Aradığınız sayfa bulunamıyor, lütfen kategori listesinden ulaşmayı deneyiniz.

TBMM Dilekçe Komisyonu bünyesinde, “askeri okullardan ayrılmak zorunda bırakılan” öğrencilerle ilgili kurulan alt komisyon, Kara Harp Okulu’nda inceleme yaptı.

Askeri liseyle harp okulu arasındaki bağlantıda bir kopukluk olduğunu belirten Alt Komisyon Başkanı İsmail Aydın, “Askeri liselere ilişkin yeni yapılanmaya ihtiyaç bulunuyor. Öğrencilerin ve ailelerin mağdur durumda olduğuna inanıyorum” değerlendirmesini yaptı. Okuldaki eğitim hakkında brifing aldıklarını ifade eden Aydın, inceleme sonrasında tespitlerini şöyle anlattı: “Askeri liseyle harp okulu arasındaki bağlantıda bir kopukluk var. Sağlıklı bir irtibat sağlanamamış. Askeri liselerden mezun olan öğrencilerin üçte biri harp okullarına devam edebiliyor. Bu, yüksek bir rakam. Okul komutanı ve yetkililerin bize verdiği bilgi şu; ‘daha ziyade kendileri bırakıyor, ayrılıyorlar.’

Fazla var veya gereksiz

Şahsi kanaatim, ya askeri lisede kontenjan fazlası var ya da askeri liseler gereksiz. Gerçekten yerleştirilmeme veya açıkta kalma oranı çok yüksek. Çünkü, askeri liseden bir öğrenci diplomasını alamıyor, üniversite sınavına giremiyor. Ayrılan öğrenci bir yılını kaybediyor. Hem öğrenci velilerine hem öğrencilerin kendilerine haksızlık, sıkıntı. Biz raporumuzda bunları geniş olarak değerlendireceğiz. Askeri liselere ilişkin yeni yapılanmaya ihtiyaç bulunuyor. Öğrencilerin ve ailelerin mağdur durumda olduğuna inanıyorum. Velev ki bir an için askeri okul yetkililerinin verdiği bilgileri doğru kabul edelim. Yani bu öğrenciler, beyinlerinde harp okullarına gitmeyi bitirmiş olsunlar. Bunların da mağdur edilmeden bir şekilde sisteme entegre edilmesi lazım. Bu öğrencilere bu şekilde bir ayrılma hakkı tanınıyorsa, sisteme mutlaka entegre edilmeleri lazım. Ya askeri lise aşamasında iken bunlara üniversiteye giriş imtihanı serbest bırakılmalı ya da askeri lisenin son günü diplomalarını ellerine vermek gerekiyor ki bu mağduriyeti ortadan kaldıralım.”

(hürriyet)

> Askeri liseler yeniden mi yapılandırılacak?

TBMM Dilekçe Komisyonu bünyesinde, “askeri okullardan ayrılmak zorunda bırakılan” öğrencilerle ilgili kurulan alt komisyon, Kara Harp Okulu’nda inceleme yaptı.

Askeri liseyle harp okulu arasındaki bağlantıda bir kopukluk olduğunu belirten Alt Komisyon Başkanı İsmail Aydın, “Askeri liselere ilişkin yeni yapılanmaya ihtiyaç bulunuyor. Öğrencilerin ve ailelerin mağdur durumda olduğuna inanıyorum” değerlendirmesini yaptı. Okuldaki eğitim hakkında brifing aldıklarını ifade eden Aydın, inceleme sonrasında tespitlerini şöyle anlattı: “Askeri liseyle harp okulu arasındaki bağlantıda bir kopukluk var. Sağlıklı bir irtibat sağlanamamış. Askeri liselerden mezun olan öğrencilerin üçte biri harp okullarına devam edebiliyor. Bu, yüksek bir rakam. Okul komutanı ve yetkililerin bize verdiği bilgi şu; ‘daha ziyade kendileri bırakıyor, ayrılıyorlar.’

