Aradığınız sayfa bulunamıyor, lütfen kategori listesinden ulaşmayı deneyiniz.
DAS Akademie, MBA Okulları ile Almanca dil eğitiminde teknoloji ile iç içe geçmiş ve inovatif çözümlerin merkeze alındığı yepyeni bir dönemi başlatıyor. MBA Okulları Genel Müdür Yardımcısı Duygu Kılıç ve DAS Akademie Satış Direktörü Fatih Yalçınkaya bu yeni dönemin parametrelerini artı eğitim’e anlattı.
Eğitimin her basamağında farklı kültürleri kendi dilleri ve hisleri ile birebir anlama, o farklı dillerde ortaya deneysel eserler çıkarabilme ve bu kültürlerin insan zihnine zenginlik katan armağanlarıyla uluslararası anlamda kabul gören bir birikime sahip olabilme… Bu vizyon öğrencilere neler katacak, hangi programlar ve planlamalarla bu mümkün oluyor? Her yaş grubunun iletişim kriterleri ve öğrenme öncelikleri farklı mı? Bu eğitimlerin performans kriterleri ve ortaya çıkışlarındaki felsefe nedir? MBA Okulları ve DAS Akademie iş birliği ile Almanca dili eğitiminde, teknoloji ile iç içe geçmiş ve inovatif çözümlerin merkeze alındığı yepyeni bir dönem başlıyor. MBA Okulları Genel Müdür Yardımcısı Duygu Kılıç ve DAS Akademie Satış Direktörü Fatih Yalçınkaya ile yaptığımız röportajda Almanca eğitimi ile ilgili önemli sorulara kapsamlı yanıtlar aldık.
Yabancı dil eğitiminde Almanca eğitiminin öncelikli olmasının sebebi nedir?
Fatih Yalçınkaya: Bizce, okulların yabancı dil eğitimi yatırımına odaklanması çok kıymetlidir. Ana dil, birinci yabancı dil ve ikinci yabancı dile öncelik veren birplanlama yapıldığında ortaya program bütünlüğü sağlanmış, global anlamda yeterli bir yabancı dil eğitim sistemi çıkıyor. Günümüzde dil öğretimi ve öğrenimi üzerine birçok araştırma yapılmakta. Bu araştırmalar neticesinde çift yabancı dil eğitimi görmüş çocukların bilişsel gelişiminin, akranlarına göre daha üst seviyede olduğu görülmektedir. Çift yabancı dilde eğitim, çocukların başta akademik başarılarını ileri taşır. Ayrıca sosyal ve bilişsel gelişim gibi pek çok alanı desteklemektedir. Bu süreci, öğeleri birbirinden koparmadan, bağlayıcı ve anlam katan bir eğitim sistemi ile planlamak gereklidir. Günümüzde yabancı dil bilmenin önemi herkesin malumudur. İkinci yabancı dil ise global dünyadaki yenilikleri takip edebilmek ve uyum sağlayabilmek için önemli bir gerekliliktir. Avrupa’da en çok konuşulan dillerden biri Almancadır. Dünyanın en önemli ikinci bilim dili olan Almanca, edebiyat ve sanat alanlarında da çok büyük bir öneme sahiptir. Yurt dışında eğitim almak isteyen gençlerimiz, eğitim kalitesi ve öğrencilere sunduğu imkanlar doğrultusunda Almanya’da okumayı tercihleri arasında ön plana almaktadır. Almanca öğrenmek, Almanca konuşulan ülkelerin çok kültürlü toplumlarının yaşamı, arzuları ve hayallerine ilişkin bir bakış açısı kazanmak demektir. Bu imkân kapsamında iş birlikleri yapmak ve Almanca dilinde yenilikçi çerçeveler oluşturmak bizim için çok önemlidir.
EĞİTİMDE ODAĞIMIZ ÖĞRENİM YOLCULUĞU İNŞA ETMEK
MBA Okulları ile yaptığınız iş birliğinden bahseder misiniz? Almanca öğretiminin yol haritasını nasıl belirlediniz?
Fatih Yalçınkaya: Eğitimde en önemli odağımız, yaş gruplarına özel çözümlerle bağlantısal bir öğrenim yolculuğu inşa etmektir. Bu kapsamda eğitim kaynaklarından dijital platformlara, öğretmen eğitimlerinden ölçme-değerlendirme içeriklerine kadar yabancı dil eğitimini bir bütün halinde ele alarak MBA Okulları ile özel bir çalışma çerçevesi oluşturduk.
Farklı yaşlardaki öğrencilerin iletişiminde öncelikli olduğunu tespit ettiğimiz kelime gruplarını belirledik, bu bağlamda sözlü ve yazılı ifade gücü veren kazanımlar tablosunu her yaş grubu için ayrı ayrı hazırladık. Böylece farklı sınıfların kendilerine özel iletişim çerçevelerini belirledik. İlk hedefimiz öğrencilere Almanca öğrenmenin çağımız koşullarındaki kazanımlarını göstermek ve Almanca öğrenirken ulaşacakları kültürel öğeler hakkında farkındalık yaratmak oldu. Öğrencilerin ders programında Almanca diline ayrılan süre önemli bir noktadır. Bu süre dahilinde olumlu sonuç alma prensibimizden hareketle bir yol haritası çizmek amaçlarımız arasındadır. Lise mezunlarının kazandıkları edebi bilgileri iletişime yansıtmalarına imkân verecek bir Almanca dil yeterliliğine ulaşmalarını sağlamak için çalışıyoruz.
YABANCI DİL EĞİTİMİNDE DE AKADEMİK, GLOBAL VE SÜPER MÜFREDAT
MBA Okulları, “Modern Müfredat” kimliği ile Almanca eğitiminde ne fark yaratıyor?
Duygu Kılıç: MBA Okulları yenilikçi müfredat tanımlaması yapan bir eğitim grubudur. Modern müfredat kapsamında yabancı dil eğitiminde de “Akademik”, “Global” ve “Süper Müfredat” tanımlamalarımız bulunmaktadır. “Akademik Müfredat” temelinde DAS Akademie ile yaptığımız ortak çalışmanın sonucu olarak, öğrenciler için ilkokul 2. sınıftan, lise son sınıfa kadar Almanca dil becerilerine yönelik kazanımları belirledik. Bu kazanımlar çerçevesindeki en kritik noktalar ise kaynaklar ve metodolojidir. Bu nedenle MBA Okulları’na özel kaynak listesi ve dijital platform içerikleri oluşturuldu. Global müfredat yönünde ise, öğrencilerin yabancı dili kullanarak yapabilirliklerini artırmak için eğitim içeriğine uluslararası unsurlar ekledik; örneğin edebiyat, hikâye anlatıcılığı ve yaratıcı yazarlık önemli global beceri setleri arasındadır. “Süper Müfredat” boyutunda ise her öğrencinin Almanca dili becerisi ile kendi eserlerini ortaya koyacağı, deneyimi ve ifadeyi merkeze alan bireysel görevler seçtik. Böylece “Süper Müfredat” çerçevesinde öğrencilerimizin kimisi sahne konuşmaları yaparken kimisi edebiyat eserlerini inceleyecek, kimisi Alman kültürünü kamplarla içselleştirirken kimisi de uluslararası sınav başarılarıyla Alman üniversitelerine giriş yapabilecek.
MBA Okulları – DAS Akademie iş birliğinin ölçme-değerlendirme kriterleri nelerdir? Almanca dil gelişimi aşamalarının takibinde neler öncelikli olacak?
Duygu Kılıç: Almanca dersleri akademik müfredatını CEFR dil izlencesine göre oluşturmaktayız. Dinleme, okuma, yazma ve konuşma becerilerinden her birinin gelişimi için öğrencileri yönlendiren, dili ezberin ötesinde kullanabilecekleri alanlar oluşturuyoruz. “Süper Müfredat” kapsamında öğrencilerimize sınıflarının dışına çıkarak araştırma ve sorgulama becerilerini geliştirip sundukları, merak duygularını ortaya çıkararak bilgilerin beceriye dönüştüğü yansıtıcı öğrenme tekniği ve proje tabanlı öğrenme modelini sunuyoruz. Örneğin; lise kademesinde her ay ünlü bir Alman düşünürü (Franz Kafka, Johann Wolfgang von Goethe vb.) ele alıyoruz. Öğrenciler dünyaca bilinen bu önemli düşünürlerin hayatlarını ve eserlerini araştırıyorlar. Sonrasında karşılaştırma yaparak ve yorum katarak edindikleri bilgileri yansıtma fırsatı buluyorlar. Öğrencilerin çalışmaların sonunda bir ürün sunmaları, önemli bir takip başlığıdır. Öğrencilerin yaratıcılıklarını ve becerilerini özgürce kullandıkları proje ve yarışmalar hazırlıyoruz. Almanca derslerimiz, klasik bir dil gelişimi takip sisteminin ötesine çıkıyor. Dili kullananın yapabilirliklerine odaklı bir deneyimle, bireysel bir gelişim takibi imkânı oluşuyor.
telc sınavının bu süreçteki önemi nedir?
Fatih Yalçınkaya: telc Sınavları, DAS Akademie tarafından Türkiye Yetkili Sınav Merkezi sıfatıylauygulanan, açılımı “The European Language Certificates” olan uluslararası dil sınavlarıdır. CEFR uyumlu olan bu sınav ile öğrenciler dil yeterlilikleri Almanya’ da bulunan telc merkezi Frankfurt BadHomburg’ da tescil ediliyor ve sonucunda öğrenciler süresiz geçerliliği olan sertifikalarına sahip oluyor.
İngilizce dilinde yeterlilik ölçme ve değerlendirme araçları bildiğiniz gibi çok geniştir. Bu kaliteyi ve etkililiği Almanca dilinde de yakalayabilmek adına telc sınavları önemli bir yere sahiptir.
EĞİTİM OKULDAN BÜYÜK MÜDÜR?
Yeni akademik yılda Almanca eğitiminde MBA Okulları nasıl bir hedef belirledi?
Duygu Kılıç: MBA Okulları, okulu değil, eğitimi önceliklendiren bir kimliğe sahiptir. Bu iş birliğimizin temelinde iki büyük soru var: Eğitim okuldan büyük müdür ve sınıfların kapısı hayallere açılır mı?
Bu iki büyük sorunun Almanca eğitiminde de bir nitelik karşılığı olması gerekliliğine dair birçok çalıştay düzenledik. Almancanın ders değil, eğitim odağı olacağı, Almanca eğitiminde kitabın kılavuz olmaktan çıktığı bir pekiştirme aracı olarak kullanılacağı, ‘Minticity’ adlı Dijital Eğitim Platformu ile daha çok konuşmanın merkeze alınacağı bir öğrenme ve iletişim deneyimi sunacağız. Proje tabanlı ve öğrencinin bir ürün çıkaracağı, yenilikçi eğitim modellerini kullanarak içerikler ve atölye niteliğinde ders tasarımları planlamaktayız. Öğrencilerimizin araştırmalarını yapıp, tasarlayıp, oluşturacağı dijital dergi de planladığımız yeniliklerden birisidir.
Öğrencilerimizin edindikleri dil becerilerini kullanabilecekleri ve bu becerilerini daha da ilerletebilecekleri yaz kampı ve Almanya eğitim gezileri düzenleyeceğiz. Lise kadememizde “Flipped Learning” ve “Blended Learning” eğitim modellerini uygulayarak öğrencilerimizin etkileşim yeterliliğini güçlendireceğiz, programımızda yenilikçilik, aktif katılım ve özgürce ifade imkânı olacak. Ayrıca, öğrencilerin farklı alanlarda uluslararası projelere katılım sağlaması da öncelikler arasındadır. Öğrencilerin araştırma konuları fizik dahi olsa, bunu global platforma taşırken İngilizce veya Almanca diline ihtiyaç duyuyorlar, bu noktada öğrencimiz tüm çalışmalarını bu hedef dillerde aktarabildiğinde hem disiplinler arası bir çalışmayı hem de yabancı dil kazanımları gerçekleştirmiş oluyor.
Hepimize ilham olan MBA’nın Büyük Zihinler temasından bahsetmek gerekiyor. MBA Liselerinde, Büyük Zihinler adı altında interdisipliner ve disiplinler arası çalışmalar yaptığımız “Süper Müfredat” etkinliği var. Örneğin bu ay, ünlü yazar Lewiss Caroll’ın eseri Alice Harikalar Diyarında, farklı disiplinlerde farklı etkinliklerle konu ediliyor. Öğrenciler bu eseri İngilizce dilinde incelerken, fizik dersinde hikâyeden yansımalar konusu işlenebiliyor, Almanca dersinde de hikâyenin önemli noktaları ile ilgili diyaloglar yazabiliyorlar. Kısacası program, öğrencinin tarih, fizik, İngilizce ve Almanca alanlarındaki kazanımlarını ve ürettiklerini aynı anda değerlendiriyor. Almanca eğitimini böylesine değerli kılan multidisipliner ve ekosistem bazlı perspektif gerçekten dil eğitimini güçlendiren bir bakış açısı sunuyor.
Flipped Learning ve Blended Learning eğitim modellerini açıklayabilir misiniz?
Duygu Kılıç: Flipped Learning eğitim modeli, öğrencilerin dersten önce sınıf dışında (evde) eğitmenler tarafından hazırlanan slayt, makale, video gibi ürünleri takip ederek kişisel öğrenmesi ve sonrasında ise sınıf ortamında bilgilerin uygulanacağı farklı ve yaratıcı fikirler ile bilgilerin pekiştirilerek grupla öğrenmenin gerçekleşmesidir. Bu model ile öğrenci bilgiyi özümsüyor.
Blended Learning modelinde ise günümüz eğitim sistemi ve internet teknolojileri harmanlanır, öğrenme bu şekilde gerçekleşir. Önümüzdeki yıl öğrencilerimize DAS Akademi eğitmenleri ve öğretmenlerimizin hazırlayacağı eğitim materyalleri ile merak uyandıran ve verimli bir eğitim programı sunacağız.
Almanca öğretmenlerini yeni dönemde bekleyen hazırlıklar nelerdir?
Duygu Kılıç: Beraber çalıştığımız ekip arkadaşlarımızın yenilikçi, yaratıcı, kendisini geliştirmeye hevesli bireyler olmalarına önem veriyoruz. Öğretmenlerin mesleki gelişimi için DAS Akademie ile yaptıkları ortak çalışmalar doğrultusunda kullanılacak olan basılı ve dijital kaynak eğitimlerinin dışında, öğretmenlerin teknoloji alanındaki ve Almanca akademik gelişmeleri takip etmeleri için eğitimler planlamaktayız. Ayrıca ebeveynler için de Almanca dil eğitiminin önemini anlatan seminerler düzenleyeceğiz.
Fatih Yalçınkaya: “Eğitimde en önemli odağımız, yaş gruplarına özel çözümlerle bağlantısal bir öğrenim yolculuğu inşa etmektir. Bu kapsamda eğitim kaynaklarından dijital platformlara, öğretmen eğitimlerinden ölçme-değerlendirme içeriklerine kadar yabancı dil eğitimini bir bütün halinde ele alarak MBA Okulları ile özel bir çalışma çerçevesi oluşturduk.”
