Aradığınız sayfa bulunamıyor, lütfen kategori listesinden ulaşmayı deneyiniz.
Milli Eğitim Bakanlığı, gelecek yıldan itibaren 15 Temmuz'daki FETÖ'nün darbe girişimi ve sonrası yaşanan demokrasi mücadelesinin yer alacağı ders kitapları için müfredat hazırlıyor.
Milli Eğitim Bakanlığı (MEB), gelecek yıldan itibaren 15 Temmuz'dakiFETÖ'nün darbe girişimi ve sonrasındaki demokrasi mücadelesinin yer alacağıders kitapları için müfredat çalışmalarına başladı.
MEB, 2016-2017 eğitim öğretim yılının okullarda, "15 Temmuz Demokrasi Zaferi ve Şehitleri Anma" konularını kapsayacak şekilde törenler ile başlatılması için bir dizi çalışma yürütmüştü.
Bakanlık tarafından hazırlanan "15 Temmuz Demokrasi Zaferi ve Şehitleri Anma" temalı broşürler tüm öğrencilere dağıtılmış, Eğitim Bilişim Ağı'nda (EBA) yayınlanan iki ayrı videonun gösterimi de yapılmıştı.
Müfredat çalışmaları da başladı
MEB, tüm eğitim kademelerinde müfredat yenileme çalışmaları yapıyor. Müfredat yenileme çalışmalarındaki başlıklara "15 Temmuz Demokrasi Zaferi" de eklendi.
Bu kapsamda Bakanlık, 15 Temmuz'daki FETÖ'nün darbe girişimi ve sonrasındaki demokrasi mücadelesinin yer alacağı ders kitapları için müfredat hazırlıyor.
Müfredat çalışmaları ilgili genel müdürlükler, öğretmenler, aydınlar, ilgili akademisyenler ve sivil toplum kuruluşları ile iletişim halinde sürdürülürken, gelecek yıldan itibaren ders kitaplarında 15 Temmuz'daki FETÖ'nün darbe girişimi ve sonrası yaşanan demokrasi mücadelesi de yer alacak.
Tüm kademelerde işlenmesi planlanıyor
12 yıllık zorunlu eğitim kapsamındaki tüm kademelerde 15 Temmuz demokrasi mücadelesinin işlenmesi planlanıyor.
Müfredatta, İnkılap Tarihi ve Atatürkçülük, sosyal bilgiler, düşünme eğitimi, vatandaşlık gibi dersler ile liselerdeki tarih, felsefe, edebiyat başta olmak üzere tüm kademelerin seviyelerine uygun şekilde, vatan sevgisi, vatandaşlık, anayasa, hukuk düzenine saygı, demokrasi ve şehitlik gibi kavramlara yer verilecek.
Kitaplarda, bu kavramlar üzerine okuma parçaları, şiirler ve görsellerin kullanılması planlanıyor. Öğretmen kılavuzlarında da 15 Temmuz demokrasi mücadelesinin nasıl anlatılacağı konusu düzenlenecek.
Üst Kategori: ROOT Kategori: Gündem
Milli Eğitim Bakanlığı, gelecek yıldan itibaren 15 Temmuz'daki FETÖ'nün darbe girişimi ve sonrası yaşanan demokrasi mücadelesinin yer alacağı ders kitapları için müfredat hazırlıyor.
Milli Eğitim Bakanlığı (MEB), gelecek yıldan itibaren 15 Temmuz'dakiFETÖ'nün darbe girişimi ve sonrasındaki demokrasi mücadelesinin yer alacağıders kitapları için müfredat çalışmalarına başladı.
MEB, 2016-2017 eğitim öğretim yılının okullarda, "15 Temmuz Demokrasi Zaferi ve Şehitleri Anma" konularını kapsayacak şekilde törenler ile başlatılması için bir dizi çalışma yürütmüştü.
Bakanlık tarafından hazırlanan "15 Temmuz Demokrasi Zaferi ve Şehitleri Anma" temalı broşürler tüm öğrencilere dağıtılmış, Eğitim Bilişim Ağı'nda (EBA) yayınlanan iki ayrı videonun gösterimi de yapılmıştı.
Müfredat çalışmaları da başladı
MEB, tüm eğitim kademelerinde müfredat yenileme çalışmaları yapıyor. Müfredat yenileme çalışmalarındaki başlıklara "15 Temmuz Demokrasi Zaferi" de eklendi.
