Aradığınız sayfa bulunamıyor, lütfen kategori listesinden ulaşmayı deneyiniz.
Milli Eğitim Bakanlığı, 4+4+4 kesintili zorunlu eğitim sisteminin yasalaşmasının ardından okul öncesi eğitimi yaygınlaştıracak adımlar da atmaya başladı.
Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer’in her fırsatta dile getirdiği okul öncesi eğitimdeki okullaşma oranının artırılması için yeni düzenlemeler yapılacak. 2014 yılı sonuna kadar resmi anaokulu sayısı 2 bin 402′ye çıkarılacak. Okul öncesi eğitimde okullaşma oranı düşük olan belde ve ilçelere bağımsız anaokulları yapımında öncelik verilecek. Kamu envanterine kayıtlı ve atıl durumdaki okul ve kurum binaları ise okul öncesi eğitim kurumu olarak yeniden düzenlenecek.
MEB, kamu kaynaklarının etkin kullanılmasının sağlanması için atıl durumdaki belde ve köy okullarını yeniden eğitim-öğretim hayatına kazandıracak. Atıl durumdaki okulların yeniden düzenlenmesiyle yatırımdan da tasarruf edilmiş olacak. Okul öncesi eğitimde hedeflenen okullaşma oranına ulaşmak için, bağımsız anaokulu ve ana sınıfı yapılacak bölgelere, güncelliği güvenilir olan ihtiyaç envanterleri tutulup bu envanterler doğrultusunda karar verilecek.
AİLELERLE GÖRÜŞÜLECEK
9. Kalkınma Planı ve Hükümet Programında, 48-72 aylık çağ nüfusunun okullaşması hedefine ulaşabilmek için 2014 yılı sonuna kadar resmî anaokulu sayısı 2 bin 402′ye, derslik sayısı ise 12 bin 10′a çıkarılacak. Böylelikle toplam derslik sayısı 45 bin 407 olacak. Okul öncesi eğitimin yaygınlaştırılması kapsamında, toplumsal farkındalık düzeyini yükseltmek için geniş kapsamlı tanıtım faaliyetleri ve projeler yürütülecek. Okullaşmanın düşük olduğu bölgelere de öncelik verilerek, yüz yüze annebaba bilgilendirmeleri yapılacak. Okul öncesi eğitimde, eğitim personelinin nitelik ve niceliğine de önem atfeden Bakanlık, bu doğrultuda alan mezunlarına öncelik verecek. Öğretmen ihtiyacının alan mezunlarından karşılanamaması durumunda sözleşmeli ve ücretli öğretmenler sisteme dâhil edilecek. Bakanlık, okul öncesi eğitim kurumlarında özel eğitim gerektiren çocukların eğitimi için ise rehber öğretmen istihdam edilmesine ilişkin gerekli düzenlemeleri yapacak.
BAĞIMSIZ ANAOKULLARI
Okul öncesi eğitimi yaygınlaştırmak ve niteliğini yükseltmek için istihdamın yoğun olduğu ve hızlı göç alan bölgeler ile sosyo-ekonomik düzeyi düşük olan yerleşim yerlerinde bağımsız anaokulları açılacak. Anaokulu yapımı ve donatımı ile her türlü eğitim kurumunun bünyesinde açılacak olan ana sınıflarının donatımı için de kaynak planlaması yapılacak. Bakanlık bu sayede okul öncesi eğitimde okullaşma sürecini bütün bölgelerde eşit şekilde yaygınlaştırmış olacak.
(Bugün)
Üst Kategori: ROOT Kategori: Gündem
Milli Eğitim Bakanlığı, 4+4+4 kesintili zorunlu eğitim sisteminin yasalaşmasının ardından okul öncesi eğitimi yaygınlaştıracak adımlar da atmaya başladı.
Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer’in her fırsatta dile getirdiği okul öncesi eğitimdeki okullaşma oranının artırılması için yeni düzenlemeler yapılacak. 2014 yılı sonuna kadar resmi anaokulu sayısı 2 bin 402′ye çıkarılacak. Okul öncesi eğitimde okullaşma oranı düşük olan belde ve ilçelere bağımsız anaokulları yapımında öncelik verilecek. Kamu envanterine kayıtlı ve atıl durumdaki okul ve kurum binaları ise okul öncesi eğitim kurumu olarak yeniden düzenlenecek.
MEB, kamu kaynaklarının etkin kullanılmasının sağlanması için atıl durumdaki belde ve köy okullarını yeniden eğitim-öğretim hayatına kazandıracak. Atıl durumdaki okulların yeniden düzenlenmesiyle yatırımdan da tasarruf edilmiş olacak. Okul öncesi eğitimde hedeflenen okullaşma oranına ulaşmak için, bağımsız anaokulu ve ana sınıfı yapılacak bölgelere, güncelliği güvenilir olan ihtiyaç envanterleri tutulup bu envanterler doğrultusunda karar verilecek.
AİLELERLE GÖRÜŞÜLECEK
9. Kalkınma Planı ve Hükümet Programında, 48-72 aylık çağ nüfusunun okullaşması hedefine ulaşabilmek için 2014 yılı sonuna kadar resmî anaokulu sayısı 2 bin 402′ye, derslik sayısı ise 12 bin 10′a çıkarılacak. Böylelikle toplam derslik sayısı 45 bin 407 olacak. Okul öncesi eğitimin yaygınlaştırılması kapsamında, toplumsal farkındalık düzeyini yükseltmek için geniş kapsamlı tanıtım faaliyetleri ve projeler yürütülecek. Okullaşmanın düşük olduğu bölgelere de öncelik verilerek, yüz yüze annebaba bilgilendirmeleri yapılacak. Okul öncesi eğitimde, eğitim personelinin nitelik ve niceliğine de önem atfeden Bakanlık, bu doğrultuda alan mezunlarına öncelik verecek. Öğretmen ihtiyacının alan mezunlarından karşılanamaması durumunda sözleşmeli ve ücretli öğretmenler sisteme dâhil edilecek. Bakanlık, okul öncesi eğitim kurumlarında özel eğitim gerektiren çocukların eğitimi için ise rehber öğretmen istihdam edilmesine ilişkin gerekli düzenlemeleri yapacak.
BAĞIMSIZ ANAOKULLARI
Okul öncesi eğitimi yaygınlaştırmak ve niteliğini yükseltmek için istihdamın yoğun olduğu ve hızlı göç alan bölgeler ile sosyo-ekonomik düzeyi düşük olan yerleşim yerlerinde bağımsız anaokulları açılacak. Anaokulu yapımı ve donatımı ile her türlü eğitim kurumunun bünyesinde açılacak olan ana sınıflarının donatımı için de kaynak planlaması yapılacak. Bakanlık bu sayede okul öncesi eğitimde okullaşma sürecini bütün bölgelerde eşit şekilde yaygınlaştırmış olacak.
(Bugün)
Son Güncelleme: Pazar, 20 May 2012 13:37
Gösterim: 1981
Türkiye’nin en büyük istihdam sorunları arasında ataması yapılmayan öğretmenler geliyor. Hükümetlerin her seçim dönemimde büyük vaatlerle atama rakamları açıklaması ve sonrasında bu sözlerini yerine getirmemesi atanamayan öğretmenleri mağdur etmeye devam ediyor.
Atanmayan öğretmenler sorunu giderek büyüyor. Her fırsatta tepkilerini dile getiren öğretmenler, sorunlarını TV5'te yayınlanan Sabah Gündemi programında dile getirdi. Kadir Öztürk'ün sorularını içtenlikle cevaplayan öğretmenlerden biri olan Boğaziçi Üniversitesi Fen Bilgisi Öğretmenliği bölümü mezunu Süleyman Dilmen yaşadıklarını anlattı. Hükümet yetkilileri tarafından kandırılmaktan bıktıklarını anlatan Dilmen Haziran 2012'de hak ettikleri atamaların yapılmasını istedi. Kendilerinin öğrencileri, öğrencilerin de kendilerini özlediğini dile getiren Dilmen birçok arkadaşın psikolojik olarak bunalımda olduğunu hatırlattı. 15 seneyi aşkın eğitim gördüklerini hatırlatan öğretmenler toplumun kendilerinden bekledikleri talepleri yerine getirememenin rahatsızlığını yaşıyor.
