Aradığınız sayfa bulunamıyor, lütfen kategori listesinden ulaşmayı deneyiniz.

YÖK Başkanı Çetinsaya, "İlahiyat ders çizelgelerinin düzenlenmesine ilişkin görüşleri dikkate alarak, YÖK Genel Kurulu'nu toplayıp kararın geri çekilmesini önereceğim" dedi.

YÖK Başkanı Prof. Dr. Gökhan Çetinsaya, YÖK Genel Kurulunu toplayarak, ilahiyat lisans programındaki değişlik kararının geri çekilmesini önereceğini bildirdi.    

YÖK'ten yapılan açıklamaya göre, Prof. Dr. Çetinsaya ilahiyat fakülteleri ders programlarındaki değiklikle ilgili Twitter hesabında paylaşımda bulundu. 

Çetinsaya, "İlahiyat ders çizelgelerinin düzenlenmesine ilişkin görüşleri dikkate alarak, YÖK Genel Kurulunu toplayıp kararın geri çekilmesini önereceğim" ifadesini kullandı.

YÖK Genel Kurulu, ilahiyat lisans programında değişikliğe giderek, sistematik kelam ve kelam tarihi dersleriyle, İslam mezhepleri tarihi dersini birleştirerek kredileri azaltmış, Türk İslam sanatları ve Türk dini musikisi derslerini "İslam sanatları ve dini musiki" adlı tek ders haline getirmiş, felsefe tarihi dersini müfredattan çıkarıp, hadis, tefsir ve İslam hukuku derslerinin saatini artırmıştı.

> YÖK Başkanı'ndan ilahiyat kararında geri adım

YÖK Başkanı Çetinsaya, "İlahiyat ders çizelgelerinin düzenlenmesine ilişkin görüşleri dikkate alarak, YÖK Genel Kurulu'nu toplayıp kararın geri çekilmesini önereceğim" dedi.

YÖK Başkanı Prof. Dr. Gökhan Çetinsaya, YÖK Genel Kurulunu toplayarak, ilahiyat lisans programındaki değişlik kararının geri çekilmesini önereceğini bildirdi.    

YÖK'ten yapılan açıklamaya göre, Prof. Dr. Çetinsaya ilahiyat fakülteleri ders programlarındaki değiklikle ilgili Twitter hesabında paylaşımda bulundu. 

Çetinsaya, "İlahiyat ders çizelgelerinin düzenlenmesine ilişkin görüşleri dikkate alarak, YÖK Genel Kurulunu toplayıp kararın geri çekilmesini önereceğim" ifadesini kullandı.

YÖK Genel Kurulu, ilahiyat lisans programında değişikliğe giderek, sistematik kelam ve kelam tarihi dersleriyle, İslam mezhepleri tarihi dersini birleştirerek kredileri azaltmış, Türk İslam sanatları ve Türk dini musikisi derslerini "İslam sanatları ve dini musiki" adlı tek ders haline getirmiş, felsefe tarihi dersini müfredattan çıkarıp, hadis, tefsir ve İslam hukuku derslerinin saatini artırmıştı.

Son Güncelleme: Cumartesi, 14 Eylül 2013 13:02

Gösterim: 1289

Okul servislerinde yeni yasaklar dönemi! Polis, okul servisi sürücülerinden elbiselerinin temiz ve ütülü olmasını, tespih, zincir sallamamasını, konuşma ve davranışlarıyla öğrencilere iyi örnek olmasını istedi.

Emniyet Genel Müdürlüğü Trafik Hizmetleri Başkanlığı, okulların açılmasına kısa süre kala, okul servisi sürücülerine uyulması gereken kurallar hakkında eğitim verdi. 

Kıyafetleri, davranışları, konuşmaları, araç kullanma ve trafik kurallarına uyma alışkanlıkları açısından servis sürücülerinin, çocuklar tarafından örnek alındığını belirten emniyet yetkilileri, şoförlerden tutum ve davranışlarıyla örnek olmalarını istedi.

Öğrencilere güvenli bir trafik ortamı oluşturmak için gerekli tedbirler alan polisler, servis sürücülerinin öğrenci, veli, servis rehberi, okul idarecileri, şirket yöneticileri ya da çalışanlarıyla ilişkilerinde ve trafikte daima nazik ve hoşgörülü olmalarını gerektiğini vurguladı.

Eğitim kapsamında, servis sürücülerinden her gün sakal tıraşı olmaları ve kişisel bakımlarına dikkat etmeleri istendi. Görev süresi boyunca firmaların belirlediği kıyafetleri giymeleri gereken sürücülerin elbiseleri temiz ve ütülü olacak.

Sürücüler, görev alanlarında araç içinde veya dışında kesinlikle sigara içmeyecek, tespih ve zincir gibi nesneler kullanmayacak.

Geç kalan öğrenciye kızılmayacak

Sabah geç kalan, emniyet kemerini takmayan, araç içi kurallara uymayan ve benzeri davranışlarda bulunan öğrencilere kırıcı sözler söylenmeyecek, uygun olmayan bir davranış varsa "Araç İçi Uygunsuzluk Formu" dolduracak ve servis müdürlüklerine iletilecek.

Sürücüler, öğrencileri araca bindirme veya indirmede, çevre trafiğini de dikkate alarak güvenli bir yer seçecek. Öğrencilerin araca binme veya inmeleri sırasında belirlenmiş duraklar varsa bu alanlar tercih edilecek.