Duygu Kılıç: “Almancanın ders değil, eğitim odağı olacağı, Almanca eğitiminde kitabın kılavuz olmaktan çıktığı bir pekiştirme aracı olarak kullanılacağı, ‘Minticity’ adlı Dijital Eğitim Platformu ile daha çok konuşmanın merkeze alınacağı bir öğrenme ve iletişim deneyimi sunacağız. Proje tabanlı ve öğrencinin bir ürün çıkaracağı, yenilikçi eğitim modellerini kullanarak içerikler ve atölye niteliğinde ders tasarımları planlamaktayız. Öğrencilerimizin araştırmalarını yapıp, tasarlayıp, oluşturacağı dijital dergi de planladığımız yeniliklerden birisidir.”
Üst Kategori: ROOT Kategori: Eğitim ve Sektör
DAS Akademie, MBA Okulları ile Almanca dil eğitiminde teknoloji ile iç içe geçmiş ve inovatif çözümlerin merkeze alındığı yepyeni bir dönemi başlatıyor. MBA Okulları Genel Müdür Yardımcısı Duygu Kılıç ve DAS Akademie Satış Direktörü Fatih Yalçınkaya bu yeni dönemin parametrelerini artı eğitim’e anlattı.
Eğitimin her basamağında farklı kültürleri kendi dilleri ve hisleri ile birebir anlama, o farklı dillerde ortaya deneysel eserler çıkarabilme ve bu kültürlerin insan zihnine zenginlik katan armağanlarıyla uluslararası anlamda kabul gören bir birikime sahip olabilme… Bu vizyon öğrencilere neler katacak, hangi programlar ve planlamalarla bu mümkün oluyor? Her yaş grubunun iletişim kriterleri ve öğrenme öncelikleri farklı mı? Bu eğitimlerin performans kriterleri ve ortaya çıkışlarındaki felsefe nedir? MBA Okulları ve DAS Akademie iş birliği ile Almanca dili eğitiminde, teknoloji ile iç içe geçmiş ve inovatif çözümlerin merkeze alındığı yepyeni bir dönem başlıyor. MBA Okulları Genel Müdür Yardımcısı Duygu Kılıç ve DAS Akademie Satış Direktörü Fatih Yalçınkaya ile yaptığımız röportajda Almanca eğitimi ile ilgili önemli sorulara kapsamlı yanıtlar aldık.
Yabancı dil eğitiminde Almanca eğitiminin öncelikli olmasının sebebi nedir?
Fatih Yalçınkaya: Bizce, okulların yabancı dil eğitimi yatırımına odaklanması çok kıymetlidir. Ana dil, birinci yabancı dil ve ikinci yabancı dile öncelik veren birplanlama yapıldığında ortaya program bütünlüğü sağlanmış, global anlamda yeterli bir yabancı dil eğitim sistemi çıkıyor. Günümüzde dil öğretimi ve öğrenimi üzerine birçok araştırma yapılmakta. Bu araştırmalar neticesinde çift yabancı dil eğitimi görmüş çocukların bilişsel gelişiminin, akranlarına göre daha üst seviyede olduğu görülmektedir. Çift yabancı dilde eğitim, çocukların başta akademik başarılarını ileri taşır. Ayrıca sosyal ve bilişsel gelişim gibi pek çok alanı desteklemektedir. Bu süreci, öğeleri birbirinden koparmadan, bağlayıcı ve anlam katan bir eğitim sistemi ile planlamak gereklidir. Günümüzde yabancı dil bilmenin önemi herkesin malumudur. İkinci yabancı dil ise global dünyadaki yenilikleri takip edebilmek ve uyum sağlayabilmek için önemli bir gerekliliktir. Avrupa’da en çok konuşulan dillerden biri Almancadır. Dünyanın en önemli ikinci bilim dili olan Almanca, edebiyat ve sanat alanlarında da çok büyük bir öneme sahiptir. Yurt dışında eğitim almak isteyen gençlerimiz, eğitim kalitesi ve öğrencilere sunduğu imkanlar doğrultusunda Almanya’da okumayı tercihleri arasında ön plana almaktadır. Almanca öğrenmek, Almanca konuşulan ülkelerin çok kültürlü toplumlarının yaşamı, arzuları ve hayallerine ilişkin bir bakış açısı kazanmak demektir. Bu imkân kapsamında iş birlikleri yapmak ve Almanca dilinde yenilikçi çerçeveler oluşturmak bizim için çok önemlidir.
EĞİTİMDE ODAĞIMIZ ÖĞRENİM YOLCULUĞU İNŞA ETMEK
MBA Okulları ile yaptığınız iş birliğinden bahseder misiniz? Almanca öğretiminin yol haritasını nasıl belirlediniz?
Fatih Yalçınkaya: Eğitimde en önemli odağımız, yaş gruplarına özel çözümlerle bağlantısal bir öğrenim yolculuğu inşa etmektir. Bu kapsamda eğitim kaynaklarından dijital platformlara, öğretmen eğitimlerinden ölçme-değerlendirme içeriklerine kadar yabancı dil eğitimini bir bütün halinde ele alarak MBA Okulları ile özel bir çalışma çerçevesi oluşturduk.
Farklı yaşlardaki öğrencilerin iletişiminde öncelikli olduğunu tespit ettiğimiz kelime gruplarını belirledik, bu bağlamda sözlü ve yazılı ifade gücü veren kazanımlar tablosunu her yaş grubu için ayrı ayrı hazırladık. Böylece farklı sınıfların kendilerine özel iletişim çerçevelerini belirledik. İlk hedefimiz öğrencilere Almanca öğrenmenin çağımız koşullarındaki kazanımlarını göstermek ve Almanca öğrenirken ulaşacakları kültürel öğeler hakkında farkındalık yaratmak oldu. Öğrencilerin ders programında Almanca diline ayrılan süre önemli bir noktadır. Bu süre dahilinde olumlu sonuç alma prensibimizden hareketle bir yol haritası çizmek amaçlarımız arasındadır. Lise mezunlarının kazandıkları edebi bilgileri iletişime yansıtmalarına imkân verecek bir Almanca dil yeterliliğine ulaşmalarını sağlamak için çalışıyoruz.
YABANCI DİL EĞİTİMİNDE DE AKADEMİK, GLOBAL VE SÜPER MÜFREDAT
MBA Okulları, “Modern Müfredat” kimliği ile Almanca eğitiminde ne fark yaratıyor?
Duygu Kılıç: MBA Okulları yenilikçi müfredat tanımlaması yapan bir eğitim grubudur. Modern müfredat kapsamında yabancı dil eğitiminde de “Akademik”, “Global” ve “Süper Müfredat” tanımlamalarımız bulunmaktadır. “Akademik Müfredat” temelinde DAS Akademie ile yaptığımız ortak çalışmanın sonucu olarak, öğrenciler için ilkokul 2. sınıftan, lise son sınıfa kadar Almanca dil becerilerine yönelik kazanımları belirledik. Bu kazanımlar çerçevesindeki en kritik noktalar ise kaynaklar ve metodolojidir. Bu nedenle MBA Okulları’na özel kaynak listesi ve dijital platform içerikleri oluşturuldu. Global müfredat yönünde ise, öğrencilerin yabancı dili kullanarak yapabilirliklerini artırmak için eğitim içeriğine uluslararası unsurlar ekledik; örneğin edebiyat, hikâye anlatıcılığı ve yaratıcı yazarlık önemli global beceri setleri arasındadır. “Süper Müfredat” boyutunda ise her öğrencinin Almanca dili becerisi ile kendi eserlerini ortaya koyacağı, deneyimi ve ifadeyi merkeze alan bireysel görevler seçtik. Böylece “Süper Müfredat” çerçevesinde öğrencilerimizin kimisi sahne konuşmaları yaparken kimisi edebiyat eserlerini inceleyecek, kimisi Alman kültürünü kamplarla içselleştirirken kimisi de uluslararası sınav başarılarıyla Alman üniversitelerine giriş yapabilecek.
MBA Okulları – DAS Akademie iş birliğinin ölçme-değerlendirme kriterleri nelerdir? Almanca dil gelişimi aşamalarının takibinde neler öncelikli olacak?
Duygu Kılıç: Almanca dersleri akademik müfredatını CEFR dil izlencesine göre oluşturmaktayız. Dinleme, okuma, yazma ve konuşma becerilerinden her birinin gelişimi için öğrencileri yönlendiren, dili ezberin ötesinde kullanabilecekleri alanlar oluşturuyoruz. “Süper Müfredat” kapsamında öğrencilerimize sınıflarının dışına çıkarak araştırma ve sorgulama becerilerini geliştirip sundukları, merak duygularını ortaya çıkararak bilgilerin beceriye dönüştüğü yansıtıcı öğrenme tekniği ve proje tabanlı öğrenme modelini sunuyoruz. Örneğin; lise kademesinde her ay ünlü bir Alman düşünürü (Franz Kafka, Johann Wolfgang von Goethe vb.) ele alıyoruz. Öğrenciler dünyaca bilinen bu önemli düşünürlerin hayatlarını ve eserlerini araştırıyorlar. Sonrasında karşılaştırma yaparak ve yorum katarak edindikleri bilgileri yansıtma fırsatı buluyorlar. Öğrencilerin çalışmaların sonunda bir ürün sunmaları, önemli bir takip başlığıdır. Öğrencilerin yaratıcılıklarını ve becerilerini özgürce kullandıkları proje ve yarışmalar hazırlıyoruz. Almanca derslerimiz, klasik bir dil gelişimi takip sisteminin ötesine çıkıyor. Dili kullananın yapabilirliklerine odaklı bir deneyimle, bireysel bir gelişim takibi imkânı oluşuyor.
telc sınavının bu süreçteki önemi nedir?
Fatih Yalçınkaya: telc Sınavları, DAS Akademie tarafından Türkiye Yetkili Sınav Merkezi sıfatıylauygulanan, açılımı “The European Language Certificates” olan uluslararası dil sınavlarıdır. CEFR uyumlu olan bu sınav ile öğrenciler dil yeterlilikleri Almanya’ da bulunan telc merkezi Frankfurt BadHomburg’ da tescil ediliyor ve sonucunda öğrenciler süresiz geçerliliği olan sertifikalarına sahip oluyor.
İngilizce dilinde yeterlilik ölçme ve değerlendirme araçları bildiğiniz gibi çok geniştir. Bu kaliteyi ve etkililiği Almanca dilinde de yakalayabilmek adına telc sınavları önemli bir yere sahiptir.
EĞİTİM OKULDAN BÜYÜK MÜDÜR?
Yeni akademik yılda Almanca eğitiminde MBA Okulları nasıl bir hedef belirledi?
Duygu Kılıç: MBA Okulları, okulu değil, eğitimi önceliklendiren bir kimliğe sahiptir. Bu iş birliğimizin temelinde iki büyük soru var: Eğitim okuldan büyük müdür ve sınıfların kapısı hayallere açılır mı?
Bu iki büyük sorunun Almanca eğitiminde de bir nitelik karşılığı olması gerekliliğine dair birçok çalıştay düzenledik. Almancanın ders değil, eğitim odağı olacağı, Almanca eğitiminde kitabın kılavuz olmaktan çıktığı bir pekiştirme aracı olarak kullanılacağı, ‘Minticity’ adlı Dijital Eğitim Platformu ile daha çok konuşmanın merkeze alınacağı bir öğrenme ve iletişim deneyimi sunacağız. Proje tabanlı ve öğrencinin bir ürün çıkaracağı, yenilikçi eğitim modellerini kullanarak içerikler ve atölye niteliğinde ders tasarımları planlamaktayız. Öğrencilerimizin araştırmalarını yapıp, tasarlayıp, oluşturacağı dijital dergi de planladığımız yeniliklerden birisidir.
Öğrencilerimizin edindikleri dil becerilerini kullanabilecekleri ve bu becerilerini daha da ilerletebilecekleri yaz kampı ve Almanya eğitim gezileri düzenleyeceğiz. Lise kadememizde “Flipped Learning” ve “Blended Learning” eğitim modellerini uygulayarak öğrencilerimizin etkileşim yeterliliğini güçlendireceğiz, programımızda yenilikçilik, aktif katılım ve özgürce ifade imkânı olacak. Ayrıca, öğrencilerin farklı alanlarda uluslararası projelere katılım sağlaması da öncelikler arasındadır. Öğrencilerin araştırma konuları fizik dahi olsa, bunu global platforma taşırken İngilizce veya Almanca diline ihtiyaç duyuyorlar, bu noktada öğrencimiz tüm çalışmalarını bu hedef dillerde aktarabildiğinde hem disiplinler arası bir çalışmayı hem de yabancı dil kazanımları gerçekleştirmiş oluyor.
Hepimize ilham olan MBA’nın Büyük Zihinler temasından bahsetmek gerekiyor. MBA Liselerinde, Büyük Zihinler adı altında interdisipliner ve disiplinler arası çalışmalar yaptığımız “Süper Müfredat” etkinliği var. Örneğin bu ay, ünlü yazar Lewiss Caroll’ın eseri Alice Harikalar Diyarında, farklı disiplinlerde farklı etkinliklerle konu ediliyor. Öğrenciler bu eseri İngilizce dilinde incelerken, fizik dersinde hikâyeden yansımalar konusu işlenebiliyor, Almanca dersinde de hikâyenin önemli noktaları ile ilgili diyaloglar yazabiliyorlar. Kısacası program, öğrencinin tarih, fizik, İngilizce ve Almanca alanlarındaki kazanımlarını ve ürettiklerini aynı anda değerlendiriyor. Almanca eğitimini böylesine değerli kılan multidisipliner ve ekosistem bazlı perspektif gerçekten dil eğitimini güçlendiren bir bakış açısı sunuyor.
Flipped Learning ve Blended Learning eğitim modellerini açıklayabilir misiniz?
Duygu Kılıç: Flipped Learning eğitim modeli, öğrencilerin dersten önce sınıf dışında (evde) eğitmenler tarafından hazırlanan slayt, makale, video gibi ürünleri takip ederek kişisel öğrenmesi ve sonrasında ise sınıf ortamında bilgilerin uygulanacağı farklı ve yaratıcı fikirler ile bilgilerin pekiştirilerek grupla öğrenmenin gerçekleşmesidir. Bu model ile öğrenci bilgiyi özümsüyor.
Blended Learning modelinde ise günümüz eğitim sistemi ve internet teknolojileri harmanlanır, öğrenme bu şekilde gerçekleşir. Önümüzdeki yıl öğrencilerimize DAS Akademi eğitmenleri ve öğretmenlerimizin hazırlayacağı eğitim materyalleri ile merak uyandıran ve verimli bir eğitim programı sunacağız.
Almanca öğretmenlerini yeni dönemde bekleyen hazırlıklar nelerdir?