Bu kapsamda Bakanlık, 15 Temmuz'daki FETÖ'nün darbe girişimi ve sonrasındaki demokrasi mücadelesinin yer alacağı ders kitapları için müfredat hazırlıyor.
Müfredat çalışmaları ilgili genel müdürlükler, öğretmenler, aydınlar, ilgili akademisyenler ve sivil toplum kuruluşları ile iletişim halinde sürdürülürken, gelecek yıldan itibaren ders kitaplarında 15 Temmuz'daki FETÖ'nün darbe girişimi ve sonrası yaşanan demokrasi mücadelesi de yer alacak.
Tüm kademelerde işlenmesi planlanıyor
12 yıllık zorunlu eğitim kapsamındaki tüm kademelerde 15 Temmuz demokrasi mücadelesinin işlenmesi planlanıyor.
Müfredatta, İnkılap Tarihi ve Atatürkçülük, sosyal bilgiler, düşünme eğitimi, vatandaşlık gibi dersler ile liselerdeki tarih, felsefe, edebiyat başta olmak üzere tüm kademelerin seviyelerine uygun şekilde, vatan sevgisi, vatandaşlık, anayasa, hukuk düzenine saygı, demokrasi ve şehitlik gibi kavramlara yer verilecek.
Kitaplarda, bu kavramlar üzerine okuma parçaları, şiirler ve görsellerin kullanılması planlanıyor. Öğretmen kılavuzlarında da 15 Temmuz demokrasi mücadelesinin nasıl anlatılacağı konusu düzenlenecek.
Son Güncelleme: Salı, 11 Ekim 2016 15:05
Gösterim: 1853
Save the Children örgütü raporuna göre, dünyada her 7 saniyede 15 yaşından küçük bir kız çocuğu evlendiriliyor.
Merkezi İngiltere'nin başkenti Londra'da bulunan "Save the Children" örgütü, "Dünya Kız Çocukları Günü"nde yayımladığı raporunda özellikle özellikle gelişmekte olan ve gelişmemiş ülkelerde henüz ergenliğe bile girmemiş kız çocuklarının kendilerinden yaşça çok daha büyük erkeklerle evlendirildiğine dikkati çekti.
Rapora göre, her yıl 18 yaşından küçük 15 milyon kız çocuğu, zorla evlendiriliyor. Rapor, gelişmekte olan ülkelerde 18 yaşından küçük her üç kız çocuğundan birinin ve 15 yaşından küçük her dokuz kız çocuğundan birinin evlendirildiğini gözler önüne seriyor.
Raporda erken yaşta evlilik oranının, mülteci kamplarında yaşam mücadelesi veren kız çocukları arasında çok yüksek olduğuna işaret edildi. Ülkelerindeki iç savaş ve çatışma ortamlarından kaçan ve mülteci durumuna düşen ailelerin, kız çocuklarını yoksulluk ve cinsel tacizden korumak amacıyla erken yaşta evlendirdiği belirtildi.
Örgüt tarafından yayımlanan raporda çocuk evliliği, okula gitme oranları, çocuk yaşta gebelik, anne ölümleri ve hükümette kadınların temsili gibi veriler incelenerek ülke listesi verildi.
Çocuk evliliğinin en düşük olduğu ya da hiç olmadığı İsveç, Finlandiya, Norveç, Hollanda ve Belçika listenin başında yer alırken Nijer, Çad, Orta Afrika Cumhuriyeti, Mali ve Somali en yüksek çocuk evliliği oranlarıyla listenin sonunda yer aldı.
144 ülkenin yer aldığı listede Türkiye, 55. sırada bulunuyor.
Ülke bazında bakıldığında Hindistan, en fazla çocuk evliliği rakamlarına sahip. Dünyanın en kalabalık ikinci ülkesi olan Hindistan'da kız çocuklarının yüzde 47'si 18 yaşından önce evlendiriliyor.
Save the Children Başkanı Carolyn Miles, "Çocuk yaşta evlilik, kız çocuklarının eğitim almasına, fiziksel ve psikolojik olarak gelişmesine ve çocukluklarını yaşamalarına engel oluyor. Küçük yaşta evliliğe zorlanan kız çocukları, okula devam edemediği gibi aile içi şiddet, cinsel taciz ve tecavüze daha fazla maruz kalıyor. Bu çocuklar, hem çok erken yaşlarda gebelik yaşıyor hem de HIV gibi cinsel yolla geçen hastalıklardan etkileniyor." değerlendirmesinde bulundu.
