Aradığınız sayfa bulunamıyor, lütfen kategori listesinden ulaşmayı deneyiniz.
Feyziye Mektepleri Vakfı Işık Okulları psikolojik danışmanı Esma Becer, öğrencilere verdiği “Zorbalık ve Zorbaca Davranışlara Baş Etme” konulu seminerde zorbalığın tanımı, zorbaca davranışlar, zorbalık yapan kişinin özellikleri, zorbalığa maruz kalan öğrencilerin özellikleri, zorbalığa şahit olan öğrencilerin durumları ve okul ortamında alınması gereken önlemleri anlattı.
Türkiye’de okullarda “Akran Zorbalığı “ giderek daha çok tartışılan bir konuya dönüştü. Milli Eğitim Bakanlığı’nın verilerine göre ülkemizde öğrencilerin % 44’ü sözel, %30’u fiziksel, %18’i duygusal ve %9’u cinsel zorbalığa maruz kalmaktadır. Zorba öğrencilerin de , zorbalığa maruz kalanların da velileri sorunun farkında değiller ve ne yapılacağını bilmiyorlar. Öğretmen ve okul yöneticileri genellikle durumun farkında ama gerekli müdahaleyi yapmakta ve önlem almakta yetersiz kalıyorlar.
Zorbaca Davranış Gösteren Öğrenciler ne yapar?
“Zorba” denilen öğrenciler, kendilerinden daha güçsüz olan öğrencilere, tekme atarak, tokat vurarak, iterek, çekerek, sözlü olarak sataşarak, hoşa gitmeyen ad ve lakap takarak, alay ederek, küçük düşürücü sözler söyleyerek, dedikodu ve söylenti çıkarıp yayarak, para ya da eşyalarını zorla alarak, almaya çalışarak, tehdit ederek, eşyalarına zarar vererek, arkadaş gruplarından dışlayıp yalnızlığa terk ederek ya da bunlara benzer söz ve eylemlerde bulunarak rahatsız ederler.
Zorbaca Davranış Gösteren Öğrencilere Nasıl Yardım Edilmelidir:
Zorbalık davranışı gösteren öğrencinin düşük olan benlik saygısını geliştirmek için şunlar yapılabilir.
• Öncelikle zorbanın sahip olduğu olumlu yönlerini görebilmesine yardımcı olunmalı.
• Aslında zorbanın en fazla gereksinim duyduğu şey, kendisini sınıfa ait ve güvende hissedebilmektir.
• Zorbayla amaç belirleme çalışmaları yürütülmelidir. Onun amaçlarını bulup, saptayabilmesinde ona olumlu komutlar verilmelidir.
• Arkadaşlıklar kurabilme yetisini geliştirerek, olumsuz davranışlarla ilgi çekmek yerine daha olumlu yollarla arkadaşlıklar kurabileceğinin öğrenilmesine yardımcı olunmalıdır.
Zorbanın Seçtiği Mağdurların(Kurbanların) Özellikleri:
• Genellikle zorbayla arasında fiziksel ve duygusal bir güç dengesizliği vardır.
• Mağdur olarak seçilen kişinin egemenlik kurma gibi bir gereksinimi yoktur.
• Mağdur seçilen kişi şiddete karşıdır. Şiddet kullanmaz. Şiddeti öğrenmemiştir.
• Mağdur belki de çevresinde sevilen ve popüler olan bir kişidir.Zorba onu küçük düşürüp, onunla alay ederek onun bu özelliklerini zedelemek isteyebilir.
• Mağdur saldırgan değildir.
• Mağdur, zorbayı fiziksel güç ile püskürtebilmenin zor olduğunu düşünüyor olabilir.
Zorbalığı izleyenler de sorumluluk sahibidir:
• Tüm okul ortamında ve sınıfta zorbalığa karşı bir yaklaşım geliştirilmelidir. Zorbalığı izleyenlerin kendi rollerinin önemlerini bilmeleri gerekir. Eğer seyirciler zorbalığı seyretmezlerse, zorba izlenmek için gereksinimi olan izleyicilerini kaybetmiş olur.
Mağdurlar (Kurbanlar) ne yapmalı?
• Eğer biri sizi fiziksel olarak incitirse ya da biri incitirken istismara maruz kalırken görürseniz, hemen bir yetişkinden yardım isteyin.
