Aradığınız sayfa bulunamıyor, lütfen kategori listesinden ulaşmayı deneyiniz.

Sabah Gazetesi Yazarı Sait Gürsoy’un bugünkü yazısı

Yazılarımda, 1998'den beri vakıf üniversitelerinin çoğalmasını savundum. Zira bu kurumların artması hem kamunun yükünü ciddi ölçüde azaltacak hem de kaliteyi artıracaktı. İlk kurulan vakıf üniversiteleri başka üniversitelerin öğretim üyeleri ile yola çıkmıştı ve genellikle yarı zamanlı kadrolarla eğitim veriyordu. Gelişmiş imkânları ve kampusları yoktu. Ama kısa sürede dezavantajlarını giderdiler ve hatta bu alanlarda avantajlı hale geldiler. Bugün vakıf üniversitelerini öğrencilerin tercih etme nedenlerinin başında güçlü akademik kadroları ve gelişmiş kampus olanakları geliyor.

Vakıf üniversiteleri daha birçok açıdan öne çıkıyor. Bunları şöyle sıralayabiliriz. Yabancı dilde eğitim, güçlü uluslararası bağlantılar, çift diploma imkânı, uygulamaya dayalı eğitim, üniversite sonrası kariyer için özel çaba, sürekli kalite artışı, motive eden sosyal iklim, inovasyon ve teknoloji kullanımı, iş dünyası ile güçlü ilişkiler, beyin göçünü tersine çevirme imkânı, yaşam boyu eğitim, sosyal sorumluluk konusunda hassasiyet...

Tüm bunların yanında sağladıkları burslar tercih nedeni oluyor. Bugüne kadar 200 bin öğrenci vakıf üniversitelerini tercih etmiş. Vakıf Üniversiteleri Birliği'nin verilerine göre bunların yüzde 30'u burslu öğrenim görmüş. Vakıf üniversiteleri ÖSYM'den girişte verilen bursların yanında 2011-2012 sezonunda 750 milyon TL değerinde burs dağıtmış. Bunlar yükseköğretime büyük katkıdır. Aday öğrencilerin ve velilerinin bunları dikkatle takip ettiğini düşünüyorum.

Baraj düşürülmeli

Bu yıl YÖK puan hesaplarında kural değişikliği yaptı. İki sınava girmeyenlerin puanları hesaplanmadı. Bu yüzden özellikle MF ve TM puanlarında yaklaşık 200 bin aday, 180 barajını geçemedi. Doğal olarak da vakıf üniversitelerinin kontenjanları boş kalacak. Ek yerleştirmede YÖK'ün boş kontenjanlar sorunu için yeniden düzenleme yapmasında yarar var.

Ek yerleştirmede adayların tercih yapabilmesi için, 2012'de genel yerleştirmede bir programa yerleştirilmemiş olması gerekiyor. Adayların ek yerleştirmede bir programı seçerken, puanının o bölümün taban puanına eşit ya da yüksek olması şartı aranacak.

Bence, ek yerleştirmede özellikle vakıf üniversitelerinde, kontenjanı dolmayan yani taban puanı oluşmayan 4 yıllık bölümler için 165, 2yıllık bölümler için 125 baraj puanı getirilebilir.

(sabah)

> Vakıf üniversiteleri artık daha önde

Sabah Gazetesi Yazarı Sait Gürsoy’un bugünkü yazısı

Yazılarımda, 1998'den beri vakıf üniversitelerinin çoğalmasını savundum. Zira bu kurumların artması hem kamunun yükünü ciddi ölçüde azaltacak hem de kaliteyi artıracaktı. İlk kurulan vakıf üniversiteleri başka üniversitelerin öğretim üyeleri ile yola çıkmıştı ve genellikle yarı zamanlı kadrolarla eğitim veriyordu. Gelişmiş imkânları ve kampusları yoktu. Ama kısa sürede dezavantajlarını giderdiler ve hatta bu alanlarda avantajlı hale geldiler. Bugün vakıf üniversitelerini öğrencilerin tercih etme nedenlerinin başında güçlü akademik kadroları ve gelişmiş kampus olanakları geliyor.

Vakıf üniversiteleri daha birçok açıdan öne çıkıyor. Bunları şöyle sıralayabiliriz. Yabancı dilde eğitim, güçlü uluslararası bağlantılar, çift diploma imkânı, uygulamaya dayalı eğitim, üniversite sonrası kariyer için özel çaba, sürekli kalite artışı, motive eden sosyal iklim, inovasyon ve teknoloji kullanımı, iş dünyası ile güçlü ilişkiler, beyin göçünü tersine çevirme imkânı, yaşam boyu eğitim, sosyal sorumluluk konusunda hassasiyet...