Birleşmiş Milletler Çocuklara Yardım Fonu (UNICEF) da dünyanın çeşitli ülkelerinde çocuk yaşta evliliğe zorlanmış yaklaşık 700 milyon kız çocuğunun bulunduğuna işaret etti. UNICEF, bu rakamın 2030 itibarıyla 950 milyona, 2050'de ise 1,2 milyara yükselebileceği uyarısında bulundu.
Birleşmiş Milletler (BM), 2011'de Türkiye'nin girişimiyle 11 Ekim'i "Dünya Kız Çocukları Günü" ilan etmişti. BM Genel Kurulu, 11 Ekim'in "Dünya Kız Çocukları Günü" olarak kabul edilmesi için Türkiye, Kanada ve Peru tarafından hazırlanan karar tasarısını oy birliğiyle onaylamıştı.
Üst Kategori: ROOT Kategori: Gündem
Save the Children örgütü raporuna göre, dünyada her 7 saniyede 15 yaşından küçük bir kız çocuğu evlendiriliyor.
Merkezi İngiltere'nin başkenti Londra'da bulunan "Save the Children" örgütü, "Dünya Kız Çocukları Günü"nde yayımladığı raporunda özellikle özellikle gelişmekte olan ve gelişmemiş ülkelerde henüz ergenliğe bile girmemiş kız çocuklarının kendilerinden yaşça çok daha büyük erkeklerle evlendirildiğine dikkati çekti.
Rapora göre, her yıl 18 yaşından küçük 15 milyon kız çocuğu, zorla evlendiriliyor. Rapor, gelişmekte olan ülkelerde 18 yaşından küçük her üç kız çocuğundan birinin ve 15 yaşından küçük her dokuz kız çocuğundan birinin evlendirildiğini gözler önüne seriyor.
Raporda erken yaşta evlilik oranının, mülteci kamplarında yaşam mücadelesi veren kız çocukları arasında çok yüksek olduğuna işaret edildi. Ülkelerindeki iç savaş ve çatışma ortamlarından kaçan ve mülteci durumuna düşen ailelerin, kız çocuklarını yoksulluk ve cinsel tacizden korumak amacıyla erken yaşta evlendirdiği belirtildi.
Örgüt tarafından yayımlanan raporda çocuk evliliği, okula gitme oranları, çocuk yaşta gebelik, anne ölümleri ve hükümette kadınların temsili gibi veriler incelenerek ülke listesi verildi.
Çocuk evliliğinin en düşük olduğu ya da hiç olmadığı İsveç, Finlandiya, Norveç, Hollanda ve Belçika listenin başında yer alırken Nijer, Çad, Orta Afrika Cumhuriyeti, Mali ve Somali en yüksek çocuk evliliği oranlarıyla listenin sonunda yer aldı.
144 ülkenin yer aldığı listede Türkiye, 55. sırada bulunuyor.
Ülke bazında bakıldığında Hindistan, en fazla çocuk evliliği rakamlarına sahip. Dünyanın en kalabalık ikinci ülkesi olan Hindistan'da kız çocuklarının yüzde 47'si 18 yaşından önce evlendiriliyor.
Save the Children Başkanı Carolyn Miles, "Çocuk yaşta evlilik, kız çocuklarının eğitim almasına, fiziksel ve psikolojik olarak gelişmesine ve çocukluklarını yaşamalarına engel oluyor. Küçük yaşta evliliğe zorlanan kız çocukları, okula devam edemediği gibi aile içi şiddet, cinsel taciz ve tecavüze daha fazla maruz kalıyor. Bu çocuklar, hem çok erken yaşlarda gebelik yaşıyor hem de HIV gibi cinsel yolla geçen hastalıklardan etkileniyor." değerlendirmesinde bulundu.
Birleşmiş Milletler Çocuklara Yardım Fonu (UNICEF) da dünyanın çeşitli ülkelerinde çocuk yaşta evliliğe zorlanmış yaklaşık 700 milyon kız çocuğunun bulunduğuna işaret etti. UNICEF, bu rakamın 2030 itibarıyla 950 milyona, 2050'de ise 1,2 milyara yükselebileceği uyarısında bulundu.