• Eğer sizinle ya da ailenizle alay ediliyorsa ya da bir biçimde biri sizi incitiyorsa, bu sizin bir zorbanın kurbanı olduğunuzu gösterir. Hemen bir yetişkinden yardım isteyin.
• Eğer bir zorba sizi aşağılarsa hiç kendinizi suçlamayın. Aslında sorunlu olan siz değilsiniz, zorbadır.
• Bir kurban olarak zorba tarafından seçilir aşağılanırsanız, hemen onun gözlerinin içine bakarak “Beni istismar etmene izin vermiyorum.” deyiniz.
• Şunu bilin ki zorba sizin üzerinizde bir güç denemesi yapmaktadır. Zorbaya kontrol edilemeyeceğinizi belirtin. “Beni kontrol altına alamazsın!” deyin.
• Zorbanın ayrıca bir başkasına zorbalığını sergilerken, onun seyircisi olamayacağınızı da bildirin. Pasif bir zorbalık izleyicisi olmayın.
• Her şeyden önemlisi, zorbanın sizin kurban olmak için hiç de iyi bir seçim olmadığınızı anlamasını sağlayın.
Ebeveyn olarak neler yapılabilir?
• Yapılması gerekenler konusunda çocuklarının görüşlerini almak.
• Çocuklarınızı dinlemek.
• Onlara sorunlarını anladıklarını söylemek.
• Yaşanmış olan olayla ilgili temel gerçekleri doğru biçimde öğrenebilmek için çocuğu istediği kadar konuşmaya özendirmek.
• Olayın yalnızca bir yönünü dinlediğinizi göz önünde bulundurarak geniş düşünmek.
• Sorularınızı çocuğu incitmeden yumuşak bir şekilde sormak.
• Çocuğun yaşadıklarını iyice düşünmesine yardımcı olmak ve yapılabileceklerin belirlenmesinde çocuğa yardımcı olmak.
Ebeveyn olarak neler yapılmamalıdır?
• Öfkelenmek ya da sinirlenmek.
• Yaşanan olumsuz durumdan ötürü suçluluk ya da utanç duymak.
• Çocuğun konunun önemli olmadığını düşünmesine neden olmak.
• Çocuğu veya okulu suçlamak.
• Gerçekleri bilmeden kişileri suçlamak veya suçu yükleyecek kişiler aramak.
• Tüm ayrıntıları hemen öğrenmeyi istemek ve kolay çözümler aramak.
Üst Kategori: ROOT Kategori: İlköğretim ve Liseler
Feyziye Mektepleri Vakfı Işık Okulları psikolojik danışmanı Esma Becer, öğrencilere verdiği “Zorbalık ve Zorbaca Davranışlara Baş Etme” konulu seminerde zorbalığın tanımı, zorbaca davranışlar, zorbalık yapan kişinin özellikleri, zorbalığa maruz kalan öğrencilerin özellikleri, zorbalığa şahit olan öğrencilerin durumları ve okul ortamında alınması gereken önlemleri anlattı.
Türkiye’de okullarda “Akran Zorbalığı “ giderek daha çok tartışılan bir konuya dönüştü. Milli Eğitim Bakanlığı’nın verilerine göre ülkemizde öğrencilerin % 44’ü sözel, %30’u fiziksel, %18’i duygusal ve %9’u cinsel zorbalığa maruz kalmaktadır. Zorba öğrencilerin de , zorbalığa maruz kalanların da velileri sorunun farkında değiller ve ne yapılacağını bilmiyorlar. Öğretmen ve okul yöneticileri genellikle durumun farkında ama gerekli müdahaleyi yapmakta ve önlem almakta yetersiz kalıyorlar.
Zorbaca Davranış Gösteren Öğrenciler ne yapar?
“Zorba” denilen öğrenciler, kendilerinden daha güçsüz olan öğrencilere, tekme atarak, tokat vurarak, iterek, çekerek, sözlü olarak sataşarak, hoşa gitmeyen ad ve lakap takarak, alay ederek, küçük düşürücü sözler söyleyerek, dedikodu ve söylenti çıkarıp yayarak, para ya da eşyalarını zorla alarak, almaya çalışarak, tehdit ederek, eşyalarına zarar vererek, arkadaş gruplarından dışlayıp yalnızlığa terk ederek ya da bunlara benzer söz ve eylemlerde bulunarak rahatsız ederler.
Zorbaca Davranış Gösteren Öğrencilere Nasıl Yardım Edilmelidir:
Zorbalık davranışı gösteren öğrencinin düşük olan benlik saygısını geliştirmek için şunlar yapılabilir.