Fazla var veya gereksiz

Şahsi kanaatim, ya askeri lisede kontenjan fazlası var ya da askeri liseler gereksiz. Gerçekten yerleştirilmeme veya açıkta kalma oranı çok yüksek. Çünkü, askeri liseden bir öğrenci diplomasını alamıyor, üniversite sınavına giremiyor. Ayrılan öğrenci bir yılını kaybediyor. Hem öğrenci velilerine hem öğrencilerin kendilerine haksızlık, sıkıntı. Biz raporumuzda bunları geniş olarak değerlendireceğiz. Askeri liselere ilişkin yeni yapılanmaya ihtiyaç bulunuyor. Öğrencilerin ve ailelerin mağdur durumda olduğuna inanıyorum. Velev ki bir an için askeri okul yetkililerinin verdiği bilgileri doğru kabul edelim. Yani bu öğrenciler, beyinlerinde harp okullarına gitmeyi bitirmiş olsunlar. Bunların da mağdur edilmeden bir şekilde sisteme entegre edilmesi lazım. Bu öğrencilere bu şekilde bir ayrılma hakkı tanınıyorsa, sisteme mutlaka entegre edilmeleri lazım. Ya askeri lise aşamasında iken bunlara üniversiteye giriş imtihanı serbest bırakılmalı ya da askeri lisenin son günü diplomalarını ellerine vermek gerekiyor ki bu mağduriyeti ortadan kaldıralım.”

(hürriyet)

Son Güncelleme: Cuma, 20 Nisan 2012 09:46

Gösterim: 4789

Trabzon'da Kanuni Eğitim ve Araştırma Hastanesi acil servisinde görevli Dr. Zübeyde Kahveci (39), geçtiğimiz yıl yüksek ateş ve havale şikâyetiyle hastaneye getirilen 4 yaşındaki bir çocuğun babası ve babaannesinin fiilî ve sözlü saldırısına uğradı.

Kahveci'nin şikâyeti üzerine saldırganlar hakkında kamu davası açıldı.

Trabzon 2. Sulh Ceza Mah-kemesi'nde devam eden davanın karar duruşması geçtiğimiz gün yapıldı. Doktor Zübeyde Kahveci, mahkemedeki ifadesinde yüksek ateş ve havale şikayeti ile getirilen çocuğa gözetiminde gerekli müdahalenin yapıldığını ve ateşinin düşürüldüğünü belirtti. Çocuk doktoru ile yaptığı görüşme neticesinde de daha ileri tetkik ve tedavi için hastanın Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) Farabi Hastanesi'ne sevkine karar verildiğini kaydeden Kahveci, hastanın babası H.S.K. (25) ve babaannesi E.K.'nin (48) "İcapçı doktor buraya gelsin, hastayı neden sevk ediyorsun?" diyerek kendisiyle tartışmaya başladığını anlattı. Şahısların sözlü hakaretlerinin yanı sıra baba H.S.K.'nin kendisine yumruk attığını söyledi. Sanık H.S.K. ifadesinde, Doktor Kahveci'ye yumruk atmadığını, eliyle ittiği için yere düştüğünü savundu. Sanık babaanne E.K. de torununun sevkine karşı çıktığı için doktorla tartıştıklarını, ancak hakaret etmediğini ileri sürdü.

CEZALARın CAYDIRICI OLMAsı için ölmemiz mi lazım?