Öğrencilerin, tespit edilen güzergah dışında farklı yerlerde inme talepleri kabul edilmeyecek, sorun çıkması durumunda ilgililere ve velilere bilgi verilecek. Öğrencilerin eve bırakılmalarında, aile bireylerinden birine teslim edilmiş olduğundan emin olunacak. Okul servis araçlarına taşınması zorunlu öğrencilerden başka kimse alınmayacak.

Öğrencinin tuttuğu takım hakkında olumsuz şeyler konuşulmayacak

Sürücüler, öğrencinin kendisini, ailesini, arkadaşlarını, tuttuğu takımı ve benzeri değerleriyle ilgili hiçbir koşulda olumsuz şeyler konuşmayacak. Öğrencilerle iletişim kurulurken sürücüler, laubali davranışlardan kaçınacak, şaka yapmayacak ve konuşurken argo sözcükler kullanmayacak.

Emniyet yetkilileri, sürücülerden kıyafet, konuşma ve davranışlarla öğrencilere iyi bir örnek olmalarını istedi.

> Okul servislerinde yeni yasaklar

Okul servislerinde yeni yasaklar dönemi! Polis, okul servisi sürücülerinden elbiselerinin temiz ve ütülü olmasını, tespih, zincir sallamamasını, konuşma ve davranışlarıyla öğrencilere iyi örnek olmasını istedi.

Emniyet Genel Müdürlüğü Trafik Hizmetleri Başkanlığı, okulların açılmasına kısa süre kala, okul servisi sürücülerine uyulması gereken kurallar hakkında eğitim verdi. 

Kıyafetleri, davranışları, konuşmaları, araç kullanma ve trafik kurallarına uyma alışkanlıkları açısından servis sürücülerinin, çocuklar tarafından örnek alındığını belirten emniyet yetkilileri, şoförlerden tutum ve davranışlarıyla örnek olmalarını istedi.

Öğrencilere güvenli bir trafik ortamı oluşturmak için gerekli tedbirler alan polisler, servis sürücülerinin öğrenci, veli, servis rehberi, okul idarecileri, şirket yöneticileri ya da çalışanlarıyla ilişkilerinde ve trafikte daima nazik ve hoşgörülü olmalarını gerektiğini vurguladı.

Eğitim kapsamında, servis sürücülerinden her gün sakal tıraşı olmaları ve kişisel bakımlarına dikkat etmeleri istendi. Görev süresi boyunca firmaların belirlediği kıyafetleri giymeleri gereken sürücülerin elbiseleri temiz ve ütülü olacak.

Sürücüler, görev alanlarında araç içinde veya dışında kesinlikle sigara içmeyecek, tespih ve zincir gibi nesneler kullanmayacak.

Geç kalan öğrenciye kızılmayacak

Sabah geç kalan, emniyet kemerini takmayan, araç içi kurallara uymayan ve benzeri davranışlarda bulunan öğrencilere kırıcı sözler söylenmeyecek, uygun olmayan bir davranış varsa "Araç İçi Uygunsuzluk Formu" dolduracak ve servis müdürlüklerine iletilecek.

Sürücüler, öğrencileri araca bindirme veya indirmede, çevre trafiğini de dikkate alarak güvenli bir yer seçecek. Öğrencilerin araca binme veya inmeleri sırasında belirlenmiş duraklar varsa bu alanlar tercih edilecek.

Öğrencilerin, tespit edilen güzergah dışında farklı yerlerde inme talepleri kabul edilmeyecek, sorun çıkması durumunda ilgililere ve velilere bilgi verilecek. Öğrencilerin eve bırakılmalarında, aile bireylerinden birine teslim edilmiş olduğundan emin olunacak. Okul servis araçlarına taşınması zorunlu öğrencilerden başka kimse alınmayacak.

Öğrencinin tuttuğu takım hakkında olumsuz şeyler konuşulmayacak

Sürücüler, öğrencinin kendisini, ailesini, arkadaşlarını, tuttuğu takımı ve benzeri değerleriyle ilgili hiçbir koşulda olumsuz şeyler konuşmayacak. Öğrencilerle iletişim kurulurken sürücüler, laubali davranışlardan kaçınacak, şaka yapmayacak ve konuşurken argo sözcükler kullanmayacak.

Emniyet yetkilileri, sürücülerden kıyafet, konuşma ve davranışlarla öğrencilere iyi bir örnek olmalarını istedi.

Son Güncelleme: Cumartesi, 14 Eylül 2013 12:17

Gösterim: 2924

Yeni bir eğitim-öğretim yılına çeşitli problemler ve soru işaretleriyle başlamaktayız.

4+4+4 sistemi ile zorunlu 12 yıllık öğrenime geçtik ancak 8’inci sınıftan mezun olan tüm öğrencilerimize yetecek kadar ortaöğretim okulu hazırlayamadık. İlköğretim seviyesinde okullaşma oranımız % 98’in üzerindeyken ortaöğretimde bu oran ancak % 70’in üzerine çıkabilmekte. Bu durumda süratle öğrencilerimizin okul ihtiyacını tamamlamamız gerekir. Diğer yandan böylesine büyük bir açığı kısa sürede ve bütçe imkanlarıyla kapatmakta oldukça zor gözükmekte. İlköğretimde % 98 okullaşma oranlarına 1997-1999 sürecinde sağlanan bütçe dışı ek fon imkanları ve hayırseverlerin bağışları ile ulaşılmıştır. Biz büyük bir ülkeyiz bir kez daha çocuklarımızı açıkta bırakmamak adına ek katkıların toplanmasına ve bağış hareketine başlamamız gerekir. Aksi takdirde bir kısım yavrumuzun örgün eğitim-öğretim imkanlarından bir kaç yıl daha hakkıyla faydalanması mümkün olamayacaktır.