• Öncelikle zorbanın sahip olduğu olumlu yönlerini görebilmesine yardımcı olunmalı.
• Aslında zorbanın en fazla gereksinim duyduğu şey, kendisini sınıfa ait ve güvende hissedebilmektir.
• Zorbayla amaç belirleme çalışmaları yürütülmelidir. Onun amaçlarını bulup, saptayabilmesinde ona olumlu komutlar verilmelidir.
• Arkadaşlıklar kurabilme yetisini geliştirerek, olumsuz davranışlarla ilgi çekmek yerine daha olumlu yollarla arkadaşlıklar kurabileceğinin öğrenilmesine yardımcı olunmalıdır.
Zorbanın Seçtiği Mağdurların(Kurbanların) Özellikleri:
• Genellikle zorbayla arasında fiziksel ve duygusal bir güç dengesizliği vardır.
• Mağdur olarak seçilen kişinin egemenlik kurma gibi bir gereksinimi yoktur.
• Mağdur seçilen kişi şiddete karşıdır. Şiddet kullanmaz. Şiddeti öğrenmemiştir.
• Mağdur belki de çevresinde sevilen ve popüler olan bir kişidir.Zorba onu küçük düşürüp, onunla alay ederek onun bu özelliklerini zedelemek isteyebilir.
• Mağdur saldırgan değildir.
• Mağdur, zorbayı fiziksel güç ile püskürtebilmenin zor olduğunu düşünüyor olabilir.
Zorbalığı izleyenler de sorumluluk sahibidir:
• Tüm okul ortamında ve sınıfta zorbalığa karşı bir yaklaşım geliştirilmelidir. Zorbalığı izleyenlerin kendi rollerinin önemlerini bilmeleri gerekir. Eğer seyirciler zorbalığı seyretmezlerse, zorba izlenmek için gereksinimi olan izleyicilerini kaybetmiş olur.
Mağdurlar (Kurbanlar) ne yapmalı?
• Eğer biri sizi fiziksel olarak incitirse ya da biri incitirken istismara maruz kalırken görürseniz, hemen bir yetişkinden yardım isteyin.
• Eğer sizinle ya da ailenizle alay ediliyorsa ya da bir biçimde biri sizi incitiyorsa, bu sizin bir zorbanın kurbanı olduğunuzu gösterir. Hemen bir yetişkinden yardım isteyin.
• Eğer bir zorba sizi aşağılarsa hiç kendinizi suçlamayın. Aslında sorunlu olan siz değilsiniz, zorbadır.
• Bir kurban olarak zorba tarafından seçilir aşağılanırsanız, hemen onun gözlerinin içine bakarak “Beni istismar etmene izin vermiyorum.” deyiniz.
• Şunu bilin ki zorba sizin üzerinizde bir güç denemesi yapmaktadır. Zorbaya kontrol edilemeyeceğinizi belirtin. “Beni kontrol altına alamazsın!” deyin.
• Zorbanın ayrıca bir başkasına zorbalığını sergilerken, onun seyircisi olamayacağınızı da bildirin. Pasif bir zorbalık izleyicisi olmayın.
• Her şeyden önemlisi, zorbanın sizin kurban olmak için hiç de iyi bir seçim olmadığınızı anlamasını sağlayın.
Ebeveyn olarak neler yapılabilir?
• Yapılması gerekenler konusunda çocuklarının görüşlerini almak.
• Çocuklarınızı dinlemek.
• Onlara sorunlarını anladıklarını söylemek.
• Yaşanmış olan olayla ilgili temel gerçekleri doğru biçimde öğrenebilmek için çocuğu istediği kadar konuşmaya özendirmek.
• Olayın yalnızca bir yönünü dinlediğinizi göz önünde bulundurarak geniş düşünmek.
• Sorularınızı çocuğu incitmeden yumuşak bir şekilde sormak.
• Çocuğun yaşadıklarını iyice düşünmesine yardımcı olmak ve yapılabileceklerin belirlenmesinde çocuğa yardımcı olmak.
Ebeveyn olarak neler yapılmamalıdır?
• Öfkelenmek ya da sinirlenmek.
• Yaşanan olumsuz durumdan ötürü suçluluk ya da utanç duymak.
• Çocuğun konunun önemli olmadığını düşünmesine neden olmak.
• Çocuğu veya okulu suçlamak.