Tanık ifadelerini de dikkate alan mahkeme, baba H.S.K.'ye hakaret suçundan 11 ay 20 gün hapis cezası verdi. Mahkeme, sanığın durumunu da dikkate alarak verilen cezayı 3 bin lira adli para cezasına çevirdi. Mahkeme, diğer sanık babaanne E.K. hakkında da 11 ay 20 gün hapis cezası verdi. Sanığın sabıkasız oluşunu da dikkate alan mahkeme, hükmün açıklanmasının geriye bırakılmasına, sanığın 5 yıl süreyle denetime tabi tutulmasına karar verdi. Sanıklara verilen cezayı az bulan Dr. Zübeyde Kahveci, bu tür saldırıların önüne geçilebilmesi için cezaların da caydırıcı olması gerektiğini ifade etti. Gaziantep'te uğradığı saldırıda hayatını kaybeden Dr. Ersin Arslan'ı hatırlatan Kahveci, "Doktora saldıranların fazla ceza alması için illa iz mi olmalı, illa öldürmeli miyiz? Bugün yumruk attığı, hakaret ettiği için gerekli cezayı almayanlar yarın bıçakla, tabancayla saldırır. Caydırıcılık için cezalar artırılmalı ve bu tür eylemlere en üst limitten ceza verilmeli." dedi.

(zaman)

> Doktora dayağa 3 bin lira para cezası

Trabzon'da Kanuni Eğitim ve Araştırma Hastanesi acil servisinde görevli Dr. Zübeyde Kahveci (39), geçtiğimiz yıl yüksek ateş ve havale şikâyetiyle hastaneye getirilen 4 yaşındaki bir çocuğun babası ve babaannesinin fiilî ve sözlü saldırısına uğradı.

Kahveci'nin şikâyeti üzerine saldırganlar hakkında kamu davası açıldı.

Trabzon 2. Sulh Ceza Mah-kemesi'nde devam eden davanın karar duruşması geçtiğimiz gün yapıldı. Doktor Zübeyde Kahveci, mahkemedeki ifadesinde yüksek ateş ve havale şikayeti ile getirilen çocuğa gözetiminde gerekli müdahalenin yapıldığını ve ateşinin düşürüldüğünü belirtti. Çocuk doktoru ile yaptığı görüşme neticesinde de daha ileri tetkik ve tedavi için hastanın Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) Farabi Hastanesi'ne sevkine karar verildiğini kaydeden Kahveci, hastanın babası H.S.K. (25) ve babaannesi E.K.'nin (48) "İcapçı doktor buraya gelsin, hastayı neden sevk ediyorsun?" diyerek kendisiyle tartışmaya başladığını anlattı. Şahısların sözlü hakaretlerinin yanı sıra baba H.S.K.'nin kendisine yumruk attığını söyledi. Sanık H.S.K. ifadesinde, Doktor Kahveci'ye yumruk atmadığını, eliyle ittiği için yere düştüğünü savundu. Sanık babaanne E.K. de torununun sevkine karşı çıktığı için doktorla tartıştıklarını, ancak hakaret etmediğini ileri sürdü.

CEZALARın CAYDIRICI OLMAsı için ölmemiz mi lazım?

Tanık ifadelerini de dikkate alan mahkeme, baba H.S.K.'ye hakaret suçundan 11 ay 20 gün hapis cezası verdi. Mahkeme, sanığın durumunu da dikkate alarak verilen cezayı 3 bin lira adli para cezasına çevirdi. Mahkeme, diğer sanık babaanne E.K. hakkında da 11 ay 20 gün hapis cezası verdi. Sanığın sabıkasız oluşunu da dikkate alan mahkeme, hükmün açıklanmasının geriye bırakılmasına, sanığın 5 yıl süreyle denetime tabi tutulmasına karar verdi. Sanıklara verilen cezayı az bulan Dr. Zübeyde Kahveci, bu tür saldırıların önüne geçilebilmesi için cezaların da caydırıcı olması gerektiğini ifade etti. Gaziantep'te uğradığı saldırıda hayatını kaybeden Dr. Ersin Arslan'ı hatırlatan Kahveci, "Doktora saldıranların fazla ceza alması için illa iz mi olmalı, illa öldürmeli miyiz? Bugün yumruk attığı, hakaret ettiği için gerekli cezayı almayanlar yarın bıçakla, tabancayla saldırır. Caydırıcılık için cezalar artırılmalı ve bu tür eylemlere en üst limitten ceza verilmeli." dedi.