Diğer yandan ortaöğretim seviyesinde tüm genel liseler Anadolu lisesi haline getirilmiştir. Eğer bu Anadolu liselerinde sınıflar 30 kişilik olacak ve Anadolu liseleri programındaki haftalık dersler uygulanacaksa bu dönüşüm olumlu bir dönüşümdür. Eğer ödün verilecek, sınıf mevcutları artacak ve yeterli yabancı dil öğretmeni bulunamayacaksa bu dönüşüm sadece isim değişikliği olarak kalacak ve yeni problemler doğmasına neden olacaktır.

Bu dönüşümün şu an için yarattığı bir diğer problem öğrencilerin okul türü seçimi ile ilgilidir. Normal şartlarda bir kısım öğrenci meslek liselerini ve imam hatip liselerini seçmekteydi. Ancak yeni durumda bu okullar ve açık liseler sınav kazanamayan öğrencilerin gideceği kurumlar haline gelmiştir. Psikolojik olarak bu okulları seçecek öğrenciler dahi tereddüt yaşamakta ve bu kurumları ikinci sınıf seçenekler olarak görmektedir. Bu nedenle Devlet tüm öğrencilerinin arzularına göre okul seçimi imkanı sağlamalıdır.

Bunların yanında yapılan müfredat değişiklikleri, derslerdeki gereksiz yüklerin kaldırılması, 66-69 ay arası çocukların velilerine tanınan tercihlerine göre birinci sınıfa başlama veya başlamama kolaylığı, resmi okul velileri de istediği takdirde forma seçme hakkı tanınması ve öğrenciler tanınan bir kısım kolaylıklar bu dönemde yaşanan olumlu gelişmelerdir.

Bu yazı hazırlanırken, hala sonuca bağlanmayan ve belki de velileri, öğrencileri ve kurumları en çok rahatsız eden soru işareti ise ortaöğretime geçiş sisteminin belirsizliğidir. SBS’nin kalktığı ilan edilmektedir. Dönem içinde 6 dersten yapılacak sınavların merkezden yapılması düşünülmektedir. Bu sınavlara farklı gözlemcilerin gideceği dile getirilmektedir. Öğrencilerin adreslerine yakın Anadolu liselerine yerleştirileceği konusunda söylentiler duyulmaktadır. Tüm bu belirsizlikler sonuca bağlanmadan önce önemle üzerinde durulması gereken konuları bir kez daha dile getirmek gerekir.

Öncelikle bu sınavlara ihtiyaç duyulmasının nedeni ülkemizde ki tüm ortaöğretim kurumlarının aynı kalite seviyesinde bulunmamasıdır. Bazı resmi okullar çok iyi seviyede olup öğrenciler bu kurumlara yoğun talep göstermektedir. Adrese dayalı diyerek, Sayın Bakanın da ifade ettiği gibi hormonlu okul notlarına dayanarak veya standart çalışmayacak öğretmenler kurulu kararları ile bu çok talep gören okullara öğrenci seçmek yanlış olur. Doğru olan belli sayıda öğrencinin adil seçme kriterleri ile belirlenmesi ve bu okullar için yapılacak tek bir merkezi sınava alınmasıdır. Örneğin şu an planlanan 6 sınavın sonucuna göre öğrencilerin % 90’ı adreslerine göre Anadolu liselerine yönlendirilip en üst seviyedeki 150.000 öğrenci bu talep gören okullar için merkezi son bir sınava alınabilir. Bu sınav son derece adil ve her türlü hatadan arındırılmış olmalıdır.

Şu an düşünülen planlamada 6 adet yıl içinde yapılacak sınavdan söz edilmektedir. Bir tek sınavda bile inanılmaz sorunlar ve güvenlik riskleri yaşanırken, sorunları altı katına çıkarmak ciddi anlamda düşünülmesi gereken bir konudur. Üstelik yıl içinde yapılması düşünülen sınavlar merkezden ve çoktan seçmeli hazırlanacağı için tüm Türkiye’de o tarih itibarı ile tüm öğrencilerin müfredatta aynı noktaya ulaşmış olması gerekir. Aksi takdirde sınav sistemi baştan çökmüş olacaktır. Bu kadar büyük bir coğrafyada ve değişik iklim şartlarının yaşandığı bir ortamda tüm öğrencilerin sınav anında aynı hedefe ulaşması mümkün olamayacaktır. Bu sorunu düşünen yetkililer önceki dönemlere ait asgari kazanımları veya bir önceki sınıfın kazanımlarını ölçmeyi düşünebilirler. Bu durumda da sekizinci sınıf eğitim-öğretimine boş verilecek ve ülke çapında bu sınıf kaybedilecektir.

Eğer tüm bunlar dershanelerin kaldırılması için düşünülüyorsa aksine dershaneye olan ihtiyaç artacaktır. Eğer o tarih itibarı ile dershanelerde kaldırılmışsa öğrenciler merdiven altı kurum ya da kişilerin eline düşecektir. Kaçak ekonomi bir yana çocuğun özel derse gittiği kişilerin öğretmen olup olmadığından hatta ahlaklarından dahi emin olma ihtimali ortadan kalkacaktır.

Bunların dışında öğrencinin kendi okulunda mı başka okulda mı sınava gireceği, gözetmenin nereden geleceği, soruların ne şekilde okullara ve geriye merkeze ulaşacağı, ne zaman okunup sonuçlarının ne zaman duyurulacağı, bu hizmetlerin paralı mı bedava mı olacağı, bir yıla dağılacak bu yoğun trafikte güvenliğin nasıl sağlanacağı, torpil yapılacağı iddiaları gibi pek çok problem gündeme gelecektir.