Haberin videosu
Üst Kategori: ROOT Kategori: Gündem
Türkiye’nin en büyük istihdam sorunları arasında ataması yapılmayan öğretmenler geliyor. Hükümetlerin her seçim dönemimde büyük vaatlerle atama rakamları açıklaması ve sonrasında bu sözlerini yerine getirmemesi atanamayan öğretmenleri mağdur etmeye devam ediyor.
Atanmayan öğretmenler sorunu giderek büyüyor. Her fırsatta tepkilerini dile getiren öğretmenler, sorunlarını TV5'te yayınlanan Sabah Gündemi programında dile getirdi. Kadir Öztürk'ün sorularını içtenlikle cevaplayan öğretmenlerden biri olan Boğaziçi Üniversitesi Fen Bilgisi Öğretmenliği bölümü mezunu Süleyman Dilmen yaşadıklarını anlattı. Hükümet yetkilileri tarafından kandırılmaktan bıktıklarını anlatan Dilmen Haziran 2012'de hak ettikleri atamaların yapılmasını istedi. Kendilerinin öğrencileri, öğrencilerin de kendilerini özlediğini dile getiren Dilmen birçok arkadaşın psikolojik olarak bunalımda olduğunu hatırlattı. 15 seneyi aşkın eğitim gördüklerini hatırlatan öğretmenler toplumun kendilerinden bekledikleri talepleri yerine getirememenin rahatsızlığını yaşıyor.
Haberin videosu
Son Güncelleme: Pazar, 20 May 2012 12:49
Gösterim: 2011
Hürriyet Gazetesi Yazarı Ahmet Hakan’ın bugünkü yazısı.
“ŞUURSUZCA ” kutlanıyordu.
İlk kez “şuurla” kutlandı.
Anlamsız bir alışkanlığın ve tekdüzeliğin kurbanı olmuştu 19 Mayıs...
İlk kez silkinmenin ve yenilenmenin başlangıcı oldu.
* * *
Dünkü kutlamalarda...
Kule yoktu, prova yoktu, bir örnek giysiler yoktu...
Temsili milis güçleri yoktu, bıkkınlık yoktu...
Anlamsız vücut hareketleri yoktu, stadyumlara tıkılma yoktu...
Garnizon komutanı yoktu, vali yoktu...
Zorunluluk yoktu, “bitse de gitsek” duygusu yoktu...
“Rap rap rap” yoktu, askeri adımlar yoktu...
O utanç verici “etek boyu tartışması”nı başlatacak malzeme yoktu...
1930’ların “terbiye edilmiş bedenler” ideolojisi yoktu...
Bireyi yok sayan, kalabalık içinde eriten, bütünün minicik bir parçası haline getiren görsellikler yoktu...
İnançsızca atılan nutuklar yoktu.
* * *
Ya ne vardı?
Gayriresmi bir şuur vardı...
İlle de devlete yaslanmak gerekmeyeceğinin kanıtları vardı...
“Bir şey yapmalı” diyenlerin yaptıkları şeyler vardı...
Sempozyumlar, konserler, yürüyüşler, mitingler vardı...
“Viva 19 Mayıs” hareketi vardı...
Belediyelerin kutlama yarışları vardı...
Gönüllülük vardı...
Ne gönüllüğü? Canıgönüllülük vardı...
Sivillik vardı, neşe vardı, renklilik vardı, kararlılık vardı, ayaklar üstünde durma vardı...
İdeolojik duruş vardı...
Tepki vardı, etki vardı...
Hatta ve hatta...
Birazcık acemilik bile vardı...
* * *
19 Mayıs’ı statlarda yasaklayanların maksadı, 19 Mayıs’ı boğmak mıydı?
Bilmiyorum.
Ama eğer maksatları boğmak idiyse boğarken dirilttiler.
19 Mayıs statlardan çıktı, kurtuldu yani...
Böylece her şeyden kurtulmuş oldu:
Sıkıcılıktan kurtuldu, resmiyetten kurtuldu, vali nutuklarından kurtuldu, bilinçsizlikten kurtuldu, provalardan kurtuldu, bin yıllık alışkanlıklardan kurtuldu, sevgisizlikten kurtuldu, yasal zorunluluklardan kurtuldu.
O denli kurtuldu ki...
Eğer 19 Mayıs’ı statlarda yasaklayanların maksatları gerçekten 19 Mayıs’ı boğmak idiyse...
Bu yılki heyecan fırtınasını, şuur hareketini ve devletin zırnık yardımı olmadan toplumun kendi ayakları üzerinde durma enerjisini görünce...
Kutlamaları seneye yeniden statlara hapsedebilirler.
O dereceydi yani...
(Ahmet Hakan-hürriyet)
Üst Kategori: ROOT Kategori: Gündem
Hürriyet Gazetesi Yazarı Ahmet Hakan’ın bugünkü yazısı.
“ŞUURSUZCA ” kutlanıyordu.
İlk kez “şuurla” kutlandı.
Anlamsız bir alışkanlığın ve tekdüzeliğin kurbanı olmuştu 19 Mayıs...
İlk kez silkinmenin ve yenilenmenin başlangıcı oldu.
* * *
Dünkü kutlamalarda...
Kule yoktu, prova yoktu, bir örnek giysiler yoktu...
Temsili milis güçleri yoktu, bıkkınlık yoktu...
Anlamsız vücut hareketleri yoktu, stadyumlara tıkılma yoktu...
Garnizon komutanı yoktu, vali yoktu...
Zorunluluk yoktu, “bitse de gitsek” duygusu yoktu...
“Rap rap rap” yoktu, askeri adımlar yoktu...
O utanç verici “etek boyu tartışması”nı başlatacak malzeme yoktu...
1930’ların “terbiye edilmiş bedenler” ideolojisi yoktu...
Bireyi yok sayan, kalabalık içinde eriten, bütünün minicik bir parçası haline getiren görsellikler yoktu...
İnançsızca atılan nutuklar yoktu.
* * *
Ya ne vardı?
Gayriresmi bir şuur vardı...
İlle de devlete yaslanmak gerekmeyeceğinin kanıtları vardı...
“Bir şey yapmalı” diyenlerin yaptıkları şeyler vardı...
Sempozyumlar, konserler, yürüyüşler, mitingler vardı...
“Viva 19 Mayıs” hareketi vardı...
Belediyelerin kutlama yarışları vardı...
Gönüllülük vardı...
Ne gönüllüğü? Canıgönüllülük vardı...
Sivillik vardı, neşe vardı, renklilik vardı, kararlılık vardı, ayaklar üstünde durma vardı...
İdeolojik duruş vardı...
Tepki vardı, etki vardı...
Hatta ve hatta...
Birazcık acemilik bile vardı...
* * *
19 Mayıs’ı statlarda yasaklayanların maksadı, 19 Mayıs’ı boğmak mıydı?
Bilmiyorum.
Ama eğer maksatları boğmak idiyse boğarken dirilttiler.
19 Mayıs statlardan çıktı, kurtuldu yani...
Böylece her şeyden kurtulmuş oldu:
Sıkıcılıktan kurtuldu, resmiyetten kurtuldu, vali nutuklarından kurtuldu, bilinçsizlikten kurtuldu, provalardan kurtuldu, bin yıllık alışkanlıklardan kurtuldu, sevgisizlikten kurtuldu, yasal zorunluluklardan kurtuldu.
O denli kurtuldu ki...
Eğer 19 Mayıs’ı statlarda yasaklayanların maksatları gerçekten 19 Mayıs’ı boğmak idiyse...
Bu yılki heyecan fırtınasını, şuur hareketini ve devletin zırnık yardımı olmadan toplumun kendi ayakları üzerinde durma enerjisini görünce...
