Aradığınız sayfa bulunamıyor, lütfen kategori listesinden ulaşmayı deneyiniz.
CHP Grup Başkanvekili Emine Ülker Tarhan, zorunlu eğitimi 12 yıla çıkaran teklife tepki göstererek, "Bu yasa kız çocuklarını eve kapatır" dedi.CHP Grup Başkanvekili Tarhan, CHP Manisa İl Kadın Kolları tarafından 8 Mart Dünya kadınlar Günü nedeniyle Kültür Sitesi Lale Salonu'nda düzenlenen konferansa katıldı. Konferans öncesinde partililer Tarhan'a yoğun ilgi göstererek, hatıra fotoğrafı çektirebilmek için adeta birbirleri ile yarıştılar.
Tarhan, Türkiye'de istatistiklere göre her 3 kadından 1'inin şiddete maruz kaldığını belirterek, "10 yıl önce 66 kadın cinayete gitmişken, 10 yıl sonra bakıyoruz bin 550 kadın cinayete kurban gitmiş ve yüzde binlerce artış olmuş. Bunun altında yatan nedenleri tabi sorgulamamız gerekiyor. Ülkemizde istatistiklere göre her 3 kadından 1'i şiddete maruz kalıyor, öldürülüyor ve dövülüyor, duygusal şiddete maruz kalıyorlar. Yani bu ülkede yüzde bin 400 artıysa arkasında yatan zihniyetin sorgulanması gerekiyor.
Ülkemizde zorla evliliğin oranı yüzde 24'tür. Bazı bölgelerde Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde yüzde 50'ye çıkabiliyor. Bu inanılmaz bir rakamdır. Bizim HSYK'mız bu ülkede tecavüze uğrayan kadınların tecavüzcüsüyle evlendirilmesini öneriyor. Çünkü mahalle baskısı olur ve kadını korumak zorlaşır gerekçesinde bunu yazıyor" şeklinde konuştu.
12 yıllık zorunlu eğitim sistemine de değinen Tarhan, şunları söyledi:
"Ömer Dinçer'in kurguladığı senaryoya göre zorunlu eğitim süresi 8 yıldan 4 yıla indiriliyor. Açıköğretim sistemi devreye sokuluyor, ilköğretim seviyesindeki çocuklar için dünyada örneği olmayan bir modele; öğrencilerin ilk 4 yılının ardından okula gitme zorunluluğunun fiilen ortadan kalktığı bir döneme giriyoruz. Halkın bu konuda tepki göstermesi gerekiyor. Devrim yasalarına ancak halkın sahip çıkabilmesi mümkün diye düşünüyorum. Bunun içinde önümüzdeki dönemde anayasa sürecinde tabii ki bizim ne
yapmamız gerektiğini oturup, şapkamızı önümüze koyup düşünmemiz gerekiyor."
Çıkarılacak yasayla 12 yıl olarak söylenen zorunlu eğitimin 4 yıla indirileceğini iddia eden Tarhan, "Bu yasa kız çocuklarını eve kapatır. Dün çıkardıkları önergeyle ilkokul ve ortaokul diye ikiye ayırdılar 8 yılı. Yani ilk 4 yıldan sonra çocuklara diploma verecekler ve 'güle güle kızım sen evde oturabilirsin' diyecekler. Bunun alt yapısını hazırlıyorlar" dedi.
Üst Kategori: ROOT Kategori: Gündem
CHP Grup Başkanvekili Emine Ülker Tarhan, zorunlu eğitimi 12 yıla çıkaran teklife tepki göstererek, "Bu yasa kız çocuklarını eve kapatır" dedi.CHP Grup Başkanvekili Tarhan, CHP Manisa İl Kadın Kolları tarafından 8 Mart Dünya kadınlar Günü nedeniyle Kültür Sitesi Lale Salonu'nda düzenlenen konferansa katıldı. Konferans öncesinde partililer Tarhan'a yoğun ilgi göstererek, hatıra fotoğrafı çektirebilmek için adeta birbirleri ile yarıştılar.
Tarhan, Türkiye'de istatistiklere göre her 3 kadından 1'inin şiddete maruz kaldığını belirterek, "10 yıl önce 66 kadın cinayete gitmişken, 10 yıl sonra bakıyoruz bin 550 kadın cinayete kurban gitmiş ve yüzde binlerce artış olmuş. Bunun altında yatan nedenleri tabi sorgulamamız gerekiyor. Ülkemizde istatistiklere göre her 3 kadından 1'i şiddete maruz kalıyor, öldürülüyor ve dövülüyor, duygusal şiddete maruz kalıyorlar. Yani bu ülkede yüzde bin 400 artıysa arkasında yatan zihniyetin sorgulanması gerekiyor.