Kısacası belirsizlikler ve zorluklar içeren bir döneme başlamak üzereyiz. Tüm ülkemize, öğrencilerimize, velilerimize, öğretmenlerimize, okullarımıza bu sorunların aşıldığı, huzurlu ve başarılı bir eğitim-öğretim yılı dileriz.

Cem GÜLAN

Türkiye Özel Okullar Birliği derneği Yönetim Kurulu Eş Başkanı

> Cem Gülan: Belirsiz ve zor bir döneme başlıyoruz

Yeni bir eğitim-öğretim yılına çeşitli problemler ve soru işaretleriyle başlamaktayız.

4+4+4 sistemi ile zorunlu 12 yıllık öğrenime geçtik ancak 8’inci sınıftan mezun olan tüm öğrencilerimize yetecek kadar ortaöğretim okulu hazırlayamadık. İlköğretim seviyesinde okullaşma oranımız % 98’in üzerindeyken ortaöğretimde bu oran ancak % 70’in üzerine çıkabilmekte. Bu durumda süratle öğrencilerimizin okul ihtiyacını tamamlamamız gerekir. Diğer yandan böylesine büyük bir açığı kısa sürede ve bütçe imkanlarıyla kapatmakta oldukça zor gözükmekte. İlköğretimde % 98 okullaşma oranlarına 1997-1999 sürecinde sağlanan bütçe dışı ek fon imkanları ve hayırseverlerin bağışları ile ulaşılmıştır. Biz büyük bir ülkeyiz bir kez daha çocuklarımızı açıkta bırakmamak adına ek katkıların toplanmasına ve bağış hareketine başlamamız gerekir. Aksi takdirde bir kısım yavrumuzun örgün eğitim-öğretim imkanlarından bir kaç yıl daha hakkıyla faydalanması mümkün olamayacaktır.

Diğer yandan ortaöğretim seviyesinde tüm genel liseler Anadolu lisesi haline getirilmiştir. Eğer bu Anadolu liselerinde sınıflar 30 kişilik olacak ve Anadolu liseleri programındaki haftalık dersler uygulanacaksa bu dönüşüm olumlu bir dönüşümdür. Eğer ödün verilecek, sınıf mevcutları artacak ve yeterli yabancı dil öğretmeni bulunamayacaksa bu dönüşüm sadece isim değişikliği olarak kalacak ve yeni problemler doğmasına neden olacaktır.

Bu dönüşümün şu an için yarattığı bir diğer problem öğrencilerin okul türü seçimi ile ilgilidir. Normal şartlarda bir kısım öğrenci meslek liselerini ve imam hatip liselerini seçmekteydi. Ancak yeni durumda bu okullar ve açık liseler sınav kazanamayan öğrencilerin gideceği kurumlar haline gelmiştir. Psikolojik olarak bu okulları seçecek öğrenciler dahi tereddüt yaşamakta ve bu kurumları ikinci sınıf seçenekler olarak görmektedir. Bu nedenle Devlet tüm öğrencilerinin arzularına göre okul seçimi imkanı sağlamalıdır.

Bunların yanında yapılan müfredat değişiklikleri, derslerdeki gereksiz yüklerin kaldırılması, 66-69 ay arası çocukların velilerine tanınan tercihlerine göre birinci sınıfa başlama veya başlamama kolaylığı, resmi okul velileri de istediği takdirde forma seçme hakkı tanınması ve öğrenciler tanınan bir kısım kolaylıklar bu dönemde yaşanan olumlu gelişmelerdir.

Bu yazı hazırlanırken, hala sonuca bağlanmayan ve belki de velileri, öğrencileri ve kurumları en çok rahatsız eden soru işareti ise ortaöğretime geçiş sisteminin belirsizliğidir. SBS’nin kalktığı ilan edilmektedir. Dönem içinde 6 dersten yapılacak sınavların merkezden yapılması düşünülmektedir. Bu sınavlara farklı gözlemcilerin gideceği dile getirilmektedir. Öğrencilerin adreslerine yakın Anadolu liselerine yerleştirileceği konusunda söylentiler duyulmaktadır. Tüm bu belirsizlikler sonuca bağlanmadan önce önemle üzerinde durulması gereken konuları bir kez daha dile getirmek gerekir.

Öncelikle bu sınavlara ihtiyaç duyulmasının nedeni ülkemizde ki tüm ortaöğretim kurumlarının aynı kalite seviyesinde bulunmamasıdır. Bazı resmi okullar çok iyi seviyede olup öğrenciler bu kurumlara yoğun talep göstermektedir. Adrese dayalı diyerek, Sayın Bakanın da ifade ettiği gibi hormonlu okul notlarına dayanarak veya standart çalışmayacak öğretmenler kurulu kararları ile bu çok talep gören okullara öğrenci seçmek yanlış olur. Doğru olan belli sayıda öğrencinin adil seçme kriterleri ile belirlenmesi ve bu okullar için yapılacak tek bir merkezi sınava alınmasıdır. Örneğin şu an planlanan 6 sınavın sonucuna göre öğrencilerin % 90’ı adreslerine göre Anadolu liselerine yönlendirilip en üst seviyedeki 150.000 öğrenci bu talep gören okullar için merkezi son bir sınava alınabilir. Bu sınav son derece adil ve her türlü hatadan arındırılmış olmalıdır.