(zaman)

Son Güncelleme: Cuma, 20 Nisan 2012 09:36

Gösterim: 1829

Muğla Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi tuvaletinin sifonunda bomba düzeneği bulundu. Bomba imha uzmanlarının çalışmalarının sürdürdüğü bildirildi.

Sabah saatlerinde Muğla Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi binasında temizlik görevlisi olarak çalışan Umut Demirhan, tuvaletlerde temizlik yaparken tuvalet sifonunu çekti. Sifonun çalışmaması üzerine sifon kapağını açan temizlik görevlisi, siyah bir poşet ve etrafına sarılı kablolar görünce üniversite güvenliğine bilgi verdi. Bildirilmesinin ardından olay yerine gelen Muğla Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele ve Asayiş Şube Müdürlüğü ekipleri bina çevresinde geniş güvenlik önlemi aldı.

Marmaris ilçesinden gelen bomba imha uzmanları, sifondaki bomba düzeneğinin uzaktan kumandayla patlatılmasını önlemek amacıyla sinyal kesiciyle içeri girdi. Bomba uzmanları tuvalet dışından sifon içindeki paketin sese duyarlı olup almadığını bakmak içinde küçük çaplı patlatma gerçekleştirdi.

Bomba uzmanları çalışmalarını sürdürürken, olay yerine çıkabilecek yangın ve yaralamalara karşı itfaiye ekipleri ve 112 Acil Servis ekipleri çağrıldı. Yaklaşık 2 saat içeride kalan bomba uzmanları bomba düzeneğiyle ilgili çalışmasını sürdürürken, bina çevresinde bulunan tüm öğrencileri uzaklaştırdı. Üniversite İİBF binasına Olay Yeri İnceleme ekipleri de gelirken, düzenekle ilgili çalışmaların devam ettiği öğrenildi.

> Üniversite tuvaletinde bomba bulundu!

Muğla Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi tuvaletinin sifonunda bomba düzeneği bulundu. Bomba imha uzmanlarının çalışmalarının sürdürdüğü bildirildi.

Sabah saatlerinde Muğla Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi binasında temizlik görevlisi olarak çalışan Umut Demirhan, tuvaletlerde temizlik yaparken tuvalet sifonunu çekti. Sifonun çalışmaması üzerine sifon kapağını açan temizlik görevlisi, siyah bir poşet ve etrafına sarılı kablolar görünce üniversite güvenliğine bilgi verdi. Bildirilmesinin ardından olay yerine gelen Muğla Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele ve Asayiş Şube Müdürlüğü ekipleri bina çevresinde geniş güvenlik önlemi aldı.

Marmaris ilçesinden gelen bomba imha uzmanları, sifondaki bomba düzeneğinin uzaktan kumandayla patlatılmasını önlemek amacıyla sinyal kesiciyle içeri girdi. Bomba uzmanları tuvalet dışından sifon içindeki paketin sese duyarlı olup almadığını bakmak içinde küçük çaplı patlatma gerçekleştirdi.

Bomba uzmanları çalışmalarını sürdürürken, olay yerine çıkabilecek yangın ve yaralamalara karşı itfaiye ekipleri ve 112 Acil Servis ekipleri çağrıldı. Yaklaşık 2 saat içeride kalan bomba uzmanları bomba düzeneğiyle ilgili çalışmasını sürdürürken, bina çevresinde bulunan tüm öğrencileri uzaklaştırdı. Üniversite İİBF binasına Olay Yeri İnceleme ekipleri de gelirken, düzenekle ilgili çalışmaların devam ettiği öğrenildi.

Son Güncelleme: Perşembe, 19 Nisan 2012 17:24

Gösterim: 1915

Adalet Bakanlığı, Pozantı Ceza-evi'nde çocuklara yapılan kötü muamelenin ardından yeni bir proje geliştirdi. Müsteşar Yardımcısı Sefa Mermerci, çocuk cezaevlerinin kapanacağını, yerlerine çocuk eğitim evleri açılacağını söyledi.