Birleşmiş Milletler (BM), 2011'de Türkiye'nin girişimiyle 11 Ekim'i "Dünya Kız Çocukları Günü" ilan etmişti. BM Genel Kurulu, 11 Ekim'in "Dünya Kız Çocukları Günü" olarak kabul edilmesi için Türkiye, Kanada ve Peru tarafından hazırlanan karar tasarısını oy birliğiyle onaylamıştı.
Son Güncelleme: Salı, 11 Ekim 2016 12:45
Gösterim: 1395
Başbakan Yıldırım, "Ülkenin istiklalinden, istikbalinden, geleceğimiz olan gençlerimizin aydınlık yarınlarından zerre kadar taviz vermeyeceğiz. Kimse bize bu konuda nasihat vermeye kalkmasın, demokrasi nutukları atmasın." dedi.
Başbakan Binali Yıldırım, İstanbul Teknik Üniversitesinin 2016-2017Akademik Yılı Açılış Töreninde yaptığı konuşmada, Türkiye'nin terörle mücadelesinin sürdüğünü söyledi. Terörle mücadelenin, Türkiye yeni karşılaştığı bir durum olmadığına işaret eden Yıldırım, şöyle konuştu: "Teröristin maalesef kutsal bildiği hiçbir şey yok. Ne insana ne cana ne hayata kıyarken, en ufak bir tereddüt göstermiyor. Doğrusu terörle mücadele, ülkemizin yeni karşılaştığı bir durum değil. 40 yıla yaklaşan bir süreçten bahsediyoruz. Günümüzde ise artık sadece bölücü terör örgütü değil, aynı zamanda FETÖ terör örgütüyle de DAEŞ gibi bir terör örgütüyle de mücadelemiz amansız bir şekilde devam ediyor. Türkiye, sahip olduğu coğrafyanın bir anlamda bedelini ödüyor."
"Gençlerimizin aydınlık yarınlarından zerre kadar taviz vermeyeceğiz"
Terörle mücadelenin, hainlerin tamamı bu topraklardan yok oluncaya kadar süreceğini vurgulayan Yıldırım, şunları kaydetti: "Buradaki kararlılığımızdan zerre kadar sapma yok. Her türlü çılgınlığı, her türlü intihar eylemini yapabilirler, canımız da acıyabilir, şehitlerimiz de olabilir ama şehitlerimizi kalbimize basacağız ancak ülkenin istiklalinden, istikbalinden, geleceğimiz olan gençlerimizin aydınlık yarınlarından zerre kadar taviz vermeyeceğiz. Kimse bize bu konuda nasihat vermeye kalkmasın, demokrasi nutukları atmasın."
"Bunlar terörden medet umanların son çırpınışlarıdır"
Terör örgütünün saldırılarına karşılık her türlü önlemin alındığını bildiren Yıldırım, "Bunlar, terörden medet umanların son çırpınışlarıdır. Son olaylar özellikle kırsalda büyük zayiatlar veren terör örgütünün artık kontrol eylemleri olarak tezahür etmektedir. Birçok yerde benzeri saldırılar güvenlik güçlerimizin hassas ve anlık istihbaratları değerlendirmesiyle önlenmektedir. Her türlü tedbir alınıyor, daha fazlası da alınacak." dedi.
"Devlet olmayı bilin, ondan sonra Türkiye'ye laf edin"
Son yıllarda Irak ve Suriye'de yaşanan istikrarsız durumun en fazla Türkiye'yi etkilediğini hatırlatan Yıldırım, sözlerini şöyle sürdürdü: "Ne yazık ki bölgeyle fiziki ve gönül bağı olmayan birçok ülke orada birtakım çalışmalar yaparken bu bölgede yaşayan hükümetlerin sesi soluğu çıkmıyor ancak bu istikrarsızlığın, bu kargaşanın en büyük bedelini ödeyen Türkiye'nin meseleye sahip çıkmasından rahatsız olduklarını görüyoruz. Bunu söyleyecek olanların önce ülkelerine sahip çıkması lazım. Önce siz ülkenizin içinde yaşayan bütün vatandaşlarınıza sahip çıkın, onların yok olmasının önüne geçin, devlet olmayı bilin, ondan sonra Türkiye'ye laf edin. Bunu yapmazsanız söylediğiniz laflar biraz mizahi oluyor. İradenizi ortaya koyun. Orada cirit atan terör örgütlerini, ülkenizin hiçbir sorununa çözüm üretmeyecek birtakım unsurları orada barındırmaya devam ederseniz Türkiye elbetteki hudutlarını korumak, terörle mücadele etmek ve vatandaşlarının can mal güvenliğini sağlamak için her türlü tedbiri alır ve almaya da hakkı var."