Şu an düşünülen planlamada 6 adet yıl içinde yapılacak sınavdan söz edilmektedir. Bir tek sınavda bile inanılmaz sorunlar ve güvenlik riskleri yaşanırken, sorunları altı katına çıkarmak ciddi anlamda düşünülmesi gereken bir konudur. Üstelik yıl içinde yapılması düşünülen sınavlar merkezden ve çoktan seçmeli hazırlanacağı için tüm Türkiye’de o tarih itibarı ile tüm öğrencilerin müfredatta aynı noktaya ulaşmış olması gerekir. Aksi takdirde sınav sistemi baştan çökmüş olacaktır. Bu kadar büyük bir coğrafyada ve değişik iklim şartlarının yaşandığı bir ortamda tüm öğrencilerin sınav anında aynı hedefe ulaşması mümkün olamayacaktır. Bu sorunu düşünen yetkililer önceki dönemlere ait asgari kazanımları veya bir önceki sınıfın kazanımlarını ölçmeyi düşünebilirler. Bu durumda da sekizinci sınıf eğitim-öğretimine boş verilecek ve ülke çapında bu sınıf kaybedilecektir.

Eğer tüm bunlar dershanelerin kaldırılması için düşünülüyorsa aksine dershaneye olan ihtiyaç artacaktır. Eğer o tarih itibarı ile dershanelerde kaldırılmışsa öğrenciler merdiven altı kurum ya da kişilerin eline düşecektir. Kaçak ekonomi bir yana çocuğun özel derse gittiği kişilerin öğretmen olup olmadığından hatta ahlaklarından dahi emin olma ihtimali ortadan kalkacaktır.

Bunların dışında öğrencinin kendi okulunda mı başka okulda mı sınava gireceği, gözetmenin nereden geleceği, soruların ne şekilde okullara ve geriye merkeze ulaşacağı, ne zaman okunup sonuçlarının ne zaman duyurulacağı, bu hizmetlerin paralı mı bedava mı olacağı, bir yıla dağılacak bu yoğun trafikte güvenliğin nasıl sağlanacağı, torpil yapılacağı iddiaları gibi pek çok problem gündeme gelecektir.

Kısacası belirsizlikler ve zorluklar içeren bir döneme başlamak üzereyiz. Tüm ülkemize, öğrencilerimize, velilerimize, öğretmenlerimize, okullarımıza bu sorunların aşıldığı, huzurlu ve başarılı bir eğitim-öğretim yılı dileriz.

Cem GÜLAN

Türkiye Özel Okullar Birliği derneği Yönetim Kurulu Eş Başkanı

Son Güncelleme: Cumartesi, 14 Eylül 2013 09:11

Gösterim: 1825

2013-2014 eğitim-öğretim yılı, 16 Eylül Pazartesi günü başlıyor. Yaklaşık 17 milyon öğrenci ve 800 bin öğretmen ders başı yapacak. Öğrenciler ve öğretmenler üç ay süren yaz tatilinin ardından pazartesi günü, 13 Haziran 2014'e kadar sürecek yeni eğitim-öğretim yılı maratonuna başlayacak

2013-2014 eğitim-öğretim yılı, 16 Eylül Pazartesi günü başlıyor. Yaklaşık 17 milyon öğrenci ve 800 bin öğretmen ders başı yapacak.

Öğrenciler ve öğretmenler üç ay süren yaz tatilinin ardından pazartesi günü, 13 Haziran 2014'e kadar sürecek yeni eğitim-öğretim yılı maratonuna başlayacak. 

Eğitim-öğretim yılı, Etimesgut Cahit Zarifoğlu İlkokulunda, Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı'nın katılacağı törenle başlayacak.

Tören sonunda, bu yıl ilk kez bir uygulama gerçekleştirilecek. Ankara Emniyet Genel Müdürlüğü Trafik Güvenliği Platformunca öğrenci servis kuralları temsili gösterilecek. Öğrenci ve velilere yönelik emniyet kemeri simülatörü uygulaması yapılacak.

Ortaöğretime geçiş sistemin yenilendi

İlköğretim birinci sınıf ve okulöncesi eğitim alan öğrenciler, 9-13 Eylül tarihleri arasında uyum programına alındı.

Yeni eğitim yılında öğrencileri pek çok yenilik bekliyor. Milli Eğitim Bakanlığının (MEB) açıkladığı ortaöğretime yeni geçiş sistemiyle, bu yıl 8'inci sınıfta olacak öğrenciler, sınavla öğrenci alan liselere yerleşebilmek için 6 temel dersten iki dönemde Bakanlıkça yapılacak sınavlara girecek.

Bu dersler arasında fen ve teknoloji, matematik, Türkçe, yabancı dil, din kültürü ve ahlak bilgisi ile T.C İnkılap Tarihi ve Atatürkçülük yer alıyor.

Ortaöğretime yerleştirmede esas olan puan, öğrencinin 6, 7 ve 8'inci sınıf yıl sonu başarı puanlarının aritmetik ortalamasının yüzde 30'u ile 8'inci sınıf ağırlıklandırılmış merkezi sınav puanının yüzde 70'inin toplamı alınarak hesaplanacak.

Birinci dönem sınavının kasım, ikinci dönem sınavının ise nisan ayında yapılması öngörülüyor. Sınavda her dersten 20'şer soru sorulacak.

Kıyafet düzenlemesi

Bakanlık, okullarda serbest kıyafet uygulamasına ilişkin mevzuatta da düzenlemeye gitti. Bundan sonra tüm okullarda velilerin yüzde 50'sinden fazlasının onayı alınarak ilgili eğitim öğretim yılı için okul kıyafetleri belirlenebilecek.