Müsteşar Yardımcısı Sefa Mermerci, çocuk cezaevlerinin kapanacağını, yerlerine çocuk eğitim evleri açılacağını söyledi. Uygulamanın haziran ayında Ankara'da başlayacağını belirten Mermerci, mahkûm çocukların eğitim evlerinde ebeveynleriyle kalabileceklerini ifade etti.

Meclis İnsan Hakları Komisyonu'na cezaevlerindeki durumla ilgili bilgi veren Sefa Mermerci, bakanlığın çocuk cezaevlerinin kapatılmasını öngören projesi hakkında şunları söyledi: "Ankara, İstanbul, İzmir, Erzurum ve Elazığ'da çocuk eğitim evleri inşa edilecek. Yeni yapılan eğitim evlerinde çocuklar, banyo ve tuvaleti olan tek kişilik odada kalacak. Eğitim evleri, eğitim ve iyileştirme evi ile spor salonundan oluşacak. Çocuklar, geceyi kendi evinde gibi ebeveyn veya kardeşleri ile geçirebilecek. 5 farklı coğrafi bölgede ayrı eğitim evi olacak. 2 veya 2,5 yılda bu projeyi bitirmeyi planlıyoruz. Buralarda bütün çocukları tek kişilik odada güvenlikli şekilde barındırmak istiyoruz." Mermerci, şu anda çocuk kapalı infaz kurumlarında 2 bin tutuklu ve hükümlü olduğunu kaydetti.

Kayseri'de mahkûmların yanan cezaevi aracında can verdiklerini hatırlatarak bu konuda da çalışma yaptıklarını anlatan Mermerci, "Yangından sonra yanmaz kumaştan koltuk yaptırdık. Mahkûmlardan psikopat olan, hasta olan çok fazla. Yakıyor. Yanmaz kumaştan arka tarafta dizayn yaptık." dedi. Komisyonun CHP'li üyesi Malik Ecder Özdemir, Mermerci'nin 'psikopat mahkûmlar' ifadesine işaret ederek, "Mahkuma sizin bakış mantığınız buysa gardiyanların müdürlerinin bakışı nasıl olur? Mahkumu tarif ederken mantalite bu olursa mahkuma bakış nasıl olabilir?" sorusunu yöneltti. Mermerci ise bu eleştiriye, "Psikopatı da hastası da bizim mahkûmumuz." diye karşılık verdi. Sunumun ardından söz alan BDP'li Ertuğrul Kürkçü, "İmralı cezaevi kimin sorumluluğunda. Statüsü ne?" diye sordu. Mermerci, "İmralı'nın durumu ayrı statü. Bunu konuşmak beni aşar. Elbette sorumluyuz ama konuşmak beni aşar." ifadelerini kullandı.

Mart ayında, çocuklara taciz ve dayak iddialarıyla gündeme gelen Pozantı M Tipi Çocuk ve Gençlik Kapalı Cezaevi'nde kalan 199 çocuk, Ankara Sincan Cezaevi'ne nakledilmiş, soruşturma sonucunda 4 kişi, görevinden uzaklaştırılmıştı.

(zaman)

> Çocuk cezaevleri 'eğitim evi' oluyor

Adalet Bakanlığı, Pozantı Ceza-evi'nde çocuklara yapılan kötü muamelenin ardından yeni bir proje geliştirdi. Müsteşar Yardımcısı Sefa Mermerci, çocuk cezaevlerinin kapanacağını, yerlerine çocuk eğitim evleri açılacağını söyledi.

Müsteşar Yardımcısı Sefa Mermerci, çocuk cezaevlerinin kapanacağını, yerlerine çocuk eğitim evleri açılacağını söyledi. Uygulamanın haziran ayında Ankara'da başlayacağını belirten Mermerci, mahkûm çocukların eğitim evlerinde ebeveynleriyle kalabileceklerini ifade etti.

