mevlana Programı, 2016-2017 eğitim ve öğretim yılından itibaren "proje tabanlı", "ülke odaklı" ve "alan odaklı" olmak üzere 3 farklı şekilde devam edecek.
"Proje Tabanlı Mevlana Değişim Programı" ile YÖK Yürütme Kurulunca belirlenen alanlarda üniversiteler tarafından hazırlanacak projeler, öğrenci ve öğretim elemanı değişimi yoluyla gerçekleştirilecek ve YÖK tarafından desteklenecek. Programın "ülke odaklı" hedefi kapsamında, tüm alanlarda 21 ülkeyle öğrenci ve öğretim elemanı değişimi yapılacak. "Alan odaklı" hedef kapsamında ise 28 ülkeyle sosyal ve beşeri bilimler, fen ve mühendislik bilimleri, sağlık bilimleri gibi alanlar bazında öğrenci ve öğretim elemanı değişimi gerçekleştirilecek.
Başvurular 29 Nisan'a kadar yapılacak
Değişim faaliyeti, yurt içindeki ve yurt dışındaki yükseköğretim kurumları ile bu kurumların öğrenci ve öğretim elemanlarını kapsıyor. Başvurular, proje ortağı olan iki üniversiteden de istenilen tüm bilgi ve belgelerle yurt içindeki üniversite rektörlükleri kanalıyla 29 Nisan 2016'ya kadar YÖK'e resmi yolla yapılacak.
Üst Kategori: ROOT Kategori: Üniversiteler
YÖK, "Türk yükseköğretim sisteminin dünyaya açılan penceresi" olarak nitelendirilen "Mevlana Değişim Programı"na getirdiği yenilikle proje tabanlı bir sistemi hayata geçirdi.
YÖK, "Türk yükseköğretim sisteminin dünyaya açılan penceresi" olarak nitelendirilen "Mevlana Değişim Programı"na getirdiği yenilikle proje tabanlı bir sistemi hayata geçirdi. Buna göre, programda belirlenen alanlarda üniversitelerce hazırlanacak projeler, öğrenci ve öğretim elemanı değişimi yoluyla gerçekleştirilecek ve YÖK tarafından desteklenecek. Mevlana Programı, 2016-2017 eğitim ve öğretim yılından itibaren "proje tabanlı", "ülke odaklı" ve "alan odaklı" olmak üzere 3 farklı şekilde devam edecek.
"Proje Tabanlı Mevlana Değişim Programı" ile YÖK Yürütme Kurulunca belirlenen alanlarda üniversiteler tarafından hazırlanacak projeler, öğrenci ve öğretim elemanı değişimi yoluyla gerçekleştirilecek ve YÖK tarafından desteklenecek. Programın "ülke odaklı" hedefi kapsamında, tüm alanlarda 21 ülkeyle öğrenci ve öğretim elemanı değişimi yapılacak. "Alan odaklı" hedef kapsamında ise 28 ülkeyle sosyal ve beşeri bilimler, fen ve mühendislik bilimleri, sağlık bilimleri gibi alanlar bazında öğrenci ve öğretim elemanı değişimi gerçekleştirilecek.
Başvurular 29 Nisan'a kadar yapılacak
Değişim faaliyeti, yurt içindeki ve yurt dışındaki yükseköğretim kurumları ile bu kurumların öğrenci ve öğretim elemanlarını kapsıyor. Başvurular, proje ortağı olan iki üniversiteden de istenilen tüm bilgi ve belgelerle yurt içindeki üniversite rektörlükleri kanalıyla 29 Nisan 2016'ya kadar YÖK'e resmi yolla yapılacak.
Son Güncelleme: Pazar, 27 Mart 2016 18:13
Gösterim: 1883