Ülkemizde zorla evliliğin oranı yüzde 24'tür. Bazı bölgelerde Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde yüzde 50'ye çıkabiliyor. Bu inanılmaz bir rakamdır. Bizim HSYK'mız bu ülkede tecavüze uğrayan kadınların tecavüzcüsüyle evlendirilmesini öneriyor. Çünkü mahalle baskısı olur ve kadını korumak zorlaşır gerekçesinde bunu yazıyor" şeklinde konuştu.
12 yıllık zorunlu eğitim sistemine de değinen Tarhan, şunları söyledi:
"Ömer Dinçer'in kurguladığı senaryoya göre zorunlu eğitim süresi 8 yıldan 4 yıla indiriliyor. Açıköğretim sistemi devreye sokuluyor, ilköğretim seviyesindeki çocuklar için dünyada örneği olmayan bir modele; öğrencilerin ilk 4 yılının ardından okula gitme zorunluluğunun fiilen ortadan kalktığı bir döneme giriyoruz. Halkın bu konuda tepki göstermesi gerekiyor. Devrim yasalarına ancak halkın sahip çıkabilmesi mümkün diye düşünüyorum. Bunun içinde önümüzdeki dönemde anayasa sürecinde tabii ki bizim ne
yapmamız gerektiğini oturup, şapkamızı önümüze koyup düşünmemiz gerekiyor."
Çıkarılacak yasayla 12 yıl olarak söylenen zorunlu eğitimin 4 yıla indirileceğini iddia eden Tarhan, "Bu yasa kız çocuklarını eve kapatır. Dün çıkardıkları önergeyle ilkokul ve ortaokul diye ikiye ayırdılar 8 yılı. Yani ilk 4 yıldan sonra çocuklara diploma verecekler ve 'güle güle kızım sen evde oturabilirsin' diyecekler. Bunun alt yapısını hazırlıyorlar" dedi.
Son Güncelleme: Perşembe, 08 Mart 2012 11:24
Gösterim: 1697
Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer, Bilim Teknoloji Yüksek Kurulu'nun üstün yetenekli çocukların eğitimine yönelik ulusal düzeyde strateji geliştirilmesi için proje başlattığını belirtti. Türkiye'de şu ana kadar 10 bin 960 öğrenciye kendi yetenekleri doğrultusunda bireyselleştirilmiş eğitim uygulandığını açıkladı.
Önceki akşam TBMM Genel Kurulu’nda, üstün yetenekli çocuklarla ilgili araştırma önergelerinin birleştirilerek görüşülmesinde hükümet adına konuşan Bakan Dinçer şunları söyledi: "Birkaç ay önce özel yeteneklere sahip çocuklarımızın eğitimiyle ilgili özel bir birim kurduk. Tüm dünya toplam nüfusun yüzde 2'sinin üstün yetenekli olduğu genellikle kabul edilen bir durumdur. Dolayısıyla bu açıdan bakıldığında biz de ülkemizde üstün yetenekli çocuklar için yüzde 2’lik bir oranı eğitim ve geliştirmede stratejik bir zemin olarak aldık. Grup Başkanlığı temelde işte bu yüzde 2’lik öğrenci grubunun tespiti ve teşhisinin yapılması, onların eğitimlerinin yaygınlaştırılması ve eğitime erişimin kolaylaştırılması, bu alanda görev alacak öğretmenlerin özel olarak yetiştirilmesi ve geliştirilmesi, yine bu alanda çalışacak personelin de özel bu alanla ilgili uzmanlıklarının ortaya konulmasıyla ilgili programları ve çabaları yürütecekler. Türkiye’de şu ana kadar 10 bin 960 öğrenciye kendi yetenekleri doğrultusunda bireyselleştirilmiş eğitim uyguluyoruz ve 154 öğrenci ayrıca müzik ve 422 öğrenci de resim yeteneği alanında eğitim alıyor.
(hürriyeteğitim)
Üst Kategori: ROOT Kategori: Gündem
Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer, Bilim Teknoloji Yüksek Kurulu'nun üstün yetenekli çocukların eğitimine yönelik ulusal düzeyde strateji geliştirilmesi için proje başlattığını belirtti. Türkiye'de şu ana kadar 10 bin 960 öğrenciye kendi yetenekleri doğrultusunda bireyselleştirilmiş eğitim uygulandığını açıkladı.