Üst Kategori: ROOT Kategori: Gündem
Başbakan Yıldırım, "Ülkenin istiklalinden, istikbalinden, geleceğimiz olan gençlerimizin aydınlık yarınlarından zerre kadar taviz vermeyeceğiz. Kimse bize bu konuda nasihat vermeye kalkmasın, demokrasi nutukları atmasın." dedi.
Başbakan Binali Yıldırım, İstanbul Teknik Üniversitesinin 2016-2017Akademik Yılı Açılış Töreninde yaptığı konuşmada, Türkiye'nin terörle mücadelesinin sürdüğünü söyledi. Terörle mücadelenin, Türkiye yeni karşılaştığı bir durum olmadığına işaret eden Yıldırım, şöyle konuştu: "Teröristin maalesef kutsal bildiği hiçbir şey yok. Ne insana ne cana ne hayata kıyarken, en ufak bir tereddüt göstermiyor. Doğrusu terörle mücadele, ülkemizin yeni karşılaştığı bir durum değil. 40 yıla yaklaşan bir süreçten bahsediyoruz. Günümüzde ise artık sadece bölücü terör örgütü değil, aynı zamanda FETÖ terör örgütüyle de DAEŞ gibi bir terör örgütüyle de mücadelemiz amansız bir şekilde devam ediyor. Türkiye, sahip olduğu coğrafyanın bir anlamda bedelini ödüyor."
"Gençlerimizin aydınlık yarınlarından zerre kadar taviz vermeyeceğiz"
Terörle mücadelenin, hainlerin tamamı bu topraklardan yok oluncaya kadar süreceğini vurgulayan Yıldırım, şunları kaydetti: "Buradaki kararlılığımızdan zerre kadar sapma yok. Her türlü çılgınlığı, her türlü intihar eylemini yapabilirler, canımız da acıyabilir, şehitlerimiz de olabilir ama şehitlerimizi kalbimize basacağız ancak ülkenin istiklalinden, istikbalinden, geleceğimiz olan gençlerimizin aydınlık yarınlarından zerre kadar taviz vermeyeceğiz. Kimse bize bu konuda nasihat vermeye kalkmasın, demokrasi nutukları atmasın."
"Bunlar terörden medet umanların son çırpınışlarıdır"
Terör örgütünün saldırılarına karşılık her türlü önlemin alındığını bildiren Yıldırım, "Bunlar, terörden medet umanların son çırpınışlarıdır. Son olaylar özellikle kırsalda büyük zayiatlar veren terör örgütünün artık kontrol eylemleri olarak tezahür etmektedir. Birçok yerde benzeri saldırılar güvenlik güçlerimizin hassas ve anlık istihbaratları değerlendirmesiyle önlenmektedir. Her türlü tedbir alınıyor, daha fazlası da alınacak." dedi.
"Devlet olmayı bilin, ondan sonra Türkiye'ye laf edin"
Son yıllarda Irak ve Suriye'de yaşanan istikrarsız durumun en fazla Türkiye'yi etkilediğini hatırlatan Yıldırım, sözlerini şöyle sürdürdü: "Ne yazık ki bölgeyle fiziki ve gönül bağı olmayan birçok ülke orada birtakım çalışmalar yaparken bu bölgede yaşayan hükümetlerin sesi soluğu çıkmıyor ancak bu istikrarsızlığın, bu kargaşanın en büyük bedelini ödeyen Türkiye'nin meseleye sahip çıkmasından rahatsız olduklarını görüyoruz. Bunu söyleyecek olanların önce ülkelerine sahip çıkması lazım. Önce siz ülkenizin içinde yaşayan bütün vatandaşlarınıza sahip çıkın, onların yok olmasının önüne geçin, devlet olmayı bilin, ondan sonra Türkiye'ye laf edin. Bunu yapmazsanız söylediğiniz laflar biraz mizahi oluyor. İradenizi ortaya koyun. Orada cirit atan terör örgütlerini, ülkenizin hiçbir sorununa çözüm üretmeyecek birtakım unsurları orada barındırmaya devam ederseniz Türkiye elbetteki hudutlarını korumak, terörle mücadele etmek ve vatandaşlarının can mal güvenliğini sağlamak için her türlü tedbiri alır ve almaya da hakkı var."