• Gerçekleri bilmeden kişileri suçlamak veya suçu yükleyecek kişiler aramak.
• Tüm ayrıntıları hemen öğrenmeyi istemek ve kolay çözümler aramak.
Son Güncelleme: Salı, 21 Şubat 2012 16:40
Gösterim: 6517
İstanbul Bahçelievler Ticaret Meslek Lisesi okulun girişine kurduğu parmak izli sistem sayesinde öğrencilerin geç gelme alışkanlığını en aza indirmeyi amaçlıyor.
Okul Müdürü Mustafa Can, güvenli bir ortam içinde eğitim vermek için böyle bir yönteme ihtiyaç duyduklarını belirtiyor. Sistemin öğrencilere yararlı olduğunu kaydeden Can, "Alışkanlık haline gelen okula geç gelme durumu ortadan kalktı. Çocuklar okula geç geldiğinde 'Aileme nasıl hesap veririm?' düşüncesi ile bu alışkanlıklarından vazgeçti. Okulda devamsızlık yüzünden kalan bir öğrenci bile olmadı." diyor. Sistem sayesinde öğretmenlerin sorumluluklarının azaldığını dile getiren Can, sistemin kendilerine yaklaşık olarak 2 bin 600 TL'ye mal olduğunu vurguluyor. Sistemin diğer okullara da örnek olmasını diliyor. Öte yandan sistem, diğer okulların öğrencilerinin bu okula girişine de izin vermiyor. Bu nedenle öğrenci kavgaları gözle görülür biçimde azalmış. Okula girmek isteyen kişiler ise kapıdaki güvenlik görevlisine kimliğini bırakarak okula girebiliyor. Devamsızlık oranını yüzde 30 azaltan sistemden hem veliler hem de öğretmenler memnun. Öğrenci velisi Nilgün Sönmez, "Çocuğumu okula gönderirken artık gönlüm daha rahat. Çocuğum okula geç gittiğinde, gelen uyarı mesajı sayesinde çocuğumu uzaktan takip edebiliyorum. Sistemden oldukça memnunum." diyor.
Sistem nasıl çalışıyor?
Öğrencilerin parmak izi ve fotoğrafları teknik bir ortamda toplanıyor. Öğrencinin okula girdiği andaki saat ve dakikası bilgisayar ortamında kaydediliyor. Geç gelen öğrencinin velisine otomatik olarak bilgi mesajı gönderiliyor. Veli böylelikle çocuğunun okula zamanında gidip gitmediğini öğreniyor. Gün sonunda ise devamsızlık durumları e-okul sistemine aktarılıyor.
(Zaman)
Üst Kategori: ROOT Kategori: İlköğretim ve Liseler
İstanbul Bahçelievler Ticaret Meslek Lisesi okulun girişine kurduğu parmak izli sistem sayesinde öğrencilerin geç gelme alışkanlığını en aza indirmeyi amaçlıyor.
Okul Müdürü Mustafa Can, güvenli bir ortam içinde eğitim vermek için böyle bir yönteme ihtiyaç duyduklarını belirtiyor. Sistemin öğrencilere yararlı olduğunu kaydeden Can, "Alışkanlık haline gelen okula geç gelme durumu ortadan kalktı. Çocuklar okula geç geldiğinde 'Aileme nasıl hesap veririm?' düşüncesi ile bu alışkanlıklarından vazgeçti. Okulda devamsızlık yüzünden kalan bir öğrenci bile olmadı." diyor. Sistem sayesinde öğretmenlerin sorumluluklarının azaldığını dile getiren Can, sistemin kendilerine yaklaşık olarak 2 bin 600 TL'ye mal olduğunu vurguluyor. Sistemin diğer okullara da örnek olmasını diliyor. Öte yandan sistem, diğer okulların öğrencilerinin bu okula girişine de izin vermiyor. Bu nedenle öğrenci kavgaları gözle görülür biçimde azalmış. Okula girmek isteyen kişiler ise kapıdaki güvenlik görevlisine kimliğini bırakarak okula girebiliyor. Devamsızlık oranını yüzde 30 azaltan sistemden hem veliler hem de öğretmenler memnun. Öğrenci velisi Nilgün Sönmez, "Çocuğumu okula gönderirken artık gönlüm daha rahat. Çocuğum okula geç gittiğinde, gelen uyarı mesajı sayesinde çocuğumu uzaktan takip edebiliyorum. Sistemden oldukça memnunum." diyor.
Sistem nasıl çalışıyor?