Tüm bunların yanında sağladıkları burslar tercih nedeni oluyor. Bugüne kadar 200 bin öğrenci vakıf üniversitelerini tercih etmiş. Vakıf Üniversiteleri Birliği'nin verilerine göre bunların yüzde 30'u burslu öğrenim görmüş. Vakıf üniversiteleri ÖSYM'den girişte verilen bursların yanında 2011-2012 sezonunda 750 milyon TL değerinde burs dağıtmış. Bunlar yükseköğretime büyük katkıdır. Aday öğrencilerin ve velilerinin bunları dikkatle takip ettiğini düşünüyorum.

Baraj düşürülmeli

Bu yıl YÖK puan hesaplarında kural değişikliği yaptı. İki sınava girmeyenlerin puanları hesaplanmadı. Bu yüzden özellikle MF ve TM puanlarında yaklaşık 200 bin aday, 180 barajını geçemedi. Doğal olarak da vakıf üniversitelerinin kontenjanları boş kalacak. Ek yerleştirmede YÖK'ün boş kontenjanlar sorunu için yeniden düzenleme yapmasında yarar var.

Ek yerleştirmede adayların tercih yapabilmesi için, 2012'de genel yerleştirmede bir programa yerleştirilmemiş olması gerekiyor. Adayların ek yerleştirmede bir programı seçerken, puanının o bölümün taban puanına eşit ya da yüksek olması şartı aranacak.

Bence, ek yerleştirmede özellikle vakıf üniversitelerinde, kontenjanı dolmayan yani taban puanı oluşmayan 4 yıllık bölümler için 165, 2yıllık bölümler için 125 baraj puanı getirilebilir.

(sabah)

Son Güncelleme: Çarşamba, 01 Ağustos 2012 10:01

Gösterim: 2061

Dinçer: Baraj puanın değiştirilmesi doğru değil

Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer, üniversiteye giriş sınavlarında baraj puanının düşürülmesine yönelik tartışmalara ilişkin, ''Bu sene benim şahsi kanaatim oyunun kuralının değişmemesi daha doğru olur ama YÖK bu konuda ne karar verecek bir fikrim yok'' dedi.

Bakan Dinçer, Başkent Öğretmenevi'nde düzenlediği iftar yemeğinde, eğitim muhabirleriyle bir araya geldi.

Yemeğin ardından gazetecilerin sorularını yanıtlayan Dinçer, üniversite giriş sınavlarındaki baraj puanlarına ilişkin tartışmaların hatırlatılıp değerlendirmesinin sorulması üzerine, bu tartışmanın üniversiteye girişi önemli derecede etkileyeceğine inanmadığını belirtti.

Baraj puanlarının düşürülmesini çoğunlukla vakıf üniversitelerinin istediğini kaydeden Dinçer, ''Belki uzun vadede baraj puanına bile ihtiyaç olmayacaktır'' diye konuştu.

Dinçer, şöyle devam etti:

''Niçin- Üniversitelerin kontenjanı bellidir. Her birinin toplum içindeki konumu bellidir. Öğrenci arzımız da bellidir. Dolayısıyla seçen öğrencilerden yüksek puanlılar üniversiteye gireceğine göre, bence taban puanına ihtiyaç bile duyulmayabilir. Ama böyle bir yapının kurgulanması için önceden bir hazırlık yapmak gerekir. Genel kanaatim, bir süreç tanımlanmışken ve o süreç tamamlandıktan, oyunun kuralları tanımlandıktan sonra, oyunun bir yerinde kuralları değiştirmek doğru bir şey değil. Çok adil bir şey değil. Böyle bir taban puanı düşürmek olacaksa da benim şahsi kanaatim onun gelecek yıl düşürülmesi daha doğru olacaktır.''

Taban puanlarının oluşturulmasının nedenlerine ilişkin de bilgi veren Bakan Dinçer, ''Bu sene benim şahsi kanaatim oyunun kuralının değişmemesi daha doğru olur ama YÖK bu konuda ne karar verecek bir fikrim yok'' ifadesini kullandı.

Üniversite harçları gelecek döneme yetişecek

Dinçer, harçlara yönelik bir soru üzerine de harçlarla ilgili düzenlemenin gelecek döneme muhtemelen yetiştirileceğini kaydetti.

> Bakan Dinçer’den baraj puanı açıklaması

Dinçer: Baraj puanın değiştirilmesi doğru değil

Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer, üniversiteye giriş sınavlarında baraj puanının düşürülmesine yönelik tartışmalara ilişkin, ''Bu sene benim şahsi kanaatim oyunun kuralının değişmemesi daha doğru olur ama YÖK bu konuda ne karar verecek bir fikrim yok'' dedi.

Bakan Dinçer, Başkent Öğretmenevi'nde düzenlediği iftar yemeğinde, eğitim muhabirleriyle bir araya geldi.

Yemeğin ardından gazetecilerin sorularını yanıtlayan Dinçer, üniversite giriş sınavlarındaki baraj puanlarına ilişkin tartışmaların hatırlatılıp değerlendirmesinin sorulması üzerine, bu tartışmanın üniversiteye girişi önemli derecede etkileyeceğine inanmadığını belirtti.