Kılık ve kıyafetlerinin seçimine yönelik oylama veya anket çalışmaları 4 yılda bir yapılacak. Velilerin çoğunluk kararına göre, okul forması tercih edilirse 2012-2013 eğitim öğretim yılındaki formalar kullanılacak. 

Ders saatleri eşitlendi

Ortaöğretim Kurumları Yönetmeliği'nde yapılan düzenlemeyle özürsüz devamsızlık 10 günle, özürlü özürsüz toplam devamsızlık ise 45 günle sınırlandırıldı.

 Fen liseleri, sosyal bilimler liseleri, spor liseleri, güzel sanatlar liseleri ile Anadolu sağlık ve sağlık meslek liselerinin sınıf mevcudu 30, diğer ortaöğretim kurumlarının ise 34 olacak. Tüm ortaöğretim kurumlarında bir ders saati 40 dakika olarak eşitlendi.

Ortaöğrenim süresince en az 3 öğretim yılının bütün dönemlerinde takdir belgesi alan öğrencilere üstün başarı belgesi verilecek.

Başarı puanı 45'ten 50 puana yükseltildi, öğrencinin, ders yılı sonunda herhangi bir dersten başarılı sayılabilmesine yönelik puanlar yeniden belirlendi. Buna göre iki dönem puanının aritmetik ortalaması en az 50 veya birinci dönem puanı ne olursa olsun ikinci dönem puanı en az 70 olan öğrenciler başarılı sayılacak.

Ortalama yükseltme sınavları kaldırıldı, komisyon marifetiyle yapılan sorumluluk sınavları ise ilgili dersin öğretmeni tarafından yılda 2 kez yapılacak. Sınıf bazında başarısız ders sayısı en fazla 3 olanlarla alt sınıflar da dahil toplam 6 dersten başarısız olanların sorumlu olarak sınıf geçmelerine imkan verildi.

İlkokula kayıtta düzenleme

Kamuoyunda ''düz lise'' olarak bilinen genel liselerin tümü Anadolu lisesine dönüştürüldü. Merkezi sınav sonucuna göre öğrenci alan okullara yerleşemeyenler, meslek liselerine, bu liselerin bünyesindeki çok programlı liselere, imam hatip liselerine yönlenebilecek.

Öte yandan bakanlık bu yıl ilk kez, liselerde de uyum eğitim programı başlattı. Özellikle okul terklerini azaltmak ve okula uyumu sağlamak amacıyla lise 9'uncu sınıf öğrencileri için düzenlenen uyum eğitiminin pilot uygulaması belirlenen 10 ilde yapıldı.

Liseye yeni başlayan öğrencilere 3 gün süreyle okul tanıtıldı, ortaöğretim sınıf geçme, ödül ve disiplin yönetmeliklerinde kendileriyle ilgili kılık-kıyafet, devam-devamsızlık gibi konularda genel bilgiler aktarıldı.

İlkokullara kayıt işlemlerinde de düzenlemeye gidildi. İlkokula yaşça kayıt hakkını elde eden çocuklardan 66, 67 ve 68 aylık olanları (2008 Ocak-Mart doğumlular) velisinin vereceği dilekçeyle, 69, 70 ve 71 aylık olanlar (2007 Ekim-Aralık doğumlular) ise ilkokula başlamaya hazır olmadıklarını belgeleyen sağlık raporuyla okul öncesi eğitime yönlendirilebilecek veya kayıtları bir yıl ertelenebilecek. 

Öğretmen camiasına son yapılan atamalarla 40 bin öğretmen daha katıldı. Bakanlık 87 branşta, ilk kez KPSS'deki öğretmenlik alan bilgisi sınavı sonuçlarını da kullanarak öğretmen ataması yaptı.

> Yeni eğitim-öğretim yılı yeniliklerle başlıyor

2013-2014 eğitim-öğretim yılı, 16 Eylül Pazartesi günü başlıyor. Yaklaşık 17 milyon öğrenci ve 800 bin öğretmen ders başı yapacak. Öğrenciler ve öğretmenler üç ay süren yaz tatilinin ardından pazartesi günü, 13 Haziran 2014'e kadar sürecek yeni eğitim-öğretim yılı maratonuna başlayacak

2013-2014 eğitim-öğretim yılı, 16 Eylül Pazartesi günü başlıyor. Yaklaşık 17 milyon öğrenci ve 800 bin öğretmen ders başı yapacak.

Öğrenciler ve öğretmenler üç ay süren yaz tatilinin ardından pazartesi günü, 13 Haziran 2014'e kadar sürecek yeni eğitim-öğretim yılı maratonuna başlayacak. 

Eğitim-öğretim yılı, Etimesgut Cahit Zarifoğlu İlkokulunda, Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı'nın katılacağı törenle başlayacak.

Tören sonunda, bu yıl ilk kez bir uygulama gerçekleştirilecek. Ankara Emniyet Genel Müdürlüğü Trafik Güvenliği Platformunca öğrenci servis kuralları temsili gösterilecek. Öğrenci ve velilere yönelik emniyet kemeri simülatörü uygulaması yapılacak.

Ortaöğretime geçiş sistemin yenilendi

İlköğretim birinci sınıf ve okulöncesi eğitim alan öğrenciler, 9-13 Eylül tarihleri arasında uyum programına alındı.