Öğrencilerin parmak izi ve fotoğrafları teknik bir ortamda toplanıyor. Öğrencinin okula girdiği andaki saat ve dakikası bilgisayar ortamında kaydediliyor. Geç gelen öğrencinin velisine otomatik olarak bilgi mesajı gönderiliyor. Veli böylelikle çocuğunun okula zamanında gidip gitmediğini öğreniyor. Gün sonunda ise devamsızlık durumları e-okul sistemine aktarılıyor.
(Zaman)
Son Güncelleme: Salı, 21 Şubat 2012 14:51
Gösterim: 2649
Türkiye’de 12 Eylül Darbesi’nden sonra yürürlüğe giren kravat takma zorunluluğu öğretmen ve öğrencilerin isteğiyle kaldırılıyor.
Türkiye’de okulların geneline yayılması amaçlanan yeni bir uygulamaya göre, öğrencilerin kravat takma zorunluluğu olmayacak. Çalışma, öğretmenlerin görüşü doğrultusunda şekillendirildi. Öğretmenler, kravatın artık bir formaliteye döndüğü, kravatların gevşek bırakılarak daha saygısız bir görüntü oluştuğunu belirttiler.
Star'da yer alan haberde, ayrıca kravatlarla yapılan el şakalarının şiddete dönüştüğü gibi konularda sıkıntılar dile getirildi. Hem öğretmenlerden hem öğrencilerden aynı talep gelince Milli Eğitim Bakanlığı harekete geçti. Bakanlığın önümüzdeki eğitim döneminden itibaren okullarda öğrencilerin mecburi olarak kravat takılmasını öngören şartı kaldırmak için çalışma başlattı. Bakanlık yetkililerinden edinilen bilgiye göre, yasağın güvenlik, görüntü ve sağlık gerekçeleriyle uygulanması gerektiği belirtildi.
Üst Kategori: ROOT Kategori: İlköğretim ve Liseler
Türkiye’de 12 Eylül Darbesi’nden sonra yürürlüğe giren kravat takma zorunluluğu öğretmen ve öğrencilerin isteğiyle kaldırılıyor.
Türkiye’de okulların geneline yayılması amaçlanan yeni bir uygulamaya göre, öğrencilerin kravat takma zorunluluğu olmayacak. Çalışma, öğretmenlerin görüşü doğrultusunda şekillendirildi. Öğretmenler, kravatın artık bir formaliteye döndüğü, kravatların gevşek bırakılarak daha saygısız bir görüntü oluştuğunu belirttiler.
Star'da yer alan haberde, ayrıca kravatlarla yapılan el şakalarının şiddete dönüştüğü gibi konularda sıkıntılar dile getirildi. Hem öğretmenlerden hem öğrencilerden aynı talep gelince Milli Eğitim Bakanlığı harekete geçti. Bakanlığın önümüzdeki eğitim döneminden itibaren okullarda öğrencilerin mecburi olarak kravat takılmasını öngören şartı kaldırmak için çalışma başlattı. Bakanlık yetkililerinden edinilen bilgiye göre, yasağın güvenlik, görüntü ve sağlık gerekçeleriyle uygulanması gerektiği belirtildi.
Son Güncelleme: Salı, 21 Şubat 2012 09:42
Gösterim: 3293
Milli Eğitim Bakanlığı’nın YGS ve LYS sınavlarına girecek öğrencilere kolaylık sağlamak amacıyla hazırladığı E-Etüt Projesi Samsun’da başladı.
E-Etüt Projesine girmek için tıklayın
Bakanlığın bilgi işlem grup başkanlığı koordinesinde hayata geçirilen uygulamanın ilk etabında matematik ve kimyadan sınavlara hazırlık dersleri veriliyor. Samsun İl Milli Eğitim Müdürlüğü’nün web sayfasından veya http://konferans.meb.gov.tr/samsunetut adresinden ulaşılabilen internetten canlı etüt yayınını takip eden öğrenciler öğretmenlere online üzerinden soru gönderebiliyor. Sınavlara hazırlanan öğrencilere kolaylık sağlayan E-Etüt uygulaması, pazartesi, çarşamba ve cuma günleri saat 18.00–21.00 arasında yapılıyor. Sistem hakkında bilgi veren Samsun İl Milli Eğitim Müdürü Mustafa Cora, yakın zamanda fizik, biyoloji gibi sayısal derslerin yanı sıra sözel derslerin de projeye ilave edileceğini söyledi. Uygulamanın öğrencilere ders tekrarı olmasının yanında soru sorma imkânıyla öğrenilen bilginin pekiştirilmesini sağlayacağını ifade eden İl Müdürü Cora, velilerin ve öğretmenlerin öğrencileri projeye yönlendirmesinin faydalı olacağını kaydetti.