Baraj puanlarının düşürülmesini çoğunlukla vakıf üniversitelerinin istediğini kaydeden Dinçer, ''Belki uzun vadede baraj puanına bile ihtiyaç olmayacaktır'' diye konuştu.

Dinçer, şöyle devam etti:

''Niçin- Üniversitelerin kontenjanı bellidir. Her birinin toplum içindeki konumu bellidir. Öğrenci arzımız da bellidir. Dolayısıyla seçen öğrencilerden yüksek puanlılar üniversiteye gireceğine göre, bence taban puanına ihtiyaç bile duyulmayabilir. Ama böyle bir yapının kurgulanması için önceden bir hazırlık yapmak gerekir. Genel kanaatim, bir süreç tanımlanmışken ve o süreç tamamlandıktan, oyunun kuralları tanımlandıktan sonra, oyunun bir yerinde kuralları değiştirmek doğru bir şey değil. Çok adil bir şey değil. Böyle bir taban puanı düşürmek olacaksa da benim şahsi kanaatim onun gelecek yıl düşürülmesi daha doğru olacaktır.''

Taban puanlarının oluşturulmasının nedenlerine ilişkin de bilgi veren Bakan Dinçer, ''Bu sene benim şahsi kanaatim oyunun kuralının değişmemesi daha doğru olur ama YÖK bu konuda ne karar verecek bir fikrim yok'' ifadesini kullandı.

Üniversite harçları gelecek döneme yetişecek

Dinçer, harçlara yönelik bir soru üzerine de harçlarla ilgili düzenlemenin gelecek döneme muhtemelen yetiştirileceğini kaydetti.

Son Güncelleme: Çarşamba, 01 Ağustos 2012 00:27

Gösterim: 1634

Kaçak işçi ve kayıt dışı ekonomi ders kitaplarına giriyor

Kaçak işçi ve kayıt dışı ekonomi ders kitaplarına giriyor. SGK ve Milli Eğitim Bakanlığı’nın imzaladığı protokole göre öğrenciler sigortalı çalışma konusunda bilgi sahibi olacak. SGK ayrıca 25 dizi ile sigortalı işçi mesajlarını vermek için anlaştı.

Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) Başkanlığı, kayıt dışı ekonomi ile mücadeleyi, ilkokuldan başlatmaya hazırlanıyor. Öğrencilere, ‘sigortalı işçi’ bilincini aşılamak isteyen SGK, Milli Eğitim Bakanlığı ile bir protokol yaptı. Yapılan protokol doğrultusunda, ders kitaplarında sigorta konularına da yer verilecek. Ayrıca, çocuklara kayıt dışı ekonomi ve kaçak işçi konuları hakkında da bilgi sahibi olmaları sağlanacak. Ders kitaplarında yer alacak olan sigorta konuları, MEB  ve SGK tarafından ortaklaşa geliştirilecek. Bu çerçevede SGK, sigortalı çalışmanın önemini örneklerle anlatan bazı taslaklar oluşturdu. Taslaklar, MEB ile ele alınarak karara bağlanacak. SGK, sigorta konularının her sınıfta anlatılmasını istiyor. Yani, belirli derslerde sigorta konularının ele alınması talep ediliyor. Sigorta konularının ders kitaplarında ne kadar yer alacağı iki kurum arasında yapılacak görüşmeler sonrasında netleşecek.

Orçun da mesaj verecek

SGK, öğrencilerin yanı sıra halkın da ‘sigortalı çalışma’ konusundaki duyarlılığının artırılması için televizyon dizilerinden de yararlanma kararı aldı. Bu kapsamda dizi yapımcıları ile yapılan görüşmeler sonucunda tam 25 dizi ve 5 yarışma programı ile ‘sigorta mesajlarının’ verilmesi konusunda işbirliği kararı alındı. Yeni yayın döneminde ise dizilerdeki

sosyal güvenlik ve sigorta mesajlarının daha yoğun verilmesi planlanıyor. SGK ayrıca ‘Yalan Dünya’ dizisinin Orçun’u gibi sevilen dizi karakterleri ile bir kamu spotu yapılması ve bu kişiler üzerinden ‘kayıt dışı ile mücadele’ mesajlarının verilmesine yönelik bazı projeler üzerinde de çalışıyor. Projeler hayata geçilirse, örneğin Orçun karakterinin, sık sık kaçak işçi mesajını vermesi söz konusu olacak.

(star)

> MEB’den yeni ders içeriği

Kaçak işçi ve kayıt dışı ekonomi ders kitaplarına giriyor

Kaçak işçi ve kayıt dışı ekonomi ders kitaplarına giriyor. SGK ve Milli Eğitim Bakanlığı’nın imzaladığı protokole göre öğrenciler sigortalı çalışma konusunda bilgi sahibi olacak. SGK ayrıca 25 dizi ile sigortalı işçi mesajlarını vermek için anlaştı.

Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) Başkanlığı, kayıt dışı ekonomi ile mücadeleyi, ilkokuldan başlatmaya hazırlanıyor. Öğrencilere, ‘sigortalı işçi’ bilincini aşılamak isteyen SGK, Milli Eğitim Bakanlığı ile bir protokol yaptı. Yapılan protokol doğrultusunda, ders kitaplarında sigorta konularına da yer verilecek. Ayrıca, çocuklara kayıt dışı ekonomi ve kaçak işçi konuları hakkında da bilgi sahibi olmaları sağlanacak. Ders kitaplarında yer alacak olan sigorta konuları, MEB  ve SGK tarafından ortaklaşa geliştirilecek. Bu çerçevede SGK, sigortalı çalışmanın önemini örneklerle anlatan bazı taslaklar oluşturdu. Taslaklar, MEB ile ele alınarak karara bağlanacak. SGK, sigorta konularının her sınıfta anlatılmasını istiyor. Yani, belirli derslerde sigorta konularının ele alınması talep ediliyor. Sigorta konularının ders kitaplarında ne kadar yer alacağı iki kurum arasında yapılacak görüşmeler sonrasında netleşecek.

Orçun da mesaj verecek

SGK, öğrencilerin yanı sıra halkın da ‘sigortalı çalışma’ konusundaki duyarlılığının artırılması için televizyon dizilerinden de yararlanma kararı aldı. Bu kapsamda dizi yapımcıları ile yapılan görüşmeler sonucunda tam 25 dizi ve 5 yarışma programı ile ‘sigorta mesajlarının’ verilmesi konusunda işbirliği kararı alındı. Yeni yayın döneminde ise dizilerdeki

sosyal güvenlik ve sigorta mesajlarının daha yoğun verilmesi planlanıyor. SGK ayrıca ‘Yalan Dünya’ dizisinin Orçun’u gibi sevilen dizi karakterleri ile bir kamu spotu yapılması ve bu kişiler üzerinden ‘kayıt dışı ile mücadele’ mesajlarının verilmesine yönelik bazı projeler üzerinde de çalışıyor. Projeler hayata geçilirse, örneğin Orçun karakterinin, sık sık kaçak işçi mesajını vermesi söz konusu olacak.

(star)

Son Güncelleme: Salı, 31 Temmuz 2012 11:36

Gösterim: 1521

2012-ÖSYS Sonuç Açıklama Sonrasında Gündeme Getirilen Konular Hakkında Açıklamalar

ÖSYM, LYS sonuçlarıyla ilgili kamuoyunda gündeme gelen konular hakkında bir açıklama yaptı

2012-LYS sonuçları açıklandıktan sonra gündeme getirilen bazı konular hakkında  ÖSYM tarafından bu açıklamanın yapılması zorunlu olmuştur;

1-      2012 Yükseköğretime Geçiş Sınavı (YGS) ile 2012 Lisans Yerleştirme Sınavlarının (LYS) değerlendirilmesinde Yükseköğretim Genel Kurulunun 30.11-01.12.2011 tarihli ve 2011.21.1120 sayılı kararı ile yayımı uygun bulunan 2012-Öğrenci Seçme ve Yerleştirme Sistemi (ÖSYS) Kılavuzuna göre işlem yapılmıştır.  Bu kapsamda, 2012 yılı için yükseköğretime yerleştirme puanları hesaplanırken, 2012-Öğrenci Seçme ve Yerleştirme Sistemi (ÖSYS) Kılavuzunun değerlendirmeye ilişkin hükümleri aynen uygulanmıştır. 2012-LYS puanlarının hesaplanmasında ÖSYM’de oluşturulmuş iki farklı yazılım kullanılmış ve sonuçlar her iki yazılımda da bire bir eşleştikten sonra adaylara duyurulmuştur.

2-      Ülkemizin yükseköğrenim stratejisini belirleyen Yükseköğretim Kurulu tarafından bilimsel bir çalışma sonucunda, LYS sınav puanlarının hesaplama yönteminin temelini oluşturan baraj puanı uygulaması getirilmiştir. Buna göre, bir adayın yükseköğretim görebilmesi için sınavdaki soruların % 20'sini doğru yapması halinde alacağı puan (180 puan) baraj olarak kabul edilmiştir. 2010 yılından bu yana söz konusu puan barajı uygulanmaktadır.

3-      2011 ve 2012 yıllarında uygulanan LYS sınav sonuçlarına göre 180 puan barajını herhangi bir puan türünde geçen aday sayıları aşağıda Tablo-1’de verilmiştir:
            
                                                                          Tablo-1

Sınav

En az bir puan türünde 180'i geçen aday sayısı

En az bir puan türünde puanı hesaplanan aday sayısı

Oran

2011-LYS

781.452

867.809

% 90

2012-LYS

736.692

841.615

% 87,5

2011 yılında en az bir puan türünde tercih yapabilecek aday oranı % 90 iken, 2012 yılında bu oran % 87,5 olarak gerçekleşmiştir.