Kutlamaları seneye yeniden statlara hapsedebilirler.
O dereceydi yani...
(Ahmet Hakan-hürriyet)
Son Güncelleme: Pazar, 20 May 2012 11:28
Gösterim: 1688
Trafik güvenliği konusunda çözüm önerileri geliştirilmesi amacıyla düzenlenen '3. Karayolu Trafik Güvenliği Sempozyumu' sonuç bildirgesi açıklandı.
Trafik kazalarında sürücü hatalarının çok yüksek olması yeni arayışları beraberinde getirdi. Bu kapsamda sürücü belgesi sınavlarının yeniden yapılandırılması; 'stajyer sürücülük' sisteminin bir an önce uygulamaya konulması isteniyor.
İçişleri Bakanlığı Emniyet Genel Müdürlüğü Trafik Hizmetleri Başkanlığı ile Polis Akademisi Başkanlığı; Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı Karayolu Düzenleme Genel Müdürlüğü ile Karayolları Genel Müdürlüğü; Gazi Üniversitesi; Bahçeşehir Üniversitesi; TÜVTURK ve diğer ilgili kuruluşların işbirliği gerçekleştirilen sempozyuma toplam 155 bildiri gönderildi. Bunların 85'i sözlü, 50'si de poster olarak sunuldu. Trafik sorunlarının, konu ile ilgili bütün birim ve kurumlarca belirlenmiş olan ortak hedefler doğrultusunda hareket ettiği bir 'güvenli sistem yaklaşımı' içerisinde ele alınması gerektiği hususu genel kabul gördü.
Sempozyumda şu görüş ve öneriler ön plana çıktı: "Karayolu ulaşım sisteminin işleyişinde rolü olan bütün aktörler 'ortak sorumluluk' anlayışı çerçevesinde hareket etmeli; vatandaşlar ile kamu kurumları, özel sektör ve sivil toplum örgütleri aynı güvenlik vizyon ve isteği doğrultusunda işbirliği içerisinde olmalıdır.
Ülkemizde yük ve yolcu taşımacılığı çok büyük oranda karayolları üzeride yapılmaktadır. Ulaştırmada karayolu aleyhine olan bu dengesizliğin ortadan kaldırılmasına yönelik olarak, taşıma modları arasındaki karayollarının ağırlığını azaltacak şekilde, deniz ve su yolları, havayolları, raylı sistemler ve kombine taşımacılığa önem verilerek yük ve yolcu taşımacılığında bu sistemlerin kullanımının yaygınlaştırılması için gerekli altyapı ve mevzuat düzenlemeleri yapılmalıdır.
Karayolu trafik güvenliği alanında görev ve yetki verilen kurum ve kuruluşların ortak hedefler doğrultusunda işbirliği ve eşgüdüm içerisinde çalışmaları gerekmektedir. Trafik Hizmetleri Başkanlığı'nca hazırlanarak Karayolu Trafik Güvenliği Kurulu'nca uygun görülen önerileri değerlendirip karara bağlayan ve bu kararların yaşama geçirilmesi için kurumlar arasında koordinasyon önlemlerini belirleyen Karayolu Güvenliği Yüksek Kurulu, kurulduğu 1997 yılından beri sadece iki kez toplanmıştır. Kurumlar arası işbirliği ve koordinasyonun ön plana çıktığı ve ulusal bir strateji belirlemenin önem kazandığı günümüzde Karayolu Güvenliği Yüksek Kurulu'nun bu ay içerisinde yeniden toplanacak olması önemli bir gelişmedir. Kurul, Karayolları Trafik Kanunu'nda belirtildiği üzere rutin olarak toplanmaya devam etmelidir."
SÜRÜCÜ BELGESİ SINAVLARI YENİDEN YAPILANDIRILMALI
"Emniyet Genel Müdürlüğü'nce, trafik güvenliği ile ilgili kurum ve kuruluşların katkıları ile 'Karayolu Trafik Güvenliği On Yıllık Eylem Planı' hazırlanmış; Karayolu Trafik Güvenliği Kurulu'nda görüşülerek Başbakanlığa sunulmuştur. Söz konusu eylem planı, Karayolu Güvenliği Yüksek Kurulu'nda ele alınarak en kısa zamanda yürürlüğe konulmalı ve uygulanma aşamaları kurul tarafından takip edilmelidir.
Trafik kazalarında sürücü hatalarının çok yüksek bir orana sahip olması nedeniyle, kaliteli ve bilinçli sürücüler yetiştirebilmek için sürücü eğitim sistemi ve sürücü kursları AB standartlarına uygun olarak yeniden yapılandırılmalı ve diğer kurumlar bu konuda Milli Eğitim Bakanlığı'na destek olmalıdır. Ayrıca, sürücü belgesi sınavları da yeniden yapılandırılarak, stajyer sürücülük sistemi uygulamaya konulmalıdır.
Temel eğitimden başlayarak, bütün öğrencilerin trafikte yaya, yolcu ve bisiklet sürücüsü olarak güvenli bir yol kullanıcısı olmalarını sağlayacak eğitim programlarının yanı sıra, yetişkin eğitimini de kapsayacak şekilde trafik güvenliği ile ilgili yaşam boyu öğrenme eğitim programları hayata geçirilmelidir. Ayrıca bilinçlendirme kampanyaları ile bireylerin okulda öğrendikleri bilgiler desteklenmelidir."
ALKOL DENETİMİ GİBİ SÜRÜCÜLERDE UYUŞTURUCU VE KEYİF VERİCİ MADDE KONTROLÜ YAPILMALI
"Sürücülerde algılanan yakalanma riskinin arttırılması amacı ile trafik denetimleri özellikle aşağıdaki alanlarda sıklaştırılmalı ve süreklilik arz etmelidir: Emniyet kemeri ve kask kullanımı, aşırı hızın önlenmesi, yaya güvenliği, kırmızı ışık ihlallerinin önlenmesi, araç kullanırken cep telefonu kullanımının önlenmesi, alkollü iken araç kullanımının önlenmesi, alkol denetiminde olduğu gibi, sürücülerde uyuşturucu veya keyif verici madde kullanıp kullanılmadığının da resen tespit edilebilmesi için gerekli mevzuat düzenlemesinin yapılarak, bununla ilgili teknik cihazları alınmalı ve en kısa zamanda uygulamaya geçilmelidir.
Trafik hizmetlerinde çalışan polislerin yanında diğer birimlerde çalışan polislerin de trafik suçu tespit yetkisi bulunmasına rağmen aktif olarak kullanılmamaktadır. Kural ihlallerinin tespitine yönelik denetimlerin etkinliğini artırarak, sürücülerde, 'Bir kural ihlali yaparsam kesin yakalanırım ve kesin ceza alırım' inancının yerleşmesini ve algılanan yakalanma riskinin artmasını sağlayacak olan bu yetki aktif hale getirilmeli, genel hizmet polislerine belli kural ihlalleri için trafik suçu tespit tutanağı düzenleme yetkisi verilmelidir."
TRAFİK CEZALARININ YÜZDE 13'Ü ELEKTRONİK DENETİM SİSTEMLERİ İLE YAZILDI
"Belediyelere elektronik trafik denetim sistemlerinin kurulması ve yaygınlaştırılması yetkisi verilmiştir. 2011 yılı verilerine göre cezaların yüzde 13'ü Elektronik Denetim Sistemleri ile yazılmıştır. Elektronik trafik denetim sistemlerinin şehir içi ve otoyolların tamamında kurularak işletilmesinin sağlanması ve etkin olarak kullanılması sürücülerde trafik kuralı ihlallerinde algılanan yakalanma riskinin artırarak trafik kurallarına uymama neticesinde meydana gelen kazaların azaltılmasını sağlayacaktır. Önümüzdeki yıllarda bu sistem ihtiyaç duyulan tüm yollarda kurulmalı ve etkin olarak kullanılmalıdır. Trafik güvenliğinin artırılmasında akıllı ulaşım sistemleri kapsamındaki çağdaş uygulamalardan ve teknolojik gelişmelerden faydalanılmalıdır.