Duygu Kılıç: Beraber çalıştığımız ekip arkadaşlarımızın yenilikçi, yaratıcı, kendisini geliştirmeye hevesli bireyler olmalarına önem veriyoruz. Öğretmenlerin mesleki gelişimi için DAS Akademie ile yaptıkları ortak çalışmalar doğrultusunda kullanılacak olan basılı ve dijital kaynak eğitimlerinin dışında, öğretmenlerin teknoloji alanındaki ve Almanca akademik gelişmeleri takip etmeleri için eğitimler planlamaktayız. Ayrıca ebeveynler için de Almanca dil eğitiminin önemini anlatan seminerler düzenleyeceğiz.
Fatih Yalçınkaya: “Eğitimde en önemli odağımız, yaş gruplarına özel çözümlerle bağlantısal bir öğrenim yolculuğu inşa etmektir. Bu kapsamda eğitim kaynaklarından dijital platformlara, öğretmen eğitimlerinden ölçme-değerlendirme içeriklerine kadar yabancı dil eğitimini bir bütün halinde ele alarak MBA Okulları ile özel bir çalışma çerçevesi oluşturduk.”
Duygu Kılıç: “Almancanın ders değil, eğitim odağı olacağı, Almanca eğitiminde kitabın kılavuz olmaktan çıktığı bir pekiştirme aracı olarak kullanılacağı, ‘Minticity’ adlı Dijital Eğitim Platformu ile daha çok konuşmanın merkeze alınacağı bir öğrenme ve iletişim deneyimi sunacağız. Proje tabanlı ve öğrencinin bir ürün çıkaracağı, yenilikçi eğitim modellerini kullanarak içerikler ve atölye niteliğinde ders tasarımları planlamaktayız. Öğrencilerimizin araştırmalarını yapıp, tasarlayıp, oluşturacağı dijital dergi de planladığımız yeniliklerden birisidir.”
Son Güncelleme: Salı, 25 Temmuz 2023 14:26
Gösterim: 608
Temelleri 1998 yılında atılan DAS Akademie geniş bir spektrumda bütünleşik Almanca eğitim çözümleri sunan başarılı bir eğitim kurumu olarak yolculuğunu sürdürüyor. “Yönetim kurulumuz, icra kurulumuz, komitelerimiz ve yöneticilerimizin çoğunluğu kadınlardan oluşuyor. Bugünlere taşımayı başardığımız kurum kültürümüz içerisinde de bu durumun büyük payının olduğunu düşünüyorum.” diye konuşan DAS Akademie’nin kurucularından Nilgün Akdoğan ile DAS Akademie’de kadınların konumunu, eğitim ve iş dünyasında kadınların yerini konuştuk.
Bu sayıda ele aldığımız Eğitimin Kadın Liderleri dosyası çerçevesinde, kurumunuzdaki kadın çalışanlar için neler söyleyebilirsiniz?
Kurulduğumuz günden beri kurumumuzda kadın çalışanlarımızın sayısı yüzdesel olarak her zaman fazlaydı. Hatta belli dönemlerde %90’lar seviyesine kadar çıktığını söyleyebilirim. Tabii, eğitim sektörünün dinamiklerinin de bu rakamlar üzerinde etkisi olduğunu söylemeliyiz. Eğitim kurumu olarak bu durumun bize her zaman pozitif olarak yansıdığını düşünüyoruz. Yazılım ve diğer alanlarda çalışan sayımızın artmasıyla bugün, yüzdesel anlamda bir düşüş görülse dahi, kadın çalışanların çoğunlukta olduğu bir kurumuz. Bundan da büyük mutluluk duyuyoruz. Aynı zamanda yönetim kurulumuz, icra kurulumuz, komitelerimiz ve yöneticilerimizin çoğunluğu kadınlardan oluşuyor. Bugünlere taşımayı başardığımız kurum kültürümüz içerisinde de bu durumun büyük payının olduğunu düşünüyorum.
KADIN PLATFORMLARINDA YER ALIYOR VE DESTEK OLUYORUM
Nilgün Akdoğan olarak sizi diğer kadın platformlarında da görüyoruz. Bu konudan biraz bahsedebilir misiniz?
Türkiye’de ve dünyada, kadın girişimci ve Almanca eğitimine gönül veren isimlerden biri olarak birçok kadın platformunda yer alıyor ve destek olmaya çalışıyorum. Bu bağlamda, kadınların özellikle eğitim sektöründe öncü pozisyonlarda olmasını önemsiyor ve faydalı buluyorum.
Global Female Leaders 2023 Zirvesi’nin üyelerinden biriyim. Aynı zamanda Turkish Women International Network (TurkishWIN) üyesi ve German Circle lideriyim. 26 Mart 2023 tarihinde uluslararası girişimcilik ve Dijital Girişimcilik konuları hakkında konuşmak için TurkishWIN tarafından hazırlanan Binyaprak Global Kariyerler buluşmasında olacağım. Geleceğin kadın liderleri ile deneyimlerimi paylaşmak benim için büyük önem arz eden ve her zaman beni heyecanlandıran bir konu.
DAS Akademie yalnızca Almanca kurs programları sunan bir kurum değil, diye biliyoruz. Bütünleşik Almanca Eğitim Hizmetleri diyorsunuz, buradan Almanca eğitimine dair tüm hizmetlerin entegre bir şekilde sunulduğunu mu anlamalıyız? Bütünleşik hizmetlerinize dair biraz daha detay verebilir misiniz?
“Kurulduğumuz ilk günden bu yana Almanca eğitiminde bir dünya markası olma hedefiyle çalıştık. Bu doğrultuda Almancayı en iyi şekilde öğretmek için elimizden geleni yaptık ve yapmaya da devam ediyoruz. 1998 yılından beri sunduğumuz, kurs programlarımız başta olmak üzere, tüm Almanca eğitim hizmetlerinin temelinde, Almancayı sevdirmek ve eğlenceli bir eğitim ortamı sunmak yer almakta. Bu doğrultuda her geçen gün eğitim metotlarımızı gelişen teknolojilerle harmanlamayı sürdürüyoruz.
2007 yılında hayata geçirdiğimiz Minticity ile dünyada bir ilke imza atarak “Gamification” yani Oyunlaştırma kavramını ve “Learning Management System (LMS)”Öğrenme Yönetim Sistemi’ni dijital Almanca eğitim platformunda birleştirmeyi başardık. Uzun yıllar boyunca uzman bir ekip tarafından hazırlanan içeriklerle her geçen gün zenginleşen platform, sevimli maskotu Minti ile bugün yüz binlerce öğrencinin Almancayı eğlenerek öğrenmesine olanak sağlıyor.
Almanya merkezli TelcGmbH’nın Türkiye Yetkili Sınav Merkezi olarak, 2011 yılından beri Avrupa Birliği Ortak Dil Kriterleri (CEFR)’nin tüm seviyelerinde gerek bireysel gerekse okul bazlı olarak öğrenciler, yetişkinler ve çalışanlar olmak üzere üç ayrı gruba yönelik sınavlar sunuyor, süresiz geçerliliğe ve tanınırlığa sahip bir sertifikasyon sağlıyoruz.
Bütünleşik Almanca Eğitim Hizmetlerimiz çerçevesinde okullarımıza Minticity ile entegre olarak kullanabilecekleri, Avrupa Ortak Dil Kriterleri doğrultusunda her seviyeye uygun olarak hazırlanmış -kendi kitabını kendin oluştur yaklaşımı ve daha önce hiç yapılmamış farklı bir bakış açısı ile- özgün basılı yayınlar sunuyor, kamp programlarımız sayesinde Almancanın öğrenciler tarafından sevilmesine aracılık ediyoruz.
YÖNÜMÜZÜ GLOBALLEŞMEYE ÇEVİRDİK
Geleceğe yönelik kurumsal ve kişisel hedeflerinizden biraz bahseder misiniz?
Beni yakından tanıyanların ve iş arkadaşlarımın benden sıklıkla duydukları üzere; Ben bir öğretmenim, öğrenciliği hiç bitmeyen… Geleceğe yönelik kurumsal ve kişisel hedeflerimi de hep bu doğrultuda ortaya koydum. Öğrenmek, sürekli gelişim, hep daha iyinin peşinde koşmak ve bilgiyi paylaşmak. Bu çerçevede, eğitim camiasına sağlamak istediğim katkılar başta olmak üzere, yapacağım daha çok fazla iş olduğuna inanıyorum. Son yıllarda kurumumuzun yönünü özellikle globalleşmeye doğru çevirdik ve 2006 yılında faaliyete geçen Berlin şubemizden sonra, bu anlamda ikinci büyük adımımızı Minticity’nin Almanya satışlarının başlaması ile geçtiğimiz yıl atmış bulunuyoruz. Bundan sonraki süreçte, özellikle bu odakta çalışmak ve dünyada Almanca öğrenilen her ülkede ürün ve hizmetlerimizle yer almak istemekteyiz.
NİLGÜN AKDOĞAN KİMDİR?
Berlin, Almanya doğumlu Nilgün Akdoğan, 1994-1998 yılları arasında Dokuz Eylül Üniversitesi'nde Almanca Öğretmenliği ve 2002-2007 yılları arasında Anadolu Üniversitesi'nde İşletme eğitimi almıştır. Kurucu ortağı olduğu DAS Akademie (Deutsche Akademie für Sprachen) markasıyla İzmir, Berlin ve İstanbul şubelerinde Almanca eğitimi alanında ve geniş bir yelpazede hizmetler sunmakta, kendi fikirleri olan Minticity ve Alman Öğretmenleri Kariyer Merkezi ile de eğitim sektörüne katkı sağlamaktadır.
2007 yılında hayata geçirdiği, dünyada alanında ilk ve tek olma özelliğine sahip İnteraktif Almanca Eğitim Platformu Minticity ile teknoloji alanında da adından söz ettiren Nilgün Akdoğan, teknoloji alanındaki faaliyetlerini daha kurumsal bir çatı altında sürdürebilmek adına, 2019 yılında, Manisa Celal Bayar Üniversitesi Teknoloji Geliştirme Bölgesi bünyesindeki LTA Teknoloji A.Ş. (Linked Technology & Art) isimli teknoloji şirketini kurdu.
2019 yılında kurulan Almanca Öğretmenleri Kariyer Merkezi, özellikle Almanca'yı yabancı dil olarak öğrenmiş olan öğretmenler için Almanca becerilerini ve telaffuzlarını geliştirmelerine yardımcı olan önemli bir Merkezdir. Bu Merkez ile DAS Akademie, öğretmenlere kariyerlerini planlayabilmeleri ve geliştirebilmeleri için çok sayıda ücretsiz program sunuyor.
Nilgün Akdoğan, 25 yılı aşkın süredir Almanca'yı Yabancı Dil ve İkinci Dil olarak öğretmektedir. 13 yılı aşkın bir süredir yabancı dil olarak Almanca yöntemleri konusunda dünya çapında eğitimler vermekte, öğretmenler yetiştirmektedir. 2000-2005 yılları arasında Almanca Öğretmenler Derneği İzmir Şubesi Yönetim Kurulu'nda aktif görev almış olup, aynı zamanda TAKEV Vakfı'nın (Türk Alman Kültür ve Eğitim Vakfı) Kurucu Üyesi ve Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı, 2021 yılından bu yana EBRD Woman in Business Programı Mentörü, Turkish Women International Network (TurkishWIN) üyesi ve German Circle lideridir. Tüm bu aktif çalışmalarının yanı sıra, İtalya Hizmet İçi Eğitim Merkezi Iprase'nin Almanca Öğretmenleri Eğitimlerini de başarı ile sürdürmektedir.
KURUM KÜLTÜRÜMÜZÜN OLUŞUMUNDA KADIN ÇALIŞANLARIMIZIN BÜYÜK PAYI VAR
“Yazılım ve diğer alanlarda çalışan sayımızın artmasıyla bugün, yüzdesel anlamda bir düşüş görülse dahi, kadın çalışanların çoğunlukta olduğu bir kurumuz. Bundan da büyük mutluluk duyuyoruz. Aynı zamanda yönetim kurulumuz, icra kurulumuz, komitelerimiz ve yöneticilerimizin çoğunluğu kadınlardan oluşuyor. Bugünlere taşımayı başardığımız kurum kültürümüz içerisinde de bu durumun büyük payının olduğunu düşünüyorum.”
ÖĞRENCİLİĞİ HİÇ BİTMEYEN BİR ÖĞRETMENİM
“Beni yakından tanıyanların ve iş arkadaşlarımın benden sıklıkla duydukları üzere; Ben bir öğretmenim, öğrenciliği hiç bitmeyen… Geleceğe yönelik kurumsal ve kişisel hedeflerimi de hep bu doğrultuda ortaya koydum. Öğrenmek, sürekli gelişim, hep daha iyinin peşinde koşmak ve bilgiyi paylaşmak. Bu çerçevede, eğitim camiasına sağlamak istediğim katkılar başta olmak üzere, yapacağım daha çok fazla iş olduğuna inanıyorum.”
Üst Kategori: ROOT Kategori: Eğitim ve Sektör
Temelleri 1998 yılında atılan DAS Akademie geniş bir spektrumda bütünleşik Almanca eğitim çözümleri sunan başarılı bir eğitim kurumu olarak yolculuğunu sürdürüyor. “Yönetim kurulumuz, icra kurulumuz, komitelerimiz ve yöneticilerimizin çoğunluğu kadınlardan oluşuyor. Bugünlere taşımayı başardığımız kurum kültürümüz içerisinde de bu durumun büyük payının olduğunu düşünüyorum.” diye konuşan DAS Akademie’nin kurucularından Nilgün Akdoğan ile DAS Akademie’de kadınların konumunu, eğitim ve iş dünyasında kadınların yerini konuştuk.
Bu sayıda ele aldığımız Eğitimin Kadın Liderleri dosyası çerçevesinde, kurumunuzdaki kadın çalışanlar için neler söyleyebilirsiniz?
Kurulduğumuz günden beri kurumumuzda kadın çalışanlarımızın sayısı yüzdesel olarak her zaman fazlaydı. Hatta belli dönemlerde %90’lar seviyesine kadar çıktığını söyleyebilirim. Tabii, eğitim sektörünün dinamiklerinin de bu rakamlar üzerinde etkisi olduğunu söylemeliyiz. Eğitim kurumu olarak bu durumun bize her zaman pozitif olarak yansıdığını düşünüyoruz. Yazılım ve diğer alanlarda çalışan sayımızın artmasıyla bugün, yüzdesel anlamda bir düşüş görülse dahi, kadın çalışanların çoğunlukta olduğu bir kurumuz. Bundan da büyük mutluluk duyuyoruz. Aynı zamanda yönetim kurulumuz, icra kurulumuz, komitelerimiz ve yöneticilerimizin çoğunluğu kadınlardan oluşuyor. Bugünlere taşımayı başardığımız kurum kültürümüz içerisinde de bu durumun büyük payının olduğunu düşünüyorum.
KADIN PLATFORMLARINDA YER ALIYOR VE DESTEK OLUYORUM
Nilgün Akdoğan olarak sizi diğer kadın platformlarında da görüyoruz. Bu konudan biraz bahsedebilir misiniz?
Türkiye’de ve dünyada, kadın girişimci ve Almanca eğitimine gönül veren isimlerden biri olarak birçok kadın platformunda yer alıyor ve destek olmaya çalışıyorum. Bu bağlamda, kadınların özellikle eğitim sektöründe öncü pozisyonlarda olmasını önemsiyor ve faydalı buluyorum.