4-      2012 yılında en az 4 yıllık yükseköğretim programlarının kontenjanı, açık öğretim programlarının kontenjanları da dâhil, 547.194’dür. Bu toplam kontenjana dahil olan 4 yıllık eğitim veren açık öğretim programlarının kontenjanı 141.450’dir. Açık öğretim lisans programlarını tercih edebilmek için YGS puan türlerinin en az birinden 140 ve üzeri puan almış olmak yeterlidir.  Açık öğretim lisans programları için 180 puan barajı söz konusu değildir.

Açık öğretim dışında 4 yıllık eğitim veren ve tercih yapabilmek için en az bir YGS puan türünde 180 ve üzeri puan almış olmak gereken yükseköğretim programlarının kontenjanı  50.409 ve bu kontenjanlara tercih yapabilecek aday sayısı 1.286.035’dir.

Sadece LYS puanı ile öğrenci alan 355.335 kontenjana başvurabilecek aday sayısı ise  736.692’dir. 2011’de bu sayı 781.452 iken, 2012 yılında 736.692 olarak gerçekleşmiştir. Bu durumun ayrıntılı verilerini gösteren ve 2012 yılında puan türü bazında en az 4 yıllık eğitim yapan yükseköğretim programlarını tercih edebilecek aday sayılarını ve üniversite kontenjanlarını içeren Tablo-2 incelendiğinde, her puan türünde kontenjanın çok üzerinde tercih yapabilecek aday sayısının mevcut olduğu görülmektedir. 

                                                                          Tablo-2

PUAN TÜRÜ

Puan Türünde Toplam Kontenjan

Puan Türünde Toplam Tercih Yapabilecek Aday Sayısı

MF

161.956

252.730

TM

129.979

450.676

TS

47.288

371.985

DİL

16.112

41.724

TOPLAM

355.335

736.692


LYS puan türleri ile öğrenci alan kontenjan sayısına (355.335), YGS puan türleri ile öğrenci alan en az 4 yıllık yükseköğretim programları kontenjanları (50.409) da ilave edildiğinde (açık öğretim lisans programları hariç) toplam kontenjan 405.744 olmaktadır. Bu kontenjana bu yıl açık öğretim lisans programları için belirlenen 141.450 kontenjan eklendiğinde toplam 547.194 kontenjan oluşmaktadır.

2011-LYS ve 2012-LYS’de oluşan kontenjan/aday oranları Tablo-3’de görüldüğü gibi % 46 ve % 48 olarak gerçekleşmiştir. 

                                                             Tablo-3

Sınav

Kontenjan

Aday Sayısı

Kontenjan / Tercih Yapabilecek Aday Oranı

2011-LYS

361.943

781.452

% 46

2012-LYS

355.335

736.692

% 48


5-      Tablo 4’de verilen bir önceki yıla göre kontenjan değişimleri incelendiğinde, 4 yıllık yükseköğretim programlarının kontenjanlarında bir önceki yıla göre artışın % 7,1 olarak gerçekleştiği görülmektedir.

                                                             Tablo-4

4 Yıllık Örgün Lisans Programlarının Kontenjan Değişimleri

 

2011

2012

Artış Oranı

Devlet Üniversiteleri

310.877

328.236

% 5,6

Vakıf Üniversiteleri

51.066

60.975

% 19,4

Diğer

16.750

16.533

-% 1,3

TOPLAM

378.693

405.744

% 7,1


Bazı açık öğretim programları için geçen yıl sınırsız kontenjan belirlendiğinden bu programlar kontenjan istatistiklerine dahil edilmemiştir. Bu yıl YÖK tarafından açık öğretim programları için de kontenjan belirlenmiştir. Bu nedenle, kimi yorumcular bu kontenjanları da istatistiğe dahil ederek geçen yılın LYS kontenjanları ile kıyaslamaktadırlar.

Sonuç olarak, ÖSYM, daha önce de duyurduğu gibi 2012-LYS sonuçlarını hatasız hesaplamış ve açıklamıştır. Tercih bildirimleri 23.07.2012 tarihinde başlamış ve bugün itibariyle adayların yarıdan fazlası tercih bildiriminde bulunmuştur. Tercih bildirimi 03.08.2012 saat 17.00’de sona erecektir.

Adaylara ve kamuoyuna duyurulur.

> ÖSYM, LYS sonuçlarıyla ilgili açıklama yaptı

2012-ÖSYS Sonuç Açıklama Sonrasında Gündeme Getirilen Konular Hakkında Açıklamalar

ÖSYM, LYS sonuçlarıyla ilgili kamuoyunda gündeme gelen konular hakkında bir açıklama yaptı

2012-LYS sonuçları açıklandıktan sonra gündeme getirilen bazı konular hakkında  ÖSYM tarafından bu açıklamanın yapılması zorunlu olmuştur;

1-      2012 Yükseköğretime Geçiş Sınavı (YGS) ile 2012 Lisans Yerleştirme Sınavlarının (LYS) değerlendirilmesinde Yükseköğretim Genel Kurulunun 30.11-01.12.2011 tarihli ve 2011.21.1120 sayılı kararı ile yayımı uygun bulunan 2012-Öğrenci Seçme ve Yerleştirme Sistemi (ÖSYS) Kılavuzuna göre işlem yapılmıştır.  Bu kapsamda, 2012 yılı için yükseköğretime yerleştirme puanları hesaplanırken, 2012-Öğrenci Seçme ve Yerleştirme Sistemi (ÖSYS) Kılavuzunun değerlendirmeye ilişkin hükümleri aynen uygulanmıştır. 2012-LYS puanlarının hesaplanmasında ÖSYM’de oluşturulmuş iki farklı yazılım kullanılmış ve sonuçlar her iki yazılımda da bire bir eşleştikten sonra adaylara duyurulmuştur.