Son Güncelleme: Pazartesi, 10 Ekim 2016 12:30
Gösterim: 1225
Milli Eğitim Bakanlığınca 18 bin 506 sözleşmeli öğretmenin ataması yapıldı. Atama sonuçları, "www.meb.gov.tr" internet adresinden öğrenilebilecek.
MEB tarafından ilan edilen 15 bin kadro ile dershane ve etüt merkezinde çalışan 5 bin kadro için yapılan sözleşmeli öğretmenlik mülakat sonuçları, 29 Eylül'de açıklanmıştı. Sözleşmeli öğretmen adayları, atama tercihlerini 7 Ekim'e kadar tamamlamıştı.
MEB yetkililerinden alınan bilgiye göre, ilan edilen kadrolar için 42 bin 730 onaylı başvuru alındı.
Bakanlığın internet sitesi "www.meb.gov.tr" adresinden ilan edilen sonuçlara göre, 14 bin 873 öğretmen ile dershane ve etüt merkezlerinde çalışan 3 bin 633 öğretmen olmak üzere toplam 18 bin 506 sözleşmeli öğretmenin ataması gerçekleştirildi.
Bazı adayların "tercih dışı atanmak istiyorum" seçeneğini işaretlememesi nedeniyle Bakanlıkça daha önce ilan edilen 20 bin kadronun tamamının dolmadığı bildirildi.
Üst Kategori: ROOT Kategori: Gündem
Milli Eğitim Bakanlığınca 18 bin 506 sözleşmeli öğretmenin ataması yapıldı. Atama sonuçları, "www.meb.gov.tr" internet adresinden öğrenilebilecek.
MEB tarafından ilan edilen 15 bin kadro ile dershane ve etüt merkezinde çalışan 5 bin kadro için yapılan sözleşmeli öğretmenlik mülakat sonuçları, 29 Eylül'de açıklanmıştı. Sözleşmeli öğretmen adayları, atama tercihlerini 7 Ekim'e kadar tamamlamıştı.
MEB yetkililerinden alınan bilgiye göre, ilan edilen kadrolar için 42 bin 730 onaylı başvuru alındı.
Bakanlığın internet sitesi "www.meb.gov.tr" adresinden ilan edilen sonuçlara göre, 14 bin 873 öğretmen ile dershane ve etüt merkezlerinde çalışan 3 bin 633 öğretmen olmak üzere toplam 18 bin 506 sözleşmeli öğretmenin ataması gerçekleştirildi.
Bazı adayların "tercih dışı atanmak istiyorum" seçeneğini işaretlememesi nedeniyle Bakanlıkça daha önce ilan edilen 20 bin kadronun tamamının dolmadığı bildirildi.
Son Güncelleme: Pazartesi, 10 Ekim 2016 17:36
Gösterim: 2158
Milli Eğitim Bakanlığı, Yeni Orta Vadeli Program'da yer alan beşinci sınıflarda yabancı dil hazırlık eğitimi için yol haritasını belirlemek üzere komisyon çalışmalarını sürdürüyor.
Milli Eğitim Bakanlığı (MEB), Yeni Orta Vadeli Program'da yer alan beşinci sınıflarda yabancı dil hazırlık eğitimi için yol haritasını belirlemek üzere, aralarında akademisyenler, özel okul temsilcileri, yabancı dil uzmanları, yabancı dil öğretmenleri ve idarecilerden oluşan bir komisyon ile çalışmalarını sürdürüyor.
Komisyon ve çalıştaylarda önerilen formüllerin arasında, dil eğitiminde en ideal yaş aralığının ortaokuldaki beşinci sınıflara karşılık geldiği görüşü ön plana çıktı.
Masadaki alternatifler
MEB, beşinci sınıflara yönelik yabancı dil hazırlık eğitiminde, gramer ağırlıklı değil, pratik ve beceri ağırlıklı bir model hedefliyor.
