Milli Eğitim Bakanlığı (MEB), 4+4+4 kademeli zorunlu eğitim kapsamında hem müfredat çalışmalarına hız vererek sınavları ortadan kaldıracak formüller üzerinde çalışıyor. Liseye geçiş ve üniversiteye giriş sınavlarında MEB’in izleyeceği yol haritası da ortaya çıktı. Sınavları birkaç yıl içinde kaldırmayı planlayan MEB’in planı şöyle: 

Seçme yerine beceri odaklı

Okul türleri arasında programlardan kaynaklanan kalite farklılıkları ortadan kaldırılacak. Lise türleri bir veya ikiye indirilecek. Öğrenci ilgi duyduğu alanın zorunlu ve seçmeli derslerine ağırlık verecek. Ortaokul ve lisede aldığı derslerin ağırlığına göre istediği üniversitenin bölümüne geçiş yapabilecek.

Ayrı binalarda eğitim

MEB, her üç kademenin de ayrı binalarda olması için çalışma yapacak. İmkan ve şartlara göre ortaokulların, ilkokul veya liselerle birlikte kurulması halinde de imam hatip ortaokulları hariç ortaokul yapısı ve adı değişmeyecek. Böylece bir eğitim bölgesinden kayıt yapan bir ilkokulu bitiren öğrenciler, yine aynı eğitim bölgesinde yer alan ortaokula veya imam hatip ortaokuluna, sınava dayalı bir seçme olmaksızın kayıt yaptırarak devam edecekler. 

Lise türü azalacak

Ortaokulu bitiren öğrencilerin liselere devamı konusunda ise birkaç yıl daha Seviye Belirleme Sınavı (SBS) yapılmaya devam edecek. Son yıllarda türlerin azaltılması ve programların güncellenerek artırılması yönünde bir çalışma yapan MEB, Anadolu liseleri, fen liseleri, sosyal bilimler liseleri, Anadolu öğretmen liseleri ve güzel sanatlar ve spor liseleri olmak üzere tür sayısını 6’ya kadar indirmişti. MEB, iki öğretim yılı boyunca uygulamaya devam edilen genel liselerin Anadolu liselerine dönüştürülmesi çalışmalarına da devam edecek. Önümüzdeki öğretim yılı sonunda bu çalışma tamamlanarak genel liseler tamamen kaldırılacak ve bunlar ya Anadolu Lisesi ya da mesleki ve teknik liseye dönüşmüş olacak.

Seçme ve sıralama yok

Mesleki ve teknik eğitimde türlerin tamamının kaldırılması ve programların güncellenerek artırılması çalışması da sürdürülecek. Böylece türler arasında programlardan kaynaklanan kalite farklılıkları kaldırılmış olacak ve ortaokullardan liselere geçişler de seçme ve sıralamaya dayalı merkezi sınav uygulaması da gereksiz hale gelecek.

(hürriyet)

Hürriyet Gazetesi Yazarı Yalçın Bayer’in bugünkü yazısı.

Azınlık okulları yanında, cins ayrımcılığına dayanan medrese-mektep ikilemi üzerine kurulan Osmanlı eğitim sistemi Tevhid-i Tedrisat ile yıkılırken; üreten, ürettikçe kendi varlığını algılayan, yaparak yaşayarak öğrenme teknikleri üzerinden ve kendine bilimsel dayanaklar oluşturan Cumhuriyet eğitim sistemi ortaya çıktı. Bu yeni sistem en güzel meyvelerini de Köy Enstitüleri ile verdi.

Cumhuriyeti kuran çağdaş aydın kadrolar, eğitimin ve kalkınmanın, öncelikle ‘Köylü milletin efendisidir’ anlayışı ile köylerden başlaması gerektiği fikrini benimsedi.

Cehalete karşı açılan savaşta zeki köy çocuklarının eğitilmesi önemli bir yer tuttu.

Evet, Köy Enstitüleri’nin kuruluşunun 72. yıldönümü bugün. Dünyada eşi benzeri olmayan, Türkiye’nin dünya eğitim tarihine kazandırdığı bu modeli, UNESCO gelişmekte olan ülkelere tavsiye etti.