2-      Ülkemizin yükseköğrenim stratejisini belirleyen Yükseköğretim Kurulu tarafından bilimsel bir çalışma sonucunda, LYS sınav puanlarının hesaplama yönteminin temelini oluşturan baraj puanı uygulaması getirilmiştir. Buna göre, bir adayın yükseköğretim görebilmesi için sınavdaki soruların % 20'sini doğru yapması halinde alacağı puan (180 puan) baraj olarak kabul edilmiştir. 2010 yılından bu yana söz konusu puan barajı uygulanmaktadır.

3-      2011 ve 2012 yıllarında uygulanan LYS sınav sonuçlarına göre 180 puan barajını herhangi bir puan türünde geçen aday sayıları aşağıda Tablo-1’de verilmiştir:
            
                                                                          Tablo-1

Sınav

En az bir puan türünde 180'i geçen aday sayısı

En az bir puan türünde puanı hesaplanan aday sayısı

Oran

2011-LYS

781.452

867.809

% 90

2012-LYS

736.692

841.615

% 87,5

2011 yılında en az bir puan türünde tercih yapabilecek aday oranı % 90 iken, 2012 yılında bu oran % 87,5 olarak gerçekleşmiştir.

4-      2012 yılında en az 4 yıllık yükseköğretim programlarının kontenjanı, açık öğretim programlarının kontenjanları da dâhil, 547.194’dür. Bu toplam kontenjana dahil olan 4 yıllık eğitim veren açık öğretim programlarının kontenjanı 141.450’dir. Açık öğretim lisans programlarını tercih edebilmek için YGS puan türlerinin en az birinden 140 ve üzeri puan almış olmak yeterlidir.  Açık öğretim lisans programları için 180 puan barajı söz konusu değildir.

Açık öğretim dışında 4 yıllık eğitim veren ve tercih yapabilmek için en az bir YGS puan türünde 180 ve üzeri puan almış olmak gereken yükseköğretim programlarının kontenjanı  50.409 ve bu kontenjanlara tercih yapabilecek aday sayısı 1.286.035’dir.

Sadece LYS puanı ile öğrenci alan 355.335 kontenjana başvurabilecek aday sayısı ise  736.692’dir. 2011’de bu sayı 781.452 iken, 2012 yılında 736.692 olarak gerçekleşmiştir. Bu durumun ayrıntılı verilerini gösteren ve 2012 yılında puan türü bazında en az 4 yıllık eğitim yapan yükseköğretim programlarını tercih edebilecek aday sayılarını ve üniversite kontenjanlarını içeren Tablo-2 incelendiğinde, her puan türünde kontenjanın çok üzerinde tercih yapabilecek aday sayısının mevcut olduğu görülmektedir. 

                                                                          Tablo-2

PUAN TÜRÜ

Puan Türünde Toplam Kontenjan

Puan Türünde Toplam Tercih Yapabilecek Aday Sayısı

MF

161.956

252.730

TM

129.979

450.676

TS

47.288

371.985

DİL

16.112

41.724

TOPLAM

355.335

736.692


LYS puan türleri ile öğrenci alan kontenjan sayısına (355.335), YGS puan türleri ile öğrenci alan en az 4 yıllık yükseköğretim programları kontenjanları (50.409) da ilave edildiğinde (açık öğretim lisans programları hariç) toplam kontenjan 405.744 olmaktadır. Bu kontenjana bu yıl açık öğretim lisans programları için belirlenen 141.450 kontenjan eklendiğinde toplam 547.194 kontenjan oluşmaktadır.

2011-LYS ve 2012-LYS’de oluşan kontenjan/aday oranları Tablo-3’de görüldüğü gibi % 46 ve % 48 olarak gerçekleşmiştir. 

                                                             Tablo-3

Sınav

Kontenjan

Aday Sayısı

Kontenjan / Tercih Yapabilecek Aday Oranı

2011-LYS

361.943

781.452

% 46

2012-LYS

355.335

736.692

% 48


5-      Tablo 4’de verilen bir önceki yıla göre kontenjan değişimleri incelendiğinde, 4 yıllık yükseköğretim programlarının kontenjanlarında bir önceki yıla göre artışın % 7,1 olarak gerçekleştiği görülmektedir.