Yabancı dil öğretiminde yazma, dinleme, okuma ve konuşma olan 4 temel becerinin öğretilmesi ve e-okul sisteminde bu becerilerin ölçülmesi de Bakanlığın hazırlık eğitimi için masasında bulunan alternatifler arasında yer alıyor.
Haftalık ders saatlerinde çeşitli modeller öngörülüyor
Bakanlık, bu kapsamda, beşinci sınıflarda toplam 35 saat olarak uygulanan haftalık ders saatlerinin, hazırlık eğitimi doğrultusunda yeniden planlanması konusunda da çalışıyor.
Üzerinde durulan alternatif haftalık ders programları arasında, haftalık 16-20 saat arasında yabancı dil, 6-10 saat arasında Türkçe ve 2-3 saat diğer derslerin okutulması yer alıyor. Bunun yanında da seçmeli derslerin yer alması planlanıyor. Bakanlık, hazırlık sınıflarına başka derslerin de dahil edilip edilmemesi konusu üzerinde çalışma yürütüyor.
Beşinci sınıflarda yabancı dil ağırlıklı eğitim müfredatının öncelikle pilot uygulamalarla başlatılması hedefleniyor. Bunun sonuçlarına göre, sisteminTürkiye genelinde yaygınlaştırılması için çalışmalara son şekli verilecek.
Modeller arasında, beşinci sınıfta okutulan diğer derslerin altıncı, yedinci, sekizinci sınıflarda, bir kısmının ise dördüncü sınıfta okutulması yer alıyor.
Üst Kategori: ROOT Kategori: Gündem
Milli Eğitim Bakanlığı, Yeni Orta Vadeli Program'da yer alan beşinci sınıflarda yabancı dil hazırlık eğitimi için yol haritasını belirlemek üzere komisyon çalışmalarını sürdürüyor.
Milli Eğitim Bakanlığı (MEB), Yeni Orta Vadeli Program'da yer alan beşinci sınıflarda yabancı dil hazırlık eğitimi için yol haritasını belirlemek üzere, aralarında akademisyenler, özel okul temsilcileri, yabancı dil uzmanları, yabancı dil öğretmenleri ve idarecilerden oluşan bir komisyon ile çalışmalarını sürdürüyor.
Komisyon ve çalıştaylarda önerilen formüllerin arasında, dil eğitiminde en ideal yaş aralığının ortaokuldaki beşinci sınıflara karşılık geldiği görüşü ön plana çıktı.
Masadaki alternatifler
MEB, beşinci sınıflara yönelik yabancı dil hazırlık eğitiminde, gramer ağırlıklı değil, pratik ve beceri ağırlıklı bir model hedefliyor.
Yabancı dil öğretiminde yazma, dinleme, okuma ve konuşma olan 4 temel becerinin öğretilmesi ve e-okul sisteminde bu becerilerin ölçülmesi de Bakanlığın hazırlık eğitimi için masasında bulunan alternatifler arasında yer alıyor.
Haftalık ders saatlerinde çeşitli modeller öngörülüyor
Bakanlık, bu kapsamda, beşinci sınıflarda toplam 35 saat olarak uygulanan haftalık ders saatlerinin, hazırlık eğitimi doğrultusunda yeniden planlanması konusunda da çalışıyor.
Üzerinde durulan alternatif haftalık ders programları arasında, haftalık 16-20 saat arasında yabancı dil, 6-10 saat arasında Türkçe ve 2-3 saat diğer derslerin okutulması yer alıyor. Bunun yanında da seçmeli derslerin yer alması planlanıyor. Bakanlık, hazırlık sınıflarına başka derslerin de dahil edilip edilmemesi konusu üzerinde çalışma yürütüyor.
Beşinci sınıflarda yabancı dil ağırlıklı eğitim müfredatının öncelikle pilot uygulamalarla başlatılması hedefleniyor. Bunun sonuçlarına göre, sisteminTürkiye genelinde yaygınlaştırılması için çalışmalara son şekli verilecek.
Modeller arasında, beşinci sınıfta okutulan diğer derslerin altıncı, yedinci, sekizinci sınıflarda, bir kısmının ise dördüncü sınıfta okutulması yer alıyor.
Son Güncelleme: Cumartesi, 08 Ekim 2016 15:44
Gösterim: 1788