Samsun İl Millî Eğitim Müdürü Dr. Mustafa Cora, “Ülkemizin Bilgi Toplumu Stratejisi’nde bilişim teknolojilerinin eğitim sistemimizdeki kullanımı ile ilgili olarak ‘bilgi ve iletişim teknolojileri eğitim sürecinin temel araçlarından biri olacak ve öğrencilerin, öğretmenlerin bu teknolojileri etkin kullanımı sağlanacaktır’ hedefi yer almaktadır. Bu kapsamda Millî Eğitim Bakanlığı Bilgi İşlem Grup Başkanlığı’nın koordinesinde ilimiz pilot il seçildi ve müdürlüğümüzde e-Etüt Merkezi kuruldu. Öncelikle 12. sınıf öğrencilerine yönelik olarak, YGS ve LYS’ye hazırlık olması düşünüldü ve matematik ile kimya derslerine başlandı. Fizik, biyoloji gibi sayısal dersler ile sözel derslerde projenin işleyişine göre e-etüt projemize ilave edilecektir.” dedi. Projede görev alan kimya öğretmeni Emel Akyol Kas ise online olarak ders anlatmanın sınıftakinden daha fazla dikkat gerektirdiğini vurguladı. Kas, özelliklede iyi bir Türkçe kullanmanın önemli olduğunu, projede yer aldığı için sevinçli olduğunu ifade etti.
(haber7.com)
Üst Kategori: ROOT Kategori: İlköğretim ve Liseler
Milli Eğitim Bakanlığı’nın YGS ve LYS sınavlarına girecek öğrencilere kolaylık sağlamak amacıyla hazırladığı E-Etüt Projesi Samsun’da başladı.
E-Etüt Projesine girmek için tıklayın
Bakanlığın bilgi işlem grup başkanlığı koordinesinde hayata geçirilen uygulamanın ilk etabında matematik ve kimyadan sınavlara hazırlık dersleri veriliyor. Samsun İl Milli Eğitim Müdürlüğü’nün web sayfasından veya http://konferans.meb.gov.tr/samsunetut adresinden ulaşılabilen internetten canlı etüt yayınını takip eden öğrenciler öğretmenlere online üzerinden soru gönderebiliyor. Sınavlara hazırlanan öğrencilere kolaylık sağlayan E-Etüt uygulaması, pazartesi, çarşamba ve cuma günleri saat 18.00–21.00 arasında yapılıyor. Sistem hakkında bilgi veren Samsun İl Milli Eğitim Müdürü Mustafa Cora, yakın zamanda fizik, biyoloji gibi sayısal derslerin yanı sıra sözel derslerin de projeye ilave edileceğini söyledi. Uygulamanın öğrencilere ders tekrarı olmasının yanında soru sorma imkânıyla öğrenilen bilginin pekiştirilmesini sağlayacağını ifade eden İl Müdürü Cora, velilerin ve öğretmenlerin öğrencileri projeye yönlendirmesinin faydalı olacağını kaydetti.
Samsun İl Millî Eğitim Müdürü Dr. Mustafa Cora, “Ülkemizin Bilgi Toplumu Stratejisi’nde bilişim teknolojilerinin eğitim sistemimizdeki kullanımı ile ilgili olarak ‘bilgi ve iletişim teknolojileri eğitim sürecinin temel araçlarından biri olacak ve öğrencilerin, öğretmenlerin bu teknolojileri etkin kullanımı sağlanacaktır’ hedefi yer almaktadır. Bu kapsamda Millî Eğitim Bakanlığı Bilgi İşlem Grup Başkanlığı’nın koordinesinde ilimiz pilot il seçildi ve müdürlüğümüzde e-Etüt Merkezi kuruldu. Öncelikle 12. sınıf öğrencilerine yönelik olarak, YGS ve LYS’ye hazırlık olması düşünüldü ve matematik ile kimya derslerine başlandı. Fizik, biyoloji gibi sayısal dersler ile sözel derslerde projenin işleyişine göre e-etüt projemize ilave edilecektir.” dedi. Projede görev alan kimya öğretmeni Emel Akyol Kas ise online olarak ders anlatmanın sınıftakinden daha fazla dikkat gerektirdiğini vurguladı. Kas, özelliklede iyi bir Türkçe kullanmanın önemli olduğunu, projede yer aldığı için sevinçli olduğunu ifade etti.