                                                             Tablo-4

4 Yıllık Örgün Lisans Programlarının Kontenjan Değişimleri

 

2011

2012

Artış Oranı

Devlet Üniversiteleri

310.877

328.236

% 5,6

Vakıf Üniversiteleri

51.066

60.975

% 19,4

Diğer

16.750

16.533

-% 1,3

TOPLAM

378.693

405.744

% 7,1


Bazı açık öğretim programları için geçen yıl sınırsız kontenjan belirlendiğinden bu programlar kontenjan istatistiklerine dahil edilmemiştir. Bu yıl YÖK tarafından açık öğretim programları için de kontenjan belirlenmiştir. Bu nedenle, kimi yorumcular bu kontenjanları da istatistiğe dahil ederek geçen yılın LYS kontenjanları ile kıyaslamaktadırlar.

Sonuç olarak, ÖSYM, daha önce de duyurduğu gibi 2012-LYS sonuçlarını hatasız hesaplamış ve açıklamıştır. Tercih bildirimleri 23.07.2012 tarihinde başlamış ve bugün itibariyle adayların yarıdan fazlası tercih bildiriminde bulunmuştur. Tercih bildirimi 03.08.2012 saat 17.00’de sona erecektir.

Adaylara ve kamuoyuna duyurulur.

Son Güncelleme: Salı, 31 Temmuz 2012 17:37

Gösterim: 2260

Meslek liseleri ve meslek yüksekokulları gençlere iş dünyasına adım için iyi birer alternatif. Hatta bazı programlarda öğrenciler daha mezun olmadan iş teklifi alabiliyor. İşte bazı seçenekler...

Alternatif meslekler neler olabilir?Her yıl üniversiteye girebilmek için milyonlarca öğrenci sınavlara katılıyor, ter döküyor. Son yıllarda üniversite sayısı artsa da hala istenilen düzeye ulaşılabilmiş değil. Ancak önemli sorun üniversite sayısının az olması mı yoksa her yıl 1.5 milyon genç için üniversiteye yerleşmek haricinde başka bir alternatif yaratılmaması mı? Hem Türkiye hem dünyanın pek çok ülkesinde gençler arasındaki işsizlik oranı genel işsizlik oranına göre daha yüksek. Türkiye İstatistik Kurumu'nun 2010 Ocak ayını kapsayan iş gücü istatistiklerine göre Türkiye geneli işsizlik oranı %14,5 olarak belirtildi. Ancak 15-24 yaş gençler arasındaki işsizlik oranı %25,9. Günümüzde üniversite mezunları arasında da işsizlik oranı giderek artmakta.

FIRSATLAR SUNUYOR

Meslek liseleri ve meslek yüksek okulları gençlere iş dünyasına kolaylıkla adım atabilmeleri için iyi bir alternatif. Türkiye'de meslek liseleri ve meslek yüksek okulları olumsuz şekilde değerlendirilmekte. Ülkemizde bazı sektörlerde nitelikli ara eleman sıkıntısı yaşanıyor. Bu nedenle bazı meslek lisesi ve meslek yüksek okulu programlarından mezun gençler pek çok üniversite mezunundan çok daha kolayca iş bulabiliyor. Hatta bazı programlarda öğrenciler daha mezun olmadan iş teklifleri ve ortalamadan çok daha yüksek ücretler alıyor.

BİLİŞİME DİKKAT

Bilişim sektörü dünyada olduğu gibi ülkemizde de giderek önemini artırıyor. Bu nedenle meslek liseleri ve meslek yüksek okullarında bilişim ve teknolojiyle ilgili bölümler gençler açısından önemli seçenekler arasında. Bilişim teknolojileri ve elektrik-elektronik teknolojileri alanları meslek liselerinde gençlerin tercih edebileceği alanlar arasında. Gemi haberleşme, uçak ve gövde bakımı, gemi inşa ve güverte gibi alanlar yine gençlerin tercih edebileceği gelecek vaad eden meslek lisesi programları arasında yer alıyor.

OKUL TERCİHİ ÖNEMLİ

Öğrenci ve ailelerin meslek lisesi ya da meslek yüksek okulu tercihi yaparken okulun sektörle olan ilişkilerine, uygulamalı derslerin oranına dikkat etmesi, gençlerin daha kolay iş bulabilmeleri açısından oldukça önemli.

KUYUMCULUK OPTİSYENLİK

Ticaret meslek liselerinde muhasebe alanı; endüstri meslek liselerinde kuyumculuk teknolojisi, otomotivle ilgili meslek liselerinin motor bölümleri ve meslek yüksek okullarının otomotiv bölümleri, diş protez, optisyenlik, at antrenörlüğü, iklimlendirme ve soğutma, büro yönetimi ve yönetici asistanlığı, çocuk gelişimi ve eğitimi gibi bölümleri de istihdam imkanı artacak meslekler arasında. yer alıyor.