Yeni eğitim yılında öğrencileri pek çok yenilik bekliyor. Milli Eğitim Bakanlığının (MEB) açıkladığı ortaöğretime yeni geçiş sistemiyle, bu yıl 8'inci sınıfta olacak öğrenciler, sınavla öğrenci alan liselere yerleşebilmek için 6 temel dersten iki dönemde Bakanlıkça yapılacak sınavlara girecek.

Bu dersler arasında fen ve teknoloji, matematik, Türkçe, yabancı dil, din kültürü ve ahlak bilgisi ile T.C İnkılap Tarihi ve Atatürkçülük yer alıyor.

Ortaöğretime yerleştirmede esas olan puan, öğrencinin 6, 7 ve 8'inci sınıf yıl sonu başarı puanlarının aritmetik ortalamasının yüzde 30'u ile 8'inci sınıf ağırlıklandırılmış merkezi sınav puanının yüzde 70'inin toplamı alınarak hesaplanacak.

Birinci dönem sınavının kasım, ikinci dönem sınavının ise nisan ayında yapılması öngörülüyor. Sınavda her dersten 20'şer soru sorulacak.

Kıyafet düzenlemesi

Bakanlık, okullarda serbest kıyafet uygulamasına ilişkin mevzuatta da düzenlemeye gitti. Bundan sonra tüm okullarda velilerin yüzde 50'sinden fazlasının onayı alınarak ilgili eğitim öğretim yılı için okul kıyafetleri belirlenebilecek.

Kılık ve kıyafetlerinin seçimine yönelik oylama veya anket çalışmaları 4 yılda bir yapılacak. Velilerin çoğunluk kararına göre, okul forması tercih edilirse 2012-2013 eğitim öğretim yılındaki formalar kullanılacak. 

Ders saatleri eşitlendi

Ortaöğretim Kurumları Yönetmeliği'nde yapılan düzenlemeyle özürsüz devamsızlık 10 günle, özürlü özürsüz toplam devamsızlık ise 45 günle sınırlandırıldı.

 Fen liseleri, sosyal bilimler liseleri, spor liseleri, güzel sanatlar liseleri ile Anadolu sağlık ve sağlık meslek liselerinin sınıf mevcudu 30, diğer ortaöğretim kurumlarının ise 34 olacak. Tüm ortaöğretim kurumlarında bir ders saati 40 dakika olarak eşitlendi.

Ortaöğrenim süresince en az 3 öğretim yılının bütün dönemlerinde takdir belgesi alan öğrencilere üstün başarı belgesi verilecek.

Başarı puanı 45'ten 50 puana yükseltildi, öğrencinin, ders yılı sonunda herhangi bir dersten başarılı sayılabilmesine yönelik puanlar yeniden belirlendi. Buna göre iki dönem puanının aritmetik ortalaması en az 50 veya birinci dönem puanı ne olursa olsun ikinci dönem puanı en az 70 olan öğrenciler başarılı sayılacak.

Ortalama yükseltme sınavları kaldırıldı, komisyon marifetiyle yapılan sorumluluk sınavları ise ilgili dersin öğretmeni tarafından yılda 2 kez yapılacak. Sınıf bazında başarısız ders sayısı en fazla 3 olanlarla alt sınıflar da dahil toplam 6 dersten başarısız olanların sorumlu olarak sınıf geçmelerine imkan verildi.

İlkokula kayıtta düzenleme

Kamuoyunda ''düz lise'' olarak bilinen genel liselerin tümü Anadolu lisesine dönüştürüldü. Merkezi sınav sonucuna göre öğrenci alan okullara yerleşemeyenler, meslek liselerine, bu liselerin bünyesindeki çok programlı liselere, imam hatip liselerine yönlenebilecek.

Öte yandan bakanlık bu yıl ilk kez, liselerde de uyum eğitim programı başlattı. Özellikle okul terklerini azaltmak ve okula uyumu sağlamak amacıyla lise 9'uncu sınıf öğrencileri için düzenlenen uyum eğitiminin pilot uygulaması belirlenen 10 ilde yapıldı.

Liseye yeni başlayan öğrencilere 3 gün süreyle okul tanıtıldı, ortaöğretim sınıf geçme, ödül ve disiplin yönetmeliklerinde kendileriyle ilgili kılık-kıyafet, devam-devamsızlık gibi konularda genel bilgiler aktarıldı.

İlkokullara kayıt işlemlerinde de düzenlemeye gidildi. İlkokula yaşça kayıt hakkını elde eden çocuklardan 66, 67 ve 68 aylık olanları (2008 Ocak-Mart doğumlular) velisinin vereceği dilekçeyle, 69, 70 ve 71 aylık olanlar (2007 Ekim-Aralık doğumlular) ise ilkokula başlamaya hazır olmadıklarını belgeleyen sağlık raporuyla okul öncesi eğitime yönlendirilebilecek veya kayıtları bir yıl ertelenebilecek. 

Öğretmen camiasına son yapılan atamalarla 40 bin öğretmen daha katıldı. Bakanlık 87 branşta, ilk kez KPSS'deki öğretmenlik alan bilgisi sınavı sonuçlarını da kullanarak öğretmen ataması yaptı.

Son Güncelleme: Cumartesi, 14 Eylül 2013 12:05

Gösterim: 2115

Milli Eğitim bakanlığı kira sözleşmesi gönderilmediği gerekçesiyle Hatay'da bulunan Atalar Koleji’ni kapattı

Milli Eğitim Bakanlığı, kira sözleşmesi gönderilmediği gerekçesiyle Hatay'da bulunan Atalar Koleji’ni gece yarısı operasyonuyla kapattı.