Meclis İnsan Hakları Komisyonu'na cezaevlerindeki durumla ilgili bilgi veren Sefa Mermerci, bakanlığın çocuk cezaevlerinin kapatılmasını öngören projesi hakkında şunları söyledi: "Ankara, İstanbul, İzmir, Erzurum ve Elazığ'da çocuk eğitim evleri inşa edilecek. Yeni yapılan eğitim evlerinde çocuklar, banyo ve tuvaleti olan tek kişilik odada kalacak. Eğitim evleri, eğitim ve iyileştirme evi ile spor salonundan oluşacak. Çocuklar, geceyi kendi evinde gibi ebeveyn veya kardeşleri ile geçirebilecek. 5 farklı coğrafi bölgede ayrı eğitim evi olacak. 2 veya 2,5 yılda bu projeyi bitirmeyi planlıyoruz. Buralarda bütün çocukları tek kişilik odada güvenlikli şekilde barındırmak istiyoruz." Mermerci, şu anda çocuk kapalı infaz kurumlarında 2 bin tutuklu ve hükümlü olduğunu kaydetti.

Kayseri'de mahkûmların yanan cezaevi aracında can verdiklerini hatırlatarak bu konuda da çalışma yaptıklarını anlatan Mermerci, "Yangından sonra yanmaz kumaştan koltuk yaptırdık. Mahkûmlardan psikopat olan, hasta olan çok fazla. Yakıyor. Yanmaz kumaştan arka tarafta dizayn yaptık." dedi. Komisyonun CHP'li üyesi Malik Ecder Özdemir, Mermerci'nin 'psikopat mahkûmlar' ifadesine işaret ederek, "Mahkuma sizin bakış mantığınız buysa gardiyanların müdürlerinin bakışı nasıl olur? Mahkumu tarif ederken mantalite bu olursa mahkuma bakış nasıl olabilir?" sorusunu yöneltti. Mermerci ise bu eleştiriye, "Psikopatı da hastası da bizim mahkûmumuz." diye karşılık verdi. Sunumun ardından söz alan BDP'li Ertuğrul Kürkçü, "İmralı cezaevi kimin sorumluluğunda. Statüsü ne?" diye sordu. Mermerci, "İmralı'nın durumu ayrı statü. Bunu konuşmak beni aşar. Elbette sorumluyuz ama konuşmak beni aşar." ifadelerini kullandı.

Mart ayında, çocuklara taciz ve dayak iddialarıyla gündeme gelen Pozantı M Tipi Çocuk ve Gençlik Kapalı Cezaevi'nde kalan 199 çocuk, Ankara Sincan Cezaevi'ne nakledilmiş, soruşturma sonucunda 4 kişi, görevinden uzaklaştırılmıştı.

(zaman)

Son Güncelleme: Cuma, 20 Nisan 2012 09:25

Gösterim: 2869

Uşak'ta Bir Eylül İlköğretim Okulu'nda eğitim gören 8'inci sınıf öğrencisi 14 yaşındaki N.T., İddiaya göre, sınıfta diğer arkadaşlarının gözleri önünde M.A.'yı sağ bacağından çakıyla yaraladı.

Olay, merkezdeki Bir Eylül İlköğretim Okulu’nda bugün saat 10.00 sıralarında meydana geldi. Aynı sınıfta eğitim gören N.T. ve M.A., teneffüs sırasında okul bahçesinde henüz belirlenemeyen bir nedenle tartıştı. Ders zilinin çalması üzerine sınıfa dönen N.T. ve M.A. burada da tartışmaya devam etti. Tartışmanın büyümesi üzerine, sınıftaki diğer öğrencilerin gözleri önünde, yanında bulunan çakıyı çıkartan N.T., M.A.’nın sağ bacağına sapladı. Diğer öğrenciler, M.A.’nın kanlar içinde kaldığını görünce durumu öğretmenlere bildirdi. Sınıfa gelen öğretmenler, paniğe kapılan öğrencileri sakinleştirip durumu polis ve sağlık ekiplerine bildirdi.