Halkımızın trafik kazalarını önlemede trafik polisimize yardımcı olmasını sağlayarak, algılanan yakalanma riskini artırmak amacıyla, Fahri Trafik Müfettişliği müessesesi kurulmuştur. Mevcut durumda 11 bin 239 Fahri Trafik Müfettişi görev yapmaktadır. Fahri trafik müfettişlerinin her yıl en az bir defa eğitime katılmaları sağlanmaktadır. Yönetmelikteki hükümlere göre tescilli araç sayısının binde ikisi kadar Fahri Trafik Müfettişi görevlendirilmesi gerekmektedir. Bu hedefe her yıl ulaşılması ayrıca yılda en az iki defa eğitim verilmesi ve böylelikle sürücülerde trafik kuralı ihlallerinde algılanan yakalanma riskinin artırılması için gerekli düzenlemeler yapılmalıdır."
KAZALARDAN SONRA 30 GÜNLÜK TEDAVİ SÜRECİ TAKİP EDİLMELİ
"Araçların kış mevsimi şartlarına uygun olmayan lastik ve diğer donanımlarla kullanılması karayolu güvenliğini tehlikeye sokan durumlar oluşmasına neden olmaktadır. Buna mukabil, Karayolları Trafik Kanunu'nda kış lastiği kullanılmasını zorunlu kılacak bir hüküm bulunmamaktadır. Kış lastiği kullanımının bölgesel olarak farklı zamanlarda zorunluluk haline getirilmesini sağlayacak mevzuat düzenlemeleri yapılarak uygulamaya konulmalı ve bu konunun etkin denetimlerle takibi yapılmalıdır.
Trafik kazaları sonrasında sunulan acil yardım hizmetlerinin her geçen gün geliştiği görülmektedir. Bu bağlamda, şehir içi ve kırsal alanlarda meydana gelen kazalardaki acil çağrılara müdahale süresinin en aza indirilmesi, vatandaşların ilk yardım konusundaki becerilerinin artırılması, kazalardan sonra 30 günlük tedavi süreci takip edilerek Avrupa Birliği standartlarına uygun istatistiki verilerin toplanması için gerekli çalışmalar yapılmalıdır.
Karayolu trafik güvenliği, sadece kanunca yetki ve görev verilen kurumların sorumluluğunda olan bir alan değildir. Bu konuda sivil toplum örgütleri, üniversiteler, diğer kamu kurumları ve özel sektör kuruluşlarının da sorumluluğu bulunmaktadır. Bu birim ve kurumlar tarafından trafik kazaları sonucu meydana gelen maddi ve manevi kayıpları azaltmak için toplumsal farkındalık ve bilinç oluşturmak adına proje ve kampanya çalışmaları yapılmalı ve bütün paydaşlarca desteklenmelidir."
(haber7)
Üst Kategori: ROOT Kategori: Gündem
Trafik güvenliği konusunda çözüm önerileri geliştirilmesi amacıyla düzenlenen '3. Karayolu Trafik Güvenliği Sempozyumu' sonuç bildirgesi açıklandı.
Trafik kazalarında sürücü hatalarının çok yüksek olması yeni arayışları beraberinde getirdi. Bu kapsamda sürücü belgesi sınavlarının yeniden yapılandırılması; 'stajyer sürücülük' sisteminin bir an önce uygulamaya konulması isteniyor.
İçişleri Bakanlığı Emniyet Genel Müdürlüğü Trafik Hizmetleri Başkanlığı ile Polis Akademisi Başkanlığı; Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı Karayolu Düzenleme Genel Müdürlüğü ile Karayolları Genel Müdürlüğü; Gazi Üniversitesi; Bahçeşehir Üniversitesi; TÜVTURK ve diğer ilgili kuruluşların işbirliği gerçekleştirilen sempozyuma toplam 155 bildiri gönderildi. Bunların 85'i sözlü, 50'si de poster olarak sunuldu. Trafik sorunlarının, konu ile ilgili bütün birim ve kurumlarca belirlenmiş olan ortak hedefler doğrultusunda hareket ettiği bir 'güvenli sistem yaklaşımı' içerisinde ele alınması gerektiği hususu genel kabul gördü.
Sempozyumda şu görüş ve öneriler ön plana çıktı: "Karayolu ulaşım sisteminin işleyişinde rolü olan bütün aktörler 'ortak sorumluluk' anlayışı çerçevesinde hareket etmeli; vatandaşlar ile kamu kurumları, özel sektör ve sivil toplum örgütleri aynı güvenlik vizyon ve isteği doğrultusunda işbirliği içerisinde olmalıdır.
Ülkemizde yük ve yolcu taşımacılığı çok büyük oranda karayolları üzeride yapılmaktadır. Ulaştırmada karayolu aleyhine olan bu dengesizliğin ortadan kaldırılmasına yönelik olarak, taşıma modları arasındaki karayollarının ağırlığını azaltacak şekilde, deniz ve su yolları, havayolları, raylı sistemler ve kombine taşımacılığa önem verilerek yük ve yolcu taşımacılığında bu sistemlerin kullanımının yaygınlaştırılması için gerekli altyapı ve mevzuat düzenlemeleri yapılmalıdır.
Karayolu trafik güvenliği alanında görev ve yetki verilen kurum ve kuruluşların ortak hedefler doğrultusunda işbirliği ve eşgüdüm içerisinde çalışmaları gerekmektedir. Trafik Hizmetleri Başkanlığı'nca hazırlanarak Karayolu Trafik Güvenliği Kurulu'nca uygun görülen önerileri değerlendirip karara bağlayan ve bu kararların yaşama geçirilmesi için kurumlar arasında koordinasyon önlemlerini belirleyen Karayolu Güvenliği Yüksek Kurulu, kurulduğu 1997 yılından beri sadece iki kez toplanmıştır. Kurumlar arası işbirliği ve koordinasyonun ön plana çıktığı ve ulusal bir strateji belirlemenin önem kazandığı günümüzde Karayolu Güvenliği Yüksek Kurulu'nun bu ay içerisinde yeniden toplanacak olması önemli bir gelişmedir. Kurul, Karayolları Trafik Kanunu'nda belirtildiği üzere rutin olarak toplanmaya devam etmelidir."
SÜRÜCÜ BELGESİ SINAVLARI YENİDEN YAPILANDIRILMALI
"Emniyet Genel Müdürlüğü'nce, trafik güvenliği ile ilgili kurum ve kuruluşların katkıları ile 'Karayolu Trafik Güvenliği On Yıllık Eylem Planı' hazırlanmış; Karayolu Trafik Güvenliği Kurulu'nda görüşülerek Başbakanlığa sunulmuştur. Söz konusu eylem planı, Karayolu Güvenliği Yüksek Kurulu'nda ele alınarak en kısa zamanda yürürlüğe konulmalı ve uygulanma aşamaları kurul tarafından takip edilmelidir.
Trafik kazalarında sürücü hatalarının çok yüksek bir orana sahip olması nedeniyle, kaliteli ve bilinçli sürücüler yetiştirebilmek için sürücü eğitim sistemi ve sürücü kursları AB standartlarına uygun olarak yeniden yapılandırılmalı ve diğer kurumlar bu konuda Milli Eğitim Bakanlığı'na destek olmalıdır. Ayrıca, sürücü belgesi sınavları da yeniden yapılandırılarak, stajyer sürücülük sistemi uygulamaya konulmalıdır.
Temel eğitimden başlayarak, bütün öğrencilerin trafikte yaya, yolcu ve bisiklet sürücüsü olarak güvenli bir yol kullanıcısı olmalarını sağlayacak eğitim programlarının yanı sıra, yetişkin eğitimini de kapsayacak şekilde trafik güvenliği ile ilgili yaşam boyu öğrenme eğitim programları hayata geçirilmelidir. Ayrıca bilinçlendirme kampanyaları ile bireylerin okulda öğrendikleri bilgiler desteklenmelidir."