Global Female Leaders 2023 Zirvesi’nin üyelerinden biriyim. Aynı zamanda Turkish Women International Network (TurkishWIN) üyesi ve German Circle lideriyim. 26 Mart 2023 tarihinde uluslararası girişimcilik ve Dijital Girişimcilik konuları hakkında konuşmak için TurkishWIN tarafından hazırlanan Binyaprak Global Kariyerler buluşmasında olacağım. Geleceğin kadın liderleri ile deneyimlerimi paylaşmak benim için büyük önem arz eden ve her zaman beni heyecanlandıran bir konu.
DAS Akademie yalnızca Almanca kurs programları sunan bir kurum değil, diye biliyoruz. Bütünleşik Almanca Eğitim Hizmetleri diyorsunuz, buradan Almanca eğitimine dair tüm hizmetlerin entegre bir şekilde sunulduğunu mu anlamalıyız? Bütünleşik hizmetlerinize dair biraz daha detay verebilir misiniz?
“Kurulduğumuz ilk günden bu yana Almanca eğitiminde bir dünya markası olma hedefiyle çalıştık. Bu doğrultuda Almancayı en iyi şekilde öğretmek için elimizden geleni yaptık ve yapmaya da devam ediyoruz. 1998 yılından beri sunduğumuz, kurs programlarımız başta olmak üzere, tüm Almanca eğitim hizmetlerinin temelinde, Almancayı sevdirmek ve eğlenceli bir eğitim ortamı sunmak yer almakta. Bu doğrultuda her geçen gün eğitim metotlarımızı gelişen teknolojilerle harmanlamayı sürdürüyoruz.
2007 yılında hayata geçirdiğimiz Minticity ile dünyada bir ilke imza atarak “Gamification” yani Oyunlaştırma kavramını ve “Learning Management System (LMS)”Öğrenme Yönetim Sistemi’ni dijital Almanca eğitim platformunda birleştirmeyi başardık. Uzun yıllar boyunca uzman bir ekip tarafından hazırlanan içeriklerle her geçen gün zenginleşen platform, sevimli maskotu Minti ile bugün yüz binlerce öğrencinin Almancayı eğlenerek öğrenmesine olanak sağlıyor.
Almanya merkezli TelcGmbH’nın Türkiye Yetkili Sınav Merkezi olarak, 2011 yılından beri Avrupa Birliği Ortak Dil Kriterleri (CEFR)’nin tüm seviyelerinde gerek bireysel gerekse okul bazlı olarak öğrenciler, yetişkinler ve çalışanlar olmak üzere üç ayrı gruba yönelik sınavlar sunuyor, süresiz geçerliliğe ve tanınırlığa sahip bir sertifikasyon sağlıyoruz.
Bütünleşik Almanca Eğitim Hizmetlerimiz çerçevesinde okullarımıza Minticity ile entegre olarak kullanabilecekleri, Avrupa Ortak Dil Kriterleri doğrultusunda her seviyeye uygun olarak hazırlanmış -kendi kitabını kendin oluştur yaklaşımı ve daha önce hiç yapılmamış farklı bir bakış açısı ile- özgün basılı yayınlar sunuyor, kamp programlarımız sayesinde Almancanın öğrenciler tarafından sevilmesine aracılık ediyoruz.
YÖNÜMÜZÜ GLOBALLEŞMEYE ÇEVİRDİK
Geleceğe yönelik kurumsal ve kişisel hedeflerinizden biraz bahseder misiniz?
Beni yakından tanıyanların ve iş arkadaşlarımın benden sıklıkla duydukları üzere; Ben bir öğretmenim, öğrenciliği hiç bitmeyen… Geleceğe yönelik kurumsal ve kişisel hedeflerimi de hep bu doğrultuda ortaya koydum. Öğrenmek, sürekli gelişim, hep daha iyinin peşinde koşmak ve bilgiyi paylaşmak. Bu çerçevede, eğitim camiasına sağlamak istediğim katkılar başta olmak üzere, yapacağım daha çok fazla iş olduğuna inanıyorum. Son yıllarda kurumumuzun yönünü özellikle globalleşmeye doğru çevirdik ve 2006 yılında faaliyete geçen Berlin şubemizden sonra, bu anlamda ikinci büyük adımımızı Minticity’nin Almanya satışlarının başlaması ile geçtiğimiz yıl atmış bulunuyoruz. Bundan sonraki süreçte, özellikle bu odakta çalışmak ve dünyada Almanca öğrenilen her ülkede ürün ve hizmetlerimizle yer almak istemekteyiz.
NİLGÜN AKDOĞAN KİMDİR?
Berlin, Almanya doğumlu Nilgün Akdoğan, 1994-1998 yılları arasında Dokuz Eylül Üniversitesi'nde Almanca Öğretmenliği ve 2002-2007 yılları arasında Anadolu Üniversitesi'nde İşletme eğitimi almıştır. Kurucu ortağı olduğu DAS Akademie (Deutsche Akademie für Sprachen) markasıyla İzmir, Berlin ve İstanbul şubelerinde Almanca eğitimi alanında ve geniş bir yelpazede hizmetler sunmakta, kendi fikirleri olan Minticity ve Alman Öğretmenleri Kariyer Merkezi ile de eğitim sektörüne katkı sağlamaktadır.
2007 yılında hayata geçirdiği, dünyada alanında ilk ve tek olma özelliğine sahip İnteraktif Almanca Eğitim Platformu Minticity ile teknoloji alanında da adından söz ettiren Nilgün Akdoğan, teknoloji alanındaki faaliyetlerini daha kurumsal bir çatı altında sürdürebilmek adına, 2019 yılında, Manisa Celal Bayar Üniversitesi Teknoloji Geliştirme Bölgesi bünyesindeki LTA Teknoloji A.Ş. (Linked Technology & Art) isimli teknoloji şirketini kurdu.
2019 yılında kurulan Almanca Öğretmenleri Kariyer Merkezi, özellikle Almanca'yı yabancı dil olarak öğrenmiş olan öğretmenler için Almanca becerilerini ve telaffuzlarını geliştirmelerine yardımcı olan önemli bir Merkezdir. Bu Merkez ile DAS Akademie, öğretmenlere kariyerlerini planlayabilmeleri ve geliştirebilmeleri için çok sayıda ücretsiz program sunuyor.
Nilgün Akdoğan, 25 yılı aşkın süredir Almanca'yı Yabancı Dil ve İkinci Dil olarak öğretmektedir. 13 yılı aşkın bir süredir yabancı dil olarak Almanca yöntemleri konusunda dünya çapında eğitimler vermekte, öğretmenler yetiştirmektedir. 2000-2005 yılları arasında Almanca Öğretmenler Derneği İzmir Şubesi Yönetim Kurulu'nda aktif görev almış olup, aynı zamanda TAKEV Vakfı'nın (Türk Alman Kültür ve Eğitim Vakfı) Kurucu Üyesi ve Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı, 2021 yılından bu yana EBRD Woman in Business Programı Mentörü, Turkish Women International Network (TurkishWIN) üyesi ve German Circle lideridir. Tüm bu aktif çalışmalarının yanı sıra, İtalya Hizmet İçi Eğitim Merkezi Iprase'nin Almanca Öğretmenleri Eğitimlerini de başarı ile sürdürmektedir.
KURUM KÜLTÜRÜMÜZÜN OLUŞUMUNDA KADIN ÇALIŞANLARIMIZIN BÜYÜK PAYI VAR
“Yazılım ve diğer alanlarda çalışan sayımızın artmasıyla bugün, yüzdesel anlamda bir düşüş görülse dahi, kadın çalışanların çoğunlukta olduğu bir kurumuz. Bundan da büyük mutluluk duyuyoruz. Aynı zamanda yönetim kurulumuz, icra kurulumuz, komitelerimiz ve yöneticilerimizin çoğunluğu kadınlardan oluşuyor. Bugünlere taşımayı başardığımız kurum kültürümüz içerisinde de bu durumun büyük payının olduğunu düşünüyorum.”
ÖĞRENCİLİĞİ HİÇ BİTMEYEN BİR ÖĞRETMENİM
“Beni yakından tanıyanların ve iş arkadaşlarımın benden sıklıkla duydukları üzere; Ben bir öğretmenim, öğrenciliği hiç bitmeyen… Geleceğe yönelik kurumsal ve kişisel hedeflerimi de hep bu doğrultuda ortaya koydum. Öğrenmek, sürekli gelişim, hep daha iyinin peşinde koşmak ve bilgiyi paylaşmak. Bu çerçevede, eğitim camiasına sağlamak istediğim katkılar başta olmak üzere, yapacağım daha çok fazla iş olduğuna inanıyorum.”
Son Güncelleme: Cumartesi, 18 Mart 2023 17:47
Gösterim: 1129
Ulaş Koç - Hız Şirketler Grubu CEO
* 2022 yılı, kurumlara özel kapalı devre yayıncılığa adım attığımız yıl oldu. Bu alanda bizi tercih eden kurumlar için onları başarıya ulaştıracak nitelikli içerikler ürettik. 5. sınıftan 12. sınıfa kadar tüm seviyelerde, bütün ana branşlara ve LGS, TYT, AYT sınavlarına yönelik içeriklerimizi eğitim yayıncılığına kazandırdık.
* Kurumlara, tamamen onlara özel sunduğumuz kapalı devre alternatif yayın seti ile tüm yayınlarımızın yer aldığı öğretmen ve öğrencilerinizin 7/24 kullanabileceği dijital platformumuz “Hızlı Okul Kurumsal”ı (kurumsal.hizliokul.com) kendi logoları ile kullanma imkânı sağlıyoruz.
Hız Yayınları açısından 2022 yılını değerlendirebilir misiniz?
2022 yılı boyunca milyonlarca öğrenciye ulaşan yayınlarımızla hem kurumların hem de öğrencilerin başarılarına destek verdik. Ülke genelindeki yüzlerce Hız Yayınları bayisi, binlerce perakende satış noktasına ve binlerce kuruma ürünlerimizi titizlikle teslim etti. Başkent Ankara’da konuşlanmış olan devasa depomuzda her bir gönderiyi barkod ve video kaydı alıp, kolileyerek uçtan uca takip ettik ve güven içerisinde hedefine ulaştırdık. Yüzlerce yazar öğretmenimizin emekleri ile binlerce yeni soruyu, çok kademeli kontrollerden geçirerek veri tabanımıza ekledik. Kolay – orta - zor seviyelerdeki farklı setlerimize, yine yayın sektörüne yön veren yenilikçi ürünler eklemeye devam ettik.
YEPYENİ KİTAPLARI PAZARA TANITACAĞIZ
2023 yılı için kurumunuzun gelişimine yönelik hedef ve planlarınız nelerdir?
Düzenli olarak yaptırdığımız pazar araştırmaları ışığında ilerleyerek, öğretmen ve öğrencilerin en çok tercih ettiği en güvenilir eğitim yayıncısı konumumuzu korumak birinci önceliğimiz.
Yenilikçi bakış açımızı koruyarak yine yepyeni kitapları pazara tanıtmayı sürdüreceğiz. Grubumuzun eğitimin diğer alanlarında yaptığı yatırımlarla yayın tarafımızı özellikle teknolojik alanda daha da ileri taşıyacağız. Yeni dönemde de önceliğimiz çağın getirdiği teknolojik gelişmelere entegre edilmiş güncel içeriklerimizi kurumlara sunmak olacak. Eğitim ve öğretimin her alanında kurumsal yayınlarımızı kullanan herkesi, istedikleri anda ve istedikleri yerde ulaşabilecekleri içeriklerle buluşturmaya devam edeceğiz.
HIZLI OKUL İLE KURUMLARA ÖZEL İÇERİKLER
Kurumsal yayınlarınız hakkında bilgi verebilir misiniz?
Kurumlara, tamamen onlara özel sunduğumuz kapalı devre alternatif yayın seti ile tüm yayınlarımızın yer aldığı öğretmen ve öğrencilerinizin 7/24 kullanabileceği dijital platformumuz “Hızlı Okul Kurumsal”ı (kurumsal.hizliokul.com) da kendi logoları ile kullanma imkânı sağlıyoruz.
En eskisi son 3 yıl içerisinde kaleme alınmış olduğu için hem ÖSYM’nin yeni tarzına hem de MEB’in yeni öğretim programlarına uyumlu olan güncel yayınlarımızı, bizi tercih edecek kurumların öğrencilerinin tam başarıya erişmesi hedefi üzerine kurduk. Bu çerçevede yazar kadromuz; ders anlatım modüllerimizi, yaprak testlerimizi, soru bankalarımızı ve üniteleri öğrencinin 1-2 derste öğrenebileceği seanslara bölerek kaleme aldı. Ayrıca yazarlarımız, kitaplarımızdaki seanslara paralel olarak tüm konuları içeren 1600’ü aşkın ders anlatım videosu hazırladı. Bu videolar Hızlı Okul Kurumsal’da yer alıyor. Ders anlatım modüllerimizdeki, soru bankalarımızdaki ve yaprak testlerimizdeki tüm soruların video çözümünü de bizzat yazarlarımız ya da editörlerimiz yaptı.
Yeni öğretim programlarına ve yeni sınav tarzına göre yazılan 5, 6. ve 7. sınıf yayınlarımız ile birlikte 8. sınıf yayınlarımız, MEB’in örnek soruları ve LGS’de çıkmış sorular analiz edilerek kaleme alındı. Konu işleme fasikülleri; özet konu anlatımı, öğretici etkinlikler ve testlerden oluşurken; soru bankaları tüm kazanımları yoklayan konu testleri ve her ünitenin sonundaki beceri temelli testlerden oluşuyor.
9, 10 ve 11. sınıflar için hazırladığımız soru bankaları ise okullarda fiilen ders işlenen haftalar esas alınarak 29 haftalık seanslara bölündü. İçeriklerimizin %70’i okula destek, % 0’u üniversiteye hazırlık amaçlı planlandı.
Öğrencilere düzeyine uygun soru bankası vermek için TYT - AYT’de, temel - orta düzey set (Standart Set) ve orta-ileri düzey set (Yıldızlı Set) olmak üzere iki farklı düzeyde çıkardığımız soru bankası setimiz bulunuyor.
Bunların yanı sıra kurumlara özel alternatif ölçme, değerlendirme ve geliştirme sistemi Süpper Danışman uygulaması ile TYT-AYT, 9, 10 ve 11.sınıf öğrencilerine kişiselleştirilmiş dijital soru bankası oluşturma imkânı sağlıyoruz.
Ayrıca Hızlı Okul Kurumsal’daki ders videolarıyla öğrenciler konu eksiklerini giderebilme olanağına sahip oluyorlar. Öğretmenleriniz ise yazar kadromuzla eğitim dönemi içinde WhatsApp üzerinden görüş alışverişinde bulunabiliyorlar.
ÖĞRENCİLERE SÜPPER DANIŞMAN
Öğrencilerin sınav hazırlık süreçlerine yönelik program uygulamalarınızdan bahsedebilir misiniz?