Önceki akşam TBMM Genel Kurulu’nda, üstün yetenekli çocuklarla ilgili araştırma önergelerinin birleştirilerek görüşülmesinde hükümet adına konuşan Bakan Dinçer şunları söyledi: "Birkaç ay önce özel yeteneklere sahip çocuklarımızın eğitimiyle ilgili özel bir birim kurduk. Tüm dünya toplam nüfusun yüzde 2'sinin üstün yetenekli olduğu genellikle kabul edilen bir durumdur. Dolayısıyla bu açıdan bakıldığında biz de ülkemizde üstün yetenekli çocuklar için yüzde 2’lik bir oranı eğitim ve geliştirmede stratejik bir zemin olarak aldık. Grup Başkanlığı temelde işte bu yüzde 2’lik öğrenci grubunun tespiti ve teşhisinin yapılması, onların eğitimlerinin yaygınlaştırılması ve eğitime erişimin kolaylaştırılması, bu alanda görev alacak öğretmenlerin özel olarak yetiştirilmesi ve geliştirilmesi, yine bu alanda çalışacak personelin de özel bu alanla ilgili uzmanlıklarının ortaya konulmasıyla ilgili programları ve çabaları yürütecekler. Türkiye’de şu ana kadar 10 bin 960 öğrenciye kendi yetenekleri doğrultusunda bireyselleştirilmiş eğitim uyguluyoruz ve 154 öğrenci ayrıca müzik ve 422 öğrenci de resim yeteneği alanında eğitim alıyor.
(hürriyeteğitim)
Son Güncelleme: Perşembe, 08 Mart 2012 11:05
Gösterim: 1815
Yeni eğitim yasası "4+4+4" ile ilgili açıklamalarda bulunan Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer, 12 saat konuşarak bu sistemi protesto eden CHP'li Özkoç'la ilgili, herkesin fikrini beyan etmesi gerektiğini söyledi.
Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer, ilköğretim birinci ve ikinci kademe arasında sınav olacağını söylemenin hayali olduğunu belirterek, "İlköğretimin birinci kademesi ile ikinci kademesi arasında Türkiye'de fırsat eşitliği konusunda bir sorun yoktur. Türkiye'nin en ücra yerinde de ilköğretim okulu vardır. 4 yıllık ve 8 yıllık da eğitim yapacak kadar dersliğimiz vardır, öğretmenimiz vardır. Şimdi teknolojik altyapı itibariyle sosyal eşitlik sağlayacak bir nitelik kazanmaya başlamıştır. Daha da önemlisi ilköğretim okullarında birinci ve ikinci kademe arasında nitelik farkı itibariyle sorun yoktur" dedi.
Milli Eğitim Kültür, Gençlik ve Spor Komisyonu, 12 yıllık zorunlu eğitimi öngören 'İlköğretim ve Eğitimi Kanun ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi'nin görüşmelerine devam ediyor. Dün CHP Sakarya Milletvekili Engin Özkoç'un 12 saatlik konuşmasının ardından teklifin birinci maddesi kabul edilmişti. Bugünkü toplantıda ise Komisyon Başkanı Nabi Avcı, dün sıra gelmeyen komisyon üyelerine söz vereceğini, ancak konuşmaların 'makul bir zamanda' bitirilmesi ricasında bulunduğunu söyledi.
CHP'li vekillerin tepkisi üzerine Avcı, bunun bir süre sınırlaması olmadığını söyledi.
"KADINLAR ADINA TEKLİFİN GERİ ÇEKİLMESİNİ İSTİYORUZ"
İlk sözü alan CHP Uşak Milletvekili Dilek Akagün Yılmaz, dün Adalet Komisyonu'nda kadına yönelik şiddetin önlemesine dair tasarının kabul edildiğini belirterek, "Böylesi bir çalışmayı yaparken bu4+4+4 yasa teklifiyle kadınların ve kız çocuklarının eğitimden ötelenmesine ve mesleki eğitime yönlendireceğiz derken, örgün eğitimden uzaklaştırılması, evlere kapatılması ve üniversiteye ulaşamaması gibi sonuçları düşündüğümüz için öncelikle bu teklifin kadınlar adına geri çekilmesini istiyoruz" dedi.
Dün CHP'li Özkoç'un 12 saatlik konuşmasına işaret eden Yılmaz, yapılanın demokratik bir direnme olduğunu söyledi. Bu direnmeyi çocuklar ve kadınlar adına yapmaya hakları olduğunu kaydeden Yılmaz, "Yani 'biz size istediğiniz kadar konuşma fırsatı veririz, ama istediğimiz düzenlemeyi de yaparız, çoğunluk bizde' anlayışının kesinlikle olmaması gerektiğini düşünüyoruz. Yani çoğunluğun diktatörlüğü yenire, çoğulculuk anlayışıyla hep beraber uzlaşarak bir sistemi yaratmaya çalışmamız lazım. Neticede
çocuklarımızın geleceğine yönelik kararlar veriyoruz burada" diye konuştu.