ALKOL DENETİMİ GİBİ SÜRÜCÜLERDE UYUŞTURUCU VE KEYİF VERİCİ MADDE KONTROLÜ YAPILMALI
"Sürücülerde algılanan yakalanma riskinin arttırılması amacı ile trafik denetimleri özellikle aşağıdaki alanlarda sıklaştırılmalı ve süreklilik arz etmelidir: Emniyet kemeri ve kask kullanımı, aşırı hızın önlenmesi, yaya güvenliği, kırmızı ışık ihlallerinin önlenmesi, araç kullanırken cep telefonu kullanımının önlenmesi, alkollü iken araç kullanımının önlenmesi, alkol denetiminde olduğu gibi, sürücülerde uyuşturucu veya keyif verici madde kullanıp kullanılmadığının da resen tespit edilebilmesi için gerekli mevzuat düzenlemesinin yapılarak, bununla ilgili teknik cihazları alınmalı ve en kısa zamanda uygulamaya geçilmelidir.
Trafik hizmetlerinde çalışan polislerin yanında diğer birimlerde çalışan polislerin de trafik suçu tespit yetkisi bulunmasına rağmen aktif olarak kullanılmamaktadır. Kural ihlallerinin tespitine yönelik denetimlerin etkinliğini artırarak, sürücülerde, 'Bir kural ihlali yaparsam kesin yakalanırım ve kesin ceza alırım' inancının yerleşmesini ve algılanan yakalanma riskinin artmasını sağlayacak olan bu yetki aktif hale getirilmeli, genel hizmet polislerine belli kural ihlalleri için trafik suçu tespit tutanağı düzenleme yetkisi verilmelidir."
TRAFİK CEZALARININ YÜZDE 13'Ü ELEKTRONİK DENETİM SİSTEMLERİ İLE YAZILDI
"Belediyelere elektronik trafik denetim sistemlerinin kurulması ve yaygınlaştırılması yetkisi verilmiştir. 2011 yılı verilerine göre cezaların yüzde 13'ü Elektronik Denetim Sistemleri ile yazılmıştır. Elektronik trafik denetim sistemlerinin şehir içi ve otoyolların tamamında kurularak işletilmesinin sağlanması ve etkin olarak kullanılması sürücülerde trafik kuralı ihlallerinde algılanan yakalanma riskinin artırarak trafik kurallarına uymama neticesinde meydana gelen kazaların azaltılmasını sağlayacaktır. Önümüzdeki yıllarda bu sistem ihtiyaç duyulan tüm yollarda kurulmalı ve etkin olarak kullanılmalıdır. Trafik güvenliğinin artırılmasında akıllı ulaşım sistemleri kapsamındaki çağdaş uygulamalardan ve teknolojik gelişmelerden faydalanılmalıdır.
Halkımızın trafik kazalarını önlemede trafik polisimize yardımcı olmasını sağlayarak, algılanan yakalanma riskini artırmak amacıyla, Fahri Trafik Müfettişliği müessesesi kurulmuştur. Mevcut durumda 11 bin 239 Fahri Trafik Müfettişi görev yapmaktadır. Fahri trafik müfettişlerinin her yıl en az bir defa eğitime katılmaları sağlanmaktadır. Yönetmelikteki hükümlere göre tescilli araç sayısının binde ikisi kadar Fahri Trafik Müfettişi görevlendirilmesi gerekmektedir. Bu hedefe her yıl ulaşılması ayrıca yılda en az iki defa eğitim verilmesi ve böylelikle sürücülerde trafik kuralı ihlallerinde algılanan yakalanma riskinin artırılması için gerekli düzenlemeler yapılmalıdır."
KAZALARDAN SONRA 30 GÜNLÜK TEDAVİ SÜRECİ TAKİP EDİLMELİ
"Araçların kış mevsimi şartlarına uygun olmayan lastik ve diğer donanımlarla kullanılması karayolu güvenliğini tehlikeye sokan durumlar oluşmasına neden olmaktadır. Buna mukabil, Karayolları Trafik Kanunu'nda kış lastiği kullanılmasını zorunlu kılacak bir hüküm bulunmamaktadır. Kış lastiği kullanımının bölgesel olarak farklı zamanlarda zorunluluk haline getirilmesini sağlayacak mevzuat düzenlemeleri yapılarak uygulamaya konulmalı ve bu konunun etkin denetimlerle takibi yapılmalıdır.
Trafik kazaları sonrasında sunulan acil yardım hizmetlerinin her geçen gün geliştiği görülmektedir. Bu bağlamda, şehir içi ve kırsal alanlarda meydana gelen kazalardaki acil çağrılara müdahale süresinin en aza indirilmesi, vatandaşların ilk yardım konusundaki becerilerinin artırılması, kazalardan sonra 30 günlük tedavi süreci takip edilerek Avrupa Birliği standartlarına uygun istatistiki verilerin toplanması için gerekli çalışmalar yapılmalıdır.
Karayolu trafik güvenliği, sadece kanunca yetki ve görev verilen kurumların sorumluluğunda olan bir alan değildir. Bu konuda sivil toplum örgütleri, üniversiteler, diğer kamu kurumları ve özel sektör kuruluşlarının da sorumluluğu bulunmaktadır. Bu birim ve kurumlar tarafından trafik kazaları sonucu meydana gelen maddi ve manevi kayıpları azaltmak için toplumsal farkındalık ve bilinç oluşturmak adına proje ve kampanya çalışmaları yapılmalı ve bütün paydaşlarca desteklenmelidir."
(haber7)
Son Güncelleme: Pazar, 20 May 2012 12:28
Gösterim: 1731
19 Mayıs Atatürk'ü Anma Gençlik ve Spor Bayramı tüm Türkiye'de büyük bir coşkula kutlandı.
Ankara ve Samsun dışındaki statlarda kutlanamayan 19 Mayıs Atatürk'ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı'nın coşkusu cadde ve sokaklara taştı. İstiklal Caddesi ve Taksim'n yanı sıra, Şişli Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül'ün Halaskargazi Caddesi'nde düzenlediği yürüyüşe onbinlerce kişi katıldı.
Şiş Belediyesi'nin, '19 Mayıs Atatürk'ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı'nda Şişli'nin en işlek caddesi olan Halaskargazi'de düzenlediği yürüyüşe on binlerce kişi katıldı. "Bayrağını al da gel" sloganıyla düzenlenen ve yürüyüş için dev Türk bayrakları ve Atatürk posterleriyle donatılan caddeye vatandaşlar bayraklarını alarak geldi. Cadde üstündeki Şişli Atatürk Evi’nin önünden saat 12.00’de başlayan yürüyüşe yaşlı genç, kadın erkek onbinlerce İstanbullu katıldı. 10’uncu Yıl Marşı eşliğinde başlayan yürüyüşe Şişli Belediye Bakanı Mustafa Sarıgül de çocukları Emir, Ömer Sarıgül ve gelini Fatoş Sarıgül’le birlikte otobüsün üzerinden katılarak halkı selamladı.
500 kişiden koro Doğulu'dan konser
Yaklaşık 2 saat süren yürüyüş Cevahir Alışveriş Merkezi'nde sona erdi. Kutlamalar Cevahir Alışveriş Merkezi önünde de devam etti. Ekrem Ataer yönetimindeki 500 kişilik koro, Atatürk’ün en sevdiği şarkıları seslendirdi. Şarkıcı Kenan Doğulu aralarında 2 hafta sonra piyasaya çıkacak albümünde yer alan "Balım" şarkısının da yer aldığı birbirinden güzel şarkılarıyla kalabalığı coşturdu. Sarıgül, 19 Mayıs’ı şanına yakışır bir şekilde kutladıklarını ve bayraklarını alarak bu yürüyüşe katılan herkese teşekkür ederek, "Atatürk, Kurtuluş savaşı mücadelesini Şişli'deki evinden başlattı. O'nu saygı, şükran ve minnetle anıyoruz" dedi.