Eğitim-İş Sendikası merkez yönetimi, bu konuda çok aydınlatıcı bir bildiri yayınladı. Hasan Ali Yücel’in çağdaş bakanlık anlayışı, İ. Hakkı Tonguç’un ilerici, toplumcu anlayışı ile yakılan ateş aydınlanma devriminin ve üretken eğitimin en büyük ateşi oldu. Yücel “Bu bizimdir, kimseden almadık; bizden alsınlar” diyordu. Eğitim-İş Merkez Yönetim Kurulu, tepkisini bugüne getiriyor:

“O gün Köy Enstitüleri’ni kapatmak ne kadar vahim bir hata ise bugün 4+4+4 Kesintili Zorunlu Eğitim Yasası’yla eğitim sistemimizi yeniden çok kutuplu hale getirecek yasal düzenlemeler de o kadar büyük hatadır. Eğitim-İş olarak amacımız; Köy Enstitüleri’nin heyecan ve ruhunu okullarımızda yaşatmak, tüm yurtta cumhuriyetin, aydınlanmanın ateşini yeniden yakmak, ülkemizin geleceğine umut ve ışık olabilmektir.”

Ama kim okur, kim dinler! Şimdiki proje başka!

NECİP Türk milletine önerimdir:

Günün birinde kabinenin bir bakanı dün olduğu gibi sizlere davul-zurna eşliğinde “Haydi oyna, takla at” gibi bir talepte bulunursa lütfen kendisine “Senin maaşını ben veriyorum, ben tef çalayım sen oyna” yanıtı veriniz.

(Yalçın Bayer-hürriyet)

Kütahya'nın Simav ilçesinde, 4,8 büyüklüğünde deprem meydana geldi. Okullar birgün süreyle tatil edildi.

Boğaziçi Üniversitesi (BÜ) Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü'nden alınan bilgiye göre, saat 13.10'da, merkez üssü Simav ilçe merkezine 28 kilometre uzaklığındaki İnlice köyünde 4,8 büyüklüğünde sarsıntı kaydedildi.

Deprem, Kütahya il merkezi, Hisarcık, Emet, Tavşanlı, Gediz, Şaphane ve Pazarlar ilçelerinde de hissedildi.

Simav'da okulların tahliye edilmeye başlandığı, can ve mal kaybının olup olmadığını belirlemek için Kaymakamlık koordinesinde çalışma yürütüldüğü öğrenildi.

Başbakanlık Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı ise internet sitesinde, Simav'da saat 13.10'da 4,7, 13.11'de ise 4,6 büyüklüğünde depremler kaydedildiğini duyurdu.

Okullar tatil edildi

Simav Kaymakamı Yüksel Ünal, AA muhabirine yaptığı açıklamada, saat 13.10'da 4,8, 13.11'de ise 4,7 büyüklüğünde iki deprem kaydedildiğini hatırlattı.

Bunların orta şiddette sayılan olağanüstü depremler olduğunu belirten Ünal, şöyle devam etti:

''Hemen tespitleri yaptırdık. Yıkılan, hasar gören binamız yok. Hastanede yoğunlaşma yok. Sadece ufak tefek şeker ve tansiyon yükselmesinden dolayı birkaç kişi müracaat etti. Okullarımızda bir sorun yok. Simav'daki ilk ve orta dereceli okullarda eğitim ve öğretime bugün ara verilmesini kararlaştırdık.''

Binalarda çatlak ya da dökülme yok

Köy muhtarı Ali Güzel, AA muhabirine yaptığı açıklamada, 13 haneli köyün, ilçe merkezine 28 kilometre uzaklıkta olduğunu söyledi.

Saat 13.10'da art arda iki deprem hissettiklerini ve panikle evlerden dışarı çıktıklarını belirten Güzel, şunları kaydetti:

''İlk ikisi kadar şiddetli olmasa da sarsıntılar devam ediyor. Saat 13.10 sıralarında büyük bir gürültüyle sarsıntı oldu. Köylülerimiz panikle evlerinden dışarı çıktı. Köyü gezdim, vatandaşlarımızla görüştüm. Binalarda çatlak ya da dökülme yok. Herhangi bir can ya da mal kaybı yaşamadan depremi atlattık.''

Karaçi Ulusal Çocuk Sağlığı Enstitüsü Başkanı Cemal Rıza, 6 bacaklı bebeğin bir hafta önce dünyaya geldiğini belirtti.

Bu enstitüden adını açıklamak istemeyen doktor, 1 milyonda bir bebekte görülen genetik hastalık sonucu bebeğin bu şekilde dünyaya geldiğini, bebeğin hayatının kurtarılması ve normal yaşam sürdürmesini sağlamak için doktorların gerekli tedaviye karar vermek amacıyla bebeği muayene ettiğini kaydetti.