Ölçme-değerlendirme sistemleri, denemeler üzerinden analiz yapıyor ancak öğrencilerin aslında denemeden çok soru bankası çözdüğünü biliyoruz. Bu nedenle de soru bankaları üzerinden ölçme-değerlendirme sisteminin de vazgeçilmez olduğunu düşünüyoruz. Süpper Danışman uygulamamız ile öğrencinin soru bankasındaki performansını analiz etmeyi sağlıyor, böylece bu ölçüm sayesinde doğru, yanlış, boş ve netleri belirlemenin ötesine geçilmesini sağlıyoruz.
Öğrencilerimize, soru bankalarındaki tüm soruları ve çözüm videolarını dijital platformumuzda görüntüleyebilme ve cevapları “Süpper Danışman” uygulamasındaki sanal optiğe işaretleyerek performanslarıyla ilgili olarak çeşitli analizler ve raporlar alabilme olanağı veriyoruz. Video çözümü bizzat yazarlarımız tarafından yapılan sorulara ve soru bankalarındaki seanslarla paralel ders videolarına öğrencilerimiz 7/24 kurumsal.hizliokul.com’dan ulaşabiliyorlar. Ayrıca tüm soruların ünite sonlarında ÖSYM’nin sorabileceği soru tipleri bir araya getirildiği için içeriklerimiz, ÖSYM ayarında tam öğrenmeyi sağlıyor.
Sınavlara özel içeriklerimizi de sürekli olarak geliştiriyoruz. Bu kapsamda kurumlarımızın kullanımına sunduğumuz dörder adet konu sınırlı TYT ve AYT denemesi ile 16’şar adet genel TYT ve AYT denemesi ile kuruma ve kişiye özel dijital denemeler oluşturma imkânı sağlıyoruz.
Aynı zamanda ÖSYM’nin yeni tarzında ve MEB’in yeni öğretim programına uygun olarak her sezon güncel olarak hazırlanan periyodik denemeler de sunuyoruz. Zorluk derecesi ÖSYM dozunda olan denemelerde video çözüm desteği veriyoruz. LGS için de yine soru bankaları, denemeler, ünite değerlendirme testleri ve yaprak testler gibi pek çok içerik sunuyoruz.
Derslerin kazanım sırasına göre oluşturulan ve öğrencilerin işlenen konuya göre soruları çözerek konuyu pekiştirmesini amaçlayan soru bankalarımızda da tüm soruların video çözümlerine ulaşılabiliyor. Her ünitenin sonunda ünite kazanımlarının tamamını içeren yeni nesil sorulardan oluşan testlere yer verdik.
Konuların iyi kavratılmasını ve pekiştirilmesini sağlamak amacıyla hazırlanan yaprak testlerimizi de yeni nesil sorularla zenginleştirdik. Kurumlara ayrıca ünite bitiminde branş öğretmeni tarafındanuygulanabilecek 4 sayfalık, LGS ayarındaki sorulardan oluşan ünite değerlendirme testleri sunuyoruz. Bütün bunların yanı sıra LGS hazırlığı için her sınıf düzeyinde akademik takvimlerle uyumlu, soru kalitesiyle gerçek sınavlarla aynı niteliğe sahip Türkiye geneli değerlendirmelerle tam birsınav provası imkânı veren deneme sınavları sağlıyoruz.
Kurumsal yayınlarınızda teknoloji imkânlarından nasıl faydalanıyorsunuz? Bu konuda sunduğunuz hizmetlerden bahsedebilir misiniz?
Teknoloji çağımızın olmazsa olmazı, her alanda olduğu gibi eğitimde de dijitalleşme hızla devam ediyor. Bugün geldiğimiz noktada hem geleneksel eğitim modüllerinin dijitale entegre edilmesi hem de eğitim teknolojilerindeki gelişmeler devam ederken yapılan tüm içeriklerin dijitaldeki karşılığı / varlığı çok önemli bir rol oynuyor. Bugün artık öğrenciler, anlamadıkları ya da pekiştirmek, öğrenmek istedikleri bir konuya dair sayısız kaynağa tek tıkla ulaşabiliyorlar. Yalnızca yazılı değil, birçok video içeriğe de ulaşmaları çok kolay. Ancak bu içeriklerin ne kadar nitelikli olduğu konusu burada büyük bir önem arz ediyor. Eğitimci geçmişimiz ve yayıncılığa sunduğumuz nitelikli içerikleri çağın gerekleri ile buluşturmanın bir zorunluluk olduğunu düşünüyoruz. Bu nedenle de kurumsal yayınlarımızdaki tüm içeriklere; öğrencilerin, öğretmenlerin ve kurumların 7/24 istedikleri anda ve yerde ulaşabilmelerini sağlıyoruz. Kitaplarımızdaki seanslara paralel olarak içeriklerimizi, yazarlarımız tarafından bizzat hazırlanan ve tüm konuları içeren 1600’ü aşkın ders anlatım videosu olarak da sunuyoruz. Kurumsal yayınlarımızı kullananların ayrıca soru bankalarımızdaki ve yaprak testlerimizdeki tüm soruların da yine yazarlarımız ve editörlerimiz tarafından hazırlanan video çözümlerine ulaşmalarını sağlıyoruz. Öğretmenlerimiz için tüm içeriklerimizi; Pardus (Lınux), Windows, Android ve IOS işletim sistemleri ile tam uyumlu olarak akıllı tahta özelliği ile birlikte sunuyoruz.
Tüm bunlara ilave olarak akıllı eğitim platformu Derslig ve online sınav, ölçme değerlendirme, kişiye özel soru bankası üreticisi Denemeol ile yaptığımız iş birliklerini de kurumlarımızın hizmetine sunuyoruz.
VİZYONUMUZ; SAYGIN EĞİTİM KURUMLARININ ÇÖZÜM ORTAĞI OLMAK
Türkiye’de kurumsal yayıncılık sektörünün gelişimi hakkında değerlendirmeleriniz nelerdir?
Herhangi bir sektörde müşteri ve tüketici genelde aynı taraf iken aralarında yayıncılığın da bulunduğu az sayıda sektörde durum farklı. Bizde tüketici öğrenciler ve öğretmenler iken müşteriler eğitim kurumları ya da veliler olabiliyor. Tüketici fayda odaklı düşünürken, tüketmeden satın alan taraf maliyet odaklı düşünebiliyor. Çatı sektör olan eğitimin içinde bulunduğu koşulların da etkisi ile en saygın eğitim kurumlarında dahi içerik ve hizmet kalitesinin arka plana atıldığına zaman zaman şahit oluyoruz. Öte yandan biz adımız gibi biliyoruz ki gelecek hızla gelecek ve her şeye rağmen sadece başarıyı ve kaliteyi öncelik olarak belirleyen eğitim kurumlarının o gelecekte yeri olacak. Biz yayıncılık tarafında “bugünün koşulları onu gerektiriyor” diyerek kalitemizi sağlayan yüksek maliyetli operasyonel yapımızdan taviz vermiyoruz. Gelecekte var olacak saygın eğitim kurumlarının çözüm ortağı ve onların başarılarının destekçisi olma vizyonumuzu sürdürüyoruz.
Üst Kategori: ROOT Kategori: Eğitim ve Sektör
Ulaş Koç - Hız Şirketler Grubu CEO
* 2022 yılı, kurumlara özel kapalı devre yayıncılığa adım attığımız yıl oldu. Bu alanda bizi tercih eden kurumlar için onları başarıya ulaştıracak nitelikli içerikler ürettik. 5. sınıftan 12. sınıfa kadar tüm seviyelerde, bütün ana branşlara ve LGS, TYT, AYT sınavlarına yönelik içeriklerimizi eğitim yayıncılığına kazandırdık.
* Kurumlara, tamamen onlara özel sunduğumuz kapalı devre alternatif yayın seti ile tüm yayınlarımızın yer aldığı öğretmen ve öğrencilerinizin 7/24 kullanabileceği dijital platformumuz “Hızlı Okul Kurumsal”ı (kurumsal.hizliokul.com) kendi logoları ile kullanma imkânı sağlıyoruz.
Hız Yayınları açısından 2022 yılını değerlendirebilir misiniz?
2022 yılı boyunca milyonlarca öğrenciye ulaşan yayınlarımızla hem kurumların hem de öğrencilerin başarılarına destek verdik. Ülke genelindeki yüzlerce Hız Yayınları bayisi, binlerce perakende satış noktasına ve binlerce kuruma ürünlerimizi titizlikle teslim etti. Başkent Ankara’da konuşlanmış olan devasa depomuzda her bir gönderiyi barkod ve video kaydı alıp, kolileyerek uçtan uca takip ettik ve güven içerisinde hedefine ulaştırdık. Yüzlerce yazar öğretmenimizin emekleri ile binlerce yeni soruyu, çok kademeli kontrollerden geçirerek veri tabanımıza ekledik. Kolay – orta - zor seviyelerdeki farklı setlerimize, yine yayın sektörüne yön veren yenilikçi ürünler eklemeye devam ettik.
YEPYENİ KİTAPLARI PAZARA TANITACAĞIZ
2023 yılı için kurumunuzun gelişimine yönelik hedef ve planlarınız nelerdir?
Düzenli olarak yaptırdığımız pazar araştırmaları ışığında ilerleyerek, öğretmen ve öğrencilerin en çok tercih ettiği en güvenilir eğitim yayıncısı konumumuzu korumak birinci önceliğimiz.
Yenilikçi bakış açımızı koruyarak yine yepyeni kitapları pazara tanıtmayı sürdüreceğiz. Grubumuzun eğitimin diğer alanlarında yaptığı yatırımlarla yayın tarafımızı özellikle teknolojik alanda daha da ileri taşıyacağız. Yeni dönemde de önceliğimiz çağın getirdiği teknolojik gelişmelere entegre edilmiş güncel içeriklerimizi kurumlara sunmak olacak. Eğitim ve öğretimin her alanında kurumsal yayınlarımızı kullanan herkesi, istedikleri anda ve istedikleri yerde ulaşabilecekleri içeriklerle buluşturmaya devam edeceğiz.
HIZLI OKUL İLE KURUMLARA ÖZEL İÇERİKLER
Kurumsal yayınlarınız hakkında bilgi verebilir misiniz?
Kurumlara, tamamen onlara özel sunduğumuz kapalı devre alternatif yayın seti ile tüm yayınlarımızın yer aldığı öğretmen ve öğrencilerinizin 7/24 kullanabileceği dijital platformumuz “Hızlı Okul Kurumsal”ı (kurumsal.hizliokul.com) da kendi logoları ile kullanma imkânı sağlıyoruz.
En eskisi son 3 yıl içerisinde kaleme alınmış olduğu için hem ÖSYM’nin yeni tarzına hem de MEB’in yeni öğretim programlarına uyumlu olan güncel yayınlarımızı, bizi tercih edecek kurumların öğrencilerinin tam başarıya erişmesi hedefi üzerine kurduk. Bu çerçevede yazar kadromuz; ders anlatım modüllerimizi, yaprak testlerimizi, soru bankalarımızı ve üniteleri öğrencinin 1-2 derste öğrenebileceği seanslara bölerek kaleme aldı. Ayrıca yazarlarımız, kitaplarımızdaki seanslara paralel olarak tüm konuları içeren 1600’ü aşkın ders anlatım videosu hazırladı. Bu videolar Hızlı Okul Kurumsal’da yer alıyor. Ders anlatım modüllerimizdeki, soru bankalarımızdaki ve yaprak testlerimizdeki tüm soruların video çözümünü de bizzat yazarlarımız ya da editörlerimiz yaptı.
Yeni öğretim programlarına ve yeni sınav tarzına göre yazılan 5, 6. ve 7. sınıf yayınlarımız ile birlikte 8. sınıf yayınlarımız, MEB’in örnek soruları ve LGS’de çıkmış sorular analiz edilerek kaleme alındı. Konu işleme fasikülleri; özet konu anlatımı, öğretici etkinlikler ve testlerden oluşurken; soru bankaları tüm kazanımları yoklayan konu testleri ve her ünitenin sonundaki beceri temelli testlerden oluşuyor.
9, 10 ve 11. sınıflar için hazırladığımız soru bankaları ise okullarda fiilen ders işlenen haftalar esas alınarak 29 haftalık seanslara bölündü. İçeriklerimizin %70’i okula destek, % 0’u üniversiteye hazırlık amaçlı planlandı.
Öğrencilere düzeyine uygun soru bankası vermek için TYT - AYT’de, temel - orta düzey set (Standart Set) ve orta-ileri düzey set (Yıldızlı Set) olmak üzere iki farklı düzeyde çıkardığımız soru bankası setimiz bulunuyor.
Bunların yanı sıra kurumlara özel alternatif ölçme, değerlendirme ve geliştirme sistemi Süpper Danışman uygulaması ile TYT-AYT, 9, 10 ve 11.sınıf öğrencilerine kişiselleştirilmiş dijital soru bankası oluşturma imkânı sağlıyoruz.
Ayrıca Hızlı Okul Kurumsal’daki ders videolarıyla öğrenciler konu eksiklerini giderebilme olanağına sahip oluyorlar. Öğretmenleriniz ise yazar kadromuzla eğitim dönemi içinde WhatsApp üzerinden görüş alışverişinde bulunabiliyorlar.
ÖĞRENCİLERE SÜPPER DANIŞMAN
Öğrencilerin sınav hazırlık süreçlerine yönelik program uygulamalarınızdan bahsedebilir misiniz?
Ölçme-değerlendirme sistemleri, denemeler üzerinden analiz yapıyor ancak öğrencilerin aslında denemeden çok soru bankası çözdüğünü biliyoruz. Bu nedenle de soru bankaları üzerinden ölçme-değerlendirme sisteminin de vazgeçilmez olduğunu düşünüyoruz. Süpper Danışman uygulamamız ile öğrencinin soru bankasındaki performansını analiz etmeyi sağlıyor, böylece bu ölçüm sayesinde doğru, yanlış, boş ve netleri belirlemenin ötesine geçilmesini sağlıyoruz.
Öğrencilerimize, soru bankalarındaki tüm soruları ve çözüm videolarını dijital platformumuzda görüntüleyebilme ve cevapları “Süpper Danışman” uygulamasındaki sanal optiğe işaretleyerek performanslarıyla ilgili olarak çeşitli analizler ve raporlar alabilme olanağı veriyoruz. Video çözümü bizzat yazarlarımız tarafından yapılan sorulara ve soru bankalarındaki seanslarla paralel ders videolarına öğrencilerimiz 7/24 kurumsal.hizliokul.com’dan ulaşabiliyorlar. Ayrıca tüm soruların ünite sonlarında ÖSYM’nin sorabileceği soru tipleri bir araya getirildiği için içeriklerimiz, ÖSYM ayarında tam öğrenmeyi sağlıyor.
Sınavlara özel içeriklerimizi de sürekli olarak geliştiriyoruz. Bu kapsamda kurumlarımızın kullanımına sunduğumuz dörder adet konu sınırlı TYT ve AYT denemesi ile 16’şar adet genel TYT ve AYT denemesi ile kuruma ve kişiye özel dijital denemeler oluşturma imkânı sağlıyoruz.