Başkasını sevemiyoruz
19 Mayıs Mersin'de de coşkuyla kutlandı. Kutlamaları Tevfik Sırrı Gür Stadı önünde düzenlenen yürüyüşle başladı. Kutlamalara öğrencilerin de aralarında bulunduğu yaklaşık 20 bin kişi katıldı. Yaklaşık 1 kilometrelik güzergahtaki yürüyüş Cumhuriyet Meydanı'nda son buldu. Gençlerin de büyük ilgi gösterdiği yürüyüşte Mersin İdman Yurdu futbol takımının renkleriyle donatılmış Atatürk fotoğraflı atkıları ve üzerindeki "Başkasını sevemiyoruz" yazıları dikkat çekti. Merkez Toroslar ilçesinde Belediye Fen İşleri Müdürlüğü ekiplerince 19 Mayıs Atatürk'ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı kapsamında Kuvayi Milliye Anıtı'na paslanmaz çelikten 40 metre uzunluğunda bayrak direği dikildi. Yaklaşık 2 saat süren çalışmayla dikilen direğe ise 12 metreye 8 metre ebadında Türk Bayrağı çekildi. Toroslar Belediye Başkanı Hamit Tuna, "Ay yıldızlı bayrağımız, Cumhuriyet var olduğu sürece göklerde dalgalanacaktır" dedi. Türk yıldızları öğrencilerle buluştu.
Sofuoğlu'na alkış
Kutlamalar kapsamında, Ankara Atatürk Kültür Merkezi’nde 60 spor federasyonunun en yetenekli sporcuları birbirinden ilginç gösterilerini Ankaralılar ve gençler için sergiledi. Motor Sporları Federasyonu motosiklet gösterileri ile kutlamalardaki yerini aldı. Dünya rekortmeni Motosikletçi Kenan Sofuoğlu gösteriyle büyük beğeni topladı. Atatürk Kültür Merkezi’nde gün boyu birbirinden renkli dans gösterileri de sergilendi.
'Bandırma'lı yürüyüş
Türkiye Gençlik Birliği’nin “19 Mayıs Diriliş Yürüyüşü”ne binlerce kişi katıldı. Beyoğlu Tünel’den Dolmabahçe’ye kadar süren yürüyüş kortejinin en önünde, Mustafa Kemal Atatürk’ün Samsun’a çıktığı, “Bandırma” vapurunun 7 metrelik maketi yer aldı. İstiklal Caddesi’nde, “Atatürk gençliği görev başında”, “Tayyip baksana, kaç kişiyiz saysana”, “Türkiye laiktir, laik kalacak” ve “Mustafa Kemal’in askerleriyiz” sloganları yükseldi. Yürüyüşe CHP İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal ve Sümerolog Muazzez İlmiye Çığ da katılarak destek verdi. Filistin bayraklarının da yer aldığı yürüyüşün ardından, Maçka Küçükçiftlik Parkı’nda, “Uluslararası Gençlik Şöleni” düzenlendi. Şölende, İnti-İllimani, Karmate, Cherkezi Orchestra ve Mir Sanat Topluluğu sahne aldı.
CHP: Türk'üz, güçlüyüz, Atatürkçüyüz
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) İstanbul İl Örgütü, 19 Mayıs Atatürk’ü Anma Gençlik ve Spor Bayramı’nı kitlesel katılımla Taksim’de kutladı. CHP İlçe Örgütleri, Beyoğlu Tünel Meydanı’nda buluşup yürüdü. İstiklal Caddesi boyunca Türk bayrakları ve Atatürk posterlerinin taşındığı, marşların çalındığı yürüyüşe yaklaşık 3 bin kişi katıldı. Yürüyüş sırasında, “Türk’üz, güçlüyüz, “Atatürkçüyüz”, “Türkiye uyuma, bayrağına sahip çık” sloganları atıldı. Slogan, marş ve alkışlarla Taksim Meydanı’na ulaştı. Taksim’de Cumhuriyet Anıtı’na çelenk konulup, saygı duruşunda bulunuldu. Ardından İstiklal Marşı okundu. Akşam ise Kadıköy Belediyesi’nin düzenlediği “Fener Alayı ve Gençlik Yürüyüşü” için binlerce kişi Suadiye ışıklarda buluştu. Ellerinde Türk bayraklarıyla yürüyüşe geçenlere, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun eşi Selvi Kılıçdaroğlu, CHP Grup Başkanı Vekili Akif Hamzaçebi, CHP Milletvekilleri ile Kadıköy Belediye Başkanı Selami Öztürk de eşlik etti. Onuncu Yıl Marşı ve Atatürk’ün sevdiği türkülerin seslendirildiği yürüyüş Göztepe Parkı’nda son buldu.
Devrimlerin izindeyiz
Bursa’da Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü tarafından düzenlenen 19 Mayıs coşkuyla kutlandı. Kent Meydanı’nda başlayan yürüyüşe, spor kıyafetleri giyen öğrenciler, bürokratlar ve memurlar katıldı. Yaklaşık 500 kişiden oluşan konvoy, ellerinde dev Türk bayrağı ile 750 metre uzaklıktaki Atatürk Stadyumu önüne kadar yürüdüler. Konvoyda bulunan öğrenciler, ‘Kırmızı Beyaz, Şehitler Ölmez Vatan Bölünmez’, ’Ne Mutlu Türk’üm Diyene’, ‘Her Türk Asker Doğar’ sloganları atarken, yürüyüşe katılanlar topluca 10’uncu Yıl Marşı’nı söylediler. Kız öğrencilerde üzerinde Atatürk’ün fotoğrafı olan ve “Atam devrimlerinin izindeyiz” baskılı kumaşlara sarındılar.
19 Mayıs'ın gözyaşları
19 Mayıs Atatürk’ü Anma Gençlik ve Spor Bayramı nedeniyle Anıtkabir de ziyaretçi akınına uğradı. Anıtkabir’i ziyarete gelenler arasında yer alan 86 yaşındaki Durmuş Zirgi, en dikkat çeken ziyaretçi oldu. Atatürk’ün mozolesine Atatürk’ün fotoğraflarından oluşan ve çiçeklerle süslediği çerçeveyi bırakan Zirgi, Atatürk için uzun süre dua etti. Duygulanarak gözyaşlarına hâkim olamayan Zirgi, “Törenleri bitirmek istiyorlar” diyerek isyan etti. Bu sözler üzerine Anıtkabir’i ziyaret eden diğer vatandaşlar da Dursun Zirgi’yi uzun süre alkışlayarak destek verdi.
Coşkumuzu almayın
19 Mayıs’ın başkent dışındaki kentlerde sadece okullarda ve öğrencilerle kutlanmasına ilişkin genelge hakkında Danıştay’a dava açıp yürütmeyi durdurma kararı alınmasını sağlayan Konyalı bilgisayar programcısı Alper Ayhan (25), dün elinde Türk bayrağıyla Atatürk Anıtı’na geldi. Ayhan, kısmen de olsa amacına ulaştığını belirterek, “Hükümet ‘Bir inat uğruna kutlamaları yapabilirsiniz ama statlarda yapamazsınız’ gibi bir uygulamada bulundu. Ben 23 Nisan kutlamalarında Büyükşehir Belediyesi Atatürk Stadı’ndaydım. Yaklaşık 30 bin insan vardı. Bu kadar insanı bölük pörçük hangi alana alacaksınız? İnsanların bu coşkusunu ellerinden almak doğru değil.”