Bakanlık Özel Öğretim Kurumları Genel Müdürlüğünden 11 Eylül'de Hatay Valiliğine gönderilen yazıda, kolejin kira sözleşmesini göndermediği gerekçesiyle kapatılmasına karar verildiği belirtildi. Bu karara hem kolejin sahibi hem de veliler tepkili..

Kolejde eğitim gören öğrencilerin velileri, BİMER'e başvurarak, kira kontratı olmadığından dolayı kolejin kapatılmasının yanlış olduğunu dile getiriyorlar. Ayrıca, bina sahibi ile kolej sahibi arasındaki iki kişinin ihtilafında Bakanlığın taraflardan birisinin yanında görünüyor olması tepki topluyor.

Memurlar.net haber sitesinin haberine göre, kolejin kapatılmasına dair resmi yazı, gece yarısı saat 02:00'de Bakanlıktan hem ilgili resmi kuruma hem de bina sahibinin özel işyerine faks çekilerek bildirilmiş. Olayın bu hızlı gelişimi normal görünmemektedir. Bakanlığın gece yarısı saat 02:00'de faks çekerek bir kolej kapatmaya çalışması, farklı şeyler düşündürtmektedir.

Diğer taraftan kolejin kapatılmasına dair yazı resmi olarak Hatay'a ulaşmamış olmasına ve kolej resmi olarak kapatılmamış olmasına rağmen, faks yazı Hatay'daki basınla paylaşılmıştır. Ayrıca kolejin bulunduğu binanın sahibi olan kişi, 500'e yakın velinin cep telefonuna mesaj çekerek; kolejin resmi olarak kapatıldığını, binanın Yükseliş adlı koleje kiraya verileceğini, aynı öğretmen kadrosuyla yola devam edileceğini, koleje ödeme yapan velilerin Atalar kolejinin sahiplerinden ücretlerini geri talep etmelerini istemiştir.

500 yakın bir öğrenciye eğitim veren kuruma makul bir süre tanınmaksızın kapatılma işlemi uygulanması, üstelik kapatılma gerekçesinin kira kontratına dayandırılması karşısında sesini duyurmaya çalışan kolej sahipleri, Bakanlığın seslerini duymamasına isyan ediyor.

Kaynak Memurlarnet

İşte Bakanlıktan gece saat 02:00'de gönderilen faks yazı

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

> MEB gece yarısı operasyonuyla okul kapattı

Milli Eğitim bakanlığı kira sözleşmesi gönderilmediği gerekçesiyle Hatay'da bulunan Atalar Koleji’ni kapattı

Milli Eğitim Bakanlığı, kira sözleşmesi gönderilmediği gerekçesiyle Hatay'da bulunan Atalar Koleji’ni gece yarısı operasyonuyla kapattı.

Bakanlık Özel Öğretim Kurumları Genel Müdürlüğünden 11 Eylül'de Hatay Valiliğine gönderilen yazıda, kolejin kira sözleşmesini göndermediği gerekçesiyle kapatılmasına karar verildiği belirtildi. Bu karara hem kolejin sahibi hem de veliler tepkili..

Kolejde eğitim gören öğrencilerin velileri, BİMER'e başvurarak, kira kontratı olmadığından dolayı kolejin kapatılmasının yanlış olduğunu dile getiriyorlar. Ayrıca, bina sahibi ile kolej sahibi arasındaki iki kişinin ihtilafında Bakanlığın taraflardan birisinin yanında görünüyor olması tepki topluyor.

Memurlar.net haber sitesinin haberine göre, kolejin kapatılmasına dair resmi yazı, gece yarısı saat 02:00'de Bakanlıktan hem ilgili resmi kuruma hem de bina sahibinin özel işyerine faks çekilerek bildirilmiş. Olayın bu hızlı gelişimi normal görünmemektedir. Bakanlığın gece yarısı saat 02:00'de faks çekerek bir kolej kapatmaya çalışması, farklı şeyler düşündürtmektedir.

Diğer taraftan kolejin kapatılmasına dair yazı resmi olarak Hatay'a ulaşmamış olmasına ve kolej resmi olarak kapatılmamış olmasına rağmen, faks yazı Hatay'daki basınla paylaşılmıştır. Ayrıca kolejin bulunduğu binanın sahibi olan kişi, 500'e yakın velinin cep telefonuna mesaj çekerek; kolejin resmi olarak kapatıldığını, binanın Yükseliş adlı koleje kiraya verileceğini, aynı öğretmen kadrosuyla yola devam edileceğini, koleje ödeme yapan velilerin Atalar kolejinin sahiplerinden ücretlerini geri talep etmelerini istemiştir.

500 yakın bir öğrenciye eğitim veren kuruma makul bir süre tanınmaksızın kapatılma işlemi uygulanması, üstelik kapatılma gerekçesinin kira kontratına dayandırılması karşısında sesini duyurmaya çalışan kolej sahipleri, Bakanlığın seslerini duymamasına isyan ediyor.

Kaynak Memurlarnet

İşte Bakanlıktan gece saat 02:00'de gönderilen faks yazı

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Son Güncelleme: Cuma, 13 Eylül 2013 12:50

Gösterim: 1762


Egitimtercihi.com
5846 Sayılı Telif Hakları Kanunu gereğince, bu sitede yer alan yazı, fotoğraf ve benzeri dokümanlar, izin alınmadan ve kaynak gösterilmeden kesinlikle kullanılamaz. Bilgilerin doğru yansıtılması için her türlü özen gösterilmiş olmakla birlikte olası yayın hatalarından site yönetimi ve editörleri sorumlu tutulamaz.