Aynı zamanda ÖSYM’nin yeni tarzında ve MEB’in yeni öğretim programına uygun olarak her sezon güncel olarak hazırlanan periyodik denemeler de sunuyoruz. Zorluk derecesi ÖSYM dozunda olan denemelerde video çözüm desteği veriyoruz. LGS için de yine soru bankaları, denemeler, ünite değerlendirme testleri ve yaprak testler gibi pek çok içerik sunuyoruz.
Derslerin kazanım sırasına göre oluşturulan ve öğrencilerin işlenen konuya göre soruları çözerek konuyu pekiştirmesini amaçlayan soru bankalarımızda da tüm soruların video çözümlerine ulaşılabiliyor. Her ünitenin sonunda ünite kazanımlarının tamamını içeren yeni nesil sorulardan oluşan testlere yer verdik.
Konuların iyi kavratılmasını ve pekiştirilmesini sağlamak amacıyla hazırlanan yaprak testlerimizi de yeni nesil sorularla zenginleştirdik. Kurumlara ayrıca ünite bitiminde branş öğretmeni tarafındanuygulanabilecek 4 sayfalık, LGS ayarındaki sorulardan oluşan ünite değerlendirme testleri sunuyoruz. Bütün bunların yanı sıra LGS hazırlığı için her sınıf düzeyinde akademik takvimlerle uyumlu, soru kalitesiyle gerçek sınavlarla aynı niteliğe sahip Türkiye geneli değerlendirmelerle tam birsınav provası imkânı veren deneme sınavları sağlıyoruz.
Kurumsal yayınlarınızda teknoloji imkânlarından nasıl faydalanıyorsunuz? Bu konuda sunduğunuz hizmetlerden bahsedebilir misiniz?
Teknoloji çağımızın olmazsa olmazı, her alanda olduğu gibi eğitimde de dijitalleşme hızla devam ediyor. Bugün geldiğimiz noktada hem geleneksel eğitim modüllerinin dijitale entegre edilmesi hem de eğitim teknolojilerindeki gelişmeler devam ederken yapılan tüm içeriklerin dijitaldeki karşılığı / varlığı çok önemli bir rol oynuyor. Bugün artık öğrenciler, anlamadıkları ya da pekiştirmek, öğrenmek istedikleri bir konuya dair sayısız kaynağa tek tıkla ulaşabiliyorlar. Yalnızca yazılı değil, birçok video içeriğe de ulaşmaları çok kolay. Ancak bu içeriklerin ne kadar nitelikli olduğu konusu burada büyük bir önem arz ediyor. Eğitimci geçmişimiz ve yayıncılığa sunduğumuz nitelikli içerikleri çağın gerekleri ile buluşturmanın bir zorunluluk olduğunu düşünüyoruz. Bu nedenle de kurumsal yayınlarımızdaki tüm içeriklere; öğrencilerin, öğretmenlerin ve kurumların 7/24 istedikleri anda ve yerde ulaşabilmelerini sağlıyoruz. Kitaplarımızdaki seanslara paralel olarak içeriklerimizi, yazarlarımız tarafından bizzat hazırlanan ve tüm konuları içeren 1600’ü aşkın ders anlatım videosu olarak da sunuyoruz. Kurumsal yayınlarımızı kullananların ayrıca soru bankalarımızdaki ve yaprak testlerimizdeki tüm soruların da yine yazarlarımız ve editörlerimiz tarafından hazırlanan video çözümlerine ulaşmalarını sağlıyoruz. Öğretmenlerimiz için tüm içeriklerimizi; Pardus (Lınux), Windows, Android ve IOS işletim sistemleri ile tam uyumlu olarak akıllı tahta özelliği ile birlikte sunuyoruz.
Tüm bunlara ilave olarak akıllı eğitim platformu Derslig ve online sınav, ölçme değerlendirme, kişiye özel soru bankası üreticisi Denemeol ile yaptığımız iş birliklerini de kurumlarımızın hizmetine sunuyoruz.
VİZYONUMUZ; SAYGIN EĞİTİM KURUMLARININ ÇÖZÜM ORTAĞI OLMAK
Türkiye’de kurumsal yayıncılık sektörünün gelişimi hakkında değerlendirmeleriniz nelerdir?
Herhangi bir sektörde müşteri ve tüketici genelde aynı taraf iken aralarında yayıncılığın da bulunduğu az sayıda sektörde durum farklı. Bizde tüketici öğrenciler ve öğretmenler iken müşteriler eğitim kurumları ya da veliler olabiliyor. Tüketici fayda odaklı düşünürken, tüketmeden satın alan taraf maliyet odaklı düşünebiliyor. Çatı sektör olan eğitimin içinde bulunduğu koşulların da etkisi ile en saygın eğitim kurumlarında dahi içerik ve hizmet kalitesinin arka plana atıldığına zaman zaman şahit oluyoruz. Öte yandan biz adımız gibi biliyoruz ki gelecek hızla gelecek ve her şeye rağmen sadece başarıyı ve kaliteyi öncelik olarak belirleyen eğitim kurumlarının o gelecekte yeri olacak. Biz yayıncılık tarafında “bugünün koşulları onu gerektiriyor” diyerek kalitemizi sağlayan yüksek maliyetli operasyonel yapımızdan taviz vermiyoruz. Gelecekte var olacak saygın eğitim kurumlarının çözüm ortağı ve onların başarılarının destekçisi olma vizyonumuzu sürdürüyoruz.
Son Güncelleme: Pazartesi, 30 Ocak 2023 10:55
Gösterim: 531
1998 yılından bu yana Türkiye’de ve dünyada 10 binden fazla kişiye Almanca öğreten, her yıl binlerce kişiye uluslararası geçerli Telc sertifikası kazandıran DAS Akademie’nin Eğitimden Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı ve Türkiye’deki tek Telc Trainer Tuba Başer, Telc hakkında sorularımızı yanıtladı.
Tuba Hanım, Telc nedir? Bizi kısaca bilgilendirebilir misiniz?
Telc, merkezi Frankfurt BadHomburg’da bulunan Alman Halk Eğitim Merkezleri Birliği (DVV e.V.)’nin bir kuruluşudur. Açılımı “The European Language Certificates” olan Telc, “Avrupa Dil Sertifikaları” anlamına gelmektedir. Kurum uluslararası standartlara uygun olarak, adil, şeffaf ve güvenilir dil sınavları sunmaktadır. Şu anda 10 dilde 80’in üzerinde farklı dil sınavı bulunmaktadır. Kamu yararına çalışan TelcgGmbH, yalnızca sağlam eğitim çalışmalarından ötürü değil, köklü bir kuruluş olması nedeniyle da büyük saygınlık kazanmıştır. DAS Akademie de Telc ailesinin bir üyesi ve Türkiye Yetkili Sınav Merkezi olarak, 2011 yılından beri Avrupa Birliği Ortak Dil Kriterleri (CEFR)’nin tüm seviyelerinde yetişkinler, öğrenciler ve çalışanlar olmak üzere üç ayrı gruba dönük sınavlar sunmaktadır.
TELC SINAVLARI İSTANBUL’DA DA UYGULANACAK
Telc sınav sisteminden biraz bahsedebilir misiniz?
Şu an İzmir sınav merkezimizde gerçekleşen ve Mart 2023 tarihi itibariyle İstanbul şubemizde de uygulamaya başlayacağımız Telc Sınavları CEFR uyumlu sınavlardır. CEFR uyumlu sınavların en önemli özelliği iletişim odaklı olmalarıdır. Çünkü CEFR’nin amacı yabancı dili günlük hayatta aktif olarak kullanabilmektir. Sınavlar bu nedenle yazılı ve sözlü olmak üzere iki kısımdan oluşmakta ve sınav merkezlerimizde yüz yüze yapılmaktadır. Yazılı sınav dinleme, okuma ve yazma becerilerini içerir. Yazılı sınavdan hemen sonra, seviyesine göre farklılık gösteren bir sözlü sınav yapılır. Her iki bölümü de aynı gün içerisinde uygulamaktayız.
Aynı zamanda Telc B2 ve C1 sınavları ÖSYM tarafından YDS sınavlarına eşdeğer olarak kabul edilmektedirler. Buna göre Telc B2 sınavında başarılı olan bir katılımcı YDS sınavından 60 Puan, C1 sınavına katılan ve başarılı olan katılımcı ise 80 Puan almış oluyor.
Telc sınavlarının hem yazılı, hem de sözlü kısımlarına ilişkin puanlama ve sertifikasyon süreci ise tamamen Almanya Telc merkezi tarafından gerçekleştiriliyor. DAS Akademie olarak sınavların Telc tarafından belirlenen standartlar doğrultusunda, güvenle gerçekleştirilmesini ve doğru dokümantasyonu sağlamak ise en büyük sorumluluğumuz.
Telc Training ve TelcTrainer nedir?
“Telc Training” markası altında TelcgGmbH, özellikle yabancı dil eğitmenlerine yönelik kapsamlı bir eğitim programı ve sınav yapabilme yetkisi olanağı sunmaktadır. Program, uzman bir eğitmen tarafından(TelcTrainer) verilen ve seviyeye bağlı olarak bir veya birkaç gün süren bir eğitim içermekte; söz konusu program süresince katılımcılar arasında güncel gündem maddeleri çerçevesinde karşılıklı bir paylaşım ortamı yaratılabilmektedir. Video ve diğer görsel materyaller kullanılarak zenginleştirilen bu eğitim programının bitiminde bir seminer sonu sınavı da uygulanmaktadır. Başarı gösteren katılımcılar üç yıl süre ile geçerli bir sertifika almaya ve uluslararası geçerli sınavları katılımcılara “Prüfer” sıfatıyla uygulamaya hak kazanırlar.
Her yıl binlerce katılımcı DAS Akademie’de sınavlara katılıyor; Telc sınavını ve özellikle DAS Akademie’de sınava girmeyi tercih etmelerinin sebebi sizce nedir?
Katılımcıların DAS Akademie’yi tercih etmelerinin en önemli nedeninin, DAS Akademie’nin bu sınavları 25 yıllık eğitimci kimliğiyle gerçekleştirmesi ve bir eğitim kurumu olmanın sorumluluğunu sınav sürecinin tamamına yansıtması olduğunu düşünüyorum. Tarafımızca yürütülen tüm süreçler büyük bir şeffaflıkla ve objektiflik prensibi çerçevesinde gerçekleştirilmektedir.
2011 yılından itibaren Telc Türkiye Yetkili Sınav Merkezi olarak sorumluluklarımızı başarıyla yerine getiriyor, Telc kural ve standartlarını istisnasız olarak uyguluyor ve katılımcılara Telc Sınavları için rehberlik ediyoruz. Sürecin tüm aşamalarında, kuruluşumuzdan beri süregelen DAS Akademie’nin Kurumsal Temel Değerlerinden taviz vermeden yolumuza devam ediyoruz.
Tüm bunların doğal bir sonucu olarak bugün, sertifikalandırdığımız kişilerden ve ilgili makamlardan sürekli olarak övgü duymaktayız. Almanya’daki işverenlerden dahi zaman zaman olumlu geri dönüşler almakta, DAS Akademie tarafından verilen eğitimlerin ve yapılan sertifikasyonun değerinin her geçen gün daha da arttığını görmekteyiz.
Tüm bunlara ek olarak, Telc sınavlarının tüm yıl boyunca kısa zaman aralıklarıyla, düzenli olarak ve kesintisiz bir şekilde sunuluyor olması da önemli bir tercih nedeni olarak karşımıza çıkmakta. Ayrıca sınavlar her yaş grubuna göre ayrı olarak ve uygun fiyatlarla gerçekleştirilmekte.
Neden Telc sorusuna cevap vermek gerekirse; yabancı dil bilmek birleşik Avrupa’da olduğu gibi küreselleşen dünyada da önemli kilit yetkinliklerden birisi. Katılımcılarımız Telc dil sertifikaları ile dil becerilerini Avrupa Ortak Dil Kriterleri’nin (CEFR) tüm seviyelerine göre belgeleyebiliyor. Niçin tercih etmeliler sorusunun başlıca cevaplarını ise şöyle sıralayabilirim:
* Sınavlar YÖK / ÖSYM tarafından tanınıyor ve YDS sınavına eş değer kabul ediliyor.
* Esnek sınav tarihleri büyük bir avantaj. Biz DAS Akademie’de yıl boyunca haftada ortalama iki kez sınav yapıyoruz. Ayrıca kayıt ile sınav arasındaki sürenin kısa olması da tercih nedenlerinden birisi.
* Telc dil sertifikaları, üniversite eğitimi ve mesleki alan için dinleme, okuma, konuşma ve yazma alanlarındaki becerilerinizi en doğru şekilde belgelendiriyor.
* Sınavlar Avrupa Ortak Dil Kriterleri baz alınarak hazırlanmakta ve hem Avrupa’da hem de Almanya’daki tanınmış üniversiteler tarafından resmen kabul ediliyor.
* Dünya çapında 3.000’den fazla sınav merkezi var.
* Sınavlar gerçek hayattan alınmış güncel sınav konularını içeriyor.
* Sınavlar Almanya’da hızlı ve güvenilir biçimde değerlendiriliyor.
* İş başvuru evraklarının değerini ve başarı şansını önemli ölçüde artırıyor.
* Her yaşa uygun sınav bulunuyor.
TELC SERTİFİKALARI ULUSLARARASI BELGE
Okullar için de Telc Sınavları düzenliyorsunuz. Bu süreç nasıl ilerliyor?
DAS Akademie olarak 2013 yılından beri Telcokul sınavlarını gerçekleştiriyoruz. Okul sınavlarını yetişkin sınavlarından ayıran en büyük özellik, sınavların kelime hazinesi ihtiyacına ve seviyeye uygun olmasıdır. Öğrencilere yönelik hazırlanmış olması ve süre olarak daha kısa olması da diğer bir ayırıcı faktör tabii. Telc sınavları bu konuda zengin bir ürün yelpazesi sunuyor. Sertifikalar, öğrencilerin diplomaya ek olarak alabilecekleri ve süresiz geçerliliği olan uluslararası bir belge oluyor.
Telc Okul Sınavlarını Türkiye genelinde ve neredeyse tüm seçkin okullar ile koordineli bir biçimde gerçekleştiriyoruz. A1 Junior, A2 Schule ve B1 Jugendliche seviyelerinde, okul yönetimiyle birlikte belirlenen tarihlerde ve okul bünyesinde sınavlarımızı uygulamaktayız. Sınav organizasyonunu DAS Akademie olarak biz gerçekleştiriyoruz. Veli bilgilendirme mektuplarını hazırlıyor ve kayıtları öğretmenlerimizi yormadan online olarak alıyoruz. Tüm hizmetlerimizde olduğu gibi, okul Telc sınavlarında da uygun maliyetler sunmaya gayret göstermekteyiz.