Tek vatan, tek bayrak, tek millet
19 Mayıs Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı Ankara’da gün boyu süren birbirinden renkli etkinliklerle coşkuyla kutlandı. Başkentteki törenler Gençlik ve Spor Bakanı Suat Kılıç ve 81 ilden gelen gençlerin Anıtkabir ziyaretiyle başladı. Atatürk’ün mozolesine çelenk bırakan Kılıç, Misak-ı Milli Kulesi’ne geçerek, burada Anıtkabir Özel Defteri’ni imzaladı. Kılıç deftere özetle şunları yazdı: “Cumhuriyetimizi emanet ettiğiniz Türk gençliği ile huzurlarınızdayız. ‘İşte benim doğum günüm’ dediğiniz 19 Mayıs tarihi, bütün gençlerimiz için emanete sahip çıkma şuurunu yenilemenin adıdır. Gençlik sağlam bir irade, büyük bir kararlılık, sarsılmaz bir inanç ve geri dönüşü olmayan kuvvetli bir şuurla izinizdedir. Her bayram coşkusu, tek vatan, tek devlet, tek bayrak, tek millet inancımızı pekiştirmektedir. Bu bilinçle, Türkiye’nin geleceğini aydınlatan gençlerimizle birlikte sizi büyük özlemle, minnetle anıyoruz. Ruhunuz şad olsun.”
Gençlik Yürüyüşü
19 Mayıs Atatürk’ü Anma Gençlik ve Spor Bayramı kutlamaları kapsamında Başkentte gençlik yürüyüşü ve şöleni düzenlendi. 19 Mayıs Stadyumu’ndan başlayıp Ulus’taki Atatürk Anıtı’na sona eren yürüyüş sırasında Türk bayrakları taşıyan öğrenciler, 10’uncu Yıl Marşı’nı söyledi, “En büyük Türkiye” ve “Atam izindeyiz” sloganları attı. Yürüyüşe katılanların alana girdiği sırada, Atatürk Anıtı’na çelenk koymak isteyen bir grup İşçi Partili ile buna izin vermeyen polis arasında kısa süreli gerginlik yaşandı. Program kapsamında Atatürk Anıtı’na çelenk sunulmasının ardından, yürüyüşe katılanlar, halk oyunları ve spor gösterilerini sundu.
Memleket nereye gidiyor
Kayseri’deki 19 Mayıs Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı törenlerinde de duygulu anlar yaşandı. Törene katılan emekli işçi, eski sendikacı, 80 yaşındaki Mehmet Yılmaz, “Bu memleket nereye gidiyor” diyerek, “Atatürk’ün askerleriyiz”’ diye bağıran gençleri gözyaşları içinde izledi.
Ata'ya pasta
1919’da Samsun’a çıkarak Kurtuluş Savaşı mücadelesini başlattığı 19 Mayıs için “Benim doğum günüm” diyen Atatürk için doğum günü pastası kesildi. Üzerinde Bandırma Vapuru maketi bulunan ve “19 Mayıs 1919. İşte Benim Doğum Günüm” yazılı pastayı Samsun Valisi Hüseyin Aksoy, Büyükşehir Belediye Başkanı Yusuf Ziya Yılmaz ve Ak Parti milletvekili Ahmet Yeni kesti.
(hürriyeteğitim)
Üst Kategori: ROOT Kategori: Gündem
19 Mayıs Atatürk'ü Anma Gençlik ve Spor Bayramı tüm Türkiye'de büyük bir coşkula kutlandı.
Ankara ve Samsun dışındaki statlarda kutlanamayan 19 Mayıs Atatürk'ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı'nın coşkusu cadde ve sokaklara taştı. İstiklal Caddesi ve Taksim'n yanı sıra, Şişli Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül'ün Halaskargazi Caddesi'nde düzenlediği yürüyüşe onbinlerce kişi katıldı.
Şiş Belediyesi'nin, '19 Mayıs Atatürk'ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı'nda Şişli'nin en işlek caddesi olan Halaskargazi'de düzenlediği yürüyüşe on binlerce kişi katıldı. "Bayrağını al da gel" sloganıyla düzenlenen ve yürüyüş için dev Türk bayrakları ve Atatürk posterleriyle donatılan caddeye vatandaşlar bayraklarını alarak geldi. Cadde üstündeki Şişli Atatürk Evi’nin önünden saat 12.00’de başlayan yürüyüşe yaşlı genç, kadın erkek onbinlerce İstanbullu katıldı. 10’uncu Yıl Marşı eşliğinde başlayan yürüyüşe Şişli Belediye Bakanı Mustafa Sarıgül de çocukları Emir, Ömer Sarıgül ve gelini Fatoş Sarıgül’le birlikte otobüsün üzerinden katılarak halkı selamladı.
500 kişiden koro Doğulu'dan konser
Yaklaşık 2 saat süren yürüyüş Cevahir Alışveriş Merkezi'nde sona erdi. Kutlamalar Cevahir Alışveriş Merkezi önünde de devam etti. Ekrem Ataer yönetimindeki 500 kişilik koro, Atatürk’ün en sevdiği şarkıları seslendirdi. Şarkıcı Kenan Doğulu aralarında 2 hafta sonra piyasaya çıkacak albümünde yer alan "Balım" şarkısının da yer aldığı birbirinden güzel şarkılarıyla kalabalığı coşturdu. Sarıgül, 19 Mayıs’ı şanına yakışır bir şekilde kutladıklarını ve bayraklarını alarak bu yürüyüşe katılan herkese teşekkür ederek, "Atatürk, Kurtuluş savaşı mücadelesini Şişli'deki evinden başlattı. O'nu saygı, şükran ve minnetle anıyoruz" dedi.
Başkasını sevemiyoruz
19 Mayıs Mersin'de de coşkuyla kutlandı. Kutlamaları Tevfik Sırrı Gür Stadı önünde düzenlenen yürüyüşle başladı. Kutlamalara öğrencilerin de aralarında bulunduğu yaklaşık 20 bin kişi katıldı. Yaklaşık 1 kilometrelik güzergahtaki yürüyüş Cumhuriyet Meydanı'nda son buldu. Gençlerin de büyük ilgi gösterdiği yürüyüşte Mersin İdman Yurdu futbol takımının renkleriyle donatılmış Atatürk fotoğraflı atkıları ve üzerindeki "Başkasını sevemiyoruz" yazıları dikkat çekti. Merkez Toroslar ilçesinde Belediye Fen İşleri Müdürlüğü ekiplerince 19 Mayıs Atatürk'ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı kapsamında Kuvayi Milliye Anıtı'na paslanmaz çelikten 40 metre uzunluğunda bayrak direği dikildi. Yaklaşık 2 saat süren çalışmayla dikilen direğe ise 12 metreye 8 metre ebadında Türk Bayrağı çekildi. Toroslar Belediye Başkanı Hamit Tuna, "Ay yıldızlı bayrağımız, Cumhuriyet var olduğu sürece göklerde dalgalanacaktır" dedi. Türk yıldızları öğrencilerle buluştu.
Sofuoğlu'na alkış
Kutlamalar kapsamında, Ankara Atatürk Kültür Merkezi’nde 60 spor federasyonunun en yetenekli sporcuları birbirinden ilginç gösterilerini Ankaralılar ve gençler için sergiledi. Motor Sporları Federasyonu motosiklet gösterileri ile kutlamalardaki yerini aldı. Dünya rekortmeni Motosikletçi Kenan Sofuoğlu gösteriyle büyük beğeni topladı. Atatürk Kültür Merkezi’nde gün boyu birbirinden renkli dans gösterileri de sergilendi.
'Bandırma'lı yürüyüş
Türkiye Gençlik Birliği’nin “19 Mayıs Diriliş Yürüyüşü”ne binlerce kişi katıldı. Beyoğlu Tünel’den Dolmabahçe’ye kadar süren yürüyüş kortejinin en önünde, Mustafa Kemal Atatürk’ün Samsun’a çıktığı, “Bandırma” vapurunun 7 metrelik maketi yer aldı. İstiklal Caddesi’nde, “Atatürk gençliği görev başında”, “Tayyip baksana, kaç kişiyiz saysana”, “Türkiye laiktir, laik kalacak” ve “Mustafa Kemal’in askerleriyiz” sloganları yükseldi. Yürüyüşe CHP İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal ve Sümerolog Muazzez İlmiye Çığ da katılarak destek verdi. Filistin bayraklarının da yer aldığı yürüyüşün ardından, Maçka Küçükçiftlik Parkı’nda, “Uluslararası Gençlik Şöleni” düzenlendi. Şölende, İnti-İllimani, Karmate, Cherkezi Orchestra ve Mir Sanat Topluluğu sahne aldı.