(haber7.com)
Son Güncelleme: Salı, 21 Şubat 2012 14:24
Gösterim: 2060
Pilot bölge seçilen Diyarbakır'da 4 okula tablet bilgisayar dağıtıldı
Fatih projesi pilot uygulaması Ankara, Balıkesir, İzmir, Karaman, Kayseri, Kocaeli, Mersin, Rize, Samsun, Bingöl, Erzincan, Erzurum, Hatay, İstanbul, Uşak ve Yozgat'tan sonra Diyarbakır'da da başladı.
Fırsatları Artırma Teknolojiyi İyileştirme Hareketi (FATİH) Projesi kapsamında Türkiye genelinde 51 okulda eğitim gören 9. sınıf öğrencilerine tablet bilgisayarlar dağıtıldı. 9 bin 435 öğrenciye ve 2 bin 259 öğretmen ile 169 eğiticiye toplam 12 bin tablet bilgisayar pilot uygulama kapsamında öğrencilere verilirken bugün de Diyarbakır'da 4 pilot okulda 467 öğrenciye tablet bilgisayar verildi. FATİH Projesi kapsamındaki pilot iller arasında yer alan Diyarbakır'da Ziya Gökalp Lisesi, İmam Hatip Lisesi, Güzel Sanatlar ve Spor Lisesi ile Ali Gaffar Okkan Lisesi'nde bugün 467 öğrenciye törenle tablet bilgisayarlar dağıtıldı. Tablet Bilgisayarların dağıtıldığı Güzel Sanatlar ve Spor Lisesi'ni ziyaret eden Diyarbakır Valisi Mustafa Toprak önce sınıfları gezerek öğrencilere tablet bilgisayar hakkında bilgi verirken, aynı zamanda öğrencilerden de fikir aldı.
Vali Toprak: Bilgi toplumu için teknoloji şart!
Güzel Sanatlar Lisesi öğrencileri tarafından mini bir konser verildikten sonra Vali Toprak'ta pilot uygulama ile ilgili bilgi verdi. Toplam 14 derslikte eğitim gören 467 öğrenciye tablet bilgisayar, 258 öğretmene de notebook dağıtıldığını kaydeden Vali Mustafa Toprak, eğitimde fırsat eşitliğinin yakalanması gerektiğini ifade etti. Öğrencilerle ders dinleyen Toprak, şunları söyledi: “Biz bilgi çağındayız, iletişimin önemli ölçüde geliştirildiği bir çağdayız. Bilgi toplumuna geçebilmek için şüphesiz ki teknolojiyi ve bilgi iyi kullanmalıyız. Bu projelerle birlikte ben inanıyorum ki bilgiyi, değişimi, algıyı ve geleceği iyi yönetebileceğiz. Sonuç itibariyle ülkemizi dünya ülkelerinden daha ileri bir noktaya getirmek için tüm katkıları biz okullarımıza ve öğrencilerimize sunmuş olacağız. Gelecekte başarılı olmak şüphesiz ki teknolojiyi, bilgiyi iyi kullanmakla birlikte öğrencilerimizin derslerine de iyi çalışmasıyla mümkün olabiliyor ve ben de gençlerimize güveniyorum. Eğitim alt yapımızın çalışmasıyla birlikte katkıların sonuçlarının daha iyi bir şekilde ortaya çıkacağına inanıyoruz. Bu projeyle birlikte ne kara ne de beyaz tahtayı, ikisini de bırakmıyoruz. Aynı zamanda üçüncü bir enstrüman olan teknolojinin görsel, işitsel her türlü özelliklerinin dokunmatik olarak ortaya çıkardığı bir teknolojiyi akıllı tahtaları da kullanmış oluyoruz. Bir taraftan öğretmenler öğrencilerine derslerini daha iyi bir şekilde anlatmaya çalışıyor. Öğrencilerimiz zamanı iyi kullanabilecekler. Ben faydalı olacağına inanıyorum. Katkıyı sağlayan hükümetimize, Milli Eğitim Bakanlığı ve Ulaştırma Bakanlığı'na teşekkür ediyoruz."