Bu yasa teklifinin ilk haliyle da şu anki haliyle de cumhuriyet devrimleriyle kazanılmış olan eğitim sistemindeki tüm gelişmelerin geriye döndürülmesine yönelik bir çalışma olduğunu ve bu türden çalışmaların da bir 'karşı devrim'e yönelik olduğunu belirten Yılmaz, "Örneğin milli eğitimin amaçları arasından 'Atatürk ilkelerine uygun nesiller yetiştirmek' amacı çıkartılmıştır. Bunun çıkartılmasını anlayabilmiş değiliz. Atatürk, bu ülkede bağımsızlık savaşının verilmesinde, çağdaş Türkiye'nin
geliştirilmesine rağmen onun ismi ve ilkelerinin milli eğitim amaçlarından çıkartılmasını inanın anlayabilmiş değiliz. Arapçanın gelecek yıldan itibaren, 4. sınıftan itibaren seçmeli ders olmasını da anlamış değiliz. Biz Latin harflerini kabul etmişiz ve yıllardır böyle bir eğitim sistemimiz varken, Arapçanın yeniden seçmeli ders olması gerişe dönüş olarak anlaşılacaktır" dedi.
Ulusal bayramların kutlanmasını sınırlandırılması ve Gençliğe Hitabenin tartışılmasının da aynı nitelikte bir karşı devrim girişimi olduğunu belirten Yılmaz, "Başbakan 'dindar ve kindar nesiller yetiştireceğiz' dedi. Verdiği mesaj de böyle bir mesajdı. Eğitimde bir dizayn çalışması, kendi istediğiniz gibi bir eğitim sistemi oluşturmak istediğinizi düşünüyoruz. Bilimsel değil, dogmatik ve siyasi iktidarınıza uygun nesiller oluşturmak istiyorsunuz" diye konuştu.
Üst Kategori: ROOT Kategori: Gündem
Yeni eğitim yasası "4+4+4" ile ilgili açıklamalarda bulunan Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer, 12 saat konuşarak bu sistemi protesto eden CHP'li Özkoç'la ilgili, herkesin fikrini beyan etmesi gerektiğini söyledi.
Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer, ilköğretim birinci ve ikinci kademe arasında sınav olacağını söylemenin hayali olduğunu belirterek, "İlköğretimin birinci kademesi ile ikinci kademesi arasında Türkiye'de fırsat eşitliği konusunda bir sorun yoktur. Türkiye'nin en ücra yerinde de ilköğretim okulu vardır. 4 yıllık ve 8 yıllık da eğitim yapacak kadar dersliğimiz vardır, öğretmenimiz vardır. Şimdi teknolojik altyapı itibariyle sosyal eşitlik sağlayacak bir nitelik kazanmaya başlamıştır. Daha da önemlisi ilköğretim okullarında birinci ve ikinci kademe arasında nitelik farkı itibariyle sorun yoktur" dedi.
Milli Eğitim Kültür, Gençlik ve Spor Komisyonu, 12 yıllık zorunlu eğitimi öngören 'İlköğretim ve Eğitimi Kanun ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi'nin görüşmelerine devam ediyor. Dün CHP Sakarya Milletvekili Engin Özkoç'un 12 saatlik konuşmasının ardından teklifin birinci maddesi kabul edilmişti. Bugünkü toplantıda ise Komisyon Başkanı Nabi Avcı, dün sıra gelmeyen komisyon üyelerine söz vereceğini, ancak konuşmaların 'makul bir zamanda' bitirilmesi ricasında bulunduğunu söyledi.
CHP'li vekillerin tepkisi üzerine Avcı, bunun bir süre sınırlaması olmadığını söyledi.
"KADINLAR ADINA TEKLİFİN GERİ ÇEKİLMESİNİ İSTİYORUZ"
İlk sözü alan CHP Uşak Milletvekili Dilek Akagün Yılmaz, dün Adalet Komisyonu'nda kadına yönelik şiddetin önlemesine dair tasarının kabul edildiğini belirterek, "Böylesi bir çalışmayı yaparken bu4+4+4 yasa teklifiyle kadınların ve kız çocuklarının eğitimden ötelenmesine ve mesleki eğitime yönlendireceğiz derken, örgün eğitimden uzaklaştırılması, evlere kapatılması ve üniversiteye ulaşamaması gibi sonuçları düşündüğümüz için öncelikle bu teklifin kadınlar adına geri çekilmesini istiyoruz" dedi.
Dün CHP'li Özkoç'un 12 saatlik konuşmasına işaret eden Yılmaz, yapılanın demokratik bir direnme olduğunu söyledi. Bu direnmeyi çocuklar ve kadınlar adına yapmaya hakları olduğunu kaydeden Yılmaz, "Yani 'biz size istediğiniz kadar konuşma fırsatı veririz, ama istediğimiz düzenlemeyi de yaparız, çoğunluk bizde' anlayışının kesinlikle olmaması gerektiğini düşünüyoruz. Yani çoğunluğun diktatörlüğü yenire, çoğulculuk anlayışıyla hep beraber uzlaşarak bir sistemi yaratmaya çalışmamız lazım. Neticede
çocuklarımızın geleceğine yönelik kararlar veriyoruz burada" diye konuştu.