CHP: Türk'üz, güçlüyüz, Atatürkçüyüz
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) İstanbul İl Örgütü, 19 Mayıs Atatürk’ü Anma Gençlik ve Spor Bayramı’nı kitlesel katılımla Taksim’de kutladı. CHP İlçe Örgütleri, Beyoğlu Tünel Meydanı’nda buluşup yürüdü. İstiklal Caddesi boyunca Türk bayrakları ve Atatürk posterlerinin taşındığı, marşların çalındığı yürüyüşe yaklaşık 3 bin kişi katıldı. Yürüyüş sırasında, “Türk’üz, güçlüyüz, “Atatürkçüyüz”, “Türkiye uyuma, bayrağına sahip çık” sloganları atıldı. Slogan, marş ve alkışlarla Taksim Meydanı’na ulaştı. Taksim’de Cumhuriyet Anıtı’na çelenk konulup, saygı duruşunda bulunuldu. Ardından İstiklal Marşı okundu. Akşam ise Kadıköy Belediyesi’nin düzenlediği “Fener Alayı ve Gençlik Yürüyüşü” için binlerce kişi Suadiye ışıklarda buluştu. Ellerinde Türk bayraklarıyla yürüyüşe geçenlere, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun eşi Selvi Kılıçdaroğlu, CHP Grup Başkanı Vekili Akif Hamzaçebi, CHP Milletvekilleri ile Kadıköy Belediye Başkanı Selami Öztürk de eşlik etti. Onuncu Yıl Marşı ve Atatürk’ün sevdiği türkülerin seslendirildiği yürüyüş Göztepe Parkı’nda son buldu.
Devrimlerin izindeyiz
Bursa’da Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü tarafından düzenlenen 19 Mayıs coşkuyla kutlandı. Kent Meydanı’nda başlayan yürüyüşe, spor kıyafetleri giyen öğrenciler, bürokratlar ve memurlar katıldı. Yaklaşık 500 kişiden oluşan konvoy, ellerinde dev Türk bayrağı ile 750 metre uzaklıktaki Atatürk Stadyumu önüne kadar yürüdüler. Konvoyda bulunan öğrenciler, ‘Kırmızı Beyaz, Şehitler Ölmez Vatan Bölünmez’, ’Ne Mutlu Türk’üm Diyene’, ‘Her Türk Asker Doğar’ sloganları atarken, yürüyüşe katılanlar topluca 10’uncu Yıl Marşı’nı söylediler. Kız öğrencilerde üzerinde Atatürk’ün fotoğrafı olan ve “Atam devrimlerinin izindeyiz” baskılı kumaşlara sarındılar.
19 Mayıs'ın gözyaşları
19 Mayıs Atatürk’ü Anma Gençlik ve Spor Bayramı nedeniyle Anıtkabir de ziyaretçi akınına uğradı. Anıtkabir’i ziyarete gelenler arasında yer alan 86 yaşındaki Durmuş Zirgi, en dikkat çeken ziyaretçi oldu. Atatürk’ün mozolesine Atatürk’ün fotoğraflarından oluşan ve çiçeklerle süslediği çerçeveyi bırakan Zirgi, Atatürk için uzun süre dua etti. Duygulanarak gözyaşlarına hâkim olamayan Zirgi, “Törenleri bitirmek istiyorlar” diyerek isyan etti. Bu sözler üzerine Anıtkabir’i ziyaret eden diğer vatandaşlar da Dursun Zirgi’yi uzun süre alkışlayarak destek verdi.
Coşkumuzu almayın
19 Mayıs’ın başkent dışındaki kentlerde sadece okullarda ve öğrencilerle kutlanmasına ilişkin genelge hakkında Danıştay’a dava açıp yürütmeyi durdurma kararı alınmasını sağlayan Konyalı bilgisayar programcısı Alper Ayhan (25), dün elinde Türk bayrağıyla Atatürk Anıtı’na geldi. Ayhan, kısmen de olsa amacına ulaştığını belirterek, “Hükümet ‘Bir inat uğruna kutlamaları yapabilirsiniz ama statlarda yapamazsınız’ gibi bir uygulamada bulundu. Ben 23 Nisan kutlamalarında Büyükşehir Belediyesi Atatürk Stadı’ndaydım. Yaklaşık 30 bin insan vardı. Bu kadar insanı bölük pörçük hangi alana alacaksınız? İnsanların bu coşkusunu ellerinden almak doğru değil.”
Tek vatan, tek bayrak, tek millet
19 Mayıs Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı Ankara’da gün boyu süren birbirinden renkli etkinliklerle coşkuyla kutlandı. Başkentteki törenler Gençlik ve Spor Bakanı Suat Kılıç ve 81 ilden gelen gençlerin Anıtkabir ziyaretiyle başladı. Atatürk’ün mozolesine çelenk bırakan Kılıç, Misak-ı Milli Kulesi’ne geçerek, burada Anıtkabir Özel Defteri’ni imzaladı. Kılıç deftere özetle şunları yazdı: “Cumhuriyetimizi emanet ettiğiniz Türk gençliği ile huzurlarınızdayız. ‘İşte benim doğum günüm’ dediğiniz 19 Mayıs tarihi, bütün gençlerimiz için emanete sahip çıkma şuurunu yenilemenin adıdır. Gençlik sağlam bir irade, büyük bir kararlılık, sarsılmaz bir inanç ve geri dönüşü olmayan kuvvetli bir şuurla izinizdedir. Her bayram coşkusu, tek vatan, tek devlet, tek bayrak, tek millet inancımızı pekiştirmektedir. Bu bilinçle, Türkiye’nin geleceğini aydınlatan gençlerimizle birlikte sizi büyük özlemle, minnetle anıyoruz. Ruhunuz şad olsun.”
Gençlik Yürüyüşü
19 Mayıs Atatürk’ü Anma Gençlik ve Spor Bayramı kutlamaları kapsamında Başkentte gençlik yürüyüşü ve şöleni düzenlendi. 19 Mayıs Stadyumu’ndan başlayıp Ulus’taki Atatürk Anıtı’na sona eren yürüyüş sırasında Türk bayrakları taşıyan öğrenciler, 10’uncu Yıl Marşı’nı söyledi, “En büyük Türkiye” ve “Atam izindeyiz” sloganları attı. Yürüyüşe katılanların alana girdiği sırada, Atatürk Anıtı’na çelenk koymak isteyen bir grup İşçi Partili ile buna izin vermeyen polis arasında kısa süreli gerginlik yaşandı. Program kapsamında Atatürk Anıtı’na çelenk sunulmasının ardından, yürüyüşe katılanlar, halk oyunları ve spor gösterilerini sundu.
Memleket nereye gidiyor
Kayseri’deki 19 Mayıs Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı törenlerinde de duygulu anlar yaşandı. Törene katılan emekli işçi, eski sendikacı, 80 yaşındaki Mehmet Yılmaz, “Bu memleket nereye gidiyor” diyerek, “Atatürk’ün askerleriyiz”’ diye bağıran gençleri gözyaşları içinde izledi.
Ata'ya pasta
1919’da Samsun’a çıkarak Kurtuluş Savaşı mücadelesini başlattığı 19 Mayıs için “Benim doğum günüm” diyen Atatürk için doğum günü pastası kesildi. Üzerinde Bandırma Vapuru maketi bulunan ve “19 Mayıs 1919. İşte Benim Doğum Günüm” yazılı pastayı Samsun Valisi Hüseyin Aksoy, Büyükşehir Belediye Başkanı Yusuf Ziya Yılmaz ve Ak Parti milletvekili Ahmet Yeni kesti.
(hürriyeteğitim)
Son Güncelleme: Pazar, 20 May 2012 11:04
Gösterim: 3387