Ayrıca DAS Akademie olarak Avrupa Ortak Dil Kriterleri çerçevesinde Almanca A1 Junior ve A2 Schule seviyeleri için Telc ve benzeri sınavlarda öğrencileri başarıya ulaştırmak, temel bilgi gereksinimlerini karşılamak için yardımcı kitaplar hazırladık. Bu eşsiz eserlerin sınavda başarılı olmak isteyen öğrenciler için bir başucu kitabı niteliğinde olduğunu da eklemeliyim.
DAS AKADEMIE’YE ÇEVRE ÜLKELERDEN İLGİ
Çevre ülkelerden de büyük talep alıyorsunuz? Bu konu hakkında aktarmak istedikleriniz neler?
Azerbaycan başta olmak üzere, İran, Lübnan, Rusya, Türkmenistan, Suriye, Afganistan gibi pek çok ülkeden katılımcılar Telc sınavı için DAS Akademie’ye başvuruyor. Çevre ülkelerin bu yoğun ilgisi karşısında biz de gün geçtikçe daha geniş kitlelere hitap ediyor olmaktan dolayı oldukça memnunuz. DAS Akademie’yi ve TelcgGmbH gibi köklü ve başarılı bir kurumu sadece Türkiye’de değil, birçok ülkede de başarılı bir şekilde temsil etmekten oldukça gurur duyuyoruz.
Telc sınav katılımcılarımızın yaklaşık olarak %15'i yurtdışından gelmekte. Yurtdışından gelen katılımcılarımız sayesinde bölgemizde de ciddi bir hareketlilik sağlamaktayız.
Telc sınavları için hazırlık kurslarınız mevcut mu?
Evet, DAS Akademie’de her seviyeye uygun olarak sınava yönelik hazırlık ve “Telc Format”eğitimleri düzenlemekteyiz. Ayrıca “Telc Modell test” (deneme sınavları) uygulayarak sınava girecek katılımcılarımızın eksiklerini belirliyor ve ona göre özel dersler planlayabiliyoruz. Modell testler katılımcılar için sınav öncesi hem eksiklerini görmeleri hem de gerçek bir sınav deneyimi yaşamaları açısından bizim için oldukça önemli. Sunduğumuz bütünleşik sınav programları sayesinde katılımcılarımızın başarı oranını arttırmaya gayret gösteriyor ve emeklerinin boşa gitmemesini sağlıyoruz. Her şeyden önce eğitime değer veren bir kurum olarak en büyük önceliğimiz katılımcılarımızın başarıya ulaşmalarına yardımcı olabilmek.
Günümüzde doktor ve sağlık çalışanları arasında Almanya’da görevlerini devam ettirmeye yönelik büyük bir talep görüyoruz. DAS Akademie olarak bu talebin neresinde yer almaktasınız?
Evet. Yıl içerisinde düzenli aralıklar ile sınav merkezimizde Telc Medizin FSP (Fach Sprach Prüfung) sınavını da organize ediyoruz. FSP sınavı tüm dünyada sadece belli başlı sınav merkezlerinde yapılıyor. Tıp Almancası bilgisini sertifikalandırmak ve Almanya’da doktor olarak çalışmak isteyen Türkiye’den ve çevre ülkelerden tıp doktorları da DAS Akademie’de düzenlenen bu sınava büyük ilgi gösteriyor. Bu sınav için ayrıca Almanya’dan bir tıp doktoru geliyor ve katılımcıların Tıp Almancasının yeterli olup olmadığını belirliyor. Tıp doktorlarına Almanya kapılarını açan bir sınav diyebiliriz!
Bu sınav için de ayrıca hazırlık kurslarınız veya özel dersleriniz mevcut mu?
FSP sınavı, diğer Telc sınavlarına göre çok daha farklı bir düzeyde. Bunun için alanında uzman öğretmenlerimizle, sınava girecek doktorlarımız için özel dersler ağırlıkta olmak üzere yılın belirli dönemlerinde kurslar düzenliyoruz. Doktorlarımızın Tıp Almancası yeterliliğini ölçerek, eksik oldukları alanlarda çalışmalar planlıyor ve sınav öncesinde tüm eksiklerini kapatmalarını sağlıyoruz.
TUBA BAŞER KİMDİR?
Tuba Başer, Almanya’da doğdu. 16 yıl orada yaşadıktan sonra Türkiye’ye yerleşti ve üniversite eğitimini Dokuz Eylül Üniversitesi Almanca Öğretmenliği Bölümü’nde tamamladı. Üniversite eğitiminin son senesinde DAS Akademie’de tamamladığı 1 yıllık bir stajdan sonra, 2003 yılında aynı kurumda Almanca öğretmeni olarak görevine başladı. 2005 yılında Almanca Bölüm Başkanı ve 2009 yılında Eğitim Müdürü oldu. 2015 yılı başlarından itibaren ise Eğitimden Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı olarak görevini sürdürmekte. Aynı zamanda kendisi uluslararası Telc (The European Language Certificates) sertifika sınavları DAS Akademie sorumlusu ve Türkiye’deki tek “TelcTrainer”.
Üst Kategori: ROOT Kategori: Eğitim ve Sektör
1998 yılından bu yana Türkiye’de ve dünyada 10 binden fazla kişiye Almanca öğreten, her yıl binlerce kişiye uluslararası geçerli Telc sertifikası kazandıran DAS Akademie’nin Eğitimden Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı ve Türkiye’deki tek Telc Trainer Tuba Başer, Telc hakkında sorularımızı yanıtladı.
Tuba Hanım, Telc nedir? Bizi kısaca bilgilendirebilir misiniz?
Telc, merkezi Frankfurt BadHomburg’da bulunan Alman Halk Eğitim Merkezleri Birliği (DVV e.V.)’nin bir kuruluşudur. Açılımı “The European Language Certificates” olan Telc, “Avrupa Dil Sertifikaları” anlamına gelmektedir. Kurum uluslararası standartlara uygun olarak, adil, şeffaf ve güvenilir dil sınavları sunmaktadır. Şu anda 10 dilde 80’in üzerinde farklı dil sınavı bulunmaktadır. Kamu yararına çalışan TelcgGmbH, yalnızca sağlam eğitim çalışmalarından ötürü değil, köklü bir kuruluş olması nedeniyle da büyük saygınlık kazanmıştır. DAS Akademie de Telc ailesinin bir üyesi ve Türkiye Yetkili Sınav Merkezi olarak, 2011 yılından beri Avrupa Birliği Ortak Dil Kriterleri (CEFR)’nin tüm seviyelerinde yetişkinler, öğrenciler ve çalışanlar olmak üzere üç ayrı gruba dönük sınavlar sunmaktadır.
TELC SINAVLARI İSTANBUL’DA DA UYGULANACAK
Telc sınav sisteminden biraz bahsedebilir misiniz?
Şu an İzmir sınav merkezimizde gerçekleşen ve Mart 2023 tarihi itibariyle İstanbul şubemizde de uygulamaya başlayacağımız Telc Sınavları CEFR uyumlu sınavlardır. CEFR uyumlu sınavların en önemli özelliği iletişim odaklı olmalarıdır. Çünkü CEFR’nin amacı yabancı dili günlük hayatta aktif olarak kullanabilmektir. Sınavlar bu nedenle yazılı ve sözlü olmak üzere iki kısımdan oluşmakta ve sınav merkezlerimizde yüz yüze yapılmaktadır. Yazılı sınav dinleme, okuma ve yazma becerilerini içerir. Yazılı sınavdan hemen sonra, seviyesine göre farklılık gösteren bir sözlü sınav yapılır. Her iki bölümü de aynı gün içerisinde uygulamaktayız.
Aynı zamanda Telc B2 ve C1 sınavları ÖSYM tarafından YDS sınavlarına eşdeğer olarak kabul edilmektedirler. Buna göre Telc B2 sınavında başarılı olan bir katılımcı YDS sınavından 60 Puan, C1 sınavına katılan ve başarılı olan katılımcı ise 80 Puan almış oluyor.
Telc sınavlarının hem yazılı, hem de sözlü kısımlarına ilişkin puanlama ve sertifikasyon süreci ise tamamen Almanya Telc merkezi tarafından gerçekleştiriliyor. DAS Akademie olarak sınavların Telc tarafından belirlenen standartlar doğrultusunda, güvenle gerçekleştirilmesini ve doğru dokümantasyonu sağlamak ise en büyük sorumluluğumuz.
Telc Training ve TelcTrainer nedir?
“Telc Training” markası altında TelcgGmbH, özellikle yabancı dil eğitmenlerine yönelik kapsamlı bir eğitim programı ve sınav yapabilme yetkisi olanağı sunmaktadır. Program, uzman bir eğitmen tarafından(TelcTrainer) verilen ve seviyeye bağlı olarak bir veya birkaç gün süren bir eğitim içermekte; söz konusu program süresince katılımcılar arasında güncel gündem maddeleri çerçevesinde karşılıklı bir paylaşım ortamı yaratılabilmektedir. Video ve diğer görsel materyaller kullanılarak zenginleştirilen bu eğitim programının bitiminde bir seminer sonu sınavı da uygulanmaktadır. Başarı gösteren katılımcılar üç yıl süre ile geçerli bir sertifika almaya ve uluslararası geçerli sınavları katılımcılara “Prüfer” sıfatıyla uygulamaya hak kazanırlar.
Her yıl binlerce katılımcı DAS Akademie’de sınavlara katılıyor; Telc sınavını ve özellikle DAS Akademie’de sınava girmeyi tercih etmelerinin sebebi sizce nedir?
Katılımcıların DAS Akademie’yi tercih etmelerinin en önemli nedeninin, DAS Akademie’nin bu sınavları 25 yıllık eğitimci kimliğiyle gerçekleştirmesi ve bir eğitim kurumu olmanın sorumluluğunu sınav sürecinin tamamına yansıtması olduğunu düşünüyorum. Tarafımızca yürütülen tüm süreçler büyük bir şeffaflıkla ve objektiflik prensibi çerçevesinde gerçekleştirilmektedir.
2011 yılından itibaren Telc Türkiye Yetkili Sınav Merkezi olarak sorumluluklarımızı başarıyla yerine getiriyor, Telc kural ve standartlarını istisnasız olarak uyguluyor ve katılımcılara Telc Sınavları için rehberlik ediyoruz. Sürecin tüm aşamalarında, kuruluşumuzdan beri süregelen DAS Akademie’nin Kurumsal Temel Değerlerinden taviz vermeden yolumuza devam ediyoruz.
Tüm bunların doğal bir sonucu olarak bugün, sertifikalandırdığımız kişilerden ve ilgili makamlardan sürekli olarak övgü duymaktayız. Almanya’daki işverenlerden dahi zaman zaman olumlu geri dönüşler almakta, DAS Akademie tarafından verilen eğitimlerin ve yapılan sertifikasyonun değerinin her geçen gün daha da arttığını görmekteyiz.
Tüm bunlara ek olarak, Telc sınavlarının tüm yıl boyunca kısa zaman aralıklarıyla, düzenli olarak ve kesintisiz bir şekilde sunuluyor olması da önemli bir tercih nedeni olarak karşımıza çıkmakta. Ayrıca sınavlar her yaş grubuna göre ayrı olarak ve uygun fiyatlarla gerçekleştirilmekte.
Neden Telc sorusuna cevap vermek gerekirse; yabancı dil bilmek birleşik Avrupa’da olduğu gibi küreselleşen dünyada da önemli kilit yetkinliklerden birisi. Katılımcılarımız Telc dil sertifikaları ile dil becerilerini Avrupa Ortak Dil Kriterleri’nin (CEFR) tüm seviyelerine göre belgeleyebiliyor. Niçin tercih etmeliler sorusunun başlıca cevaplarını ise şöyle sıralayabilirim:
* Sınavlar YÖK / ÖSYM tarafından tanınıyor ve YDS sınavına eş değer kabul ediliyor.
* Esnek sınav tarihleri büyük bir avantaj. Biz DAS Akademie’de yıl boyunca haftada ortalama iki kez sınav yapıyoruz. Ayrıca kayıt ile sınav arasındaki sürenin kısa olması da tercih nedenlerinden birisi.
* Telc dil sertifikaları, üniversite eğitimi ve mesleki alan için dinleme, okuma, konuşma ve yazma alanlarındaki becerilerinizi en doğru şekilde belgelendiriyor.
* Sınavlar Avrupa Ortak Dil Kriterleri baz alınarak hazırlanmakta ve hem Avrupa’da hem de Almanya’daki tanınmış üniversiteler tarafından resmen kabul ediliyor.
* Dünya çapında 3.000’den fazla sınav merkezi var.
* Sınavlar gerçek hayattan alınmış güncel sınav konularını içeriyor.
* Sınavlar Almanya’da hızlı ve güvenilir biçimde değerlendiriliyor.
* İş başvuru evraklarının değerini ve başarı şansını önemli ölçüde artırıyor.
* Her yaşa uygun sınav bulunuyor.
TELC SERTİFİKALARI ULUSLARARASI BELGE
Okullar için de Telc Sınavları düzenliyorsunuz. Bu süreç nasıl ilerliyor?
DAS Akademie olarak 2013 yılından beri Telcokul sınavlarını gerçekleştiriyoruz. Okul sınavlarını yetişkin sınavlarından ayıran en büyük özellik, sınavların kelime hazinesi ihtiyacına ve seviyeye uygun olmasıdır. Öğrencilere yönelik hazırlanmış olması ve süre olarak daha kısa olması da diğer bir ayırıcı faktör tabii. Telc sınavları bu konuda zengin bir ürün yelpazesi sunuyor. Sertifikalar, öğrencilerin diplomaya ek olarak alabilecekleri ve süresiz geçerliliği olan uluslararası bir belge oluyor.
Telc Okul Sınavlarını Türkiye genelinde ve neredeyse tüm seçkin okullar ile koordineli bir biçimde gerçekleştiriyoruz. A1 Junior, A2 Schule ve B1 Jugendliche seviyelerinde, okul yönetimiyle birlikte belirlenen tarihlerde ve okul bünyesinde sınavlarımızı uygulamaktayız. Sınav organizasyonunu DAS Akademie olarak biz gerçekleştiriyoruz. Veli bilgilendirme mektuplarını hazırlıyor ve kayıtları öğretmenlerimizi yormadan online olarak alıyoruz. Tüm hizmetlerimizde olduğu gibi, okul Telc sınavlarında da uygun maliyetler sunmaya gayret göstermekteyiz.
Ayrıca DAS Akademie olarak Avrupa Ortak Dil Kriterleri çerçevesinde Almanca A1 Junior ve A2 Schule seviyeleri için Telc ve benzeri sınavlarda öğrencileri başarıya ulaştırmak, temel bilgi gereksinimlerini karşılamak için yardımcı kitaplar hazırladık. Bu eşsiz eserlerin sınavda başarılı olmak isteyen öğrenciler için bir başucu kitabı niteliğinde olduğunu da eklemeliyim.
DAS AKADEMIE’YE ÇEVRE ÜLKELERDEN İLGİ
Çevre ülkelerden de büyük talep alıyorsunuz? Bu konu hakkında aktarmak istedikleriniz neler?