SAĞLIKLI TERCİH

SADECE doktor değil hemşire, acil tıp teknisyenliği, laboratuvar teknisyenliği, radyoloji teknisyenliği ve tıbbi sekreterlik alanlarında da elemana sürekli olarak ihtiyaç duyulmakta. Amerika'da da özellikle hemşirelik en çok ihtiyaç duyulan meslekler arasında. Sağlık meslek liselerine devam eden pek çok öğrenci daha okuldayken iş bulabiliyor. Sağlık meslek liseleri ve meslek yüksek okulları öğrenciler için önemli alternatif.

(akşam)

> Alternatif meslekler neler olabilir?

Meslek liseleri ve meslek yüksekokulları gençlere iş dünyasına adım için iyi birer alternatif. Hatta bazı programlarda öğrenciler daha mezun olmadan iş teklifi alabiliyor. İşte bazı seçenekler...

Alternatif meslekler neler olabilir?Her yıl üniversiteye girebilmek için milyonlarca öğrenci sınavlara katılıyor, ter döküyor. Son yıllarda üniversite sayısı artsa da hala istenilen düzeye ulaşılabilmiş değil. Ancak önemli sorun üniversite sayısının az olması mı yoksa her yıl 1.5 milyon genç için üniversiteye yerleşmek haricinde başka bir alternatif yaratılmaması mı? Hem Türkiye hem dünyanın pek çok ülkesinde gençler arasındaki işsizlik oranı genel işsizlik oranına göre daha yüksek. Türkiye İstatistik Kurumu'nun 2010 Ocak ayını kapsayan iş gücü istatistiklerine göre Türkiye geneli işsizlik oranı %14,5 olarak belirtildi. Ancak 15-24 yaş gençler arasındaki işsizlik oranı %25,9. Günümüzde üniversite mezunları arasında da işsizlik oranı giderek artmakta.

FIRSATLAR SUNUYOR

Meslek liseleri ve meslek yüksek okulları gençlere iş dünyasına kolaylıkla adım atabilmeleri için iyi bir alternatif. Türkiye'de meslek liseleri ve meslek yüksek okulları olumsuz şekilde değerlendirilmekte. Ülkemizde bazı sektörlerde nitelikli ara eleman sıkıntısı yaşanıyor. Bu nedenle bazı meslek lisesi ve meslek yüksek okulu programlarından mezun gençler pek çok üniversite mezunundan çok daha kolayca iş bulabiliyor. Hatta bazı programlarda öğrenciler daha mezun olmadan iş teklifleri ve ortalamadan çok daha yüksek ücretler alıyor.

BİLİŞİME DİKKAT

Bilişim sektörü dünyada olduğu gibi ülkemizde de giderek önemini artırıyor. Bu nedenle meslek liseleri ve meslek yüksek okullarında bilişim ve teknolojiyle ilgili bölümler gençler açısından önemli seçenekler arasında. Bilişim teknolojileri ve elektrik-elektronik teknolojileri alanları meslek liselerinde gençlerin tercih edebileceği alanlar arasında. Gemi haberleşme, uçak ve gövde bakımı, gemi inşa ve güverte gibi alanlar yine gençlerin tercih edebileceği gelecek vaad eden meslek lisesi programları arasında yer alıyor.

OKUL TERCİHİ ÖNEMLİ

Öğrenci ve ailelerin meslek lisesi ya da meslek yüksek okulu tercihi yaparken okulun sektörle olan ilişkilerine, uygulamalı derslerin oranına dikkat etmesi, gençlerin daha kolay iş bulabilmeleri açısından oldukça önemli.

KUYUMCULUK OPTİSYENLİK

Ticaret meslek liselerinde muhasebe alanı; endüstri meslek liselerinde kuyumculuk teknolojisi, otomotivle ilgili meslek liselerinin motor bölümleri ve meslek yüksek okullarının otomotiv bölümleri, diş protez, optisyenlik, at antrenörlüğü, iklimlendirme ve soğutma, büro yönetimi ve yönetici asistanlığı, çocuk gelişimi ve eğitimi gibi bölümleri de istihdam imkanı artacak meslekler arasında. yer alıyor.

SAĞLIKLI TERCİH

SADECE doktor değil hemşire, acil tıp teknisyenliği, laboratuvar teknisyenliği, radyoloji teknisyenliği ve tıbbi sekreterlik alanlarında da elemana sürekli olarak ihtiyaç duyulmakta. Amerika'da da özellikle hemşirelik en çok ihtiyaç duyulan meslekler arasında. Sağlık meslek liselerine devam eden pek çok öğrenci daha okuldayken iş bulabiliyor. Sağlık meslek liseleri ve meslek yüksek okulları öğrenciler için önemli alternatif.

(akşam)

Son Güncelleme: Salı, 31 Temmuz 2012 08:05

Gösterim: 2655


Egitimtercihi.com
5846 Sayılı Telif Hakları Kanunu gereğince, bu sitede yer alan yazı, fotoğraf ve benzeri dokümanlar, izin alınmadan ve kaynak gösterilmeden kesinlikle kullanılamaz. Bilgilerin doğru yansıtılması için her türlü özen gösterilmiş olmakla birlikte olası yayın hatalarından site yönetimi ve editörleri sorumlu tutulamaz.