Okula gelen sağlık ekipleri tarafından ilk müdahalesi yapılan M.A., Uşak Devlet Hastanesi’ne kaldırıldı ve tedaviye alındı. Arkadaşını bıçaklayan N.T ise Çocuk Şube Müdürlüğü’ne bağlı ekipler tarafından emniyete götürüldü.

Konuyla ilgili inceleme ve idari soruşturma başlattıklarını belirten Uşak Milli Eğitim Müdürü Ömer Bulut, "Yaşanan bıçaklama olayının neden kaynaklandığını bilmiyoruz. Sebep ne olursa olsun, sonuç hiç hoş değil. Bir eğitimci olarak bu tür olaylar bizi üzüyor. Dileğimiz Türkiye’de ve ilimizde bu tip olayların yaşanmamasıdır. Bir Eylül İlköğretim Okulu’nda yaşanan bıçaklama olayı ile ilgili olarak inceleme ve idari soruşturma başlattık. Şu anda görevlendirdiğimiz müfettişler olayla ilgili soruşturmasını sürdürüyor" dedi.(dha)

> Sınıfın ortasında arkadaşını bıçakladı

Uşak'ta Bir Eylül İlköğretim Okulu'nda eğitim gören 8'inci sınıf öğrencisi 14 yaşındaki N.T., İddiaya göre, sınıfta diğer arkadaşlarının gözleri önünde M.A.'yı sağ bacağından çakıyla yaraladı.

Olay, merkezdeki Bir Eylül İlköğretim Okulu’nda bugün saat 10.00 sıralarında meydana geldi. Aynı sınıfta eğitim gören N.T. ve M.A., teneffüs sırasında okul bahçesinde henüz belirlenemeyen bir nedenle tartıştı. Ders zilinin çalması üzerine sınıfa dönen N.T. ve M.A. burada da tartışmaya devam etti. Tartışmanın büyümesi üzerine, sınıftaki diğer öğrencilerin gözleri önünde, yanında bulunan çakıyı çıkartan N.T., M.A.’nın sağ bacağına sapladı. Diğer öğrenciler, M.A.’nın kanlar içinde kaldığını görünce durumu öğretmenlere bildirdi. Sınıfa gelen öğretmenler, paniğe kapılan öğrencileri sakinleştirip durumu polis ve sağlık ekiplerine bildirdi.

Okula gelen sağlık ekipleri tarafından ilk müdahalesi yapılan M.A., Uşak Devlet Hastanesi’ne kaldırıldı ve tedaviye alındı. Arkadaşını bıçaklayan N.T ise Çocuk Şube Müdürlüğü’ne bağlı ekipler tarafından emniyete götürüldü.

Konuyla ilgili inceleme ve idari soruşturma başlattıklarını belirten Uşak Milli Eğitim Müdürü Ömer Bulut, "Yaşanan bıçaklama olayının neden kaynaklandığını bilmiyoruz. Sebep ne olursa olsun, sonuç hiç hoş değil. Bir eğitimci olarak bu tür olaylar bizi üzüyor. Dileğimiz Türkiye’de ve ilimizde bu tip olayların yaşanmamasıdır. Bir Eylül İlköğretim Okulu’nda yaşanan bıçaklama olayı ile ilgili olarak inceleme ve idari soruşturma başlattık. Şu anda görevlendirdiğimiz müfettişler olayla ilgili soruşturmasını sürdürüyor" dedi.(dha)

Son Güncelleme: Perşembe, 19 Nisan 2012 17:14

Gösterim: 2182


Egitimtercihi.com
5846 Sayılı Telif Hakları Kanunu gereğince, bu sitede yer alan yazı, fotoğraf ve benzeri dokümanlar, izin alınmadan ve kaynak gösterilmeden kesinlikle kullanılamaz. Bilgilerin doğru yansıtılması için her türlü özen gösterilmiş olmakla birlikte olası yayın hatalarından site yönetimi ve editörleri sorumlu tutulamaz.