Bu yasa teklifinin ilk haliyle da şu anki haliyle de cumhuriyet devrimleriyle kazanılmış olan eğitim sistemindeki tüm gelişmelerin geriye döndürülmesine yönelik bir çalışma olduğunu ve bu türden çalışmaların da bir 'karşı devrim'e yönelik olduğunu belirten Yılmaz, "Örneğin milli eğitimin amaçları arasından 'Atatürk ilkelerine uygun nesiller yetiştirmek' amacı çıkartılmıştır. Bunun çıkartılmasını anlayabilmiş değiliz. Atatürk, bu ülkede bağımsızlık savaşının verilmesinde, çağdaş Türkiye'nin
geliştirilmesine rağmen onun ismi ve ilkelerinin milli eğitim amaçlarından çıkartılmasını inanın anlayabilmiş değiliz. Arapçanın gelecek yıldan itibaren, 4. sınıftan itibaren seçmeli ders olmasını da anlamış değiliz. Biz Latin harflerini kabul etmişiz ve yıllardır böyle bir eğitim sistemimiz varken, Arapçanın yeniden seçmeli ders olması gerişe dönüş olarak anlaşılacaktır" dedi.
Ulusal bayramların kutlanmasını sınırlandırılması ve Gençliğe Hitabenin tartışılmasının da aynı nitelikte bir karşı devrim girişimi olduğunu belirten Yılmaz, "Başbakan 'dindar ve kindar nesiller yetiştireceğiz' dedi. Verdiği mesaj de böyle bir mesajdı. Eğitimde bir dizayn çalışması, kendi istediğiniz gibi bir eğitim sistemi oluşturmak istediğinizi düşünüyoruz. Bilimsel değil, dogmatik ve siyasi iktidarınıza uygun nesiller oluşturmak istiyorsunuz" diye konuştu.
Son Güncelleme: Perşembe, 08 Mart 2012 00:57
Gösterim: 1896
12 yıllık kesintili eğitim sistemi Meclis’te görüşülmeye devam ederken yeni gelişmeler yaşanıyor. Müfredata Aleviler, Süryaniler, Hıristiyanlar ve Museviler için seçmeli dersler konulacak. Alevilerin yoğun yaşadıkları bölgelerde Aleviliği anlatan seçmeli dersler işlenecek.
Meclis Milli Eğitim Komisyonu'nda görüşmeleri süren 12 yıllık eğitimle, müfredatta önemli değişiklikler olacak. İlköğretim ikinci kademesinde seçmeli dersler olacak. Seçmeli dersleri, MEB Talim ve Terbiye Kurulu belirleyecek. Kurul, seçmeli dersler listesi hazırlayacak. Ortaokulda Kur'an-ı Kerim ve Arapça dersleri seçmeli olarak sunulacak. Dinî eğitim, mevcut uygulamadan farklılık gösterecek. Din dersi yalnızca Sünnilere yönelik olmayacak. Aleviler, Süryaniler, Hıristiyanlar ve Museviler için de seçmeli dersler getirilecek. Özellikle zorunlu din dersine karşı çıkan Aleviler için müfredata, yoğun yaşadıkları bölgelerde Aleviliği anlatan seçmeli dersler konulacak. Ayrıca spora yeteneği olan öğrencilere beden eğitimi dersinin yanı sıra spor saatleri seçmeli ders olarak sunulacak. Müzikle ilgilenen öğrenciler piyano, keman, solistlik gibi seçmeli dersler alacak. Yabancı dil alanında seçmeli dersler de konulacak. Mevcut ilköğretim müfredatı ile ilköğretim birinci kademe müfredatı aynı olacak. Dersler değişmeyecek. Bu kademede seçmeli ders veya bir mesleğe yönelik yönlendirme olmayacak.
Alevi nüfusun yoğun olduğu yerlerde Alevi öğretisini anlatan seçmeli dersler konulacağını söyleyen Alt Komisyon Başkanı ve AK Parti Kocaeli Milletvekili Fikri Işık, "Alevi nüfusun yoğun olduğu yerlerde, örneğin Hacıbektaş ilçesinde öğrencilere Sünni dayatması olmamalı. Bu öğrencilere Alevi öğretisini anlatalım. Anayasa'da zorunlu din dersine karşılık bunun seçmeli olarak her öğrencinin kendi kökenine, tercihine uygun olarak düzenlenmesi taraftarıyım." diye konuştu.
Meclis'te Kürtçe seçmeli ders de gündemde
12 yıllık kesintisiz eğitime geçilmesini öngören yasa teklifinin Meclis Milli Eğitim Komisyonu'ndaki görüşmeleri sürerken Kürtçenin seçmeli ders olabileceğine yönelik iddialar ortaya atıldı. Teklifin 9 maddesinin seçmeli derslere imkân veriyor olması, Kürtçenin de bu kapsamda seçmeli ders olabileceği beklentisine yol açtı. Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer ise Kürtçeli seçmeli dersin ayrı bir konu olduğunu belirterek, iddiaları doğrulamadı. Komisyonda ilköğretim birinci kademe yerine ilkokul, ilköğretim ikinci kademe yerine de ortaokul ifadesi getirildi. Teklif yasalaşırsa 8 yıl kesintisiz eğitim sonrası kullanılan ilköğretim okulu ifadesi tarihe karışırken, eski ilkokul ve ortaokul sistemine dönülmüş olacak.