Bilgi ve teknolojinin eğitimdeki önemini öğrencilere anlatan Vali Toprak, daha sonra lise korosunun seslendirdiği şarkıları dinledi.
Üst Kategori: ROOT Kategori: İlköğretim ve Liseler
Pilot bölge seçilen Diyarbakır'da 4 okula tablet bilgisayar dağıtıldı
Fatih projesi pilot uygulaması Ankara, Balıkesir, İzmir, Karaman, Kayseri, Kocaeli, Mersin, Rize, Samsun, Bingöl, Erzincan, Erzurum, Hatay, İstanbul, Uşak ve Yozgat'tan sonra Diyarbakır'da da başladı.
Fırsatları Artırma Teknolojiyi İyileştirme Hareketi (FATİH) Projesi kapsamında Türkiye genelinde 51 okulda eğitim gören 9. sınıf öğrencilerine tablet bilgisayarlar dağıtıldı. 9 bin 435 öğrenciye ve 2 bin 259 öğretmen ile 169 eğiticiye toplam 12 bin tablet bilgisayar pilot uygulama kapsamında öğrencilere verilirken bugün de Diyarbakır'da 4 pilot okulda 467 öğrenciye tablet bilgisayar verildi. FATİH Projesi kapsamındaki pilot iller arasında yer alan Diyarbakır'da Ziya Gökalp Lisesi, İmam Hatip Lisesi, Güzel Sanatlar ve Spor Lisesi ile Ali Gaffar Okkan Lisesi'nde bugün 467 öğrenciye törenle tablet bilgisayarlar dağıtıldı. Tablet Bilgisayarların dağıtıldığı Güzel Sanatlar ve Spor Lisesi'ni ziyaret eden Diyarbakır Valisi Mustafa Toprak önce sınıfları gezerek öğrencilere tablet bilgisayar hakkında bilgi verirken, aynı zamanda öğrencilerden de fikir aldı.
Vali Toprak: Bilgi toplumu için teknoloji şart!
Güzel Sanatlar Lisesi öğrencileri tarafından mini bir konser verildikten sonra Vali Toprak'ta pilot uygulama ile ilgili bilgi verdi. Toplam 14 derslikte eğitim gören 467 öğrenciye tablet bilgisayar, 258 öğretmene de notebook dağıtıldığını kaydeden Vali Mustafa Toprak, eğitimde fırsat eşitliğinin yakalanması gerektiğini ifade etti. Öğrencilerle ders dinleyen Toprak, şunları söyledi: “Biz bilgi çağındayız, iletişimin önemli ölçüde geliştirildiği bir çağdayız. Bilgi toplumuna geçebilmek için şüphesiz ki teknolojiyi ve bilgi iyi kullanmalıyız. Bu projelerle birlikte ben inanıyorum ki bilgiyi, değişimi, algıyı ve geleceği iyi yönetebileceğiz. Sonuç itibariyle ülkemizi dünya ülkelerinden daha ileri bir noktaya getirmek için tüm katkıları biz okullarımıza ve öğrencilerimize sunmuş olacağız. Gelecekte başarılı olmak şüphesiz ki teknolojiyi, bilgiyi iyi kullanmakla birlikte öğrencilerimizin derslerine de iyi çalışmasıyla mümkün olabiliyor ve ben de gençlerimize güveniyorum. Eğitim alt yapımızın çalışmasıyla birlikte katkıların sonuçlarının daha iyi bir şekilde ortaya çıkacağına inanıyoruz. Bu projeyle birlikte ne kara ne de beyaz tahtayı, ikisini de bırakmıyoruz. Aynı zamanda üçüncü bir enstrüman olan teknolojinin görsel, işitsel her türlü özelliklerinin dokunmatik olarak ortaya çıkardığı bir teknolojiyi akıllı tahtaları da kullanmış oluyoruz. Bir taraftan öğretmenler öğrencilerine derslerini daha iyi bir şekilde anlatmaya çalışıyor. Öğrencilerimiz zamanı iyi kullanabilecekler. Ben faydalı olacağına inanıyorum. Katkıyı sağlayan hükümetimize, Milli Eğitim Bakanlığı ve Ulaştırma Bakanlığı'na teşekkür ediyoruz."
Bilgi ve teknolojinin eğitimdeki önemini öğrencilere anlatan Vali Toprak, daha sonra lise korosunun seslendirdiği şarkıları dinledi.
Son Güncelleme: Perşembe, 16 Şubat 2012 14:39
Gösterim: 3027