Azerbaycan başta olmak üzere, İran, Lübnan, Rusya, Türkmenistan, Suriye, Afganistan gibi pek çok ülkeden katılımcılar Telc sınavı için DAS Akademie’ye başvuruyor. Çevre ülkelerin bu yoğun ilgisi karşısında biz de gün geçtikçe daha geniş kitlelere hitap ediyor olmaktan dolayı oldukça memnunuz. DAS Akademie’yi ve TelcgGmbH gibi köklü ve başarılı bir kurumu sadece Türkiye’de değil, birçok ülkede de başarılı bir şekilde temsil etmekten oldukça gurur duyuyoruz.
Telc sınav katılımcılarımızın yaklaşık olarak %15'i yurtdışından gelmekte. Yurtdışından gelen katılımcılarımız sayesinde bölgemizde de ciddi bir hareketlilik sağlamaktayız.
Telc sınavları için hazırlık kurslarınız mevcut mu?
Evet, DAS Akademie’de her seviyeye uygun olarak sınava yönelik hazırlık ve “Telc Format”eğitimleri düzenlemekteyiz. Ayrıca “Telc Modell test” (deneme sınavları) uygulayarak sınava girecek katılımcılarımızın eksiklerini belirliyor ve ona göre özel dersler planlayabiliyoruz. Modell testler katılımcılar için sınav öncesi hem eksiklerini görmeleri hem de gerçek bir sınav deneyimi yaşamaları açısından bizim için oldukça önemli. Sunduğumuz bütünleşik sınav programları sayesinde katılımcılarımızın başarı oranını arttırmaya gayret gösteriyor ve emeklerinin boşa gitmemesini sağlıyoruz. Her şeyden önce eğitime değer veren bir kurum olarak en büyük önceliğimiz katılımcılarımızın başarıya ulaşmalarına yardımcı olabilmek.
Günümüzde doktor ve sağlık çalışanları arasında Almanya’da görevlerini devam ettirmeye yönelik büyük bir talep görüyoruz. DAS Akademie olarak bu talebin neresinde yer almaktasınız?
Evet. Yıl içerisinde düzenli aralıklar ile sınav merkezimizde Telc Medizin FSP (Fach Sprach Prüfung) sınavını da organize ediyoruz. FSP sınavı tüm dünyada sadece belli başlı sınav merkezlerinde yapılıyor. Tıp Almancası bilgisini sertifikalandırmak ve Almanya’da doktor olarak çalışmak isteyen Türkiye’den ve çevre ülkelerden tıp doktorları da DAS Akademie’de düzenlenen bu sınava büyük ilgi gösteriyor. Bu sınav için ayrıca Almanya’dan bir tıp doktoru geliyor ve katılımcıların Tıp Almancasının yeterli olup olmadığını belirliyor. Tıp doktorlarına Almanya kapılarını açan bir sınav diyebiliriz!
Bu sınav için de ayrıca hazırlık kurslarınız veya özel dersleriniz mevcut mu?
FSP sınavı, diğer Telc sınavlarına göre çok daha farklı bir düzeyde. Bunun için alanında uzman öğretmenlerimizle, sınava girecek doktorlarımız için özel dersler ağırlıkta olmak üzere yılın belirli dönemlerinde kurslar düzenliyoruz. Doktorlarımızın Tıp Almancası yeterliliğini ölçerek, eksik oldukları alanlarda çalışmalar planlıyor ve sınav öncesinde tüm eksiklerini kapatmalarını sağlıyoruz.
TUBA BAŞER KİMDİR?
Tuba Başer, Almanya’da doğdu. 16 yıl orada yaşadıktan sonra Türkiye’ye yerleşti ve üniversite eğitimini Dokuz Eylül Üniversitesi Almanca Öğretmenliği Bölümü’nde tamamladı. Üniversite eğitiminin son senesinde DAS Akademie’de tamamladığı 1 yıllık bir stajdan sonra, 2003 yılında aynı kurumda Almanca öğretmeni olarak görevine başladı. 2005 yılında Almanca Bölüm Başkanı ve 2009 yılında Eğitim Müdürü oldu. 2015 yılı başlarından itibaren ise Eğitimden Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı olarak görevini sürdürmekte. Aynı zamanda kendisi uluslararası Telc (The European Language Certificates) sertifika sınavları DAS Akademie sorumlusu ve Türkiye’deki tek “TelcTrainer”.
Son Güncelleme: Pazartesi, 27 Şubat 2023 11:34
Gösterim: 509
Kaliteli sağlık hizmetlerine erişim, özellikle kritik hastalıklar söz konusu olduğunda gayet önemli hale gelir. Ancak özel hastanelerde tedavi olmanın bedeli çoğu zaman kişilerin bütçelerini aşan boyutlara çıkabilmektedir. Tamamlayıcı sağlık sigortası ise tam da bu noktada devreye girerek karşılaşılan sağlık risklerinden doğan ihtiyaçların kişilere maddi yük getirmesini engeller.
SGK’lılara özel bu sağlık sigortası ürünü ile elde edilebilecek faydalar şu şekilde sıralanır:
Düşük Primler İle Kapsamlı Güvence
Tamamlayıcı sigorta, SGK’lıların anlaşmalı özel hastanelerde muayene, tetkik, tahlil ve tedavi gibi hizmetlerden yararlanabilmesini sağlar. Üstelik tüm bu hizmetlerden faydalanabilmek için yüksek ücretler ödenmesi gerekmez. Tamamlayıcı sağlık sigortasının aylık prim tutarları, sağladığı güvencenin kapsamı ile kıyaslandığında son derece düşüktür. TSS primleri; kişinin yaş, meslek, seçtiği teminatlar gibi bir dizi kriterleri göz önünde bulundurularak hesaplanır.
Özel Hastanelerde Ücretsiz Tedavi
Tamamlayıcı sağlık sigortasının sağladığı faydalar arasında belki de en önemlisi özel hastanelerde ücretsiz tedavi imkânı sunmasıdır. Bu olanaktan yararlanabilmek için hastanenin ve hizmet alınacak doktorun SGK ile anlaşması olması yeterlidir. TSS kapsamında hastaneden alınan hizmetler %100 oranında karşılanır. Yani sigortalıya herhangi bir ücret yansıtılmaz. Poliçe sahibinin yapacağı tek ödeme 15 TL tutarındaki katılım payı ile sınırlı kalır.
Geniş Özel Hastane Ağı
Sigorta şirketleri, TSS kapsamında sigortalılarına geniş özel hastane ağından faydalanma olanağı sağlar. Böylece mümkün olan en iyi tedavi, tetkik ya da muayene hizmetini almak için başka şehre gitmek gibi zorunluluklara gerek kalmaz. Sigortalılar, ayakta tedavi kapsamına giren işlemler için yıllık 10 defaya kadar SGK ile anlaşmalı özel hastanelerden hizmet alabilir. Yatarak tedavide ise böyle bir limit yoktur. Bu kapsamdaki hizmetler için yalnızca bekleme süresi şartları geçerlidir.
Aile İndiriminden Yararlanma Fırsatı
Tıpkı kişiye özel sağlık sigortasında olduğu gibi TSS kapsamında da ailelere özel indirim fırsatı mevcuttur. Böylece zaten makul seviyelerde olan poliçe prim tutarı, çok daha cüzi miktarlara çekilebilir. Genel olarak poliçeye dâhil edilen her bir aile üyesi için %2,5 ila %10 arasında değişen oranlarda indirim uygulanır. Tüm sağlık risklerini güvence altına almak isteyen kişiler ayrıca tamamlayıcı sağlık sigortasına başvurusu esnasında sigorta platformlarının yıl içerisinde düzenlediği çeşitli kampanyalardan da faydalanabilir.
Vergi İndirimi İle Masrafları Azaltma Olanağı
Tamamlayıcı sağlık sigortası, vergi indirimi uygulaması kapsamındaki sigortacılık ürünlerindendir. Uygulama kapsamında ödenen prim tutarının tamamı gelir vergisi matrahından düşülebilir. Vergi indirimi avantajı, prim tutarının aylık brüt gelirin %15’ini geçmemesi şartı ile geçerlidir. Bu uygulamadan yararlanmak isteyen mükelleflerin tamamlamaları gereken prosedür ise son derece basittir. Prim ödemesi sonucunda sigorta şirketi tarafından kendilerine iletilen makbuzu çalıştıkları kuruluşun personel işlerine ya da mali müşavirlerine iletmeleri yeterlidir.
Ek Teminatlar Sayesinde Daha da Geniş Kapsam
Standart bir tamamlayıcı sağlık sigortası poliçesi, yıllık olarak belirli miktarda kullanım hakkı sağlayan ayakta tedavi ve bekleme süresi şartlarına tabi olarak limitsiz olarak sunulan yatarak tedavi teminatlarını içerir. Ancak sigortalılar, başvuru ya da yenileme esnasında yıl içerisinde ihtiyaç duyabilecekleri çeşitli ek teminatların poliçelerine dâhil edilmesini isteyebilir. Tamamlayıcı sağlık sigortası poliçesine eklenebilecek ek teminatlar arasında doğum, diş ve göz muayenesi gibi seçenekler bulunur.
Ömür Boyu Yenileme Hakkı
Tamamlayıcı sağlık sigortası aracılığıyla elde edilebilecek faydalar arasında ömür boyu yenileme hakkı da yer alır. Bu hakka sahip olmak için prim ödemelerini düzenli gerçekleştirmek ve 3 yıl boyunca kesintisiz poliçe yenilemek gibi bir dizi kriteri karşılamak gerekir. Ömür boyu yenileme hakkı, sigortalılar için önemli bir güvence niteliği taşır. Zira kritik hastalıklar da dâhil olmak üzere yaşayacakları herhangi bir sağlık sorunu için muafiyet ve ek prim uygulanmaz.
Üst Kategori: ROOT Kategori: Eğitim ve Sektör
Kaliteli sağlık hizmetlerine erişim, özellikle kritik hastalıklar söz konusu olduğunda gayet önemli hale gelir. Ancak özel hastanelerde tedavi olmanın bedeli çoğu zaman kişilerin bütçelerini aşan boyutlara çıkabilmektedir. Tamamlayıcı sağlık sigortası ise tam da bu noktada devreye girerek karşılaşılan sağlık risklerinden doğan ihtiyaçların kişilere maddi yük getirmesini engeller.
SGK’lılara özel bu sağlık sigortası ürünü ile elde edilebilecek faydalar şu şekilde sıralanır:
Düşük Primler İle Kapsamlı Güvence
Tamamlayıcı sigorta, SGK’lıların anlaşmalı özel hastanelerde muayene, tetkik, tahlil ve tedavi gibi hizmetlerden yararlanabilmesini sağlar. Üstelik tüm bu hizmetlerden faydalanabilmek için yüksek ücretler ödenmesi gerekmez. Tamamlayıcı sağlık sigortasının aylık prim tutarları, sağladığı güvencenin kapsamı ile kıyaslandığında son derece düşüktür. TSS primleri; kişinin yaş, meslek, seçtiği teminatlar gibi bir dizi kriterleri göz önünde bulundurularak hesaplanır.
Özel Hastanelerde Ücretsiz Tedavi
Tamamlayıcı sağlık sigortasının sağladığı faydalar arasında belki de en önemlisi özel hastanelerde ücretsiz tedavi imkânı sunmasıdır. Bu olanaktan yararlanabilmek için hastanenin ve hizmet alınacak doktorun SGK ile anlaşması olması yeterlidir. TSS kapsamında hastaneden alınan hizmetler %100 oranında karşılanır. Yani sigortalıya herhangi bir ücret yansıtılmaz. Poliçe sahibinin yapacağı tek ödeme 15 TL tutarındaki katılım payı ile sınırlı kalır.
Geniş Özel Hastane Ağı
Sigorta şirketleri, TSS kapsamında sigortalılarına geniş özel hastane ağından faydalanma olanağı sağlar. Böylece mümkün olan en iyi tedavi, tetkik ya da muayene hizmetini almak için başka şehre gitmek gibi zorunluluklara gerek kalmaz. Sigortalılar, ayakta tedavi kapsamına giren işlemler için yıllık 10 defaya kadar SGK ile anlaşmalı özel hastanelerden hizmet alabilir. Yatarak tedavide ise böyle bir limit yoktur. Bu kapsamdaki hizmetler için yalnızca bekleme süresi şartları geçerlidir.
Aile İndiriminden Yararlanma Fırsatı
Tıpkı kişiye özel sağlık sigortasında olduğu gibi TSS kapsamında da ailelere özel indirim fırsatı mevcuttur. Böylece zaten makul seviyelerde olan poliçe prim tutarı, çok daha cüzi miktarlara çekilebilir. Genel olarak poliçeye dâhil edilen her bir aile üyesi için %2,5 ila %10 arasında değişen oranlarda indirim uygulanır. Tüm sağlık risklerini güvence altına almak isteyen kişiler ayrıca tamamlayıcı sağlık sigortasına başvurusu esnasında sigorta platformlarının yıl içerisinde düzenlediği çeşitli kampanyalardan da faydalanabilir.
Vergi İndirimi İle Masrafları Azaltma Olanağı
Tamamlayıcı sağlık sigortası, vergi indirimi uygulaması kapsamındaki sigortacılık ürünlerindendir. Uygulama kapsamında ödenen prim tutarının tamamı gelir vergisi matrahından düşülebilir. Vergi indirimi avantajı, prim tutarının aylık brüt gelirin %15’ini geçmemesi şartı ile geçerlidir. Bu uygulamadan yararlanmak isteyen mükelleflerin tamamlamaları gereken prosedür ise son derece basittir. Prim ödemesi sonucunda sigorta şirketi tarafından kendilerine iletilen makbuzu çalıştıkları kuruluşun personel işlerine ya da mali müşavirlerine iletmeleri yeterlidir.
Ek Teminatlar Sayesinde Daha da Geniş Kapsam
Standart bir tamamlayıcı sağlık sigortası poliçesi, yıllık olarak belirli miktarda kullanım hakkı sağlayan ayakta tedavi ve bekleme süresi şartlarına tabi olarak limitsiz olarak sunulan yatarak tedavi teminatlarını içerir. Ancak sigortalılar, başvuru ya da yenileme esnasında yıl içerisinde ihtiyaç duyabilecekleri çeşitli ek teminatların poliçelerine dâhil edilmesini isteyebilir. Tamamlayıcı sağlık sigortası poliçesine eklenebilecek ek teminatlar arasında doğum, diş ve göz muayenesi gibi seçenekler bulunur.
Ömür Boyu Yenileme Hakkı
Tamamlayıcı sağlık sigortası aracılığıyla elde edilebilecek faydalar arasında ömür boyu yenileme hakkı da yer alır. Bu hakka sahip olmak için prim ödemelerini düzenli gerçekleştirmek ve 3 yıl boyunca kesintisiz poliçe yenilemek gibi bir dizi kriteri karşılamak gerekir. Ömür boyu yenileme hakkı, sigortalılar için önemli bir güvence niteliği taşır. Zira kritik hastalıklar da dâhil olmak üzere yaşayacakları herhangi bir sağlık sorunu için muafiyet ve ek prim uygulanmaz.
Son Güncelleme: Çarşamba, 28 Aralık 2022 12:44
Gösterim: 419