(zaman)
Üst Kategori: ROOT Kategori: Gündem
12 yıllık kesintili eğitim sistemi Meclis’te görüşülmeye devam ederken yeni gelişmeler yaşanıyor. Müfredata Aleviler, Süryaniler, Hıristiyanlar ve Museviler için seçmeli dersler konulacak. Alevilerin yoğun yaşadıkları bölgelerde Aleviliği anlatan seçmeli dersler işlenecek.
Meclis Milli Eğitim Komisyonu'nda görüşmeleri süren 12 yıllık eğitimle, müfredatta önemli değişiklikler olacak. İlköğretim ikinci kademesinde seçmeli dersler olacak. Seçmeli dersleri, MEB Talim ve Terbiye Kurulu belirleyecek. Kurul, seçmeli dersler listesi hazırlayacak. Ortaokulda Kur'an-ı Kerim ve Arapça dersleri seçmeli olarak sunulacak. Dinî eğitim, mevcut uygulamadan farklılık gösterecek. Din dersi yalnızca Sünnilere yönelik olmayacak. Aleviler, Süryaniler, Hıristiyanlar ve Museviler için de seçmeli dersler getirilecek. Özellikle zorunlu din dersine karşı çıkan Aleviler için müfredata, yoğun yaşadıkları bölgelerde Aleviliği anlatan seçmeli dersler konulacak. Ayrıca spora yeteneği olan öğrencilere beden eğitimi dersinin yanı sıra spor saatleri seçmeli ders olarak sunulacak. Müzikle ilgilenen öğrenciler piyano, keman, solistlik gibi seçmeli dersler alacak. Yabancı dil alanında seçmeli dersler de konulacak. Mevcut ilköğretim müfredatı ile ilköğretim birinci kademe müfredatı aynı olacak. Dersler değişmeyecek. Bu kademede seçmeli ders veya bir mesleğe yönelik yönlendirme olmayacak.
Alevi nüfusun yoğun olduğu yerlerde Alevi öğretisini anlatan seçmeli dersler konulacağını söyleyen Alt Komisyon Başkanı ve AK Parti Kocaeli Milletvekili Fikri Işık, "Alevi nüfusun yoğun olduğu yerlerde, örneğin Hacıbektaş ilçesinde öğrencilere Sünni dayatması olmamalı. Bu öğrencilere Alevi öğretisini anlatalım. Anayasa'da zorunlu din dersine karşılık bunun seçmeli olarak her öğrencinin kendi kökenine, tercihine uygun olarak düzenlenmesi taraftarıyım." diye konuştu.
Meclis'te Kürtçe seçmeli ders de gündemde
12 yıllık kesintisiz eğitime geçilmesini öngören yasa teklifinin Meclis Milli Eğitim Komisyonu'ndaki görüşmeleri sürerken Kürtçenin seçmeli ders olabileceğine yönelik iddialar ortaya atıldı. Teklifin 9 maddesinin seçmeli derslere imkân veriyor olması, Kürtçenin de bu kapsamda seçmeli ders olabileceği beklentisine yol açtı. Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer ise Kürtçeli seçmeli dersin ayrı bir konu olduğunu belirterek, iddiaları doğrulamadı. Komisyonda ilköğretim birinci kademe yerine ilkokul, ilköğretim ikinci kademe yerine de ortaokul ifadesi getirildi. Teklif yasalaşırsa 8 yıl kesintisiz eğitim sonrası kullanılan ilköğretim okulu ifadesi tarihe karışırken, eski ilkokul ve ortaokul sistemine dönülmüş olacak.
(zaman)
Son Güncelleme: Perşembe, 08 Mart 2012 09:29
Gösterim: 2255
Mehmet Tezkan - Milliyet
Milli iradeyim, memleketin her taşıyla istediğim gibi oynarım mı demek?
Kimseyi dinlemem, bildiğimi okurum mu demek?
Güç bendeyse, eğitim meğitim anlamam bir gecede bütün sistemi altüst ederim mi demek?
Demokrasilerde yüzde 50’nin anlamı bu mu?
Tercümesi..
Astığım astık kestiğim kestik midir?
*
Şu eğitimde olanlara bakın..
AKP milletvekilleri yasa teklifi verdi.. Eğitim sistemi 4+4+4 olsun dedi..
İlk dört yıldan sonra eve dönüşün, evde oturmanın kapısını açtılar.. Televizyondan eğitim işin kılıfıydı..
Yersen kısmı..
Kendi partilerinin Milli Eğitim Bakanı bile yok artık daha neler dedi..
Evde eğitim dört yıl ötelendi.. Sekizinci yıldan sonraya atıldı..
Demek ki üzerinde çalışılmamış.. Düşünülüp taşınılmamış..
Teklif gol amaçlı hazırlanmış..
İyi de gol kimin kalesine..
Söyleyeyim..
Gol, 9, 10 yaşındaki çocukların kalesine girecekti.. Direkten döndü..
*
Teklif komisyona geldi, altından başka şeyler de çıktı.. Gazeteler yazıyor, televizyonlar söylüyor eğitim sistemi sil baştan!..
Düz liseler Anadolu lisesi gibi olacakmış, SBS kalkacakmış, ders notlarına göre lise belirlenecekmiş, meslek liseleri ile imam hatipler aynı çatının altından çıkarılacakmış..
Mış, mış, mış..
Hazırlık!..
Bu işleri yapmak için yeterli bina, öğretmen var mı? Geçtim onları eğitim planı var mı?
Hak getire..
Kervan yolda düzülür taktiği..
İlk dört yılda ne okunacağı bile belli değil.. İkinci dört yılda ne olacağını ise kimse bilmiyor.. Yarın iktidar partisi bir önerge verir işin rengi bambaşka olur..
*
Peki bütün bunlar niye oluyor?
İmam hatibe yol açmak için.. Mesleki eğitime ağırlık vermek içindir desem..
Değil..
10 yaşında meslek eğitimi mi başlar?
Başlasa başlasa çıraklık eğitimi başlar..
Aslında İmam hatip eğitiminin de o yaşta başlamaması lazım.. Katsayı sorunu ortadan kalktığına göre sıkıntı bitti..
Ama mesele o değil..
Mesele eğitim sistemini ikiye ayırmak.. Din eğitimi veren okullarla din eğitimi vermeyen okullar ayrımına gitmek..
Erken yaşlarda ayırmak.. Olan bitenin anlamı bu..
Pattadak gündeme getirilmesinin..
İmam Hatipler niye kuruldu?
Yenilere hak veriyorum ama eskilerin şikâyet etmesini anlamıyorum.. 1970’li yılların mezunlarından söz ediyorum..
İmam Hatipler siyasetin odağına oturmamışken.. Arka bahçe ilan edilmemişken.. Siyasal İslam tanımı gündemin kıyısında köşesinde yokken..
İmam hatipte okuyanlar bugün ‘bizi üniversiteye almamışlardı’ diye dert yanıyor..
Siyasi nedenlerle istedikleri üniversiteye sokulmamışlar vurgusu yapıyorlar..
Yapıyorlar ama mesele pek öyle değil..
Doğrudur, İmam hatip mezunları istedikleri üniversiteye giremiyordu..
Çünkü; o okullar imam yetiştirmek için kurulmuştu.. Meslek okuluydu.. Memleketin okumuş yazmış imamlara ihtiyacı vardı..
Okumuş yazmış, aydın imam bulmak zordu..
*
Başbakan dün; ‘üniversiteye girebilmek için kendisinden lise diploması da istendiğini’ söyleyerek imam hatip mezunlarına haksızlık yapıldığını ima etti..
Tamam da bu imam hatiplere özgü bi durum değildi ki..
Meslek okuluna giren herkesin başına gelen durumdu.. Benim de başıma geldi.. Maçka Meslek Lisesi’nin elektronik bölümüne girdim.. Dediler ki; bu okulu bitirirsen istediğin üniversiteye gidemezsin..
Niyeymiş!
Burası meslek okulu..
Ne yapmam lazım dedim..
Lise diploması da alman lazım dediler.. Bir yıl fazla okudum lise diploması da aldım..
*
İmam Hatip mezunlarına ilahiyat fakültesine gitme hakkı tanınıyordu..
Bizlere de elektronik, elektrik bölümlerine..
Doktor olmak, hâkim, savcı olmak, kaymakam olmak, ekonomist olmak istiyorum dersen git lise diploması al diyorlardı..
Doğrusu da oydu..
Çünkü devlet bizlere daha fazla para harcıyordu..
Yarı yolda cayan.. Benim gibi.. Elektronikçi, elektrikçi, motorcu, torna tesviyeci, marangoz veya imam olmak için yola çıkıp sonradan vazgeçen zorluğa katlanacaktı..
Katlandık..
Üst Kategori: ROOT Kategori: Gündem
Mehmet Tezkan - Milliyet
Milli iradeyim, memleketin her taşıyla istediğim gibi oynarım mı demek?
Kimseyi dinlemem, bildiğimi okurum mu demek?
Güç bendeyse, eğitim meğitim anlamam bir gecede bütün sistemi altüst ederim mi demek?
Demokrasilerde yüzde 50’nin anlamı bu mu?
Tercümesi..
Astığım astık kestiğim kestik midir?
*
Şu eğitimde olanlara bakın..
AKP milletvekilleri yasa teklifi verdi.. Eğitim sistemi 4+4+4 olsun dedi..
İlk dört yıldan sonra eve dönüşün, evde oturmanın kapısını açtılar.. Televizyondan eğitim işin kılıfıydı..
Yersen kısmı..
Kendi partilerinin Milli Eğitim Bakanı bile yok artık daha neler dedi..
Evde eğitim dört yıl ötelendi.. Sekizinci yıldan sonraya atıldı..
Demek ki üzerinde çalışılmamış.. Düşünülüp taşınılmamış..
Teklif gol amaçlı hazırlanmış..
İyi de gol kimin kalesine..
Söyleyeyim..
Gol, 9, 10 yaşındaki çocukların kalesine girecekti.. Direkten döndü..
*
Teklif komisyona geldi, altından başka şeyler de çıktı.. Gazeteler yazıyor, televizyonlar söylüyor eğitim sistemi sil baştan!..
Düz liseler Anadolu lisesi gibi olacakmış, SBS kalkacakmış, ders notlarına göre lise belirlenecekmiş, meslek liseleri ile imam hatipler aynı çatının altından çıkarılacakmış..
Mış, mış, mış..
Hazırlık!..
Bu işleri yapmak için yeterli bina, öğretmen var mı? Geçtim onları eğitim planı var mı?
Hak getire..
Kervan yolda düzülür taktiği..
İlk dört yılda ne okunacağı bile belli değil.. İkinci dört yılda ne olacağını ise kimse bilmiyor.. Yarın iktidar partisi bir önerge verir işin rengi bambaşka olur..
*
Peki bütün bunlar niye oluyor?
İmam hatibe yol açmak için.. Mesleki eğitime ağırlık vermek içindir desem..
Değil..
10 yaşında meslek eğitimi mi başlar?
Başlasa başlasa çıraklık eğitimi başlar..
Aslında İmam hatip eğitiminin de o yaşta başlamaması lazım.. Katsayı sorunu ortadan kalktığına göre sıkıntı bitti..
Ama mesele o değil..
Mesele eğitim sistemini ikiye ayırmak.. Din eğitimi veren okullarla din eğitimi vermeyen okullar ayrımına gitmek..
Erken yaşlarda ayırmak.. Olan bitenin anlamı bu..
Pattadak gündeme getirilmesinin..
İmam Hatipler niye kuruldu?
Yenilere hak veriyorum ama eskilerin şikâyet etmesini anlamıyorum.. 1970’li yılların mezunlarından söz ediyorum..
İmam Hatipler siyasetin odağına oturmamışken.. Arka bahçe ilan edilmemişken.. Siyasal İslam tanımı gündemin kıyısında köşesinde yokken..
İmam hatipte okuyanlar bugün ‘bizi üniversiteye almamışlardı’ diye dert yanıyor..
Siyasi nedenlerle istedikleri üniversiteye sokulmamışlar vurgusu yapıyorlar..
Yapıyorlar ama mesele pek öyle değil..
Doğrudur, İmam hatip mezunları istedikleri üniversiteye giremiyordu..
Çünkü; o okullar imam yetiştirmek için kurulmuştu.. Meslek okuluydu.. Memleketin okumuş yazmış imamlara ihtiyacı vardı..
Okumuş yazmış, aydın imam bulmak zordu..
*
Başbakan dün; ‘üniversiteye girebilmek için kendisinden lise diploması da istendiğini’ söyleyerek imam hatip mezunlarına haksızlık yapıldığını ima etti..
Tamam da bu imam hatiplere özgü bi durum değildi ki..
Meslek okuluna giren herkesin başına gelen durumdu.. Benim de başıma geldi.. Maçka Meslek Lisesi’nin elektronik bölümüne girdim.. Dediler ki; bu okulu bitirirsen istediğin üniversiteye gidemezsin..
Niyeymiş!
Burası meslek okulu..
Ne yapmam lazım dedim..
Lise diploması da alman lazım dediler.. Bir yıl fazla okudum lise diploması da aldım..
*
İmam Hatip mezunlarına ilahiyat fakültesine gitme hakkı tanınıyordu..
Bizlere de elektronik, elektrik bölümlerine..
Doktor olmak, hâkim, savcı olmak, kaymakam olmak, ekonomist olmak istiyorum dersen git lise diploması al diyorlardı..
Doğrusu da oydu..
Çünkü devlet bizlere daha fazla para harcıyordu..
Yarı yolda cayan.. Benim gibi.. Elektronikçi, elektrikçi, motorcu, torna tesviyeci, marangoz veya imam olmak için yola çıkıp sonradan vazgeçen zorluğa katlanacaktı..
Katlandık..
Son Güncelleme: Çarşamba, 07 Mart 2012 20:15
Gösterim: 1726